Le Coup De Foudre | Taekook

By patricelyxe

8.9K 748 1.2K

Kim Taehyung kendini bulmak için motor yarışlarına katılan bir sosyologtu. Beklemediği şey ise kendini yarışl... More

0: "Encounter."
1: "Beginning."
3: "Prospect."
4: "Desire."
5: "Ordinary."
6: "Supernova."
7: "Traces."
8 "Vicissitude."
9: "Prurience."
10: "Disillusion."
11: "Release."
12: "Competition."
13: "Exasperation."

2: "Wonderment."

770 78 123
By patricelyxe

(Chase Atlantic- OHMAMI)

"Mamacita gözlerindeki şeytanı görebiliyorum.
Çok güzelsin, benim yanımda olmak istiyorsun."

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın.

İyi eğlenceler <3

...

Aldığım teklifin üzerine sırıtmaya başladım. O an sayısız cevap vermeyi düşündüm fakat onu reddettiğim tek bir ihtimal bile yoktu bu düşünceler arasında. Zihnimi birkaç sözüyle meşgul eden adamı karşımda bulmuşken bu fırsatı kaçırmak aptallık olurdu. Dikkatle yüzümü inceleyişi karşısında daha fazla uzatmadan cevapladım onu.

"Araban ne tarafta?"

Yüzünde büyük bir sırıtışla önümden ilerlemeye başladı. Vakit kaybetmeden arkasından ilerledim, geçen gece olduğu gibi beni merak etmemesi için Jin'e dışarıda olacağımla ilgili kısa bir mesaj atıp önüme baktığımda arabasının yanına ulaştığımızı gördüm. Şoför koltuğuna oturmasının ardından yan koltuğuna yerleştim. Arabayı çalıştırıp dikiz aynasına çevirdiği bakışlarıyla beni süzmeye başladı. Anlamlandıramadığım bir şekilde heyecanlı duruyordu, yüzündeki ifadesizliğe rağmen hissediyordum hem de heyecanını.

"Bu civarda güzel ve sakin bir bar biliyorum, gitmek istediğin özel bir yer yoksa oraya süreceğim."

"Nasıl olsa amacın barda eğlenmekten ziyade benimle konuşmak değil mi? Neresi kafana esiyorsa devam et."

Yüzünde yer edinen yan sırıtışıyla yola devam etti. Bahsettiği bar sahiden yakındaydı, arabayı boş bulduğu ilk yere park etmesiyle onu beklemeden inmiş, girişe ilerlemiştim. Siyah ve kırmızı renklerinin ağırlıklı olduğu mekanda göz gezdirdim. İçeride çoğunlukla ot çeken, fazla alkolden kafayı bulmuş ya da kendini dansa vermiş tipler vardı. Bar tezgahına yaklaşıp çektiğim tabureye oturdum, hemen ardımdan da yanımdaki tabureye henüz gerçek adını bilmediğim Jeremy oturdu. Yanımıza yaklaşan barmen ne içmek istediğimizi sorduğunda sakin bir tonla cevapladım.

"Sangria istiyorum. Fazladan rom ekli olsun." Sözümü bitirmemle Jeremy'e dönüp sipariş vermesini bekledim -yaptığım daha çok onu süzmekti- ve söze girdi.

"Martini istiyorum, karameli az olsun."

Yanımızdan ayrılan barmenin ardından bana döndü ve elinde henüz yaktığı sigarasıyla, tıpkı ona yaptığım gibi beni süzmeye başladı. "Yabancıların bar tekliflerini her zaman kabul eder misin Taehyung?"

Duyduğum sözlerle açıkça şaşkınlığa uğradım. Ne dediğini sanıyordu ve adımı nereden biliyordu? Kampüste karşılaştığımızda isimlerimizi söylemediğimize adım kadar emindim. Yine de alaycı gülüşümü bozmadan ona baktım, parmakları arasından sigarayı iki parmağımla alıp içime derin bir nefes çekerken cevap verdim. Bu konuşmayı önceden planladığını anlamak hiç de zor değildi.

