neighbours | taekook

By scrainz

538K 48.4K 27.2K

taehyung her gece yan komşusu jeonggukʼun eve oğlan atmasından bıkmıştı texting+düzyazı More

1
2
3
4
5
6
7
8
10
11
12
13
14
15
16
17
🔞
19
20

9

26.1K 2.7K 1.3K
By scrainz

iyi okumalar

-

jeongguk:
neredesin

taehyung:
sana ne

jeongguk:
günlük doz
tam olarak neredesin

taehyung:
okuldan çıktım,
eve geçeceğim

jeongguk:
annem seni akşam yemeğe
davet ediyor

taehyung:
eve geçmiyormuşum

jeongguk:
kaçta müsaitsin

taehyung:
yok müsait değilim

jeongguk:
taehyung ayıp olur anneme

taehyung:
daha büyük ayıp
mı var ya|
haklı da|
başka zaman??

jeongguk:
akşam müsaitsin
utandığın için geri çeviriyorsun
üç gün oldu
nasıl hala utanabilirsin

taehyung:
şeytan|
saçmaladın yine😄😄

jeongguk:
yedi gibi bana
gelirsin o halde
tamamdır

taehyung:
NE YEDİSİ
MÜSAİT DEĞİLİM

jeongguk:
söyledim anneme
dört gözle bekliyorum
dedi yavrum haberin olsun

taehyung:
senden nefret ediyorum
jeon jungkook

jeongguk:
ben de seni :)

-


jimin-namjoon-taehyung

jimin:
ya siktir git aq
az at

namjoon:
allahıma kitabıma
amk

jimin:
basbaya konuştu yani
seninle

namjoon:
merhaba dedi?

jimin:
vay kral
sikişmek istemiş

namjoon:
her şeyin başlangıcı
işte oğlum
çiçek gibi gülüp duruyordu
aşırı neşeliydi
tatlıydı da
çiçekli broşlar takmıştı gömleğine

jimin:
böyle biri senin gibi
maymuna neden baksın
diyeceğim de yakışıklısın aq
diyemiyorum da

namjoon:
kalırsın öyle yarram gibi

jimin:
yarram demesen?
aklıma geliyor seninki

namjoon:
hala unutmadın mı aq

taehyung yazıyor...

taehyung:
ACİL DURUM!!!

görüldü. (2)

jimin:
verdin mi

namjoon:
hayda bree

taehyung:
ya ne vermesi a*k
bayan jeon
jeonggukʼun annesi
akşam yemeğe davet ediyor

jimin:
vay
demek evlenmeden olmaz

namjoon:
anneli oğullu
göz koymuşlar bizim
prensese aq

taehyung:
NAPICAM

jimin:
düzgün, tatlı tatlı
giyin git yemeğine

namjoon:
aynen öyle insan ol aq
kadın o kadar davet etmiş

taehyung:
gitmesem de çok ayıp olur

jimin:
allah mal olana veriyor da
isteyenden sakınıyor amk
yoongiʼnin annesi çağıracaktı
da ben gitmeyecektim
gelinlikle giderdim aq

namjoon:
ya bu ne anlar hayırdan
insandan amk

jimin:
amına kodumun çocuğu sen
hayatında kaç gün aç kaldın
sıffır
kaç gün yırtık pantolonla gezdin
sıffır
kaç gün ayakkabının altına su girdi
amına koyayım

namjoon:
sıffır oğlu sıffır

taehyung:
sizinle arkadaş olduğum
günün sabahını ayrı gecesini ayrı


-

taehyung, arkadaşlarıyla konuştuktan sonra telefonunu koltuğa bırakarak saate bakmıştı. gitmesi için 20 dakikası falan vardı. neyse ki yoldan eve gelirken pastanye uğramış, tatlı alıp öyle eve gelmişti. ayağa kalkan taehyung odasına giderek kendini şöyle bir süzdü. aslında kötü görünmüyordu. oldukça tatlıydı. siyah kumaş bir pantolon üstüne bol bir gömlek giyinmişti. saçlarını kulaklarının arkasına iterek masasının üstünde duran nemlendiriciyi aldı ve dudaklarına güzelce yedirdi.

evden çıkması için yalnızca birkaç dakikası kalan esmer, mutfaktan hızlıca aldığı tatlı paketiyle kapıya çıkmış anahtarı cebine koyarak kapısını çekmişti. hemen yan dairesine göz gezdirirken kapının önünde  derin bir nefes almış, kendini sakinleştirdikten sonra zili çalıp yüzüne gülümseme yerleştirmişti. saniyeler sürmeden kapı açıldığında jeongguk sanki onun gelmesi için kapının arkasında nöbet tutuyormuş gibiydi. taehyung, jeonggukʼa bir süre bakmış elindeki paketi uzatarak içeri girmişti. o an bir şey diyesi gelmese de  jeonggukʼa dönmüş kaşlarıyla içeriyi işaret etmişti. “bayan jeon, içeride mi?”

