platonik (ÇT)

By Gnelkan

174K 10K 3.1K

Yeni başladığın okulda kimsenin konuşmaya cesaret edemediği sadece okulun zorbalarıyla takıldığı çocuğu ilk g... More

bölüm 1 ~yeni okulun ilk günü~
bölüm 2 ~yardım çığlıkları mı?~
bölüm 3 ~~
Bölüm 4
bölüm 5
bölüm 6
bölüm 7
bölüm 8
bölüm 9
bölüm 10
bölüm 11
bölüm 12
bölüm 13
bölüm 14
bölüm 15
bölüm 16
bölüm 17
bölüm 18
bölüm 19
bölüm 20
bölüm 21
bölüm 22
bölüm 23
24. bölüm
bölüm 25
bölüm 26
bölüm 27
bölüm 28
bölüm 29
bölüm 30
bölüm 31
bölüm 32
bölüm 33
bölüm 34
bölüm 35
bölüm 36
bölüm 37
bölüm 38
bölüm 39
bölüm 40
bölüm 41
bölüm 42
bölüm 43
bölüm 44
bölüm 45
bölüm 46
bölüm 47
bölüm 48
bölüm 49
bölüm 50
bölüm 51
bölüm 52
53. bölüm
54. bölüm
55. bölüm
56. bölüm
bölüm 57
58. bölüm
59. bölüm
60. bölüm
61. bölüm
62. bölüm
63. bölüm
64. bölüm
bölüm 65
bölüm 66
bölüm 67
bölüm 68
69. bölüm
70. bölüm
71. bölüm
72. bölüm
73. bölüm.
74. bölüm
75. bölüm
76. bölüm
78. bölüm
79. bölüm
80. bölüm
81. bölüm
82. bölüm
83. bölüm
84. bölüm
85. bölüm
86. bölüm
87. bölüm
88. bölüm
89. bölüm
90. bölüm
91. bölüm
92. bölüm
93. bölüm
94. bölüm
95. bölüm
96. bölüm
97. bölüm
98. bölüm
99. bölüm
100. bölüm
101. bölüm
102. bölüm
103. bölüm
104. bölüm
105. bölüm
106. bölüm
107. bölüm
FİNAL

77. bölüm

750 63 12
By Gnelkan

Dudaklarımda bir gülümseme belirdi.

Hiç böyle olacağını düşünmezdim.

Liseyi bitirip bu şehirden gideceğimi düşünüyordum. Onlara tanışıp hayatımı onlara bağlayacağımı değil.

Hiç aklıma gelmemişti çağan ile yağız ve leyanın düğününde dans edeceğimizi.

Evet şuan tam olarak o oluyordu.

Yağız  ve leya evleniyor ve bizde çağanla dans ediyorduk.

Ne kadar garip değil mi?

Yani başladığın okulda tanıştığın çocuklara bir arada olmak.

Tuana:acaba.

Dedim çağanın gözlerine bakarken.

Tuana:farklı şekilde tanışmış olsaydık  yine burda olur muyduk?

O okula gitmeseydim,onlarla karşılaşmasam,o odaya kapatılmasam,katil olarak anılmasaydık yine birlikte olur muyduk?

Yaşanılanlar olmasaydı normal bir hayatımız olsaydı yine burda olur muyduk?

Çağan ritmik bir şekilde hareket ederken bana baktı.

Çağan:olurduk.

Dedi kendinden emin bir şekilde.

Çağan:ben seni bir şekilde bulurdum ve yine burda olurduk.

Dudaklarımdaki gülümseme genişledi.

Tuana:nasıl olacak o?

Çağan bir an kısa bir süre düşündü.

Çağan:yoldan geçereken bulurdum seni,belki de bu sefer sana takıntı olan ben olurdum. Ne bilim belki okuluna birini dövmek için gelir seni bulurdum.

Yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

Çağan:her şekilde bulurdum seni bir şekilde yine benim olurdun.

Biraz daha yaklaştı.

Boynuna daha sıkı sarıldım.

Çağan:şimdi olduğun gibi,ilerde de olacağın gibi yine benim olurdun.

Ilık nefesi yüzüme vuruyordu.

Tuana:ya ben başkasına aşık olsaydım?

Yüzünü buruşturdu.

