Devran ağa berdel istemişti. İnsanlar gerçekten çok bencildi kendi uğruna kimseyi umursamadan ateşe yakıyorlardı amcamın bekar tek bir kızı vardı Rojindi oda.
Aralarında resmen 10 yaş vardı. Kimse bunu sorun etmedi. Hozan ise gülüyordu kardeşi umurunda değildi.
Büyük Ağa kimsenin gitmesine izin vermedi yemek yemeden kimseyi göndermem diye inat etmişti.
Aklımda hala bu berdeli nasıl kabul ettikleri vardı istesem tek bir sözümle bozardım bu işi ama görevi tehlikeye atamam.
Peki ya dedemler nasıl izin verdiler neden bir şey demiyorlar. Birden telefonum çalmaya başladı.
Arayan komutanımdı.
“Müsadenizle ben bir bakıp geleyim”
İçerden uzaklaşıp bir duvar kenarına geçtim. Telefonu açtım.
“Yüzbaşı Asena Avamir Buyrun komutanım! ”
Bunu demeyi o kadar özlemişim. Mesleğimden ayrı kaldığım için o kadar çok boşta hissediyorum ki anlatamam.
“Ekip gönderdik koruma olarak orada olacaklar kapının o tarafa bak oradalar”
“Anlaşıldı komutanım”
Telefonu kapatım içeriye girdim.
Hemen yerime geçtim. Etrafa bakınmaya başladım. Kafamı kapının oraya çevirdim ama kimse yoktu.
Yoksa daha gelmemişler miydi? Ama komutan geldi demişti. Önüme dönüp ne konuştuklarını dinledim.
“Adın Asena'ydı dimi kızım”
Adını bilmediğim bir amca bana seslenince ona doğru kafamı çevirdim.
“Evet buyrun? ”
“Kaç yaşındasın kızım? Evli misin? ”
“Bunun sizi ilgilendirdiğini düşünmüyorum. Ayrıca bu soruyu soruyorsanız ya oğlunuza ya da birine beni isteyeceksiniz sizin için yaşın bir önemi yok diye biliyorum malum az önce araların da 10 yaş olmasına rağmen berdeli hepiniz kabul ettiniz!. ”
Adam yüzünü ekşitip
“Saygısız ailesinden terbiye almamış yazık”
“Eğer doğruları söylemek saygısızlık ise evet saygısızım ama en azından sizin gibi çocuk yaşta olan kızları sırf zevk uğruna isteyip buna da töre diyip altına sığınacak kadar da karaktersiz değilim ve ayrıca ailem bana saygısız insanlara saygı göstermem gerektiğini öğretti saygıyı hak etseydiniz hepinize diyorum bunu size ailemin bana öğrettiği saygıyı gösterirdim ama hak etmiyorsunuz! ”
Kimse diyecek bir şey bulamadı. Gerizekalı pedofili pislikler kafamı aniden yukarı terasa kaldırınca Ayaz ve Hüseyin'i gördüm bana gülümseyip alkışlar gibi ellerini tutmuşlardı.
Gülümseyip önüme döndüm. Bir dakika ney! Hüseyin ve Ayaz mı!? Sanırım aklımı yedim ben. Kafamı tekrar oraya çevirdiğim de eski timimim hepsi terasta durmuş bana gülümsüyorlardı!
Şaka mıydı bu? Kimseye bir şey demeden yerimden kalkıp terasa çıktım tüm gözlerin üzerim de olduğunu biliyordum.
Terasa çıkınca tüm tim bana döndü evet ciddi ciddi buradaydılar.
“Sizin burada ne işimiz var lan!? ”
“Görev var dediler bastık geldik komutanım. ”
Diyerek ilk söze Ayaz girmişti.
“Ulan gerizekalılar sizin yüzbaşınız nerede!? Hem komutan bana sizin değil başka bir timin geleceğini söyledi!? Ne ayaksınız oğlum siz!? ”
“Aa ama Asenacım bizi hiç mi özlemedin hem ayrıca yüzbaşı da tayin isteyip uçtu gitti”
Bu sefer söze Selim abi girmişti ama bunları derken yanıma gelip kolunu omzuma atmıştı.
