GÖREV ADI : İMKANSIZ AŞK

By asli_hanbngl

14K 823 251

Ailesini 5 yaşında garip bir şekilde öldürülmesi sonucunda hayatı bir enkaz yığınına dönüşen Asena bu enkazda... More

Tanıtım
DONDURMA
Görev
RÜYA
MARDİN
MEZARLIK
ESKİ DOST
ÇİFTLİK
AŞİRET TOPLANTISI
1.OPERASYON
İSTEME TÖRENİ
KRİZ
YAŞAM MÜCADELESİ
ÖLÜM BEYAZI
ÖZEL BÖLÜM
Süpriz
SIR
PLANLAR
İKİ MEZAR

AKŞAM YEMEĞİ

702 48 7
By asli_hanbngl

Tek bir saniye de her şeyini kaybedebilir miydi insan? Ailesini mutluluğunu huzur bulduğu yuvasını? Kaybedebilirmiş bunu acıda olsa öğrendim. Yıllardır inkar edip kabullenemediğim gerçek şuan tam karşımda duruyordu.  AVAMİR AİLE MEZARLIĞI koskocaman harflerle yazmışlar birde. Şuan nerede miyim ailemin mezarlığındayım. Mezarları çok kurumuştu yakıp kurutmaları yetmedi mi daha ne istiyorlar ailemden.

“özlediniz mi beni? Doğruyu söyleyin sizi bilmem ama ben çok özledim sizi eskiden çocukken hanginizi özleyeceğim diye sıralama yapardım” diyip burukça gülümsedim “ama şimdi sıra yapsam da hepinizin özlemi aynı anda bastırıyor çocukken bana çok sıkı sarılıyordun diye kızıyordum ya Berzan abi şimdi öyle sarılmana o kadar ihtiyacım var ki söz gel sarıl çıtımı çıkarırsam vursunlar beni. ”

“Hatırlıyor musunuz Baran, Ayaz, Adar abi bana hep dondurma getirirdiniz annemden gizli tabi sonra annem görürdü bir güzel kızardı bize ama en çok da size kızardı söz siz gelin anneme söylemiycem sizi. Baver abi ya sen hep kızardın bana ama severdin bilirdim tırnaklarına oje sürüyorum diye kızardın hep ama yine de izin verirdin bu sefer gel ben senin tırnaklarını daha güzel oje sürücem. ” diyip hafifçe güldüm 

“Yiğit abi ve Ozan abim sizleri de unutmadım hiç unuturmuyum o kavgalarımızı çok iyi hatırlıyorum bir ara kafama sakız yapıştırmıştınız ama annem ne güzel dövmüştü sizi uzun zamandır kimseyle kavga etmiyorum biliyor musun hemen gelin de kavga edelim”

“Aziz abimm seni en sona bıraktım diye unuttum sanma nasılsın abi biliyor musun sen gidince Nazan abla çok üzüldü hastane de yattı bir süre sürekli seni soruyordu bana ama o güzel güler yüzlü Nazan abla gitmiş yerine ruh gelmişti çökmüştü baya ama hala seni bekliyor öyle dedi yengemler hala Azizim gelecek benimle evlenecek diyor gel artık gel de evlen evlilikten korkuyorum deme sakın bana Nazan abla gibisini mi bulacaksın gel artık”

Derin bir nefes aldım annemle babama baktım gülümsedim “Sizi unutmadım tabi merak etmeyin size gelmeyi en sona bıraktım siz benim gerçekten kaçtığım kabul edemediğim gerçeksiniz hani annelere babalara bir şey olmazdı ne oldu baba? Ne oldu anne size ne oldu da size sarılmak varken bir avuç toprak parçasına sarılır oldum ben? Hani Ciwan Ağa sana bir şey olmazdı size bir şey olmazdı size çok şey oldu hepsi burada saklı ” diyip kafamı işaret ettim “ha bu kafamda neler var bilseniz size neler oldu da bir bilseniz ” diyip soluklandım ne kadar da zordu bu kadar zor olmamalıydı

“yoksunuz hiç bir yerde yoksunuz ya da ben mi bulamıyorum beni hiç düşünmeden hepiniz gittiniz! O kadar acıyı sırtıma yükleyip gittiniz! 10 yaşındaydım 10 yaşındaydım o acıları sırtlandığım da neler çektim ben BİLİYOR MUSUN NELER ÇEKTİM! ” sonlara doğru sesim yükselmişti elimde değildi yılların üzüntüsü siniri şimdi çıkıyordu. Yıllardır ağlamayan ben şimdi ağlıyordum. Asena Avamir yıllar sonra ailesinin mezarlığında ağlıyordu.

