AŞİRET AİLEM'Arel'

By siradanbirinsan3

233K 10.6K 3.2K

18 yılını bir hiç uğruna yaşamış olan Arel. 18 yıl bir yalan ile yaşamış olan aile. Birbirlerinin acılarını... More

Karekter Tanıtımı
1✨
2✨
3✨
4✨
5✨
6✨
7✨
8✨
9✨
10✨
11✨
12✨
13✨
14✨
Instagram bölümü✨
15✨
Duyuru!!
16✨
17✨
18✨
19✨
20✨
21✨
22✨
23✨
24✨
25✨
26✨
27✨
29✨
30✨
Final✨
Yeni kitap.

28✨

2.7K 145 86
By siradanbirinsan3

"Bir şey kalbinizde ki huzuru bozduğunda, ondan vazgeçin."

-Hz. Muhammed (S.A.V)

Sınır
47 vote 50 yorum

Sınır dolmadan bölüm gelmicek.

İyi okumalar🤍

....

Miraçtan geri çekilip sorgulayıcı gözlerle ona baktım.

"Miraç senin burada ne işin var?"dedim ağlak ses ile.

"Senin geleceğin yoktu, ben de dedim ki bâri ben gideyim"dedi miraç gülümseyerek.

"Ya çok iyi yapmışsın"dedim tekrar sarılarak.

Miraçta sarılışıma karşılık vermiş ellerini sırtıma koymuştu. Onu o kadar çok özlemiştim ki.

Abim gil aklıma geldiğinde panikle geri çekildim. Bu hareketim karşısında miraç kaşlarını çatmış, sorgulayıcı bakışlar atıyordu.

"Abim gil?"dedim sorar gibi.

"Umrumda değiller"dedi miraç omuz silkerek.

"Delirdin mi sen"dedim omuzuna vurarak.

"Delirdim, sen delirttin beni"dedi miraç ciddiyetle.

Yanaklarımdan alevler fışkırıyordu resmen, vücudumda ki bütün kan yanaklarımda toplanmıştı herhalde.

"Utanınca çok tatlı oluyorsun"dedi miraç hayran sesi ile.

"Yaa!"dedim ellerimle yüzümü kapatarak.

"Beni içeriye davet etmicekmisin?"dedi miraç alay ile karışık sesi ile.

"Ah! Pardon unutmuşum"dedim daha çok utanarak.

Miraç içeriye girdiğinde kafamı kapıdan çıkartıp gelen giden varmı diye baktım.

Kimse yoktu. Kafamı geri çekip içeriye girdim.

Miraç'ın oturduğu koltuğun karşısında ki tekli koltuğa oturup konuşmasını bekledim.

Ona hâyla kızgındım aramalarıma ve mesajlarıma cevap vermemişti. İster istemez de kalbim kırılmıştı yani.

"Arel"dedi miraç beni düşüncelerimden ayırarak.

"Efendim"dedim ona dönerek.

"Bana kırgınmısın?"dedi, cevabını biliyordu ama yine de soruyordu.

"Evet"dedim gözlerim dolarken.

"Sana bir şey oldu diye çok korktum"dedim göz yaşlarım usulca akarken.

"Özür dilerim ama sürpriz yapmak istemiştim"dedi miraç suçluluk duygusu ile.

Oturduğu yerden kalkıp önüme geldi dizlerinin üzerine çöküp aynı hizaya gelmemizi sağladı.

Dizlerimin üzerinde ki titreyen ellerimi tutup başımı göğsüne yasladı. Göğsünde ağlamaya devam ettim.

Korkmuştum, ona bir şey oldu korkusu beynimi kemirmişti. Bütün gece onu düşünüp durmuştum.

Biraz daha iyi olduğumda geri çekildim.

Miraç tekrar kalktığı koltuğa oturduğunda bende ayağa kalkıp banyo'ya girdim.

Elimi yüzümü yıkayıp geri miraç'ın yanına döndüm. Biraz daha iyiydim şimdi.

"N'apıcaksın?"dedim dalgın sesim ile.

"Bende burada kalıcam"dedi miraç umursamazca.

"Abim gil seni öldürürler"dedim bu seçenekten korkarak.

"Olsun en azından senin yanında ölürüm" dedi miraç.

"Saçmalama miraç "dedim kaşlarımı çatarak.

"Ben mi saçmalıyorum"dedi miraç tek kaşını kaldırarak.

"Üf! Tamam"dedim inadı bırakarak.

Miraç ile biraz daha konuştuktan sonra, miraç oteldeki odasına yatmaya gitmişti.