“Ha bir de komutan da bizim tatlılığımıza dayanamayıp yolladı biz bir şey yapmadık”
Hüseyin ilk konuşmasını da gerçekleştirmişti. Hafifçe sırıtım.
“Demek bir şey yapmadınız öyle mi? Ulan adama naptıysanız tayin istemiş komutana ne yaptınız da sizi seçti bunların hepsini görev bitsin konuşucaz”
Hepsiyle tek tek sarıldık. Ne çok özlemişim.
“Şimdi beni iyi dinleyin buradan adamı alamayız çok dikkat çeker ortak olduğu bir irtibata bulunduğu var ise kaçabilir adamı takip edin. Bu gece bir toplantı yapılacak orada çökertiriz bu işi sessiz sedasız hal edeceğiz. ”
Hepsi kafasını sallamıştı. Daha fazla dikkat çekmemek için aşağıya indim masayı kurmuşlardı Şilan abla beni içeri çağırmasıyla içeriye geçtim.
Bir kaç kadın vardı içerde girdiğim gibi tüm gözler beni buldu. Yaşlı bir teyze bana bakıp.
“Aferin sana kızım kimse cesaret edemez böyle konuşmaya yıllardır o kadar toplantı gördüm koskoca ağlar bile ses çıkaramadı ama bir tek annen Arjin ve sen sesinizi çıkardınız. Seni hiç tanımasam bile bilirdim Arjinin kızı olduğunu. ”
“Nasıl yani annem de mi böyle tepki gösterdi? ”
“Bilmez misin? ”
“Yok bilmem rica etsem anlatır mısınız?”
“Anlatırım kızım hele gel şöyle yanıma. ”
Yanına geçip oturdum hemen.
“Senin dayınla babanın kardeşi kaçmıştı. Onların aşklarını da herkes bilir kavuşmak için çok mücadele ettiler ama son çareyi kaçmakta buldular. Çok iyi saklanmışlardı. Aylarca kimse bulamadı son anda amcan bulmuştu onları. Tüm aşiretler toplandı başta dayını da halanı da öldüreceklerdi. Son anda Ferhat amcan aşiret toplansın karar verilsin dedi. Tüm herkes gelmişti toplantıya halan dışında tek bir kadın bile gelmeyecekti kız çocuğu da yasaktı. Ama senin annen söz dinlememiş dedenin arkasından arabaya binip gelmişti. Karar verilmişti. Onların cezası ölümdü, annen konağı basıp bu karar geçersizdir sizler kim olduğunu sanırsınız da Allah'ın verdiği canı siz alırsınız!? Kimsiniz!? ” diyerek bağırmıştı. ”
Kadın derin nefes verip duvara bakarak anlatmaya başladı. Onun ağzından çıkan her kelimeyi dikkatle dinliyordum.
“Tüm herkes şok olmuştu tabi korumalardan biri onu dışarı çekmek için kolunu tuttu eee annen durur mu onu aldığı gibi ters çevirip kolunu kırmıştı. Arjin daha sonra tekrar konuşmaya başladı.
“Yıllardır bir yalan attınız ortaya töre diye. Bu töre'yi kim belirledi? Kaç yıl öncesinden yaşayan insanların kendi çağına göre belirlediği sözlerin şuan geçerli olması ne kadar doğru? Herkes bilir Allah da şahidimizdir biz senden kaç kere kızını istedik Berzan ağa? Her geldiğimiz de bizi it gibi kapıya koymadın mı!? Sırf yıllar önce bir avuç toprak için kalktınız düşman oldunuz sizin bu saçma düşmanlığınız yüzünden bu insanlar kaçtı , kaçıyorlar kim ister ki anne babası yanında olmadan evlensin!? Şimdi buraya gelmiş ölüm emri veriyorsunuz. Onlara destek olmak yerine köstek oluyorsunuz!? ”
Derin nefes alıp bir süre sustu kadın gözleri dolmuştu. Elini yüzüme uzatı geri çekilmedim tepki vermedim.
“Ağlama ben bunları sana ağla diye anlatmıyorum kızım yüzün gülsün diye anlatıyorum”
Ağlamak mı? İyide ben ağlamıyordum ki elimi yüzüme götürdüm. Islaktı göz yaşlarım ile ıslanmıştı. Kadın demeyene kadar ağladığım bile farkında değildim.