Çağan:öyle bir seçenek yok. Benden daha iyisi mi varda gidip ona aşık olacaksın?

Göz devirdim.

Tuana:ya sen başkasına aşık olsaydın?

Diye sordum bu sefer ama bu ihtimal kanımı dondurdu.

Ne demek başkasına aşık oluyor ya?

Çağan:olmazdım yine sana olurdum. Aşık olacağım tek insan yine sen olurdun. Kardeşimin katili olsanda yine sana aşık olurdum,ecelim olsan dahi yine sen yine sen.

Parmak uçlarıma yükledim. Etrafa kısa bir bakış atıktan sonra dudaklarına minik bir öpücük kondurdum.

Tuana:o kadar eminsin yani.

Gözlerini gözlerimden ayıramıyordum.

Sanki farklı bir everen farklı bir dünyaydı onun gözleri.

Çağan:sadece sen. Bu nerde olursak olalım öyle. Başka bir gezegen,dünya,evren fark etmez sadece sen her.

Bu his farklıydı.

Her konuştuğunda her kelimesinde seni anlattığında hissedilen his farklıydı.

Bir adı yoktu ama hissedilmesi mükemmeldi.

Tuana:başkasının olma. Hiçbir yerde, hiçbir zaman.

Kafamı göğsüne yasladım.

Çağan:sadece seninim. Her zaman her yerde. benim olduğun gibi.

Derin bir nefes verdik birlikte.

Dansın bitmesine az kalmış ve artık yorulmuştum.

İlk dansımı babama armağan etmiştim.

Babamdan sonra uzun uzun abimle dans ettik.

Demirde araya sıkışmıştı.

En son çağana kavuşabilmiştim.

Elimi bırakmadan beni geriye attı.

Kolunun altında bir tür dönüp tekrar göğsüne yaşlandım.

Dansın bitiğine haber veren melodi kulaklarımı doldurunca geri çekildim.

Elimi bırakmadan dizini hafif kırdı ve önümde eğildi.

Gülümsyerek onunla aynı şekilde hafifi dizimi kırdım ve eğildim.

Yüzündeki gülümseme daha da genişledi.

Elimi bırakmadan pisten çıktık.

O an babamın yüzünde bir gülümseme olduğunu fark etmiştim.

Gözlerimi dolmuştu?

Ona gülümseyerek yaklaştım.

Yanağına bir öpücük kondurup yanına oturdum.

Çağan diğerlerinin yanına gidince babamla yanlız kalmıştık.

Serkan:güzel kızım benim.

Omzumu okşadı saçlarıma bir öpücük kondururken.

Serkan:keşke böyle olmasaydı.

Diye bir iç geçirdi.

Tuana:nasıl olsaydı?

Dedim ona bakmadan.

Serkan:en başından iyi bir baba olsaydım bırakmasaydım sizi.

Ellerime oynamaya başladım.

Tuana:abimi bilerek bırakmadın ki.

Dedim omzumu silkip.

Serkan:var olduğum dünyada seni babasız bıraktım. Ve bunu isteyerek yaptım.

Onu suçlamak istemiyordum.
Bunları konuşmak istemiyordum.

Geç oldu belki ama yine de oldu.

Çocukken göremediğim o sevgiyi şimdi görüyordum.

Hiç görmemekten daha iyidir değil mi?

Tuana:suçlusun ama farkındasın en azından.

Bakışlarım yere eğildi.

Serkan:benden nefret ediyor musun?

Tuana:senden hiç nefret etmedim. Birgün düzelecek ve gerçketen bir baba gibi davranacağını biliyordum.

Benimle birlikte sesli bir nefes verdi.

Serkan:o çocuğu seviyor musun?

Kimden bahsettiğini hemen anladım bir süre durdum ama benden bir cevap bekliyordu.

Tuana:seviyorum desem ne değişecek?

Diye sordum bende.

Serkan:seni seviyor.

Dedi bakışlarını bana çevirip.

Serkan:seni herşeyden çok seviyor. Ona kızıyorum ama bunun farkındayım. Sanki dünya senden ibaretmiş gibi davranıyor, yapacaklarını sana göre ayarlıyor. İlk planında hep sen varsın,senin için herkesi silmeye şimdiden hazır.

Gülümsedim.

