BEST NOODLE OF | TEXTİNG +18

By melikegvnc

245K 13.2K 10.2K

(Cinsellik içerir.+18) @bestnoodleof : Mai, @bestnoodleof : noodle'dan çok kimseyi sevmezdim ben. @bestnoo... More

Özü Sözü Noodle/Tanıtım
Ankaralıya Noodle Dedin Usta
Mai ve Siyah
Köri Soslu Noodle
Görüldü yedim sol yanımdan
Kahve içmeyecek miyiz? Kahve!
Bundanımız Olsun.
Sesimi Sarsın Sesin.
Soyadını alabilir miyim?
Bi' Tanecik Güler Misin?
Aradaki Engelleri Kaldırmak İçin
Gönül Dergâhından Kovulmak
3 Gündü, 3 Ömür Oldu
Sanrılar Yalandır
Sırlar Sırları Aralar
Senin İçin Senden Gidiyorum
Ankaralı Varsa Dram Olmaz
Biri, grup mu dedi?
Bidon Kutlama Yemeği
Trump'a Amerika, Bana Sen
Cepte Para, Kolda Manita Yok
Çiş Gibi Aniden Gelmek
3m1n Kuralı
İçim İçimden Senin İçin Gitti
Yangınıma Rüzgâr
Evimin Köşe Direği
Yaş Yıllanır ama Aşk Eskimez
Anlamak Değil, Kör Olmak İsteriz
Catpipiligadir'in Fan Sayfası
Bazen, Noodle Yesen de Geçmez
Her Şey Olamayacak Kadar, Tek
Gök Mai'ye Boyansa; Siyah'la
Sevmek Suçsa Ben Müebbetiyim
Çarpık Kentleşmenin Siyah'ı
Angara'nın Dickmeni
Özlemin Doruk Noktasıdır Ölüm
Kuşun Kanadı, Yaşam Yağdırdı
Gelinlik Dükkânı ve Tuvalet
Evlenmeden Olmaz
Aşk İçin Ölmeli, Aşk O Zaman Aşk
Söyle, nerdesin bal? Artık benlesin, bal.
Sevgilim...İyi ki
Mai ve Siyah, darmaduman aşkın adı.

Söyle, Nerdesin Bal?

171 20 3
By melikegvnc

Çok uzun bir aradan sonra...Çok bencilce bir şey okunan bir kitaba o kadar uzun zaman bölüm atmamak bunun için hepinizden özür dilerim. Umarım hoş karşılarsınız, karşılamazsanız da canınız sağ olsun. İyi okumalar! Kocaman kalpler.

Oy ve yorumlarınızı eksik etmezseniz çok sevinirimm.

🍃


💚

"Kadir! Şunun sesini kıs!" Huh. Evet, sanki aylardır bir kitap yarıda bırakılmış ve bu cümleyle yeniden yazılmaya başlanmış gibi bir his vermişti sesim bana.

"Rüüüüyanda görsen ina-" Bu ses bana bir his verememişti çünkü Siyah oturduğu arka koltuktan öne doğru uzanıp radyoya yumruk atmıştı.

Evet, ön koltukta oturan bendim çünkü Siyah öyle istemişti. Hayır, sempatiklik olsun diye değil, arkada uykusunu açması için kahve içip Kurtlar Vadisi izliyordu da ondan.

Konsere yarım saatimiz kalmıştı ve biz şu an bir pavyonun önünde Duman'ın bir şarkısını açmış sadece duruyorduk.

Kadir, şarkıya eşlik etmese daha güzel olabilirdi bu durmak ama olması pek mümkün değildi.

"Cinsel penisin kopsun, Siyah!" dedi, Kadir tiz bir sesle. Kaşlarımı çatıp ona baktım. Göz göze geldik. "Zaten küçük," dedi, güldü, "hayır, o göstermedi üzerine çay döküp yanmasın diye baksırını aşağı indirdiğimde görmüştüm."

Siyah bir kez daha öne doğru uzandı. Sessizce Kadir'e baktı, arkada izlediği dizide birileri Polat Alemdar diye bağırıyordu.

Kadir cama doğru çekilip dudak büzdü. "Seni terk eder belki diye yalan söyledim." dedi. Siyah, nefes aldı.

Çok olağanüstü bir şeymiş gibi neden bunu belirttiğimi bilmiyorum.

Şimdi de nefesi geri verdi ve o sırada Kadir, "Allah seni inandırsın elektrik direği gibi." dedi. Yüzümü ekşitip, "Kusacağım sanırım." dediğimde Kadir kahkaha attı. "Bıcırık seni," diye seslendi bana ve ona kitlenmiş Siyah'ı geriye itip benimle tekrar göz göze geldi. "Eğer bir gün olur da onu görmek gibi bir hata yaparsan deneyimini benimle paylaş olur mu?"

