İyi okumalar, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın ✨
*•*•*
26.Bölüm: Yol Kaderimiz Oklar Seçimimiz
İnsan kendine denk birini bulduğunda evinde gibi hissedermiş.
Şu birlikte kaldığımız birkaç günde anladığım bir gerçek varsa o da Jungkook'un harika bir eş olacağıydı.
Sabahları çoğu zaman benden erken kalkıyor, kahvaltı hazırlıyor, hiç üşenmeden masayı kuruyor ve ardından gelip beni uyandırıyordu. Neden beni de uyandırmadın diye kızdığımdaysa "Birkaç kere denk geldim gözlerinin altı mosmor. Uyku problemi çektiğini düşündüğüm için uyandırmaya kıyamadım." diyordu.
Geceleri onu izlemekten uyumadığımı bilmeden yine beni düşünüyordu.
Evi kirli bırakmıyordu mesela. Bir eşyayı yerinden alıp kullandıktan sonra tekrar eski yerine koyuyor, iki günde bir mutlaka etrafın tozunu alıyordu. Buna gerek olmadığını söylediğimde ise ben rahat etmiyorum deyip beni duymazdan geliyordu.
Jungkook başak burcu olmanın hakkını veriyordu gerçekten de.
Onun dışında bana iş yaptırmıyordu, ne yaparsam yapayım izin vermiyordu. Sırtım ağrır tekrar incinir diye resmen ayağa bile doğru dürüst kalkmıyordum onun yüzünden. Ben de ona kızıyordun tabii ki. Nasıl ben yaralıysam sen de öylesin otur artık diye kaç defa kızdım bilmiyorum ama eğer işleri yapmasına izin vermezsem kremi sürmeme izin vermeyeceğini söylediğinde mecburen susuyordum. Ama ben de etraf dağılmasın diye uğraşıyordum böylece o da yorulmuyordu. Sabahları da ondan erken uyanmaya çalışıyordum böylece o uyanmadan kahvaltının bir kısmını hazırlayabiliyordum.
Bu durum genelde bana kızmasıyla sonuçlanıyordu ama duygu sömürüsü yapınca kıyamıyordu. Yani ben kıyamadığını düşünüyordum tabii o uğraşmak istemiyor da olabilirdi.
Kısacası bir haftadır Jungkook bende kalıyordu. Gerçekten evimde hissettmemi sağlıyor fark etmeden bana iyi geliyordu. Ben onun yanıklarına merhem sürüyordum o da benim sırtım için uğraşıyordu. Birbirimizi maddi manevi dengeliyorduk böylece.
Evli çiftler gibiydik işte...
Bu şu anki durumumuza o kadar uyuyordu ki sonsuza kadar bu yıldızlı döngünün içinde kaybolmayı dilemekten kendimi alamıyordum.
Jungkook'la aynı evi paylaşmayı sevmiştim. Bunu o kadar sevmiştim ki Jungkook'u kendime bağlama büyüsü bile yapmak istemiştim.
Çok şükür ki daha o kadar delirmemiştim.
Sonuç olarak koskoca bir haftanın sonunda nihayet ikimiz de daha iyiydik ve okula gitmeye karar verebilmiştik.
Üniversite derslerimi aksatmıştım ama projelerimi tamamladığım için kafam biraz daha rahattı. Okuldan tanıdığım ve aynı dersleri aldığımız birkaç kişiden de gitmediğim günlerin notlarını almış ve boş zamanlarımda ders çalışmıştım.
O yüzden aşırı açığım olduğunu düşünmüyordum. Düzenli ders çalışan biri olduğum için kaçırdığım dersler bana fazla zorluk çıkarmıyordu. Bu dönemin konularını üstten bir kere bitirmiştim zaten.
Okula Jungkook'la birlikte gelmiştim fakat sonradan benim dersliğime gitmem gerektiği için ayrılmıştık ve şu an kendisinin nerde olduğunu bilmiyordum. Ben ise kampüsün bahçesinde oturmuş kaçırdığım konuların tekrarını yapıyordum.