Babamın çağan hakkında bu şekilde konuşması bir nebze beni rahatlattı.

Serkan:ama hala onu sevmiyorum. Kızımı seviyor olması kızıma yakın olacağı anlamına gelmiyor.

Yüzünü buruşturdu.

Serkan:sürekli sana yavşaması sinirimi bozuyor bir gün bu çocuk elimde kalacak.

Cidden sinirlenmiş gibiydi.

Serkan:bunları konuşmanın Zamanı değil git eğlenmene bak.

Annem yanımıza gelince babamın yanlız kalmayacağını anlayıp kalktım ordan.

Yavaş adımlarla gelinin yanına gittim.

Ona gülümseyerek baktım.

Leya:düğnümde bile siyah giyimene inanmıyorum Tuana!

Omzumu silktim.

Leya:o beyaz elbiseyi giyimeliydin.

Tuana:gelin sensin. Senin dışında hiç kimse beyaz giymeyecek.

Leya bunu umursamasa da ben umursuyordum.

Leya dışında kimsenin beyaz giyimesine izin vermemiştim annem de dahil izin vermemiştim.

Dekorasyon hep renkliydi çünkü leya dışında beyaz görmek istemiyordum.

Bu onun düğnüydü ve eşsiz olmalıydı.

Leya:seni farklı bir renkle görmeliyiz.

Tuana:belki.

Dedim omzumu silkip.

Ülkü:hadi fotoğrafınızı çekeyim.

Çağan:sen kameraman değilsin kendine gel!

Ülkü bu günün her anını kameraya almış her anda fotoraf çekmişti.

Ülkü:Poz verin hadi.

Ülkü:yada durun ben ayarlayacağım.

Dakikalar sonunda ülkünün istediği şekle girmiştik.

Leya yağızın boynuna sarılmış Aşkla yağıza bakıyordu.

Yağız da leyanın beline sarılmış ve dudaklarını anlına bastırmıştı.

Gelinliğin kabarıklığı yüzünden aralarında biraz mesafe vardı ama bu sorun değildi.

Ben de aynı şekilde çağanın boynuna dolanmıştım oda belime sarılmıştı tek fark bizim aramızda mesafe yoktu.

Kamereya bakarken ülkünün arkasında arda belirdi ama sesizce durdu.

Ve dizlerinin üzerine çöktü.

Gözlerim bir karış açıldı.

Çağan:şşş.

Diyince bundan haberi olduğunu anladım.

Ülkü olacaklardan habersiz gülümseyerek fotoğraflarımızı çekiyordu.

Hiçbirimiz bir çıt dahi çıkarmıyor bekliyorduk.

Arkadaki kalabalık ne olacağını bekliyordu.

Ve babam yine iç çekerek gülümsüyor annem ise sesiz sesiz ağlıyordu.

Ülkü:başka bir poza geçin.

Dedi dikleşip.

Esnedi ve arkasına döndü.

Yerde dizlerinin üzerinde duran abimi görmeyi beklemiyordu.

Bu yüzden afalamış vaziyete elindeki kamera ile orda öyleyce duruyordu.

Ülkü:ha?

Dedi aflayarak.

Ülkü:arda...

Dedi çığlık atar gibi.

Arda:benimle..

Dedi derin bir nefes alıp.

Heyecanlıydı.

Yere değen dizi titriyordu.

Arda:evlensene benimle.

Dedi boğazını temizleyip.

Ülkü heycanla geri geri birkaç adım attı ve eli ile ağzını kapatı.

Arda:ülkü...bir aileye ihtiyacım varken buldum seni. Şimdi gerçketen ailem olsana. Evlensene benle.

Benim bile karşındaki görüntüde nutkum tutulmuştu.

Gözlerim dolmuştu.

Arda:benimle evlenir misin?

Diye sorduğunda.

Ülkü ağlayacak gibiydi.

Eli hala ağzındaydı.

Arda bir cevap bekler gibi gözlerine bakıyordu.

Ülkü:evet.

Diye çığlık attı.

Ülkü:evet,evet,evet.

Diye defalarca tekrarladı çığlık atarak.

Çağan:ne kadarda meraklı kocaya giymeye.

Dedi memnuyetsiz bir ifade ile.

Ama buna sevindiğini biliyorum gözlerinden beliydi.

