SIR PERDESİ

Door queenkitaplari

478 106 2

Dans ediyorduk ama bu son dansımızdı biliyordum. Gözlerimi açtığımda bana bakan kahverengi gözlerinde takılı... Meer

Giriş
(1)
(2)
(3)
(5)
(6)
(7)
(8)
(9)
(10)
(11)
(12)
(13)
(14)
(15)
(16)
(17)

(4)

24 6 0
Door queenkitaplari



Bölüm şarkısı :  Güncel Gürsel Artıktay - Uzak Yol



"Sevmek güzel bir şeydi ama sevilmek bambaşka bir nimetti. Sanırım ömrüm boyunca bu nimetten uzak yaşayacağım, sevmek günahınının bedelini sevilmemek cezası ile çarptırılacağım. "



(...)

Hayatımda ilk doğum günümü kutlamayışım değildi ama aileme laf geçiremiyordum .Annem dışarıda kutlamaya pek sıcak bakmıyordu haliyle.  Masal  ise kendini suçlayıp duruyordu geceye almasaydı sanki yine yaşanmayacaktı . İki gün sonra doğum günümdü ve ablamlar kutlamam konusundan kafamın etini yiyorlardı.

" Biri beni tekrar uyutsun. "diye ağlamaklı sesle konuştuğumda Emine teyze ile annem elini masaya vurarak "Allah korusun. " demişlerdi.

" Allah aşkına sanki ilk defa kutlamıyorum ,ne bu kutlama merakı?" Onlara sitem ederken " İyilik de yaramıyor artık sana nankör." Ablam vurulduğum günden beri epey kilo vermişti. Uyuduğum süreç boyunca salya sümük ağladığına eminim. Şimdi ise evimde babam üst katta Ufuk amca ile oturuyordu. Annem ile hâlâ evli olmalarına rağmen karı koca değillerdi. İlk kez gelmişti evimize ve sanırım gitmek gibi bir niyeti yoktu. Yirmi dört yaşına girecektim ve on üç yıl aradan sonra annem ile babam aynı ortama girmişlerdi. Bilseydim böyle olacak daha önce vurulmaz mıydım? Hâlâ etkisindeyim ve kolay kolay unutacak gibi de değilim.

Çınar'ı en son hastane odasında annemle konuşurken duymuştum. Annem dahi biliyordu. Sahi bilmeyen kim vardı ki? Bence bütün İstanbul biliyorken Çınar 'ın bilmeyişi komik olurdu.

" Anne babam daha ne kadar kalacak?" Annem bana baktı." Git demem ama kalması da hoşuma gitmiyor." Emine teyze annemin kolunu dürttü. "Vallahi de Ahu bahane senin için kalıyor." Annem kınar bakışlarını Emine teyzeye dikti. "Bilmiyormuş gibi konuşma Allah aşkına." O sırada zil çaldı ve teyzemin içeri girdiğini gördüm. Herkesle tek tek selamlaştı. Süleyman amca da selam verip yukarı babamların yanına çıktı. Annemle babam her ne kadar yan yana gelmeseler bile akrabalar birbirlerine gidip gelirlerdi. Masal yanıma yaklaşıp oturdu, fakat konuşmakta hâlâ çekiniyor gibiydi. Biraz uykum geliyordu, iki tane ağır ameliyat geçirmiştim ve kalbim durmuştu. Yine de yaşadığım için pek sevinemiyordum açıkçası. Ölümden çok korkuyorum ama yaşamak için de çaba göstermiyorum.


Gözlerim yarı açık yarı kapalıyken içeri Çınar ile Meriç'in girdiğini gördüm. Ne kadar kalabalıktık şu an. Meriç Masal'ın kolunu zorla tutup kızı yanımdan kaldırdı. Yanıma oturunca dik dik ona baktım, Çınar da ayak ucuma oturunca ayaklarımı toplamak istedim. Ayağımı çektiğim sırada "Rahatsız olma." Dedi. Sesine bile hasret iken ben bu adamı nasıl unutacağım. Benim kalbim akıllanmazdı susmak nedir bilmezdi. Çünkü çektikleri kesinlikle yetmiyordu.

