Bu Sefer ki Başka

By blackblair67

4.4K 164 117

Okula yeni gelen öğretmene yakınlık hisseden ve bir geleceği olduğuna inanan Karya'nın dostluk , aşk, sevgi... More

Chapter 1: İlk Görüş
Chapter 2: Tanışma
Chapter 3: Barışma
Chapter 4: Kardeşlik
Chapter 5 : Çaresizlik
Chapter 6: Söz
Chapter 7: Mucize
Chapter 9: Yanlış Anlaşılma
Chapter 10: Rönesans Tablosu
Chapter 11: Sözcüklerin Büyüsü
Chapter 12: Bilinmeyen Bağlar
Chapter 13 : Gönül Davası
Chapter 14: Gönlünün 'Sultanı'
Chapter 15: Hakan Koca-Hocam
Chapter 16: İtiraf
Chapter 17: Kaderin İzinde
Chapter 18: İlk Adımı Sen At
Chapter 19: Hatalardan Doğan Felaket
Chapter 20:Fri(end) s

Chapter 8: Aşk Tesadüfleri Sever

223 7 10
By blackblair67

    İyi okumalarr🖤

   "Hoşgeldiniz"

   "Hoşbulduk Sevda. Davet ettiğin için çok teşekkürler. Eşim Cemre. Hayatım hastanemizin en kıdemlisi Sevda."

   "Tanıştığıma memnun oldum"

    "Bende. Tarık sizden çok bahsetti."

    "Bu arada kızım Karya. Karyacım hoşgeldin desene misafirlerimize"

  "Aa Karyacım. Gerçekten tesadüfe bak."

  "Siz tanışıyor musunuz?"

   "Evet. Karya kardeşimin öğrencisi. Parktayken tanışmıştık."

    Üzerimdeki saçma şaşkınlığı attım ve son umutla belki arkalarından Hakan Hoca da gelir diye kapıya attığım bakışlara son verdim. Artık en azından bir hoşgeldiniz demem gerekiyor.

  "Hoşgeldiniz Cemre abla.

   "Hoşbulduk tatlım"

   "Ay kapıda kaldık böyle. Geçin lütfen oturalım"

    Salonumuza geçip oturduk. Cemre abla ve eşi annem ile sohbet ederken beni de unutmadılar tabi

   "Ee Karya okul nasıl gidiyor? Dersler falan"

   "Çok güzel gidiyor. Derslerim de iyi."

   Matemetik dersinda Hakancığımı izlemek diğer derslerde de düşünmek ile meşgul olmaktan derslere çok odaklanamıyorum ama siz yine de iyi olduğunu bilin.

    Bir süre daha muhabbet ettikten sonra yemeğe geçtik. Annem çorba servisini yaparken bende yardım ettim.

   "Herşey çok güzel olmuş. Ellerinize sağlık."

    "Afiyet olsun Cemrecim. Yanlız kızım diye demiyorum çok yardımcı oldu bana. Çoğu şeyi o yaptı"

   Heh anne şöyle öv benide müstakbel gelinleri neymiş görsünler. Kaleyi içten feth etmek lazım.

   "Karya imrenilecek kız cidden. Hakan bahsetmişti derslerinde başarılı azimli diye. Birde marifetli."

    Yanlız Hakan Hoca yemeyip içmeyip ablasına beni mi anlatıyor. Tamam sakin ol aşık olduğunu bu kadar belli etme.

  "Hakan Hoca demişken çok minnettarız ona. Sağolsun. Mert'e kan verdi hastene de çok yardımcı oldu. Kimse yapmazdı bu iyiliği"

   "Keşke o da gelseydi"

   "Aslında haber verdim gelmek istedi de bir işi çıktı."

   Cemre ablanın sesini duyunca irkilip mal gibi kadının suratına bakakaldım. Off be Karya of be kızım ne zaman tam anlamıyla içinden konuşmayı başaracaksın acaba.

    Yanlız Hocama keşke o da gelseydi dedim kimse yadırgamadı. Gerçi bunda kötü bir şey yok. Sevdiğim bir hoca. Neyse dikkat çekmedim.

    "Bu arada Çınar Nil ile oynamayı çok sevdi cidden. Evde adını söyleyip durdu"

   "Nil de başımızın etini yedi durdu Çınar diye. Gerçekten iyi anlaştılar."

    "Bir ara yine bir araya getirelim de oynasınlar. Hem bizde yine kız kıza muhabbet ederiz"

   "Çok güzel olur"

   Kardeşinde gelirse tabi. Diye geçirdim içimden. Galiba kafamı birazcık bu adamla bozmuş olabilirdim.