Şu bir haftanın mutluluğu vardı hala üstümde. O yüzden ders çalışmak bile ayrı güzel geliyordu.
Yakınımdan gelen tanıdık bir alfa kokusuyla kaşlarım çatılırken üzerime düşen gölgeyle birlikte bakışlarımı dibimde dikilen Bogum'a çevirdim. Elini hafif kaldırarak gülümsemiş ve sevimli bir şekilde "Selam." demişti.
Aşırı mutluydum ve şu an moralimi bozmasını hiç istemiyordum.
Bu yüzden de gözlerimi devirip onu görmezden gelerek etrafa yaydığım eşyalarımı toplamaya başlamış ve bu sırada da "Seninle hiç uğraşamam şu an Park Bogum." demiştim umursamaz ve soğuk bir ses tonuyla. Yüzümde mimik oynamıyordu. Bu çocuğa ısınamıyordum. Bu durumda Jungkook'un da etkisi vardı elbette ama kendim de ısınamıyordum bir türlü. Dediğim gibi negatif bir enerjisi vardı, sanki gözleri nereye değerse kötülük oraya dağılacak gibiydi.
Söylediklerimden sonra hayretle gülmüş ve eliyle dudağının kenarını kaşırken "Sakin ol. Sadece konuşmak istemiştim. Ne bu agresiflik?" demişti alaylı bir ses tonuyla.
Biz de çok hevesliydik zaten seninle konuşmaya.
Kollarımı çaprazlarken derin bir nefes alarak "Konuşacak bir konumuz yok bizim. Kendi safına adam arıyorsan benden uzak dur. Senin safına geçmeyi düşünmüyorum." demiştim.
Dudaklarını birbirine bastırarak gülerken yanımıza doğru gelen Doyeon kollarını iki yana açmış ve "Vay canına, şu işe bak ki gözde alfamız da buradaymış." demişti gülümseyerek.
Onun da gelmesiyle iyice bunalırken onları umursamayarak Doyeon'un yanından geçip gitmeyi planlamıştım fakat Doyeon kolumdan tutup beni durdurduğunda dişlerimi sıkarak bekledim. Keskin gözleri gözlerime değerken "Eğer bugün okuldan sonra bizimle gelirsen neden bizim safımızda olman gerektiğini ve Jungkook'un gerçek yüzünü sana gösteririz." Demişti.
Jungkook'un gerçek yüzü mü? Hadi ama bu tür şeyler artık klişe değil miydi? Yeni taktikler denemeleri lazımdı. Şayet şu bir haftada Jungkook'u onlardan daha iyi tanıdığıma yemin edebilirdim. Yaptıkları güç savaşında da her şeyin karşılıklı olduğuna emindim. Jungkook bir şeyler yapmışsa bile bu, onlar hak ettiği için yaşanmıştır.
Sözlerini tamamladığında alayla gülerek bedenimi ona doğru çevirmiş ve yüzümü yüzüne yaklaştırıp "Onun neler yaptığını ve neden yaptığını bizzat kendisinden dinledim zaten. Başkasından dinlememe gerek yok." demiştim.
Aslında Jungkook bana hiçbir şey anlatmamıştı. Blöf yapıyordum fakat bu blöf işe yaramış olmalıydı ki Bogum'un kaşlarının çatıldığını seçebilmiştim.
Tepkisi beni ufak meraka sürüklemişti. Jungkook'u suçlayacak kadar ne yapmış olabilirdi ki? Aslında tamamen blöf de yapıyor olabilirlerdi. Jungkook'un masum birine zarar vereceğine inanmıyordum.
Bedenimi Doyeon'dan uzaklaştırırken bu sefer de Bogum önüme geçmiş ve "Jungkook sana ne anlattı ki? Onun safını mı seçtin yoksa? O mendebur kendi tarafında olmayan kimseye bir şey anlatmaz." demişti sinirle.
Bir taraftar kaybettiği için kendine kızdığına emindim.
