Trajikomik ; Aden

By Heimir

1.4M 88.3K 33.1K

"Karakter ölür ise hikaye biter derler. Peki hikayenin bitmesi için karakterin ruhunun ölmesi yeterli miydi?"... More

~1~
~2~
~•3~
~4~
~5~
~6~
~7~
~8~
~9~
~10~
~11~
~12~ (Ç.B)
~13~
~14~
~15~
~16~
~17~
~18~
~19~
~20~
~21~
~22~
~23~
~24~
~25~Part1
~26-part2-~
~27~
~28~
~29~
~30~
~31~
~32~
~33~
~34~
~35~
~36~
~37~
~38~
~39~
~40~
~41~
~42~
~43~
~44~

~45~

6.4K 665 270
By Heimir

>>Aden Mineyla Aktan

(...)

Kapının tıklanmasıyla derin bir nefes alıp ayağa kalktım.

"Gelebilirsin."

Kapı yavaşça açıldı ve Bora'nın bedeni bakış açıma girdi. Ona fazla bakmadan gözlerimi odanın içinde gezdirdim. Dakikalar önce Özgül Savcı çıkmıştı.

Tabi bir de demişti ki ; 'bir şey olursa buradayım"

Bora sessizce bana bakarken konuşma ihtiyacı hissettiğim için hafifçe öksürdüm.

"Hoşgeldin."

"Hoşbuldum." Dedi beni gözleriyle kontrol ederken. Yatağın yanındaki sandalyeyi gosterdim ne yapacağımı bilemezken.
"Otursana."

Dediğimi ikiletmeden hızlıca saldalyeye oturdu. Ben de onun karşısında olacak şekilde yatağa oturdum yavaşça. Çok gergindim. Bora beni geriyordu.

Hele ki son zamanlarda...iyi değil gibiydi?

"İyi misin? Bu oda çok kasvetli." Dedi anlamdıramadığım bir öfkeyle etrafa bakarken

Omuz silktim yalnızca."İyiyim, zaten kalıcı değilim burada biliyorsun."

"Biliyorum ama korkmadığina emin misin Aden?"

Derin bir nefes alıp tırnaklarımla ugraşmaya başladım.
"Korkmuyorum... her neyse. Sen neden gelmiştin?"

Bu soruyu sormami beklemiyor olmalı ki anlık şaşırdı.

"Iyi oldugunu görmek istedim. Endişelendim."

"Merak ettigin için teşekkürler ama iyiyim dediğim gibi."

"Bu kibarca kovmak mı?" Dedi gülümserken.

Yutkundum. "Hayır, hayır. Sadece sanki hapishanedeymişim gibi ziyarete gelmen tuhafıma gitti."

"Bunun hapishaneden bir farkı yok."

"Umurumda değil. Karacanların evine tercih ederim burayı. Hem biliyorum, annemle babam çıkaracak beni buradan."

"Bu kadar güveniyor musun onlara?"
Dedi kaşlarını çatarken.

Anlamazca baktım"Elbette? Onlar ailem."

"Aileler de hata yapar ama. Bak buraya düşmenin suçlusu onlar ,Aden."

Başımi iki yana salladım. Ne saçmalıyorfu bu çocuk?

"Hayır bunun sebebi onlar değil. Bunun suçlusu beni ailemden çalanlar, bana gizli yollardan uyuşturucu verenler."

Başta düzce yüzüme baktı ve iki dakika kadar sonra kaşlarını cattı.
"Uyuşturucu mu?"

Iç çekip dizlerimi kendime çektim ce çenemi yasladim.
"Evdeki hizmetliyle anlaşıp bana uyuşturucu verdirmişler. Ben...onlar yüzunden sesler duyuyordum"

Yutkundu ve gözlerini pencereye çevirdi. Tepkisi tuhafıma gitmişti. Bir şey söylemeyecek miydi?

"Aden... hic kaçıp gitmek istedin mi?"

Gözlerimi kırpıştırıp başımı omzuma doğru egdim.

"Gitmek mi?"

"Evet...gitmek." gözleri hala pebcereden gözüken gökyüzündeydi.

"Kimsenin seni tanımadığı, bilmediği , yargılamadığı bir yere. Yeni bir dünyaya..."