  Yemekten sonra annemle sofrayı toparladım. Cemre abla da yardım etti. Her ne kadar gerek yok desekte. Tekrar salona geçip sohbet ettik. Gerçi annem ve Tarık abi iş hakkında konuşunca ben biraz konu dışı kaldım. Öyle olunca da sıkılmış olan Çınar ile oynamaya başladım. Anlayamadığım hastane işlerindense Çınar ile oynamak daha eğlenceliydi.

  Hatta bir ara Çınarla oyuncak kavgası yapıyorduk. Ardından  odamdaki küçüklüğümden beri sakladığım peluş oyuncakları alıp onlarıda oyunumuza kattım. Etrafa gülücükler saçan Çınar da oyuncak kavgasını saymazsak beni sevmişe benziyordu. Abi ne kadar mükemmel bir insanım. Beni sevmek için nedene bile gerek yok.

   Tamam tamam şaka.

  "Hayatım artık kalkalım mı? Çınarın uyku saati geçiyor"

   "Haklısın hayatım. Bize müsade. Tekrar çok sağol Sevda. Yarın hastanede görüşürüz"

   "Görüşürüz. Yine beklerim. Ne güzel bir akşam geçirdik."

   "Bir dahakine bize beklerim."

    Cemre ablaları yolcu ettikten sonra günün yorgunluğu ile koltuğa uzandım. Çocuklar ile ilgilenmek çok tatlı ama bir o kadar da yorucu. Şimdi Asrın'ın belim ağrıyor ediyor zırlayışlarını anladım.

   "Karya ben yatıyorum kızım. Sabah çok erken çıkıcam. Birde yarın nöbetim var"

   "Tamam anne iyi geceler."

    "İyi geceler prensesim."

  
    Annem odasına gidince bende kendi odama gittim. Üzerimi değiştirip pijamalarımı giyindim. Gün boyu sesi çıkmayan Asrın arayınca telefonu açıp yatağıma uzandım. Her an uyuyabilirdim.

   "Oo Asrın hanım aklınıza gelebildik sonunda. Mesajıma falan bakmayınca unuttun sandım. "

   "Trip atma hemen. Yeni gördüm mesajını kanka."

"Nerdesin sen dışarıda mısın bu saatte?"

  "Hastanedeyim"

"Ne hastanesi? Yoksa yine Mert'e bir şey oldu da bana haber vermedin. Asrın-"

"Bir sakin ol Mert'e bir şey olmadı. Evde kış uykusunda o."

  "Kime noldu söylesene?"

   "Kadir."

  "Ee nolmuş. İyi mi şimdi"

   Nefret ediyor olabilirdim ama sonuçta yine de hayatımın bir döneminde bulunmuş birisiydi. Merak etmem normaldi.

   "Kavga etmiş. Pansuman falan yaptılar. Kolu kırılmış."

   "Geçmiş olsun. Diyecek başka bir şeyim yok. Hiçbir zaman değişmedi değişmiyorda."

   "Aslında. Karya sana bir şey demem gerek."

   "Ne? Asrın ses tonun niye böyle senin"

  "Kadir seni görmek istedi. Yani tabi şimdi değil. Bu saate olmazda. Yarın falan. Biliyorum istemezsin ama bir kere gelsen yanına."

   "Yapmam Asrın. Üzgünüm. Yani onun için değil seni kırdığım için üzgünüm ama Kadir bende çoktan bitti. Hiçbir zamanda olmayacak."

   "Karya affet yeniden sevgili olun demiyorum ki. Sadece dostça. Hem o senin için kavga etmiş. Hani yan sınıftaki çocuk vardı ya. Senden hoşlanan. Onun ile kavga etmiş."

   "Asrın kusura bakma ama bundan banane. Ben mi kavga etmesini söyledim. Ergence hareket etmiş. Sebebi neyse ne kavga etmesi gerekmiyor. Benim hiçbir şeyim iken nasıl benim için kavga edebilir. Bu hakkı kim verdi ki ona"

   "Tamam Karya. Sakin ol. Sinirlenmen için söylemedim. Sadece bil diye. Bir şeylerin zorunda değilsin. İstediğini yap."

    "Üzgünüm sana çıkıştım."

   "Sorun yok. Ee anlat bir şeyler en azından kafam dağılsın."

   "Tahmin et bakalım annemin misafirleri kim çıktı."

   "Hakan Hoca de, de düşüp bayılayım hazır hastanedeyken"

   "Yani Hakan Hoca değil ama onunla alakalı birileri. Cemre ablayla eşi geldi."

   "He zaten demişti o eşimde Tepecikte çalışıyor diye. Yine de denk gelmesi şaşırtıcı olmuş."

   "Kanka ben sana diyorum Hakan benim kaderim diye dinlemiyorsun."

  "Başlama yine Karya. Taktın sen bu adama. Başta şaka yapıyordun şimdi ciddiye döndü resmen"

   "Keşke sende azıcık anlayışlı olsan. Olmaz mı yani."

