savage ~ Taekook

Por monscherry

261K 26.3K 19.6K

Kendi düğününden kaçan omega jungkook kullandığı teknenin arızalanması sonucu en yakınında ki kara parçasına... Mais

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
13
14
15
....
16
17
18

12

13.9K 1.4K 880
Por monscherry

Neden bilmiyorum ama hikayenin en heyecanlı bölümlerinde yazma isteğim kaçtı. Umarım savage de af gibi olmaz...

Keyifli okumalar.

...

Evde ki ikili ateş topuydu.

Gözleri her birbirine değdiğinde jungkook gıcık bir tavırla deltaya dil çıkarıyor, delta ise karşılık olarak şaplak atıyordu ona.

Jungkook'u zorla eve getirmiş, teknenin anahtarlarını ise saklamıştı o bulamadısın diye. Çünkü omega o kadar sinirlenmişti ki sürekli gideceğini söylüyor, saat başı deltayla tartışmaya gidiyordu.

Bu tartışmanın sonunda ise deltanın saçı çekiliyor, jungkook ise kıçına şaplak yiyordu her defasında.

Yaramaz bir çocuk gibiydi jungkook. Karşısında dağ gibi adam olduğunu umursamadan sürekli ters ters laflar ediyordu. Ve açıkça kabul edinilebilirdi ki delta da bunlara sinirleniyordu ancak şaplak dışında bir şey yapmıyordu.

Yapmak istese yapardı. Ama zaten omega küçük bir şeyken canı acısın istemiyordu.

Ancak jungkook da sınırları git gide zorluyordu.

Adaya geleli çoktan bir gün olmuş, jungkook yeniden kendi yatağına yatmıştı. Şimdiyse jungkook tekli koltukta otururken kafasını geriye atmış şekilde tavana bakıyor, ne yapacağını düşünüyordu.

Deltanın onu bırakacak gibi bir hali yoktu çünkü.

"GEL BURAYA YARDIM ET"

Deltanın içerden seslenmesiyle ofladı. Duyduğu seslerden anladığı kadarıyla delta dünkü aldıklarını yerleştiriyordu.

Cidden bazenleri deltanın üstüne atlayıp ağzını yüzünü parçalamak geliyordu içinden.

Ama canını sevdiği için yapmıyordu bunu tabi.

"GELMEYECEĞİM SEN KENDİN HALLET" bağırışından dolayı boğazı acırken boğazını tuttu.

Deltaya sakso çektiği günden beri hala boğaz ağrısı devam ediyordu.

Yüzünü buruşturup öksürdü bir kaç kere. Deltanın böyle bir şey istemesini aptallık olarak görüyordu kendince. O gideceğim dedikçe delta ömür boyu onunla yaşayacakmış gibi davranıyordu.

Evet jungkook da burayı seviyordu, bunu kabul edebilirdi. Ancak daha günler önce sürekli kovulurken şimdi neden gitmesin diye uğraşıyordu delta bunu anlamıyordu haliyle.

Öncesinde bir ömür boyu burada kalmak istiyordu. Hala daha istiyordu orası ayrı ama delta yüzünden gitme kararı almışken bundan sudan sebeplerle caymak istemiyordu.

Düşüncelerine dalmış şekilde tavana bakarken içeriye giren deltaya kaymıştı gözleri. Taehyung kapının eşiğinde durmuş ona bakıyordu.

"Jungkook surat yapmayı kes artık bu hallerini çekecek değilim"

Omega saatlerdir nefret dolu ifadeyle ona bakıyordu ve delta katlanamıyordu artık buna.

Jungkook ile arası iyi olsun istedikçe tersleniyordu sürekli.

Jungkook omuz silkerek çıplak bacaklarını üst üste attı. "Çekmek zorunda değilsin zaten. Bunu bile isteye beni buraya getirdin hatırlatırım"

Gözlerini yumdu taehyung. Jungkook her ters konuştuğunda sinirleri tavan yapıyordu ve bir şey yapamadığı için sınırını bastırması uzun sürüyordu.

Ancak jungkook bundan keyif alıyordu.

