Asker-i Berdel

By asaletlikizzz0

36.4K 1.8K 468

Heja Rezan 18 yaşında kısır olduğu için topraklarından ayrılmış bir kadın . Ailesi insanlar onu aşağılamasın... More

Tanıtım
karakterler
karakterler-2
1.bölüm
2.bölüm
3.bölüm
5.bölüm
6.bölüm

4.bölüm

3.5K 221 60
By asaletlikizzz0


01.01.2024 00.20

Herkesin yeni yılı kutlu olsun . İnşallah herkes için güzel bir yıl olur .

Şu an sokaklarda dağlarda olan polis ve askerlerimizin Allah yardımcısı olsun inşallah.

Not : Agâh işaret dili ile konuşuyor , hani konuşamıyordu falan demeyin

Hava almak için terasa çıktım . Altınlardan az kalsın boğuluyordum . Neyse ki küçük bir kutuya koymuştu üstümdekilerin çoğunluğunu berav yengem . Sadece bir kaç tane bilezik bir kaç yüzük 1 zincir ,altın kemer ve malxerap kalmıştı .

Biraz yürüyüp trabzanların yanına kadar geldim ve gözlerimi kapattım.

Biraz sonra arkamdan gelen sesle gözlerimi açıp arkama döndüm.

Agâh ilerleyip karşısında duran Mardin manzarasına baktı bir süre sonra da bana dönüp telefonunu çıkarıp bir şeyler yazdı ve bana gösterdi ." İsaret dili biliyor musun "

"Evet biliyorum" dedğimde başını salladı ve ellerini oynatmaya başladı.

"Bugun dini nikah kıyıldı , 1 hafta sonra da resmi nikah kıyılacak . Bu evlilikte senden istediğim şey benimleyken rahat olman beni bir kocadan çok arkadaş olarak görmen .

Çünkü bende öyle olacağım seninleyken . Seni bir eşten çok arkadaş olarak göreceğim . Öyle olursa bir birimizi daha iyi tanır ve aramızda olacak güven sorunlarına şimdiden engel olabiliriz . Olur mu ne dersin "dedi .

"Dediklerinde haklısın birbirimize arkadaş gibi yaklaşırsak birbirimizi daha iyi tanırız ve kolayca alışırız "dedim.

"O zaman telefon numaranı verir misin arada konuşuruz?" dedi . Onu onaylayıp elbisemin cebinden telefonumu çıkarıp tuş kilidini açıp ona uzattım.

Numarasını yazıp çaldırdı.

"O zman görüşürüz "dedi ve bende "görüşürüz" diyince içeri geçti.

Onun arkasından bende içeri geçtim . Asmarlar ayaklanmış gidiyorlardı onları geçirdik , onlar gittikten sonra amcamlar da kendi evlerine geçtiler sadece bizim aile kalmıştık.

İçerde kutuya indirdiğimiz altınları da alıp kimseye bakmadan "ben odama çıkıyorum uyuyacağım" dedim .

1 hafta sonra

Bu geçen bir hafta da Agâh ile sürekli mesajlaşmıştık . Kafa yapımız az çok uyuşuyordu ve bu yüzden iyi anlaşmıştık .

Rojbin ve Esma abla ile de anlaşıyorduk . Ama Dilan ve Aysel hanım ile yıldızlarımız uyuşmamıştı.

Dilan'la sürekli beni küçümsediği ve Agah ile ilgilenmek istediği için anlaşamıyorduk . Sorun Agâh'ı sürekli etkilemek için uğraşmasıydı . Tabi ağa bozuntusu ondan değil etkilenmek göz göze bile gelmiyordu .

Ağa bozuntusu ??

Agâh'tan bahsediyorum iç ses kendisine biraz tripliyim . Bende ona yeni bir isim buldum .

Ne yaptı da ağama trip atıyorsun sen

Çünkü ağa bozuntusu Verda ile konuşmuş yüzüme bu akşam ve yarın çok az makyaj yapmasını istemiş bende ona sen nasıl makyajıma karışırsın diye trip atmaya başlamıştım . Bu bir haftada onun da dediği gibi tıpkı arkadaş gibi rahat olmuştuk .

Birbirimizle istediğimiz gibi konuşabiliyor ve şakalaşıyorduk .

