Yangın Külü/ Berdel✔️

By hayalitopya

1.4M 45.3K 4.6K

Üzerime doğru yürümeye devam etti. Gelip tam karşımda durdu. Gözünü kırpmadan yüzümü inceliyordu. Gözlerini... More

1♤Fırtınadan önce mutluluk
2♤Yangına doğru
3♤Öfke
4♤Yorgun ruh
5♤Düğün
6♤Sarhoş
7♤Hasta
8♤Çok
9♤Konuşacağız
10♤Özlemişim
11♤Misafirlik
12♤Dudaktan kalbe
13♤Kırmızı
15♤Sanki
16♤İş günü
17♤Kırmızı güller
18♤Seninle iyi geceler
19♤Afitap
20♤Aşık olmak
21♤Huzur
22♤Aşk
23♤Sırılsıklam
24♤Evim sensin
25♤Acı
26♤Sensedim
27♤Beni bi öpsene
28♤Berdel bozulacak
29♤Son aşk
30♤Teşekkür
31♤İyiki biz
32♤Müjde
33♤Gökyüzünde parlayan yıldız
34♤Kocaman bir aile
35♤Azgın ayı
36♤Doyumsuzluk
37♤Ait olduğum yer
38♤ Güzel ilk ve güzel son/Final

14♤Sınırlarım yok

46.7K 1.4K 159
By hayalitopya

Yaptığı haraket yüzünden kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Acaba kalbimde bir problem mi vardı?
Bu aralar onun yaptığı şeyleri aklım almıyordu, sanki bambaşka biri olmuştu. Ne yapmaya çalışıyordu? Ne vardı aklında? Ben neden bu adamı anlayamıyordum? Aklımda o kadar çok soru vardı ki...
Sormak istiyordum ona da bu soruları, ama cevapsız kalacağımı biliyordum

Gözlerimi şaşkınlıktan iyice büyümüştü

"Her defasında nefes almayı unutuyorsun doktor hanım. Hatırlatmam mı gerekiyor?"

Onun söylemesiyle tuttuğum nefesimi serbest bıraktım. Ne yapıyordu bana böyle?

"Gözlerinde faltaşı gibi açılmış yine"

"Benim gözlerim büyük"

"Hep bir bahanen var" dedi sitemle

Biraz daha sahilde durduktan sonra arabaya binip konağa doğru yola koyulduk. Konağa vardığımızda direkt odaya geçmiştik

"Yatak benim" dedim odaya geçer geçmez. Bu aralar fazla çocuk gibiydim...

"Bu konuyu dün hall ettiğimizi düşünmüştüm" dedi ve gidip yatağa yayıldı. Ve tekrar alayla konuşmaya başladı

"He yok dersen ki, kocacım ben sana sabah masaj yaparım sırtını, omuzlarını güzelce.."

"Yapmam"

"O zaman gel yatağa"

Yatağa gidip yatağın diğer ucuna uzandım. Arhan pikeyi alıp ikimizinde üzerine örttü. Pikeyi üzerime bıraktıktan sonra saçlarımı koklayıp geri çekildi

"Benim şampuanımı mı kullandın?"

"Evet"

Güldü. Bunda gülünecek ne vardı?

"Sen çok sırıtıyorsun"

"Güzel mi bari?"

"Ne?"

"Gülüşüm"

Cevap vermedim bir kaç saniye

"Git uyu Arhan, yorgunum"

"Cevap alamadığıma göre güzel" dedi. Sanki kendisiyle konuşuyormuş gibiydi

Sabah uyandığımda bu defa Arhan'ın benden önce uyandığını gördüm. Gözlerini kırpmadan beni izliyordu

"Günaydın" dedi

"Günaydın" dedim uykulu sesimle

Uzanıp gözlerimin üzerinden öptü. İyice alışmıştı galiba beni öpmelere. Ve en kötüsü beni de alıştırıyordu...

"Galiba dudakların küstü bana" dedi alayla. Bakışları dudaklarımdaydı

"Ne?" dedim anlamayarak

"Dudaklarını ısırıyorsun ve de yalıyorsun"

Bunu yaptığımı farketmemiştim. Dudaklarımı ısırmayı durdurdum. Hâla bakışları aynı yerdeydi

"Çeksene gözlerini üzerimden"

"Bu odada ilgimi çekecek başka bir şey yok"

"He yani oda dışında var?"

Yüksek sesle güldü

"İçerideki sen olduğun sürece dışarıdakilerin bir önemi yok"

İyi mi bir şey söyledi, kötü mü anlamamıştım.

Afallamış yüzüme bakıp daha fazla sırıttı

"Sırıtma"

"Tamam" sırıtmasını tutmak için çok fazla uğraştığı belliydi

Yataktan kalkıp banyoya gittim. Yüzümü yıkadım, dişlerimi fırçaladım ve odaya geri döndüm. Hâla yatakta uzanmıştı

"Kalkmıyor musun?"