"Jeremy ya da her ne boksan, beni nereden tanıyor da bu şekilde konuşuyorsun bilmiyorum ama-" Barmenin getirdiği kokteylden bir yudum aldım ve devam ettim. "Beni yalnızca teşekkür amaçlı davet etmediğini bilecek biriyim, yani sorgulamak yerine dökül bakalım neler var aklında."

Sözümü bitirmemle sırtımı oturduğum tabureye yasladım. Yüzünde anlamsız bir sırıtma oluştu yeniden, ağzından hafifçe bir "tch" sesi çıkararak bana döndü.

"Adım Jungkook, Jeon Jungkook." Tepkisiz kaldığımı fark ederek ekledi. "Okuduğun ve kendini adadığın bölüm toplumu, insanları eleştirmek olmasına rağmen en ufak söze parlamanı anlamıyorum. Senin aksine ben muhatap olduğum kişiyi tanıyorum Kim Taehyung ve inan bana aklımdakileri bilmek istediğinden emin değilim."

Neden bahsettiğini anlamıyorum ama aklı sıra bana ima yapmaya çalışıyorsa bunun karşılığını vermekten çekinecek değildim. İğneleyici tavrı yalnızca sinirlenmemi sağlıyordu. Önümdeki kokteyli kafama dikip karşımdaki adamın her bir uzvunu incelemeye başladım.

"Bu sözlerinden çıkardığım tek anlam, seni tanımayan birini hayranlık duyarak tüm dikkatinle incelemen. Söylesene paranoyak gibi beni takip de ettin mi Jeon?" Gözlerimin en içine bakıyordu, söyleyeceklerimi bana unutturmak ister gibi tüm odağını bende sabitlemişti. Her nefeste daha da sinirleniyor ve buna tezat oluşturacak şekilde dudaklarına vahşice kapanmak, tüm bu ukala tavırlarının hesabını soracak şekilde kanatmak ve ısırmak istiyordum. Ki bu doğrultuda kendimi dudaklarına birkaç milim uzaklıkta buldum ve yakalarına sertçe asıldım. Elimdeki sigarayı bir kez daha dudaklarım arasına götürüp içime çektim ve dumanını olduğu gibi dudakları üzerine üfledim. Geri çekilme zahmetinde bulunmadı, her kelimemde dudaklarımın onun dudaklarına değeceğini bilerek sıralayacağım cümlelerimi bekledi.

"Bana, seni mahvetmemi ister gibi bakmaya devam edeceksen bu konuşmayı nasıl tamamlayacağız?" Yutkunma sesini işitmemle zihnimden geçen düşüncelerde yanılmadığımın çokça farkındaydım.

Benden istediği şeyler var.

Bu çabası boşuna değil.

Zihninde neler dönüyor yıldız oğlan?

"Amacın ne Jungkook?" Cümlemi bitirip aramızdaki mesafeyi açtım ellerimi üzerinden çekerek. Bitmeye yakın olan sigarayı tekrar parmakları arasına yerleştirdim. Düşünmeden söze girerek merakımın ikiye, belki de üçe katlanmasını sağladı.

"Herkesi tanımlayabilmene rağmen kendinden haberin yok, ve ben de seni çözebilmek için yakınında olmalıyım. Zihnimin tüm odalarını işgal edecek ne yapmış olduğunu anlamak istiyorum Kim." Sözlerini bitirip derin bir nefes aldı ve kendi önündeki kokteyli bitirdi. Parmağıyla tezgah üzerinde ritim tutarken vereceğim cevabı bekliyordu.

"Telefonunu ver."

"Ne?"

"Numaramı kaydedeceğim telefonunu verir misin?"

Cebinden çıkarıp uzattığı telefonu elime aldım ve numaramı hızla kaydedip kendime bir çağrı bıraktım. Telefonu ona geri uzatırken yerimden yavaşça kalktım.

"İyi geceler Jeon." Bir cevap beklemeden arka kapıya doğru ilerledim ve işlek caddeden geçen bir taksiye binip Jimin'in evini tarif ettim.

...

"Siktir sen ciddi misin Jungkook!"

