I'm A Boy! / Sope - Texting O...

By hobimosa_

4.2K 567 333

"Ben bir erkeğim!" ~ Jung Hoseok, okulun "güzeller güzeli" idi. Ne zaman birilerinin önünden geçse, erkek ya... More

1- Güzeller Güzeli Jung Hoseok
2- Umursamaz Min
3- Gae
4- Cesaret Testi
5- Karar
6- Oynamak
7- Min Ailesi
8- Buluşma
9- Gerçek Kişilik
10- Numara
11- Eski Sevgili
12- Aşık Olmuş
13- Yoongi'nin Kankaları
14- Arkadaş Buluşması
16- İlk Fotoğraf
17- Proje
18- Başlayan Hoşlantı
19- Aşık

15- Gerçek Seok

108 18 3
By hobimosa_

Klasik bir okul gününü daha yarılamıştık, öğle teneffüsünde oturuyorduk yemekhanede bütün ekip ile birlikte. Okuldaki maçlar sayesinde kazandığım ün sonucu arada yanımıza oturmak isteyen kızlar oluyordu fakat sebepsiz bir şekilde bugün yanımıza hiç kimse gelmemişti. Veya hiç kimseden ben öylesine yürürken bile "Yoongi-ssi, sana aşığım!" diye bir teklif almamıştım. Bu garipti, okulda garip bir sessizlik vardı herkesin kendi arasında bir şeyi konuşması dışında. Hoseok bile yoktu, bugün hiç gözüme görünmemişti. Belki de ondan istediğim bu şeyden son anda vazgeçmişti ve onun yerine okula gelmemeyi tercih etmişti. Bu düşünceyle beraber dudağımın kenarı alayvari bir tavırla yukarı kıvrıldı. Her zamanki gibi korkak davranıyordu, onda bunu yapabilecek cesaretin olduğuna inanmak benim hatamdı.

Arkadaşlarımın kendi aralarındaki konuşmaları eşliğinde Taehyung'a aldırdığım sıcak çikolata dolu pet bardağı dudaklarıma çektim ve sıcak olduğu için küçük bir yudum aldım. Hafiften ılımaya başlamasına rağmen dilimi yaktığı için yüzümü acıyla buruşturdum, bardağı geri yerine bıraktım. Bir nefes verirken bana bu sıcak çikolatayı aldıktan sonra ortadan ışık hızında kaybolan ve şimdi "Çocuklar!" diye bin bir hevesle yanımıza ulaşan Taehyung'a çevirdim bakışlarımı. Diğerleri de konuşmayı kesip ona dönmüştü. Biz ona ne olduğunu sormadan o boş kalan yanıma oturdu ve kesik kesik aldığı nefesleri eşliğinde konuştu. "Okula yeni bir çocuk geldi diyorlar. Ben görmedim ama kızıl saçları ve vahşi bakan bir yüzü varmış. Yüz tipi Hoseok'a benziyor diyorlar ama herkes onu kız olarak bildiği için ikizi olduğunu düşünülüyor herkes tarafından."

Sonunda lafını bitirdiğinde başını masaya yasladı. Zaten koşarak gelmişken bir de hızlı hızlı konuşarak durumu anlatmaya çalışmıştı. Bir elimi onun omzuna yerleştirip sıvazlarken geriye yaslandım. Taehyung'un okuldaki her bir olaydan haberi olur ve biz ilgilenmesek dahi bize yetiştirirdi ama bu seferki konu hepimizin ilgisini çekmişti. Demek öğlene kadar yanımıza gelememesinin en büyük nedeni herkesin etrafında dolanmasıydı. Eh, tabii, okulda bir kere ünlenirsen seni asla bırakmazlar. Ama kız görünümlüyken herkes ona hayran olmasına rağmen yanına pek gelen yoktu ve şimdi erkek olduğu için bütün kızlar peşinde olmalıydı. Hayat cinsiyetlere karşı gerçekten çok ayrımcı davranıyordu.

Fakat anlamlandıramadığım bir şey vardı ki, o da neden bir anda popüler olduğuydu. Sonuçta okula yeni gelen bir sürü kişi oluyordu ve insanlar takmıyordu, normal karşılıyordu. Şimdi onun peşinde dolanmalarının bir nedeni olmalıydı.