Kızabilirdi. Benim de amacım oydu zaten. Bu çocuğa ayrı gıcıktım, sinirinin bozulması bana keyif verirdi.
Ona bir şey demeden arkamı dönmüş ve kampüsüme doğru ilerlemeye başlamıştım.
Arkamdan "Bu konuşma burada bitmez Kim Taehyung. Onun safında değilsin, bunu biliyorum." dediğini duymuştum.
"Bundan bu kadar emin konuşman göz yaşartıcı Park Bogum. Az kalsın ağlıyordum bak."
Yan tarafımdan gelen Jungkook'un alaylı sesiyle adımlarım dururken bakışlarımı ona çevirdim. O da bana bakıyordu. Bakışlarımız kesiştiğinde onu görmenin heyecanıyla az kalsın gülümsüyordum ama çok şükür ki böyle bir şey yaşanmamıştı. Yanıma kadar gelip duran Jungkook, keskin bakışlarını Bogum ve Doyeon'a çevirdi.
Bogum'un gözlerindeki nefreti seçebilmiştim. Jungkook'tan neden bu kadar nefret ediyordu? "Senin safında mı yani?"
Jungkook sesini çıkarmadı.
Onunla bu konu hakkında hiç konuşmamıştık. Bu yüzden de net bir cevap veremezdi.
Sessizlik üzerine Doyeon gülerken "Senin tarafında değil. Değil mi?" demişti alayla.
Jungkook'un yanımda yutkunduğunu seçebilmiştim. Bunun üzerine ikili bize yaklaşırken Doyeon karşıma geçmiş ve Jungkook'a doğru yandan bakarken "Söylesene Taehyung? Kimin tarafında olmak istersin? Belli ki Jungkook kararından pek emin değil gibi." demişti.
Bu soru üzerine durdum. Jungkook'un yanımda gerildiğini hissedebiliyordum.
Tanrı bana nasıl bir kader çizdi bilmiyorum ama bu kaderin içinde yaşadığım iyi kötü her şeyin bir sebebi olduğuna inanıyordum.
Kader uzun bir yolsa nereye gideceğimize karar verdiğimiz oklar da bizim seçimlerimizdi.
Hayatımda seçim yapmam gereken anlarımı saysam bunları toparlamak biraz zor olurdu ama şimdi yapmam gereken seçim uzun zamandır kafamda dönüp duran ve kendini unutturmayan yegane bir seçimdi.
Jungkook'un savaşında onun tarafında olacak mıyım? Yoksa tarafsız kalıp seyirci mi olacaktım?
Onu seviyordum. Ona aşıktım ve onunla bir ömür geçirmek isterdim. Peki onu ölümcül bir rekabette yan yana durup zarar görmeyi göze alacak kadar seviyor muydum?
Sessizliğim Bogum'un hafiften gülmesini sağlarken Doyeon'un bakışları hala Jungkook'taydı.
Jungkook sesini çıkarmadı çünkü lafı bana bırakmıştı. Ben ne cevap verirsem vereyim hesap sormayacağını biliyordum. Bu bana güven veriyordu.
Düşündüm.
Bu sırada bakışlarım Bogum'un bakışlarındaydı.
Ona gülümsedim, bu duruma şaşıran Bogum'un kaşları çatılırken bakışlarımı Jungkook'a doğru çevirmiştim. Onun da bakışları bana döndüğünde "Sanırım ağlaman gerekecek." demiştim.
Bana hafiften gülerken bakışlarımı bu sefer Bogum'a çevirmiş ve "Jungkook'un safına geçeli çok oluyor Bogum." demiştim. Ona doğru bir adım daha atarken Jungkook'un alayla güldüğüne emindim. "Ayağını denk alsan iyi olur. Bundan sonra bize bulaşırken iki defa düşün ve bir daha sakın çevremde dolanma."