Heyecanla yerinde tepinen Hobi'ye bakıp genişçe gülümsedim. Tepkileri mi çok komikti yoksa ben mi fazla içmiştim bilmiyordum fakat her şeye gülesim geliyordu. Belki de tek sebebi 3 aya yakın süredir yalnızca uzaktan izlediğim,"hayranı" olduğum kişiyle sonunda adam akıllı konuşabilmekti.

"Bana yaklaştığında cidden öpüşeceğiz sandım amına koyayım! Yakama yapıştığında neredeyse gözlerimi kapayacaktım, olacak rezilliği düşünebiliyor musun?" Cümlemi bitirdiğimde Yoongi büyük bir kahkaha attı. O bile gülüyordu demek halime...

"Kook eşekleri uçarken göreceğime bile inanırdım ama seni böyle göreceğime inanmazdım." Tamam sanırım bu kadar gülmeleri sinirimi bozmuştu.
Tam bu sırada Namjoon herkesin aksine ciddiyetle konuştu.

"Peki şimdi ne olacak? Hissettiğin şeylerin tutku ve şehvet olduğunu söylemiştin, yani onunla yalnızca yatmak mı istiyorsun? Uzun zamandır ondan başkası ilgini çekmiyor, bu durumun tek geceyle geçeceği bile belli değil."

Pekâla sanırım itiraf vakti geldi.

"Yalnızca ilgimi çeken biri olsa size anlatma gereği duymazdım. Onu ilk incelediğimden beri aklımdan çıkmadı ve işin aslı..." Derin bir çekip devam ettim. "O dönem seks partneri olduğum kişiyi gönderdim, bu işe başkasını bulduğumuz an bitireceğimiz şekilde girişmiştik zaten."

Sessizlik.

Dediklerim tamamıyla doğruydu. Son partnerimle aramızdaki uyumdan memnun sayılırdık, ikimizin istekleri de uyuşuyordu fakat Taehyung'u gördükten sonra işler değişti. Onu yalnızca izliyordum, bana kafa tutmak için de olsa yaptığı ima komikti çünkü onu hiç takip etmemiştim. Yalnızca izliyordum; arkadaşlarıylayken nasıl tepkiler verdiğini, birilerini gözlemleyip zihninde yorumlarken yüzünde yer bulan mimikleri, sinirli halini ve daha birçoğu...

Hiçbir zaman ona karşı duygusal bir çekim hissetmemiştim. Ona bağıra çağıra hatalarını söylemek, kendinin farkına varmasını sağlamak istiyordum. Alkolik olduğunu ya da durmadan yeni insanları denediğini anlamak zor değildi. Üstelik o da en az benim kadar insan sevmiyordu. Aradığı şeyler vardı ve ben kendini gerçekleştirme evresini tamamlamış biri olarak, ona bunu gösterecektim. Bu aşağılık insan dünyasında algılarını ve potansiyelini kullanmayı başaran az kişi vardı. Taehyung da onlardan biriyken bunu harcamasına göz yumamıyordum. Hiçbir zaman kendimden başkasını düşünmemiş biri olmam da işin trajikomik yanıydı.

Bu anlattıklarım doğrultusunda duygusal en denebilecek bir olay yoktu. En azından bugüne kadar. Hayır istediğim onunla tek gece geçiren diğer budalalardan biri olmak değildi. Ben onu kendime istiyordum.

Derin sessizliğin ardından konuşmaya karar veren bir adet Hobi.

"Yani garip fantezilerini onunla mı yaşamak istiyorsun?" Benden önce söze Yoongi atladı.

"Hadi ama Hoseok sırf sana tuhaf geliyor diye BDSM'i yargılayamazsın."

"Herkes sizin gibi mazoşist değil Yoongi kabul et artık şunu." diyerek göz devirdi ve kollarını önünde birleştirdi Hoseok. Yine ve yine şu anda bu ortamın tek mantıklı konuşan kişisi Namjoon konuştu.

"Jungkook 'un Taehyung için bunu istemesi çok normal ama Taehyung'un böyle şeylerden hoşlanıp hoşlanmadığını nasıl bilebiliriz ki?"

