Bu Sefer ki Başka

By blackblair67

4.4K 164 117

Okula yeni gelen öğretmene yakınlık hisseden ve bir geleceği olduğuna inanan Karya'nın dostluk , aşk, sevgi... More

Chapter 1: İlk Görüş
Chapter 2: Tanışma
Chapter 3: Barışma
Chapter 4: Kardeşlik
Chapter 5 : Çaresizlik
Chapter 6: Söz
Chapter 7: Mucize
Chapter 8: Aşk Tesadüfleri Sever
Chapter 9: Yanlış Anlaşılma
Chapter 10: Rönesans Tablosu
Chapter 11: Sözcüklerin Büyüsü
Chapter 12: Bilinmeyen Bağlar
Chapter 13 : Gönül Davası
Chapter 14: Gönlünün 'Sultanı'
Chapter 16: İtiraf
Chapter 17: Kaderin İzinde
Chapter 18: İlk Adımı Sen At
Chapter 19: Hatalardan Doğan Felaket
Chapter 20:Fri(end) s

Chapter 15: Hakan Koca-Hocam

203 9 5
By blackblair67

💗Yorum yapmayı ve Oylamayı Unutmayınnn 💗

"Son iki ders ne?"

"Beden"

"Off yine başladı bizim mesai desene"

"Maalesef"

"Hasta taklidi yapacağım kanka ben ya. Zaten başım ağrıyor birde çekemem hocayı şimdi"

"İnsafa gelir belki test çözmemize izin verir. Tamam bakma öyle Karya ben bile dediğime inanmadım. Ama küçük bir umudumuz da mı olmasın? Haftaya sınavlar başlıyor hem"

"Haftaya sınavlar mı başlıyor? Şaka değil mi kanka şaka?"

"Sen orada burada Hakancığım da Hakancığım diye gezersen daha yeni farkına varırsın tabi. Bir haftadır ben sana ve o gerizekalı sevgilime sınavların başlayacağını bu nedenle çalışmamız gerektiğini anlatmaya çalışıyordum. Ama malum senin kafan Hakan hoca da Mert'in kafası da yatırdığı kuponda olduğu için. 1 haftadır maç gününü bekliyor"

"Asrın kankacığım sen hazırlamışsındır zaten ders notlarını. Şipşak çalışırız dimi sarışınım"

"Hıhı yemezler Karya. Bu sefer yok not falan. Biraz akıllanın."

"Tamam be kalmadık notuna falan. Ben çalışırım haftasonu hallederim hepsini"

"Pazar günü akşam Asrın notları atar mısın diye yazmayacağını bilmesek inananacağız da neyse. Hadi gidip üzerimizi değiştirelim."

"Beden dersinin tek sevdiğim kısmı şu garip okul kıyafetinden 2 derste olsa kurtuluyoruz."

Ders bitiminde erkekler giyinmek için hayvan gibi bizi kovduktan sonra Asrın ile çantalarımızı alıp soyunma odalarına gittik. Sınıfla pek alakamız olmadığı için soyunma odasında sadece ikimiz vardık. Genellikle hepsi sürü gibi gezdiklerinden dolayı biri nereye gidiyorsa diğerleri de oraya gidiyor.

"Annenle aran nasıl barıştınız mı?"

"Konuşmuyoruz hala"

"Karya ne uzattın be kızım 5 gün oldu hala küsmüsün?"

"Sadece ben değil ki o da konuşmuyor. Pek bir şey fark etmedi açıkçası. Normalde de evde tek başımaydım şimdi de evde olsa bile tek başıma gibi hissediyorum. Ayrıca akrabaları için bana söylediği şeyler gerçekten anneme hala çok kızgınım. Beni dinlemedi bile. Gözü kapalı onlara inanıyor. Hatta onlar benim suçlu olmadığımı söyleseler bile annem hala da beni suçluyor"

"Sıkma canını. O da anlar hatasını. Senin için endişeleniyordur hem. Yoksa sana değer verdiğini biliyoruz"

"Değer verdiğinden de emin değilim. Bilmiyorum Asrın annem hep eksik hissettirdi. Şimdi mesafeli davranması nedense çokta umrumda değil gibi. Galiba yalnız olmaya çok alıştım."

"Yalnız olmak mı? Karya cidden okulun bahçesine yatırıp döveceğim seni. Hakancığın bile kurtaramayacak. Lan bu arada Hakancığın demişken bugün derste 1000 kere değilde sadece bir 100 kere falan göz göze geldiniz. Siz yakınlaşmamış mıydınız?"