Deltanın suratına onun sinirlenmesinden keyif alır gibi bakarken Taehyung yumduğu gözlerini açıp ona bakmıştı.

Jungkook'un kızgınlıkta ki hallerini bu tavırlarına tercih ederdi. Bu sadece ona dokunmak için değil, onunla daha iyi anlaştığı içindi.

"Ben sakin davrandıkça sen kaşınıyorsun jungkook. Yapma" sinirli, ama kendini zar zor tutan bir sesle konuştuğunda jungkook cevap vermeyip omuz silkmişti yeniden.

İçinden kudur diyordu.

Bakışlarını deltadan çekip camdan dışarıya baktı. Bu sırada deltanın da gözleri odanın ortasında ki çarşafa kaymıştı.

Jungkook sabah delta mutfağa gittiğinde o görmeden çarşafı yerine asmıştı hemen.

Taehyung sabırlı olmaya çalışarak derin bir nefes almış ve jungkook'a dönmüştü.

Eliyle çarşafı işaret etti.

"Bu niye burada? Ben sana artık takılmayacak demedim mi?"

Jungkook onun sinir olduğunu bildiği için kafasını sallamıştı anında. Yerinde o kadar rahattı ki sanki evin sahibi taehyung değilde oydu.

"Evet dedin ama yine de astım. Şu işe bak tüh. Ne yapacaksın ki" yalandan üzülmüş bir sesle konuşup dudaklarını büzerken alaylı bir ifadeyle bakıyordu deltaya.

"Ne mi yapacağım?" Taehyung sinirli bir tavırla gidip çarşafı sertçe kendine çekerek aldı oradan.

"İşte bunu yapacağım"

Jungkook sakin olmaya çalışarak ayağa kalktı. Deltanın yüzünde ki sinir onu korkuttuğu için sakince konuşacaktı.

"Bak taehyung akşam olduğunda üstümü burada değiştiriyorum çünkü banyo soğuk oluyor. Ayrıca kendime özel bir alanım olmasını istiyorum uyurken bile beni görüyorsun resmen!"

"Daha nerelerini gördüm bunu mu dert ediyorsun?"

Kızgınlıkta yaşananlara atıfta bulunmasıyla jungkook'un yanakları utançtan kızarmıştı hemen. Delta ise önünde ki küçük, bıcır bıcır konuşarak onu sinir eden bedene bakıyordu.

"Evet bunu dert ediyorum. Yeter artık seni görünce sinirlerim bozuluyor ya"
Ellerini yumruk yapıp, deltaya doğru öfkeyle konuştuğunda taehyung kaşlarını kaldırmıştı sinirli bir ifadeyle.

"Beni görmek istemiyor musun?"

"Evet istemiyorum!"

Yeniden adamın yüzüne doğru haykırdığında beklediği şey bir bağırma veya azarlama olurken deltanın yatağını tutup götürmesini beklememişti.

Taehyung omeganın yatağını tek eliyle tutup dışarıya doğru yürürken aklında yatağı yakma planları vardı.

"Hey dur bırak yatağımı!"

Jungkook arkasından koşup ona yetiştiğinde önüne geçmişti hemen.

"Ne yapıyorsun delirdin mi? Bırak çabuk yatağımı"

Taehyung sinirden kendini tutmayayıp gülmüştü. "Yüzümü görmek istemiyorsun demek"

Çoktan dışarıya çıkmış olduğundan yatağı metrelerce ileri atıp jungkook'un şok olmuş yüzüne bakmıştı.

"Git al yatağını hadi. yüzümü görmek istemiyorsun ya dışarda yatarsın artık"

Jungkook birazdan üstüne atlayacakmış gibi bakıyordu deltaya.

İkisi de öfkeden yanıyordu.

"PİSLİK HERİF NEDEN GİTMEME İZİN VERMİYORSUN NEDEN? BEN BUNLARI YAŞAMAK ZORUNDA MIYIM?" boğazını yırtarcasına bağırıp kızarmış yüzüyle deltaya bakarken Taehyung önünde o kısacık boyuyla kendisine kafa tutan omegaya bakıyordu.

Jungkook delirmiş gibi bakıyordu deltaya.