Elimle gözyaşlarımı sildim. Kadın bana bakıp buruk ve hafif şekilde gülümsedi.
“Annen köstek lafını kullanınca sana yaşın kaç diye soran Karahanların ağası annene elini kaldırmıştı tam vuracağı sırada deden öne geçerek engellemişti. Ondan sonra tekrar düşünüldü herkes mantıklı bir yanın olmasına kararını verdi. Allah'tan korkmasalar öldürceklerdi. Sende aynısını yapacaktın bundan emindim ama senin tutan bir şey var diye sustun bunu gözlerin de gördüm”
Kadına sadece boş boş baka kaldım. Uzun bir süre sessizlik oldu. İçeriye bir adam girdi. Herkes o yöne baktı.
“Asena hanım Ağam sizi çağırır”
“Ağan kimdir? ”
“Afran Ağam”
“Söyle o çakma Ağa bozuntusuna eğer çok konuşmak istiyorsa ya da beni ne için çağırıyorsa ayağıma gelsin babamın oğlu mu ki ben onun ayağına gideyim. Dedi de tamam mı ne eksik ne fazla aynı bu şekilde söyle”
Koruma yüzüme mal mal baktı bir süre gitmeyince.
“Ee ne duruyorsun oğlum gitsene aramıza gelip dedikodu mu yapacaksın?”
Sonunda gitmişti kadınlardan biri
“Kız sen aklını peynir ekleme mi yedin? ”
“Hayır peynir ekmekle yemedim zeytin simit ile yedim neden? ”
“Belli zaten de kızım koskoca Afran Ağa seni çağırmış. Herkesin aşık olduğu uğruna öldüğü adama az önce ne dediğinin farkında mısın kızım? ”
Demişti diğer kadın.
“İyy şimdi herkes bu muşmula domuz at kafalı gaga burunlu habeş maymununa mı ölüp bitiyor? Ay herkes kör olmuş ben sizi doktora götürcem merak etmeyin ya siz”
“Domuz at kafalı gaga burunlu habeş maymunu? ”
Arkadan gelen sesle bir an irkildim sonra kapıya doğru döndüm ve kimi gördüm tahmin edin bakalım. Tabi gönül isterdi Timur Töngeyi görmeyi ama maalesef karşımız da Ağa bozuntusu vardı.
Ve evet bende bir gökçen okuruyum. Çocukluktan beri kitap okumayı severim askeriyede fırsat buldukça okumaya çalışırım.
Şöyle bir Ağa bozuntusuna gözümü gezdirdim.
“Yok hayır böyle diyince de hayvanlara ayıp oldu sen dümdüz varlıksın ya bir şeye de benzemiyorsun ki benzetelim seni. ”
“Sözünü bilde konuş karşında uşağın yok senin. Amcanlar senin Savcı olduğunu söyledi ve sanırım doktor arkadaşın varmış. Onun numarasını ver”
Dilimi şıklatım.
“Tch hayır senin gibi varlığı belirsiz olanlara ve pedofili karaktersizlere numara da kız da vermiyoruz. Ha bir de savcı değil Cumhuriyet Savcısıyım”
“Allah'ım ben nasıl bir deliye çattım. Sen aklımı koru Allah'ım. Keyfimden istemiyorum ablam hasta bilen bilir uzman doktor arıyorduk ondan istedim.”
“Ablanın nesi var? ”
“5 yıldır yatalak hangi doktora gitsiyse hiç biri bir şey yapamadı. ”
“Ablan nerede şuan? ”
“Kaynanasında yaşıyor”
“Evli mi? Çocuğu var mı? Kaç yıldır evli?”
“5 yıldır evli çocuğu yok”
“Durduk yere mi ablan böyle oldu? ”
“Hayır çocuğu olmuyor diye kuma getirdiler sonra böyle oldu”
Ne kadar salak bir aile bunlar gerçek AP apaçık ortada.
“Sence de ortada garip bir durum yok mu?”