"Ayaklarım kaç numara biliyor musun?" diye cevapladım. "Hayır, ayak yalayan ibne miyim lan ben?" dedi.

"Sence kaç?" dedim, ısrarla. "37 falandır, ayakkabı mı aldıracaksın anasını satayım?" Cıkladım. "Bir kez daha terbiyesiz terbiyesiz konuşursan ağzına sokacağım." Siyah'a döndüm ve gülümsedim. "Ayrıca 39 numara ve taraklı. Umarım ayak fetişin vardır ve bu bilgiden sonra kusarsın."

Gerçekten 39 numaraydı.

Siyah elindeki telefondan başını kaldırıp bana baktı ürkerek. Omuz silktim, "Küçük bir şey değilim, boyum uzun ne bekliyorsunuz 36,5 mu?" Kadir sahte bir şekilde inledi. Siyah benden gözlerini çekmeden elindeki boş kahve bardağını Kadir'e fırlattı.

Elindeki telefonu da yanına attıktan sonra hiçbir şey demeden belimden tutup beni arka koltuğa çekti.

"Olmadı öyle, sevişin direkt." dedi, Kadir. Siyah belimdeki elini çekip ellerini hızlı bir şekilde oynattı, "İstersek şu an çocuk yaparız, sen de tek bir itiraz edemezsin." dedi.

"Ben çocuk yapmam, fiziğim bozulur." diye araya girdim, Kadir bunu duyunca kendini tutamayıp güldü. "Kucağında oturduğun çocuğun dört çocuk hayali var, üçü kız biri erkek en büyüğü erkek olacak hemde. Eğer ilk kız doğarsa muhtemelen onu çıktığı yere geri sokabilir." dedi.

Gözlerimi Siyah'a çevirdim, kafasını hayır der gibi iki yana salladı. "Ben de öyle düşünmüştüm." deyip başımı omzuna yasladım ve gözlerimi kapadım.

"Çok durduk burada, konsere gidelim." dedi dakikalar sonra Kadir.

"Neden bu arabayı kiraladın?" diye sordum, o arabanın anahtarını çevirip çalıştırınca. "Dış görünüşümüze bakılarak üç kuruş etmez şerefsizler olduğumuz ön yargısı olmasını seviyorum çünkü." dedi.

"Çünkü o önyargıları kırmayı biliyorsun." dedim ben de. "Biliyoruz." diye cevapladı. Ve devam etti, "Çok makyaj yapan biriysen, süslü oluyorsun. Güzel ve şık giyinen biriysen gösteriş meraklısı oluyorsun. Erkeksen ve uzun saçlıysan erkekliğin sorgulanıyor. Kısacası insanlar hep onlar için bir şeyler yaptığımızı sanıp ön yargı besliyorlar." Dikiz aynasından göz göze geldik. "Ben, sen, o, biz. Bir şeyleri kendimiz için yapıyoruz ve bunu insanlara gösterince o ön yargılar gitmiş oluyor."

Gülümsedi.

"Cinsel yönelimim bana iyi geldiği için farklı. Sen makyajı aynada daha iyi olduğunu düşündüğün için yapıyorsun." Onu onayladım. "Kendimizin en iyi hâlini olacağımızı düşündüğümüz şeylerin insanların eleştiri malzemesi olması can sıkıcı." dedi. "Neyse. Bu kadar hayat dersi yeter, Range Rover görünümlü Tofaş'ımızla o konserin tozunu attırıp gelelim." diye devam etti ve gaza bastı.

Siyah bu konuda sessiz kalmıştı ama tamamen Kadir'e katılıyordu.

Gözlerimi kapatıp onu ilk tanıdığım günü düşündüm. Ve son günü.

Gülümsedim.

Onu kaybetmemiştim.

Onun sesini duymadan da en güzel sesin onun olduğuna inanıyordum. Nefes sesi mesela. Çocukken uyutmak için söylenilen hiçbir ninni bu kadar huzurlu değildi.

Siyah benim en içimde bir yerlerde bir bahçede büyüttüğüm çiçeklerin arasına oturup, "Kaktüsüm ben." demişti sanki ve ben her şeye rağmen o kaktüsü göğsüme yaslamıştım.

Noodle manyağı bir kaktüs.

Noodle iğrenç bir şey bu arada.

Siyah duymasın lütfen çünkü yarına Tofaş'ta feci kaza, sevgilisi noodle sevmediği için camdan atan noodle manyağı yakışıklı genç Siyah Soyuk geceyi nezarette geçirdi haberlerini görmek istemem.