   "Salak olmaz tabiki. Hocan o senin. Aşık olacaksın falan diye ödüm kopuyor. Duysalar ne yaparlar biliyor musun sen"

  "Çok uykum var Asrın. Seninle günde 100 kere yaptığımız konuşmayı yarına erteleyelim."

   "İyi yat zıbar. Bende tek başıma oturayım hastane köşesinde sabahı bekleyeyim"

   "Arkadaş olurken bana mı sordun sanki. Hem kalacak başka biri yok mu yanında niye sen kalıyorsun"

   "Nergis Teyze şehir dışında. Hayırsız arkadaşlarımız da Kadirle birlikte dayak yediğinden bir ben sağlamım."

   "Çocuk değil ya eve git sabah gidersin yanına. Ara Caner abiyi gelsin alsın seni."

   "Birincisi abim ile konuşmuyoruz. İkincisi Mert hastanedeyken sen bırakıp eve gittin mi? Hayır."

   "Ay tamam. Siz niye konuşmuyorsunuz abinle. Mert konusu yüzünden mi."

   "Başka ne olacak. Hastane dönemi iyileşme süreci falan bir şey demedi. Dün çekti kenara görüşmeyeceksiniz. Ayrılacaksınız. Babama anneme söylerim. Bir ton tehdit. Bende ağzıma geleni söyledim. Kavga ettik konuşmuyoruz şimdi."

   "Bu Caner abiye ne diyeyim ben ya. Ona mı kaldı sanki. Zaten zar zor barıştırdım sizi. Bir daha ayrılırsanız döverim ikinizi de."

   "Sırf abim istiyor diye böyle bir şey tabiki olmayacak. Bir şekilde ona da kabul ettireceğiz. Neyse hadi uyu sen."

  "Tamam Hakan hoca ile yaşanması %100 imkansız hayaller kurup uyuyorum."

   "Allah'ım Karya'ya akıl fikir"

   Asrın yüzüme kapatınca gülümseyip telefonumu komodinin üzerine bıraktım. Uyumak için gözlerimi yumdum ama bir anlık rahatsızlık ile geri açtım.

  Off hiç derdim yokmuş gibi şimdi birde hiç istemediğim Kadire üzeleceğim. Umrumda değil desem de aklım kaldı bir kere. Aptal hiç değişmiyor ki. Sevgili olduğumuz dönemde de aynıydı. Sürekli onun için endişelenmek ile meşgul oluyordum

   Acaba bugün kavga etti mi. Birine bulaştı mı başına iş geldi mi?

   Acaba beni aldatmasaydı nereye kadar böyle devam edebilirdik? Yanlış anlaşılmasın. Onu tabiki hala sevmiyorum. Hatta nefret ediyorum. Bizimki çok yanlış bir ilişkiydi. Bittiği içinde çok mutluyum ama merak etmeden de olmuyor işte.

    Sabaha kadar yatakta dönüp durduktan sonra bir ara uykuya daldım. Uyandığımda annem çoktan gitmişti. Bugün okul olmadığı için evde kalacaktım.

   Kahvaltı için bir kaç parça bir şeyler hazırlayıp sıfır iştah ile zar zor bir kaç lokma yedim. Bu dengesizliğimden de bıktım ama şuan bunu düşünmek ile uğraşmam.

   Odama çıkıp sade sweat-pantalon kombinimi yapıp saçlarımı at kuyruğu yaptım. Gece geç yatmamdan oluşan göz altı morluklarım için hafif bir makyaj yaptım. Ardından neden bunu yaptığımı bilmeden hastaneye gitmek için evden çıktım.

  Bu kadar iyi kalpli olmam gerekiyor muydu cidden. Kimse onu aldattığı sevgilisini görmeye hastaneye gitmezdi bence. Sadece benim gibi enayiler yapardı bunu.

   Durakta otobüs bekledikten sonra gelen otobüs ile hastaneye gittim. İçeri girmeden Asrın'ı aradım ama telefonu kapalıydı. Kesin şarjı bitmişti.

   İçeri girip hemşireden Kadir'in hangi odada olduğunu öğrendim. Beyfendi dayak yemiş birde özel hastaneye gelmiş. O yüzden kendine özel odası vardı.

   Hemşireye teşekkür edip odasına ilerledim. Asrın hala da ortada olamadığına göre odadaydı. Kapıyı çalmadan geri dönüp gitme fikrini gözden geçirdim ama açılan kapı ile düşünce boşa çıktı. Elim havada karşı karşıya Kadir'in arkadaşı ile denk geldim.

   "Karya senin ne işin var burada?"

   "Sizinki yine kavga etmiş. Maşallah sende nasibini almışsın Onur."

   "Dalga geçme be. Gözüm çok mu kötü gözüküyor. Tamda kızla buluşacaktım bugün. Kadir yüzünden şu halime bak aq. Varya anası bunu doğuracağına bir kalıp sabun doğursaymış daha çok işe yararmış."
 