Suratıma mal mal baktı sonra ise
“Ne gibi bir durum? ”
“Ablan evleniyor çocuğu olmuyor diye de üzerine kuma getiriyorlar. Sonra ise ablan yatalak oluyor? ”
Yüzüne şok olmuş gibi baktı içerde ki kadınlar da öyleydi . Kadınlardan biri
“Her ne kadar doğru yanlış orasını Allah bilir ama duyduğuma göre de zaten kız evlendikten sonra kaynanasından çok çekmiş. Kumayı da kaynanası Ziynet getirmiş birlikte kıza yükleniyorlarmış. ”
Bizim ağa bozuntusu sinirle kolumu tutu.
“Senin ne dediğini kullakların duyuyor mu? ”
“Ehh çek be elini erkekliğini bana değil ablana bunu yapanlara sor. Ama sende haklısın gücün sadece kadınlara çocuklara yetiyor değil mi!? ”
Kolumu ondan çektim. Oda sinirle çıktı mutfaktan bir de triplere giriyor haspama bak sen.
Şilan abla koluma vurup.
“Kız maşallah sen de ne zekisin 5 yıldır kimse bunu akıl edememişti. ”
Bir şey demedim. Kadına üzülmüştüm daha sonrasında içeriye Zilan girerek beni çağırmıştı yemek çoktan bitmişti sadece konuşuyorlarmış.
Mutfaktan çıkıp içeriye geçtim. Kimseyi beklemeden korumalara.
“Arabamı kapının önüne getirin.”
Kafalarını sallayıp arabamı getirdiler. Görev için hazırlanmam gerekiyordu.
Arabama binip bir mağazaya girdim peruk, ayakkabı, maske ve bir kaç elbise alıp oradan çıktım.
İlk bulduğum bakım mağazasına girdim oradan da takma kirpik ve makyaj malzemesi aldım.
İşimi bitirip hemen konağa geçtim. Kimseyi umursamadan odama gelip duş aldım. Üstümü giydim ve bizim timin olduğu gruba mesaj attım.
“Gece saat ikide herkes atacağım konumda hazır olsun grup halinde dağılacağız”
Hepsinden onaylar şekilde mesaj almıştım. Daha sonra aklıma bizim ağa bozuntusu geldi.
Hemen Aseli aradım. Çaldığım gibi direk açıldı.
“Alo Asel? ”
“Efendim güzelim?”
“Kusura bakma seni bu saatte rahatsız ediyorum ama bir konu var sana danışmadan karar vermek istemedim. ”
“Dinliyorum ne oldu? ”
“Bizim burada bir kadın var büyük ihtimalle kuması ve kaynanası yüzünden yatalak kalmış. Kadının aileside benden onlara yardım etmemi istedi aklıma sa direk sen geldin. Yardım eder misin bana? ”
“Ederim tabiki de kadının eski sağlığına kavuşmasına yardım ederim. Daha sonra Rumeysa'ya yolarız kadın bir dava açar hakkını kazanır. ”
“Çok teşekkür ederim iyi ki varsın. ”
“Teşekküre gerek yok. Yarın ilk uçakla oradayım ve sende iyi ki varsın Asenamm”
“Benim şimdi kapatmam gerek biraz işim var müsait olunca ararım ben seni”
“Olur görüşürüz”
“Görüşürüz ”
Diyip telefonu kapattım. Hemen aşağı indim dedemler olası bir durum olabilir diye Zilanı bizim eve getirmişlerdi. İsteme günü evine bırakılacaktı.
Aşağıda Hozan ve Zilan avluda oturmuş gülerek düğünlerini planlıyorlardı. O kadar sinir olmuştum ki Rojinin şuan ne halde olduğunu tahmin etmek pek de zor değildi.
Karşılarına geçince ikisi de bana mal mal baktılar.
“Hiç utanmıyor musun ? Ya da hiç mi vicdanın yok senin? Ne kadar iğrenç bir insansınız siz? Senin yüzünden kardeşin kendisinden 10 yaş büyük biriyle evlenecek. Ama sen burada kalkmış düğün planları yapıyorsun. ”
“Olan oldu yapacak bir şey yok zamanı geriye alamayız. ”
“Pisliğin tekisiniz dilerim ki Allah'tan mutlu mutlu hayalini kurduğunuz her şeyde kursağınızda kalsın hayal edip plan yaptığınız düğününüz size cenaze olsun. Çünkü siz bunu hak ediyorsunuz!”
