ASKER - TEXTİNG

By nurovski736

464K 17.3K 5K

0544*******: güzel taktik kardeşim ama bayatladı bu numaralar başka kapıya. (17.20) 0551*******: ha? (17.20) ... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
23
24
25

22

8.4K 336 43
By nurovski736

Bol bol yorum yapın.

İyi okumalar

Beste: evimizzzz

Hakan gülerek "bu kadar etkileneceğini bilsem daha önce söylerdim." dedi.

Beste: Eli boş mu gidicez eve?

Hakan: napıcaz ya?

Beste: İlk defa annemle konuştun ve senin evine evimiz dedin. Bugünü kutlayalım bence.

Hakan: nasıl kutlayalım?

Beste: içki alalım büfeden.

Hakan'ın gözlerindeki parıltı kaybolup bana yan gözle baktı ve arabayı sürmeye devam etti.

Hakan: saçmalama yavrum.

Beste: o niye aşkım?

Hakan: 1, ben çok içkici bir insan değilim. 2, sen içince kendinde olmuyosun.

Beste: Hakan ben kendimde oluyorum ki.. sadece o gün biraz fazla kaçırmışım. Ayrıca kendimde olmasam bile sen varsın yanımda. Bi şey olmaz yani.

Hakan: yok hayatım.

Beste: Hakan yaa! Lütfen lütfen..

Hakan: Beste zorlama, hayır. İş var yarın.

Beste: sen niye içki kullanmıyosun?

Hakan: içki kullanmıyorum demedim, gerekmedikçe içmem diyorum.

Beste: hmm, sende içkinin gerekliliği hangi durumlarda ortaya çıkıyor peki?

Hakan: görev dönüşleri kafa dağıtmak için içiyoruz bizimkilerle.

Beste: tamam işte! Bizde kafa dağıtalım biraz.

Hakan: ya bebeğim..

Beste: Aşkım gidicem zaten birkaç güne. Ne olur sanki kırmasan beni?

Hakan iç çekip "sana kıyamıyo olmamı çok kullanmaya başladın sen" dedi alaycı tavrıyla.

Beste: e napıyım? Kanıyosun sende.

Hakan yakınlardaki bir büfe kenarında durdu ve "sen bekle" diyerek arabadan indi.

Geri döndüğünde elinde tekila şişesi vardı.

Hakan: hadi artık eve.

O arabayı çalıştırmadan önce başımı koluna yaslayıp elimi bacağının üstündeki elinin içine yerleştirdim.

Baş parmağını parmaklarımda gezdirip oyun oynuyordu. Hoşuma gitmişti.

(Temsili)

Hakan: fena tutuğum sana.

Kurduğu cümleye sırıtıp "Bende fena tutuğum sana" diyerek başımı yanağına yaklaştırdım.

Tam yanağını öpeceğim sırada kafasını bana çevirip dudağını dudaklarıma yerleştirdi.

Beste: sen iyi alıştın beni öpmeye.

Hakan: napıyım, başka bir şeye izin yok.

Cümlesi biter bitmez dudaklarımı tekrar öptüğünde iyice sokuldum ona.

Beste: ölürüm sana.

Hakan: şşhh, çalma laflarımı.

Beste: hep sen mi kullanacaksın keko keko laflar?

Hakan'ın kaşları havalanırken şaşkınlığını gizlemeden "Allah Allah? Keko keko laflar öyle mi?" Diye sordu.

Beste: evet keko keko laflar. Yok 'yavrum', yok 'sana kurban olurum' yok 'tutuğum sana'.. aşıksanız aşığım deyin Hakan Beyciğim.

Hakan: hiç kıvırma. Seviyosun sana öyle "keko keko laflar" dememi.

Beste: ben senden gelen her güzel şeyi seviyorum.

Bacağındaki elimi kaldırıp dudaklarına götürdü.

Hakan: Aşığım sana.

Yüzümdeki aptal sırıtışın farkında bile değilken ona öylece bakmaya devam ettim.

Beste: Bende aşığım sana.

Hakan: biz böyle serenat yapmaya devam edersek evin yolunu unutalım.

Beste: ay tamam sür hadi. Yeter bu kadar gevezelik yaptığın.

Şakadan onun üstüne oynayarak geri çekildim ve elimi elinin içinden kurtardım.

Belimi kavrayıp beni tekrar olduğum yere geri çektiğinde "oynama üstüme oynama. Gerçekten ısırıcam o ağzını görüceksin" dedi.