Eğer öyle olmasaydı zaten buna izin vermezdi.

Arda ülküye sıkıca sarıldı.

Arkada alkışlar koptu.

Yağız:ağlıyor musun?

Leya:ağlayamam makyajım akar.

Yağız gülerek saçlarına bir öpücük kondurup.

Leya:ne zaman bitecek bu düğün?

Diye sordu.

Tuana:ne oldu?

Diye sordum hemen.

Leya:Gelinlik iyice rahatsız etmeye başladı. Çıkarmak istiyorum.

Yağız:merka etme.

Dedi yağız hemen.

Yağız:o gelinlik bugün üstünden ilaki çıkacak.

Leyanın yanakları kızarırken yağız arsızca ona bakıyordu.

Yağız:ilaki çıkaracağım o gelinliği.

Daha fazla duymasam da olurdu.
Onlardan uzaklaştım.

İyice yorulmaya başladım.

Ayaklarım gerçketen çok ağrıyordu.

artık ağlayacak durumdaydım.

ama buna rağmen hala onlar için ayaktaydım.

ülkünün ısrarı ile düğünde ki genç insanlar bir sıraya dizilmişti.

Çiçek atma diye adet mi olur?

Ve yine ülkünün ısrarı ile olan bir şeydi.

Hepimiz arkadayken leya önde elindeki çiçekle duruyordu.

Ülkü:somurtma. Bir sonraki evlenecek kişiyi beliriliyoruz.

Ona ters ters baktım.

Tuana:bir sonra evelencek kişi sensin.

Ülkü:kaderindeki insanı belirleyecek olan kişiyi bulucaz.

Tuana:bir çiçek sayesinde mi?

Ülkü:of Tuana ne bilim herkes böyle yapmaş sende yap işte.

Omzumu silktim ve Geriye çekildim.

O çiçek asla bana gelmeyecekti.
Gelsede tutmayacaktım.

Bu şeylere inanmıyordum ama yinede o çiçekten kaçacaktım.

Benim dışımda herkes üçten Geriye saymaya başladı.

3

Bir adım geri kaçtım.

2

Bir adım yana kaydım.

Şimdi en uzakta ben duruyordum.

1

Leya çiçeği attı.

Çiçek kime geldi bilmiyorum ama bana gelmedi.

Çığlıklar koptu.

Bazıları çiçeğin onlara gelmediği için somurtu.

Bazıları ise fazla umursamadı.

Geri gitmek istedim ama önümde duran çocuk beni durdurdu.

Hafif önümde diz kırıp çiçeği bana uzattı.

Tuana:ciddi misin sen?

Diye sordum gülerek.

Ben çiçeği tutmamak için kaçarken o çiçeği tutmuş bana veriyordu.

Önümde diz çökmüş ve aşık olduğum gülüşü ile bana veriyordu.

Kıkırdadım.

Uzanıp birkaç dakika önce leyada olan çiçek şimdi benimdi.

Çiçeği bana uzatan admadan anladım.

Tuana:çiçeği sen tutun sende durması daha doğuru olmaz mıydı?

Diye sordum.

Çağan:benim olan her şey senindir. Benim de senin olduğum gibi.

Gözlerimde ışıklar saçıldı.

Çiçeği alıp boynuna sarıldım.

Tuana:sadece benim ol.

Boynuna minik bir öpücük kondurdum.

Yemin ederim deli gibi aşıktım bu adama.

Continue Reading

You'll Also Like

779K 29K 43
"Tüm gökyüzünü gözlerine taşımışsın. O maviliği bazen kara bulutlar örtmüş, bazen sağanak almış; hiç utanmadan akmış gözlerinden bir bir..." "Sana h...
YASAK DENEY By 👑

Science Fiction

167K 16K 34
Tarih boyunca sadece birkaç kez cesaret edilen ve eşine az rastlanan, insanlık dışı bir yöntemle yapılan dil yoksunluğu deneylerine bundan yirmi iki...
efulim. By rey

Teen Fiction

1.4K 101 10
ve sen, içimde eskimeyecek en güzel hatırasın.
343 64 6
Sevdiğinizi her özlediğiniz de bütün insanlar onun için önemli birşeye bakar kimileri denize kimileri bir taşa kimileri ise gökyüzündeki yıldızlara i...