Son saniyeler kala arabadan atladım. Hepsini teker teker kestim ama hiçbir işe yaramadı. Anlaşılan bu da pisliklerin işiydi. 20 saniye kala kamyondan çıktım ve ters yöne koşmaya başladım. Tam kayanın arkasına girecektim ki bomba patladı. Ve o etki ile uçtum. Sonra karanlık.
( Timden )
Hepsi mağranın orda toplandılar. Hepsi komutanları için çok korkuyordu. Çünkü o onların komutanı değil ablası, kardeşi yeri geldimi anneleri oluyordu. Ahmet'in timi de yeni tanımlarına rağmen korkuyordular. Ahmet ise o ayrı bir korkuyor du yıllar önce sevdiği kadını en yakın arkadaşı evlenecek diye korkmuştu. Ama olmamıştı. Tam onu buldum derken kaybetmekten korkuyordu. Emir komuta ahmeteydi ve biraz daha burda durularsa bu itler gelbilirdi ama bir yandan da sevdiği kadını burda bırakmak istemiyordu.
Ahmet : herkez toplansın gidiyoruz burdan hemen
Hepsi toplandı ve gitmeye başladılar. Alya hala telsizdeydi ama sesi gelmiyordu. Hepsi arkasını dönüp gitmeye başladı. İlhan bir iti Serkan diğer iti aldı. Diğerinin kafasına sıkmışlar dı. Ahmet'e arkasını döndü ve yürümeye başladı ve tam o zaman bir gürültü koptu. Hepsi aynı anda geri döndü. Arabaların olduğu yer yanıyordu.
İt : hahahahahahah beni yakaladınız ama komitanınız geberdi.
Bu kelimeden sonra gene kahkaha atmaya başladı. Ve Serkan ile İlhan aynı anda bir yumruk attı. Öyle ki gerizekalılar bayıldılar.
Emre : komutanım gidip bakalım mı nolur
Ahmet düşündü.
Ahmet : etraf temizmi kontrol edin.
Hepsi baktılar.
Batu : bura temiz
Emre : bura temiz
Can : burada temiz
Ayaz : temiz komutanım
Ege : temiz
Son olarak
Efe : temiz komutanım
Ahmet Telsize doğru konuştu.
Ahmet : Alya duyuyormusun bizi
Efe : komutanım duyuyormusunuz.
Hiçbir ses yoktu
Ahmet: Serkan ve İlhan bu itlerle birlikte şu silah aracına binin ve buluşma yerine gidin bizde alyaya bakıcaz anlaşıldı mı
Hepsi : anlaşıldı komutanım.
Ahmet en önden gitmeye başladı.
Ahmet : dikat edin etrafı kontrol etmeyi unutmayın.
Efe : emredersiniz komutanım.
Dikatli bir şekil de yangının olduğu yere gittiler ve etrafa bakmaya başladılar. Arabaların olduğu bölgede bir şey yoktu. Belki kendini kurtarmıştır. Diyerek ilerlediler. O sırada Ahmet alyayı gördü. Yerde yatıyordu. Hemen yanına gitti.
Ahmet : millet buldum. Hemen sedyeyi getirin komutanımızı alıp gidelim. Burdan.
Efe ve Ege hemen koştular ve alyayı sedyeye yatırdılar.
Ahmet : sıra sıra taşıyacağız. Yolumuz uzun olmaz ise bir köye geçelim. Orda gece olmasını bekleyip. Öyle yola koyulalım.
İlk başlarda efe ve ege taşıdı. Sonra canla Batu, en son ise Ahmet ile Ayaz taşıdı.
( Alyadan )
Pombanin patlaması ile kafamı taşa çarptiktan sonra bayıldım. Şuan ise birileri beni taşıyordu. Kim olduklarını görmek için gözümü açtım. Ahmet ile Ayaz' dı. Benim uyandığımı fark etmediler. O sırada efe ve ege aynı anda bana dönüp baktılar.
Efe , Ege: komutanım iyimisiniz.
Demesi ile Ahmet ile Ayaz bana baktı. Ahmet'in resmen gözleri parladı. Bir ağacın arkasına geçtiler ve beni yavaşça yere bıraktılar.
Ben : iyiyim. Ben de nereye gidiyoruz.
Ahmet : çevre köylerden birine gidicez akşama kadar orda durup. Akşam geri donücez.
Ben: tamam.
Yerimden kalkıyordum ki. Başıma giren zonklama ile yerime geri oturdum.
Ahmet : bence kalkmamalısınız komutanım. Biz sizi taşırız.
Ben : olmaz öyle şey ben kendim yürürüm evellalah.