"Bu mümkün değil Bora. Ve emin ol hayal kuracak yaşı da geçtik"

Gözleri hızlı bir şekilde bana döndü.
"İster miydin?"

"Hı?"

"Gitmeyi. Bir yol olsa ya da en azından bir ihtimal?"

Başımı iki yana salladım.
"Hayır. Ben sevdiklerimi bırakıp gidemezdim. Annem, babam, abilerim, kardeşim..." gülümseyip onun az önce baktığı cama baktı.

"Birbirlerini yiyen amcalarım, birbirinden garip kuzenlerim, babaannem, yengelerim... dedem. Onlarsız bir hayat yok artık bana. Olmasın da."

Gözlerini ellerime dikti.
"Onları seviyorsun." Sesindeki tını ilginçti. Durgun ve üzgün.

"Sen...aileni sevmiyor musun ki?" Dedim tebessümle.

Düşünür gibi bir süre baktı yüzüme.
"Babam yok. Başkasıyla evli. Ve yeterince çocuğu var bu yüzden pek görüşmeyiz."

Soğuk kanlı sekilde dedikleri bir an içime saplanır gibi oldu. Ondan böyle bir hikaye beklemiyordum. Bora hep neşeliydi hep gülümserdi. Otomatikmen mükemmel bir ailesi olduğunu düşünmüştüm galiba.

Ne diyeceğimi bilemeyerek kıpırdandım.
"Annen?" Dedim çekingence. Bu konuyu hiç açmamalıydım.

Gözleri iyice durgunlaşırken güler gibi nefes verdi.
"Sever beni...ama sadece sözde. Sever , korur, büyütür. İsteklerimi hemen yapar. Biri hariç... annemi bırakıp gidebilir miydim?"

Kendi kendine sorduğu soruyla gözlerini gözlerime çevirdi.
"Giderdim. Bir saniye düşünmezdim. O da bir kaç gün arar sonra da sadece maddi destek olmaya devam ederdi zaten."

Elini elimin üzerine koymasiyla kasıldım. Bu gergin hissettirmişti ama çekemedim. Hiç iyi gözükmüyordu

"Bu yaşıma kadar bana içten şekilde tek gülümseyen sensin Aden. Bu yüzden seni izledim durdum. Ben bir tek senden vazgeçemezdim."

Kaşlarımı çatıp elimi cektim.
"Bu mantıklı bir düşünce değil Bora. Yalnızca 17 yaşındayız. Sen hislerini bu kadar mühürlememelisin. İyiliğin için söylüyorum. Be-"

Boş kalan eline bakıp güldü.
"Biliyorum. Bana arkadaş gözü dışınsa bakmıyorsun. Merak etme umutlanmıyorum. Ama hislerim konusunda yanılıyorsun. Bir gün farkedeceksin. Aslında senin yanında ćıkarsız sadece benim olduğumu."

Güldüm. Vücudumu saran şaşkınlıkla konuştum.
"Sen iyi misin Bora? Bu cümleler normal değil.:

Güldü aynı benim gibi.
"Belki değilimdir. Belki de benim de bu odaya kapatılmam gereklidir."

Hissettiğim sinirle kaşlarımı çattım.
"Kimse beni bu odaya kapamadı."

"Emin misin? Çünkü görüyorum ki bu odadan çıkmana izin yok. Hatta birileriyle iletişim kurmana da izin yok. Tabi deli doktorları hariç"

"Deli doktoru mu?" 

Deli miydim ben?

Titreyen dudaklarımı ısırdım ve kolumdaki serum bandajına baktım.
"Onalara psikiyatrist denir. Ayrıca beden gibi ruh da hastalanır Bora. Yanlış düşünüyorsun."

Omuz silkti. "Sana bir deliymişsin gibi davranıyorlar. Serumlar ,ilaçlar. Nereden biliyorsun? Belki sonunda sana o deli gömleklerinden de giydirecekler."

"Hayır!" Dedim sesim yükselirken.

Titreyen ellerimle çarsafı kavradım. Kimse bana gömlek giydirmeyecekti.

Emin misin

"Bora git." Dedim yataktan kalkarken.

