benim gençliğim- yeonbin (ome...

By jvaljaen

19.5K 2.4K 997

"Tek başıma, küçük bir koltuğun üzerinde kıvrılmış senin uyumanı beklerken bir kere bile sana dokunmak için o... More

I.
II.
III.
IV.
V.
VI.
VII
VIII
IX
X
XI
XII
XIII
XIV
XV
XVI
XVII
XVIII
XIX
XX
XXI
XXII
XXIV
XXV
XXVI
XXVII

XXIII

564 80 30
By jvaljaen

Benden özür diledi. İznim olmadan, bizi hâlâ eskisi gibi sandığı için, kucağına almış ve arabasına bindirmişti. Günlerdir görüşmemiştik. Mesajlarıma dönmemişti. Beni görmezden gelmişti ve yalnızlığa terk etmişti. Soobin beni tanıyordu. Nasıl birisi olduğumu biliyordu. Bana kendisini sevdirmişken bir anda çekip gitmesinin de ne kadar canımı yaktığını en iyi o biliyordu. Bu yüzden ona kızgındım.

Arabayı yavaş sürüyordu. Ben hemen yan koltuğunda oturmama rağmen yüzüne bile bakmıyordum. Okulun önünden ayrıldı. Sessizlik içinde sürmeye devam etti.

"Kızgınlığında ve öncesinde şiddetli ağrın oluyor. Doktora götürmem lazım seni." Her şey bitmiş, sanki aramızdaki tüm sorunları çözmüşüz gibi benimle bu şekilde konuşması canımı sıkıyordu.

"Gerek yok." Sesimden halsiz olduğum anlaşılıyordu.

"Bebeğim,"

"Bebeğim deme." Tekrardan onu uyardığımda sesim titredi. Birden onun elini bacağımda hissettim. Bana dokunduğu an içim titredi.

"Yeonjun," Kafamı hafifçe ona çevirdim. Bir eli direksiyonda diğeri de benim bacağımdaydı. "Her şeyi konuşacağız. Sana her şeyi anlatacağım. Ama şimdi değil."

"Ne zaman?"

Cevap vermedi. Ondan bana her şeyi şimdi anlatmasını istiyordum ama zorlayacak kadar da ileri gidemezdim. Sevgiliydik. Aramızdakilerin bitmediğini biliyordum. Onu kızla gördüğüm zaman deli gibi kıskanmıştım ama kızın kim olduğunu soracak kadar cesarete sahip değildim. Anlatacağım demişti. Belki de onu beklemeliydim.

Araba benim evimin önünde durdu. İnmek için kapıyı açmaya çalıştığımda kilitlediğini fark ettim. İç çekti. "Ağrını dindirecek kadar ilaç iç." Bana emir veriyordu.

"Buna sen karar veremezsin."

Kolumdan tutup beni kendisine çektiğinde yüzyüze geldik. "Veririm Yeonjun. Biz sevgiliyiz. Ben ne diyorsam o olur."

"Sevgili miyiz?" Alayla sordum ama içimde dinmek bilmeyen derin bir acı vardı. Kafam karışıktı.

Soobin hızla kafasını salladı. "Birkaç gün görüşemedik diye ayrıldığımızı mı sandın? Benim seni bırakacağımı nasıl düşünürsün?"

Kafedeki görüntüler gözümün önüne geliyordu. Kendimi toparladım. "Birkaç gün mü? Bir hafta boyunca benimle görüşmedin Soobin. Mesajlarıma dönmedin."

"Dönemezdim."

"Neden?!" Şiddetle yüzüne doğru bağırdığımda bana yaklaştı.

"Her şeyi anlatacağım ama şimdi değil sevgilim. Lütfen bana inan. Bana güven. En çok senin desteğine ihtiyacım var."

Yine aynı şeyleri söylüyordu. En çok kendimle çeliştiğim zamanda beni yalnız bırakmıştı. Onu çözmeye çalışırken aslında bana nasıl birisi olduğunu göstermişti ama içimde bir şeyler hala onu istiyordu. Ne tam anlamıyla ondan uzaklaşabiliyordum ne de yakınlaşabiliyordum.