Neyse biz şimdiye dönelim

Bugün kına vardı . İçimdeki tek şey hüzündü .

Akşama kadar tüm hazırlıklar yapılmış ve ben odamda tek kalmıştım .

Esma abla ve Rojbin odaya girince kalktım.

Esma abla "çok güzel olmuşsun Heja "dedi bana hayranca bakarak .

Kınalığı istediğiniz gibi hayal edin .

"Teşekkür ederim abla sende çok güzel olmuşsun" o da zümrüt yeşili üzerinde Gold desenler olan bir abiye giymişti .

"Yenge çok güzel olmuşsun,abim gözlerini senden alamayacak" dedi .

"Sende güzel olmuşsun ama görümcelik damarın tuttu heralde" dedim gülerek.

"Niye ki "dedi masum masum .

"Kız benimle aynı renk giymişsin ya" dedim o da kırmızı üzerinde inci olan bir abiye giymişti.

Üzerine bakıp "heee" dedi sonra güldü . "Bu ne ki "dedi sinsi bir şekilde sırıtarak.

"Yarın beyaz giyeceğim deme" dedi benim yerime Esma abla .

"Ben demedim sen dedin yarın kuyruklu beyaz bir elbise giyeceğim sonuçta abim evleniyor güzel olmam gerekiyor" dedi . Şaka yaptığını mimiklerinden anlamıştım ama Esma abla inanmış gibiydi .

"Güzel olman için illa beyaz mı giymen gerekiyor" dedi kızgınlıkla

Ve devam etti "eger beyaz giyersen seni odaya kilitlerim" dedi .

"Şaka yapıyorum abla beyaz giymiyeceğim "dedi göz deviren rojbin

"İyi 2.bir Eza vakası kaldıramazdım " dedi .

"Eza vakası ne" diye sordum .

Esma abla gözünde canlanan öfke ile" ne olacak benim düğünümde Eza yani görümcem beyaz bir abiye giymişti "

"Neyse abla sen sonra görümceni anlatırsın hadi gidelim" dedi Rojbin .

Esma abla onu onaylayıp kapıyı açtı 3'ümüz yanyana aşağı inmeye başladık zılgıtlar çalmaya başlamıştı .

Aşağı inince beni gelin tahtına oturttular.

Bir zaman beni de oynamaya kaldırdılar .

Bende hiç bir sey olmamış gibi oynayıp dans ettim. Sonuçta   hayatımda ilk defa evleniyorum .

Bir süre halay çektik oynadık ama içimde ki hüzün yerini koruyordu .

Ben tekrar gelin tahtına otururken herkes oynamaya ve zılgıt çekmeye devam ediyordu .

Erkekler gelince ben ve Agâh'ı ortada yan yana oturttular .

Melek halam da önümüzde oturup kınayı yoğurmaya başladı .

Onunla beraber kına şarkısı da çalmaya başladı.

Şarkının başlamasıyla gözlerim doldu .

Bu gecenin koynunda
Saclarimi or anne
Yildizlara takilmasin inci niniler anne
Kina yak ellerime

Nerdesin anne , söz vermiştin senin kınanı ben yakıcam demiştin anne , sen hep sözünü tutardın şimdi niye tutmadın anne .

Parmaklarim kalsin
Dokundukca tenime
Kokun bende kalsin
Uyut beni gogsunde agitlarinla anne

Kokunu ozledim anne , dokunuşlarını özledim anne . Bana sarılıp türkü söyleyerek uyutmanı özledim anne . Ben seni çok özledim anne.

Gelinligimi ort ustume
Giyemedim anne
Kina yak ellerime
Parmaklarim kalsin

Dokundukca tenime
Kokun bende kalsin

Şarkının her sözünde bir yaş daha aktı gözlerimden...

Agah beni kendine çekip başını başıma yasladı . Alnıma gelen sıcaklıkla onun da ağladığını anladım .

İkimiz de birbirimizi anlıyorduk . Zaten aynı şeyi yaşamış insanlar bizi anlamaz mıydı .

Müzik bitene kadar gözlerimden akan yaşlar durmadı . Agah ta başını başımın üzerinden çekmedi .