Bir insan nasıl olurda bu kadar pişkin olabilirdi. Aşk bu değildi birbirlerine olan sözde aşkları herkesi yaralıyordu.
Ama onlar farkında değildi onların ki sadece bir hevesti. Yakında bunu anlayacaklar ama çok geç olacak.
Salona amcamın yanına gittim.
“Amca sen mi bu ağa bozuntusuna Aselden bahsettin? ”
“Kusura bakma kızım sana danışmadım. Ablasını tanırım çok iyi bir kızdı bize de iyiliği dokunmuştur. Onun o halde kalmasını istemediğim için söyledim. ”
“Yok sorun değil. Ben Asel ile konuştum. Yarın ilk önce buraya gelip yengem ve Rojinin durumuna bakıcak. Daha sonra ise o kadına bakacak. ”
“Allah senden razı olsun kızım”
“Amca ben bu gece dışarı çıkabilir miyim? Bir kaç özel işim varda ”
“Peki çık kızım ama çok geç gelme eve telefonların da açık kalsın ”
“Tamam amca”
Aslında onlar uyurken gidecektim ama bir şey olursa beni bulamazlar ise sorun çıkmasın diye haber verdim.
Odama geçip gerekli eşyaları bir çantaya sığdırdı. Arabam kapının önündeydi hemen atladım ve buluşucağımız yere doğru sürmeye başladım.
20 dakika sürmüştü. Burası bir konaktı adamların toplantı yapacağı yere çok yakın diye burayı kiralamıştık.
Şifreyi girerek içeri girdim. İçer de sadece 3 kişi vardık diğerleri içeriye sızmıştı. Hüseyin ve Ayaz koruma olmuştu.
Mert ve Eren abi de karşı tarafın yani diğer adamların koruması olmuşlardı.
Selin ise adamlardan biri ile tanışmış sevgili rölü ile girecekti.
Ben Selim abi ve Yusuf ise etrafa dağılacak ve adamlar geldikten sonra birbirleri ile kavga etmelerini bekleyecektik.
“10 dakika ya hazırlanıp geliyorum. ”
“Bekliyoruz”
Demişti ikisi de.
Yukarı çıktım ilk önce üniformamı giydim. Uzun zaman olmuştu. Ama en kısa sürede tekrar dönecektir işime.
Peruğu kafama geçirdim tanınma ihtimalim vardı ve dikkat etmem gerekiyordu.
Siyah peruğumu taktım sıra mavi lenslerdeydi. Maskemi de taktım artık kimse tanımazdı.
Daha fazla vakit kaybetmeden aşağı indim. Selim abi ve Yusuf bana çok garip şekilde bakıyorlardı.
“Ne oldu niye öyle bakıyorsunuz? ”
“Sen Asena olduğuna emin misin? ”
Göz devirmiştim. Selim abinin bu dediğine.
“Hadi yürüyün çıkıyoruz. Unutmayın tek dalmak yok benden haber almadan kimse kıpırdamayacak”
Kafa saladılar. Herkes gideceği yere geçti.
Adamların gelmesini bekledik. Ve bir yarım saat sonra gelmişlerdi.
Adamlar elinde çantalar ile direk içeriye girdi. Çantaların içinde uyuşturucu olduğunu sanıyorlardı ama sadece nişasta tozu vardı.
Şimdi diyeceksiniz ki bir bordo bere timi neden uyuşturucu operasyonu ile ilgileniyor.
Bu uyuşturucu çetesi çok güçlü bir çetedir. Tek uyuşturucu çetesi değil aynı zaman da teröristlerdi de çocuk kaçırma tecavüz bir çok pislikleri vardı.
Bu yüzden biz onlar ile ilgileniyoruz. İçeri de bir kargaşa kopmaya başlamıştı.
İstediğimiz tamda buydu onlar kendi aralarında da çatışacaktı. Daha sonrasın da biz girecektik.