Nazlı nazlı "ısırırsan canım acır. Sen bana kıyamazsın" dediğimde eliyle yüzüme gelen saçı geri itti ve yutkundu.

"Kıyamam"

Tekrar eski konumuma dönerek ondan uzaklaştım.

"Hadi gidelim eviMize."

Güldü ve arabayı çalıştırdı.

______________________

İkimizde üzerimize rahat bir şeyler giymiş ve salondaki koltukta oturmaya başlamıştık.

Hakan iki shot bardağı getirdiğinde bu sefer şaşıran bendim.

"Tedariklisiniz Hakan Bey. Gerekmedikçe içmeyen birine göre tabii"

"Vazgeçtiysen bana hava hoş. Kaldıralım"

"Yok yok demedim bi şey tamam."

Tekilayı eline alıp açtı ve bardaklarımıza doldurmaya başladı.

Şişeyi masaya bırakıp bu sefer bardağı eline alarak arkasına yaslandı.

Tam diklemeye başlayacağı sırada onu durdurdum.

"Dur! Oyun oynicaz"

"Ne oyunu?"

"Daha önce hiç yaptım ya da yapmadım oynayalım."

"O ne oluyor?"

"Bilmiyo musun?"

Kafasını olumsuz anlamda salladığında ona oyunu açıkladım.

Beste: dürüst olacağına söz ver.

Hakan: söz.

"ilk ben başlıyorum o zaman" diyerek söze atıldım.

Kendi bardağımı elime alarak ona döndüm.

Beste: ben.. daha önce hiç yalnız olmaktan daha iyi olduğu için bir ilişkide olmadım.

Ben öylece beklerken Hakan bardağı dikledi.

Beste: Gerçekten yaptın mı böyle bir şeyi?

Hakan: lise yıllarımda yaptım tabiiki.

Başımı sallayıp cevap vermediğimde Hakan bardağını doldurarak bana döndü.

Hakan: ben söylüyorum.. ben hiç eski bir sevgilimle arkadaş kalmadım.

İkimizde içmediğimizde Hakan gözlerini kıstı.

Hakan: Tuna ile arkadaş kalmamış mıydın?

Beste: hayır. Biz.. biraz kötü ayrıldık o yüzden düşman kalmamak için yazmıştım ona zamanında. Ama asla arkadaş kalmadık.

Hakan gözlerini kaçırıp başını salladığında bu sefer söz hakkı bendeydi.

Beste: ben hiç birini aldatmadım.

Tekte içtiğimde Hakan öylece kaldı.

Hakan: lisedeyken birden fazla flörtün olduğu dönem mi? Yoksa sonrası mı?

Beste: lisede birden fazla flörtümün olduğu dönemde.

Bardağımı doldurarak tekrar Hakan'a döndüm.

Hakan: ben daha önce hiç senin hakkında kötü senaryolar kurmadım.

Beste: kötü senaryolar ne demek?

Hakan: yani senin düşündüğümün dışında, istemediğim karakterde biri olduğunu düşünmedim.

Beste: ha, anladım.

Çekinerek diklediğimde Hakan "yok artık.. ne düşündün?" Diye sordu.

Tekrar bardağı doldurduğum esnada "Buraya gelirken yolda 'acaba gerçekte de sanalda olduğu gibi biri midir? Organ mafyası olabilir mi ya da dolandırıcı?' falan gibi şeyler düşünmüştüm."

Hakan: Doğru düşünmüşsün.

Bir anda duraksayıp ciddi tavrıyla karşılaştığımda yutkundum.

Beste: Nası yani?

Hakan: Bizim için söylemiyorum ama.. düşündüğün gibi biri çıkmayabilirdim. O dediğin şeyleri belki daha kötülerini yapan biri olabilirdim. Yani kendim için demiyorum.. ama bu kadar çabuk güvenme kimseye.

Gözlerimi kaçırdığımda başımı olumlu anlamda salladım.

Beste: Haklısın. Ben.. çabuk güveniyorum. Çabuk indiriyorum gardımı. Çok kötü insanlar var. Şiddet meraklısı, çete üyesi, tacizci pis sapıklar.. sen öyle olmadığın için şanslıyım.

Hakan parmaklarını yanağıma uzatıp sıktı.

Hakan: Dağılma hadi. Sıra sende.

Gülümseyip düşünmeye başladım.

Beste: ben daha önce hiç biriyle fiziksel bir kavgaya girişmedim.

İkimizde aynı anda içtiğimizde ona dönüp güldüm.

Beste: en son ne zaman ettin?