"Ne yakınlaşması alt tarafı nişanda karşılaştık. Normal bir şey"

"Aynen Karya seni kıskanması seni güzel bulduğunu söylemesi gösterdiğin mesajlar anlattığın şeyler falan hepsi gayet normal zaten"

"Asrın başta ben şaka ile de olsa Hakan hocadan hoşlanıyorum falan derken sen demediğini bırakmamıştın. O senin hocan saçmalama falan diye. Şimdi ne olsun istiyorsun"

"Kanka şimdi doğru başta öyle şeyler söyledim de yani hala yanlış geliyor bu şekil bir ilişki ama olacağı varsa ne yapabiliriz ki sonuçta. Hem görünüşe göre tek taraflı değil. Hakan Hoca da sana karşı boş değil gibi"

"Sessiz konuş biraz"

"Kim duyacak kanka ya"

"Sürekli hocanın adını geçiriyoruz"

"Lakap mı taksak? Mesela Ağaç?"

"Ağaç ne kızım"

"Ya alfabenin ilk harfi "A" ya benimde a diyince aklıma ağaç geldi"

"Çok farklı kafa işleyişin var. Saçmalama istersen"

"Tamam o zaman şey mi olsa şu senin aşık olduğun ölüp bittiğin fenomen mi ne var ya Kaden. O mu olsa lakabı"

"Benim Kaden'ım mı. Olur aslında ikisinin de çok ortak yönü var. Mesela ben ikisine de düşüyorum. İkisiyle birlikte mi evlensem"

"Birini hallettik diğeri kaldı zaten. Biz daha az imkansız olan Hakan Hocadan devam edelim kanka"

"Senin Kadirle barıştırma planların son bulmuş bakıyorum"

"Pes ettim kanka. Hem başkasından hoşlanıyorsun işte zorlamanın anlamı yok. Benim Kadire başka birini bulmam lazım."

"Çöpçatanlığa mı başladın"

"Tabi kızım Aleyna ile sevgilisini nasıl bir araya getirmiştim ama. Tabi sen Mert ile birlikte gelip bütün sürprizin içine etmiştiniz ama olsun"

"Ne komik gündü ya. Hem sevgilinle barışmanı sağladım daha ne yapayım"

"Lan konuşmaya daldık dersi unuttuk. Zil çalmış çoktan koş"

"Asrın dur saçımı yapmam lazım. Ya Hakan Hoca biz bedendeyken bahçeye falan çıkarsa"

"Seni de Hakan hocayı da. Bedenciden bir ton laf işiteceğiz"

"Tamam bitiyor dur"

Saçımı düzellikten sonra söylenen Asrın ile birlikte magmada bulunan soyunma odalarından yeryüzü olan bahçeye kadar koştuk. Ki koşsak ne fark edecek. Kadın yine zil çalar çalmaz damlamış sıraya. Ben böyle işin ya...

"Nerdesiniz kızlar siz? Ben sizi beklemek zorunda mıyım"

"Kusura bakmayın hocam. Zilin sesini duyamadık üzerimizi değişiyorduk"

"Ha bu kadar insan duydu bir siz duyamadınız Asrın. Geçin sıraya bir daha olursa yok yazarım"

"Yaz ya cidden yaz aq başlayacağım senin tribine"

"Karya sus şimdi duyacak deli kadın"

Asrın ile boy sırasında ayrılmak zorunda kalıp üzgün üzgün sıraya girdim. Kankamla aramıza giriyorlardı. Bir de işin kötü yanı bugün Buğlem gelmediği için Çisem ile yan yana düşmüştük. Gerçekten varlığı bile sinir ediyor kızın.

"Bu hafta basketbola çalışıyoruz. Haftaya sınav yapacağım. Kızlar bakın erkekler zaten yapabiliyor ama siz gerisiniz çalışıp gelin yoksa düşük veririm. Haberiniz olsun."

Ben hayatımda bu kadar kadın düşmanı bir kadın görmedim. Erkekler yapabiliyormuş muş. Ne gıcık kadın bu ya. Birde gelmişiz 12. sınıfa bedenden sınav oluyoruz üstüne düşük veririm diye tehdit ediliyoruz. Sanki çok umrumuzdaydı. Hakan Kocam yani Hocam bile bu kadar tribe girmiyor be. Off Hakan Hocam demişken özledim resmen ya. Sabah ilk iki dersimiz vardı yani anlayacağınız 5 saattir göremedim onu. Özlemem gayet normal. Acaba dersi bitti de eve mi gitti?

"19"

"Ne?"

Yılan yüzüme "19" diye tıslayınca düşüncelerim dağıldı ve ne oluyor aq diye sorguladım

"Karya salak mısın kızım sen?"

"Hocam salak falan ağır oluyor. Bir an daldım sadece"

"Sağ baştan say dedim dinlemiyorsun bile. Birde cevap mı veriyorsun. Terbiyesiz."

"Alt tarafı sırayı kaçırdım hocam abartmıyor musunuz"

Göz ucuyla Çiseme baktığımda keyifle gülümsemeye başlamıştı bile "Yılın Best Backstabber'ı". Tabi hoca ile tartışıyorum ya hoşuna gidiyor arkadaşın

"Sen-"

"Merhabalar Ayten Hocam"

Bir anda kurtarıcım gibi bize yaklaşan Hakan Hocayı görünce hocayla olan tartışmayı bile unuttum. Yok bu böyle olmayacak bir an önce müstakbel kayınvalideciğimin elini öpüp tebrik etmek gerekiyor böyle bir şaheseri doğurmuş sonuçta. 2 metre boy kaslı vücut, ve aşırı yakışıklı daha ne olsun ki...