Şarkı bitince ayrıldık

"Kaynana kaynana gelin elini açmıyor "diye bağırdı esma abla . Onun da gözleri kızarmıştı ikimizin de bu anında annelerimiz yoktu ve annemizin eksikliği çok belli oluyordu .

Aysel hanım iki tane altın çıkarıp verdi .

Esma abla ikisini de ellerime koyup üzerine kına yaktı . Ve üzerlerini beyaz bez ile bağlayıp kırmızı tülden olan eldivenleri bağladı.

Tekrardan hareketli müzikler çalmaya başladı . Bazı kişiler halay çekiyordu.

Agah elimi tutunca ona baktım, başıyla gelin tahtını gösterince kalktım. Bir eliyle sandalyesine yön verirken diğeriyle elimi tutuyordu .

İnsanların arasından geçip gelin tahtının yanına geldik . Kendini biraz zorlansada sandalyeden uzun koltuğa( adı her neyse) oturdu ve beni de yanına oturttu .

Elini belime koyup beni kendine çekti ve başını başıma yasladı . 'Agah ne yapıyorsun "dedim kendimi tutamayıp.

Telefonunu çıkarıp şifresini girdi ve bir şeyler yazdı. Bana çevirip okumamı işaret etti "biraz öyle duralım , şu an sadece birine sarılmaya ihtiyacım var "yazmıştı. Başımı sallayıp telefonu ona geri verdim .

Aynı şeye benimde ihtiyacım var .Bende kollarımı beline sardım ve göğsüne yaslandım . Başım çenesine denk geliyordu .

Agah'a sarılı vaziyette etrafımı izlemeye başladım . Gözüm abimlere takılınca bize bakıp buruk bir şekilde tebessüm ettiklerini gördüm.

Agâh'ı anlıyorlardı böyle bir günde annesizliğin ne akdar kötü oldugunu biliyorlardı .

Onlara aynı şekilde tebessüm ettim .

Aklıma Agâh'a tripli oldugum gelince ondan ayrıldım .

"Hadi ben unuttum sana kızgın olduğumu sen niye hatırlatmıyorsun ya" diye kızgınlıkla konuştum . Konuşmam üzerine kahkaha attı .

Bize yakın olan bazı kızlar Agâh'ın gülüşüne bakınca hemen elimi ağzının üzerine koydum "gülmesene "dedim sinirli bir sesle . Bu halime anlam veremeyerek baktı . Bende anlam veremiyordum zaten Agâh'ın yanındayken değişen halime .

Herkes dağılınca ben de yemek yiyip odama çıktım Verda'yı da yanımda getirmiştim kınalığı çıkarmada yardım etmesi için.

Kınalığı çıkarıp burda kalan pijamalarımdan birini alıp giydim . Eşyalarım Asmar konağına gitmişti . Burda sadece bir kaç parça kalmıştı . Ve silahlarımla tıbbı eşyaların oldugu valizlerde burda kalmıştı . Düğünden sonraki gün Mervan abim getirecekti.

Düğün zamanı

Odamda saçım ,makyajım yapılmış üzerimde gelinliğim ile duruyordum .

Yanımda verda ve Ceylan vardı yine .

Kapı çalınıp içeriye babam ve abimler girdi hepsinin gözleri kızarıktı. Onların girmesiyle verda ve Ceylan çıktı sadece 5'imiz kaldık.

Babam dolu gözleriyle konuşmaya başladı "Yıllar önce seni kucağıma verdiklerinde küçücüktün seni kucağıma aldığımda kaybolmuştun neredeyse sadece üzerinde ki beyaz battaniye senin varlığını belli ediyordu . Seni erkeklerden nasıl koruyacağımı düşünürdüm hep ama şimdi büyüdün ve güvercin gibi yuvadan uçuyorsun . Kendini hiç yalnız hissetme ve hep yanında olduğumuzu bil güzel kızım " diyip alnıma öpücük kondurdu .

"Güzelim evleniyor olabilirsin ama sen hala benim küçük kardeşimsin ve hep te öyle olucaksın benim için. Sen benim canımızdan bir parçasın ve seni her zaman sevdiğimizi bil olur mu" diyıp başımdan öptü .