Taehyung başını kaldırdığında bir yere odaklandı ve "İşte, o olmalı!" dedi. Hepimiz gösterdiği yere baktığımızda etrafta dolanan kızlardan doğru dürüst bir şey göremiyordum. Tek görebildiğim ortada birisinin olduğu ve yanındaki bir başka kişinin de kızları ondan uzaklaştırmaya çalıştığıydı. Gözlerimi kısarak dikkatlice bakmaya çalıştığımda kızları uzaklaştırma derdinde olan kişinin Jimin olduğunu fark ettim. Yani yanındaki yüzde yüz Hoseok olmalıydı. İşte şimdi onu gerçekten görebilecektim; dışarıda benimle buluştuğu halinden daha farklı birisi gibi olmalıydı.

Sonunda ortadaki kişileri kenara iterek görünür hale geldiğinde üzerini düzeltti ve ben de onu net olarak görebildim. Geriye taranmaya çalışılsa dahi önüne düşen kızıl tutamları, her zamankinin aksine daha sert bakan badem gözleri, şekilli burnu ve kalp dudakları ile Jung Hoseok'tu bu. Okul formasının üzerine taktığı kravatını bunalmışçasına çekiştirdiğinde gördüm gömleğinin kollarını sıvadığını. Diğeri ise cebinde öylece duruyordu. Bu her zaman gördüğümüz o insan değildi, sanki gerçekten de yerine ikizini koymuş gibiydi. Bir an buna inanmak üzereydim ki buluşan gözlerimiz eşliğinde gülen gözlerini gördüğümde bu teorim de düştü. O gerçekten Hoseok, hatta tam adıyla Jung Hoseok'tu.

Jimin'in peşindeki kızları ona gelmesin diye iteklemesi eşliğinde adımlarını bize yöneltirken Namjoon'un sesini işittim. "İşte benim aşık olduğum adam geldi." Ona bir baktım yüzümü buruşturarak. Yine başlamıştı Hoseok diye sayıklamaya, onu yanımızdan bir şekilde kovsam iyi olacak gibiydi. Jimin'in kızlara gitmeleri için bağırdığında Hoseok'un yanımıza geldiğini anlamıştım. Başımı önüme çevirdiğimde tam karşıma oturduğunu gördüm, beni yemek ister gibi bakıyordu ve bu oldukça ürkütücüydü. Jimin de yanına oturup derin bir nefes verdi ve söylendi insanların ne kadar yorucu olduğu hakkında. Sonra benim ona olan bakışlarımı gördü ve sırıtıp bir de Hoseok'a baktı, onu işaret ederek konuştu. "İşte istediğin gibi sana getirdim gerçek Hoseok'u. Beğendin mi?"

"Sanırım." Hiç düşünmeden mırıldandığımı Hoseok'un yüzündeki minik tebessümü gördüğümde fark ettim. Boğazımı temizledim ve çoktan ılıdığını tahmin ettiğim sıcak çikolatan büyük bir yudum alarak tekrar masanın üzerine koydum. Bu herif şimdiden dengelerimi şaşırtmaya başlamıştı bile ama beğendiğim tek şey şu an görünüşüydü. Normalde bir görünüşün bile beni bu hale getirmesi en garip olanıydı tabii fakat bir şey belli etmemeye çalıştım.

Kravatını çekiştirerek çıkardı ve Jimin'in eline tutuşturdu. Sıcakladığını belirtir bir şekilde gömleğinin ilk iki düğmesini açtı. Bacaklarını da aralayarak tam oturmalık bir pozisyon yarattı kendine. Saçlarını tek eliyle geriye doğru taradı ve ardından ellerini masada birleştirdi. Gözlerini bir dakika olsun gözlerimden ayırmıyordu, bütün odağı bendim ve beni yiyecekmiş gibi bakmayı bir türlü kesmiyordu. Bundan rahatsız olduğum için gözlerimi ondan kaçırdım, telefonumu çıkarıp saate bakındım. Tam zaman bir türlü akıp gitmediği için küfür etmek üzereydim ki bir anda aklıma öğle teneffüsüne gireli çok da olmadığı geldi. Derin bir nefes vererek telefonumu tekrardan kapattım ve masanın üzerine koydum. Kendim istemiştim bana gerçek benliğini göstermesini, şimdi az önce onun için kullandığım "korkak" kelimesini ben yerine getiremezdim.

