GÖKYÜZÜ

By melikeeyim

1.6K 1.1K 553

gök gürledi ben daha çok ağladım, yağmur yağdı ben daha çok ağladım sanki gökyüzüde benimle yas tuttu rüzgar... More

bölüm 1: gökyüzünün doğuşu
bölüm 2 : durak
bölüm:3 mektup
bölüm 4 : balıkçı
bölüm 5 : Kan
Bölüm 6: düşman(lar)
Bölüm 7

Bölüm 8: yeni ev

19 10 8
By melikeeyim

İyi okumalar dilerimm💞

Ben o eli tuttum.

Çok sıcaktı ya da ben soğuktum, şuan onu bile farkedecek durumda değildim.Kolumda çok büyük bir acı vardı. Onun desteği ile bir arabaya binmiştim.

Arabaya bindik ve o an eline aldığı maske ile onu tanıdım.

Maskeli adam.

Ben onu bulamamıştım yine o beni bulmuştu. Maskeye baktığımı görünce "evet benim" dedi. Önüne döndü ve arabayı çalıştırdı.

2 saatin ardından bir yere geldik. Çok büyük bir yerdi. Arabadan inip yanıma geldi,inmem için yardım etti. Bende ona ayak uydurdum.
"Neresi burası?"sorduğum soru ile bana döndü "yeni evin" dedi.

Derken?

Önce yeni hayat, sonra yeni ev.

Bahçeye girdjk ve ben olduğum yerde kaldım. Bahçede bir sürü kişi vardı, bahçe hepsini ve daha fazlasını alabilecek kadar büyüktü, garip olan o değildi zaten garip olan hepsinde maske olmasıydı.

Maske.

Neyin nesiydi bu maske?

Onları uzun süre izledim. "Bunun için yeterince vaktin olacak şuan yarana bakılması lazım" dedi ve elimi tutup yürümeye başladık.

O büyük bahçenin içinde 5 tane büyük ev vardı biz en başta olana ilerledik. Kapısı kocamandı. Burada kaç kişi yaşıyordu?

Kapıyı açtı, içerisi farklı bir dünyaydı, küçük bir hastane gibiydi burası. Beni yönlendirmesi ile bir odanın önünde durduk. "İçeri geç seninle ilgilenecekler" dedi.

Ve arkasını döndü hızla koluna yapışıp,"nereye ben ne yapacağım burda" dedim. Gerçekten korkuyordum ve şuan sadece ona güvenilirdim.

Derin bir nefes alıp kapıya vurdu. İçeri geçtik ve bir kadın vardı. Tatlı biri gibiydi. "Kübra abla bakar mısın?" Dedi Kübra abla dediği kişi bize döndü.

Eliyle diğerlerini çıkardı "gel Meriç oğlum" dedi.

Ne!?

Adı Meriç miydi?

Beni kendiyle içeriye doğru çekiştirdi. "Hoşgeldiniz" kadın çok tatlı bir sesle konuştu.
"Hoşbulduk" dedim.

Maskeli çocuk yani Meriç kadına "Şey, gökyüzü" dedi ve kadın ayağı kalkmak için öyle hızla hareket etti ki düşmemesi mucizeydi.

Bana doğru resmen koştu, korkmuştum noluyordu? Kollarını boynuma doladı ve sımsıkı sarıldı. O an Meriçle göz göze geldik kafasını başka tarafa çevirdi.

Bu kadın kimdi?

Ve neden bana böyle sarılıyordu?

En sonunda beni bıraktı ve gözlerinde yaş vardı."gel,gel koluna bakalım hemen" sesi ağlamaklıydı.

Beni bir yere oturtup,bir yere gitti ve elinde eşyalarla geri geldi. Üzerimdekileri çıkarmak için hamle yaptı. Ani bir refleksle ittim onu ve Meriçe baktım. O buradayken üstümü çıkaracak değildim.

Oda bunu anlamış gibi yavaş adımlarla dışarı çıktı.

Kadın beni çok narin hareketlerle inceledi, pansuman yaptı."kurşun sadece sıyırmış,merak etme çabuk iyileşir yarası" dedi, anladım der gibi kafamı salladım.

İşi bittikten sonra giyinmem için bana bir t-shirt verdi, diğeri hem ıslanmış hemde kan olmuştu.

Ben giyinirken o kağıda bir şeyler yazıyordu.

Olduğum yerden kalkıp ona doğru ilerledim geldiğimi görünce bana bakıp gülümsedi. Bu kadında gülümseme hastalığı olmalıydı.

Kapı çaldı.

Bakışlarımız o yöne döndü. Meriç gelmişti, "Bitti mi Kübra abla" dedi ve sadece onunla muhatap oldu bana bir kere bile dönüp bakmadı.