"Rahatsız oluyor kör müsün?" Meriç sinirle Çınar'a çıkışınca korumak istedim." Hayır olmuyorum."

" Kızım varya çok çirkin olmuşsun." Allah'ım benim mesai yine başlıyordu.

" Bakma o zaman."

"Ama gözümün önündesin ."

" Kes sesini." Bana hala tip tip bakıyordu.

" Ne !" Dedim başımı sallayarak.
" Teşekkürler." Gözünü kırptı. Sanırım çekildiğimiz fotoğraf işine yaramıştı. Ablam ordan merakla "Ne karıştırıyorsunuz ikiniz . "

"Sen karışma." Ayağımı kaldırıp Meriç'e tekme attım. " Düzgün konuş ablamla."

" Fatih'le konuş istersen ." Dedi Çınar ablama bakarak. Ablam sadece başını sallamakla yetindi. Annemler derin bir sohbetin içindeydiler."Saçmalama Duru."diye yükseldi annem. Hepimiz onlara bakınca açıkçası ne konuştuklarını merak ettik. " Valla bana da anlatın." Meriç kalkıp annemlerin yanına gidip önlerinde diz çökünce dedikoduya gitmiş kadınlardan farkı kalmamıştı. " Ama bende!" Kalkıp yanlarında dedikodu dinlemeye halim yoktu.

Çınar ayağa kalktı ve oturma odasından çıktı. Nereye gittiğinden haberim yoktu ve merak da ediyordum. Meriç yerden kalktı ve " Yazıklar olsun verdiği emeklere ." Yanıma oturdu tekrardan. Çınar elinde bir kupa ile içeri girdi. Bana uzattı " Bu nedir?"

" Ballı süt seversin." İçim sıcacık oldu elindeki bardağı aldığımda,"İnşallah yaparken bir kaşık da ağzına atmışsındır ."

Nee! Meriç Çınar ile arasında ne sorun vardı. Çınar ile asla kırıcı konuşmazdı. Ama sanki tavır almış gibiydi. Üzüldüm açıkçası korumak istedim. "Alerjisi var neden yesin?" Bana ağzı açık bir şekilde baktı Meriç. Çınar'ın dudağının köşesinin kıvrıldığını gördüm hoşuna gitmiş olmalıydı.

" Biliyoruz o kadarını,o yüzden söyledim." Çınar ile arasında bir şeyler olduğu belliydi ama üstünde durmadım. " Annemler ne anlattı?" Heyecanla anlatmaya başladı." Kız bu Funda varmış ya!" Funda'nın kim olduğunu bilmiyordum  ama yine de " Eee." dedim. " İşte sözde okul kazanmış okumaya gitmiş şehir dışına. Ama okul falan kazandığı yok ailesini kandırmış. Ailesini kandırıp parasını yiyormuş sağda solda. Ailesi de saf kızımız doktor olucak diye gururlanıyor. " Çınar bir bana birde Meriç'e şaşkın bir şekilde bakıyordu. Konu ilgisini çekmiş olmalıydı.

" Sonra git bir adamla çoluk çocuğa karış, sonra adam bunu ortada bırakıp başka kadına kaçmasın mı. " Gözlerim dolu dolu olmuştu,"Yaa ! Ama yazık."

" Kız ne yazık, yetmemiş babasını dolandırmış çocuğu annesine yollayıp başka adama kaçmış. "

" Ayy ! Terbiyesiz. " Çocuğa çok üzülmüştüm, bence her kadın anne olmamalıydı.

"Kızı tanıyor musun?" Ddiğimde Meriç,
" Yok. "Dedi.

İstemsizce güldüm, tanıyormuş gibi heyecanlı bir şekilde anlatınca benle birlikte Çınar gülmeye başladı. O kadar çok güldüm ki, gözlerimden yaş akmaya başladı, dikişlerim sızladı.

" Uff sus lütfen ." Elimi dikişlerim üstüne koyup "Dikişlerim patlayacak senin yüzünden. " Alınmış gibi bana baktı.
" Doktorun burada ya , ameliyatına izin verilmedi ama canlı canlı iki dakika dikerim seni burada . " Sonra sanki o halimi hatırlamış olacak ki sinirle ,
" Salak salak konuşma." Bana sarıldı daha sonrasında, Çınar ikimize bakıp buruk bir şekilde gülümsüyordu. Canı mı yanıyordu? Sanmıyorum çünkü Çınar sarılmak istese sarılırdı.