Nasıl bir kafada kurmaydı bu, be?

Kapadığım gözlerimi ani fren sesiyle açtığımda gözlerimi kaldırıp Siyah'a baktım. O da beni izliyordu zaten. "Kalabalığı o kadar çekecek kafam yok ki." diye fısıldadım, garip bir ifadeye bürünen yüzü beni de şüpheye düşürmüştü. "Beş dakikaya oradayız." diyen Kadir sayesinde ondan gözlerimi aldım ve tekrar kapadım.

"Konserde bolca video çekin." dedi, Kadir. Kaşlarımı çattım. "Sen de geleceksin ya hani?" diye sordum. Gözlerimi açtığımda Siyah elindeki telefonu tekrar yan koltuğa attı ve Kadir de elindeki telefonu cebine koydu.

"Baran aşkımı özledim, yanına gideceğim." dedi, "Ama Duman'ı görme fırsatın belki olmaz tekrardan." dediğimde omuz silkti. "Baran'ın gülüşünü bir kez görmek tüm güzel şarkılardan iyi." dedi.

Siyah, yine sessiz kalıp başını geriye yasladı.

İki dakika sonra konser alanına geldiğimizde başımı göğsünden kaldırıp etrafa baktım. Kimse yoktu biz hariç. Acaba konser başka bir güne miydi?

Siyah ve Kadir bunu hiç garipsemeden arabadan inmeye yeltendiler. "Neden kimse yok?" diye sordum, Siyah'a. "Bilet fiyatları pahalı diye gelmemişlerdir belki." dedi.

Hayır, çok garipti her şey.

Gerçekten garipti.

Kadir benim tarafımdaki kapıyı açınca inmek üzere hareketlensem de Siyah müsaade etmedi ve o kapıyı kapatıp kendi tarafındaki kapıyı açtı, kucağına beni de alıp birlikte inmemizi sağladı.

"İndirsene be!" diye çemkirdim. Başını iki yana salladı. "Kafa atarım." dedim, omuz silkti. Gözlerim dudaklarına değdi, ruj kalmıştı. "İndirmezsen eğer gün boyu konserde o ruj iziyle gezersin." dedim. Tekrardan omuz silkti.

"Aşkım, indirir misin?" Birkaç saniye dudaklarıma bakıp dikkatli bir şekilde indirdi. Ellerini hareket ettirip, "O dudaklarını bu gece benden kurtaramayacaksın." dedi.

Midemde bir şeyler hareketlendi. Kelebek falan değildi. Bildiğin azmıştım. İç çamaşırım hangi renkti? Orası en son ne zaman ağdalanmıştı? Allah kahretsin ben hastanedeydim!

Tamam, hayır! Evet! Halledilebilir.

"Kurtarmayı istemem ki," dedim, ellerimi boynuna götürüp tırnaklarımı ensesinde gezdirdim, "Hiçbir zaman, hiçbir şeyimi senden kurtarmak istemem, sevgilim." dedim.

Yutkundu.

Kadir boğazını temizleyip hiçbir şey demeden yanımızdan geçti ve arabaya bindi, camdan kafasını uzatıp bana baktı: "Bu gece, düşünmeden yaşa." dedi, "Bu gece dünyada sadece ikiniz varsınız," Munzur bir ifadeyle tüm ciddiyetini kenara atıp, "Bir de elektrik direği var tabii." dedi.

Kendimi tutamayıp güldüm ama Siyah gözlerini devirerek arabaya ters bir tekme attı.

"İt herif!" diye bağırdı, Kadir. Tekrar güldüm. Onların anlaşmasını çok seviyordum, gerçekten çok huzurlu hissediyordum.

Ellerim hâlâ Siyah'ın boynundayken Kadir hızla arabayı çalıştırıp gitti.

Etrafa baktım tekrardan. Hâlâ kimse yoktu ve içeriden şarkı sesleri geliyordu.

"Yanlış konsere mi geldik acaba?" Siyah, kafasını iki yanına sallayıp dudaklarını alnıma yaklaştırdı ve öptü.

Sonra hızla ellerini hareket ettirdi.

"Kalabalık olsun istemedin," dedi, omzunu silkti ve, "Ben de tüm biletleri satın aldım." diye devam etti.

Ellerini belime doğru indirdi ve bir elini de kalçamın üzerine koydu.

"Siyah..." diye fısıldayabildim sadece. Şu an istediğim tek şey, bir yatak ve ağda ya da jiletti çünkü.

Adını seslenmeme karşılık belimi iyice kavradı. "Seni o kadar seviyorum ki." dedim, alnımdaki dudaklarını hareket ettirip tekrar öptü. Bir kez daha. Ve bir kez daha.

