İyi okumalar. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın✨
*•*•*
6. Bölüm: iptal olan planlar
Aynanın karşısındaki bedenim sırf bugün için en güzel kıyafetlerini giymiş, en sevdiği sallanan uzun zarif küpeyi takmış, yüzüne hafif bir makyaj yapmış, hazır bir şekilde dikiliyordu.
Dersten çıktıktan sonra lavaboda son kez güzel görünüyor muyum diye kontrol etmek istemiştim. Yüzüme yayılan gülümsemeyle gayet hazır olduğuma kendimi inandırdım.
Onun için özendiğim fazla belli oluyordu.
Bizimkiler neden bu kadar özendiğimi sorsalar da onları sürekli geçiştirmiştim. Eğer gerçeği öğrenirlerse uzun bir süre dillerinden düşmezdim çünkü. Kararlıydım. Park Jimin'le bugün harika bir gün geçirecektim.
Dün yaşadığım şeyler aklıma gelince yüzümdeki gülümseme utangaç bir hale bürünmüştü. Çevredeki kafeleri gezdirmek için Jimin'le okuldan sonra buluşmuştuk. Her şey normal bir şekilde ilerliyordu. Dün gece yaptığım çikolata parçacıklı kurabiyelerden vermiştim ona. Sevdiğini, buluşmayı kararlaştırdıktan sonra internette araştırarak öğrenmiştim. Deltanın en yakını olduğu için hakkında çoğu şey internette mevcuttu.
Ve biz kesinlikle tuhaf bir şekilde fazla uyumlu duruyorduk.
Tam bir kafeyi gözümüze kestirmiş oraya ilerlerken kendini bilmez iki alfadan biri "Güzelliğe bak be ne zarif bir beden. Şöyle bir sevgilin olacak her gece..." diye kısık tondaki sesini duyunca adımlarımı durdurmuştum. Bana söylediği çok belliydi. Jimin'in duyduğunu sanmıyordum onlara yakın olan bendim ve adam kısık bir tonda konuşmuştu.
Böyle şeylerle çok fazla karşılaşıyordum. Alfalar omegalar başta olmak üzere bazı betaları da sürekli bu şekilde sokakta rahatsız ederlerdi. Alfaların yaptığı her davranışı öven aile fertleri yüzünden olan ne yazık ki biz omegalara ve betalara oluyordu. Onlara neyin yanlış neyin doğru olduğunu öğretemeyen aileleri yüzünden bu şekilde yetişmeleri... kendilerinin de bu hale bürünmelerinde büyük payları vardı elbette ama her şey ailede başlıyordu.
"Hey," diye seslenmem üzerine hem Jimin'in hem de diğer iki alfanın bakışları bana dönmüştü. Az önce konuşan alfa eliyle kendini işaret ederek "bize mi dedin?" Diye sordu.
Yüzüme büyük bir gülümseme eklerek onlara doğru ilerlemiştim. "Evet, az önce bana doğru bir şeyler geveledin. Biraz daha sesli söyler misin?"
Yüzü gerilen alfa göz ucuyla arkamda kalan Jimin'e bakmıştı. Sanırım Jimin'den bir miktar korkmuştu. Korkması gerekenin ben olduğumu bilmeden bu hallere girmesi beni neredeyse güldürecekti.
"Yanlış anlamış olmalısın. Sana bir şey söylemedim." Yüzümdeki gülümseme tehlikeli bir hale bürünürken ona biraz daha yaklaşmıştım. Sonrası tamamen bir kaos ortamıydı. Tabiri caizse adamın sokak ortasında evire çevire dövmüştüm. Yanındaki arkadaşıysa arkasına bile bakmadan kaçmıştı oradan.
Alfayla işim bitince ağzı şokla açılmış, yüzündeki hayranlık duyduğu aşırı belli olan ifadesiyle dikilen Jimin'e doğru ilerlemiştim. Şoku üstünden atan alfa "Harika biri olduğuna her geçen gün daha çok inanıyorum." Demişti.
Ve günün geri kalanında çevredeki tüm kafaleri ona gezdirmiştim. Ama ne yazık ki o kadar eğlenmeye odaklanınca zamanın nasıl geçtiğini hiç anlamamıştım ve Taehyungla yaptığımız planı unutmuştum. Arkadaşlarının konusunu açmamıştım bile.
Ya da açmak istememiştim.
Ve sonuç olarak bugün film izlemeye gidecektik. Onunla zaman geçirmek gerçekten eğlenceliydi. Baskın bir alfaydı ama çocukca şeylere burun kıvırmıyordu. Şaka yapmayı seviyor hiç de göründüğü gibi psikopatça davranmıyordu.
Ve bana karşı çok nazikti.
Derin bir nefes almış ve lavaboyu terk ederek okul çıkışına doğru ilerlemiştim. Jimin beni kapının önünde beklediğini söyleyen bir mesaj atmıştı. Onu daha fazla bekletmesem iyi olurdu.
Sonunda kapının önüne geldiğimde Jimin'i merdivenlerin sonunda demirliklere yaslanmış bir şekilde beni beklerken gördüm. İçimde kelebekler uçuşmaya başlamışken adımlarımı ona doğru yöneltip ilerledim. Fakat yanına oldukça alımlı bir omega gelince adımlarım durdu.
O kimdi?
Bulunduğum yerden ne konuştuklarını duyamıyordum fakat kız çok utangaç duruyordu. Jimin kıza nazikçe gülümseyerek bir şeyler söyledikten sonra kızın suratı düşmüştü. Kaşlarım çatık onlara bakarken Jimin'le göz göze geldik. Anında bana gülümseyerek el salladı ve kıza dönüp ,yanılmıyorsam, veda ederek yanıma doğru adımlamaya başladı.