   Onur söylene söylene yanımdan geçip giderken kahkahamı bastırıp gayet ciddi yüzümle içeri girdim.

   Gördüğüm manzara ile bu işte bir terslik olduğunu düşündüm. Hasta yatağında beklendiği gibi Kadir yerine Asrın dana gibi yayılmış yatıyordu. Kadir ise ikili koltukta hasta olan o değilmiş gibi iki büklüm uyuyordu. Ulan Asrın ne alem kızsın. Sözde hasta arkadaşının yanında kalıyor.

   "Karya"

  Gözlerini hafifçe aralayan Kadir şaşkınca bana bakıp doğruldu. Ani hareketi yüzünden canı acımış olacak ki yüzünü ekşitti. Ben ise refleksle ona doğru hamle yapacakken kendimi tuttum.

   "İyi misin?"

   "Geleceğini düşünmemiştim."

   "Gelmeyecektim. Sonra fikrim değişti. Ama yanlış anlama senin için değil Asrın için geldim ben. Telefonu kapalı merak ettim."

   "Olsun yine de geldin. Şu cadı için bile olsa. Hasta olan benim sözde"

   "Zorla kaldıracak değil ya. Kıyamamışsındır sen Asrın'a koltukta iki büklüm olmasına."

   "Doğru"

   "Zaten senin kıyamadığın insanlar sınırlı. Annen, Asrın birde Yağız. Onların dışında kimse umrunda olmadı"

  "Yanılıyorsun. Karya sen benim için değerliydin. Hala da öylesin."

  "Asıl sen yanılıyorsun Kadir. Ben senin için değerli olsaydım biz bu noktada olmazdık."

   "Beni hiçbir zaman dinlemedin. Tamam çok fazla hatam oldu ama terk edilmeyi hak etmedim"

   "Beni aldattın."

   "İstemeden oldu. Sarhoştum Karya. Kaç kere söyleyeceğim. Hiçbir şey hatırlamıyorum bile. Bilincim yerinde değilken yapılan bir hataydı işte"

   "Bu affedilmeyecek bir hata Kadir. Asrın sırf Mert bir kızla öpüştü diye 2 ay boyunca yüzüne bakmadı. Ki onun durumu tamamen farklıydı. Sen ise bir kızla yattın ve sarhoştum hata yaptım affet diyorsun."

   "Sana değer vermediğimi söylüyorsun ya. Asıl sen değer verseydin beni affederdin. Bir şekilde ilişkimize devam ederdik. Ama sen zaten bitmesini istiyordun. Bu da harika bir bahane oldu."

  "Bir bakıma doğru biliyor musun? Evet Kadir ilişkimizin bitmesini istiyordum. Çünkü çok yorulmuştum. İlgisizlikten, sana bir şey olacak korkusundan, huzursuzluktan, herşeye benden öncelik vermenden bunların hepsinden çok yorulmuş ve bıkmıştım. Bu ilişki bana zarar verdi. İnsanlara olan tüm güvenimi kaybettim senin yüzünden."

   "Karya bak haklısın belki de. Hata yapmadım demiyorum. Bunların hepsini kabul ediyorum ve çok özür dilerim. Lütfen nolur affet beni de hepsini telafi edeyim. Tekrar sevgili olalım yaptığım hiçbir hatayı yapmayayım. Ben seni hala çok seviyorum."

   "Kusura bakma Kadir. Artık bizden olmaz. İkimizde bunu kabul edip hayatımıza devam etmeliyiz"

  "Karya-"

   "Ehh yeter bee defolup başka yerde acıklı konuşmanızı yapın aq uyuyoruz şurada azıcık saygı."

   Asrın olaya bodoslamasına dalınca kısa bir alıklığın ardından kendimi topladım. Aferin Asrın ciddiyeti katlettin.

  "Sus be cadı şurada önemli bir şey konuşuyoruz"

   "Neyse konuşacak bir şey kalmadı. Tekrar geçmiş olsun Kadir."

   "Asrın o tipsiz sevgilini dövmezsem bana da Kadir demesinler. Karya bekle"

   "Sevgilimin ne suçu var ya evde yatıyor mışıl mışıl"

   Odadan çıkıp ilerlediğim sırada karşıdan gelen kişi ile yerime çakılıp kaldım. Şuan karşılaşmasak olmaz mıydı.

    "Karya selam. Senin ne işin var burada?"

   "Merhaba Hocam. Bir arkadaşımı ziyarete gelmiştim. Siz? Birine bir şey olamamıştır umarım"

   "Yok öyle önemli bir şey değil-"

   "Hakan beklesene beni ya. Zaten hala başım dönüyor"

    "Kusura bakma canım gel"

   Hakan hocayı gördüğüm için içimde kıpırtılar harekete geçtiği sırada hemen ardından gelen kadın ile bir anlık boşluğa düştüm.