Ama işler öyle yürümedi adamlardan biri Selin'i rehin aldı. Ne yapıyor lan bu
Selin'in kafasına silah dayamışlardı. Ama sevgilisi rolüne girdiği adam pekde umursamıyor gibiydi.
Daha fazla dayanamadım ve içeriye ilk kurşunu seline silah tutan adamın kafasına vurarak patlattım.
Benden sonra diğer tüm tim de dalmıştı. Adamlardan biri
“Ne bok oluyor lan burada!? ”
“İndir silahını yoksa kafana sıkarım! ”
“Kimsiniz lan siz!? ”
“Türk Askeriyiz tanıdık geldi mi? ”
“Kimin oyunu lan bu !? ”
Adam şoka girmişti yazık. Hüseyin direk Selin'in yanına gitti bir şeyi var mı diye sadece kolunda bir yarılma vardı.
“Operasyon tamamdır. Gelip alabilirsiniz”
Telsizden dışarda ki asker ve polisleri çağırdım. Hepsi içeriye gelmiş ve adamları almışlardı.
“Ama bu çok kısa sürdü ya tadını alamadık ya”
Ayaza döndüm ciddi miydi bu çocuk sen sabır ver Allah'ım
“Çok özür dileriz ya biz hemen bir operasyon daha yapalım sizin için ya.
Ulan gerizekalı oyun mu lan bu!? ”
Tim de ki herkes gülmeye başladı. Biri eksikti ya bizde tüm time baktım Yusuf yoktu. Neredeydi bu?
İçeriye polis ve asker gelmişti yaşayan yaralı olan herkesi almışlardı. Bende dışarıya Yusuf'a bakmaya bahçeye çıktım.
Ön bahçede yoktu herhalde arka bahçe de sigara içiyor diye düşünüp arka bahçeye doğru yürüdüm.
Sesler geliyordu herhalde buradaydı.
“Yusuf ne işin var b-”
Daha sözümü bitiremeden kafama aniden yediğim darbe ile afalladım.
“Noldu komutanım canın mı acıdı daha dur sen göstercem ben sana işimi bozmanın bedelini! ”
Saçımı tutup çekmeye başladı kullağıma doğru.
“Duydum mu lan! ”
Gerizekalı beni ne sanıyordu bu. Tüm erkeklerin zayıf bir noktası vardır. Oda özel bölgeleridir. Tekmeyi oraya geçirdim adam elini saçımdan çekip orasını tutmaya başladı.
Daha sonra karnına tekme attıp yere serdim.
“Ne sandın lan sen beni senden korkacağımı mı!? ”
Cebimden kelepçe çıkarıp ellerini kelepçeledim. Sanırım içerdekiler de sesleri duyup arka bahçeye gelmişlerdi.
Hepsini tam teslim etmiştik ve görev tamamlanmıştı. Saat geç oluyor diye hemen oradan çıkıp buluştuğumuz.
Eve geçip direkt peruğumu ve lenslerimi çıkardım. Daha sonra makyajımı ve üniformamı çıkarıp duş aldım.
15 dk sonra duştan çıkıp direkt giyindim. Saçlarımı kuruttum. Ve aşağıya indim tüm herkes oturmuş konuşuyordu.
“Kaçta gideceksiniz? ”
Diyerek sohbete ayak üstü giriş yaptım.
“Bilmiyoruz herhalde 2 gün sonra”
Demişti Eren.
“İyi ben çıkıyorum sonra görüşürüz”
Hepsi görüşürüz demişti evden çıktığım gibi direk arabaya atladım. Eve 10 dakika da geldim yolda trafik yoktu.
Eve geldiğim gibi odama geçtim üstüme pijama takımımı giyip yatağıma girdim. Yatağa girmem ile uyumam bir olmuştu zaten.
Bölüm çok geç geldi farkındayım ama maalesef ki bölüm yazmakta baya zorlandım. Zor zamanlar geçirdim ve süreç benim için çok zordu. Elimden geldiğince bölümleri sık sık atmaya çalışacağım. Bu bölümü pazartesi gecesi atacaktım ama bölümü yazıp yazıp siliyordum şuan içime şimdi ve atıyorum umarım beğenirsiniz ve lütfen okuyup geçmeyin. İyi okumalarrr