Bende akşam yemeği için aşağıya indim. Abim gilin oturduğu masaya oturup aceleyle siparişimi verdim.

Yemeğim geldikten sonra da aynı aceleyle yemeğimi yemiş uykum olduğunu iddia ederek yukarı çıkmıştım.

Ama ne yapacağımı bilmiyordum.

Miraç gitmeden önce bana saat 20.00 da hazır olmamı istemişti. O yüzden hazırlanmam gerektiğini kânaat getirdim.

Valizimin içinden lila renklerinde ki elbisemi çıkartıp giyindim. Bu gün farklı olmak istemiştim.

Ve olmuştum da.

Elbise bedenime tam oturmuş, vücut hatlarımı ortaya çıkarmıştı. Son olarak karın bölgemde ki ipleri de sıkıp geri çekildim.

          (Arel'in giyindiği elbise)
(Beğenmeyen istediği gibi düşünebilir)

Varlığını unuttuğum telefonum çaldığında, komidinin üzerinde ki telfonumu uzanıp aldım.

Arayan kişiyi bilmeme rağmen yinede ekrana baktım. Tam da tahmin ettiğim gibi miraçtı.

Daha fazla bekletmeden telefonu açıp, hoparlöre alıp, makyaj masasının üzerine indirdim.

"Alo"dedi karşıda ki ses.

"Efendim" dedim aynada son dokunuşlarımı yaparken.

"Arel seni bekliyorum aşağıda"dedi miraç.

"Tamam geliyorum"dedim uzanıp telefonu kapatarak.

Elimde ki ruju da sürüp çantama attım. Zirâ orada lazım olabilirdi.

Kimse görmeden hızla aşşağıya inmeye çalışırken birden önümde alaz'ın belirmesiyle şokla ona baktım.

Oda beni görmeyi beklemiyor olacak ki şokla bana bakıyordu. Gözleri elbiseme kaydığında kaşları havaya kalktı.

"Arel sen yorgun değilmiydin?"dedi alaz şaşkınlık ile.

"Şey aslında evet yorgunum"dedim gözlerimi kaçırarak.

"Neden böyle giyindin o zaman"dedi alaz üzerime bir kere daha göz gezdirerek.

"Arel!"miraç'ın bana seslenmesi ile sitresle dudağımı dişlemeye başladım.

Miraç yanımıza doğru gelmiş elini  omzuma atmış oda alaz'a bakıyordu.

Alaz ise miraç'ın omzumda ki eline.

"Siz ikiniz ne alaka?"dedi alaz, bize dünya'nın en saçma çiftiymişiz gibi bakarak.

"Arel bunun senin yanında ne işi var"dedi alaz beni yanına çekip kolunun altına alarak.

"Alaz ne yapıyorsun"dedim sitem ile.

"Kardeşimi koruyorum"dedi alaz başımı öperek.

"O benim arkadaşım"dedim miraç'a bakarak.

Miraç bu söylediğim söz ile beraber bir şeyler mırıldanmıştı ancak anlamamıştım.

Çokta üzerime alınmamıştım zaten.

"Biz gidiyoruz"dedim alaz'ın kolunun altından çıkarak.

Miraç'ın yanına gidip koluna girdim, alaz bu yaptığım harekete göz devirmişti.

"Kimseye söyleme"dedim alaz'a bakarak.

"Düşünmem gerek"dedi alaz ellerini çenesine koyarak.

Yaptığı harekete göz devirip koluna vurdum. Sanki çok ciddi bir yaraymış gibi yüzünü buruşturup kolunu üfelemişti.

"O zaman benim de seni affetmek için tekrar bir düşüneyim"dedim miraç'ın koluna daha da yapışarak.

"Tamam, tamam"dedi korkarak.

"Biz gidiyoruz"dedim alaz'a öpücük atıp miraç ile beraber arabaya doğru giderek.

Araba'nın yanına ulaştığımız da miraç benim kapımı açıp beni bindirmişti. Sonra da kendisi araba'nın etrafında dolaşmış şoför koltuğuna oturmuştu.

Arabayı çalıştırdığında ilgiyle ona bakmaya başladım. Kollarında ki damarlar beni benden alıyordu resmen.

Bir kere daha aşık oldum diyebilirim.

"Çok beğendin galiba?"dedi miraç beni düşüncelerimden ayırarak.

"Ha?"dedi anlamayan gözlerle ona bakarak.

"Kolumu diyorum yiyecek gibi bakıyorsun"dedi miraç kolunu işaret ederek.

Kızarıp bozardım, hâtta yerin dibine bile girmek istedim o an. Salaktım ben hârbi salaktım yani.