jeongguk onaylamak amacıyla kafasını salladığında taehyung terleyen avuçiçlerini pantolonuna silerek salona geçmişti. bayan jeon, taehyungʼu görür görmez düzenlediği masayı bırakarak esmerin yanına gelmiş, dövmeli arkalarında onları izlerken sıkıca sarılmıştı kanının ısındığı oğlana. “hoş geldin tatlım, çok güzel olmuşsun” taehyung, bayan jeonʼun cümlelerinden sonra gerginliğini bir kenara bırakmaya karar vererek kollarını karşısındaki kadına doladı. “çok naziksiniz, o sizin güzelliğiniz” kibarlığını korumaya çalışırken taehyungʼtan ayrılan kadın sevimlice gülümsemiş ve onu masaya yönlendirmişti. “ah, benimle sizli konuşmana gerek yok, yabancı değiliz” diyen kadının sözleri, taehyungʼun gözlerini fal taşı gibi açmasına sebep olmuştu.

bayan jeonʼun ima dolu cümleleri, jeonggukʼun sırıtmayı kesmeyen suratı ve taehyungʼun utanmasıyla birlikte hazır olan sofraya ilk oturan esmer oğlandı. tam karşısına bayan jeon oturduğunda masaya son gelen jeongguk da hiç düşünmeden taehyungʼun yanına oturmuştu. böylelikle yemek başlamıştı. tatlı sohbete üçü de devam ederken jeongguk, masadaki hamurişinden birkaç tane alarak taehyungʼun tabağına bıraktı. “iyi ye, hasta olacaksın” jeonggukʼun cümlesinden sonra taehyung başını kaldırıp yanındaki bedene bakmıştı. nedense jeonggukʼun bu hareketi oldukça hoşuna gitmiş, yanağındaki hamurişini parçaya ayırarak ağzına atmıştı. tabii o an ikisinin de bayan jeonʼun gülümseyerek onları izlediğinden haberi yoktu.

bayan jeon ve esmer oğlan, taehyungʼun neden konservatuar tercih ettiğini konuşurken taehyung ince uyluğu üzerinde kalın parmaklar hissetti. tabii ki de kime ait olduğunu biliyordu. bayan jeon konuşurken, taehyung nefesini tutmuş ve belli etmeden elini masanın altına sokarak jeonggukʼun parmaklarından kurtulmaya çalışmıştı. imkansız olduğunu bile bile çalışmıştı işte. jeonggukʼun gücünün haddi hesabı yoktu. taehyung üstünde kullanmaktan da geri durmuyordu.

parmaklarını taehyungʼun uyluğundan çekmeyen jeongguk yavaş yavaş yukarı doğru ilerletmeye başlamıştı. taehyung, gerginlikten dudaklarını ısırırken jeongguk hiçbir şey olmamış gibi oldukça sakin bir şekilde elinin altındaki esmerle oynamaya devam ediyordu. bayan jeon ise... her şeyden habersiz bir şekilde konuşmaya devam ediyordu işte. taehyung, jeonggukʼun dövmeli parmaklarının altında kavrulurken, karnı kasılırken bayan jeonʼun neyden bahsettiği hakkında gram fikri yoktu. o an ilgilendiği şey bu değildi zaten.

annesi cümlelerini bitirdikten sonra sanki hiçbir şey yapmıyormuş gibi bir şeylerden bahseden jeongguk, elini hafif hafif taehyungʼun bacak içine sokmuş, iki bacağının arasına yerleştirerek yumuşak etini sıkıp bırakmıştı. bu hareketiyle ses çıkarmamak için başını eğerek alt dudağını dişleyen taehyung, elini jeonggukʼun dövmeli elinin üstüne koyarak tırnaklarını geçirmişti. “öyle değil mi taehyung?”

bayan jeonʼun ona seslenmesiyle masadan kopan taehyung hızlıca toparlanmış, sanki konu hakkında bir bilgisi varmış gibi başını aşağı yukarı sallamıştı. “evet, evet bayan jeon. katılıyorum”

taehyungʼun cevabıyla gülümseyerek başını aşağı yukarı sallayan bayan jeon, telefonunun çalmasıyla eşinin aradığını söyleyerek masadan kalkmıştı. bunu fırsat bilen taehyung, bayan jeonʼun gitmesiyle derin bir nefes almış kasılan karnını aklından çıkarmaya çalışmıştı. “devam et”

taehyungʼun cümlesiyle ağzı aralanan jeonggukʼun eli istemsizce donup kalmıştı. az önce taehyung ona devam etmesini mi söylemişti yoksa o mu yanlış duymuştu. “anlamadım?” jeongguk, içine kaçan sesiyle cevap verdiğinde taehyung yutkunarak elinin altındaki eli kavramış, bacağına bastırmıştı. “devam et dedim sana, anlamıyor musun?”