Nezaketen de olsa nasılsın diye sorardı insan.
"Bitti oğlum, şu kağıtta olanlardan Eylül odaya getirir kullanırsa bir şeyi kalmaz 1 haftaya" dedi. Eylül kimdi?

Meriç kafasını salladı, kağıdı aldı ve bana bir an bakıp kapıya ilerledi. Bende peşinden gittim, gitmedim koştum.

En sonunda adının Eylül olduğunu düşündüğüm bir kıza kağıdı verdi, kızla küçük bir bakışma yaşadık ve bu da tatlı gelmişti, buradaki herkes neden tatlıydı?

Meriçe yetişmeye çalışırken kolumu duvara çarptım ve hafif bir inilti döküldü dudaklarımdan. Meriç hızla yanına geldi.
" Bir şey oldu mu? İyi misin?" Dedi haa yani illa bir şey olması mı lazımmış?

Kafamı olumsuz anlamda salladım. Bu defa beni arkasında bırakmadan beraber yürüdük.

Ben yavaş gittiğim için oda bana ayak uydurmak zorunda kalmıştı.

En sonunda bu binadan çıktık ve arka bahçeye doğru ilerledik.Bir sürü çiçek ve ağaç vardı. O binalardan hiç birine girmeden arkada kalan onlara göre daha küçük ve tatlı bir eve geldik.

Bana kapıyı açıp bekledi.

İçeri geçtik, ben olduğum yerde kaldım.Burası çok, çok güzeldi.

Meriç geçmemi bekledi, küçük ama tatlı bir solana girdik "millet toplanın" diye bağırdı ve kendini koltuğa bıraktı. Belinden silahı çıkarıp masaya bıraktı.

Bir gürültü ile iki kişi girdi salona,beni görmeleriyle duraksadılar. Kim bu der gibi Meriçe baktılar. Eh haklı olarak

Biri kız diğeri erkekti. Kız esmer tenli ve bu kız da çok tatlıydı. Kız bana tatlı tatlı bakmaya başladı ve benden büyüktü yüksek ihtimalle

Meriç eliyele oturun hareketi yaptı "herkes gelsin konuşacağız" dedi. Herkes mi kaç kişi var ki?

Erkek olan benim yaşımdaydi ya da aramızda bir yaş vardı. O kızın tam zıttı şekilde bembeyazdı. Gözlerinin altında ki halkalar bile çok belliydi.

İkiside sesizce oturmaya ve beni süzmeye başlamıştı,bende farklı olmayarak onları süzüyordum.

Kapıdan 3 kişi daha girdi ve direkt bana baktılar. 2 kız 1 erkek daha gelmişti,ve bunlarda Meriçle benim aramda mekik dokumaya başladılar.

Meriç,ayak ayak üstüne atarak onlarada el hareketi yaptı ve oturmalarını istedi.

Hepsi tek tek oturdu ve beni inceleyen gözler artırmıştı. Bir kapı sesi daha geldi ve bu defa bir erkek geldi içeriye, onun gözleri önce Meriçe sonra diğerlerine ve en son onların baktığı yere yani bana değdi ve bende duraksadı.

Sanki ilk defa insan görmüş gibi davranıyorlardı.

Ve Meriç ellerini bir birine vurarak tüm dikkatleri üzerine çekti,ben dahil. Önce bana sonra son gelen kişiye baktı "sizde oturun" dedi.

İlk son gelen kişi bir sandalye çekti ve oturdu. Bende hepsine baktım Meriç büyük kanepede oturuyordu ve yanında ilk gelen iki kişi vardı,beyjerlerden ikisi de doluydu ve ben nereye oturacağımı bilemedim.

Mericin bakışları ile hemen bir kızın oturduğu ikili kanepe yöneldim. Oturduğum anda Meriç hafif öksürüp konuşmaya başladı "gökyüzü, artık yeni ekip üyemiz." Dedi ve eliyle beni gösterdi.

Ne!?

Yeni ekip üyemiz mi!?

Bunlar ekip mi? Ne ekipi?

Hepsi bana baktı sanki suçluymuşum gibi.

Sonradan gelen kişi güldü. "Erdemin kızı mı lan bu?" Dedi. Bu derken?

Kaşlarım havalandı ve tüm dikkatimle ona baktım. Oda bana, bakışmamızı Meriç böldü "he erdemin kızı" dedi.

Bana dönüp "Bu Oğuz" dedi eliyle bana "bu" diyen kişiyi göstererek. Oğuz denen kişiyle bir anlık göz göze geldik. İkimizde birbirimizi sevmemiştik.

