Hoş geldin...🤸🏻♀️
İyi okumalar ☘️
____________________________________
3 hafta sonra...
" Nasıl yani?"
"Hayır hayır hayır"
"Bu şaka öyle değil mi?"
Artarak yükselen sesi ve art arda sıraladığınız cümlelerle çıldırmasına ramak kalmıştı.
Hızlı hızlı soluklandı genç adam. Ellerini pembe saçlarına olabildiğince sert şekilde daldırdı.
"Taehyung şaka yapıyorum desene !"
Karşısında ki adamın mimik dahi oynatmayan surat ifadesi ile konuşması işleri bir tık daha zorlaştırmaya başlamıştı.
"Bay Kim, Jimin,mesai saatleri içinde Bay Kim!"
Aralarında ki ilişki eskisi kadar iyi olmasa da, böyle bir durumda buna takılıyor olması daha çok canını sıktı Jimin'in.
"Sikeyim Bay Kim'ini! Kendimi de sikeyim Bay Kim! Bilmiyormuş gibi konuşma!"
Etrafında ki insanlar, ilk defa pembe saçlıyı bu kadar sinirli görüyordu. Stajyerinin kolunu tutarak hıncını çıkarmaya çalıştığı saçlarına eziyet ettiği elini kurtarma çabasının farkına bile varmadı.
"Bir Sakin olur musun.Lütfen!" Diye uyardı en sonunda esmer tenli.
"Taehyung ya ne sakinliği amına koyayım. Farkında mısın olayın?!"
Jimin yıllardır, büyük küçük bir çok işe koşturmuştu. Fakat hiç bir zaman böyle büyük bir tepki vermemişti. Genelde, canı yorgunluktan çıksa bile sesini çıkarmayarak, bir kenarda dinlenmeyi seçen kişi olurdu.
Bu şekilde tepki vermesi etrafında ki insanların, olaya ve konuşmaya daha çok kulak kabartmasına sebep oluyordu.
Beomgyu, Jimin'i sakinleştirmek adına elini saçlarından uzaklaştırmayı başardığında, Jimin'in elindeki bir kaç Pembe saç telini fark etmişti.
"Hyung, gel bir sakinleşip gelelim. Etraftaki insanlar bizi izliyor. Bay Min gelmeden biraz toparlanıp gelelim."
Ancak küçük beden duymuyor gibiydi. Odaklandığı tek şey, karşısında ki esmer tenli ve bir kaç dakika önce verdiği görevdi.
"Hayır! hayır! ve tekrar hayır!" dedi. Çabasına rağmen, duymadığı stajyerine asla bakmadan.
"Başka birini seç. Yada seçin! Kabul etmiyorum." Dedi tükenmişlikle.
"Edeceksin."
"Hayır etmiyorum.!Çok biliyorsan bu işi sen al Taehyung!. Yada Bay Kim, işte her kimsen.!"
"Dinlemiyorsun Jimin sanırım. Sana farklı bir durumdan bahsetmiyorum. Her gün, her bölüm için yaptığın bir şeyden bahsediyorum. Bay Min, çoktan kabul etti!."
"Ben etmiyorum. Sikeyim yeryüzünde insan mı kalmadı? Başkasını seç, Bay Min onu onaylasın. Ne yaptığınız umrumda değil. Çünkü asla hareket dahi etmeyeceğim."
"Fazla abartmıyor musun? "
•
•
•
•
4 gün sonra...
•
•
•
•
Ayağa kalkarak uzattı elini genç adam. Uzun zamandır bu kadar rahatlamış hissetmiyordu. Aradığı, çabaladığı başarıyı işte şimdi elde etmişti.
Sonunda başarmıştı.
Asla kabul etmeyen adamı, konuğu olarak almıştı sonunda. Gerçekten kendini ve programını küçük görenler için büyük bir cevap olacaktı.
Yüzünde ki gururlu gülümseme kendini oldukça belli ediyordu. İlk andan beri kolay olmayacağını biliyordu.Bu uğurda çok kişiyi ezmesi gerekse de, sonunda istediğini elde etmişti. Ses getirecek programını yapmaya hak kazanmıştı.
"Hoş geldiniz, programımıza katılmayı kabul etmeniz, katılmanız bizim için bir onur Bay Jeon."
"Oh, teşekkür ederim. Açıkcası güzel ikna ediyorsunuz." Dedi oldukça ciddi ses tonunu biraz olsun yumuşatmazken.
Gerçekten, o küçük adam peşini bir türlü bırakmamıştı. Kabul etmese de, etmek zorunda bırakmıştı artık.
"İsmim ne demiştiniz?"
"Choi Beomgyu "
"Anlıyorum isminizi not aldım. Bay Jeon Müsait olduğu bir vakitte görüşmeyi kabul ederse size ulaşırız."