Bir süre sonra herkes hasta ziyaretinin kısası makbul diyerek eve gittiler. Babam da bizimle kaldı, annem onun için oda açmıştı. Bu durumdan ne kadar hoşlanmasa da bizim için sesini çıkarmıyordu.

Ablam ile benim odama çıkınca onunla dedikodu yapmayı özlemiştim. " Anlat bakalım." Dedim , ablam yere yer yatağı sermişti. İkimiz sürekli yan yana yatmak istesek yere yatak serip uyuyorduk.
Annem yataklarda bir şey yememize aşırı derecede kızıyordu. Ama ablam ile ben bu kurala uymazdık, dedikodu yapacağımız gecelerde sabaha kadar konuşur ağzımızdan abur cubur eksik olmazdı. Elindeki kolaya bakınca canım çekmişti ama doktor sağlıklı beslenmem konusunda uyarmıştı.

"Acaba kola içsem, dikişlerimden sızar mı?" Soruyu sormam ile ablamın kahkahası odayı doldurdu. Sorum komik değildi sonuçta , beni dikmişlerdi tabiki delikler olacaktı. "Saçmalama,ama dikkat etmelisin beslenmeme."

" Anlat hadi Fatih ile ne konuştunuz?" Ablam kederle yüzüme baktı. " Şu Masal'ın partisindeki sarışın kız var ya ." Nasıl bilmezdim Çınar'ın gönlünü kapanı. " Fatih'in kız kardeşiymiş. " Duyduklarım ile ağzım açıldı. Fatih yetiştirme yurdunda büyümüştü. Bir ailesi ya da yakını yoktu.

" Ne demek kız kardeşi Fatih'in ailesi yok ki."  Fatih, Çınar ve Meriç aynı sınıfta okumuşlardı. Çınar ile Meriç ne kadar iyi arkadaş olsalar dahi Fatih ile Çınar'ın dostluğu kadar olamazdı. O yüzden Emine teyze ona kızı olduğunu söylemişti. Fatih'i Çınar'dan ayırt etmezdi.

"İsmi de Kader." Ablam bunu zorlanarak söylüyordu. Sorun sanırım daha büyüktü.

"Sen neden Fatih'e soğuksun peki?" Amacım ablamı üzmek değildi ama bu sorun neyse ablamı çok üzüyordu. Derin bir nefes aldı ablam ," Ahu nasıl ifade edebilirim bilmiyorum ama biz Fatih ile evleniyorduk. Herşeye karar vermiştik,biz aile olacaktık, onun ailesi olucaktım. Bu durumu benden aylarca gizledi sürekli bir şeyi olduğu belliydi sordum Ahu, ben Fatih'e ne olduğunu sordum. Bana aylarca bir şey olmadığını, kız kardeşinin olduğunu söylemedi. Beni ailesi olarak görmedi Ahu görseydi söylerdi."

Ablamın kırılıp parçalandığı ağzından çıkan her kelimeden anlayabiliyordum.

" Peki abla yeni mi öğrenmiş?" Bana başını salladı.

"Üç ay olmuş ama Kader bir aydır buralarda."

" Benziyorlar hemde çok." diye devam etti.

" Abla belki de ailesinden birini bulmak onu sandığından daha fazla sarsmıştır. "

" Ahu ben burda neyim ? Onu sarsan bir durumda onun yanında olmayacaksam benim varlığım onun yanında ne gerek var  ?"

" Peri kızı doldurma kendini , onun yerinde koy kendini . Düşünsene yıllar sonra bir kardeşin ortaya çıkıyor. Yalnızlığa alışmış bir adam hayatına ailesinden biri geliyor. Sen olsan sarsılmaz mısın?" Ablam anlıyordu hatta Fatih'in de yerine koyuyordu kendini ama yine de kırgındı.  Kırgınlık konusunda haklıydı çünkü insan sevdiğine kırılırdı.