“Bana neler dediler nasıl dövdüler nasıl zorla evlendirmeye  kalktılar biliyor musun Ciwan Ağa. Hani benim tek bir göz yaşıma dünyayı yakardınız baba abi? Bak şimdi nasıl ağlıyorum neredesiniz hani? Yalandı hepsi yalandı neden baba neden anne neden yanımda değilsin neden şimdi gelip dizine yatıp sana sevdiğim adamı anlatmak yerine burada bir avuç toprak ve mezar taşına yaşadığım acıları anlatıyorum bunu hak etmedim ben hak etmedik anne nolur gelin bir yerler de olun geri gelin yalvarırım gelin anne benim size çok ihtiyacım var yapamıyorum anne yapamıyorum bunları kaldıramıyorum yanınıza gelmeme izin vermiyorsanız bari siz bana gelin”

annemin mezarına uzandım rüzgar esiyordu sanki saçlarımı okşar gibi kaç saat orada öylece kaldım bilmiyorum ama hava kararmak üzereydi zaman algımı yitirmiştim.

17 yıldır ailemi görmüyordum ne çok özlemişim meğerse onları “benim gitme vaktim geldi yarın yine gelirim söz kendinize iyi bakın tamam mı ” hepsinin mezarına son kez baktım ve mezarlıktan çıktım zar zor yürüyordum kendimi berbat hissediyordum en çok da yorgun hissediyordum ağlamaktan gözlerim ağrıyordu ama hala ağlıyordum. Durmuyordu ya da ben mi Durdurmuyordum yolda yürürken insanlar bana değişik değişik bakıp aralarında fısıldıyordu bir kaçına şahit oldum “baksana kıza yazık ne oldu acaba” “üstüne kuma gelmiştir bence” “sende hemen kuma diyorsun ya ” kim görse buna benzer konuşuyordu umurumda da değildi konağa gidecekken ayaklarım daha fazla dayanamadı yere yığılıp ağlamaya devam ettim neden Allah'ım neden aldın ki onları benden daha doyamadım ben onlara.

“iyi misiniz? ” bana seslenen adama döndüm daha önce hiç görmemiştim kendime gelmem gerekti artık “iyiyim sağolun bir an öyle şey oldum”

“anladım isterseniz gideceğiniz yere kadar götüreyim bu halde biraz zor olur”

“hayır teşekkür ederim evim buralara yakın yürüyebilirim ”

“Peki nasıl isterseniz ”

Diyip gitmişti kimsenin yardımına muhtaç değildim. Zar zor şekilde konağa geldim içeriye girmek için kapıya vurdum kapıyı esma abla açmıştı

“kızım bu ne hal nerelerdeydin sen aklımız çıktı”

“hava almak için dışarıya çıkmıştım şimdi müsaade edersen içeriye gireceğim esma teyze”

Esma teyze kapıyı geçmem için açtı kapıdan girdiğim an içerden sesler geliyordu. Biri amcama kızıyordu

“Asena buraya kadar geliyor bize haber vermiyorsun sonra da diyorsun ki kız ortalık da yok oyuncak mı bu Ferhat? ”

“Bak beni bir dinleseniz akşam aldım getirdim kimseye deme amca sabah konuşuruz dedi sabah kalktık yoktu aradık her yeri yoktu”

Beni mi aramışlardı? Ailemi görmeye gittiğim kimsenin aklına gelmemiş miydi? Salona doğru gittim

“Amca noluyor? ”

Amcam dönüp bana baktı gerçi tek amcam değil salon çok kalabalıkdı hayatımda bu kadar çok kalabalığı  şehit düşen askerlerin cenazesin de bir de kendi ailemin cenazesin de görmüştüm çocukken alışık değildim kalabalık demek cenaze demekti benim için öyle alışmıştım.

“Asena? Neredesin kızım sen!? Aklımız çıktı bizim burada arıyoruz açmıyorsun neler düşündük biz burada haberin var mı senin? Neredeydin? ”

“Ailemi ziyaret ettim amca sabah kalktığımda hepiniz uyuyordunuz bende bir iki saat kalır gelirim diye düşündüm ama olmadı gelemedim.. ”

Herkes  susmuştu kimseden ses çıkmadı Rojin koluma girip

“Hadi gel seni bir güzel yıkayıp temizleyelim ”

Hayır diyecek halim yoktu kafamı saladım hamama götürdü beni

“sen al havluyu sar bende suyu ayarlayayım ”

“tamam”

Rojinin yanına gittim  taşa oturup yıkanmaya başladım o ise beni izliyordu çocukken annem yıkardı hafifçe güldüm.