"Merhaba Hakan Hocam"

"Nasılsınız"

"Bu sınıfın dersine girene kadar gayet iyiyidim"

"Öyle mi? Bunu duymak üzdü. Sınıfımda bir sorun mu var yoksa"

Paçoz kadına bak Kocacığımı- Yani Hocacığımı üzdü. Zaten senelerin nefreti var bu kadına karşı şimdi burada dayak manyağı yaparım. Tamam o biraz sıkar ama olsun yaparım.

"Genel konuşmamak gerek tabi. Ama bazı saygısızlar öğretmenine karşı gelmeyi rutin haline getirmiş. Değil mi Karya"

"Kusura bakmayın Hocam ama Karya asla saygısız bir öğrenci değil daha doğrusu sınıfımda ki hiçbir öğrencim saygısız değil. Karya'ya da diğer öğrencilerime de güvenim sonsuz. Ayrıca öğrenciler mum değil sonuçta. Eğer onlara karşı bir şey söylersek ki özellikle onur kırıcı şeyler söylersek öylece duracak değiller elbette cevap vereceklerdir. Siz deneyimli bir öğretmensiniz. Gençler ile anlaşmayı en iyi sizin bilmeniz gerekir."

Paşam yavaş ağzından bal damlıyor yere dökülmesin. Ben alırım- Öhö öhö ne güzel konuştunuz hocam öyle bedenci öylece kalakaldı. Cevap bile veremedi. Öyle lafı yuttururlar işte Bayan Mükemmelliyetçi Kadın düşmanı.

"Daha sonra görüşmek üzere. İyi dersler Ayten Hocam. Gençler yarın görüşürüz"

"Hasan Görkem gelin şu yoklamayı alın. Sonra da topları alırsınız. Kim ne oyanamak istiyorsa oynasın. Test çözmek isteyenler kütüphaneye gitsin. Sınıfa çıkmak yasak"

Ayten Hoca sınıf defterini Görkem'e verip gitti. Hakan hoca bana da laf soksa bende dersi terk eder giderdim tabi.

"Oha lan ilk defa başımızda zebani gibi beklemeden gitti. Vallahi helal olsun Hakan Hocaya. Seni de ezdirmedi adam. Bak bak nasıl da hoşuna gitmiş gülümsüyor öyle."

"Yok ya ne alakası var. Adam tüm sınıfı savundu bir şey yok"

"Ya adam 30 büyükşehir ve Zonguldak'daki gibi Karya ve sınıfım diye ayrıdı hala nazlanıyorsun"

"Tamam Asrın beni savunması hoşuma gitti oldu mu. Hem Ayten Hocayla disiplinlik olmaktan kurtuldum"

"Neyse hadi gidip test çözelim ya en azından azıcık çabalıyormuşuz gibi olur da vicdanımız rahat eder"

Asrınla kütüphaneye test çözmek için gidip test çözmek dışında mümkün olan her şeyi yaptık. Tiktok'ta, Instagram'da birbirimize bakmayacağımızı bile bile sürekli video atmak gibi...

2. ders Ayten hoca yanımıza bile gelmedi. Durum böyle olunca sınıfın çoğu eve gitti. Biz ise Mert Paşa Hazretlerini bekleyeceğiz diye bahçede önüne ekmek atılmış gariban köpek gibi oturup bekledik. Ne güzel son ders kaçıp heyecan yaşayacaktık.

"Birde en son çıkıyor ya şaka gibi. Napıyor makyajını mı tazeliyor tuvalette acaba bu gerizekalı."

"Amma söylendin Karya. Bekle gelir şimdi. Çıkacak olan Hakan Hoca olsa sabaha kadar beklersin."

"Abartma. Sabaha kadar değil 3-5 saat falan"

Klasikleşmiş şekilde enseme yediğim tokatla Paşa hazretlerimizin çıktığını anlayabildim. Arkadaş benim ensemde "vur" falan mı yazıyor artık ensemi rahat bıraksanız olur mu acaba?

"Vurma artık şu kıza. İki gram beyin hücresi kaldı senin yüzünden. Hoş onlarda Hakan Hoca yüzünden işlevlerini yitirdiler ama olsun"

"Siz gece mıç mıç "aşkım seni çok seviyorum" muhabbetleri yerine "Yarın ne yapsakta Karya'yı sinir etsek" diye mi konuşuyorsunuz acaba."

"Gece ne konuştuğumuzu bilmek istemezsin."

"Ooo diyorsun."

"Tabi mesela Torino'nun Salernitana'ya kaç atabileceğini bilmek istemezsin."