Ve yerimden yavaşça kalktım.
Ben : hadi devam edelim.
Hala başım donuyordu. Olsun ben daha ağırlarını yaşadım.
Yola devam ettik. Köye gelince dikkatle köye girdik. Muhtar çay ocağındaydı. Muhtarın yanına gittik. Bizi görünce herkez ayağı kalktı.
Muhtar : hoş gelmişsiniz komutanım.
Ben : hoş bulduk muhtar.
Muhtar : hangi rüzgar attı sizi buraya önemli bir şey yoktur inşallah.
Ben : yok yok biz burda kalıcaz akşama kadar. Bize bir yer verirmisiniz.
Muhtar : tabi ki komutanım. Buyrun sizi bizim eve götürelim. Kızım yaranıza baksın.
Ben: tamamdır.
Muhtarı takip ettik. Evine geldik. Hepimiz içeri girdik. Ve evin oturma odasına geçtik. O sırada muhtarın kızı geldi. Ev halkı ise bize yemek hazırlıyorlar dı.
Muhtarın kızı yanıma yaklaştı
Muhtarın kızı: izninizle yaranıza bakayım.
Ben : gel çekinme
Yanıma geldi ve başıma bakmaya başladı. Sol tarafkaşımın bir parmak üstünden kafama doğru bir yaraydı.
Muhtarın kızı : komutanım ben Zehra
Zehra demesi ile annem aklıma geldi. Ben onlara uzun sürmez hatta yarın gelirim dedim. Off offf
Zehra : komutanım dikişlik değil ama genede derin. Pansuman yapıcam acıya bilir.
Ben : sorun değil.
O sırada içeriye bazı kadınlar girdi ve yer sofrasını kurup gittiler. Tim bana bakıyordu. Bu hem iyi olup olmadığıma bakıyor hemde sofraya oturmak için izin istiyorlardı.
Ben: oturabilirsiniz istediğinizi yiyin.
Zehra pansumanı yaptıktan sonra gitti biz bize kaldık. Bende koltukta uzandım. Aç değildim. Başım ağrıyor dinlenmek için uzandım. Uyuya kaldım. Ama yanımdaki sesleri duyabiliyordum.
( Saat 7.30 )
Ben hala yerimde uzanıyordum. Askerlerde yemekten sonra uzandılar. Efe ve Ege arada dışarıyı kontrol ediyordu.
Ahmet : komutanım albay sizi istiyor.
Elinden aldım. Ve hemen ayağı kalktım.
Albay : Asena geri dönüşünüz için izin verdiler. Geri dönüyorsunuz. Köyün yakınlarında helikopter sizi alıcak. Yaralı var mı.
Ben : yaralı yok komutanım. Hemen yola çıkıyoruz.
Telefonu Batuya verdim. Konumu bulması için. Batunun konumu bulması ile silahlarımızı kontrol ettik. Ve yola çıkmak için asağıya indik. Muhtar ve ailesine teşekkür ettik ve yola koyulduk.
Helikopter alanına kadar sağsalim gittik. Ve helikopteri beklemeye başladık.
Efe : komutanım
Ben : söyle Efe
Efe : komutanım geri dönünce bir yemeğe gidelim mi
Ben : oğlum sizle anlaştık ya geri dönünce gidicez diye niye uzatıyorsun.
Ege : komutanım sizde gelirsiniz dimi.
Bunu Ahmet'e bakarak söyledi.
Ahmet : komutanim isterse neden olmasın.
Ege : ne diyorsunuz komutanım
Bunu bana söylüyordu.
Ben : bana sormaniza gerek yok çünkü hep birlikte gidicez.
Can : ay acaba ne giysem.
Demesi ile hepimiz güldük.
Ayaz: ulan kocaman asker olmuşsun hala ne giysem diye mutlu oluyorsun. Sen kız mısın lan
Can : komutanım her seferinde aynı şeyi yapıyorsunuz ya
Ayaz : oğlum her seferinde bile bile yapıyorsun.
Ben : tamam tamam. Kavga etmeyin. Can sende daha bir etek giyip gelirsin. Ne yapalım artık.
Demem ile can hariç hepimiz güldük.
Can : komutanım sizden beklemezdim.
Yeni tanıştık ama hepsine kanım kaynamıştı.
Efe : aramıza hoşgeldin
Ege : eeee geri dönünce ne zaman gidiyoruz.
Ben : bilmem geri dönünce bizim tatilimiz devam edicek. Önemli bir şey çıkmazsa
Batu : o zaman yarın akşam gidelim mi
Ahmet : bakarız yarın hepimiz için uygunsa gideriz.