"Yarın beni şehre götüreceksin duydun mu?!" İşaret parmağını uzatarak tehditkâr şekilde konuşmasıyla taehyung kaşlarını kaldırmıştı.

"Çok beklersin"

Bunu dediği gibi jungkook çıldırmış, sinirli bir ses çıkararak deltanın kucağına atlamıştı. Bedeni anında iri kollar tarafından sıkıca sarılırken jungkook sinirli sesler çıkararak deltanın saçını çekmeye başlamıştı.

"Senden nefret ediyorum!"

"Rahat dur!"

Deltanın sert uyarısıyla onu dinlemeyip omuzuna yumruk atmıştı tüm gücüyle. Ama bunu yaptığı gibi inleyerek elini çekerken hissettiği acıdan dolayı gözleri dolmuştu.

Deltaya vurduğunda bile kendi canı yanıyordu!

Delta canını en ufak yakmayan bu hamleler karşısında tek eliyle omeganın acıyan elini tutmuştu. Jungkook elinin acısından dolayı sızlanmaya başlamıştı bile.

"Ayı gibi postun var canın acımıyor bile"

Hala deltanın kucağında olduğunu unutmuş şekilde dolu gözleriyle deltaya bakıyor, acıyan elini sallıyordu tatlı şekilde.

Eğer bir başkası yumruk atsaydı delta onu öteki tarafa göndermişti çoktan.

Ama bunu jungkook yaptığından içinden gelen tek şey onun o bal dudaklarını öpmek oluyordu.

"Çok mu acıyor?" Demişti taehyung yumuşak bir sesle. jungkook'u gözleri dolu gördüğünden dikkati kaymıştı anında.

Sinirli bir sesle karşılık almıştı. "Sanane! Tanrının cezasını niye düşünüyorsun o kadar"

Jungkook kendine diyilen hiç bir lafı unutmamıştı.

Bunun kırgınlıklarını hala kalbinde taşıyordu.

"Hiç bir şeyi de unutma zaten" taehyung söylenerek omeganın yüzüne doğru gelen saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı dikkatle.

Hemen önünde ki jungkook yaşlı gözleriyle ona bakıyordu.

"Yeter artık bırak beni"

Taehyung onu dinlemeyerek eve doğru yürümeye başladı. Jungkook kucağından inmek için çırpınırken onu itmeye çalışıyordu omuzundan.

"Taehyung bırak yeter!"

Bu sırada eve gelmeleriyle taehyung onu bırakmıştı.

Jungkook ile böyle olmak istemiyordu.

Onunla kavga etmek istemiyordu ama omeganın gitmek için sürekli ısrar etmesi, deltaya laf atması çıldırtıyordu onu.

"Seni görmek istemiyorum uzun bir süre!"

Jungkook geriye çekilip sinirli bir tavırla ona baktı. Burnunu kırıştırıp yatağa doğru gitmiş, sırtını taehyung'a dönüp yatmıştı.

Sinirden yanıyor, taehyung'un üstüne atlayıp o alaylı laflar eden iri dudaklarını parçalamak istiyordu.

Ama ona vurduğunda yine canı yanan o oluyordu!

Taehyung yatağında yatan omegaya bakarak ellerini beline koymuştu sakinleşmeye çalışarak. Jungkook'un kendi için yaptırdığı o koca yatağında küçücük kalan bedenine bakarken çıplak bacaklarına kaymıştı gözleri.

"Yemek olduğunda haber veririm" demişti az önce hiç kavga etmemiş, omega ona saldırmamış gibi.

Jungkook bir şey demeyerek gözlerini kapattı. Deltayla konuşmama kararı almıştı.

Konuştuğunda başına neler geldiğini biliyordu.

"Uyuma yarım saate hazır olur" demişti odadan çıkarken. Jungkook'un bu tavırlarını sinirine bağlıyordu. Ki o an konuşmaması da en iyisiydi çünkü bu ancak ikisini daha da sinirlendirmekten başka bir işe yaramayacaktı.

Jungkook deltanın gittiğini anlamasıyla gözlerini açtı. Yeontan'ı görmek istiyordu ama eğer ayağa kalkarsa deltayı görecekti. Bu yüzden de kalkmak istemiyordu sinirlerini bozmamak için.