"Sevgilim ben geleceğimiz için çabalıyorum. Şu iddialar bir tutsun bak nasıl zengin oluyoruz. Sen üniversiteyi bitirdikten sonra evleniriz. Bir villa alırız. Bir tane senin altına Range Rover Velar bana da bir tane BMW i4 M50 çektik mi mis gibi hayat işte. Kolejden çocuklarını almaya giden Range Rover Mom olursun."

"Görende milyonlar kazanıyor sanacak. Kanka 250 tl yatırıyorsun hepsini bu parayla mı yapacaksın. Ayrıca hayallerin her an baskın yapacak polis gibi kokuyor."

"Karya hayallerimle aramdan çıkar mısın lütfen. Sen buldun zengin adamı tabi üniversiteyi bitirir kendi paranı da kazanırsın rahatsın o yüzden"

"Kardeşim sende okusan sende kazanacaksın."

"Yok kanka üniversiteyle olacak işler değil bunlar. Benim bir yerden zengin olmam lazım ama hadi bakalım."

"Kafayı yedin gerçekten. Yani Ayla Teyzemin kazandığı paralarıda buralara yatırıyorsun ya yazık kadının emeklerine."

"Asrın haklı. Bırak şu iddia işlerini falan biraz eve katkın olsun."

"Ayıp ediyorsunuz ama. Ne yapayım iş mi bulup çalışayım."

"Hayır gerizekalı derslerine odaklanıp üniversiteye hazırlan diyoruz. Ayla Teyzemin emeklerine saygı duy. Kadın seni okutacak diye gece gündüz çalıştı hala da çalışıyor. Sen ise kalkmış ben okumayacağım diye saçmalıyorsun. Kim giriyor senin aklına anlamıyorum ki."

"Okuyunca sanki bir yerlere mi geleceğim Asrın."

"Hey, siz yine sapasaçma bir konuya geriliyorsunuz. Sakin olun. Başka şeylerden bahsedelim. Mesela Hakan Hocam-"

"Yeter bee Karya bıktım senin Hakan Hocandan da."

"Aa üstüme iyilik sağlık. Çok kırıcısın Asrın. Ben ortam yumuşasın diye şey ediyorum sen burada. Püh çok ayıp"

"Sen yine Nerimancığınla mı takıldın"

"Oğlum varya bir muhabbeti sarıyor inanamazsınız. Bende yıllardır boş yapıyor sanıyordum. Meğer kadın dert ortağımmış."

"İyi ne güzel bulmuşsunuz birbirinizi. Bir şey diyeceğim ya akşam buluşsak mı? Karya zaten evde teksin. Dışarı çıkıp gezelim biraz. Ne dersiniz?"

"Anneme sormam lazım. Birde Nil'den kaçabilirsem gelirim."

"Bana uyar. Nasıl olsa beni merak eden nereye gidip geldiğimi soran biri de yok."

Üçümüzünde aile yaşantıları zıt olduğundan genellikle Asrın izin almak veya haber vermek ile meşgul oluyor. Annesi babası abisi resmen dışarı çıkarken hepsinin haberi olması lazım. Pardon Nil dışında. Onun haberi olunca Asrın ile dışarı çıkmak için ağlayıp sadece ağlamak ile de yetinmeyip tüm çirkinlikleri yapıyor. Mert de durum daha rahat. Babası veya kardeşi yok. Annesi de resmen üzerine titrediği için merak edip sürekli arıyor yani haber vermesi yetiyor. Ben ise herkesin hayal ettiği ama aslında insanı değersiz hissettiren o aileye sahibim. Tabi bizimki ne kadar aile sayılırsa. Mert'in durumundan farklı olarak beni merak eden biri yok. Anneme bazen haber bile vermesem sorun olmuyor. Haber verdiğimde ise pek umrunda olmuyor. Kaçta gittim kaçta geldim merak bile edip aramıyor. O yüzden iyi gibi de gözükse çok kötü bir aile bağımız olduğu söylenebilir.

Bizimkilerden ayrıldıktan sonra eve gittim. Nerimancığım bugün camda değildi. Hayret şaşırdım hasta falan mı acaba bir ara çorba yapıp götüreyim bari hem son gelişmeleri anlatırım. Eve girip çantamı bıraktım ve annem evde mi değil mi diye kontrol ettim. Son günlerde konuşmadığımız için nöbet günleri ya da evde kalacağı günleri söylemiyordu hâliyle.

Ufak bir ev turundan sonra şaşırılmayacağı gibi evde tek olduğumu farkettim. Odama çıkıp üzerimi değiştirdim ve yatağıma uzanıp telefonla ilgilenmeye başladım. Orda burda üniversite için çabalayın konuşmaları yaptıktan sonra üniversite sınavı için hiçbir çaba sarf etmeden hemde.

Yaklaşık bir saat telefonda takıldıktan sonra tam aç olan karnımı doyurmak için ayağa kalkacakken telefonum çalmaya başladı. Ekrandaki "Hakancığım" yazısıyla heyecandan telefonu elimden yere düşürdüğümde eğilip almaya çalışırken yataktan bende yere düştüm. Acıyan belimi ovuştururken hala da çalan telefonu elime alıp neredeyse kapanmak üzereyken açtım. Heyecandan nefes nefese kalmıştım resmen.

