MANİPÜLASYON

Door onuseviyorum105

19.5K 2K 1.2K

Psikolojisini bozan adam, aslında psikoloğuydu BxB Kurgu yazılanlar tamamen hayal ürünü olup gerçekl... Meer

1. Tanıtım
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm ++
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm +
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
FİRARİ ( YENİ KURGU )

11. Bölüm

562 67 35
Door onuseviyorum105

Karşılıklı yemek yerken klimadan gelen efil efil hava saçlarımı savuruyordu. Yüzümde oluşan gülümsemeyle elimde olmadan parmaklarımı saçlarıma daldırdığım an, Suat'ın bakışlarına maruz kaldığımı fark ettim. Kısılı keskin mavileri öylece saçlarımdaydı. Göz göze geldiğimizde ise yüzündeki ve sesindeki soğukluğu biraz olsun dağıttı.

"Eskiden benim de senin gibi uzun saçlarım vardı. Hergün uğraşır hava atar dururdum herkese...Sanırım sende bana hava atıyorsun!" dediği esnada ellerimi çevik bir hareketle masaya indirdim ve ağzımdaki lokmayla savaş haline girdim. Ne alakaydı ya şuan! Niye hava atayım! Bilmeden onu kıracak yanlış bir harekette mi bulunmuştum?

Ağzımdaki lokmayı güçlükle yutarak mahçubiyetle tebessüm ettim. "Y-yok olur mu öyle şey! Alışkanlık olmuş bende" diye sorusuna yanıt verdim. Ulan ne alıngan çıktı bu da dememe kalmadan, anlaşılmayan bir homurtuyla "Belli belli! Dakikalardır elini oradan çekmediğinden anlaşılıyor zaten"

İyi de saçlarıma sadece bir kez dokunmuştum. Alla alla! Acaba ben mi yanlış hatırlıyorum. Neyse diyerekten başımı silkeledim ve sesimin tonunu düşürerek sıcacık tebessüm bahşettim dudaklarıma. "Ya yok vallahi!..Olur mu hiç öyle şey. Eğer rahatsız oluyorsan kısaltırım saçlarımı olur biter" saçma bir şekilde bir an deyiverdim.

Allah kahresin ki bu şekil cevap verdim. Verdiğim cevapla gözleri kamaştı. Mavi hareleri daha bir canlandı. Dudaklarını diliyle ıslatarak hafif gülümsedi. Ulan böyle gülme vicdansız kalbime zararsın diyesim geliyordu sürekli.

"Gerek yok! Ammaa...Bilmen gereken birşey daha var güzelim. O da derneğe üye olman için o güzel saçlarına veda etmen gerekecek. Hoca efendi derneğe üye olanların saçsız olmasını istiyor genelde...Malum saç bu! Arada dökülebiliyor. Bu konuda aşırı titiz!" dedi ve su dolu bardaktan bir yudum alarak elini yanağıma getirdi. Baş parmağıyla okşar gibi yaparak "Anlıyorsun beni değil mi güzelim?"

Yanağımda usul usul gezinen parmaklara yenildim. Yutkunarak başımı sallayıp onayladım. İçime titrek bir nefes aldığım esnada karşı taraftan kısık sesli bir kahkaha eşlik etti. "Bu kadar itaatkar olmanın beni ne kadar cezbettiğini bir bilsen bebeğim. İnan bana hak verirdin. Bu arada hiç sevgilin oldu mu daha önce?"

Ondan gelen soruya anında olumsuz bir baş gösterdim. Tam cevap veriyordum ki bir yerlerden çalan telefonumun melodi sesi kulağıma ilişti. Sevdiğim adama cevap vermeden önce telefonu elime aldım. Ekrana baktığımda ise yine o gereksiz kuzenim arıyordu. Telefonu sessize al tuşuna basarak gözlerimi bana şefkatle bakan gözlere çıkardım.