   Hakan hoca kadının kolundan ve belinden tutmuş ayrıca canım demişti. Ne yani sevgilisi mi var?

   Tamam Karya sakin ol. Hemen sevgilisi olduğunu nereden çıkardın. Saçmalama istersen.

   "Ya çok kötüyüm ya"

   "Ee sana kim dedi içeriğini bilmediğin yemeği sipariş etde alerjin olan fıstığı ye diye."

   "Şunu yüzüme vurup durmasana"

   Lan bunlar baya baya samimiler. Kesin kız arkadaşı. Hakan Hoca da aldattı beni. Nedir benim bu çektiklerim. Şimdi bu ikisi yüzünden eve gidip Semicenk klasörümü baştan sona 10 kere bitirip dertlenip ağlayacak mıydım. Hayat harbi yoruyorsun.

   "Nasılsın bu arada Karya. Biraz üzgün gördüm seni"

   Biraz? Yok ya ne üzülmesi. Kederimden düşüp bayılacağım o kadar. Herşey üst üste gelmek zorundaya zaten.

   "Tanıştırsana bizi Hakan"

   "Tanıştırayım. Filiz bu Karya benim öğrencim. Karya bu da Filiz benim-"

   "Karya. Karya"

   Hay Kadir senin yapacağın işi. Tam kim olduğunu öğrenecektim. İstenmeyen ot burunun dibinde biter misali nereden çıktın ya

   "Hakan Hoca"

   "Karya Kadir'i mi görmeye geldin sen."

   "Evet beni görmeye geldi hoca. Bir sorun mu vardı"

   "Hayır. Sadece sizin sorun yaşadığınızı duymuştum en son"

   "Yanlış duymuşsunuz. Ayrıca öyleyse bile kusura bakmayın sizi ilgilendirmez"

  "Tabiki ilgilendirmez. Okul dışındayız kendi özel hayatınız."

   Hakan Hoca bir bana bir Kadir'e bakarken yüz kasları gerildi. Biraz önceki sakin ifadesinin yerine gergin ve biraz sinirli yüz ifadesi oluştu. Bu saçma gerginliğe anlam veremedim ama benim aklım yanlızca yanındaki kadında. Öyle sıkı tutuyor ki belini kıskançlıktan çatlamak üzereyim.

   "Neyse Hoca size iyi günler. Karya konuşmaya devam edebilir miyiz lütfen"

   Kadir boşluğumdan yararlanıp elimi tuttu ve koridorun ters yönüne ilerletti. Kendime gelip elimi geri çekmede gecikmedim ama arkama baktığımda Hakan Hoca ve kadın çoktan gitmişti. Şimdi sinirimden şuraya çöküp ağlayacaktım.

   "Ne yaptığını sanıyorsun sen. Kadir kendini ne sanıyorsun"

   "Abartma alt tarafı elini tuttum. Ayrıca konuşmamız bitmemişken çekip gidemezsin"

   "İstediğim zaman istediğimi yaparım. Buna sen karışamazsın. Hem kıt beyinli misin anlamıyor musun. Benim konuşacak bir şeyim yok"

   "Benim var"

   "Sesini yükseltince korkup seni dinleyeceğimi mi sanıyorsun. Dağ ayılığına devam. Aferin. Bir de tehdit et"

   "Karya adamı delirtiyorsun. Sakin kalmaya çalışıyorum. Özür dilerim. Sesimi yükseltmeyeceğim. Tamam."

   "Ne zırvalayacaksın hala hadi söyle."

  "Karya sen şuan kabul etmiyorsun ama beni seviyorsun. Ve bir gün kendimi tam anlamıyla sana affettirip tekrar seni kazanacağım. İnanamasan da. Şuan söyleyeceğim tek şey hayal dünyasına sakın dalma. Neydi o Hocaya olan bakışların. Okulda her dakika, şimdi. Gözümden kaçmıyor değil. Çocuksu şeylere aldanma. Kimse için iyi olmaz."

   "Sen. Sen ne saçmaladığının farkında mısın. Kadir seni insan yerine koyup gelende kabahat. Allah seni bildiği gibi yapsın. Ben şimdi defolup gidiyorum. Bir daha karşıma çıkmana da müsade etmeyeceğim."

   Kadir'e son bir bakış atıp arkamı dönüp ilerledim ve hastaneden çıktım. Aptal gibi niye geldiysem zaten. Şimdi topla bakalım kafanı toplayabiliyorsan.

  Kadirin salak salak konuşmaları yetmezmiş gibi birde Hakan hocayı bir kadınla gördüm. Ayrıca çok samimiydiler. Belki de sevgili.