Sinirle soluklanan Bogum bakışlarını benden çekip Jungkook'a çevirirken "Taehyung'u kendi safına çekmiş olabilirsin ama Vita hala ortada değil ve ben de onu kendi safıma çekeceğim." demişti. Sonrasında bana son kez bakarak arkasını dönmüş ve Doyeon'la birlikte gitmişlerdi.
Vita...
Vita ortaya çıktığında ne olacağını bilmiyordum ama şundan emindim ki Vita, Jungkook dururken Bogum'u seçmezdi.
Jungkook bu konuda rahat olmalıydı ama asıl sorun şuydu: Vita geldiğinde ben ne yapacaktım?
Vita geldiğinde Jungkook ne yapacaktı?
Vita'yı reddetse Jungkook'a ne olurdu?
Jungkook Vita'yı reddeder miydi?
Ben Jungkook'un hayatında neredeydim ki?
Cevabını bilmediğim çok fazla soru vardı ve bunlar beni içten içe yiyor, tüketiyordu.
Ama bir kere karar vermiştim. Acı çekeceksem bile çabaladıktan sonra acı çekecektim. Hiçbir şey yapmadığım için değil.
Jungkook için çabalamaya değerdi.
*•*•*
KİM'İN ASKERLERİ
Taehyung:
Artık savaştayız arkadaşlar
Hayırlı olsuuun🥳🥳
Kutlarım hepimizi🙆🏻♀️
Jin:
Pardon??
Hobi:
Savaş mı?
Kuzey kore mi saldırıyor NOLUYOR
NEDEN HABERLERDE GÖRMEDİM BEN HİÇBİR ŞEY
Yoongi:
Görüldü
Yoongi yazıyor...
Yoongi:
Kabul ettin değil mi?
Taehyung:
Görüldü
Jin:
Neyi
Yoongi:
Taehyung
Kabul mu ettin?
Taehyung:
Görüldü
Yoongi:
Sen
Şaka mı yapıyorsun?
Taehyung:
Hyung...
Yoongi:
Kabul mu ettin Taehyung?
Taehyung:
Görüldü
Kabul ettim
Üç kişi gördü
Hobi:
Siktir
Jin:
Görüldü
Yoongi:
Sen benimle dalga mı geçiyorsun
Taehyung:
Hyung
Üzgünüm ama bu konuda kararlıyım
Yoongi:
ÖLEBİLİRSİN
Taehyung:
Bunu göze aldım
Yoongi:
Görüldü
Jin:
Taehyung...
Bu ciddi bir konu
Bulaşmasan daha iyi olur
Hobi:
Ölebilirsin...
Taehyung:
Görüldü
Bunu göze aldım
Yoongi:
Görüldü
Seni kaybetmek istemiyorum
Taehyung:
Görüldü
Hyung...
Yoongi:
Taehyung
Yapma lütfen
Ben
Yoongi yazıyor...
Yoongi:
Ben dayanamam
Ben seni kaybedemem
Jimin de aynı tehlikenin içinde zaten
Ben
Yoongi yazıyor...
Yoongi:
Lütfem taehyunf
Jin:
Yoongi sakin ol
Bekle yanına geleceğim nerdesin
Yoongi:
Taehyung
Kabul etme
Seviyorsun biliyorum ama lğyfem
Dayanamam
Taehyung:
Hyung...
Jimin sana
yanımda dur dese durmaz mısın?
Yoongi:
Görüldü
Taehyung:
Hiçbir şey yapmadan
Öylece bekler misin yoksa?
Yoongi:
Görüldü
Taehyung:
Elinden gelebilecek şeyler varken
Elin kolun bağlı oturur muydun gerçekten ?
Yoongi:
Görüldü
Taehyung:
Ben söylim
Oturmazdın
Yoongi:
Görüldü
Taehyung:
Şimdi anlıyor musun beni hyung?
O öylece tehlikedeyken ben evimde huzurla uyuyamam
Onu koruyabilecekken bunu yapamam
Jin:
Taehyung...
Ya vita?
Taehyung:
Görüldü
Bilmiyorum umrumda değil
Jungkook'un yanında olmak istiyorum
Hobi:
Ya sana bir şey olursa?
