Ölüme sevdalı (Gerçek Ailem)

By afitap_2005

85.6K 3.8K 367

Teğmen Asya Öztürk'ün aylardır peşinde olduğu terörist sonunda kendi kendini mahv edecek bilgileri Asya'nın e... More

bölüm: 1✨️
Bölüm: 3✨️
Bölüm: 4✨️
Bölüm: 5✨️
Bölüm: 6✨️
Bölüm: 7✨️
karakter tanıtımı:
Bölüm: 8✨️
Bölüm: 9✨️
karakter tanıtımı 2
Bölüm: 10✨️
Bölüm: 11✨️
Bölüm: 12✨️
Bölüm:13✨️
Bölüm: 14✨️
Bölüm: 15✨️
Bölüm: 16✨️
Bölüm: 17✨️
Bölüm: 18✨️
Duyuru:✨️
Yayında✨️💖
Bölüm:19✨️
Bölüm:20✨️

Bölüm: 2✨️

5.6K 313 24
By afitap_2005

Merhaba arkadaşlar umarım bölüm hoşunuza gider
❤️🥰
Lütfen Yıldıza basıp yorum yapmayı unutmayın canlarım
❤️✨️

Medya: Asya'nın çakısı

~~~~~~~~~

Abdullah bana sarılıdıktqn sonra elimden tutup kendi mağrasına getirdi ve yüzümü avuçlarının arasına alıp baş parmaklarıyla yanaklarımı okşayıp her milimine dikkatlice baktı baktı ve baktı birkaç dakika sonra konuşmaya başladı

"Sevgilim sana bir şey oldu diye çok korktum!" Kafama sıkı bir öpücük kondurup devam etdi "deliye döndüm. İyisin dimi bir yerine bişey olmadı?" Dedi sorarcasına ve vücuduma dikkatlice bakıp hasar tespiti yaptı .

Yine sıkıca sarıldı ama ben karşılık vermeden bu işgencenin bitmesini bekledim birkaç dakika sonra rahatsız olduğumu anlamış olucak ki beni serbest bırakıp geri çekildi.

Biraz daha yanımda durdultan sonra başarısız olan baskınla ilgili altılı masada olucak toplantı için belge hazırlamaya gitdi giderkende kendi kendine bir şey mırıldandı ama duymadım.

Bende o gitdikten sonra uzanıp biraz uyudum. Saçımdaki hafif baskıyla gözlerimi hızla açıp etrafıma bakındığımda Abdullahı gördüm hemen yatdığım yatağın önüne çömelmiş dalgın dalgın saçlarımı okşuyordu uyandığımı görünce birazda olsa gülümseyip saçlarıma sıkı bir öpücük kondurup kalktı ve konuşmaya başladı

"Hadi kalk bakalım uykucu"dedi ve kapıya adımlamaya başladı çıkmadan önceyine bana baktı ve çıkıp gitdi sadece kafamı

Bende kıyafetlerimin olduğu sandıktan yeni ve temiz kıyafetler alıp hazırlanmaya başladım siyah bir kazakla yine siyah pantolon ve spor ayakkabılarımı giydim.
Siyah düz saçlarıma bir şey yapmadan salık bıraktım.

(Asya'nın kıyafetleri ve saçı)

yarım saat sonra tamamen hazır olunca spor ayyakkabımın içinede küçük çakımı da koyup mağaradan çıktım.

Pikapların olduğu yere gidince Abdullahın da orda beklediğini görüp yanına gitdim o da siyah takım elbise giyinmişti.
İkimizde arabaya binip toplantı yapılacak otele yola koyulduk. Otel şehir merkezindeki ünlü bir oteldi yolculuk iki buçuk saat boyunca sürdü bu sürede Abdullah ağzını açıp tek kelime etmedi bende aynı şekilde

Otele ilk biz geldiğimiz için karşılama görevini biz üstlendik. Yaklaşık yarım saat sonra 7-8 siyah camları filmli araba yaklaşmaya başladı ilk araç durumadan önce ufak bir drift atıp tozu dumana katdı.

Burnuma toz kaçınca hapşırdım Abdullah bunu fark edince yan bir şekilde sırıtdı ve önüne döndü gelen araçlardan birinin içinden altılı masanın bir üyesi olan İlhan Kozan adındaki örgüt lideri inip yanımıza gelip Abdullah'la tokalaşıp banada hafif başını eğerek selam verdi bende aynı şekilde karşılık verdim.

Ben görevimi bitirince bunuda başka ekipler alacaktı o yüzden sabr ediyordum ya neyse onlar mağraya geçerken Abdullah diğer gelecek olanların karşılanması görevini bana vermişti. On beş, yirmi dakika sonra yine 6-7 siyah filmli araç daha park etdi otoparka.