  Sen ne sanıyordun ki Karya. Sevgilisi varsa var. Seni ne ilgilendirir. Hakan okuldaki öğretmeninden başka bir şey değil. Asrın en başından haklıydı. Nasıl olurda kendimi kaptırırdım ki. Denk bile olmadığım biriyle nasıl hayal kurabildim. Başta gerçekten de dalga geçiyordum. Konu nasıl buraya gelmişti. Yanında bir kadın görünce kıskanmama ve resmen kalbimin acımasına.

   Ama bu kadar saçmalık yeter. Artık normale dönemem gerekiyor. Hakan Hoca artık benim için sıradan bir öğretmen dışında bir şey ifade etmeyecek.

   Eve geri döndüm ve öylece sessiz sakin koltuğa çöküp düşünmeye devam ettim. Düşüncelerimi bölen şey telefonumun bildirim sesi oldu.

.

(Mertom🖤) : Kız nerdesin
Canım çok sıkılıyor
birşeyler yapalım

(Ben): Evdeyim
Mert başka nerede
olacağım?

(Mertom🖤): Dışarı çıkalım

(Ben): Keyfim yok
Başka arkadaş
bul kendine
Asrın'ın yanına git


(Mertom 🖤): Asrın hastanede
hala. O dangalak arkadaşı
yüzünden gidemiyorum
yanına.

Ne zaman görsem abuk
sabuk şeyler söylüyor
seninle alakalı ağzını
burnunu kırıcam lavuğun

(Ben): Off hatırlatma
salağı ya.
Sinirimi bozdu


(Mertom 🖤): Noldu lan

Sen onu görmeye
mi gittin

   (Ben): Yaptım öyle
bir salaklık.
Ama Kadirden
daha can sıkıcı bir

şey oldu

(Mertom 🖤): Oğlum söylesene
tane tane yazma noldu

(Ben): Ses kaydı gönderildi

(Hakan hocayı gördüm

Yanında da bir kadın vardı

Galiba sevgilisi)

(Mertom 🖤): yazıyor...

(Ben): Çok samimiydiler

(Mertom 🖤): yazıyor...

(Ben): Gerçi
o kadar yakışıklı
adam tabiki sevgilisi
olacak

(Mertom 🖤): yazıyor...

(Ben): Kadın da çok
güzeldi
Görmen lazım


(Mertom 🖤): yazıyor...

  (Ben): Mert ne
yazacaksan
yaz artık aq. Gılgamış Destanını baştan mı yazıyorsun

(Mertom 🖤): WODJEİOWOS
KMDNJFHNSLWO7WODNB
DİWOSJ3NDNDKOWLSN0DJLW
W6WƏLS5NDJLWBWÊOEUWO3+K
BJEOSENWİWOWKNS6XNSJH
WJKWOÎSN8(JEKWK2KSOWJDB
.JEKWOWKDJWBSKÜSOKWN
HSİ1ÕKSKWBMS0NDJD62NXM
BDNKWSJUEİİWK0#JEİDJAÑM
NDUFİEKDNMDMSJDJ4JS7
Devamını okumak için...

(Ben): Şaka mısın
sen ya
Defol git
gerizekalı
Şurada derdimizi
anlatıyoruz

dalga geçiyorsun

(Mertom 🖤): Derdini
seveyim Karya

Asıl sen şaka mısın
aq birde sesi ağlamaklı
çıkıyor

Asrın bu kendini
Hakan Hocaya kaptıracak
demedi deme demişti

Ne saçma cümle oldu bu

Neyse Bende saçmalama
kızım öğretmeni o, Karya

salak mı kendini kaptırsın
demiştim Salakmışsın

Bekle size geliyorum

Aman depresyona
falan gireyim deme sakın

Sen depresyona girince
çok çekilmez bir sümüklüye
dönüşüyorsun

(Ben): Sensin
sümüklü
Ayrıca sağol
ya ne kadar harika

bir arkadaşsın

(Mertom 🖤): Öyleyimdir
safinaz arkadaşım

.

  Asrın sayesinde Mert de bazı şeyleri biliyordu. Hakan Hocaya karşı ne hissettiğimden emin olmadıkları için ikiside çok bir şey dememişlerdi bu konuyla alakalı. Hem ne diyecekler ki. Sanki Hakan Hoca ile sevgiliyiz de gizli işler mi çeviriyoruz. Sadece Asrın'ın deyimiyle heves gibi bir şey bendeki. Tek taraflı olan bir şey. Olması gerektiği gibi.

   Zil sesi kulağımda çınladığında yıllardır zil çalısı asla değişmeyen öküz arkadaşıma kapıyı açtım. Yataktan kalmış bize gelmişti resmen. Yüzündeki yastık izi bile duruyordu.