İçinde ki geçmeyen öfkeye rağmen gözlerini kapatıp sakinleşmeye çalıştı. Yoksa mutfağa gidip o tavaları deltanın başına geçirecekti.

Ancak delta inat biriyse jungkook da inattı. Sırf deltanın inadına gidecekti buradan.

Gözleri kapalı olan omega öylece durup düşünmeye devam ederken sinirin etkisiyle yavaşça uykuya dalmıştı. Kırk dakika sonra ise delta girmişti içeri.

Sinirini resmen yemeklerden çıkarmıştı delta.

Kafasını dağıtmak için bir sürü çeşit yemek yapmıştı. Ne kadar jungkook inat etse de onunla yemek istiyordu çünkü onunlayken daha güzel oluyordu yemek yemek.

Jungkook karşısında oturmuş tatlı tatlı yemek yerken deltanın da onu yiyesi geliyordu.

"Yemeğe gel" demişti düz bir sesle. Ancak bir karşılık alamayınca yatağa doğru ilerlemişti.

"Uyuma numarası mı yapıyorsun?" Şüpheli sesiyle omegaya doğru uzanıp alnına düşen saçlarını geriye doğru itmişti. Ancak jungkook'un yine tepki vermemesiyle anlamıştı uyuduğunu.

Elini yumuşak yanağına indirerek sevmişti narince. Ardından gözleri jungkook'un kızarmış eline kaymıştı.

Omeganın deltaya vuran eli kızarmıştı. Bunu fark eden taehyung çömelerek biraz daha yaklaşmıştı ona.

"İnatçı keçi... Sırf benim inadıma gitmek istiyorsun yoksa bir ömür burada kalacaktın"

Uzanıp omeganın Aralık dudaklarına kendininkileri bastırdı. Anın etkisiyle gözleri kapanırken hoşuna gitmiş bir ifadeyle geri çekilmişti.

Jungkook uykusundayken deltaya doğru kayıp burnunun onunkiyle çarpışmasına neden olduğunda bir eli bilinçsizce deltanın eline çıkmıştı.

"Uyurken nasıl da masumsun. Bebek seni"

İşte delta onun bu hallerini cazgır hallerine tercih ederdi.

Ne kadar cazgır olmasını sevse de sürekli kavga ettikleri için artık bunu istemiyordu. O yüzden sakin jungkook en iyisiydi.

Onu uyandırmayıp geriye çekildi. Ne kadar jungkook eşliğinde yemek istese de uykusunu bölmek istemiyordu.

Odaya yeontan'ın girmesiyle gözleri ona kaydı. Küçük beden anında yatağın üstüne çıkıp jungkook'un kolları arasına girmişti.

Bu görüntü önceden olsa taehyung'u deli edecekken şimdi tam tersi olmuştu. Delta ikisinin tatlılığına gülümseyerek uzanıp oğlunun başını sevmiş, odadan çıkmıştı sonra.

İki saat sonra jungkook uyandığında kucağında ki yeontan'ı görmesiyle gülümsemişti uykulu haliyle.

Bir şey demeden kollarını ona sarmış, küçük bedeni daha da kendine çekerek sarılmıştı ona.

Hemen arkasında ki delta ise tekli koltuğunda oturmuş ona bakıyordu.

Yataktan kalkmak istemiyordu. Yoksa yine deltanın sinir bozucu suratını görecek, kendini tutamayıp laf atacak ve yine kavga edeceklerdi.

Ama guruldamaya başlayan karnı ona zorluk çıkarıyordu işte...

"Uyandın mı?" Demişti omeganın hareket ettiğini gören taehyung. İki saat ona cehennem gibi gelmişti. Jungkook'un uyanıp onunla konuşmasını, karşısına geçip oturmasını istiyordu o.

Zaten iki gündür onsuzluktan uyuyamıyordu bile. Kızgınlık zamanlarındayken onu güzelce kollarına alıp uyumaya alışmıştı ve jungkook'suzluk o kadar zordu ki kolları omegaya sarılmak için can atıyordu.