"Alo Karyacığım nasılsın?"

Duyduğum ses ile tüm ümitlerim yerle bir olurken yüzüm düştü. Bende bir an Hakan Hoca beni aradı sanmıştım.

"İyiyim Filiz abla sen nasılsın"

"İyiyim bende canım sağol. Telefonumda sorun varda seni Hakan'ın telefonundan aradım. Umarım rahatsızlık vermiyorumdur."

"Yok ne rahatsızlığı."

"Canım şey diyecektim ben sana benim bir kolyem vardı da sizde mi düşürdüm acaba? Hiçbir yerde bulamıyorum da. Öküz Kuzeninin hediyesiydi. Ona sinirli olsam da manevî değeri yüksek benim için."

"Keşke kuzenim diye tanımlanan kişi sadece öküz olsaydı neyse ben bakayım hemen odaya abla"

"Tamam canım bekliyorum"

Filiz abla 1 gün bizde kaldıktan sonra Hakan Kocamı- Aman Hakan Hocamın evine gitti ve hala da Umut abiyi süründürüyordu. Çok iyide yapıyor ama sonunda affedecek belli yani çünkü baya aşık. Bizde kaldığı gün dertleşmiştik. Tüm gece Umut öküzüne ne kadar aşık olduğunu anlatmış durmuştu. Artık Umutun adını duymaktan baygınlık geçirecektim. Acaba ben Hakancığımdan bahsettiğim de Asrın ve Mert de aynı duygular oluşuyor mu? Varya kesin oluşuyordur. Aman banane onlar flörtken bende Mert'in ne kadar centilmen, 10/10 biri olduğunu dinleyip durmuştum. Külliyen yalan...

"Aa evet Filiz abla komodinin üzerinde unutmuşsun. Ucunda melek olan kolye değil mi?"

"Evet Karyacığım. Benim için gerçekten önemli. Umut ile ilk sevgili olduğumuz zamanlar almıştı. Meleğe benzediğimi söyleyip duruyordu. Simgelemek istemişti. Ahh bir zamanlar gerçekten romantikti. "

Ee napayım abi yani ben bu bilgiyle. Şaka şaka çok romantikmiş cidden bizim Gabar dağından kaçan ayı...

"Öyleymiş. Hem melek sembolü sevgi, güven ve umut gibi pozitif duyguları temsil ediyor. Umut sana karşı olan özel hislerini ifade etmek için doğru sembolü seçmiş."

"Vay bakıyorum da sembollere hakimiz."

"Yani birazcık öyle diyebiliriz. Mesela biri bana Lotus sembollü bir kolye alsa kesin ciddi düşünmeye başlarım."

"Öyle mi diyorsun. Ne güzel. Neyse seni de meşgul ettim. Rica etsem yarın okulda kolyeyi Hakan'a verir misin Karyacığım?"

"Tabi Filiz abla"

"Teşekkürler. Sonra görüşürüz"

"Görüşürüz"

Filiz ablayı daha fazla sevmeye başlıyorum. Sayesinde Hakan Hocayla daha çok konuşma fırsatı yakalıyorum. Ulan Umut kırk yılda bir işe yaradın len aferin.

Filiz ablayla konuştuktan sonra mutfağa inip sonunda aç olan karnım için bir sandviç hazırlayıp televizyonunun karşısında yedim. Gerçi kumandayı bulamadığım için son açılıp kalan kanaldaki 1024. bölümünün çekildiği günlük hiçbir konusu olmayan diziye denk geldim. İlk başta söylenip kumandayı bulmak için hiçbir çaba sarf etmediğim için sadece yemeğime odaklandım ama bölümün devamı ilgimi çekti. Alışıldığının aksine yemeğim biter bitmez izlediğim şeyi terk etmek yerine diziyi baya baya izlemeye başladım. Hatta öyle kaptırdım ki kendimi Mert art arda 10. kez aradığında telefonun çaldığını son anda farkettim.

"Karya nerdesin be kızım. Açmıyorsunda uyuya mı kaldın yine"

"Yok diziye dalmışım. Noldu ki?"

"Ne mi oldu? Hiç öylesine nasılsın ne yapıyorsun halini hatırını sorayım diye aramıştım. Şaka mı yapıyorsun lan. Sokağın başında seni bekliyoruz. Unuttum deme."

"Yok kanka unutmadım ya şaka yapıyordum."

"İyi hazırsan çık o zaman."

"Şey kanka su kesintisi vardı da ekipler çalışma yapıyormuş ben banyo yapamadım. Yeni geldi sular. Merak etmeyin bir çırpıda hazırlanırım."

"Karya aynı mahallede hatta arka sokağında oturuyorum ya kanka kime ne anlatıyorsun sen."

"Bizim sokağa özel kanka. Cidden bak. Hem yalan borcum mu var sana ya. Öyle diyorsam öyledir."