Kurumuş dudaklarımı ıslattım. Boğazım acıyordu. Bu kadar çabuk bağlanmak beni mahvetmişti. Bana güven. Benden istediği buydu. Ona güvenmem için birçok nedenim olduğundan bahsetmişti ama yanılıyordu. Kim olduğunu bilmediğim birisine güvenemezdim.

"Sana güvenemem." Sesim titredi. Soobin'in yüzündeki hayal kırıklığını gördüm. Bu kendi eseriydi. Böyle olması gerekiyordu.

Elimle arabanın kapısını tekrar açmaya çalıştığımda bu sefer açıldı. Soobin kolumdaki elini çekmedi. "İneceğim. Bırak." dedim tersleyerek. Aramızdaki sınırı belli etmeye çalışıyordum.

Eli yavaşça kolumdan kayarken arkama bile bakmadan arabadan inip kapıyı çarptım ve hızlı adımlarla apartmana doğru ilerledim. Ben eve girene kadar arabası kapıdan ayrılmadı. Kendimi eve attığım gibi yatağıma uzanıp ağlamaya başladım.

Özür diliyordu, hala sevgili olduğumuzu söylüyordu, en çok senin desteğine ihtiyacım var diyordu ama hiçbiri inandırıcı gelmiyordu. Ne yaptığını anlayamıyordum. Buna mecburdum derken neyden bahsettiğini bile söylemiyordu. Neden mecburdu ki? Neden benimle görüşmemesi gerekiyordu?

Mahvediyordu.

Soobin ikimizi de mahvediyordu.

Ve dediği gibi, doktora gitmem gerektiğini ben de biliyordum. Çektiğim ağrılar aşırı şiddetliydi. Normal değildi. Herkeste böyle olmazdı ve ben bunu bildiğim halde doktora gitmemek için inat ediyordum. Önceden kendi kendime bir şeyimin olmadığını söyler ve doktora gitmeyi ertelerdim ama bu sefer farklıydı. Bir alfa bile bunun farkındaydı.

İlaçlarımı içtim. Dediği gibi yaptım. Sadece ağrımı dindirecek kadarını kullandım. Böylesi bana zarar vermezdi.

Uyandığımda hava kararmış, çoktan gece olmuştu. Evde birkaç tanıdık ses vardı ama ben kim olduklarını çıkaramamıştım. Telefonumda bir sürü mesaj ve arama vardı. Hepsi de Soobin'e aitti.

soobin
yeonjun
konuşalım mı?
lütfen
seninle konuşmam lazım

her şeyi düzelteceğim
hepsini telafi edeceğim ne bilmek istiyorsan açıklayacağım ama sana söyledim bebeğim şimdi değil

yeonjun bana güvenmediğini duyunca mahvoldum
gözüme uyku bile girmeyecek
son bir hafta da girmediği gibi

geri dön bana
ara beni tamam mı?
seni almaya geleyim ve halledelim

Bu kadar mesaj...Soobin gerçekten çözmek istiyordu. Ama her şeyi anlatmayarak çözmek istiyordu. Benim ona her şeyden habersiz güvenmemi ve yanında olmamı istiyordu. İmkansızdı.

Henüz bile o kızın kim olduğunu bilmiyor, beş alfadan birisi mi değil mi bilmiyorken nasıl devam edebilirdik ki? Bunlar dışında kalan tek sorun bir hafta görüşmemiş olmamızdı. Bunu mu çözmek istiyordu?

Soobin beni çok yoruyordu.

Evden gelen sesler dikkatimi çekmeye başladığında uyku sersemi bir halde ayaklanıp kapıya gittim ve koridora çıktım. Annemin sesini duydum ve birkaç kadının daha. Tanıdıktı. Bu sesleri biliyordum.

"Yeonjun," Annem beni gördüğü an sevinmiş gibi bağırdı. Sanki bu evde yüzlerce kez kavga etmemişiz gibiydi. Daha geçen gün cüzdan meselesi yüzünden benimle kavga etmemis gibiydi. "Teyzenler geldi."

Teyzemler gelmişti.

"Yeonjun ne kadar büyümüşsün!"