Meriçe döndüm "Normalde 10 kişiyiz, şuan burada 7 kişi var senle 9, hepsiyle tanışacaksın." Dedi beni de ekipten sayıyorlar.

Ben nereye düştüm?

Oğuz bana bakıyordu bende ona diktim gözlerimi "Ben oğuz ekip lider yardımcısı, zamanla tanırsın" dedi ve ayağı kalkıp evden çıktı.

Bembeyaz tenli olan çocuk lafı aldı "Ben Uraz, pico derler, hoşgeldin" dedi pico dışında sıkıntı yoktu.

Gülümsedim benim bir şey dememe fırsat vermeden onunla gelen esmer kızı lafa girdi "Ben Tuna, bana da roket derler, memnun oldum" dedi. Oda çok tatlıydı gülümsedim.

Ardından sonda gelen 3 kişiden erkek olan aldı lafı "Ben Emir, lakabım yok, koyacak kadar cesaretli yok aramızda" dedi ve göz kırptı. Ego da tavan.

Bu defa onla gelen sarı saçlı olan kız bana baktı "Ben yağmur, yoyo diyorlar sebebini bende bilmiyorum, memnun oldum" dedi.

Yanındaki kız hemen ondan sonra devam etti "Ben ülkü, lakabımı kendin öğrenirsin ben söylersem anlamı olmaz,memnun oldum" dedi.

Hepsine baktım tek tek en sonundaki Meriçte durdum. Oda bana baktı çok sürmeden başımı çevirdim " bende çok memnun oldum" dedim ve gülümsedim.

Meriç ayağı kalktı, bende onunla kalktım, sanki annemdi ama bana bir açıklama yapmalıydı.

Dışarı çıktı bende peşinden çıktım, biraz ilerledi ve durdu. Bana döndü "neden peşimden geliyorsun?" Dedi, lan ne yapayım!?

Gözlerimi kocaman açtım ciddi misin der gibi baktım. "Sor bakalım"

"Ben neden buradayım?" Dedim bir açıklama yapması lazımdı, bir anda hayatıma girip beni buraya getiremezdi.

Derince bir nefes alıp,yere çöktü. Bende yanına oturdum, "Ben Meriç bozkurt. Babanın tek güvendiği kişinin oğlu, babam kerem bozkurt, en zor zamanında herkes gitsede baban kalmış, ve bugünde seni herkes bıraksada ben bırakmam babam babana söz vermiş ama bu sözü tutamadan vefat etti ve bu görev bana kaldı. Bugünden itibaren artık burdasın burası çok büyük bir ekip, bunu sana ayrıca anlatacağım, şunu bil ki artık burdasın tüm hayatın artık burası, buradan çıktığın an kafana bir kurşun yersin." Dedi

Babamın bahsettiği kişi Kerem Bozkurttu isim olarak bakmıştım ama okumak için vaktim olmamıştı.

Meriç bozkurt.

Arkadan gelen ses ile o yöne döndüm. Önüme gelen saçlarımı kulağımın arkasına ittim ve sese doğru baktım."Lan bu mu Fidan kahpesinin kızı!?"  Sesi tok ve bir kadına ait olması şaşırtıcı bir tona sahipti. Ve anneme hakaret etmekteydi.

Bana doğru koşar adım gelmesiyle, Meriç ayağı kalkıp önüme geçti.

Benim annem bu kıza ne yapmıştı?

Benim annem bana yaptıkları yetmezmiş gibi başkalarına da  mı zararı dokunmuştu?

Düşüncelerimle arama giren bir kadın oldu "Ne zamandan beri annene hakaret eder oldun kızım?" Dedi

Annen?

Onun annesi?

Acaba ben çok büyük bir kabusun içine mi düşmüştüm?


Ve bölüm bitterrr...

Lütfen oylamayı unutmayıınnn 💕

Yavaş yavaş herşey ortaya çıkıyor ama çıkması düğünlerin çözüleceği anlamına gelmiyor daha da karışır belkide Doranın hayatı???

Muahhhh💗😽
~M

Continue Reading

You'll Also Like

2M 118K 64
Ulaş: Ev alma, komşu al demişler. Işık: Öyle mi demişler. Ulaş: Öyle demişler. Alacağım seni kendime. Mecburuz.
918K 64.3K 37
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
130K 7.1K 50
Anneannesini görmek için gittiği şehirde üsteğmen Göktürk ile karşılaşan Efsun hiç beklemediği gerçeklerle de karşılaşır ___ " sen benim hayatımda h...
7M 406K 84
Sevdiği çocuk yerine yanlışlıkla okulun serserisine yazan Ece, başına çok büyük bir bela aldığını fark ettiği an onu engeller. Fakat her şey için ço...