İntikam Ateşi

By CEM2703

962 192 446

Yağmur Ayhanlı zengin bir ailenin tek kızıdır. Harika bir hayat yaşayan Yağmur'un maalesef ki bu mükemmel hay... More

İntikam Ateşi
1.Mutsuz Son
3. İntikam Parçası
4. Acı
5. Kıyametin Başlangıcı
6. Beni Hiç Hatırlamadın mı Anne?
7. Oyun Yeni Başlıyor
8. Düğün
9. Solgun Çiçek
10. Lunapark

2.Nefret

113 25 49
By CEM2703

"Baba?"
"Efendim Yağmurum?"
"Babalar hiçbir zaman ölmez değil mi?"
Babam buruk bir şekilde bana baktı.
"Ölmez kızım." Dedi.
"Babacığım?"
"Efendim güzel kızım?"
"Beni asla bırakma, olur mu?"
Babam bana güldü.
"Ben prensesimi asla bırakmam..."

🥺

Yerde babam kanlar içinde yatıyordu. Yanımda ki kız sesli küfürler savuruyordu. Yavaş adımlarla babama doğru gittim.
Olamazdı, o olamazdı yanlış görüyordum.
Yanına kadar gitmiştim, yerde kanlar içinde yatan adam benim babamdı.
Her koşulda beni koruyan, ne halde olursam olayım her zaman beni güldüren o adam karşımda kanlar içinde yatıyordu.
"BABA!" Diye bağırarak ağlamaya başlamıştım. Hemen yanına çöktüm, iki elimle babamın yüzünü tuttum. O sıra babam gözlerini hafifçe açtı.
"Baba?"
Babam boş gözlerle bana bakıyordu.
"Baba, iyileşeceksin merak etme."
"Yağmur." Babam o kadar kısık ve acılı bir şekilde adımı söylemişti ki ağlamam artmıştı.
"Biri ambulans çağırsın!" Diye bağırdım. Babam hala boş gözlerle bana bakıyordu.

"Yağmur"
"Baba iyi olucaksın merak etme ambulans yolda."
"Yağmur kaç kızım."
"Baba seni bu şekilde bırakamam."
Babam bir anda kan kusmaya başladı ve daha geçen günlerde gördüğüm rüyam aklıma geldi.
Babam denizin içindeydi ve bir anda kan kusmaya başlamıştı sonra da denizin içine düşmüştü. Babamın kusması bitmişti acılı bir şekilde bana
"Yağmur kaç kızım." Dedi ve babamın kafası kollarımın arasından kaydı. Gözleri boş bakmaya başlamıştı.
"Hayır." Diye bağırmaya başladım,
babama sımsıkı sarıldım.
"BABA!" Diye bağırarak ağlamaya başladım. Haykırışlarım bütün sokağı inletiyordu.


"Söz vermiştin hani babalar ölmezdi hani babalar evlatlarını bırakmazdı? Baba kalk beni yanlız bırakma!" Diye bağırıyordum. Kısa bir süre sonra ambulansın sesini duymaya başladım.
"Burdayız! Baba bak ambulans geldi şimdi seni hastaneye götürücekler merak etme iyi olucaksın."

Ambulans tam önümüzde durdu, içinden sağlık çalışanları koşarak yanımıza geldiler. Babama hala sımsıkı sarılıyordum. Ambulansın mavi kırmızı ışıklarına bakmaya başladım.
"Hanımefendi izin verirmisiniz?"
"O iyi sadece kurşun sıyırdı iyi olucak"
Ambulans personeli babamın nabızını kontrol etti. Elini babamın bileğinden çekti ve diğer ambulans personeline baktı.
"Ceset torbasını getirin." Dedi
Ambulans personeli ambulansa doğru ilerlemeye başladı.