Hakan: Birkaç gün önce.

Gülüşüm anında solarken yutkundum.

Beste: ben burdayken mi?

Başını olumlu anlamda salladı.

Beste: Bana niye bi şey söylemiyorsun Hakan? Kiminle ettin? Niye ettin?

Hakan: Yavrum sen nerden tanıyacaksın? Askeriyede biri sorun çıkardı.

Eliyle burnunun üstünü kaşıdığında başımı olumsuz anlamda salladım.

Birkaç gün önce onun yanına askeriyeye gittiğimde bana bakan adamlar geldi aklıma.

Beste: Yalan söyleme Hakan. Benim askeriyeye geldiğim gün mü kavga ettin?

Hakan: yavrum ne önemi var?

Beste: O adamlarla dimi?

Hakan: Hangi adamlar Beste?

Beste: O.. bana bakanlar?

Hakan gözlerini kaçırıp masanın üstündeki şişeyi alıp bardağını doldurdu.

Hakan: Alakası yok.

Beste: Hakan söyle işte.

Hakan: Yavrum senlik bi şey yok.

Beste: Bak benim yüzümden biriyle husumet yaşadıysan bunu bilmek hakkım.

Hakan'ın eli yine yüzüme yerleşirken kararlı bir şekilde bana baktı.

Hakan: Beste.. senin yüzünden olan bi durum söz konusu değil. Hak edene hak ettiği.

Elimdeki bardağı masaya koyup boynuna sarıldım.

Beste: Özür dilerim.

Elleri belimde yerini bulurken "özür dileme. Hadi devam edelim oyuna" diyerek konuyu dağıtmaya çalıştı.

Geri çekilip bardağımı doldurdum ve ona döndüm.

Hakan: ben daha önce hiç.. dayak yemedim

Hakan teklediğinde güldüm.

"Nasıl yani? Anlat hemen"

Hakan: Peşimde koşan bi kız vardı. Kızla asla tanışmıyoruz ve nereye gitsem orada görüyorum onu. En sonunda geldi yanıma. Sohbet baya iyi gidiyor ama. Biz baya ilerlettik işte haftalarca konuşuyoruz. O zamanlar kendimi biraz boşlukta hissediyordum ve çocuk akıllıydım işte, anlarsın ya.. O yüzden daha bi istekli konuşuyordum kızla. Sürekli dışarı çıkıyoruz. Bi gece yine çıktık. Restoranda kızla konuşurken sağ yanağıma bi darbe aldım. Anlamadım ilk başta. Sonra ben toparlamaya çalışırken kızın sesini duydum. "abi açıklayabilirim" falan. Kafamı bi kaldırdım, en yakın arkadaşım.

Beste: Biliyo muydun kardeşi olduğunu?

Hakan: En yakın arkadaşımın bi kardeşi olduğunu biliyordum da o kız olduğunu nerden bilicem? Meğer kızla o yüzden her yerde karşılaşıyormuşuz. Abisinin arkadaşı olduğum için görmüş beni. Kafayı takmış bana.

Beste: sonra noldu? Kızla devam ettiniz mi?

Hakan: Hayır tabiiki. Arkamdan iş çeviren birini tutmam yanımda. Kıza karşı hissettiğim bi aşk yoktu birde. Seven adam bırakmaz zaten. Arkadaşımla da aram bozuldu. Ama var ya.. o gün beni bir benzetti. Karşılık veremedim utançtan.

Beste: Ben erkeklerin bu olayını anlamıyorum. Gönül bu sonuçta. Onun kardeşi olduğunu bilsen bile sevebilirsin. Bunu bu kadar büyütmeye ne gerek var?

Hakan: Ne demek ne gerek var? Kardeşim gibi gördüğüm adam benim kız kardeşime o gözle baksa feriştahını bile si.. yani mahvederim.

Beste: O niye?

Hakan: Ne demek niye yavrum? Benim kız kardeşime o gözle bakan adamdan bana ne hayır gelir?

Beste: Ay tamam. Hiç uzatmıcam.. bende sıra.

Hakan bardağını doldurduğunda yutkundum.

Bunu sormalı mıydım bilmiyorum ama merak ediyordum.

Beste: ben daha önce hiç.. biriyle ilişkiye girmedim.

Bardağı elimde öylece çevirirken Hakan neyden bahsettiğimi bildiği için anlık duraksadı.

Bir süre bekledikten sonra iç çekip "ee böyle beklicek miyiz" dediğinde inanamayarak ona baktım.