Başımı kaldırıp dudağının kenarından bir öpücük aldım.

"Gidelim mi o hâlde konsere?" dedim, göz devirip, "İki kişilik dev orkestra gibi hissediyorum." diye devam ettim.

Siyah, ellerini çekip yüzüme koydu. Sadece öptü. Bir şeyi kaybedersin ve o şey senin için dünyanın en değerli şeyidir, ve sonra o şeyi bulursun. Bunun mutluluğu da dünyanın en büyük mutluluğudur.

Beni o mutlulukla öpüyordu.

Dakikalarca öptükten sonra ellerimi sıkıca kavradı ve büyük, üzerinde mekanın isminin yazılı olduğu dev kapıdan içeri girdik.

Ve onları gördüm.

Duman'ı!

Solistini.

Onlar da bizi gördü.

Garip bir şekilde yabancıymışız gibi bakmadılar.

"Siyah'ım!" diye heyecanla elindeki mikrofonu yerine bırakıp bize baktı, Kaan Tangöze.

Kaan Tangöze.

Oha.

Kaan Tangöze.

Hani bildiğimiz Duman'ın solisti.

Oha!

Sakin ol.

Tamamdır. Sakinim.

Nah.

Siyah elimi iyice sıkıp Kaan Tangöze'ye gülümsedi ve birbirine kenetlenmiş ellerimizi havaya kaldırdı. "Bir gün onu bana getireceğini söylemiştin," dedi, göz göze geldik. "O, değil mi?" diye devam etti.

Siyah başını aşağı yukarı salladı. Şu an bayılabilirdim. Evet, tam şu an.

Kaan Tangöze bize doğru yürümeye başladığında, Siyah saçlarımı koklayıp öptü bu sefer.

Yanımıza geldiğinde bana elini uzatan Kaan Tangöze'ye iyice baktım.

Biri bana tokat atabilir miydi?

Lütfen.

Gerçek mi bu?

Dakikalar geçmemiştir umarım diyerek ben de elimi uzattığımda gülümseyerek birbirimize baktık ve el sıkıştık.

"Mai?" dedi, tereddüt içinde, "Adın buydu değil mi?" diye devam etti. Kaşlarımı çatıp, "Evet?" dediğimde gülümseyişi büyüdü. "Halit Ziya Uşaklıgil. Tesadüf mü dersin, yoksa olması gereken Mai ve Siyah mı oldu dersin?" dedi.

"Olması gereken oldu," dedim, Siyah'a baktım, "Onunla olmam gerekiyordu ve olduk." Siyah da beni onayladı.

"Güzelsiniz." dedi, Kaan Tangöze. "Bu gece size tek şarkı söyleyeceğim, isterseniz on kez isterseniz bir kez. Ama siz o şarkısınız."

Merakla, "Hangi şarkınızı söyleyeceksiniz?" diye sordum. Siyah bunun cevabını biliyor gibiydi.

Kaan Tangöze, acı bir şekilde gülümsedi. Şarkının onda derin bir anısı var gibi gülümsedi hem de. "Bal." dedi, başını önüne eğdi. "Bal'ı söyleyeceğiz." Şarkının onda gerçekten bir anısı, hatta acısı vardı. "Sizin için, saatlerce de olsa, söyleyeceğim." dedi, gözleri dolmuştu.

Söyle nerdesin bal?

Siyah'a baktım.

Artık senleyim bal.

🩹

Umarım beğenmişsinizdir, bir sonraki bölüm en kısa süre içerisinde gelecek. Kaan Tangöze'den telif yersem lütfen nezarette bana don getirir misiniz))):

Takip etmek isterseniz;
Instagram: mellikegvnc
Wattpad: melikegvnc

Continue Reading

You'll Also Like

356K 21K 21
Falcı numarası yerine Rus Mafyasına yazmak hayatın bana oynadığı bir oyun muydu? Belki de aşkın tatlı olmayan bir tesadüfüydü... Mafya Bey; Küçük bi...
541K 26.9K 33
Bir gece birlikte olan bir hemşire ve bir askerin aylar sonra aynı karargahta karşılaşma serüveni... Arkanda, bir ölü bırakıp gittin ama katil deği...
41.4K 1.6K 30
Melin; Kaç kez diyeceğim seninle davete gelmeyeceğim diye, hediye yollayıp durma! Ekin Soner; Kabul edene kadar yollayacağım. Melin; Desene o zaman p...
2.1M 50.9K 51
Tam sınıftan çıkıcaktım ki gelen sesle dikildim kaldım."sen kal ada yapamadığın son soruya bakalım" OLUR OLUR HOCAM BAKALIM. Dırırııırıırıfırı Canı...