"Ceset torbası mı? Napıcaksınız ceset torbasını benim babam ölemez bana söz verdi."
"Çok üzgünüm, başınız sağ olsun."
"Ne?"
Babama baktım, ağzı yüzü kan içindeydi. Gözleri açıktı ve çok acı çekiyormuş gibi bakıyordu. Benim babam gerçekten ölmüştü.
"BABA!" Diye bağırdım. O sıra ambulans personeli elinde siyah ceset torbası ile yanımıza geldi. Babama sımsıkı sarıldım. Ambulans personelleri zorla beni babamdan ayırdılar. O sıra arkamdan biri bana sarıldı. Kimin sarıldığına baktım, tencere istediğim kız bana sarılmıştı.
"Geçecek." dedi.
Babamı ceset torbasının içine koydular, fermuarı çektiler...

Babamı ambulansın içine koydular. Gözlerim boş boş ambulansın kırmızı mavi ışıklarına bakıyordu. Ambulans personeli yanımıza gelip gerekli işlemleri anlattı ama ben asla dinleyemiyordum. Yanımda ki kız gereken herşeyi pürdikkat dinledi. Ambulans personeli ambulansa yöneldi.
"Yağmur! Bana bak." Dedi yanımda ki kız. Kafamı yavaş yavaş kızın yüzüne çevirdim.
"İyi olucaksın." Dedi. Boş gözlerle ona baktım.
"Sana su getireyim bekle burada." Dedi ve eve yöneldi. O sıra tam önümde siyah bir araba durdu. İçinden adamlar indi ve hemen yanıma ulaştılar.
"Yağmur Ayhanlı sen misin?" Diye sordu takım elbiseli adam.
"Evet." Dedim ve o anda uzun zamandır konuşmadığımı fark ettim. Boğazım acıyordu.
"Bizimle geliyorsun." Dedi ve diğer adamlar kollarımdan tutup beni zorla arabaya sokmaya çalıştılar.
"Bırak!" Diye bağırmaya başladım. O sıra hemen dirseğimle adamın burnuna vurdum. Adam burnunu tuttu.
"İmdat!" Diye bağırmaya başladım. Başka bir adam kafama silahın arkasıyla vurdu ve vurmanın şiddetiyle ilk başta gözlerim karardı sonra gözlerim kapandı.




Şiddetli bir baş ağrısı ile gözlerimi açtım. Bir anlığına nerede olduğumu sorguladım, içerisi kapkaranlıktı ve çok kötü bir koku vardı, midem bulanmıştı ve başım çok acıyordu. En son bana ne olduğunu hatırlamaya çalıştım. Hemen aklıma babam gelmişti, benim babam öldürülmüştü. Bir anda şiddetli bir şekilde ağlamaya başladım. Babam ile olan anılarım gözümün önünden bir film şeridi gibi geçiyordu. Düşüncelerimin içinden kapının sert bir şekilde açılması ile ayrılmıştım. İçeriye yüzünde siyah kar maskesi olan bir adam girmişti. Hafiften tırsmıştım çünkü beni kaçırmışlardı ve birazdan bana söyleyecekleri beni ürkütmüştü.
"Yağmur Ayhanlı."
"Evet benim?"
"Ekrem Ayhanlının ölümü için çok üzüldüm ama maalesef ki ona verdiğimiz süre doldu ve maalesef ki öldü."
"Babamı siz mi öldürdünüz?"
Adam yüzüme uzun bir süre bakıyordu galiba çok konuşmuyordu.
"Evet."
Donup kalmıştım, birşey söyleyemedim babamı öldüren adam tam karşımdaydı.
"Neden, neden öldürdünüz babamı hayatımda sadece babam kalmıştı onu neden elimden aldınız?"
"Sanırım anlamakta zorlanıyorsunuz küçük hanım. Babanızın bize büyük miktarda borcu vardı ve bizim ona verdiğimiz süre doldu, baban borcunu ödeyemedi."
Ağlamaya başladım, insanlar ne zamandan beri para için birbirini öldürüyordu? İnsanlar ne zamandan beri bu kadar pisleşebilmişti?
"Benden ne istiyorsunuz?"
Karşımda ki adam alaylı bir şekilde güldü ve bana iyice yaklaştı. Odanın içi karanlık olduğu için onu net bir şekilde görememiştim. Üzerinde siyah bir takım elbise vardı, boyu benden epeyce uzundu. Siyah kısa saçları ve kirli sakalı vardı.
"Sana iki seçenek sunuyorum Yağmur Ayhanlı, ya burda seni burada biraz misafir edeceğiz, ya da sana da baban gibi bir süre veririz. On dakika süren var kararını ver."
Ne yapıcaktım?
"Borcum ne kadar?"
"Totalde 30 milyon dolardı ama baban 10 milyon dolarını ödedi, yani 20 milyon dolar borcun var."
Ne yapıcaktım? 20 milyon doları asla ödeyemezdim. Çevremden yardım isteyemezdim çünkü çevremdekilerin verecekleri para bile paranın çeyreğini ödeyemezdi. Ben bunları düşünürken baya uzun zaman geçmişti ve adam:

