Holy Spirit

By Greyanswer

448K 45.5K 17.4K

Okulun en güçlü alfası Kim Taehyung'un kurdu okula gelen yüzyılın deltasıyla birlikte tuhaf davranmaya başlam... More

1-Delta Jeon
2-Kurban omega
3-kader planları bozar
4-Kur yaptığının farkında bile değildi
5-Hoşuma Gitti
6-İptal olan planlar
7-Rota yeniden oluşturuluyor
8-Huzursuz kurt
9-Özel Bağ
10-Yeni arkadaşlıklar
11-Vita mı?
12-Kim bu lavuk?
13-Sinirlerine hakim olamayan alfa
14-Kontrolsüzlük
15-Bogum ve Doyeon
16-Dişime göre biri
17-Ne zaman söylemeyi planlıyordun?
19-Çok derin bakışları vardı Jeon Jungkook'un
20-Kremi sürmende yardımcı olabilirim, istersen...
21-Benim için...
22-Sussun kalp atışların, konuşmasınlar.
23-Sana yenildiğini söylemiştim
24-Yaş 20, sana güveniyorum Jungkook
25- Yeşil.
26-Yol Kaderimiz Oklar Seçimimiz
27-Gözlerde saklanan korku ve dehşet
28-Akrebin yelkovana olan muhtaçlığı
29-Saklanan Gerçekler Aslında Yanılgılar
30-Gözlerinin önüne getirdiği suret Vita'ya aitti
31-Yüzleşilen geçmişin intikamı ve getirdiği enkaz
32-Holy Spirit, Kairos.
33-Beni iki defa gafil avladın, sıra bende.
34-Bir bakmışsınız, ölüsünüz.
35- Arkadaşımın içindeki canavar
36-Çıkmaz sokaklarımın yıkılmaz duvarları
37-Ben tuzağın kurbanı sense hatalarının bedeli
38-Enkazımın yüzünde maske
39-Onu öldürmek istedim ama o beni öldürdü
40-Yıldız Tozları ve Dolan Boşluk
41-Hilenin getirileri: Tüm Performansın Çeyreği
42-Kalp atışlarının sesini dinlemek (pt.1)
43-Kalp atışlarının sesini dinlemek (pt.2)
44-Ruhların tamamen bağlanması ve özel sürpriz
45- Unutulan iddia ve kendi ayağına sıkmak
-Final-

18-Ya Hep Ya Hiç

10.2K 1K 173
By Greyanswer

İyi okumalar, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın ✨

Katy Perry- E.T

*•*•*

18.Bölüm: Ya Hep Ya Hiç

Ben Min Yoongi, kendimi anlatmaya kalksam ya satırlarca kelimeler dökülecek mürekkebin damladığı eski sararmış kâğıtlara ya da tek bir harf bile yazamayacağım bembeyaz sayfalara.

Bir hep kadar vardım, bir hiç kadar yoktum bu hayatta.

Ailemin görünmez üyesi, arkadaşlarımın dayanağıydım. Basketbol takım kaptanının, omega olmam sebebi ile seçmelere bile sokmadığı okul arkadaşı; Kim Taehyung'un dizleri yaralı çıkıp geldiği, pansumanını yaptırdığı ailesiydim.

Bir hiç kadar, bir hep kadar olan Min Yoongi'ydim ben.

Jimin mesajlardan yaklaşık 20 dakika sonra gelmiş ve kapıyı açmamı söylemişti fakat ben kapıyı açmamış ve onu duymazdan gelmeyi seçmiştim.

Mesajlarda şaka yapmıyordum. Ona gerçekten kızmıştım. Aslında deltayla bağı olduğu için tehlikede olabileceği ihtimali her zaman içimde bir yerde bildiğim bir şeydi. Sadece bunu benden saklamış olması canımı sıkmıştı. Kendimce ceza veriyordum işte.

Sen de ondan bir şey saklıyorsun. O da sana ceza versin o zaman.

Omegam haklı olabilirdi ama şimdilik sesini kesse iyi olurdu. İki dakika izin verirse hayatımdaki ilk tribimi atıyordum.

