Night Sky (Harry Styles) *Tür...

By hellofromtheoutside

40.4K 2.1K 622

İçinde çokça alkol ve seks bulunan bir yolculukla başlayan hikayenin sonunda aşktan bile daha fazla karmaşık... More

Playlist
0.1 beginning
02.on the road again
03. mistakes
0.4 second attempt
0.5 star constellations
0.6 sunrise
0.7 doubts
0.8 stoned
09.mess
10.almost
11.talks
12. accidents
13. escape
14. fights
15. lonely
16. secret wishes
17. caught
18.frenzy
19.apologies and wrath
20. run away
21.leaving
22.small confessions

0.0 summer break

5.6K 191 57
By hellofromtheoutside

ÖNSÖZ : SUMMER BREAK

23.05.2016 - Brookings, Oregon

Dalgalar yavaşça kayalıklara vurdu. Bir kaç dalga sahile doğru ilerlerken ikinci saniyede gözden kayboluyor, denizin genişliğine tekrardan katılıyorlardı. Hava denizi hatırlatan ve rutubetli, beklenen yaz sıcaklığıyla da biraz bunaltıcıydı. Çoktan gün ağarmıştı , gece yaklaşıyordu. Başımızın üstünden sarkacak, ellerimizle ulaşamayacağımız ayın gölgesi çoktan fark edilebilir haldeydi.

''Umarım ateş işini halledebiliriz . Dallar biraz nemli.'' Arkamızda küçük ağaçlıktan çıkan Sam bize elleri dallarla dolu bir şekilde seslendi. Arkamı denize verecek şekilde aynı zamanda da Sam'e küçük bir gülümseme vermek için etrafımda döndüm. Jessica ve Dylan sahilin ortasına bir şeyler taşırken bize oturacak bir yer oluşturuyorlardı. Bunu yaparlarken gülüyor ve dalgaların gürültüsüne hoş bir ses katıyorlardı.

''Her nasılsa işe yarayacak.'' dedim ve Sam' e daha önce filmler de gördüğümüz ateşi hazırlamak için yardıma koyuldum. Dylan ise sadece iki tane dalla ateş yakmaya çalışıyordu.

''Dostum, bu iş böyle olmaz. Çakmağı al. '' Sam gözlerini devirdi ve çakmakla Dylan'nın başına vurdu. Hepimiz buna gülerken bende düşmüş kütüğün üstündeki siyah yastığın üstündeki yerimi aldım. Bir anda omzumun üstünde yün ceketle sarmalanmış bir kol hissettim. Sam'in vücudunda ki sıcaklığa katılmak için ona biraz daha sokuldum.

''Diğerleri gelene kadar ne kadar geçecek? '' Sam sabırsızca ve ellerini uyluklarına sürterken sordu.

Gözlerimi devirdim. ''İçki içmek için çok çaresizsin ha ?''

''Ha-ha, hayır ama ciddiyim. Beni sıcak tutacak bir şeye ihtiyacım var. ''

Eğer kimya dersinin biraz daha iyi dinleseydi alkolün vücudu sıcak tutmadığını bilirdi. Sadece vücudun öyle düşünmesini sağlıyordu. Alkol sadece vücudunu kandırıyordu ki bu da onu yaz tatilinin başında hasta olmasına sebep oluyordu.

Ansızın gülüşmeleri ve söylenen şarkıları duyduk. Hepimiz aynı anda başımızı çevirdiğimizde bize doğru gelen insanları fark ettik. Bir kaçı çoktan biraz sendeliyor, ve ellerinde alkol şişesi tutuyorlardı. Dylan hemen zıplayarak ayağı kalktı ve gelen diğer arkadaşlarıyla selamlaştı.

Sam ve ben oturduğumuz yerden kıpırdamadık. Eğer insanlar bizle selamlaşmak istiyorsa bize yaklaşmaları gerekiyor. Şu an oturduğum yerden çok memnunum ve oturduğum yeri başkasına kaptırmakta istemiyorum. Belki yerimden müzik çalmaya başladığında Jess'i benimle dans etmeye ikna etmek için kalkabilirim.

Bir kaç arkadaşımla selamlaştım ve hepsinin nefesi çoktan alkol kokuyordu. Diğer insanlarla merhaba demeden önce birkaç dakika konuştuk. Sam'in bana doğru yaklaştığını hissettim. Nefesi kulağımı gıdıklıyordu, saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdıktan sonra yanağıma dudaklarını bastırdı.

+

Bir veya iki saat sonra Jess ve diğer kız Hannah ile İpod'dan gelen müzikle dans ediyorduk. Müziği fazla dinlemiyorum ama kanımın içindeki küçük miktar alkol beni daha iyi ve sınırsız yapıyordu ki bu her müzik tipiyle dans etmeme sebep oluyordu.

Ağaçlığın kenarında siyah bir silüet görünce dans etmeyi kestim ve istemsizce geriye doğru tökezledim. Sam'e bakarken onun siyah saçlı bir adamla kumların üstünde oturduğunu gördüm.