Araçlardan birinin içinden bu sefer Ebu sam adındaki ş*refsiz indi yanına yaklaşıp hafif başımı eğerek selam verip ilerlemeye başladım o da beni takip etdi Abdullahın 10 cu katda tutduğu kral dairesine gelince bendeki kartla kapıyı direk çalma gereği görmeden açıp içeri girdim hararetli bir şey konuşuyorlardı ve beni fark etmemişlerdi.

"Bu nasıl olur Abdullah nasıl önceden haberleri olur baskından?!"diye hiddetle konuştu İlhan"Bilmiyorum bilmiyorum hiç bir halt anlamadım bu işten!"Abdullah da aynı hiddetle cevap verdi sona İlhan yine konuştu "İçimizde bir köstebek var!" Abdullah önce bir şaşkınca baktı ve yine konuştu "ama bu nasıl olur bütün adamlarım güvenilir adamlar! " dedi ve ilave etdi " Ve unutmadan benim kampımda bana hiç kimse böyle bir şey ya pa maz! " sonlara doğru sesini yükseltip nerdeyse kükredi.

Sanki en başından beri burda olduğumu biliyormuşcasına Kafasını sağa çevirip benimle göz göze geldiğinde keskin bakışlarını yüzümün her yerine gezdirip yine gözlerime dikti İlhanda Abdullahın bakışlarını takip edip bana baktı tam konuşacakken kendime gelip yutkundum ve boğazımı temizleyip konuşmaya başladım

"Ebulsam geldi onu haber vericektim ama konuşmanızı bölmek istemediğim için bitirmenizi bekledim." Dedim rahat bir tavırla o da kafasını sallayıp beni onayladılar ve ebu samı da odaya alıp beni otoparka postaladılar!

Sinirli sinirli asansörü es geçip merdivenleri döve döve onuncu katdan eksi bire kadar indim!

Biraz bekledikten sonra Melik Uzuner ve Levent Şenol birlikte geldiler onlarıda Abdullah ın odasına götürüp yine dışarı çıktım. 45 dakika yada daha çok bir süre sonra son üye olan Akif Akça geldi ve sonunda Masaya geçip toplantıya başlaya bildik

'Ayh ayaklarım kopru ya!'
Evet çok yorucu geçen 4 saatin sonunda kahvemi içerek onların toplantısını dinliyordum ama henüz önemli şeyler konuşulmuyor derken Melik Uzuner o can alıcı soruyu sordu "baskının olucağını nasıl önceden öğrene bilirler ki?"dedi ve devam etdi "Kesin içimizde hainler var ve en kısa sürede bulunmalılar!"

Dedi bağırarak ama sorun şu ki cümlesini benim yüzümde bakarak bitirdi ve herkezin bana bakmasını sağladı onun o hareketi.
Bende direkt Abdullahın masanın üzerindeki elinin üzerine kendi elimi koyup omuzlarımıda dikleştirip kendimden emin bir şekilde konuşmaya başladım

"Melik bey ne ima etmek istediğinizi anlamıyorum ama benimle ilgili böyle ileri geri konuşmaya hakkınız yok! Ve hainlik konusina gelirsek orda sadece Abdullah ın adamları değil sizin adamlarınızda vardı hatırlatırım!" Dedim hiddetle ve çok sakin bir şekilde devam etdim "Bir daha böyle bir şey duyarsam Abdullaha bırakmam ben öldürürüm sizi!"

Abdullah bana bakarken hafif gülümseyip önüne döndü ve konuştu "Hejanın dediğini duydun Melik bir daha benim sevgilime böyle imalarda bulunma inan gözünün yaşına bakmam gebertirim seni!
Toplantı bitmişdir!" Dedi ve elimi tutup benide kendiyle birlikte kaldərıp arabaya bindirip direk kampa gelip kendi mağrasını es geçip benim kaldığım mağraya getirtdi ve yatağa geçip uzandı benide yanına yatırdı .

Burnunu saçlarıma daldırıp orda soluklandı biraz ve konuşmaya başladı.
"Aferin benim sevgilim'e çok güzel savundun kendini" dedi ve saçlarıma öpücük kondurup devam etdi "hem benim sana güvenim tam biliyorum ki sen asla bana ihanet etmezsin hele benim neler yapa biliceyimi bildikten sonra!"
Sözlerini sonlara doğru hafif tehdit vari bir şekilde bitirdi