" Suçlama, bu dönemde yanında ol hatta başlayalım hazırlıklara bir an önce evlenin. " İlişki tavsiyesi konusunda çok iyiydim ama terzi kendi söküğünü dikemez diye bir mesele vardı.

" Sevmek ve sevilmekten daha güzel bir şey var mı?" Sesim titredi, sesimi titreden her şeyden nefret ettim. Yüreğimi yakan her şey için kendimden nefret ettim. Sevmek güzel bir şeydi ama sevilmek bambaşka bir nimetti.

" Bilmiyorum Ahu çok zoruma gidiyor."

"Gitsin Peri kızı bunu şu an yansıtma ona ,hatta yanında ol bu durumu çabuk kabullensin. "

" Ama hiçbir zaman neye kırıldığımı anlamayacak."

" Ya gerekirse ben konuşurum Fatih'le ,sende iyi düşün. Kırgınlığın üstün geliyorsa ayrıl bitsin." dediğimde ablam panikledi. Ayrılmayı düşünmüyordu ama böyle olursa ayrılacaklardı. Ablam bir an önce kendine gelmeliydi. Bir süre sustuk. Geçmişten bahsettik, yeri geldi duygulandık yeri geldi kahkaha attık.

" Annem babamın yüzüne bile bakmıyor." Dedi.

" Babam ise sürekli anneme bakıyor." Diye devam ettim.

"Abla ben bir şey fark ettim,annem canını verecek kadar çok seviyor ama kırgın. Babam ise bunu biliyor ama değiştiremeyeceğine inandığı için çabalamıyor."

"Babam anneme hep soğuktu ,annem de mesleğine bağlardı ama o evde inanç yoktu Ahu."

"Küçükken hatırlıyor musun birbirlerine aşık gibi miydiler diye." Ablama sordum.

" Yok daha çok annem aşık gibiydi. Babam göreve gidince her zamanki gibi beklerdi bu pencereler az şahit olmadı annemin beklemelerine." Tebessüm ettim ,"Anneme çekmişim,." diye fısıldadım ablam,
" Çınar etrafında dört dönüyor fark ettin mi ?" Tip tip baktım . Etrafımda dört döndüğü falan yoktu.

"Son  dansımızı ettik onu sevmekten vazgeçtiğimi söyledim, sonra da vuruldum işte ."dedim ablam şaşkınlık içinde baka kaldı .

"Söyledin mi cidden!"

" Evet daha önceden zaten  biliyormuş  Meriç'le konuşmuşlar ama  Meriç'e açma konusunu falan demiş. Meriç tavırlıydı bu akşam ona fark ettim."

" Açıkçası her geçen gün hayatımız farklı yöne gidiyormuş gibi hissediyorum." dedi ablam sonra uzandı yatağa, çekti yanına beni.

" En son on üç yıl önce son kez oturmuştuk hep birlikte masaya, içimden son kez olduğunu söylüyordum ama yarın bir kez daha oturacağız." dedi nasıl heyecanlı nasıl mutluydu, insanın yaşı kaç olursa olsun aile sıcaklığını hep aradığını fark ettim .Sonra ise uyuya kalan ablamı seyrettim,  uzun uzun. Melek gibiydi masum masum uyuyordu. Saat geçti ama zaten Fatih'in uyuyamayacağını bildiğimden mesaj attım.

" Müsait misin ?" Ardından çok geçmeden çaldı telefonum ,ses gitmesin diye balkona geçtim kapattım kapıyı.

" Alo Ahu iyi misin? Bir şey mi oldu?" dedi telaşlı bir sesle . Tebessüm ederek,
" Bana değil ama size olmuş." Rahatlayan bir nefes verdi.

" Gülperi 'ye bir şey olmadı değil mi?"

"Hayır aslında sizin hakkınızda konuşmak için yazdım."

Balkona geçmiştim ama yine de rahat değildim, babamın kaldığı oda olduğum tarafın arka kısmında kalıyordu ve duyması imkansızdı. Yine de gelip "Bu saat uyuma vakti konuşma değil. " demesinden korkuyordum.

"Ne anlatsam dinlemiyor ki Ahu."Fatih başımı görmese de anlayışla salladım.