"Ya bakın 5 dakika diyorum, sadece beş dakika görüşmeme müsade edin yeterli."
"Beyefendi anlamıyor musunuz? Meşgul, toplantı da, üzgünüm." dedi çalışan.
"Hemen demiyorum zaten farkında mısınız? Bitinceye kadar beklerim, çıkınca 5 dakika görüşmeme müsaade etseniz yeterli." Dedi tatlı tatlı.
Üzgünüm. Bu şekilde görüşmeleri kabul etmiyor Diyerek reddetti uzun siyah saçlı çocuğu.
Deneyebileceği kadar denedi genç çocuk. Herşeyi yapmaya çalışıyordu ancak neticede sadece bir stajyerdi. Hyungu, öyle inat etmişti ki, onun için yapmaya çalışıyordu ancak karşısında ki güvenlik duvarı da disiplinli çalışanlar asla yardımcı olmuyordu.
Çizgili hırkasını çekiştirerek, 4 gündür yaptığı gibi, kapıda ki güvenlik görevlisinin yanında ki cam duvarın önünde beklemeye devam etti. Bir saat sonraki mesaiye gelen çalışanla deneyecekti bu sefer.
Yapamıyordu.
İşler sarpa sarmıştı. Jimşn hyungu inat ediyor, Beomgyu'nun ise elinden bir şey gelmiyordu. Bay Min ve Bay Kim ise, Bay Jeon'u programda görmek istiyordu.
Güvenlik taraması yapılanlar, ve şirket kartına sahip olanlar rahatça içeri girebiliyordu.
Biraz soluklandı. Hyungunun yaptığı tüm yöntemleri sırayla yapmaya çalışıyordu. Bir tanesinin işe yarayacağına emindi.
Defterde ki sıradaki maddeye geçmek için, önce ki maddeyi karaladı. Gözlerini kapatarak başını arkasında ki cam duvara dayayarak, biraz toparlanmaya çalıştı. Güç toplayıp enerji bulması gerekiyordu.
Güvenlik görevlisinin konuşması takıldı kulağına,
"Beyefendi üzerinizde metal olan bir şey kalmış olmalı, çıkarıp tekrar geçer misiniz?"
"Kaşımda ki piercing muhtemelen, çıkarmama gerek var mı? "
Siyah saçlı duyduğu sesle başını kaldırdığında, kendini fark etmeyen adamı takip etmeye başladı.
Gerçekten bir baş belasısın beomgyu. Diyerek laf attı arkasında ki genç adama.
"İyi günler Jeon Jungkook'la görüşecektik."
"Bakın az önce yanınızda ki Beyefendiye de bahsettim. Bay Jeon müsait değil." Dedi yüzlerine bile bakmadan.
"Bay jeon ile görüşmeden gitmeyeceğiz"...
Hafifçe sıktığı eli bırakıp, siyah ceketini düzelterek koltuğa yerleşti. Kendisine gururla bakan esmer tenli adama, ayakta durduğu için değişik bir bakış attı olduğu yerde.
"Başlayalım" dedi Taehyung program kartlarını dizlerinin üstüne başvurarak düzeltti bu esnada.
"Nasıl yani?" dedi gergin şekilde,
"Sevimli suratla yapmayacak mıyım programı?" Diye sordu Jungkook.
Sevimli surat? Dedi anlamayarak Taehyung, bir kaç saniye düşündükten sonra:
" Beomgyu'dan mı bahsediyorsunuz Bay Jeon?"
"Hayır," dedi kesin dille,
"Pembe saçlı olandan bahsediyorum."
Gözleri kısa süreliğine, Jiminin her zaman program başında oturarak birazcık dinlenebildiği koltuğa kaydı. Sadece birkaç saliseliği gibi kısa bir sürede. Ancak koltuk boştu.
"Hayır efendim. Jimin bizim cast ekibimizin bir üyesi. Sunucu olan benim, o yüzden program boyunca benimle olacaksınız." Diyerek tebessümle açıkladı genç adam. Hiç olmadığı kadar nazik ve kibar olarak konuştu.
"Ancak kaç gündür ben onlarla muhatap oluyorum. Onlar çabaladılar, buraya gelmem konusunda. Ve programı sizinle mi yapacağım?" Diye sordu, beğenmez şekilde Jungkook.
"Anlayamadım Bay Jeon," dedi paniklemeye başlıyordu yavaş yavaş.
"Programı pembe saçlı için kabul ettim. Üzgünüm.
Programı onunla gerçekleştirmek istiyorum. Aksi halde kalmak istemiyorum."
____________________________________
Yorumlarınızı bekliyorum..
En az üç yorum☘️
Şuraya bir stajyer Choi Beomgyu bırakalım.
Biraz bu çocuğu abartalım yaaaa..
Okuduğunuz için teşekkürler..
Ve
Hey sen...
Seviliyorsun....
🍀