Meraklandığım için yavaşça kumlu ve çakıllı yolu yürürken etrafta hareket eden gölgeyi arıyordum. Bu küçük partiden onu fark etmem şaşırtıcıydı. Omuzumun üstünden baktığımda kamp ateşinin ve dans eden insanların ne kadar küçük göründüğünü fark ettim ve sadece ağaçlığa kalan yarı yoldaydım.

''Merhaba?'' sorduğumda sesim yavaşça sallandı ve burada ne olduğunu görmek için daha çok heyecanlandım. ''Hey sen! Saklandığın yerden çık.''

''Bir kaç adım geri attıktan sonra geriye bir şeye doğru tökezledim. Nasılsa dengemi sağlamayı başardım, ve beni düşürmeye çalışan engele baktım. Gördüğüm kalın bir kitaptı, ama ne kitabı olduğunu anlayamadım çünkü biraz sersemlemiş bir haldeydim ve karanlıktaydım.

Aniden uzun silüet ağaçlığın arkasından çıka geldi ve neredeyse kalbimi ağzımda hissetmiştim. Kalp atışlarım hızlandı böylece kalbimin atışlarını kulağımdan duyar oldum. Elimde tuttuğum şarap şişesi yere düştü ve kuma çarptığında boğuk bir ses çıkardı.

''Kim var orada?''

El fenerinin ışığı oluştu ve karanlığa bir son verdi. Önümde hiç korkunç bakışlı biri yoktu. Hatta yüzündeki kestane rengi bukleli saçlarıyla şirin gözüküyordu. Karışmış bir şekilde ve biraz da beni gördüğü için şaşırmıştı.

''Uh,selam.'' Kulak tırmalayıcı kısık ses sessizliği delip geçerken ona bakıyordum. Çenem istemsizce biraz aşağı düştü. Bir kaç saniyelik sessizlikten sonra tekrardan konuştum.

''Ağaçlığın burada ne yapıyorsun?''

Adam boyunu kaşıdı. '' Uhm... Zaten burada bir süredir oturuyordum ve çok fazla su içtim bu yüzden...''

''Oh! İşiyordun!'' diye bağırdıktan sonra dediğimin ne kadar salakça olduğunu fark ettim. Adam güldü ve başını sallayarak, '' Ama sen burada ne yapıyorsun?''

Sağ elini kaldırdı ve işaret parmağıyla gökyüzünü gösterdi. Parmağını takip ettiğimde bulutsuz sadece binlerce yıldızın parlayarak eşlik ettiği gökyüzünde eğik orak şeklindeki ayı görüyordum.

''Gökyüzünde olan ne?''

''Takım yıldızlarını izliyorum.'' Omuz silkti ve ayağıyla kumlara doğru bir tekme attı hala elinde feneri tutuyordu böylece onu görebiliyordum ve o da beni.

''Tahminimce astronomiyle mi ilgileniyorsun?''

''Bir nevi.''

Ona doğru yürüdüm ve elinden feneri aldım. Sonra tekrar geri yürüdüm ve kitabı görmek için eğildim. Kitap çokça boktan yalanlarla ve takımyıldızlarıyla doluydu. Sayfaları çevirdikçe onun kör adımlarını duydum, ardından yanıma diz çöktü.

''Nasıl bir nevi ilgi bu? Dostum, bu kitabın hepsi astronomi ile alakalı.''

''Sadece ayları ve yıldızları seviyorum. İlginçler.'' Tekrardan omuz silkti, işaret ve başparmağıyla üst dudağıyla oynamaya başladı. Başımı salladım ve kıkırdadım.

''Bu saçmalık, hayatım ve bunu ikimizde biliyoruz. Yani şimdi eşyalarını topla ve benimle gel.'' Kitabı kapattım ve göğsüne doğru bastırdım. Yürümeye başladım, son bir kez arkama baktığımda şaşkın bir şekilde yerinde oturuyordu.

''Buraya gel.'' tekrarladım, eşyalarını kahverengi çantasını tıktı ve beni takip etmeye başladı. Benden bir kaç adım uzaktayken elini tuttum ve kendimle beraber sürükledim.

''Astronomi saçmalık değil.'' diye fısıldadı ve gözlerimi devirdim.

''Adın nedir?'' hala bilmediğimi hatırlayınca sordum.

''Harry. Seninki ? ''

''Estelle.''

''Estelle'' Harry adımı tekrarladı ve başını salladı. Şu an onu tam çözememiştim. Diğer arkadaşlarımdan daha sessiz ve astronomiye garip bir ilgisi var. Onu yargılamak istemiyorum -yargılamayacağımda- çünkü ne istiyorsa onunla ilgilenebilir. Ama şimdi yaz tatili başladı, bugün ilk günü ve bizim bunu kutlamamız gerek. Onu burada tek başına gölgelerle birlikte ve yıldızlara bakarken bırakamam.

''Estelle, bu da kim? '' Jess'in seslendiğini duydum, arkamı döndüğümde hala Harry'nin elini tuttuğumu fark ettim.