Gülümsemekten çizgiler oluşan çehremle "Yok! Daha önce hiç sevgilim olmadı"

Kaşlarını hayretle hafif yukarı kaldırdı. "Yakınlaşmada mı olmadı?... Yani yanlış anlama. Elbette geçmiş geçmişte kaldı. Eğer birşeyler yaşadıysan problem etm.."

Sözünü bıçak gibi keserek "Ya yok vallahi ilk kez seninle tattım herşeyi. İlk kez birine bu kadar hızla vuruldum, tutuldum. Her anlamda ilkim sensin ve iyi ki hayatıma girdin. Bana o kadar iyi geliyorsun ki! Bazen aile özlemimi seninle gideriyorum"

Benim cevabım netti. Suat ise hayret eder gibi yüzüme baktı, baktı çokça bakarak uzaklara dalar gibi oldu. Masada duran su dolu bardağı parmaklarımla kavrayarak dudağıma götürdüm. Bardaktaki suyu içtiğim esnada dudaklarını birbirine değdirdi.

Fısıldayarak "Benim çok oldu! Yani senden önce elbette uzun süreli sevgililik dönemin oldu ama hiçbiri sen kadar beni etkilemedi...Sen çok başkasın! Çok başka birşey var sende. Ve beni garip bir şekilde kendine çekiyorsun"

Heyecandan bardaktaki suyu bir dikişte içtim ve elime aldığım peçeteyle ağzımı siliverdim. Allah'ım bu nasıl birşeydi böyle! Sanki olumlu olan herşey mümkünmüş gibi bu adamda toplanmıştı. Dünden beridir düşünüyorum. Onun sevgisine layık olabilecek miydim acaba? Umarım ayak uydurur saadetimi bozacak olumsuz birşey gelişmezdi.

Telefonum tekrar çalınınca "İstersen kalk seni evine bırakayım. Arayan her kimse önemli birşey söyleyecek galiba"

Anında başımı iki yana salladım. Hızlanan nefesimle "Yok! Gereksiz kuzenim işte. Hep böyle yapıyor" diye aktardım.

Elini bu sefer çeneme götürdü. "Beni çok mu seviyorsun?" diye sorunca sorguya yer bırakmadan iç çektim. "Çoook! Keşke birlikte yaşayabilseydik"

Şefkat bürünen ses tonuyla fısıldadı. "Olur! Yarın bana gel, yada ben sana geleyim! Birlikte bir gün geçirir sonra da birlikte uyuruz"

Titreyen sesimi kısık tutarak "Gerçekten mi?" diye konuştuğum an göz pınarlarıma yaşlar akın etti. Dökülmesine müsade etmeyecektim ama daha fazla set çekemedim. Bir anda yanağımdan boca olunca yüzümü yapay göle çevirdim. Çok lüks ve çok güzel bir yerdi.

"Al yüzünü temizle! Karşımda olur olmadık ağlama bir daha! Zayıf insan sevmiyorum pek" yüzüne bakmadan peçeteyi parmağımla kavradım. Yüzümü temizlediğimde "Hadi bebeğim. Kalk seni evine bırakayım" diye ekledi.

Elimi eline uzatarak avuçlarım arasına aldım. Beni mutluluktan ağlatan adama saniyelerce baktım. "Tamam kalkalım sevgilim. Seni çok seviyorum"

"Haydi!" diyerek gülümsedi. Ve ayağa kalktık. Yanıma gelerek beni kolları arasına alıp o şekil kenetlenerek kasaya doğru yürüdük. Kartını onlara uzattığında yüklü miktarda hesap ödedi. Sahi ne iş yapıyordu da fahiş fiyatta satılan yemekleri tek seferde karttan ödeyebiliyordu? 

Madem bana merak ettiğin birşey varsa bana sor demişti. O vakit elzem sorularımı soracaktım.

Kartı aldıktan sonra garsonlar önünü ilikledi "Tekrar bekleriz Suat bey! İyi günler efendim" diye hürmet gösterdiler. Suat cebinden 200 TL'lik kırmızı banknotlardan birini çıkarıp kendisiyle irtibata geçen garsona verdi ve beni arabasına doğru yürüttü. Arabası filmli olduğu için içerisi pek gözükmüyordu.