"Ya hadi laf anlatma bana çabuk hazırlan. Parkta bekliyoruz seni. Acele et."

"Tamam tamam hemen hazırlanıy-"

Mert yüzüme kapatınca telefona dik dik bakıp banyoya koştum. Acele etmem gerekiyor yoksa dillerinden kurtulamam ben bunların. Sonra yüzüme kapatmasının hesabını sorarım hem.

Duş aldıktan sonra hızlıca üzerimi giyindim. En nefret ettiğim şey ıslak bir şekilde kıyafetlerimi giymek olsa da sonuçta benim suçum.

Taradığım saçlarıma sprey sıkıp yarım yamalak kuruttuktan sonra hasta olup yataklara düşüp Hakan Koc-Hocamı göremem diye beremi de taktım. Asrın ve Mert bana daha fazla küfür etmesin diye sadece maskara lipbalm uyguladıktan sonra montumu giyindim. Ardından kaptığım çantam ve telefonum ile aşağıya inip botlarımı da ayağıma geçirdikten sonra parka kadar koştum. Zaten ben sürekli bir yerlere koşuyordum o yüzden bu duruma alıştım.

"Sonunda be. Gözümüz yollarda kaldı. Sen gelene kadar evlendik çocuğumuz bile oldu al sev yeğenini."

"Haha çok komiksin Mert geldim işte uzatma."

"Bak birde saçları ıslak çıkmış. Hasta olacaksın kızım."

"Ne yapayım senin dilinden kurtulmak için acele ettim. Hem berem var ya sen gördün mü beremi bunu giyiyorum sonra hasta olmuyorum."

Bu bana niye çocuk muamelesi yapıyor ya Allah Allah. Yada doğru soru ben niye şuan çocuk gibi davranıyorum çok saçma. Neyse...

"Sahile gideriz diye düşünmüştük ama gidemeyiz gibi görünüyor."

"Niye Asrın?"

"Çok eser orası hasta olursun"

"Çocuğunuz muyum ben sizin. Hasta olmam diyorum."

"Evet çocuğumuzsun. Asrın tut kızımızın elini. Şeker alayım mı sana hı?"

"Anne bence babamı boşa sana daha yakışıklı ve zekisini buluruz."

"Sevgilim bu çocuğu cami avlusuna bırakma zamanımız gelmiş."

"Ya insan hiç şu tatlılığa kıyar mı?"

"Şaka maka ileride senin gibi bir kızım olmasını çok isterim Karya."

"Kız olursa malum halaya bendiniz Karya'ya çeker de erkek olursa dayısı Caner abiye çeker."

"Lan hiç böyle düşünmemiştim. Y kromozomlarımı aldırabilir miyim?"

"Neyi varmış benim abimin?"

"Neyi yok ki. Yani neyi yok ki derken iyi anlamda sevgilim. Başka ne olacak dimi Karya."

"Hıhı öyle sevgilim. Bu arada Karya düşünsene Hakan Hoca ile erkek çocuğunuz oluyor dayı kontenjanından Mert'e çekiyor."

"Bakın ben açmadım. Vallahi bu sefer Hakan Hoca konusunu ben açmadım. Asrın kendi açtı. Konuyla hiçbir alakam yok. Bu arada Allah korusun kanka bu dünyaya bir Mert daha çok fazla gelir."

"Neyim varmış benim acaba?"

"Neyin yok ki sevgilim. Yani iyi anlamda söylüyoruz tabiki."

"Sizle baş edilmez. Sana da aşk olsun Karya."

"Hakan Hoca ile olursa olsun kanka-"

"Aferin Asrın yasaklı kelimeyi kullandın şimdi tüm akşam boyunca Hakan Hocayı dinlemek zorundayız."

"Boşluğuma denk geldi. Tüh ya."

"Acaba ne yapıyordur şuan ya. Yine dediği kadının yanında falan mı acaba. Neydi Ayşe Sultan. Of aklıma geldikçe sinirim bozuluyor. Kim bu Ayşe ve neden benim Hakancığımın evinde kalıyor. Yok böyle olmayacak bu olaya bir el atmak lazım. Ne o öyle başka bir kadınla başbaşa kalmak falan. Gerçi Allah'tan şuan orada Filiz abla var yalnız değiller."

"Kanka en iyisi sor hocaya için rahat etsin. Hayır yani sevgilisi falan varsa benim yengemde ne büyüler var bir ayrıma büyüsü yaptırırız şipşap hallederiz. Ben Mert'i de bana öyle bağladım. Şaka lan şaka gülelim diye yok öyle birşey hem ben korkarım öyle şeylerden."

"Büyücü memnun büyülenen memnun güzel sevgilim."

Mert ve Asrın sarılınca parmağımı boğazıma götürüp öğürdüm.

"Öğk. Mert sana Muhteşem Yüzyıl'ı yasaklamamışmıydık."

"Kıskanç cüce."

"Ee büyüye ne dersiniz?"