Oturduğu yerden ifadesizce bana baktı.
"Seni kandırıyorlar Aden. Sen buraya mahkumsun. Hani o abilerin? Sana bu kadar düşkün olan abilerin neden burada değil?"

Sinirle saçımı geriye attım.
"Benim için! Kurtulayım diye!"

"Seni bu hale düşürenler de onlar!"

Dedi sesi benimki gibi yükselirken.
Ayağa kalkıp karşıma geçti.

"Aden...yapma. kandırma kendini." Gözümün önündeki tutamı kulaģımın ardına atarken dişlerimi sıktım.

İyi hissetmiyordum.

İyi değildim

İyi olmayı haketmiyorsun

Bir adım gerileyip kapıyı gösterdim.
"Defol git. Bir daha da gelmeye kalkma"

Kaşlarını çattı.
"Seni düşü-"

"Ne sikim anlatıyorsun sen ya?! " dedim sesimin titremesine engel olamazken.

Midemin bulantısıyla iyice kasılırken konuşmaya devam ettim. Ellerim titriyordu... iyi değildim

"Seni kırmak istemediğim için alttan aldım ama haddini aşıyorsun. Şuan burada bir deli varsa sensin o! Bu laflar oldukça şizofrence çünkü."

Bana uzattığı eli yavaşça indi. Bakışlarının sertleşmesiyle yutkundum.
"Ne dedin sen bana?"

"Ne?" Dedim sessizce.

Dişlerini sıkmıştı. Elleri ise yumruk olmuştu. Bu gorüntüsü beni korkuturken bir kaç adım geriledim.

"Deli miyim ben Aden?" Güldü. Ardından ise güçlü bir kahkaha attı.

"Deliyim öyle mi? Hastayım ben?!"

Titreyen ellerimi esofmanima sürttüm.
"Şuan hasta gibi davranıyorsun."

Bana doğru bir adım attı.
"Hasta...tabi...hastayım ben." Psikopatça gülümsemesiyle derin bir nefes aldım.

Ne oluyordu?

Bu...bu Bora mıydı?

"Hastayım? EVET!" Yeniden kahkaha atmasıyla korkuyla dış kapıya doğru bir adım attım.

İyi değildi!

Kesinlikle iyi değildi. Kalp atışlarım göğüs kafesimi zorlarken gülmeyi kesti.

"O kapıdan uzaklaş." Dedi keskin bir ses tonuyla.

"Sen gitmiyorsan ben gideceğim."

"Nereye? Nereye gideceksin? O abilerine mi? Ya da...ya da o diğer itlere mi?"

"Ne anlatiyorsun sen Bora?" Dedim şaşkınca.

"Kapattılar kızım seni buraya. Kapattılar!"

Etrafa hızlıca baktı ve yataģındanındaki cam şişeyi eline aldı. Şişeyi masaya vurmasıyla çığlık attım.

Bedenimi çevreleyen korkuyla titredim.

Elinde kalan parça ile bana dogru bir kaç adım attı. Bedenim kaskatı kesildiğinden olsa gerek hareket edemedim. Tepki veremedim.

Ölecek miyiz?

"Bora..." dedim titreyen sesimle

"O kapıdan uzaklaş. " başımı iki yana salladım.

Dolan gözlerim yüzünden bulanık görüyordum. Midem iyice aģzıma gelirken konuştum

"Napiyorsun?" Dedim cılız sesimle.

"O kapıdan çıkamayacağını biliyorsun. Odada kamera yok. Aşağıdaki polislere kriz geçirdiğini söylerim."

"Ne?" Dedim algılamaya çalışırken.

"Üzerinde deli damgası olan sensin. Emin ol onları inandırmam zor olmaz."

"Korkutuyorsun beni."

Gülümsedi."Korkma. Sadece bir şeyleri gör istiyorum."

Basimı salladım " Görüyorum. Sen gerçekten hastasın."

Gülüsü aniden kayboldu.
"Değilim. Aşığım."

"Saçmalıyorsun."

"Aden yaklaş bana... yoksa gerçekten ikimizden biri zarar görecek." Korkuyla eline baktım.

Cam onun elini yaralamış ve kıpkırmızı görünüyordu.

"Beni bu şekilde korkutamazsın."