"Burası senin evin ve kapımız sana her zamn açık, istediğin an buraya gelebilirsin kimse seni yargılayamaz ya da laf edemez çünkü biz her zaman yanındayız güzelim " dedi Mithat abim ve anlımı öptü o da .

Diyar abim" özür dilerim gülüm" dedi titrek sesiyle ve başını önüne eğdi.

Ona sarıldım ve" abi özür dileme ve başını öne eğme bir daha çünkü benim abilerim Allah'tan başka kimsenin önünde başlarını egmez " başımı öpüp başını salladı.

Devran abim de" seni çok seviyorum bunu bil olur mu' diyıp alnımı öptü ve elindeki kuşağı belimden üç defa geçirip bağladı ve alnımdan öptü.

Bir koluma Mervan abim diğer koluma da Devran abim girdi.

Odamdan çıkıp merdivenleri indik tek tek .

Herkesle tek tek vedalaştım bu durum benim için oldukça zor olmuştu .

Yıllardır onlardan ayrı yaşıyordum ama bu kez farklıydı. Ben bu konaktan Rezan olarak çıkıp bir daha kine Asmar olarak girecektim .

Agah yanıma gelip elini tutmam için uzattı. Avcumu eline bırakınca sıkıca tuttu .

"Kızım önce Allah'a sonra sana emanettir Agâh ağa "dedi babam bariton sesiyle .

Agah babamı bası ile onayladı ve beni arabaya ilerletti .

Fısıldaşmaları duyuyordum. Bazıları "kısır haliyle hanım ağa oldu "

"Gencecik kız kalan ömrünü sakat birine bakarak heba edecek "

"İki güne kuma getirirler üzerine "

İyi şey diyenler kadar kötü şey diyenlerde vardı .

Asmar konağına gelince indim ve içeri girdik. Zılgıtlar kulak patlatacak derecede çoktu.

Esma ablanın yardımıyla oturacağımız masaya geldik.

Rojbin girdiğimiz anda halay çekenlere karışmış ve halay başı olmuştu.

...

Düğün yorucu bir şekilde bitmişti .

Odada Agâh'ı bekliyordum.

Bir kaç dakika sonra kapı açılıp içeri agah girdi.

Sandalyesini makyaj masasına yöneltip ilerledi .

Makyaj masasına ulaşınca çekmeceden kırmızı bir kutu çıkarıp eline aldı ve yanıma geldi.

Arkama geçemediği için kutuyu açıp önden boynuma taktı kolyeyi .

"Sen banyoda üstünü değiştir ,ben giyinme odasında üzerimi değiştirim" dedi "tamam" dedim ve" banyo solda giyinme odası da sağında , banyodan giyinme odasına geçiş var "dedi ve giyinme odasına geçti .

Bende gösterdiği yereyani banyoya geçtim . Aynanın önüne geçip saçımdaki tokaları çıkardım

Gelinliği açmak için elimi uzatınca aklıma Ceylan'ın bir sürü düğüm attığı geldi .

Banyodan giyinme odasına açıldığını tahmin ettiğim ettiğim kapıyı açtım . Tişörtünü giyen Agâh ve kapının sesiyle bana döndü. Gelinliğimle beni görünce

'Ne oldu' anlamında başını salladı.

'Gelinliğimi çözemedim yardımın gerekiyor 'dedim . Utana sıkıla bir şekilde demedim tabiki de . Bunun neresinden utanacaktım ki adam zaten nikahlı kocam utanmamı gerektiren bir durum yoktu .

Yanıma gelince ben de arkamı döndüm o elini gelinliğe atınca bir an durdu . Niye durduğuna yandaki boy aynasından bakınca Ceylan'ın kördüğümden farklı olmayan bir düğüm attığını gördüm .

Şaşkın halini düzeltip ipleri çözmeye başladı .

İpleri bitirip fermuarı açınca nefes aldığımı hissettim . Dar değildi ama ağırdı bir de üstüne saatlerdir üstümde olunca artık rahatsız etmişti .

Banyoya geçip gelinliği indirdim iç çamaşırlarımıda indirip saçlarımı yukarıdan topuz yaptım gece gece saçımla uğraşmak istemiyordum o yüzden saçlarıma su değirmeden bedenimi yıkayıp üzerime beyaz bornozumu giydim. Banyodan giyinme odasına geçtim.