"Yok ya dalmışım öyle"dedim başımı akıp giden yol'a çevirerek.

"Kesin dalmışsındır"dedi miraç sözlerime inanmadığını belli ederek.

Cevap vermeyip yol'a odaklanmaya çalıştım. Tabi ne kadar odaklanabildiysem.

"Geldik"dedi miraç arabayı kenara park ederek.

Benim inmeme müsade etmeden gelip kapımı açmış sonra da elimi tutup kapı'yı kapatmıştı.

Kapı'yı da kilitledikten sonra ormanlık gibi alandan aşağıya inmeye başladık.

Çokta ıssız bir yer gibi durmuyordu açıkçası. Ormana doğru çıkan bir yol vardı ve o yol ikiye ayrılıyordu.

Sağda ki yola doğru ilerlediğimiz de şelale sesi gibi sesler geliyordu.

Tam aşağıya doğru indiğimizde hayret ile karşımda ki görüntüye baktım. Çok güzel olmuştu burası.

  (Ben böyle bir şey düşündüm arkadaşlar)
(Begenmeyenler istediği gibi düşünsün)

Miraç'ın elimi tutup beni minderin üzerine oturttuğun da kafamı kaldırıp ona bakıp gülümsedim. Gülümsedi.

Miraç karşıma oturup bana bakmaya başladı. O an kendimi dünya'nın en nadide parçasıymışım gibi hissettim.

O kadar güzel bakıyordu ki gözlerine dalıp gitmeden duramıyordum.

Miraç'ın boğazını temizleyip ayağa kalkması ile giydiği gömleği düzeltip ellerini uzattı.

Arkada çalan dans şarkısı ile elini tutup ayağa kalktım. Ortaya geldiğimiz de durup ellerini belime koydu.

Ellerimi omzun da bağlaç yapıp, aşk dolu gözler ile ona baktım.

Çalan şarkı ile sağa sola doğru sallanıyorduk. Bir yandan da birbirimize bakıp şarkıya eşlik ediyorduk.

Şarkı'nın bitmesi ile yerimize oturmayı beklerken o tahmin ettiğimin tersini yapıp bir adım geri çekildi sadece.

Merak ile ona bakarken, o arka cebinden küçük bir kutu çıkarıp kapağını açtı.

İçinde ki iki tane sade kırmızı ipi gördüğüm de anlamaz gözler ile miraç'a baktım.

Miraç boğazını temizleyip tüm dikkatini bana verdi.

"Bu kader bağı ipiymiş"dedi miraç elinde kileri gösterterek.

"İki kişinin kaderini birbirine bağladığına inanılırmış bir rivayete göre" dedi miraç.

"Bende kaderimiz hep bir olsun, nerede olursak olalım kaderimiz bizi ayırmasın diye aldım"dedi.

"Benim ile beraber bunu sonsuza kadar bileğinde taşırmısın Arel"dedi miraç.

"Evet"dedim dolu gözlerime inat gülümseyerek.

Miraç beni kucağına alıp döndürmeye başlaması ile kollarımı iyice ona sarıp sıkıca tutundum.

(Sizce de biraz evlilik teklifi gibi olmadı mı?)

(Ama yanlış anlaşılmasın diye söylüyorum bu bir çıkma teklifiydi bu arada)





Hello.

Nasılsınız.

Bölüm nasıldı.

En sevdiğiniz yer.

Miraç'ın sürprizini nasıl buldunuz.

Beğenmediğiniz yer var mı?

Sınır
47 vote 50 yorum

Sınır dolmadan bölüm gelmicek.

Sizleri seviyorum💗

Bir sonra ki bölümde görüşmek üzere 🤍

Continue Reading

You'll Also Like

4K 153 12
Bir binbaşının teknofest'te yanında fotoğraf çekinmek isteyen bir kıza aşık olma kurgusudur.Kurguma bir şans verirseniz çok mutlu olurum *TÜM KURGU B...
Derin By Betül

Short Story

963K 44K 42
Kafamı ellerimin arasına alıp kendimi öne doğru eğmiş az önce yaşananları algılamaya çalışıyordum. Bu olamazdı, hayır hayır hayır yine sokakta bir y...
1M 51.9K 68
Evett. Burası abilerimle olan benim küçük dünyam. Dünyamı görmek istemez misin? Not: Seni bu kitapta güldüreceğime adım kadar eminim dostum ;) Hadi...
238K 9.1K 51
" Siz benim abim olamazsınız. Beni terk eden biri, benim ancak hiçbir şeyim olur." dedim ve yetim haneden çıktım.Ama birden havalandım. " Senin için...