Beste: içmeyecek misin?

Hakan: yapmadığım şeye niye içeyim?

Beste: 30 yaşındasın nerdeyse Hakan. İlla ki yaşamışsındır bi şeyler. Dürüst ol bana.

Hakan: Yapsam içerdim zaten. Allah korkum var benim. Yanarım ateşler içinde.

Dalgaya alarak verdiği cevapla "ciddi ol. Gerçekten hiç yapmadın mı?" Diye sordum.

Hakan: Yapmadım dedim ya.

Beste: İyi..

Oyuna kaldığımız yerden birbirimize sorduğumuz sorularla devam ederken baya bi içmiştik.

O çok fazla içmemişti, çoğunlukla ben içmiştim.

Hakan gözlerini bileğindeki saate çevirip yüzünü ekşitti.

Hakan: yavrum uyusak mı artık?

Beste: hemen mi?

Hakan: erken kalkıcam.

Mutsuz mutsuz ayağa kalktım.

"Tamam ben bunları mutfağa kaldırayım o zaman."

Hakan: nerde yatayım, nası rahat edersin?

Beste: yanımda uyusan? Ama sen nası rahat edersen öyle yap.

Kısa bir sessizliğin ardından derince nefes aldı.

Hakan: Sen gidince fena boşlukta hissedicem kendimi. Tek konfor alanım senin yanın oldu.

Hafif başım dönüyordu. Anlamadan çarpıyordu bu içki gerçekten..

Beste: çok romantiksin ama şuan bünyem bu iltifata hiç hazır değil.

Hakan: niye? Çarptı mı?

Beste: o kadar içmedim halbuki. Ben gerçekten içki insanı değilim galiba.

Hakan: iyi değilsen geç sen odaya, ben hallederim.

Beste: alt tarafı mutfağa taşıyacağım aşkım.

Bardakları ve içkiyi alıp mutfağa götürdüğümde Hakan çoktan odaya gitmişti. Bol su içip bardakları çalkaladim ve biraz daha oyalandiktan sonra banyoya giderek dişlerimi fırçalayıp yatağa geçtim.

Şuan ki yorgunluğumu anca güzel bir uyku alırdı.

Hakan'ın yanına sokulduğumda Hakan'ın kıkırdadığını duymuştum.

Beste: noldu?

Hakan: içince harbiden mahvoluyosun.

Beste: mahvolmuyorum..

Hakan: kendini dışarıdan görsen öyle demezsin.

Beste: napıyım, çok yorgun hissediyorum.

Hakan: su getireyim ben. Başın ağrımasın yarın.

Hakan doğrulur gibi olduğunda kolunu tutup "içtim az önce" dedim.

Eski pozisyonuna döndüğünde "bi şeyler konuşalım mı?" Diye sordum usul usul.

Hakan: nasi bi şey?

Beste: fark etmez. Çok yorgunum ve uykumu getirmem gerekiyo.

Hakan bana bakmaya devam ettiğinde gözlerimi kapatıp bi şey demesini bekledim.

Hakan: bizi bekleyen sonu çok merak ediyorum.

Biraz zaman sonunda fısıltıyla çıkan sesiyle yutkunup tebessüm ettim.

Beste: son demesen..

Hakan: niye?

Beste: sonları sevmem. Bi filmin, kitabın mesela.. sonuna geldiğimde kendimi boşlukta gibi hissediyorum. Artık hayatta bi amacım kalmamış gibi.

Hakan: Ben aksine tamamlanmış hissediyorum. Sonuçta biten şeyler yeni başlangıçlar doğuruyor.

Beste: filozof Atakan seni..

Gözlerim kapalı olmasına rağmen yüzünde bir gülümseme olduğunu hissediyordum.

Hakan: Kafan yerine geldi bakıyorum dalga geçebildiğine göre.

Beste: yoo.. çok tatlısın devam et.

Hakan: ben mi tatlıyım?

Beste: evet..

Saçlarımı okşayan parmaklarını hissettiğimde mayışmıştım.

Beste: ben katlanılmaz biri miyim?

Hakan: o nerden çıktı?

Beste: geçen gün kavga ettik ya..

Hakan: geçti gitti yavrum, düşünme artık.

Beste: 'bana kızacağına bana bakanlara kız' dedim ama o anın verdiği reaksiyonla dedim..

Hakan: sen öyle dedin diye kavga etmedim kimseyle, kendi hür irademle ettim. Hem mevzu sadece sen değilsin. Suçlama kendini.