"Gel azıcık daha yatalım" dedi alayla

Sert bakışlarımı yüzüne yönelttikden sonra odadan çıktım.

Halide anne ve Dilan abla sofrayı kuruyordu. Bende mutfağa Nazlı ve Leyla ablaya yardıma gittim. Aslında yardıma ihtiyaç yoktu, ama yinede bir şeyler yapmak istiyordum

Arhan kahvaltıya inmeyeceğini söylemişti. 'Neden acaba?' diye düşünmeden duramıyordum. Kavga da etmemiştik...

Kahvaltımızı bitirmiş şimdide çaylarımızı içiyorduk. O sırada odanın kapısı açıldı, ve Arhan çıktı. Bana doğru seslenerek konuştu

"Kader bi odaya gelsene"

'Ne oldu?' dercesine yüzüne bakıyordum. Kalkıp odaya gittim

"Ne oldu?"

"İşini yap"

"Anlamadım? Ne yapmamı istiyorsun?"

"Mesleğine geri dön diyorum, buradaki hastanede doktor olarak çalışabilirsin"

İlk önce ne dediyini anlamamıştım, ama söylediklerini anlayınca kanatlanıp uçmak istiyordum

"Senin şuan benim üzerime atlaman gerekiyordu, neden böyle oldu ki?" dedi somurtarak. Bir kaç saniye sustuktan sonra tekrar konuştu

"Sarılmak gibi bir düşünce yok herhalde aklında? Yani istersen sarılabilir-" sözünü bitirmeden koşup sarıldım. Anında kolları belimi sarmıştı. Beni kendine çekip sımsıkı sarmıştı kollarını bedenime. Saçlarıma konan öpücükler daha fazla tebessüm etmeme sebep oluyordu. Ne olmuştu bize böyle?

"Yarından başlarsın istersen işe, ben her şeyi hallettim"

"Teşekkür ederim" dedim sadece

"Tamam o zaman hadi gidelim bana yemek ver, acıktım"

"Nazik ol biraz"

"Bana kahvaltı sofrası kurar mısın doktor hanım?"

"Olur" dedim ve tekrar sarıldım. Tekrar mesleğime dönecektim, sevdiğim işi yapacaktım. Bu son zamanlarda aldığım en güzel haberdi...

Arhan'a mutfakta küçük kahvaltı sofrası kurmuştum. Yemeğini bitirdikten sonra çıkıp gitmişti

Ve o sırada öğrenmiştim evde benden başka herkes biliyormuş benim hastanede işe başlayacağımı...

Bir tek bana sürpriz olmuştu

Arhan gittikten sonra tekrar odaya çıktım. Açelya ve Umut'u aradım

"Ne yapıyorsunuz?"

"Bizi boşverde senin yüzünden gülücükler saçıyor, ne iş?"

"Doktorluğa geri dönüyorum"

"Oh be sonunda, tekrar mesleğine dönüyorsun sonunda kızım, işinin başında olman güzel" dedi Açelya. Umut da onu kafasıyla tasdikledi

"Evet, sanki ilk kez başlıyorum işe, ilk günkü gibi heyecanlı ve mutluluk doluyum"

"Ee nasıl oldu?"

"Arhan yapmış bu sabah söyledi bana"

"Çakma enişteye bak sen" dedi Umut

"Çakma ağa" dedim alayla

Hepimiz aynı anda gülmüştük

Açelya ve Umut'la biraz daha konuştuktan sonra telefonu kapatmıştım

O sırada Nazlı odaya gelmişti

"Yenge tekrar işe başlıyorsun hadi gözün aydın, bunun şerefine gidelim alış verişe"

İyi fikirdi

"Tamam, olur"

"Gerçekten mi?"

Kafamı 'evet' anlamında aşağı yukarı salladım.

"Güzel o zaman ben gidip hazırlanayım" koşarak odadan çıkıp hazırlanmaya gitti

Telefonu elime alıp Arhan'a mesaj attım

Siz: Biz Nazlı'yla alış verişe
çıkıyoruz

Siz: Yarın işe başlayacağım ya
o yüzden bir kaç şey almam lazım kendime

Arhan: Tamam doktor hanım

Arhan: Bir ara uğrarım yanına benim kalbimi de muayene edersin, bu aralar sözümü pek dinlemiyor