"İçgüdülerim beni genelde yanıltmaz Joon, hem sizce vanilya* insanı olan biri neden ilk sohbette yakama yapışıp beni yemek ister gibi baksın ki? O dumanı yüzüme üfleyişi bile "ben seks tanrısıyım" diye bağırıyordu!"

"Bence Kook haklı. Kim'i hiç yarışta görmediniz, sikeyim o adamın yumuşak şeyleri sevmesinin ihtimali bile yok." Teşekkürler Yoongi en azından sarhoşken mantıklı konuşuyorsun.

Telefonumu elime alıp Taehyung'un çağrı bıraktığı numarayı kaydettim.

+82 10- 3748 **** olan numara Valerie olarak değiştirildi.

...

"Qui se ressemble s'assemble."

"Tae kaç defa daha söyleyeceğim şu sözleri söylerken bize de anlamını söyle diye, orospu çocuğu muyuz biz burada?"

"Jimin cırlamasana kulağımın dibinde!"

Didişip duran ikiliye bakıp güldüm yalnızca. Taksiden inip Jimin'in evine girdiğim gibi Jin'i de burada bulmak benim için harika olmuştu.

"Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş diyorum işte Jimin. Tepkilerini görmeniz lazımdı! Tüm hayatını ona sert davranmamı beklemek için geçirmiş gibi bir hali vardı. Boşuna aklımdan çıkmıyor değilmiş işte."

Kucağıma başını koyan Jimin heyecanla konuştu. "Şimdi ne yapmayı planlıyorsun peki? Ona mesaj atacak mısın?"

Güzel soru, bunu ben de bilmiyorum.

Benim yerime Jin cevapladı bu soruyu. "Bence önce ne istediğine karar ver Taehyung. Sadece sikişip bırakacağın birini günlerce düşünmüş olamazsın ama onun tavırları da arkadaş olmaktan çok uzak görünüyor."

Jimin de onaylayan mırıltılar çıkardı ve çıkar yol bulmak için düşünmeye devam ettim.

Siktir. Ne yapacağımı biliyorum.

"Yoongi de bugün oradaydı ve ikisi çok samimi konuşuyorlardı, bu demek oluyor ki havuz partisine Jungkook da gelecektir!"

"Havuz partisi mi, hangi ergen evinde havuz partisi verir ki anasını satayım?"

"Jin kapa çeneni, partiye gidiyoruz!" Bu işten en keyif alacak kişi tabii ki sensin Jimin...

"O halde mesaj atma zahmetine girmiyorum? Partide her şey belli olacak zaten." Sırıtarak arkadaşlarıma baktım ve beni onaylamalarıyla derin bir nefes verdim, rahatlamıştım sonunda.

"Parti hangi gündü Tae?"

"İki gün sonra, Cumartesi akşamı Jim."

Anladığına dair mırıltılar bıraktı ve başka şeylerle ilgilenmeye başladık. Bu konu kapanmıştı.

En azından bu gece için.

+82 10- 6271 **** olan numara Yıldız Oğlan olarak değiştirildi.

Bölüm sonu.

Ben Patrice.

Sizleri seviyorum.

vanilya ilişkisi* : Halk arası tabirle yumuşak seks. Fantezi ve sertlikten uzak, tamamen klasik sevişme.

Continue Reading

You'll Also Like

1M 100K 53
sevgilin var, zerre sevmiyorsun biliyorum. bir tarafları da yetersiz ve küçük, esmer bacaklarının arası için. anlamıyorum, ben bu kadar iyi doldurabi...
5.2K 339 34
gözlerin gözlerime değince felâketim olurdu ağlardım beni sevmiyordun bilirdim ___ Bir dedektif ve polis , nefret ve aşk, peki kim kazanacak ?
282K 25.2K 25
❝Kim Taehyung sanata düşkün, gizemli bir hukuk öğrencisiydi. Jeon Jungkook ise onun gizlice fotoğraflarını çekiyordu. Her şey bir gün Jungkook'un Tae...
2.1K 94 8
"İhanetinin farkında değilim mi zannediyorsun? Çek sırtımdan bıçağını! Artık hissetmek istemiyorum." BAĞIMLILIK SERİSİ İKİNCİ KİTAP