Gözlerim kıyafetlerimin oldugu bavulu ararken yerde olduğunu gördüm yerleştirilmelerini istememiştim kendi elimle yerlerine koymadığımda sürekli karıştırıyordum nerde olduklarını . Ve de eşyalarımın karıştırılmasından haz etmezdim.

Elimi bavullara atınca kilitli olduklarını gördüm . Kesin Rojbin'in ve Ceylan'ın işiydi bu yoksa kimse böyle bir şeyi yapmaya cesaret etmezdi .

El mahkum dolaptan giyinecektim .

Dolaba yönelip ilk önce iç çamaşırı aldım ve giydim sonra da geceliklerin olduğu dolaba yöneldim ve açtım .

Dolaba bakınca alış veriş teyken bakmak bile istemediğim geceliklerin ve benim seçtiğim geceliklerin tek tek dolaba dizildigini gördüm . Aralarından lacivert renginde şort ve gömlekten oluşan bir takım alıp giydim .

Giyinme odasından çıkıp yatak odasına girdiğimde Agâh'ın kapıya gittiğini gördüm .

Kaşlarım çatılarken "bir şey mi oldu ?"dedim başını olumsuz anlamında sallayıp "akşam yemek yemedim ve ilaçlarımı icemedim o yüzden yemek yiyip gelicem" diye açıkladı .

"Sen dur ben de biraz acıkmıştım bir şeyler hazırlar getiririm" dediğimde kaşlarını catıp "bu halde mi "dedi üzerimi gösterirken .

Bu üzerimde ki şort ile çıkmayacaktım tabi ki o yüzden giyinme odasına girip rastgele bir tane sabahlık aldım .

Ve odaya geçip üzerime giydim ve kuşağını bağladım bileğimin 2 karış üzerinde bitiyordu .

Ona bakıp "Mutfak nerde" diye sordum "avlu da sağdan 2.kapı" diye tarif etti yerini , başımı sallayıp tam kapıyı açıcakken elimi tuttu ona döndüğümde bana bakmayıp sabahlığın kuşağını açıp daha sıkı bağladı .

'Şimdi oldu' der gibi bakıp balkona doğru gitti . Arkasından kıskançlığına göz devirip kapıyı açıp çıktım .

Merdiven inmeye üşendiğim için asansöre binip en alt kata bastım . Asansör gelince indim ve Agâh'ın tarif ettiği gibi mutfağı buldum .

Işığı yakıp içerisine adım attım . Mutfak modern bir şekilde dekore edilmişti ama çoğunlukla açık kahverengi ve krem renkleri hakimdi .

Orda daha fazla durmayıp tezgahın üzerinde duran su ısıtıcısına su koyup çalıştırdım .

Bir tane tepsi çıkardım .

Buzdolabı'nı açıp düğünden kalan et yemeklerine gözlerimi bile değdirmeden kahvaltılıkları çıkarıp tepsiye dizdim . Gece eğer acıkırsam hafif bir şeyler yemeyi tercih ederdim . Böylesi daha iyiydi sağlık açısından (iyi mi kötü mü bilmiyorum salladım ).

O zamana kadar su kaynamıştı . Küçük bir demliğe bize yetecek kadar suyu döküp üzerine de çay koydum ve kaynaması için ocağa koydum .

O sırada içeri elinde sürahi ile Dilan girdi . Beni burda beklemiyor olmalı ki şaşırdı .

"Hayırdır gelin hanım ne işin var bu saatte burda "dedi bardağa su doldurup içerken bardağı indirince masanın üzerinde ki tepsiyi gördü .

"Daha ilk geceden Agâh ağamı yalnız mı bıraktın?" dedi alayla .

"Yalnız bırakmadım ,Malum yorgunuz düğünden dolayı,enerji toplamamız gerek sonuçta gece uzun olacak" dedim sonda göz kırparak .

Bana alayla baktı ama üstümdeki sabahlığı görünce afalladı .

Bende üzerime bakınca bunun en iddialı geceliğin sabahlığı olduğunu gördüm.bunu nerden biliyorsun derseniz bu renkten sadece bir tane vardı ve o da çok iddalıydı . Alışveriş e o da gelmişti biliyordu hangi geceliğin sabahlığı olduğunu .