Kapının önündeki "Yoongi, gerçekten içeri almayacak mısın beni güzelim?" diye yakınan alfaya "Sana gelirsen kapıyı açmam demiştim." diye yanıt vermiş ve kapı deliğinden bir kere daha kontrol etmiştim alfamı.

Elleri ceplerinde dudaklarını ısırarak kapıya bakıyordu.

Onu içeri almalısın. Ya üşüyorsa?

Omegama göz devirirken aynı zamanda kapıyı açıp alfanın üstüne atlamamak için direniyordum. Biri omegama dışarıda havanın güneşli olduğunu hatırlatmalıydı.Yani Jimin üşüyor olamazdı.

Değil mi? Yani... Üşümezdi sanırım.
Of al işte, yine kafamı karıştırdı şu omega.

"Yoongi..." diye derin nefes eşliğinde adımı söyleyen alfaya içim gidiyordu. Bunu durduramıyordum. Sanki en başından beri beklediğim şans gibiydi Jimin. Gelmişti ve bir anda güzelleşmişti her şey.

Sonunda dayanamayan kalbim eşliğinde elimi kapı kulpuna götürmüş ve yavaşça aşağı indirmiştim.

O cezayı değil sevgimizi hak ediyor Yoongi.

Dudaklarımı birbirine bastırarak kapı ağzında gözleri tarafından itinayla süzüldüğüm alfaya bakmıştım. Üzerimde uzun-mavi bir sweatshirt, altımda da bol-mor bir eşofman vardı ve o bana, karşısında bir cevher varmış gibi bakıyordu.

Vücudumu süzen gözleri, gözlerime tutunduğunda orada bulunan parıltılar kalp atışlarımı hızlandıran yegane elmaslardı ve ben içimde kanat çırpan kelebekleri hissedebiliyordum.

Başını hafif yana eğerek üzerime doğru attığı adımlarla birlikte ben de kapı kulpunu bırakarak mecburi geriye doğru adımlamıştım. Sonunda içeri giren alfa ayağıyla kapıya hafifçe vurmuş ve kapanmasını sağlamıştı.

Konuşmuyordu. Konuşmuyordum.

Gözlerini gözlerimden çekmeden üzerime doğru geliyordu ve ben de köşeye sıkışmış bir şekilde geriye doğru gidiyordum. Bir kalp atışı, iki kalp atışı, üç kalp atışı... sanırım kalbim duracaktı. Sonunda gidecek alanım kalmadığında sırtım duvarla buluşmuş ve Park Jimin hemen önümde durmuştu.

Yüzüne bir gülümseme yayılırken elini uzatmış ve baş parmağıyla yanağımı severek "Sence beni içeri alarak ne kadar doğru bir hamle yaptın Min Yoongi?" diye fısıldamıştı o çok sevdiğim bal sesiyle.

Elinin vermiş olduğu huzurla kapanan gözlerim eşliğinde yanağımı eline yaslamadan duramamıştım. Beni mahvediyordu. Onu ilk gördüğüm günden beri beni mahvediyordu. Bu halime kıkırdayan Jimin "Senden hoşlandığını söyleyen bir alfayı öylece içeri almamalısın minik omega, hele ki bu alfa dudaklarının tadını bu kadar merak ederken hiç almamalısın." demiş ve yüzüm doğru eğilmişti.

Öpecek miydi? Nefesini yüzümde hissedebiliyordum artık ve gözlerim fal taşı gibi açılırken kalp atışlarım dışarıdan duyulabilecek kadar hızlanmıştı.

Dudaklarım heyecanla titrerken kirpiklerim titreşerek açılmış ve "Öylesine bir alfayı almadım ki, hoşlandığım alfayı aldım içeri." demiştim titrek bir ses tonuyla.

Gözlerinin karardığına an be an şahit olurken "Ne dedin sen?" diye sormuştu.

İki yanımda sallanan kollarımı yukarı kaldırarak gülmüş ve boynuna dolarken yutkunmuştum. "Senden hoşlanıyorum Park Jimin."

Boştaki titreyen elini belime koyan alfa gözlerindeki parıltılarla birlikte bakışlarını dudaklarıma düşürürken içi gidercesine "Seni çok fena öpmek istiyorum şu an." demişti.