   "Öküz gibi uyudun mu bu saate kadar"

  "Lan bir sadece hafta sonları uyuyorum zaten. Ona da laf etme. Ayrıca benim uyurken kimseye zararım yok"

   "Benim kime zararım var aq"

   "Kendine gerizekalı. Salak salak olmayacak şeyleri kuruyorsun kafanda sonra mal gibi kalıyorsun"

   "Ne kurması be dalga geçiyordum ben
Banane Hakan Hocadan. Öğretmenim o benim"

   "Yedim kanka. Aynen."

   "Mert gıcıklık yapmasana"

    "Oğlum ses kaydında ağladı ağlayacak olan benmiydim"

    "Sana ses kaydı atan kafama tüküreyim"

   "Kabul et hoşlanıyorsun o adamdan"

   "Ne fark edecek sanki. Diyelim ki ben Hocamdan hoşlanıyorum ne yapacağım?"

   "Unutacaksın tabiki de. Kendini geri çekeceksin. Karya kafayı mı yedin sen. Diğerlerini bırak Annen hocandan hoşlandığını duysa ne yapar düşünsene"

   "Ne alaka Mert. Sanki gidip Hakan Hocaya mı açılacağım. Hocam sizden hoşlanıyorum mu dicem"

   "Ya takıntılı hale gelirsen. Karya seni herkesten çok en iyi ben tanıyorum. Sen takıntılı bir insansın. Kadir'i bile hala tam anlamıyla atlatamadın. Kaybetmeyi sevmiyorsun. Ve kaybedeceğini anlayınca takıntılı hale geliyorsun"

   "Bende böyle biriyim. Babamdan sonra hayatıma girecek herkesi kaybetme duygusu ile eşzamanlı seviyorum. Elimde değil ki. Birine değer verince hayatımda olsun, benim olsun istiyorum. Küçük yaşta kaybettiğim babamın sevgisizliğini doldurmaya çalışıyorum"

  "Karya bu şekilde devam edemezsin hayata. Bunun sende farkındasın. Kime takıntı yaptıysan sana zarar verdi. Ve en çokta sen kendine zarar verdin. Bak sen benim kardeşimsin. Ben senin üzülmeni acı çekmeni istemiyorum. İyiliğin için konuşuyorum. Bu imkansız bir sevgi. Hakan hoca sana asla karşılık vermez. Hatta bir ton bela açar bu konu başına. Yani senden tek istediğim unutup normal hale dönmen. Kendine göre birini bul. Seni sevecek ve değer verecek. Kadir gibi yanlış kişiyi değil"

   Herşeyin üst üste yaşanması ve birde üzerine bu konuşma hüngür hüngür ağlamama sebep olurken çoğu zaman ki gibi kafamı Mert'in omuzuna koyup içimdeki birikmiş duyguları gözyaşlarım ile serbest bıraktım. Her şeyi geçtim belki de babam hayatta olsaydı hayatım böyle olmazdı. Hiçbir zaman sevgisiz hissetmedim. Annem tabiki bütün sevgisini bana vermiş beni sevgisi ile büyütmüştü ama baba sevgisi başkaydı. Kimse dolduramazdı. Bense aptal gibi birileri beni sevince o eksikliğin kapanacağına inanıyordum

..

   "Ee yani"

   "Ne yani Asrın?"

   "Kapandı mı Hakancığın konusu"

   "Kapandı dedik ya karıştırmasana"

   "Sana mı sordum Mert. Karya ile konuşuyorum ben"

     "Off yine noldu size lan. Bir iki gün düzgün durun"

     "Beyefendi tripli. Dün onunla sinemaya gitmeyip çocukluk arkadaşımın yanında hastanede durduğum için"

    " Yuh Mert. Hayvan mısın oğlum sen. Kız, arkadaşının yanındaydı diye trip mi atıyon"

   "Atıyorum Karya var mı?"

    "Oğlum sen küçükkende böyleydin. Her halta trip atıyordun. Hatta ortaokulda sınıftakiler sana Prenses Mert diyordu"

    "Hıhı çok komik"

    "Ayy zaten pazartesi sabahı hiç çekilmiyor bu. Uğraşma şunla"

    "Ayıp ediyorsun bebeğim insan sevgilisine öyle şeyler der mi?"

    "Mert bipolar bozukluğun mu var senin. Defol git sınıfına. Ben gelirim tenefüste yanına hadi. Nil bile daha az yoruyor beni"

   "Üff tamam be gidiyorum. Görüşürüz kanka. Sana görüşürüz yok beni kovdun"

   "Görüşürüz Mert"

   Dudağını büzmüş aptal aptal adımlarla Asrın'ın sınırını zorlayan Mert sınıftan çıkana kadar gülüp çıktıktan sonra biraz daha güldüm. Bu ikisi bu yüzden benim best çiftimdi. İkisi de salak.