"Ahu yemin ederim Gülperi'yi çok seviyorum ama o bundan şüphe duyuyor."Ablamın Fatih'in sevgisinden şüphe duymadığını adım kadar emindim.

"Dinlemiyor anlatmama müsaade bile etmiyor ."Diye devam etti anlaşılan Fatih de bayağı dolmuştu.

"Fatih seni abim gibi görmesem konuşmazdım, ama ablamın kırıldığı durum bunu ondan aylarca saklamam .Ablama da söyledim senin böyle bir şeyi nasıl anlatman gerektiğini bilmediğini, şokta olduğunu daha doğrusu şu an ne hissetmen gerektiğini bile düşünemeyecek kadar dolu olduğunu söyledim. Ama kırılmakta haklı o seni ailesi gibi görüyor böyle bir şey yaşasam ona koşardım diyor kırgınlığı bu yüzden."

Beni dinliyordu ve arkadan sanırım bir müzik sesi geliyordu hangi müzik olduğunu çıkartamadım, efkarlı mıydı? Telefondan derin bir iç çekiş duydum.

"Ahu yemin ederim ne yapacağımı dâhi bilmiyorum."Dedi.

"Biliyorum o yüzden yardımcı oluyorum ya, bakın seviyorsunuz ikiniz de .Bundan daha güzeli var mı ya sevdiğinin kişi tarafından sevilmek çok büyük bir nimet bunun kıymetini neden bilmiyorsunuz, bunun kıymetini bilin."Dediğim sırada sandalye çekilme sesi geldi ,yerinde duramıyordu sanırım.

"Ahu çok sağ ol ,tekrardan geçmiş olsun ben seni tekrar ararım."

Acele ile kapanan telefona şaşkınlıkla baktım, bu neydi şimdi? Acelesi neydi ? Bir şey mi olmuştu acaba.

Aşağı baktım balkondan sonra uzun uzun düşündüm .Elim karnımın üstüne gitti ,içim titredi.İğneden bile korkan biriydim kesinlikle doktorluk bana göre  bir meslek değildi.

Sonra balkonda oturmaya karar verdim bir süre, ne olacaktı ki biraz  hava almak her zaman iyidir. Sonra sosyal medyamı açtım, vurulduğum için arkadaşlarım geçmiş olsun mesajları atmıştı. Hepsine tek tek cevap verdikten sonra elim istemsizce Çınar'ın profiline gitti.

On saniye önce bir hikaye paylaşmıştı ve yanlışlıkla ben tıkladım .Allah kahretmesin elimi ,bilerek baktığımı onun profilde olduğumu görecekti.

Elimin ayarına tüküreyim ya!

Kaldırımda oturmuş kucağında beyaz bir kediyi seviyordu, başkası tarafından çekilmiş bir fotoğraftı bu.

Bir dakika bu benim kaybolan kedim pamuktu!

"Hainsin seni evlatlıktan reddediyorum!"

Nasıl Çınar'la olabilirdi ya , aklım almıyordu.

"İkiniz de birbirinizden çirkinsiniz." Dedim. Evet ikisi de çirkindi. Çınar'ın üstünde beyaz gömlek ve beyaz tüylü pamuk ile ne güzel bakmışlardı birbirlerine.

"Pislik Çınar ömrün boyunca bana bir kez böyle bakmadın." Telefon ekranını kapattım, niye şimdi böyle bir şey paylaşmıştı ki.

"Nankör kedi işte sahibin benim ya ben!"

Ellerimle göğsüme vurdum, dikişlerimin acısından daha büyük acım vardı şu anda.

"Hem hain hem de nankörsün ,ben vazgeçmişim ne diyor onun yanındasın şimdi?"Diye ağlamaya başladım. Telefonumun titremesiyle Çınar'ın mesaj attığını gördüm . Hâlâ mesaj atmaya yüzü var mıydı ? Hırsız kedimi çalmıştı ve kalbimi ,üstüne bir de mesaj atıyordu. Bakmadım mesajına sonra ekranıma araması düşünce reddettim.

Mesaj sayfasına girdim.