Arkamı dönüp kapıya koştum. Elimi kulpa attığım anda boğazımda hissettiğim baskıyla durdum.

Hayır ,hayır. Boğazım..boğazıma mı dayamıştı?

Elini elimin üzerine koyup geri geri uzaklaştı kapıdan. Otomatikmen ben de.

"Sen Aden değilsin." Dedi fısıldarken. Dolan gözlerimi kapadım.

İğrenç hissediyordum.

Babamı istiyorum...babamı istiyorum ya...

"Ağlama." Dedi saçlarımdaki ses.

"Adene ne yaptın? Nerede o?"

"Ne...ne anlatıyorsun Bora?" Dedim kısık sesimle."Çek şunu. Yaralayacaksın beni."

"Aden bana hasta demez. O diğerleri gibi değil. Kimsin sen? Aden nerede?"

"İyi değilsin sen... "

Boğazımdakı baskının artmasıyla nefesimi tuttum.

"Aden nerede?"

Yutkundum bu defa.
"Ya burdayım işte... Bora bırak."

Aģlamaklı sesimle baskiyı azalttı.
"Sen Aden değilsin. Yerine geçmiş bir iblissin. Nerede Aden?"

"Korkuyorum..."

"Kork. "

Çığlık...çığlık atsam keser miydi boğazımı? O...o gordüğüm halisülasyondaki gibi kıpkırmızı olur muydum.

"Öldürecek misin beni? "

"Sevgilimin yerini söyle." Gözümden bir kaç damla daha akarken mırıldandım.

"Adenim ben"

Başımı hafif oynatmamla iyice bastirdı cam parçasını.
"Akıllı ol."

Hızlı düşün Aden..hayır böyle ölemezsin.

"Beni öldüremezsin." Dedim titreyen sesimle

Alayla güldü."Neden öldüremeyecek mişim?"

"Aden'i asla bulamazsın o zaman." Ses çıkarmadı.

Titreyen ellerimi boğazımı saran kollarına koydum.
"Bora... onu bulamazsın."

Beni tüm gücüyle itmesiyle bedenim zemine çarptı. Vücudumu saran acıyla inledim. Bora ise hızla başıma çöküp saçlarımı tutmuştu.

Yüzüne baktım korkarak. Gözleri kararmış gibiydi. Tanıdığım Bora değildi

"Aden nerede dedim."

Korkuyla elindeki cama baktım. Boynumun sol kısmında hafif bir sızı kendink belli etti o an. Çızılmiş olmalıydı.

"Bora...korkuyorum.: dedim ne diyeceğimi bilemeyerek.

Ona gücüm yetmezdi. Zaten aldığım ilaçlar yüzünden yeterince halsizdim

"Aden nerede!" Yüzüme doğru bağırmasıyla gözlerimi kapadım. Bagırması iyiydi.

Savcı duyardı belki

Evet...evet... savcının duyması gerekti.

Ani bir hareketle camı tuttuğu elini tutup elini cama iyice kapayıp bastırdım ve var gücümle kafa attım.

Saçımı bırakmasıyla hizlıca ayağımı göğsüme ćekip onu karnından ittim.

Bir kaç adım öteme düşmesiyle uzanıp komodindeki su bardağını aldım ve pencereye fırlarttım.

Pencere gürültüyle parçalanırken Bora hırsla üzerime atıldı.

(...)

Bölüm sonu

Ben geldimmm !!

Ama sonraki bölüm uzunn olacak.

Ay hadii hadi bölüm yorumları?

Bora hakkında yorumlar?

Bölüm burada biter ve hei kaçıp giderr

Continue Reading

You'll Also Like

1.1M 40.5K 48
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Defne çocuk ruhlu biridir. Bir akşam canının sıkıntısı ile anonim bir uygul...
1.2M 52.1K 36
Aynada ki yansımama bakarak beni neden, Nasıl bu hale getirdiklerini düşünüyordum yine. Kapım yumruklanırken sadece bir kilit uzağımdaki insandan ken...
5.4M 307K 75
Klasik karışan bebekler hikayesi evet ama unutulmazları ile. Sezon Finali yapıp devam eden, klasik abi kurgusuna ihanet eden kitap... Okuyun derim :)
655K 43.2K 30
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...