"Son 3 dakikan." Dedi.
Ne yapıcağımı bilemiyordum ama burda kalmaktan başka seçeneğim yoktu. Tuttuğum nefesimi sesli birşekilde verdim.
"Burada kalmayı seçiyorum." Dedim.
Karşımda ki adam yine alaycı bir şekilde güldü.
"Yaklaşık 5 ay burada kalıcaksın. 5 ay ufak bir süre gibi görünüyor ama senin için o 5 ay işkence gibi geçecek Yağmur Ayhanlı, bu 5 ayın keyfini çıkar." Diyerek gülmeye başladı. Kapıya doğru yöneldi ve odadan çıktı.

Babam'a ne olmuştu? Babamın cenazesine bile gidememiştim. Ne yapacaktım daha doğrusu bana neler yapacaklardı. Gözlerim bir anda içeriyi incelemeye başladı. Ufak bir odanın içindeydim. Hemen yanımda ufak bir yatak vardı ama çok tozluydu. Yatağın biraz uzağında klozet vardı ve klozetin hemen üstünde minik bir pencere vardı. İçerisi o minik pencereye rağmen karanlıktı, ayağa kaltım ve ufak odayı gezinmeye başladım. O sıra ayağımın üzerinden bir cisim geçti, korkuyla bağırdım ve ayaklarımın üzerinden geçen o cisimin ne olduğunu anlamaya çalıştım. Bulamadım, korkmuştum ve o zamana kadar ter içinde kaldığımı fark edememiştim. Kapı sert bir şekilde açıldı, irkildim ve odağımı kapıya çevirdim. İçeriye iki adam girdi, kendimi korumak için onlardan uzaklaşmaya çalıştım ama ikisi kollarımdan tuttup zorla dışarı çıkarmaya başladılar. Çıkmamak için çabaladım ama maalesef onlar benden güç olarak daha güçlüydüler.
"Bırakın beni!" Diye bağırıyordum, bir anda kolumu tutan adam yüzüme çok sert bir tokat attı. Tokatın etkisi ile kulaklarım çınlamaya başladı. Başım dönmüştü.

Tokat yüzünden yol boyunca konuşamamıştım. Bir anda bir kapıda durduk. Kollarımı tutan adamlar beni bıraktılar, kapıyı tıklattılar kısa bir süre sonra tok bir ses geldi.
"Gir!"
Adamın biri kapıyı açtı, sağımda duran adam kolumu tuttu ve içeriye girdik.
İçerisi dışarısı gibi değildi. Oda çok büyüktü, tam karşımda siyah deri bir koltuk takımı vardı, koltukların hemen karşısında masa vardı sanırım buranın sahbinin odasına gelmiştim. İçeride çok yoğun sigara kokusu geliyordu. Adamlar beni odanın içinde yanlız bıraktılar. Oda karanlıktı ya da ben az önce yediğim tokatın etkisi yüzünden göremiyordum.

Odanın içinde olan başka bir oda daha vardı. O odaya doğru ilerledim o sıra o odanın kapısı açıldı ve içinden bir adam çıktı.