Ancak jungkook cevap vermemiş, bacaklarını kendine çekerek cenin pozisyonunu almış ve önüne bakmıştı boş boş.

"Jungkook" demişti taehyung yeniden.

Omeganın konuşmaması canını sıkıyordu.

Oturduğu yerden kalkıp yatan bedenin önüne geldi. Gözleri açık omegayı görmesiyle yatağın kenarına oturmuştu yavaşça.

Jungkook gözlerini ona çevirip bakmamıştı bile.

Bu deltanın yutkunmasına neden olurken içinde çok kötü hisler ortaya çıkmaya başlamıştı.

Jungkook'un yabancı tavırları can yakıyordu.

"Konuşmuyor musun benimle?" Yumuşak bir sesle konuşup ona doğru eğildi. Ancak jungkook hiç bir şekilde ona bakmayıp karşıya bakıyordu.

"Sabahtan beri bir şey yemedin kalk hadi"

Omeganın yine bir tepki vermemesiyle ne yapacağını bilemez şekilde alt dudağını ısırdı.

Jungkook ilk defa böyle davranıyordu.

"Ne istiyorsun onu edeyim sana"

İşte bu soru jungkook'un içinden gülmesine neden olurken bunun yüzüne yansımaması için zor tutmuştu kendini.

Deltayı gittikçe kendi hizmetçisi haline getiriyordu.

"Jungkookie" taehyung uzanıp yeontan'ı kollarından alıp bir kenarı koydu yavaşça. Ardından kollarını jungkook'a sarıp kucağına almış, bir bebek gibi göğsüne yaslamıştı onu.

Bu hareketi içten içe omeganın hoşuna giderken tepkisiz bir şekilde önüne bakıyordu hala.

Taehyung uzanıp dudaklarını omeganın yumuşacık yanaklarına bastırdı.

"Konuşmazsan götünü ısırırım"

Jungkook kendini tutmayıp gülerken taehyung da gülüp yeniden öpmüştü yanağını.

"Şöyle gül işte... Somurtunca çok çirkin oluyorsun"

Yalandı bu.

Jungkook her haliyle güzel bir insandı ancak yeniden soğuk yapmaması için diyordu bunları.

Geriye çekilip omeganın yüzüne baktı. Jungkook da gülümsemeyi kesmiş şekilde ona bakıyordu.

"Konuşmayacak mısın?" Demişti kısık bir sesle. Jungkook ise kafasıyla onaylamıştı onu.

"Çikolata verirsem konuşur musun" yüzünü yeniden onunkine uzattığında jungkook yutkunarak yakınındaki yüze bakmıştı.

Çikolata aç karnı için oldukça güzel bir teklifti.

Ama deltaya da dersini vermek istiyordu...

Kafasını iki yana salladı zar zor. Delta yüzünde ki kararsız ifadeyi anladığından gülümserken yeniden uzanmış, bu sefer dudaklarından öpmüştü onu.

Jungkook kendine engel olamayıp gözlerini kapattı. Deltanın iri dudakları onu art arda bir kaç kez öperken yeniden mayışmış gibi hissediyordu.

Üstelik daha saatler önce birbirlerine bağırıp kavga etmemişler gibi şimdi kucak kucağa, dudak dudağaydılar.

Delta son kez dudaklarını onunkilere bastırdığında jungkook'un göğsüne çıkmıştı. Delta onu bebeği gibi kollarında tutup öperken bunun hoşuna gitmediğini söylemek yalan olurdu.

"Önce yemek ye sonra istediğin kadar çikolata veririm."

Geriye çekilip kucağında ki bedenle ayağa kalktı. Sabah ki kavgadan sonra taehyung'a da çok iyi gelmişti bu anlar.

Ama hala omeganın konuşmaması canını sıkıyordu.

"Gel bakalım" mutfağa girip sandalyeye oturttu jungkook'u. Elleri bedeninden geriye çekildiğinde uzanıp öpmüştü onu yeniden.

Jungkook oturduğu yerden tatlı tatlı ona bakarken içinden onu yemek geliyordu.

Geriye çekilip jungkook için hazırladığı tabağı masaya koydu. Onun için koca bir bardakları meyve suyu da doldurup önüne koyduğunda karşısına oturmuştu.