Anne ya su çok sıcak yandımm”
“Ay özür dilerim annecim soğuk su ekleriz şimdi” küçük kız annesi ile hamamda yıkanmayı çok seviyordu annesi dışında kimse onu yıkayamazdı gerçi annesi de izin vermezdi. Kızını güzelce yıkamaya başladı Arjin son zamanlarda yaşadıkları yüzünden çok korkuyordu evlatlarından ayrı kalacak diye

Asenam güzel kızım benim yüzünde ki gülümsemen hiç solmasın annem” diyip kızını öptü Arjin

“Anne yıkandıktan sonra birlikte yemek yapalım mı? ”

“yapalım annem hatta tatlı da yaparız ne dersiniz şefim? ”

Kızının kahkası hamamda yankılandı

“yapalım annem”

Gözümden yine yaşlar aktı nereden nereye geldik sularla birlikte göz yaşlarım da akıp gidiyordu

“Asena ne kadar zor olduğunu biliyorum ama ağlama güzelim ”

“Bilmiyorsun Rojin bir şehit annesinin sözü vardır bilir misin? ”

Kafasını iki yana salladı

“helva sizin ocağınız da pişmediği sürece size tatlı gelecektir diye helva senin ocağın da yapılmadığı sürece bilemezsin. Annem de baban da abilerin de hayatta  kimsesiz olmak nedir bilemezsin sen ”

Bir şey diyemedi. Bir şehit Annesinden duymuştum bu sözü o kadar doğru diyordu ki kimsenin evin de o helva pişmediği sürece önlerine hep tatlı gelecektir oysa o helva nasıl acılarla gözyaşıyla yapıldı bilemezler.

Hamamda çok durmadım Rojinde bana kıyafet getirmişti hamamdan çıkınca giyinme odası vardı. Rojinden kıyafetlerimi alıp giyindim. Siyah bir elbise istemiştim ondan yıllardır yeşil dışında tek giydiğim renkti. Saçlarımı da kurutup açık bıraktım.

“içeriye geçelim hadi bizi bekliyorlar”

Kafamı salladım içerdekiler kimdi bilmiyordum salona girdik herkes bize bakıyordu iki yaşlı kadın da ağlamaya başladı

“oy ciwanım oy annem emanetin güvende olacak oğlum”

diyip dizlerini döven kadına baktım bu kadın babaannem miydi?

“oy arjinim sevmeye kıyamadığım kızım emanetin önce Allah'a sonra bana emanet annem güzel uyu sen”

Diyip ağlayan kadına baktım anneannem miydi?

“gel otur kızım ayakta durma ”

Diyen yaşlı adama baktım babama benziyordu

“Ben deden Behram Avamir ”

“Bende annenin babası diğer deden Şiwan ”

Kafamı salladım diyecek bir şeyim yoktu. Bir süre kimse konuşmadı esma teyze gelip yemeğin hazır olduğunu söyledi

“De haydi yemeğe geçelim” diyerek ayağa kalktı Behram ağa onun arkasından herkes ayağa kalktı.

Avluya yemeğe indik hepimiz ben bu kadar insan nasıl yerleşecek derken 4 masa kurmuşlardı hepsi de up uzun masalardı. Ben herhangi boş bir yere geçecekken Behram dedem ve Şiwan dedem beni masanın baş köşesine oturdular

“Baban hayatta yaşıyor olsaydı bu gün burada bu köşede oturacaktı bu gün baban yok ama sen varsın senin yerin burası kızım ” 

“olur mu öyle şey baba orası sizin yeriniz "

“sana söz hakkı düşmez Salih Ciwan abin olsaydı o oturacaktı o yok ama kızı var ”

Adının salih olduğunu öğrendiğim kişi büyük ihtimalle amcam oluyordu geçip oturdum haklıydılar ben Ciwan Ağanın kızıydım benim yerim burasıydı yemek boyunca havadan sudan konuşulmuş herkes yemeğini yemişti. Çoğu kişi ile tanışmıştım ama ben bu kadar teyzem dayım amcam halam olduğunu hatırlamıyordum.

Yemek bitmişti hepimiz avluya oturmuş sohbet ediyorduk isminin zeynep olduğunu öğrendiğim kuzenim sürekli soru sorup duruyordu

“peki ya böyle duruşmalar filmler de ki gibi mi? ”

“hayır değil tabi ki de ”

“peki ya Anayasa'yı baştan sona ezberliyor musunuz ”

“evet ezberliyoruz baştan sona kadar”

“zeynep yeter annecim sıkma kızı”

Heja yengemin dediği şeye gülümsedim

“ya ben özür dilerim Asena abla bende savcı olmak istiyorum da ondan soru sordum”

Tam Zeynebe cevap verecek iken içeriye giren eli silahlı adamlar ile dönüp kalmıştım pardon girmemişlerdi dalmışlardı havaya sıkıp Amcama doğrultmuşlardı

“Nerede o şerefsiz neredeler ”

“Haddini bilesin Afran Ağa ”

“Hozan kız kardeşim Zilanı kaçırmış ne haddinden bahsediyorsun sen bana Salih ağa ”

Bölümü nasıl buldunuzz olaylar başlıyoo lütfen kitaba oy vermeyi unutmayın okuyup tek geçmeyin 💗

Continue Reading

You'll Also Like

3K 159 15
"Sana çok istediğin o mor çiçekleri getirdim Sensei."Diye bitmeliydi kitap ama yarıda bıraktım.O yüzden okumayın derim.