Adam beni görünce ilk önce şaşırdı sonra ne yapıyorsun der gibi baktı.
"Geç bakalım Yağmur Ayhanlı."
Odadan çıkınca onu daha net gördüm.
Yüzünde maske vardı. Maske mi? Burada bu maske takma olayı âdet galiba. Adam masasına geçti, bende karşısına geçtim.
"Otursana." Dedi.
"Gerek yok."
"Söyle bakalım Yağmur Ayhanlı hangi seçeneği seçtin? Baban gibi bizden bir süre mi isteyeceksin yoksa burada kalıp borcunu işkenceler ile mi ödeyeceksin?"
Bir süre bekledim, o parayı asla ödeyemezdim. Ama yaşamak için bir nedenim kalmamıştı. Sanırım babam gibi yapıp bir süre bekleyecektim. Sonra benide babam gibi öldüreceklerdi. Kimsem kalmamıştı bir tek babam kalmıştı onu da karşımda ki adam benim elimden almıştı. Bir tarafımda onu öldür diyordu ama bunu yaparsam bende ölürdüm. O sıra telefon çaldı, karşımda ki adam telefona uzandı. Telefonda ki isimi görünce gülümsedi ve bana baktı. Hiç bekletmeden telefonu kulağına götürdü.
"Söyle!"
Telefondan konuşma sesleri geldi. Telefona ki kişi ne dediyse karşımda ki adam kahkaha attı.

"Tamam, beni görüntülü ara!" Dedi ve telefonu kapattı.
"Sana güzel bir süprizim var. Biz burada misafirlerimize süpriz yapmadan göndermeyiz." Dedi.
Süpriz mi? Ellerim titriyordu, çok korkuyordum.

"Çok düşündün Yağmur Ayhanlı. Ben beklemeyi de bekletilmeyi de sevmem."

"Babam, babamı niye öldürdünüz. Parası ne ise öderdi babam bunu niye yaptınız!" Diye bağırdım. Karşımda ki adam kahkaha atmaya başladı. Gülmesi bitince bana iğreniyormuş gibi baktı.
"Senin babana ben yaklaşık 5 yıl süre verdim zaten." Dedi.
Şok olmuştum, babam 5 senedir borcunu mu ödemeye çalışıyordu? Babam 5 senedir mi kumar oynuyordu.
"Ne?"

Karşımda ki adam yine kahkaha atmaya başladı.
"Oturmak ister misin Yağmur Ayhanlı?" Diye sordu.
O sıra adamlarını çağırdı. Ayaklarım çok acıyordu o yüzden oturmam gerekiyordu. Koltuğa yöneldim ve koltuğa oturdum. Adam adamlarını çağırdı. Sonra bana baktı ve beni süzmeye başladı. Gözleri bacaklarıma kaydı ve uzunca baktı.
Lanet olsun neden etek giydim ki? Adam rahatsız olduğumu umursamadan bakmaya devam etti.
"Biraz daha bacaklarıma bakmaya devam edersen o baktığın gözleri kaşıkla oyarım!"
Adam hoşuna gitmiş gibi gülümsedi.
Tam birşey diyecekti ki içeriye adamlar girdi.
"Şu projeksiyonu hazırlayın!" Dedi.
Bana olan süprizini merak etmiştim. O sıra adam yanıma geldi.
"Seç bakalım Yağmur Ayhanlı, annenin yanına mı gitmek istersin yoksa babanın cenazesine mi gitmek istersin?"
Annem kaçırıldığımı biliyormuydu?
"Babamın cenazesine gitmek istiyorum." Dedim annem gram umurumda değildi.
"Peki." dedi ve adamlara baktı. Adamları anlamış gibi beni odadan çıkardılar ve hızlı birşekilde bulunduğumuz evi terk ettik. Beni arabaya bindirdiler, adamlar da binince araba hareket etmeye başladı.