Annemler dört kardeşti ve üç teyzemde buradaydı. Annemin onlarla görüştüğünü bile bilmiyordum. Eve gelmeleri ise tuhaftı.

"Özledin mi bizi?" Kapı eşiğinde durmuş hepsini tek tek inceleyip numaradan gülümserken annemle gözgöze geldim. Bakışları hiçbir şey çaktırmamam yönündeydi.

"Yeonjun son sınıfta. Üniversiteye hazırlanıyor." Annem üniversite sınavına hazırlanmadığımı bile bilmiyordu. Ama son sınıf olduğumu biliyordu en azından.

"Onu en son gördüğümde ilkokula gidiyordu." dedi aralarından birisi, bir teyzem. İsimlerini bile hatırlamıyordum ki.

Kızıl saçlı olanlar gözgöze geldiğimiz an bakışları değişti, "Bir alfa buldun mu?" diye sorarak bana Soobin'i hatırlattı. Hemen anneme döndüm. Bir şeyler bildiğini biliyordum bu yüzden susması için ona işaret yaptım ama susmadı.

"Var var. Zengin bir alfa bulmuş kendisine. Kimin oğlu. Çocuğunu doğurduğunda tam bir aile olacaklar-"

"Siz annemin ne iş yaptığını biliyor musunuz?" Birden konuyu değiştirecek o soruyu sorduğumda hepsi sustu.

"Evet," dedi sarışın olan. "Eczanede çalışıyormuş."

Sırıttım. "Eczane ha." Anneme döndüm. "Anne neden bana da haber vermedin? Yeni işten hiç bahsetmedin." Gerçekte kimse onun hap sattığını ve bundan para kazandığını bilmiyordu. Her gece başka adamların yatağında uyuyor, eve geldiğinde ise kafası bozuk oluyordu. Onunla aynı evde yaşamam bile bir mucizeyken benim hakkımda söyledikleri mide bulandırıcıydı. Bu yüzden bende onu bana yaptığı gibi kardeşlerinin yanında küçük düşürmek istemiştim. Ne hoş, annem çok da umursamadı.

Aralarından ayrılıp odama döndüğümde kapımı kilitleyerek masamın başına geçtim. Her şey üst üste geliyordu. Hepsi beni boğuyordu. Şimdi de bu sözde teyzelerim gelmişti ve annem onların birkaç gün bizde kalacağını söylemişti.

Ders çalışmak için oturduğum masadan bir şeyler izleyip kalkmış ve yatağımın içine girmiştim. Burada onunla film izlemiş, yemek yemiş ve uyumuştuk. Fakat hepsini mahvetmişti. Dayanamayıp bana attığı son mesajları tekrar tekrar okurken bir yeni mesaj geldi.

soobin
yarın seni okula ben götüreceğim
7.50'de kapıya çık

-

merhaba.

ben valjie.

bu benim ilk omegaverse kitabım o yüzden ne yazacagimdan pek emin olamiyorum hatalarim eksiklerim vs olabilir yazdikca fark ediyorum zaten

tatilimin bitmesine iki hafta var. bu kitap iki hafta icinde biter zaten ondan sonra sadece carolina'ya devam ederim

carolina'dan sonra tekrar kitap yazar miyim bilmiyorum...

kucuk bir aciklama yapayim dedim. okudugunuz icin tesekkurler. gorusmek uzereee^^

Continue Reading

You'll Also Like

577K 24.3K 22
Kardeşi Mert için gittiği bir barda seçtiği bir adamdan hamile kalmayı planlayan Duru'nun tek amacı doğacak olan bebeğinin kardeşine nefes olmasıdır...
506K 30.4K 32
ablasına yazacakken yanlışlıkla dünyaca ünlü boksöre yazan Ahu 💋💋 Herşey kurgu gerçek hayatla bağlantısı yoktur.
123K 8.9K 25
Kızının varlığından bile haberdar olmayan iki baba ve babasının kim olduğunu bilmeyen bir kız.
ALACAKAN By Yazal

Teen Fiction

386K 26.2K 9
Kalbini savaş meydanında bırakmış bir asker, o intikamı elbet bir gün alır. ... Alakurt lakâbıyla bilinen Kurter Alacakan, ülkesinin en başarılı aske...