Taehyung:
Hyung
Hiç yoktan bir hiç uğruna olmaz
Zaten arkamdan ağlayacak yasımı tutacak kim var ki
Yoongi:
Ben
Ben varım geri zekalı
Jin var hobi var
Taehyung:
Ben
Taehyung yazıyor...
Yoongi:
Sus
Umrunda bile değiliz şu an zaten
Üç kişi gördü
Taehyung yazıyor...
Taehyung:
Hyung o nasıl laf
Nasıl söylersin böyle bir şeyi
Yoongi:
Yalan mı?
Jungkook için kendini harcıyorsun
Bana bir şey olursa arkamdan yas tutacak kimse yok diyorsun
Umrumda mıyız gerçekten?
Taehyung:
Hyung...
Onu seviyorum
Yoongi:
BİLİYORUM
kahretsin ki biliyorum
Onu seviyorsun
Ona zarar gelsin istemiyorsun
Yanında olmak istiyorsun
Ama taehyung
Yoongi yazıyor...
Yoongi:
Taehyung sana bir şey olursa
Dayanamam
Yapamam
Zaten jimine her an bir şey olacak diye tetikteyim
Senin için de endişelenmek beni öldürür
Taehyung:
Görüldü
Taehyung yazıyor...
Taehyung çevrimiçi
Yoongi:
Anlamıyorsun değil mi...
Taehyung:
Dikkat ederim
Bana hiçbir şey olmaz ki
Yoongi:
Görüldü
Pekala
Yoongi yazıyor...
Yoongi:
Zaten jimin için düşünüyordum
Madem sen giriyorsun bu tehlikeye
Ben de boş duramam
Jungkook'a söyle
Ben de dahilim bu savaşa
Taehyung:
Hyung hayır
Olmaz
Bu
Taehyung yazıyor...
Yoongi:
Sus
Bu konuda konuşma hakkın yok
Sen nasıl benim dediklerimi umursamıyorsan
Ben de seninkileri umursamıyorum.
Taehyung:
Ama hyung
Jin:
Ben de dahilim o zaman
Taehyung:
Görüldü
Hobi:
En başta demiştik zaten
Dahil olursan dahil oluruz.
Taehyung:
Lütfen
Yapmayın
Yoongi:
Sen mi söylersin Jungkook'a biz mi söyleyelim?
Taehyung:
Görüldü
*•*•*
⚠️ Dikkat delta çıkabilir ⚠️
Namjoon:
Jungkook
Taehyung bizim safımıza geçmiş?
Jimin:
Ben de duydum bunu
Jungkook:
Görüldü
Safıma geçmeyi kabul etti
Doğru duymuşsunuz
Namjoon:
E süper
Okulun en güçlü alfası artık safımızda
Jungkook:
Görüldü
Namjoon:
Jungkook?
Bir sorun mu var?
Jungkook:
İstemiyorum
Namjoon:
Ne?
Jungkook:
Taehyung'un bu savaşa girmesini istemiyorum
İki kişi gördü
Namjoon:
En başta sen istiyordun bunu
Jungkook:
Biliyorum
Ama şu an istemiyorum
Jimin:
Neden?
Ne değişti
Jungkook:
O
Jungkook yazıyor...
Namjoon:
Tanrım Jungkook
Başından beri bunun için uğraşıyorsun
Ne fikrini değiştirdi
Jungkook:
Ona olan duygularım aynı değil
İki kişi gördü
Namjoon:
Siktir
Peki ya Vita?
Jungkook:
Vita umrumda değil namjoon
Taehyung bana huzuru tanıttı
Onunla öğrendim ben çoğu şeyi
Namjoon:
Ama vita ruh eşin
Onu reddedersen ölürsün
Jungkook:
Görüldü
Bunu göze aldım
İki kişi gördü
Jimin:
Ne zamandır
Jungkook:
Hastaneden çıktıktan sonraki gün
Evine gittiğim zamandan beri
İki kişi gördü
Jimin:
Teklifi kabul etmiş
Nasıl vazgeçecek?