🥺

Yaklaşık yarım saat sonra mezarlığa gelmiştik. Babamın cenazesine gelemiyeceğim için çok üzülmüştüm ama birşekilde de olsa gelmiştim. Adamlar beni arabadan indirdiler ve kollarımdan tutup beni babamın mezarına doğru götürmeye başladılar. Ağlamam daha da şiddetlenmişti. Bir süre yürüdükten sonra babamın içinde olduğu tabutu gördüm.
"Bırakabilirmisiniz babamı görmek istiyorum." Diye yalvardım. Adamlar kollarımı bıraktı. Ben babamın olduğu tabuta doğru yürüdüm. Babamı beyaz kefen içinde görmeye hazır hisetmiyordum ama yapmak zorundaydım. Tabutun kapağını açtım. Babam, babam beyaz kefenler içinde değildi. Benim babam hala aynı kıyafetler ile duruyordu.
"Baba?" Diye ağlamam artmıştı. Babam boş gözlerle yukarıya bakıyordu. Kafasını tuttum ve ona sıkı sıkı sarıldım.
"Baba, benim kızın." Dedim. Yanaklarını öptüm ama babamı niye beyaz kefene sarmamışlardı. Yanımda ki adama döndüm.
"Neden onu cenaze için hazırlamadınız?" Diye sordum.
"Birde senin baban için cenaze mi hazırlayacaktık? Oldu başka ne istersiniz?" Dedi.
Şaşırmıştım.
"Ama olmaz böyle babamı böyle gömemeyiz." Dedim. O sıra diğer yanımda ki adam belime tekme attı. Yüz üstü yere düştüm. Yüzüm çamur içinde kalmıştı o sıra babamı tabutundan çıkardılar ve mezarın içine fırlattılar.

"BABA!" Diye bağırdım. O sıra adamın biri saçımdan çekti ve yüzüme sert bir tokat attı. Sonra tekrar beni tuttu ve aynı şekil bir kere daha yüzüme sert bir tokat attı. Yere düştüm, yarı baygınlık geçiriyordum. Kalkmaya çalışıyordum ama kalkamıyordum. Yüzümde çok şiddetli bir acı hissediyordum. Adamlar sıra sıra babamın mezarının içine tükürüyorlardı. Kendime gelemiyor, yerden kalkamıyordum. Babama yaptıkları içimde ilk önce şiddetli bir acı bıraktı sonra o acı yavaş yavaş öfkeye dönüştü. Hepsi tükürdükten sonra iki adam kolumdan tuttup beni ayağa kaldırdılar ve adamın biri kulağıma telefonu götürdü ve o adamın sesini duydum.

"Seç bakalım Yağmur Ayhanlı, baban gibi bizden süre mi isteyeceksin yoksa yanımızda kalıp ödemen gerek paranın bedelini mi ödeyeceksin?"
"Orospu çocuğu sana bu yaptığın herşeyin hesabını sorucağım." Dedim.
Adam telefondan güldü.
"Söyle bakalım Yağmur Ayhanlı toprak yemeyi severmisin? Hele hele babanın mezarının toprağını?" Dedi ve bir anda beni yere yatırdılar ve toprağı zorla yedirmeye çalıştılar. Toprağın o acı tatı ağzımın içinde yayıldı. Kısa bir süre sonra tekrar ayağa kaldırdılar.
"Söyle bakalım hangi seçeneği seçiyorsun? 1. Seçenek mi yoksa 2. Seçenek mi?"
Bana yaptıklarının aynısını onlara yapacaktım. İçimde ki acı artık öfkeye, nefret ve intikam ateşine dönüşmüştü.
"2. Seçeneği seçiyorum."

Sorular:
1) Yağmurun yerinde olsaydınız hangi seçeneği seçerdiniz?

2) Yağmurun yerinde olsaydınız annenizi mi görmek isterdiniz yoksa babanızın cenazesine gitmek mi isterdiniz?

Hepinize mutlu bir yıl diliyorum 😊

Her haftasonu bölümlerimiz gelmeye devam edecektir.
İnstagram hesabım: watty_cm
See you:)

Continue Reading

You'll Also Like

39.9K 459 4
"Defne, ne olursa olsun kalbim senin için atmaya devam edecek." Dedi. Zaman durdu. Bir şey dememe izin vermeden sıcak dudaklarını dudaklarımla bulu...
3.3K 211 8
Bu bi' ilk ve sen ilklere sahipmişsin.
Göğe Aşık By E.

Teen Fiction

927 106 9
"Sadece göstermelik bir evlilik. İnanın bana, dahası yaşanmayacak." Selen, ailesinin maddi durumu için bir anlaşmalı evlilik gerçekleştirirken bunun...
371K 24K 24
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...