Arabaya bindiğimizde kemerimi taktım. Tam sorumu soracaktım ki dudaklarıma eğildi. Gözlerim ise heyecanla yumuldu. Dudağımı öpmek yerine diliyle yaladı. Sertçe yutkunduğumda minik bir öpücük kondurdu ve benden biraz uzaklaştı. Parmağını dudağıma değdirdikten sonra "Birde buranın tadına bakasım geldi" dedi ve soracağım soruyu da bana unutturdu.

Araba gaza basılıp yola akınca yüzümü sevgilime çevirdim. Çok yakışıklı idi. Kel kafasına baktığımda ona ne kadar yakıştığını farkettim "Saçsız çok yakışıklısın. Saçlı halinle kim bilir nasılsındır?" soruma yamuk bir ağızla güldü. "Laf sok sen! Yarın geleyim. Saçları traş edeyim de gör sen" dedi. Elimi de dudaklarına götürüp kokulu bir öpücük kondurdu.

Afallayarak ağzım açık "Nasıl? Sen mi keseceksin yani saçlarımı" soruma yanıt olarak "Tâbii! Sevgilime kimsenin dokunmasına izin vermem. Hem ben çok saç kestirdim zamanında!" dedi dalgın bir şekilde.

"Nasıl?"

Oflayarak "Çok soru soruyorsun bebeğim ya. Haydi arkandaki koltuğa yayıl da şehrin manzarasını izle biraz"

Dediğini yaptım. Dakikalar sonra da evimin önüne yetiştik. Gözlerim bir an apartmanın önüne kalçasını yaslamış, sanki dünyanın en masum insanıymış gibi oturan kuzenimi görünce gözlerimi devirdim.

Kollarını bacağına sarmış çenesini ise dizine yaslamıştı. Ve öylece kısılı gözleriyle bize taraf bakıyordu. Arabadakinin ben olduğumu idrak edince bir avazda ayağa kalktı ve Suat'ın olduğu tarafa doğru yürüdü. "Kim bu?" diye gelen soruya "Kuzenim" diye cevap verdim.

"Kaç yaşında?" soruya şaşırsamda cevap vermek zorunda hissettim. "Bu pazar doğum günü. On sekiz yaşına girecek beyefendi"

"Hmm! Daha çok küçükmüş. Ama ergenliğin bitirmiş sonuçta. O da artık tek başına birey olma yolunda adım atacak. Kimseye hesap vermeyecek. Herhangi bir vasilik altında yaşamasına gerek kalmayacak" diyerek dudak büktü ve camı aşağı indirdi.

Özgür katiyen bana bakmadan "Merhabalar" diyerek elini Suat'a uzattı. Suat bir Özgür'ün eline bir de yüzüne baktı. Elini sıkıştırmadan bana dönüp baktı. Benden herhangi bir tepki göremeyince tekrar kuzenime döndü ve ellerini yumuşak bir hareketle kendi avuçları arasına alıp "Merhabalar. Memnun oldum delikanlı" diye karşılık verdi.

⚡⚡

Ga verder met lezen

Dit interesseert je vast

799 106 28
... Hoca elindeki orta boy tebeşiri uzanan kişiye fırlattı. Kafasına tebeşir yiyen çocuk kafasını sıradan kaldırmadan ilk bana ardından hocaya baktı...
25.4K 1.2K 26
Mert en yakın arkadaşının onu arzuladığı gerçeğini daha ne kadar görmezden gelebilirdi, bilmiyordu.
47.9K 2.9K 27
[TAMAMLANDI] Eşcinsel içerik... Angst uyarısı.
3.1K 224 10
Aziz rayzada İngiltere de okumuş ve özgür bir hayatı olan rayzada krallığın tek varisi genç bir adam iken babası tarafından aldığı bir telefon ile do...