"Saçmalama Asrın. Sonra yengen herkese anlatır büyü yaptırdığımızı. Ağzı sıkı birini bulmamız lazım"

"Dalga geçmesenize benimle ya ciddi şeyler söylüyorum."

"Söyleme Karya yürü sadece yürü."

Otobüs durağına kadar nereye gideceğimizi tartıştıktan sonra benim ısrarımla sahile karar verdik. Bir kere aklıma soktular sonuçta hem deniz kokusu rüzgar falan iyi gelir. Herhalde.

Otobüs ile sahile geldikten sonra bir süre yürüyüp deniz kenarındaki banklara oturduk. Ah be Hakancığım şuan burada seninle baş başa da olabilirdik ama tabi yine tercih meselesi. Sen Sultan'ın ile burada olmak istersin tabi...

"Biliyor musun Nil tutturmuş Çınar ile ne zaman oyun oynayacağım diye."

"Bizim kızlarda Hakan Hoca ve familyasına takıntılı olmaya başladılar. Asrın bak sakın Hakan Hoca'nın kuzeninden falan hoşlanayım deme. Senin sevgilin var"

"Mert saçmalama istersen. Görende seni aldatma potansiyelim var sanacak"

"Yok o anlamda değil de ben günlük hatırlatma yaptım sadece."

"Off Kocam-Hocam nerededir acaba şimdi. Acaba İnstagram'dan istek mi atsam buna ya. Story falan atıyordur belki. Oha çok mantıklı bu niye daha önce benim aklıma gelmedi ya."

"Lan başlayacağım kocana da hocana da. Şurada iki hava alalım kafa dinleyelim dedik."

"Çağırmasaydınız oğlum o zaman beni. Huzur kaçırıyormuşum ya."

"Sadece huzur kaçırmıyorsun çok konuşuyorsun birde."

"Aa boş kafaya bak sen ya. Mert efendi bu zamana kadar sana kim arkadaşlık etti bir düşün bakalım."

"Lan Kadir değil mi o."

Mert ile her zamanki tartışmalarımıza başlayacakken Asrın'ın sesiyle odağımı ileriye çevirdim. Ulan koskoca sahilde denk gele gele bununla mı denk geldik yani.

"Asrın o tarafa bakma belki tanımaz"

Aynen Karya tanımaz. Bomboş sahilde bankta üç kişi oturuyoruz. Ve Kadir bizim olduğumuz tarafa ilerliyor. Kesin farketmez. Hem zaten Asrın bizi takmayıp ayaklandı ve Kadir'e doğru ilerledi. Ulan çocukluk arkadaşları olmasa bir şey diyeceğim ama neyse.

"Güzelim hayırdır ne yapıyorsun burada?"

"Ulan şu güzelim falan diyor ya daha bir gıcık oluyorum."

"Utan biraz. Bak millet arkadaşına ne güzel kelimeler sarf ediyor. Sen ne yapıyorsun. Hakaret desen var çirkinleşme desen var."

"Bende derim ne var. Mesela tirbuşonumsun sen de benim"

"Boş koy Mert. Senden güzel söz isteyen yok. Hiç konuşmamışız gibi yapalım"

Mert ile olan küçük diyaloğumuzdan sonra geri Kadir ile Asrın'a verdim dikkatimi.

"Bizimkilerle hava almaya geldikte asıl sen ne yapıyorsun burada? Senin işte olman gerekmiyor mu?"

Kadir işe mi girmiş?

"Şey ya"

"Ney?"

"Ayrıldım ben işten"

Kadir işten mi ayrılmış?

"Yuh Kadir. Sadece bir gün görüşmedik sen işten mi ayrıldın bu sürede. Niye?"

"Şuna bak benden daha çok görüşüyor şu tipsizle."

"Selam bu arada. Siz nasılsınız"

Mert davar gibi yüksek sesle konuşunca onlarda dikkatini bize verdiler. E mecbur cevap verdim.

"Selam. İyiyiz biz. Sen?"

"İyi. Sağol sorduğun için. Neyse güzelim benim gitmem lazım Larin beni bekliyor. Çok güzel ve tatlı bir kız ki Karya anlatamam görsen bayılırsın."

"Ee napalım bu bilgiyle. Allah mesut etsin ne diyeyim bu kıza da bana davrandığın gibi davranma aman diyeyim."

Larin kim neden Kadir'i bekliyor? Kadir sevgili mi yapmış? Neyse ya banane zaten.

"Sen merak etme ben ona daha iyi davranırım. Ne de olsa çok hassas bir kız senin gibi değil."

"Ne varmış lan benim prensesim de. Oğlum sen buraya huzur kaçırmaya mı geldin lan."

"Of ya ben bu acıyla yaşayamam. Bir dahakine daha az üzüleceğim şeyler söyle."

"Tamam her neyse bekletme sen kızı. Görüşürüz. Ama bak konuşacağız sonra kaçmak yok"

"Tamam tamam yarın okuldan sonra bize gidelim. Zaten annemde seni soruyor."

"İyi olur."