Başımı kaldırıp tekrardan ona doğru baktım. Söyleyecek hiçbir şeyim olmasa dahi bir şey söyleyerek onun bu görünüşünü kafamda normalleştirmek istiyordum. Sonuçta dominant takılan pek çok erkek vardı, o tek değildi ve tek olmadığını da bilerek hareket etmeliydim. Dudaklarımı ıslattım ve elime tekrardan bardağımı aldım. İçindeki sıcak çikolatayı biraz çalkalayıp sonrasında tamamını hiç duraksamadan içtim. Başımla birlikte bardağımı da indirip masaya koydum sertçe. Dudağımdan taşırdığım sıvıyı baş parmağımla sildikten sonra parmağımı işaret parmağıma sürterek ıslaklığı kaldırdım. "İnsanlar beni yargılar diyordun ama baksana, herkes peşinde koşturuyor."

Minik bir kıkırtı eşliğinde cevapladı beni. "Aslında kimse benim aynı kişi olduğumu bilmiyor. Biliyorsalar bile umursamıyorlar." Düne göre bu kadar rahat konuşması sanırım iyi bir şeydi. Çünkü dün bunu yapıp yapmamakta oldukça kararsızdı ve korkuyordu, şimdiyse sonuçtan mutlu gibiydi. Fakat insanların onun gerçek adını öğrendikten sonra ne tepki vereceklerini düşünüyor muydu bilmiyordum.

"Adına sevindim o halde." Mırıldandığım cümlenin ardından hafifçe gülümsedi. Bu gülümseme bana biraz şirin gelse bile aslında o kadar da şirin değildi bu görünüşüne karşılık. Aslında nasıl bir adam olduğunu bile çözemiyordum şu an açıkçası. Bir ateşli, bir şirindi ve aklım oldukça karışıyordu. Sanırım bunlara çok da takılmamam gerekiyordu, yalnızca bunların sonucunun bana nasıl hissettireceğine odaklansam yeterliydi. Bütün bu çabasının nedeni de zaten beni kendisine aşık etmekti.

Bir anda Taehyung'a doğru bakıp yer değiştirmek istediğinde Taehyung hızlıca ayaklandı ve kabul etti. Sonuçta Jimin'in yanına oturacaktı, bu onun için çok iyi bir fırsattı. Hoseok da onun bu heyecanı üzerine gülümseyerek yerinden kalktı, o kendi yerine gelip otururken kendisi de benim yanına doğru yerleşti. Bana oldukça yakın oturduğu için yana kayacaktım refleks olarak fakat kendimi durdurdum. İçimdeki bir kısım gerçekten ondan uzaklaştırmak isterken bir diğer kısmımsa ona yakın olmak istiyordu. Eğer şans vermek istiyorsam da ona yakın olmak isteyen tarafımı dinlemem gerektiğini biliyordum.

Ben öylece masaya doğru bakarken yanımda hissettiğim kıpırdaşma ile bakışlarımı ona doğru çevirdim. Elindeki telefonu sallarken yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirdi. "Hey, fotoğraf çekinmek ister misin?" Gözlerim bu koca gülümsemesine takılı kalırken kalbimin teklediğini hissettim. Göğü kafesimden ayrılıp tenimi yararak açığa çıkmak istiyordu sanki. Nefesim garip bir şekilde sıklaşmıştı, bu his de neydi öyle?



~💕🛌🏼🏇🏼💕~



Bunlar harici toplam 1126 kelime.

Üzgünüm Yoongi ama sana kötü bir haberim var...

Oy sınırı: 5

Continue Reading

You'll Also Like

83.6K 6.5K 38
sadece erkeklerin olduğu bir üniversitede gay yönelimin odağı ve tüm dikkati üzerine çeken Jungkook, bu durumdan sıkılan ve onu bu rahatsızlıktan ko...
8.7K 1.1K 17
"O küçük poponu benim için sallamaya devam edebilirsin, omega." "Pişman olacağın şeyler söyleme, delta." Lee Heeseung × Kim Sunoo +wonki, jayke, jang...
12.1M 589K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...
13.8K 1K 11
byun baekhyun'un kişisel telefonu. 𝚌𝚘𝚟𝚎𝚛 𝚊𝚛𝚝: 𝚠𝚊𝚜𝚜𝚒𝚕𝚢 𝚔𝚊𝚗𝚍𝚒𝚗𝚜𝚔𝚢 - 𝚢𝚎𝚕𝚕𝚘𝚠-𝚛𝚎𝚍-𝚋𝚕𝚞𝚎 •𝚜𝚎𝚙𝚝𝚎𝚖𝚋𝚎𝚛, 𝟸𝟶𝟷𝟾•