Siz: Yalnız bir şeyi
belirtmek isterim

Siz: Ben kalp doktoru değilim

Arhan: Ama benim kalbimi birtek sen iyileştirebilirsin

Siz: Yapacak bir şey yok, benim
bilgi alanım değil

Arhan: Desene o zaman başkaları elleyecek kalbimizi

Siz: Gelersin bir ara şey ederiz

Siz: Yani sonuçta
doktor doktordur

Arhan: kesin öyledir

Siz: neyse ağa'm ben
gidip hazırlanayım

Son mesajı da attıktan sonra telefonu kapatıp yatağın üzerine attım. Son zamanlar ne kendimi, ne de onu çözemiyordum. Kafam allak bullaktı

Hazırlanıp Nazlı'yla beraber konaktan çıktık. Alış veriş yapıyorduk yarım ağız sırıtarak. Ne kadar zaman geçmişti bu kadar içten gülümsememin üzerinden, unutmuştum

Ama şimdi kendimi o kadar mutlu hissediyordum ki... işim beni mutlu ediyordu. İyi ki de beni mutlu eden, bir mesleği seçmiştim. Hayatımda verdiğim en doğru karar mesleğimdi...

O kadar çok gezmiştik ki, bayılacak gibi hissediyordum. Yorgun düşmüştük Nazlı da, bende.

Şimdi de bir kafede oturmuş kahve içiyorduk

"Ay yenge ne iyi oldu da çıktık"

Başımla onu onayladım

Kahvelerimizi içmeye devam ederken kafenin kapısına gitti bakışlarım. İçeriye giren adamda takılı kaldı gözlerim...

Yıllar sonra...

Aradan kaç sene geçtikten sonra yine kesişti gözlerimiz, onun mavi irisleri benim kahvelerimle buluştu

Öylece kapıda dikilmişti, beni görünce o da şaşırmıştı

Boğazımda olan düğümü hissetmiştim, yutkunamıyordum

Neydi bu içimdeki fırtına? Öfke mi? Kırgınlık mı? Nefret mi? Hangisi olduğunu bilmiyordum ama aşk olmadığı kesindi.

Oysa aşk tüm duyguları içinde barındıran değil miydi?

İlk aşk unutulmaz derler, ama yalnış bir fikirdi bence. İlk aşklar sende hasar bırakmadığı sürece en kolay unutulan olurdu... Zaten yara olmasa, düştüğümüzü hatırlarmıydık? Kalıcı yara hatırlatırdı hep bize nasıl düştüğümüzü, kalktığımızda da kaç kez tökezlediğimizi

"Yenge" Nazlı'nın seslenmesiyle bakışlarımı kapıdaki adamdan çektim

"Efendim" dedim kısık sesimle

"Daldın gittin, telefonun çalıyor"

Telefona baktım, gerçeğe döndüm. Benim gerçeğim Arhan'dı. Yanımda olan, yaralarımı sarmaya çalışan adam...

Kabuk bağlamış yaraların tekrar beni incitmesine izin veremezdim.

Telefonu açtım

"Ne yapıyorsunuz?"

"Alış veriş yaptık, şimdi kafede oturuyoruz"

"Güzel şeyler aldın mı?"

"Aldım, çoğuda kırmızı renginde"

Ağzının içinde bir şeyler mırıldandı, anladığım kadarıyla küfürde etmişti. Onun bu haline gülmüştüm. Sınırlarını aşmayı seviyordum...

Üzerimde olan mavi irisleri hissediyordum, ve bu beni ilk defa rahatsız ediyordu. Sebebi bence malumdu

Ama ben hiç oralı değildim, çünkü telefonda konuşan adamı dinlemek nedense daha fazla ilgimi çekiyordu. Sesini duymak yüzümde büyük bir tebessümün yaranmasına yeterdi

"Sınırlarını aşmayı seviyorum" dedim alayla

"Seninleyken  bir sınırlarım yok" dedi bana karşılık olarak...

~~~

Bölüm sonu

Lütfen vote atmayı ve yorum yapmayı unutmayın

Umarım beğenmişsinizdir<3











Continue Reading

You'll Also Like

869K 27.2K 34
"Bırak artık beni! Görmüyor musun acı çekiyorum!" Derin bir nefes alıp konuştu, "Sen bana kalbimde taht kurmuş bir kraliçeyi kaybetmeyi öğretmedin. S...
1.4K 403 14
Kendimi akıl hastanesinde bulduğumda çok küçüktüm. Şimdi yıllar geçmiş kendimi buraya bağımlı hissetmiştim. Kullandığım ilaçlar,bir elin avucunu dold...
1.9M 62.6K 51
Gençkurgu #25 Ay tenli adamın, güzel gözlü kadını. Kimsesiz, güzel bir kadın. Kadının aşkı ile yanıp kavrulan, yakışıklı bir genç adam. Peki adam...
1.2M 74.3K 48
Hale, sosyal medyada yazdığı bir yorumun hayatını bu denli değiştireceğini nereden bilebilirdi ki.