Çınar :"Pamuk bende ne zaman sana getireyim, şu an yaralısın bir şey olur mu acaba Meriç'e sorayım mı?"

Demişti, sana ne, ya da ne olursa olsun seni mi ilgilendirir yazmak istiyordum.

"Kalsın, senin olsun."

Yazdım ve gönderdim. Çevrimiçiydi ve mesajı hemen gördü.

Çınar:"Ne demek kalsın bu senin kedin."

"Nankörlerle işim olmaz."dediğimde kastettiğim kedim ile kendisiydi umarım anlardı.

Çınar :"Ama özler seni."

"Özleseydi gitmezdi hem artık ona ihtiyacım yok."

Çınar: "peki bende mi kalsın yani?"

Allah'ım bu adam sabırlarım ile oynuyordu bunca zaman kimde kalmıştı.

"Sen bilirsin istediğini yapmakta özgürsün."

Yazdım ve yolladım, yazıyordu daha ne yazacaktı acaba konuşma bitmişti.

Çınar:"Kurabiyelerim nasıldı?"

Kriz geçirmemek için zor tuttum kendimi.

"Bir tane bile yiyemedim tatsızdı ,umarım bir daha yapmazsın malzemelere yazık."

Çınar :"Uydurma tatlım gayet de güzel olmuştu annemle birlikte yapmıştık." dediğinde utandım.

"Elin değdiği içindir hiç güzel olmamıştı."

Yazıp tekrar yolladım. Yalan söylüyordum getirdiği bir tabak kurabiyeleri akşam süt ısıtıp ağlaya ağlaya bitirmiştim ertesi gün de vurulmuştum iyi mi?

   Çınar : "Ama senin için yapmıştım."

Balkon ne ara bu kadar sıcak olmuştu? Hâlâ yazıyordu.

Çınar: "Hayatımda ilk mutfağa girişimdi bana yaptığın için ben de yapmak istedim, seninkiler gibi olmalıydı annemden yardım aldım bu yüzden. Haklısın senin elin değseydi daha lezzetli olurdu ama senin yaptıklarına benzemişti defalarca tattım güzel olması için yiyemesen bile afiyet olsun  (: "

"Ben yaptım diye karşılık verme bu saatten sonra, "Emine teyzenin de ellerine sağlık :)"

Yazıp yolladım ve ağlamama kaldığım yerden devam ettim. Ekran bulanıktı artık, sonra ekrana bir fotoğraf düştü. Yatağında uzanıyordu ve pamuk onun koynunda uyumuştu. İçli içli ağlamaya devam ettim.

"İkiniz de nankörsünüz işte." Telefonu kapatıp cevap vermedim.

"Ben yaptım diye yapmış, sevdim ya seni sevdim sen de sevseydin. Zor gelir tabii nankör, hain, budala ,pislik hiç de yakışıklı falan değilsin."

Sanırım fazla dolmuştum ve ağlamam yarım saati geçti. Ayağa kalktığımda bütün bedenim buz kesilmişti ,balkonun kapısını açtım ve ablamı uyandırmamaya çalışarak yanına kıvrıldım.  Uyandırmıştım ablam bana sarıldı.

"Kolların buz gibi olmuş ne yapıyordum balkonda?" Dese de uykuluydu. Battaniyeyi  üstüme örtüp uyumaya devam etti. Eğer ablam uykulu olmasaydı ağladığımı kesinlikle fark eder değil mi.

Ederdi .

Ga verder met lezen

Dit interesseert je vast

1.1M 39.2K 22
"Bana cehennemi yaşatmana rağmen, sen benim cennetimsin Meira." Fantastik değildir, karanlık aşk türündedir. DİKKAT! Bu kitapta cinayet, psikolojik...
7.2M 416K 84
Sevdiği çocuk yerine yanlışlıkla okulun serserisine yazan Ece, başına çok büyük bir bela aldığını fark ettiği an onu engeller. Fakat her şey için ço...
1.1M 41.1K 58
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!
1.1M 16K 39
Aşık olduğu adamın evleneceğini öğrenen Mavi, çareyi en yakın kız arkadaşında bulur. Düğüne kısa bir süre kala acilen bir plan yapmaları gerekmektedi...