"Ye hadi" jungkook bir şey demeden gözlerini tabağa indirdi. Delta onun için soslu tavuk yapmıştı. Tabağın güzelliği karşısında karnı yeniden guruldarken çatalı eline alıp yemeye başlamıştı.

Saatlerdir açtı ve bunu tabiki de reddedecek değildi.

Üstüne üstlük taehyung onunla güzelce ilgilenirken bunun hoşuna gittiğini inkar edemezdi. Ancak onu yine de süründürmek istiyordu.

Deltanın inadına bu gitme meselesinde ısrarcı olacak, eskiden onu kovduğuna pişman ettirecekti deltayı.

Yani açık bir şekilde, deltayı sinirden kudurtacaktı.

Aklına gelen şeytanlıklarla hızla yemeğini yemeye devam etti. Delta ise hiç konuşmadan karşısına oturmuş ona bakıyordu.

Yemeğini hızlıca yiyip tüm meyve suyunu içtiğinde deltanın gülmesiyle ona döndü. Taehyung omeganın dudak kenarlarına sos bulaştığı için onu tatlı bulmuş gülüyordu.

"Elin yüzün hep sos olmuş. Git onları yıka hadi sonra çikolata vereceğim"

Jungkook içten içe buna utanıp anında ayağa kalkmış ve çıkmıştı mutfaktan banyoya elini yüzünü yıkamış, dişlerini fırçalayarak bir kaç dakika içinde çıkmıştı oradan.

Çıktığında odaya girmesiyle deltayı tekli koltuğunda gördü. Taehyung anında onu fark etmiş, kucağını pat patlamıştı eliyle.

"Gel"

Elinde ki çeşit çeşit çikolatalarla omegaya bakarken jungkook ona ilerleyip çikolata almak için eline uzanmıştı ancak delta onu anında belinden tutup kucağına oturtmuştu.

Jungkook konuşmama kararı aldığı için bir şey demeyip ona bakmıştı. Elleri iki yanında öylece dururken delta tek eliyle onu belinden tutup tuttuğu yeri okşuyordu.

Ve bu hareketleri ise jungkook'un ona sokulmak istemesine neden oluyor, omega kendini zor tutuyordu.

"Hangisini sevdiğini bilmediğim için her çeşitinden aldım. Ye istediğini"

Elindekileri kaldırıp gösterdi istediğini seçmesi için. Jungkook gözleriyle paketleri kısaca incelediğinde uzanıp sütlü çikolatayı almıştı.

Diğerlerini deltaya verip seçtiği paketi açtı tatlı bir surat ifadesiyle. Delta ise hala belini okşayarak onu izliyordu.

Açmış olduğu çikolatayı ısırıp ağzından hoşuna giden bir ses çıkmasına engel olamadı. Uzun süre sonra çikolata yiyen biri olarak hasret kalmıştı yemeye cidden.

Odağını full elinde ki çikolataya vermiş onu yerken deltanın bakışları çikolata bulaşan dudaklardaydı.

Jungkook dudaklarını tatlı tatlı büzerek elindekini yerken içinden o dudaklara yapışmak geliyordu.

"Jungkook"

Deltanın kısık sesiyle iri gözler ona döndü. Jungkook yemesine ara vererek ona bakıyordu.

"Sabah ki olayı unutalım. Artık konuş benimle dayanamıyorum sessiz olmana"

Omegayı iyice kendine çekip göğüslerini birbirine çarptırdığında önündeki dudaklara uzanıp öpmüştü. Jungkook'un da gözleri anında kapanırken delta aldığı çikolata tadıyla daha da hırçınlaşmış, omeganın dudağını dişleriyle kavrayarak çekiştirmişti.

Jungkook inlemesine neden olamayıp deltanın dudaklarına tatlı nefeslerini bırakırken kendini tutamamış, o da öpüşlerine karşılık vermişti.

Ne kadar konuşmama kararı alsa bile deltayı öpme dürtülerine karşı koyamamıştı.