Sonra bütün gece bana sarılıp horul horul uyudu ayı bende onun yüzünden uyuyamadım! Sabah erkenden kalkıp gidince bende peşinden kapıyı kilitleyip bir saat kadar uyudum uyanınca yine siyah olan kıyafetlerimi giyindim ama bu sefer sporayakkabı yerine botlarımı giyip ceketimide omzuma atıp çıktım mağaradan ve Abdullahın yanına gitdim

(Asya'nın giydikleri)

İçeri yine kapıyı çalmadan girdim. Elindi bir kaç dosyayla ilgileniyordu beni görünce kenara bırakıp yanıma geldi yine her zamanki gibi saçlarıma öpücük kondurup elimi tutdu ve mağaradan çıkıp yaklaşık elli altmış kişilik topluluğun ortasına getirdi ben yine baskına gidicez sanarken bir türk askerini yere diz çöktürülmüş şekilde görmegi kesinlikle beklemiyordum!

Hemen bütün bedenini dikkatli bir şekilde inceleyip hasar tespit yaptım ama kurşun yarası yoktu sadece yüzünde bir kaç küçük yara vardı. Daha da yaklaşınca önce Abdullah'a sonra bana tikintisi dolu bakışlarını çevirdi.

Gözlerim üzerindeki yeleğe kayınca anlık panikledim ama kendimi hemen toparladım niyemi panikledim?
Çünki yeleğin karın boşluğu kısmında ıslak kan izleri vardı!
Ve bayıldı bayılacak durumdaydı ama yinede kendinden ödün vermiyordu ve dik duruyordu.

Abdullah ona pis pis sırıtarak adamalara onu bir mağraya götürme emri verip bana döndü "bak heja sana bir şans veriyorum ki kendimi masaya kanıtlaya bilesin şimdi git o askere ne istersen yap!"dedi

Bende askerin yanına gitmezden önce tıbbi gereçlerin toplandıpı mağraya gitdim. Etrafa bakınıp ihtiyacım olan ağrı kesici iğneler, sargı bezleri vb. aldım ilaçları sütyenimin içine sakladım sargı bezlerinide panlatonumun yan ceplerine koydum son olarak şırıngaları ve dikiş atmak için gerekecek şeyleride ceketimin iç ceplerine doldurup çıktım mağaradan ve askerin turulduğu mağraya yol almaya başladım.

Mağraya girince içeride askerin başına dikilmiş olan itlere bakıp itiraz kabul etmeyecek kadar sert bir sesle konuşmaya başladım "siz çıkın ve kapıda nöbet tutun!" Adam bana ters bir bakış atıp yerinde dikilmeye devam edince belimdeki silahı çıkarıp ayağına sıktım.

"Si-ze dı-şa-rı çık-ın de-dim!"hidetle bağırarak konuştum silah sesiyle 5-6 kişi içeri girince önce şaşkınca bana baktılar sonra yerdeki kanlar içinde olan adama. Yine hiddetle bağırdım "Çıkın lan dışarı!" Sonunda hepsi çıkınca kapıyı kapatıp kitledim ve askerin yanına gitdim

Kafasına çuval geçirmiımiş elleri tavana zincirliydi. Yanına yaklaşınca konuşmaya başladı "Hah birde benim işgencemi sana mı yaptıracaklar" dedi ve hayatı boyunca duyduğu en komik şeymiş gibi güldü bende anlık sinirle yarasını unutup karnına sıkı bir yumruk atdım.

~~~~~~~

Umarım beğenmişsinizdir bölümü😊✨️

Continue Reading

You'll Also Like

9.7K 561 10
Peri bir sabah gözlerini nefret ettiği evde yankılanan sevinç çığlıklarıyla açmıştı. Bilmiyordu ki bu onun son kez bu evde uyanacağı son sabahı olduğ...
1.4M 86.8K 40
UYARI: hikayede 18+ sahneler, kan, vahşet ve birçok rahatsız edici öğe olacaktır. Rahatsız olanlar uyarı bıraktığım yerleri okumasınlar Serinin 1, 2...
101K 3.9K 34
Neden hep Asker olan erkek ya da kadın olan doktor ? Bu sefer bir değişiklik yapalım ve askerimiz kadın , doktorumuz erkek olsun.
45.1K 2.3K 19
İki yıl önce timini kaybeden üsteğmen Asena Türkoğlu'nun yaşadığı acıdan dolayı kendini dağlara sürmesi ve her bulduğu gizli göreve çıkması sonucu rü...