Salak değildim. Kız kesinlikle Jimin'e çıkma teklifi falan etmiş olmalıydı.
İnkar edemeyeceğim bir şekilde bu durumdan rahatsız olmuştum.
Jimin yanıma geldiğinde "Harika görünüyorsun." diye fısıldamıştı. Az önce olanları boşvererek ona gülümsedim. "Teşekkür ederim. Sen de harika görünüyorsun."
Başını hafifce sallayıp eliyle ileriyi göstererek "E, gidelim mi o zamam?" diye sordu. Başımı öne doğru eğip küçük bir 'Hmm' sesi çıkararak gösterdiği yere doğru adımladım.
Çıkışa doğru ilerlerken az önceki kızla göz göze geldik. Anında bakışlarımı kısıp kaşlarımı çattım, Jimin'in telefonla konuşmasını fırsat bilerek elimde boğazımı kesiyormuş gibi yaptım. Gözleri ve dudakları aynı anda açılırken gözleriyle çevresini taradı. Ona yaptığımdan emin olmak istiyordu galiba. En sonunda yutkunarak bakışlarını benden kaçırdı. Ben de ifademi bozarak önüme dönüp zarif bir gülümseme kondurdum yüzüme.
Yaptığım şeyin çocukça olduğunun farkındaydım ama içimdeki omegaya dur diyememiştim. Sahiplenme konusunda üstüne yoktu.
Kimse benim flörtleştiğim alfayla flörtleşemezdi.
Sonunda okuldan çıkıp Jimin'in arabasıyla birlikte yolcuğa başlamıştık. Yol boyunca ara sıra bakışlarının bana değdiğini hissediyordum ve bu miktar utanmama sebep olmuştu. Ah, gerçekten... kalbimi ellerinin arasına alıp oyuncak yapabilecek kapasitede bir alfayla filme gitmek tam da benim yapacağım bir eylemdi.
Film salonunun önüne geldiğimizde "Ne izleyeceğiz? Hiç sorma fırsatım olmadı." diye bir soru yönelttim. Aptal gibi filmi sormadan kabul etmiştim. Umarım sevdiğim tarzda bir şeyler izlerdik. Gerçi onunla vakit geçirmek için bile teklifi kabul ederdim. Sanırım Park Jimin enayisi olma yolunda emin adımlarla ilerliyordum.
"Aynı Yıldızın Altında."
Şokla açılan ağzımla birlikte bakışlarımı gözlerine çıkardım "ama o film vizyonda değil ki?"
Bana imalı bir bakış atıp yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Öleceğim sandım. Feromonları çok güzel kokuyordu. Hafiften mayışır gibi olurken "Sinemada izlemek istediğinden bahsetmiştin dün. Senin için bir jest yapmak istedim." dedi.
Benim için sinema salonuyla mı anlaşmıştı? Bu...
"Bunu yapmana gerek yoktu. Çok mahcup oldum şu an sana." Utanarak yüzümü ondan sakladığımda gülerek çenemi parmak uçlarıyla tutup tekrar ona bakamamı sağladı. "Utanmana gerek yok. Ben de izlemek istiyordum zaten. Beraber izlemek eğlenceli olur dedim."
Ve sonuç olarak filme girmiş, izlemiş ve salya sümük ağlayarak ayrılmıştık salondan. Oradan ayrıldıktan sonra bir şeyler yemiş, biraz yürümüş, biraz konuşmuş, biraz da birbirimizi tanımıştık.
Ve ben o gün bu oyuna devam etmeme kararı almıştım. Park Jimin'e aramızda hiçbir yalan olmadan, oyunsuz ve tamamen içimden gelerek adım atmak istemiştim.
Ve gecenin sonunda soluğu Taehyung'un kapısında almıştım.
*•*•*
KİM'İN ASKERLERİ
Taehyung:
Yoongi'yle yaptığımız plan hakkında bir daha konuşmuyoruz.
Plan da iptal
Ben başka bir yol bulucam delta konusunda
Hobi:
Neden vazgeçtiniz ki?
Jin:
Aynen jimin yoongi'yle iyi anlaşıyordu
Yoongi:
Bir kere söylicem ve konuyu sonsuza kadar kapatacaksınız
Tamam mı?
Üç kişi gördü.
Yoongi:
Sanırım Park Jimin
Uzun zamandır kapalı tuttuğum kalbimin anahtarını ellerinde tutuyor...
Jin:
Şaka yapıyorsun
Hobi:
ENİŞTEM Mİ OLUYOR ARTIK
Yoongi:
Hop dedik yavaş
Taehyung:
Beni şahidin yapmazsan bozuşuruz yoongi hyung
Yoongi:
Gerçekten
Ben sizinle neden arkadaştım biri açıklayabilir mi?
Üç kişi gördü.
Yoongi:
Vasıfsızsınız resmen ŞAİAÖZHAŞÇjxj
Jin:
Hiç yoktan yakışıklıyız
-Bölüm Sonu-
Ee, noldu şimdi? Yoongi kurtuldu mu?
Nasıl gidiyor hikaye? Sıkılıyor musunuz? Çok durgun ilerliyoruz çünkü...
Bu bölümü full yoonmin okudunuz diğer bölüm full taekook okuyacaksınız. Taekook artık bir tanışsın değil mi?
Sonraki bölüme kadar kendinize dikkat edin💜