Taehyung omeganın karşılık vermesiyle hoşuna giden bir ses çıkarıp ağızlarını iyice iç içe geçirmişti. Boşta ki eli omeganın kalçasına inmiş orayı hamur gibi sıkıp sıkıp bırakırken kendinden geçmiş gibiydi.

Bu kızgınlıktan sonra ilk öpüşmeleriydi.

İkili uzun dakikaların sonunda geriye çekildiğinde bakışları ilk olarak birbirlerinin kızarık dudaklarına kaymıştı. Öyle bir öpüşmüşlerdi ki çeneleri bile kızarmış, dudakları şişmişti.

İkisi de nefes nefese kalmış şekilde birbirine bakıyordu.

"Gitme"

"Gideceğim"

Aynı anda söyledikleri şeylerle ikili kısa bir an sessizleşti. Jungkook'un yüzünde ifadesiz bir hal varken içinden kahkahalar atıyordu.

Deltayı kıvrandırmak çok hoşuna gitmişti.

Taehyung yutkunarak öylece sessiz kalmıştı bir kaç saniye. Jungkook'un hala gitme konusunu açması canını yakıyordu.

Ve jungkook ise bunu istiyordu.

"Yarın kendi tekneme gidip düzeltmeye çalışacağım. Akşama doğru yola çıkarım büyük ihtimalle" demişti keyifli bir ifadeyle.

Çenesini sıktı taehyung. "Gidip tekneni batırmamı istiyorsun sanırım"

"O zaman bende seninkini batırırım Ömür boyu burada kalırız nasıl?!" Jungkook sesinin yükselmesine engel olamayarak konuştuğunda taehyung'un bunu kabul etmesini beklememişti.

"Olur, hatta çok iyi olur"

Kucağından kalktı jungkook. Az önce deli gibi öpüşüp birbirini yememiş gibi yine kavga ediyorlardı.

"Ne kadar kabul etmesen de ben gideceğim taehyung. Sende yanında yeontan ile burada kalacaksın çünkü sana hiç bir insan katlanamaz"

Ne kadar ağır konuştuğundan haberi bile yoktu...

Deltanın yüzü düştü. Bunu fark eden jungkook ne dediğini son anda anlarken alt dudağını ısırmıştı.

"Doğru katlanamaz" ayağı kalkıp çıktı odadan. Yüzü düşmüş şekilde evin dış kapısını açıp dışarı çıkmıştı.

Jungkook sözleriyle geçmişini öyle bir yüzüne vuruyordu ki.

"O da katlanamadı zaten"

Kapıyı çarparak deniz kenarına ilerlemeye başladı. Bu sırada kapı sesinden irkilen jungkook olduğu yerde sıçramıştı korkuyla.

Yüzünde pişmanlık ifadesi vardı.

Delta zamanında onu ne kadar kovup kırsa da omega az önce dediklerine pişman olmuştu.

"Çok mu ağır konuştum..."

Kendi kendine konuşup deltanın az önce kalktığı yere oturdu. Başını elleri arasına alarak yere eğmişti.

Deltanın yanına gidip özür dilemek istiyordu ancak geri adım da atmak istemiyordu.

Oflayarak çenesini ovuşturdu sıkıntılı bir ifadeyle.

Ne yapacağını bilmiyordu...

...

Sizce taehyung'un geçmişinden neler çıkacak?

Diğer bölüm çok eğleneceğiz bu arada. Hikayeye yeni bir karakter dahil olacak.

Görüşürüz 💋

Continuar a ler

Também vai Gostar

152K 17.2K 38
jeon jungkook en yakın arkadaşının amcasına aşık olmuştu.
796K 77.4K 34
endişelenmeyin bay kim, bayan kim sizi seviyor. #1vkook 15.04.23
28.1K 1.7K 31
Kızın sesini duyunca Alaz'ın omuzları gevşedi. "Öldüm, Asi." Gözlerini kızın yüzünde dolaştırdı. "Sensiz geçirdiğim her gün biraz daha öldüm." Asi al...
14.5K 956 32
Jungkook; Dolabımın şifresini değiştirip üstüne bir de içini prezervatiflerle dolduran orospu çocuğu sendin değil mi? Jungkook hoşlandığı kıza çok ya...