İki tane bardak ve bir kase toz şeker çıkarıp tepsiye koydum . Ben şekerli içiyordum o yüzden de kase ile almıştım

Kaynayan çayı ocaktan alıp tepsiye koydum . En az iki tane içeceğim için demliği götürüyordum .

"Seninle kalıp sohbet etmek isterdim canım ama kocam beni bekliyor" dedim yüzümdeki sahte gülümsemeyle ve onu orda bırakıp çıktım . Arkamda sinirden kızaran bir Dilan bıraktığımdan haberim vardı elbette ki .

Düğün boyunca bakışlarını Agâh'tan çekmemişti. Bu da haliyle beni sinirlendirmişti . Berdel yoluyla da evlensem kocamdı sonuçta .

Asansöre binip katı bastım ve beklemeye başladım bir kaç saniye sonra odanın olduğu kata gelmiştim.

Odaya gelip kapıyı açınca Agâh'ın hala balkonda olduğunu gördüm.

Oturma grubunun ortasında ki sehpaya tepsiyi indirip "Agâh" diye seslendim . Sesimle beraber bana döndü ve içeri geldi . Gözleri tepsiye değince bana hayal kırıklığı ile baktı .

"Niye öyle bakıyorsun" dedim çayları koyup ona baktım .

"hani düğünden kalan kavurma" dedi bana hayal kırıklığı ile bakarken .

Kurban bayramında babamın 1 tabaktan fazla kavurma yemesine izin vermediğimde baktığı gibi bakıyordu.

"Bundan sonra geceleri öyle seyler yemeyeceksin "dedim

"Sebep" dedi gözlerini kısarken . Gözlerini kısarken bile çok karizmatik olduğunu söylemiş miydim.

"Miden ağrır sindiremediğin için" dedim

"Hiç bir şey olmaz "dedi .

'Hep öyle dersiniz zaten sonra geceleri ağrıdan uyuyamazsınız" dedim söylenerek

"Kim diyor "dedi gözlerinden kıskançlık geçtiğini gördüm.

Göz devirip "kim diyorsa diyor ne yapacaksın "dedim

"Kim diyor dedim" dedi tekrar "abilerim diyor Agâh" dediğimde rahatladı .

Agâh'a zorla yedirmeyi başarıp ilaçlarını verdim. Beyefendi illa kavurma istiyorum diye tutturdu çünkü .

Tepsiyi sehpada bırakıp yatağa girdik . Sabah hallederdim .

O koltukta yatamayacığından ve ben de narin bedenimin tutulmasına kıyamadığımdan beraber uyuyorduk .

"İyi geceler "dedim kendi tarafımda olan ışığı kapatırken o da "iyi geceler "diyip ışığını kapattı.

Bölüm nasıldı ?

Bölüm hakkında düşünceleriniz?

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Continue Reading

You'll Also Like

83.5K 1.6K 9
Kara hareleri beyaz tenimde gezerken gerilen vücudumu ondan gizlemeye çalışıyordum.Pek başarılı olduğum söylenemezdi.Acımasız ve sertti,bu beni korku...
26.9K 1.3K 22
Almanya'da yaşayan genç bir kız, 15 yaşındayken, abisinin aşiretin kızını kaçırması nedeniyle, berdel töresi gereği 33 yaşındaki bir adamla evlenmek...
2M 79K 42
𝙺𝙰𝙽 & 𝙶𝙾̈𝚉𝚈𝙰𝚂̧𝙸 𝚂𝙴𝚁𝙸̇𝚂𝙸̇ 𝙸𝙸 𝐾𝑎𝑛 & 𝐺𝑜̈𝑧𝑦𝑎𝑠̧𝚤 𝑆𝑒𝑟𝑖𝑠𝑖𝑛𝑖𝑛 𝑖𝑘𝑖𝑛𝑐𝑖 𝑘𝑖𝑡𝑎𝑏𝚤𝑑𝚤𝑟 𝑣𝑒 𝑡𝑎𝑚𝑎𝑚𝑙𝑎𝑛𝑚𝚤�...
81.7K 2K 34
Her şey mafya can'ın 5 yıl önce liseli adayı aşık olmasıyla başlamıştı. Can sadece miniğinin büyümesini bekliyordu... +18 yoktur!