   "Şimdi dökül bakalım. Ne yaşandı ben yokken aq. Doğru düzgün öğrenemedim"

   "Bir şey olduğu yok kanka. Sen haklıydın. Bu saçma bir hevesti sadece. Unuttum bile. Boşver"

   "Karya"

  "Gerçekten iyiyim. Merak etme"

  "Asrın Asrın"

  Sınıfa giren kişi ile yüz kaslarım gerildi. Görmeye bile tahammülüm yoktu.

  "Kadir noldu"

  Asrın şaşkınca sordu çünkü Kadir benden dolayı bu sınıfa asla gelmezdi. Göz göze geldiğimizde yüzümü Asrın'a çevirip onu görmemezlikten geldim. Böyle daha yavaş kafayı yerdim en azından.

   "Acil telefonun lazım."

   "Al da ne oldu ki"

   "Babamı aramalıyım. Sonra anlatırım. Dersten sonra getiririm telefonunu."

  "Tamam önemli değil. Tenefüste anlat bana"

  "Tamam güzelim sağol"

  Kadir bizim sıramızda olduğu sırada içeri giren Hakan Hoca gözlerini dikmiş bize bakıyordu. Bir bana birde Kadir'e bakıp ardından boğazını temizliyormuş gibi yapıp masasına ilerledi.

   Zaten gitmek üzere olan Kadir de daha hızlı adımlarla sınıftan çıktı. Hakan Hocayı ilk gördüğümde içimdeki burukluk büyümeye başladı. Şimdi de ön sırada olduğumuz için dibimizdeydi.

  Hayran olduğum parfümünün kokusu burnuma dolunca yüzüne bakmamak için inatla sıraya eğdiğim kafamı yavaşça kaldırdım. Kaldırır kaldırmaz sert ve buz gibi bakışlarla karşılaştım. Bu bakışlar alışık olmadığım bakışlardı. İçimi ürperti sardı adeta. Bir saniye daha bakacak gücü hissedemeyip bakışlarımı kaçırdım.

   "Arka sıraya geçelim mi Asrın"

   "Allah'ım sonunda o soru. Sorman hata. Hadi geçelim. Hem senin için daha iyi."

   Hocadan izin almadan ikimizde eşyalarımızı alıp arka sıraya ilerledik. 12. sınıfız sonuçta artık oturmak içinde izin isteyecek halimiz yok. Sonunda Buse koşa koşa sırasına kavuştu. Biz ise yine en arka sıra. Asrın'ın yüzünde güller açarken ben içimdeki bilmediğim garip duygu ile cebelleştim durdum.

   Tüm ders boyunca ne derse odaklandım ne de anlatana. Ki özellikle bunu yapmadım. Kulaklığımı takıp rast gele şarkı dinledim sırf sesini duymamak için. Harika artık ne yapacaktım ben matematik derslerinde. Zaten notlarım pek parlak değil. Üzerine birde bu sorunlar. Of Karya Of bitmeyecek kızım senin derdin.

   "Kanka bir çıksana hocaya bir şey soracağım"

   Asrın elindeki test kitabı ile Hakan Hocanın yanına gidip bir şeyler sormaya başladı. Buradan ne konuştuklarını duyamasam da Asrın büyük ihtimalle yeni aldığı test kitabının iyi mi kötü mü olduğunu soruyordu. Hoca kitabı inceledikten sonra bir şeyler söyleyip telefonunu eline aldı. Zaten ne olduysa o dakikada oldu. Asrın Hakan Hoca'nın ekranını görür görmez büyümüş gözlerini bana dikti. Anlamaz bakışlarımı ona yöneltirken o sakince hocayı dinleyip sonunda yanıma döndü.

  Yüzünde oluşan şaşkınlık ve alıklığı iyice meraklanmama sebep oldu

   "Asrın ne oldu kanka. Betin benzin attı kızım. Bir şey mi gördün"

  "Kan-kanka ben şok içerisindeyim"

   "Lan noldu söylesene karı kız mı vardı telefonunda aq neye şaşırdın bu kadar?"

   "Kanka"

  🖤Sizce Asrın Ne gördü ?
🖤 Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayınnn🖤

  

  

  

Continue Reading

You'll Also Like

957K 56.7K 73
"Hiç bir aile karesinde yerim yokmuş ki benim" Ben Buse. Buse Yalın olarak doğmuştum ve şimdi Buse Gamzeli olarak ölecektim. Bu ruhu ölmüş, bedeni ya...
22M 1.1M 53
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle...
SARKAÇ By Maral Atmaca

General Fiction

1.7M 104K 7
"Delilerin sevdası hoyrat bir fırtına gibidir. Günün başında seni sarsan fırtına, gecenin şafağında ılık bir esintiye dönüşüp kaburgalarının arasına...
ZEMHERİ By yudumsucan

General Fiction

121K 5.6K 14
Zemheri babası tarafından zorla evlendirilen bir kızdı. Akay ona yıllarca aşık bir adamdı. Zemheri Akay'ı sevecek mi?