kendine gelen jeongguk, dilini dudaklarında gezdirerek ilk defa ne yapacağını bilememiş derin nefes alıp öylece taehyungʼu izlemişti. gözleri onun kan kırmızısı dudağındayken elini sonunda oynatmayı başarabilmişti. tuttuğu uyluğu sıkarak diğer elini taehyungʼun sandalyesine atmış tek hamleyle kendine çekmişti. sandalyeleri birbirine yapışan ikiliden sonra jeongguk beklemeden dudaklarımı taehyungʼun boynuna bastırmıştı. “beni delirtecek misin?”

taehyung, başını yana eğerek jeonggukʼa yer açtığında derin bir nefesi içine çekmiş, cevap vermeden tırnaklarını jeonggukʼun elinden koluna doğru çıkararak pazularına geçirmişti. elini kaldırdığında kalın pazuda tırnak izlerini görebilecek olması deli gibi hoşuna gitmişti.

jeongguk ise yanan teniyle birlikte yanındaki esmeri de yakmaya karar vermiş, dudaklarını bulduğu ilk bölgeye bastırmıştı. ne kadar sert olmamayı kendine hatırlarsa da dayanamamış, elinin altındaki bacakta parmaklarını gezdirdikten sonra esmer teni ısırarak yarına kalacağına emin olduğu bir iz bırakmıştı güzel tenine. “o kadar güzelsin ki, bazen gerçek misin diye sorgulamak zorunda kalıyorum taehyung”

parmakları esmer teni sıkarken, dudakları boynuna işkence ediyor, gömleğinin açık bıraktığı yerlerde oyalanıyordu. o sırada taehyungʼun tek duası ise ses çıkarıp bayan jeonʼa duyurmamaktı, veya bayan jeonʼun hiç yanlarına gelip onları bölmemesiydi. “hep böyle çok konuşur musun, jeon?”

duyduğu sözlerden sonra jeongguk gömüldüğü boyundan kalkarak sırıtmış ve bayık bayık bakan esmerin gözleriyle göz göze gelmişti. deli oluyordu onun bu iddialı hallerine. biraz daha ortamı keyiflendirmek amacıyla elini bacak içinden çekerek beline, kumaş pantolonunun hizasına getirmişti. dövmeli parmakları tek tek pantolonun belinden içeri girerken taehyung hiçbir şey yapmıyor, hatta jeongguk ne yapacaksa hızlı davranmasını istiyordu.

jeongguk, kollarının arasındaki dağılmış ifadesiyle ona bakan taehyungʼu öpmemek için çok zor duruyordu. biliyordu ki eğer öperse kesinlikle birkaç küçük öpücükle işi bitmez, saatlerce onu nefessiz bırakana kadar öperdi. kendini dizginlemesi gerekirken bu onun için oldukça zordu. aralarındaki mesafe yok denecek kadar azdı.

parmaklarını pantolondan içeri sokan jeongguk, elinin altındaki çıplak tenle delirmek istedi. parmaklarını taehyungʼun çıplak belinde gezdirdi. gözleri, esmerin kırmızı dudaklarındayken elini birkaç santim daha aşağı indirmişti ki işaret ve orta parmağı iki çukura oturdu. “hasiktir lan”

parmakları çukurları keşfeder keşfetmez dudakları arasından küfürü kaçıran jeongguk inanmaz bir şekilde taehyungʼa baktı. “bel gamzen mi var senin amına koyayım” taehyung, jeonggukʼun cümlesinden sonra kendinden beklemediği bir cilveyle dudağını ısırıp başını salladığında avcunun altındaki pazuyu sıktı. bu jeonggukʼu oldukça delirtirken aklına hakim olmaya çalışan jeongguk, tuttuğu bel gamzeleriyle birlikte sanki yapabilecekmiş gibi daha da kendine çekti taehyungʼu.

“seni burada, ters çevirip bu masaya yaslamamam ve o gamzeleri sabaha kadar morartmamam için bana tek bir sebep ver.”

jeonggukʼun cümlesinden sonra balkon kapısının açılma sesi gelmiş, annesinin salona doğru geldiğini anlamışlardı. “annen burada olmasaydı, sana verecek bir sebebim olmazdı.”

-

iyi geceler babanız geldi
bölüm hakkında yorumları lütfen hemen buraya alayım, hepsini okuyorum

ayrıca hayalet okuyucularıma sesleniyorum, yorum atmıyorsanız bile oylarsanız çok sevinirim

Continue Reading

You'll Also Like

13.6K 591 19
Yan daireden gelen sesler gün geçtikçe artıyordu. Artık dayanılmaz bir hale gelmişti. Her gece başka bir kadın girip çıkıyordu...
115K 14.4K 23
Kim Namjoon, kendisine verilen görevi yerine getirmek için sahte bir aile kurmaya karar verir fakat birbirlerinden deli gibi nefret eden Taehyung ve...
172K 9.3K 60
Oynanılan her oyun er ya da geç bitmeye mahkumdur..
15.9K 2.2K 51
arda, hoşlandığı çocuğa açılmak için abisinin arkadaşı ferdi'den yardım istiyor. [slowburn] [yarı texting]