Jungkook:
Ben onu bu şeye dahil etmedikçe
O da dahil olamaz
Namjoon:
Siktir ya
Olaylar karışıyor
Biz bu okula vita için gelmedik mi abi?
Jungkook vitayı reddedersen vita karşı tarafa geçer biliyorsun değil mi?
Bunun senin için ne kadar tehlikeli olduğunun farkında değil misin gerçekten ??
Jungkook:
Farkındayım
Namjoon:
Peki ne yapacaksın bu durumda geri zekalı
Jungkook:
Aklımda bir şeyler var
Bana güvenin yeter
İki kişi gördü
Jimin:
Umarım sonu kötü olmaz jungkook
Jungkook:
Görüldü
*•*•*
Yarasaran:
Jungkook
Kalp kazandı:
Efendim güzelim
Yarasaran:
Görüldü
Güzelim mi|
GĞZELİM Mİ|
Güzeli🥺🥺|
Ben mi|
GÜZELİ VEN MİYİM|
😭😭|
Jungkook'un güzeli Taehyung 🙆🏻♀️|
Kalp kazandı:
Taehyung?
Ne yazıyorsun iki saattir
:)|
Yarasaran:
Hüh sakiniz |
GĞZELİ😭|
Ben aslında şey için yazmıştım
Hani demiştin ya bana
Kurdumla aramdaki problemleri çözmek için yardım edecektin
Ne zaman bu konu hakkında konuşuruz diyordum
Kalp kazandı:
Görüldü
Aslında taehyung
Bunun için sana yine yardım ederim ama
Kalp kazandı yazıyor...
Yarasaran:
Ama?
Kalp kazandı:
Taehyung
Bu olaya karışmanı istemiyorum açıkcası
Yarasaran:
Görüldü
Anlamadım
Neden?
Kalp kazandı:
Tehlikeye girmeni istemiyorum
Bu olayın dışında kalsan daha iyi olur
Yarasaran:
Görüldü
Kalp kazandı:
Anlıyorsun değil mi?
Yarasaran:
Hayır?
Bunu kabul etmiyorum
Kalp kazandı:
Taehyung...
Yarasaran:
Jeon
En başından beri senin safında olmamı istedin
Ve ben de kabul ediyorum şimdi
Bu kadar bitti
Vazgeçemezsin şu an
Kalp kazandı:
Ben istemediğim sürece olaya dahil olamazsın biliyorsun değil mi?
Yarasaran:
Biliyorum
Ama sen benim kim olduğumu unutmuşsun jungkook
Kalp kazandı:
Görüldü
Yarasaran:
Eğer sen beni kendi safına almazsan
Bogum'un safına casus olarak sızarım
Yani her türlü kendimi bu olaya bulaştırırım
Kalp kazandı:
Görüldü
Kalp kazandı yazıyor...
Yarasaran:
Hangisini tercih edersin Jungkook?
Kalp kazandı:
Görüldü
Siktir ya|
Dişime göre biri derken şaka yapmıyordum|
Yarasaran:
Ben de öyle düşünmüştüm :)
Aynı evdeyiz zaten
Yarın şu kurt için yardım edersin artık💗
Kalp kazandı:
Gerçekten sjşaöxhslmxhx|
Kafayı yicem...|
Nasıl beni böyle kolayca alaşağı edebilirsin|
Ne olursa olsun bu savaşta zarar görmene izin vermeyeceğim Kim Taehyung|
Sen inatsan ben daha inadım|
Görüldü
-BÖLÜM SONU-
Şu bölümü yazana kadar öldüm öldüm dirildim...
Bölüm nasıldı?
Yoongi ve Taehyung arasındaki gerilim hakkında ne düşünüyorsunuz?
Taekook ilişkisi hakkında düşünceleriniz neler?
Kendinize dikkat edin, sizi seviyorum💜
-Satürn