''Jess, Harry- Harry, Jess. Onu ağaçlıkta buldum.'' Bunu arkadaşıma gururlu bir şekilde söyleyince ikimizde dediğimin ne kadar kulağa saçma geldiğini anlayınca gülmeye başladık. Gözümün ucuyla Harry'e baktığımda kafasını yüzündeki gülümsemeyle salladığını gördüm.

''Neyse, bizim yeni arkadaş için içkiye ihtiyacımız var. '' dedim ve biri bana çarpınca Harry'e daha fazla yapıştım. Dylan'ı elinde üç tane bira şişesiyle görünce onu kavradım ve yanıma çektim.

''Bu şişeleri ödünç alabilir miyim?''

''Sen hiç bira içmezsin.''

''Bu onun için.'' dedim ve Harry'i yanımıza çektim. Elinden bir şişe kaptım ve Dylan saçımı kabarttıktan ve bir grup kızın arasına karışmadan önce sadece gözlerini devirdi.

''İşte, hepsini iç. Şimdi.''

''Hepsini bitirmemi mi istiyorsun?''

''Evet. Haydi başla'' Onu cesaretlendirdim, Harry başparmağıyla şişenin kapağını açtı ve şişeyi dudaklarına bastırdı. Hiçbir sebep yokken gülmeye ve onu alkışlamaya başladım. Harry şişeyi etrafa fırlattı ve gülümsedi. Kamp ateşini her tarafı aydınlatırken yanaklarındaki iki gamzeyi gördüm.

''Neden seni hiç etrafta görmedim Harry? Okulumuz o kadar da büyük değil.''

''Ev-okulu.''

''Oh,'' dedim ve iki plastik kaba şarap doldurdum. Biri benim biri onun içindi. ''Hiç arkadaşın var mı?''

''Bir kaç tane.'' Omuz silkti.

''Biliyor musun biz arkadaş olmalıyız? Sen iyi biri gibi gözüküyorsun ve ateşlisin.'' Bunu dedikten sonra hemen elimle ağzımı kapadım. Neyse ki Sam şu an burada değildi çünkü bir rezalete daha sebep olabilirdi. Resmi olarak bir ilişkide değiliz fakat benim erkek arkadaşımmış gibi davranıyor ve bunu sevmediğimi de inkar edemem.

''Arkadaş, peki.'' Harry başını salladı ve parmaklarını kıvırcık saçlarına daldırdı. Şanslıyım ki, benim onun görünüşü hakkında yaptığım yorumu duymazlıktan geldi ama hafifçe sırıttığı hakkında da yemin edebilirim.

''Bu şu yıldız saçmalığından daha iyi değil mi ?''

''Kesinlikle farklı.''

''Daha iyi,'' dedim ve kurnaz bir şekilde gülümsedim. ''Kim ayı sever ki ? Bence güneş daha iyi.''

''Neden?''

''Çünkü güneş sıcak, ay ise soğuk.''

''Güneş seni yakabilir.''

''Peki, ay tarafından soğuktan ölebilirsin de.''

''Bu arada ay tarafından donarak ölebilirsin ve yanabilirsin de. ''Gündüz çok sıcak olur etraf 130 derece Celsius olur ve akşamları -150 derece Celsius olur. Ve sonuç olarak ay etrafında -55 derece Celsius kalır.''

''Tanrım, bunu gerçekten biliyor musun?'' Güldüm. Bu gerçeği bilmesi çok komikti ve bunu normal söylemesi gülünçtü.

Harry omuz silkti. '' Tahminimce, bu, benim şeyim.''

''Ne? bilgiç bir ukala olmak mı ? Kıkırdadım, şakacı bir şekilde göğsüne vururken o da sırıtıyordu.

''Buna rağmen şirinsin.''

------------

YENİ ÇEVİRİME HOŞGELDİNİZ. (ŞAKŞAKŞAK)EN SEVDİĞİM HAYRAN KURGU BUDUR. LÜTFEN BÖLÜM HAKKINDA YORUMLARINI VE BEĞENİLERİNİZİ İHMAL ETMEYİN :))

Continue Reading

You'll Also Like

14.8K 1.1K 14
Kızıl Goncalar 2. sezon itibariyle gibi düşünebilirsiniz, Zeynep gitmiş ve 3 sene sonra dönmüş, bakalım her şey bıraktığı gibi mi?
100K 10.7K 42
"O manşet atarken kafama isabet ettirdiğin topunu sikeyim Hwang Hyunjin!" {Texting & Düz yazı} 🏅#1 - straykids 🏅#1 - bxb 🏅#1 - felix 🏅#1 - leefel...
193K 8K 37
ʜᴇʀ şᴇʏ ꜱᴀʟᴀᴋ ᴋᴀʀᴅᴇşɪᴍɪɴ ʏᴀʟᴀɴıʏʟᴀ ʙᴀşʟᴀᴅı... ꜱɪᴢ: ᴅᴇʟɪᴋᴀɴʟıʏꜱᴀɴ ᴋᴏɴᴜᴍ ᴀᴛᴀʀꜱıɴ!
25.1K 3.8K 35
vücuduna küçük dövmeler yaptırmayı seven felix ve yıllardır gittiği dövmecisi minho.