Sessiz kaldım.

Saniyeler sonra dudaklarımı gülmemek için birbirine bastırdığımda Hakan'ın "ne oldu" demesiyle gülüşümü saklamadım.

Beste: güzelmiş..

Hakan: ne güzelmiş?

Gözlerimi açmamak için direnerek yutkundum.

Beste: sana şımarık büyüdüm dedim ya..

Hakan: hıhı

Beste: sadece annemle babam şımarttı beni. Ailem dışında kimsem olmadı. Olanlar da sözde oldu. Şimdi düşününce.. hayatımın her evresi yalnız hissetmekle, o yalnızlığa da "ben yalnız kalmayı sevdiğim için yalnızım" kılıfı uydurmakla geçti.. Ama insan bazen koyabileceği bi omuz, dayayabileceği bi sırt arıyo. Ben hayatımda ilk kez, bunca yıl çektiğim yalnızlığa değmiş gibi hissediyorum. Bu his.. güzelmiş.

Hakan cevap vermeyip saçlarımla oynamaya devam ettiğinde duraksadım.

Beste: gevezelik mi ettim?

Hakan: hayır.. içini tamamen dök diye bekliyorum.

Beste: kısaca.. yalnız olmak kötü bi şey ama kalabalık bi yalnız olmak en kötüsü. Çevrem genişti.. ama sevilmedim hiç. Kimse nazımı çekmedi. Şımartılmak istiyorum o yüzden.. Galiba bunun için biraz fazla nazlanıyorum sana. Bana katlanamazsan söyle o yüzden.. üzülmem ben, yani üzülürüm ama alışkınım alışırım.

Hakan: katlanamamak falan.. kendin için öyle şeyler söyleme. Kendini aşağılama. Her şeyin en güzeline layıksın sen. Senin hakkında kötü bi şey düşünmüyorum ben, kafanı böyle içi boş şeylerle yorma.

Sessiz kaldığımda daha yumuşak bi tonla devam etti.

Hakan: her gün yeni bi şey öğreniyorum hakkında. İçki duygusallaştırıyo da benim balımı.

Dudaklarım yukarı doğru kıvrıldığında eli yanağıma gitti.

Beste: balım demeni çok seviyorum. Yavrumu da seviyorum. Balımı en özel anlarımızda kullanıyosun.

Hakan: başka ne zaman kullandım ki?

Beste: kabus görmüştüm. Seni aramıştım.. sabaha kadar telefon açık uyumuştuk. Mesaj atmıştın bana.. balım demiştin. Tatlı bi andı.

Hakan: vay be.. balımı senin özel olduğunu düşündüğün anlarımızda kullandığımın farkında bile değildim.

Beste: öyle yapıyosun. Hoşuma gidiyo.

Hakan: Allah nasip ederse daha çok güzel anlarımız olacak, çokça duyacaksın o kelimeyi.

Beste: Seni çok seviyorum. Bunlardan bağımsız.. bende sana iyi gelmek istiyorum.

Hakan: iyi geliyosun zaten. Evime geldin, siyah beyaz hayatımı renklendirdin. Bi hafta öncesine kadar hep dağ bayırda olayım, eve gelmeme gerek yok diye düşünüyordum. Sen geldiğinden beri eve gelmek için bir sebebim olduğunu hissediyorum. Geliyim, eve bile yayılan o kokunu alıyım.. beni bırak, ev bile canlandı.

Sırıttığımda dudaklarımı öptü.

Hakan: ölürüm sana.

Kirpiklerimi aralayıp yanı başımda olan suratını avuçladım.

Beste: ölme..

Hakan tekrar dudağımı öptü.

Hakan: uyu hadi aşkım.

Ellerimi yüzünden çekip aramıza koydum.

Artık daha huzurluydum.

Sözleri yorgunluğumu almaya yetmişti, tüy gibi hafif hissediyordum.

Nasıldı bölüm?

Bi sonraki bölümde ne görmek istersiniz?

Continue Reading

You'll Also Like

961K 32.4K 57
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!
1.7M 63K 57
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...
1.7M 55.6K 24
"Zorla evlendik farkındasın değil mi?" dedim dehşetle. Umursamadı ve gözlerimin en derine bakıp, belimde olan eli belimi okşamaya başladı. "Evet kar...
2.6M 83.7K 60
İtalyan bir mafya... Başka açıklamaya gerek var mı? Ters köşelere doyamayacağınız. Her an şaşırarak sürükleneceğiniz bir kitap hayal edin.. Sonra oku...