"Yap o zaman." Demiştim. "Çünkü ben de beni çok fena öpmeni istiyorum alfa."

Kapanan gözleri eşliğinde kapanan gözlerim, yüzüme yaklaşmasıyla hissettiğim nefesi, önce burnumda hissettiğim dudaklar, son olarak dudaklarımın üstünde hissettiğim baskı ve kesilen nefesim.

kalbim göğsümü parçalayıp dışarı çıkıcaktı sanki.

Zaman algımı yitirmiştim o an. Boynunda hissettiğim nabzı kendi kalp atış sesime karışmış ikimizi de birbirimizin mayasına katmıştı.

Dudağımlarımı aralamamla alt dudağımı kavrayan alfa, başımı yana eğmemi sağlarken belimdeki el beni kendine daha da yaklaştırmıştı. Alt dudağımla oyalanan Jimin, sonunda onu bırakıp üst dudağıma geçtiğinde dili de aynı anda iki dudağımın arasından sızıp dilimi bulmuştu. Boynundaki parmaklarım kasılırken olduğum yerde parmak uçlarımda yükselmiş ortama tiz bir inleme bırakırken belim içe doğru bükülmüştü. Kulaklarımdan boynuma kadar kızarmama sebep olmuştu bu inleme.

Son kez üst dudağımı emerek dudaklarımızı ayıran Jimin derin derin soluklanırken heyecanla parlayan gözlerime kızarmış dudakları ve bayıklaşmış gözleriyle bakmış, şimdiye kadar gördüğüm en güzel gülüşüyle birlikte "Sen benim hayatım olmuşsun Omega'm" demişti.

Ve ben o an öldüm sanmıştım.

Dediğim gibi ya heptim ya hiçtim ben.

Birçok kişinin hiçi olmuş Min Yoongi, belki de Park Jimin için bir hep olacaktı.

Belki de ben, Park Jimin'in gözlerinden bile sakınacağı omegası olacaktım. Onun hep'i olmak herkesin hiçi olmaya değerdi.

-BÖLÜM SONU-

Şu şekil yazdım bölümü:

Taekook yazmamı isteyen okurlar
🤝
yoonmini öpüştüren ben

Yoonmin'i 18. Bölümde kavuşturan ben, Taekook'u kaçıncı bölümde kavuşturucam acaba?

Ups, yoksa kavuşturucak mıyım ki?

Evet daha da yokum ortalarda elimde taslak kalmadı çünkü. Bu arada bundan sonra full taekooka odaklanıyoruz ve artık kitabın ciddi anlamda gelişme bölümüne girmiş bulunmaktayız. Şimdiye kadarki kısım giriş bölümü ve karakterleri tanıma odaklıydı. Bundan sonra da asıl olaylara ve taekook arasında dönenlere odaklanmayı düşünüyorum. Bölümler geç gelebilir ama bunun için anlayışınıza sığınmak zorundayım. Bir kitabın en zor kısımlarıdır gelişme bölümleri çünkü çok fazla olay olur ve bu olayları bağlamak gerekir. Umarım kafamdaki gibi bir kurgu ortaya koyabilirim.

Kırk yıllık yazar gibi konuşmam hakkında✍🏻 (bilgilendirme: yazdığım ilk kitap bu...)

Sonraki bölüme kadar kendinize dikkat edin,
Sizi seviyorum💜

Continue Reading

You'll Also Like

16.8K 1.9K 14
Park Jimin zarif bir alfaydı, savaş meydanlarında boy gösteremeyecek kadar narin bir kraldı. Zayıflıklarının farkında olmak onu zaman geçtikçe çok da...
406K 26.8K 40
Kim Taehyung Jeon Jungkook'u kaçırmıştı. # 1 aşk # 1 vkook
294K 11.5K 76
Ailesinden kalma küçük ve güzel pastanesiyle ilgilendiği sırada rastgele bir mafyadan gelen mesaj ile dalga geçip uğraşan bir kızın hikayesi
369K 28K 35
Asker eşi Kim Jungkook