Sonunda Asrın biricik arkadaşı ile vedalaşabilince geri yanımıza oturdu. Kolunu bağdaştırmış uzaklara bakan, hüzünlü Mert'e dikkatimizi verdik .

"Noldu buna yine trip atıyor?"

"Ne bileyim Mert zaten hep trip atıyor."

"Nolmuş olabilir acaba bir düşün istersen. Ya da düşünürek yorulma söyleyeyim yarın çıkışta sinemaya gidecektik ama sen umrunda değilmiş gibi Kadir'e söz verdin."

"Lan doğru. Bebeğim unutmuşum ya özür dilerim aklımdan çıktı bir an. Bir sonraki gün gitsek."

"Tabi Kadir benden önemli ya onu erteleme beni ertele. Sen git ya valla bak zaten benimle başka bir gün gidersin. Kırk yıl sonra falan. Muhallebicide buluşan sevgililere döndük resmen."

"Aq sizin ilişki tersine dönmüş. Biz varya Hakancığım ile asla böyle olmayız. Siz toksiksiniz bir kere."

"Ulan Hakancığını yine bir yerlerden çıkarmayı nasıl başardın sen. İki şurada sevgilime trip atacağım Hakan diyorsun ciddiyet gidiyor."

"Varya derdimi şu denize anlatsam o bile taşar. Ben kimi bulacağım dertleşmek için anlamıyorum ki."

"Derdini sikeyim diyeceğim derdin Hakan Hoca ,konu farklı yerlere gidiyor. En iyisi daha fazla saçmalamadan kalkıp bir kafeye falan gidelim."

"Mert sonunda mantıklı bir şey söyledin. Hadi gidelim."

Sahilden sonra bir kafeye geçip bir kaç saat oyalandıktan sonra Asrın'ın ısrarları üzerine ders çalışmak üzere bize geçtik. Annem evde yoktu rahat rahat sınava çalışabilirdik. Hem gece Asrın ile Mert bizde kalacak. Yalnızlıktan kurtulmuş olacağım.

"Ee matematik kitabın nerede Karya dolapta yok?"

"Nasıl yok. Yine mi kayboldu lanet kitap. Dur çantama da bakayım"

Çantama da baktıktan sonra gerçekten kitabın olmadığını farkettim. Sonra düşününce de aklıma geldi. Ben bugün kitabı Hakan Hocaya vermiştim. Yine onda kaldı kitap. Of of

"Tamam hatırladım şimdi. Hakan Hocada kalmış olmalı."

"Yine mi."

"Lan bence adamla daha çok konuşmak için kitabı bahane ediyorsun gibi geliyor bana."

"Çok komik."

"E yaz hocaya onda mı emin olalım."

"Bu saatte mi?"

"Ne varmış saatte? Daha saat 10. Hadi hadi yaz."

Yazmaya dünden razı olduğum için telefonu çıkarıp Hakan Hocaya yazdım.

Hakancığım
(17 dakika önce aktifti...)

(Ben): Hocam rahatsız
ediyorum kusura
bakmayın
Acaba matematik
kitabım sizde mi
kaldı diye soracaktım
Çünkü çantamda falan
hiçbir yerde bulamadım.

22:11✓✓

(Hakancığım): Ne rahatsızlığı
Karya sorun değil
22:13

Ben bir kitapların arasına
bakayım
Sana hemen geri dönerim
22:13

(Ben): Tamam Hocam
sağolun
Bekliyorum ben
22:14✓✓


(Hakancığım): Karya

Sanırım bu kitap senin

*2 yeni fotoğraf
22:16

(Fotoğraf: Kitabın sayfasında "Hakan Hocamda Kocam". "Karya Öztürk Tunç")

...

Fotoğraflara baktığım an şok geçirip kendimi uzaya fırlatma isteğim uyandı. Gerçekten kuş oldum uçtum. Hadi Karya çevir bakalım buradan çevirebiliyorsan. Bu sefer büyük battım. Ben bir gerizekalıyım...

Oylamayı ve bol bol yorum yapmayı unutmayın 🤍

Continue Reading

You'll Also Like

2.1M 87.9K 41
05*: Abinin ziyaretine çok güzel giyinip gelmişsin. 05*: Benim ziyaretime de bu şekilde gelsene. | Kitabımın kurgusu tamamen bana aittir. Herhangi bi...
1M 57.3K 24
"Benim adım yok Narin, gölgem yok, ayak izim yok." dedi umutsuzca. "Olsun!" dedim omuz silkerek. Onun aksine umarsız çıkıyordu sesim. "Adını dilim...
81.6K 3.9K 37
Klâsik gerçek aile kurgusuna benzer ama daha olası bir kurgudur; Kızımız eski ailesinden gördüğü baskılar sonucu 18 yaşında ayrı bir eve taşınır ora...
94.1K 1.7K 42
En yakın arkadaşımın abisi mi? Beni gerçekten seviyor muydu? Peki ben ona karşı birşeyler hissediyor muydum? Uyarı: küfürlü ve +18 sahneler vardır.