Efe : İlhan abi ile Serkan abiye de söyleyelim.
Ben : evet söyleyin yarın konuşuruz zaten gidip gitmeyeceğimizi. Batu helikopter ne zaman gelir.
Batu : 10 dakikaya burda olur komutanım.
Hepimiz oturuyorduk bir yandan da etrafı kontrol ediyorduk.
Ahmet : komutanım bunca sene nasıl kayboldunuz.
Ben : kaybolmadim özel göreve gittim.
Efe ve Ege aynı anda
Efe ve Ege: siz önceden tanışıyormusunuz.
Can : en başından belliydi odada birbirlerini ilk gordüklerinde şaşırdılar.
Ben : maşallah can gözlerin şahin gibi
Can : evet komutanım annem gil bana hep havuç yedirmiş
Ben : öyleyse geri dönünce hatirlat şu havuçların etkisini bir görelim.
Benim bu sözüm ile can hariç hepsi güldüler gene.
Can : amahepiniz benim üstume oynuyorsunuz.
Batu : sen kendin kaşındın oğlum.
Biz böyle gülüp eğlenirken helikopter geldi. Hepimiz bindik ve devam ettik. Askeriyeye geldik ve helikopterden inip rütbeye göre dizildik. Tekmil verdik.
Albay : rahat asker. Şimdilik gidebilirsiniz. Ama yarın durum raporunu masama istiyorum.
Ben : smredersiniz komutanım.
Albay gittikten sonra hepimiz hangara geçtik. Orda İlhan abi ile Serkan vardı. Beni görünce hemen kalkıp ilk başta tekmil verdiler ardından sarıldılar.
İlhan abi : bir daha maceraya girme
Serkan: girerseniz de birlikte girelim.
Ben : isallah
Benim sözüme güldüler. Silahlarımı bıraktım ve odama gittim. Kafamdaki yaraya dikat ederek üstümü değiştirdim.
Ve eşyalarımı aldım. Cebime bıraktım ve telefonumu açtım. Açmam ile bildirim sesleri ile irkildim. Bune anam aramayan kalmamış. Annem, babam, abiler, kardeşlerim, elif, melek yok yok mübarek anneme tıkladım. 5 saniye bile geçmeden açıldı. Bu kadın telefondamı bekliyordu ya.
Annem: kızım nasılsın? Döndün mü? Yaran var mı? Yaralanan varmı? Ne zaman geliyorsun?
Ben : anne bir sakin iyiyim. Yeni geldim. Yaralanan yok. Birazdan gelirim.
Annem : çok şükür yarabbim. Hadi o zaman yavaş gel
Ben : tamam anne.
Telefonu kapattım. Bu sefer meleği aradım.
Melek : hele şükür.
Elif : Ailenin yanına gittin unutun bizi
Beraberlerdi.
Ben : görevdeydim. Yeni geldim.
Melek: anladım kuşum iyimisiniz.
Ben : iyiyiz. Bişey mi oldu aramışsınız.
Elif : normalde ararsın. Aramayinca kendimizi hatırlatalim dedik.
Ben : anladım.
O sırada kapı çaldı.
Melek : kuşum biz kapatalım sen işine odaklan.
Telefonu kapattım.
Ben : gel
Kimse gelmedi. Gelmeyince ben çıktım. Kimse yok halla halla. Yerde bir kutu.
Kutuyu aldım. Odama geri girdim. Ve kapıyı kapatıp oturdum. Kutunun üstünde birşey yoktu. Kutuyu salladım. Ses yok demek ki bomba filan değil. Genede sakın ve yavaş hareketlerle açtim içinde bir kağıt.
Sana dediğim gibi ailemden uzak durucaksın yoksa olacaklardan sorumlu değilim.
Kağıdın altında saç tutamı vardı. Halla halla bu saç tutamı da kimin. Bu kız valla piskopat. Neyse kutuyu dolabıma koydum ve kitledim. Odayı da kitledim ve motoruma gittim. Motoruma bindim. Evin önune geldiğimde önünde bir sürü araba vardı. Kapıyı çaldım. Açan annem di.
Annem : hoş geldi....
Bir anda gözü kafamdaki bandajlı olan kısma baktı
Annem : ne oldu oraya
Ben : bişey olmadı çarptım sadece
İçeri girdim.
Ben : bi odama çıkıp rahat bir şeyler giyip geliyorum.
Oturma odasına girdiğimde gördüğüm kişiler ile durdum.
_________________________________________
Evet 1404 kelime ile kapanışı yaptım. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım.