Angel / Sansang

By writersena97

187 16 0

San ölmek üzereydi. Ölmeyi bekliyordu çaresizce. En son gördüğü melekle öldüğünü sanmıştı. Yeosang sadece or... More

~1~
~2~
~4~
~5~
~6~
~7~
~8~
~9~
~10~
~11~
~12~
~13~
~14~
~15~ Final
Özel bölüm

~3~

13 1 0
By writersena97

Yeni bölüm getirdim sizeee!

Nasılsınız bakalım? Bu bölümü erken atıyorum. Küçük bir olay oldu hayatımda onu kutlamak gibisinden. Ama çarşamba günü yine bölüm gelecek.

Oyalanmadan bölüme geçelim. İyi okumalarrrr!

Yeosang San'ı sakinleştirmeye çalışıyordu. 

"Sakin ol, geçecek" diyerek fısıldamaya başladı sürekli. Daha sonra sakinleştirici melodi fısıldamaya başladı. San bir süre sonra kendinden geçti. Sakinleşmesinde Yeosang'ın sesini ve sarılmasının büyük payı vardı. Ama bayılmasının sebebi yaralarını zorlaması ve daha fazla acı çekmesi. 

Yeosang, San bayılınca yaralarını kontrol etti. Karnındaki dikiş fazla zorlandığı için açılmak üzereydi. Yeosang bunu görünce içini çekti. Tekrar canını yakacağı için üzülmüştü. Pansumanlarını düzeltti. Ardından San'ın vücudunu ıslak bir havluyla sildi. Daha sonra yerdeki kırık bardağın parçalarını topladı. Ortalığı toparlayıp temizledi. Ardından San'ın ateşini kontrol etti. Birazcık ateşinin olduğunu fark edince ateş düşürücü bant yapıştırdı. Sonrasında eline kitabını alarak yatağın dibine oturarak alarmını kurdu. Beklemeye başladı.

------------------

Aradan dört gün geçmişti. Yeosang bu dört günde düzgün bir uyku uyumamıştı. San'ın başında beklemişti sürekli. San arada kriz geçirerek yaralarını zorluyordu. Bazen kriz haricinde uyanıyordu. Yeosang o zamanlar için San'a yemek yediriyordu. Ayağa kalkmasına yardım ediyordu. Dün San'ın saçlarını yıkamıştı. San'ın vücudundaki morluklar ve eziklikler yavaştan yok oluyorlardı. Ama bıçak yaraları krizden dolayı arada açılabiliyordu.

Yeosang krizden dolayı San'ı yatağa bağlamak zorunda kalmıştı. Çünkü geçen gün yaşadığı krizde San'ı tutamamıştı. Bu yüzden San'ı bağlamaya başlamıştı. Kriz haricinde uyandığı zaman ipleri çözüyordu. San Yeosang'ın bu yaptığına bir şey söylemiyordu. Haklı olduğunu düşünüyordu. 

Yeoasang San'a yemek yediriyordu şu anda. 

"Yeosang" dedi. Yeosang kafasını kaldırıp San'a baktı.

"Efendim?"

"Bana neden yardım ediyorsun?" diye fısıldadı. Yeosang derin bir nefes alıp verdi. Ardından gülümsedi. 

"Ben de bilmiyorum. Sana neden yardım ediyorum, neden seninle ilgileniyorum? Bunu bende bilmiyorum" dedi.

"Teşekkür ederim" dedi San. 

"Benim yarın bir yere kadar gitmem gerekiyor bir saat kadar. Ama seni nasıl bırakacağım?" dedi.

"Beni bağla gitmeden. Sen gelene kadar dayanabilirim sanırım" dedi mahcupça. Yeosang gülümsedi.

"San kaç yaşındasın?" diye sordu.

"23" dedi.

"Benimle aynı yaştasın. San bu bağımlılığın için en yakın zamanda bir yere başvurmalısın. Bu şekilde atlatabileceğinden emin değilim" dedi. San burukça gülümsedi.

"Gidemem" dedi. Yeosang kaşlarını çattı.

"Neden?" San birazcık anlatmaya karar verdi.

"Ailem yok, param yok, kalabileceğim veya yaşayabileceğim bir yer yok. Yüksek ihtimalle senin yanından ayrıldıktan sonra sokakta kalmaya başlarım. Bu krizler sonunda ise ölürüm sanırım" dedi.

"Yaah saçmalama istersen" dedi Yeosang hızlıca.

"Saçmalamıyorum. Buradan ayrıldıktan sonra olacaklar belli" dedi.

"Aishh!" diyerek saçlarını karıştırdı Yeosang. 

"Neyse önce iyileş sen. Ondan sonra bakarız ne yapacağımıza" diyerek ayağa kalktı. Elindeki tepsiyle mutfağa ilerledi. Ardından rahatlatıcı bir bitki çayı yaparak San'ın yanına geri döndü. 

"Al bakalım" dedi Yeosang ardından yatağın kenarına oturdu. San uzatılan bardağı aldı. 

"Teşekkür ederim" 

"Uzun bir süre birlikte kalacağız. Birkaç gün sonra benim işe dönmem gerekecek. Öğlen gideceğim. Arada seni kontrol etmek için gelmeye çalışacağım" San bir anlık karnında bir gariplik hissetti. 

"Yeosang gerçekten teşekkür ederim" dedi kafasını bardağa eğerek.

"Rica ederim" diyerek Yeosang da kafasını bardağına eğdi.

"Yeosang sana bir şey sorabilir miyim?" Yeosang kafasını kaldırarak cevapladı.

"Tabi ki"

"Şey yaralarıma dikiş atıyorsun,  yada kriz geçirdiğimi falan anlamıştın. Doktor falan mısın?"

"Hayır. Ailem doktordu. Ben de doktor olmak istemiştim aslında ama üniversiteye gitmedim"

"Eğer çok özel değilse nedenini sorabilir miyim?" dedi.

"Babam rahatsızlandığı için çalışmayı bırakmıştı. Annem de hastalandı. Sürekli bir borca girdik. Babam vefat etti. Annem hasta olduğu için çalışamıyordu. O yüzden üniversiteye gitmek yerine çalışmaya başladım işte. Annem ve babam doktordu. Onlarla hastaneye giderdim sürekli. O zaman onlardan öğrenmiştim" dedi tişörtünün ucuyla oynarken.

"Anladım. Yaranı deştim sanırım özür dilerim" dedi. Yeosang dolan gözlerini kırpıştırarak kafasını kaldırdı.

"Önemli değil alışmam gerekiyor. Madem ben hayatımdan bir özet geçtim. Eğer özel bir şey yoksa sende anlatır mısın?" diye sordu Yeosang. Ardından San'ın elindeki bitmiş bardağı alarak masaya bıraktı. Kendi bardağını da bıraktı. Geri yatağın kenarına oturdu. 

"Anlatacak mısın peki?" diye sordu. 

"Babamla anlaşamıyorduk. Gerçek anlamda anlaşamıyorduk. Bir çeteye girdim. Orada da yine hor görüldüm. Uy*şt*rucuya orada başladım. Reşit olunca da evden kaçtım. Uzun süredir o çeteydim. Sonra istedikleri şeyleri yapamadığım için beni bir köşeye attılar. Bu sağ kolumda da çetenin dövmesi vardı. Onu yok etmeye çalıştılar" dedi. Yeosang başta ne diyeceğini bilemedi.

"Şey peki vücudunda çok eski çeşitli izler var. Bunları sorsam?" dedi tereddütle. San derin bir nefes almaya çalıştı. Çalıştı çünkü bir anda krize girdi. Yeosang bağlamaya vakit olmayacağını bildiği için sarıldı. 

----------------

"İyi olacak mısın?" diye sordu Yeosang. San kafa salladı. 

"Ben bir saate geleceğim. Uyumaya çalış" demesiyle San yine kafa salladı. Yeosang eşyalarını alarak çıktı evden. Avukatın attığı konuma baktı. Ardından bir taksi çevirdi. Taksiye gideceği yeri söyledi. Ve akan yolu izlemeye başladı. 

--------

San Yeosang'ın gitmesinden sonra tavanı izlemeye başladı. Hem ayak bilekleri, hem el bilekleri acıyordu. Ama bunun için şikayet etmiyordu. Biliyordu Yeosang bunu onun iyiliği için yapıyordu. Aynı zamanda güzel hissettiriyordu. İlk defa hayatında biri onunla ilgileniyor ve az da olsa endişeleniyordu. Hissettiği şeyler göğsünde bir gıdıklanma hissi uyandırıyordu. Gözlerini kapattı. Uyumalıydı. Böylece Yeosang daha hızlı gelirdi.

---------------

Yeosang taksiden indikten sonra kafasını kaldırarak önündeki devasa gökdelene baktı. Kapının üzerinde büyük harflerle 'Cha Holding' yazıyordu. Yeosang içinden yok artık dedi.

"Annem Cha'ların varislerinden miymiş?" derken Holding'in içine girdi. Danışmaya ilerledi. 

"Merhabalar ben Wen Junhui ile görüşecektim"

"Randevunuz var mı?" 

"Hayır. Ama kendisi çağırdı beni"

"Pekala isminizi öğrenebilir miyim?"

"Yeosang. Kang Yeosang" dediğinde danışmadaki kızın gözleri kocaman açılarak Yeosang'a baktı. 

"Rakip şirketten mi?" diye fısıldadı.

"Efendim" dedi Yeosang.

"Yok efendim size demedim" diyerek aramasına geri döndü.

"Yeosang bey sol taraftan ilerleyin lütfen. Asansör ile 17.kata çıkın. Bay Wen sizi oradaya karşılayacak" dedi. Yeosang kafa sallayarak ilerlemeye başladı.

Asansörün kapılarının açılmasıyla indi. Yakışıklı bir adam yanına geldi. Elini uzatarak

"Kany Yeosang değil mi?" diye sordu. Yeosang şaşkınca ilk uzatılan ele sonra da adama baktı. Eli tuttu.

"Evet. Ve siz?"

"Ah pardon. Ben Wen Junhui. Cha Holding'in baş avukatıyım" demesiyle Yeosang anladım anlamında kafasını salladı.

"Gel bakalım bu taraftan" diyerek Yeosang'ı bir odaya yönlendirdi. İkilinin içeriye girmesiyle bütün gözler ona döndü. Yeosang çekingence odadakileri taramayı başlamıştı. Odada iki kişi  vardı. Ve bu insanlar Yeosang'a hiç güzel bakmıyordu.

"Otur Yeosang. Bu dayın Jihoo, bu da teyzen Jihee. Bu da Kim Jisoo'nun oğlu Kang Yeosang. Merhum Jisoo hanımın mirasçısı" diyerek yerine oturarak zarfı açtı.

"Evet vasiyetname videosunu başlatıyorum" diyerek videoyu başlattı. Yeosang için ekranda gördüğü yaşlı adam hiçbir şey ifade etmiyordu.

"Ben Kim Taeho. Malvarlığımdaki %10'luk kısmı kızım Kim Jihee'ye, %10'luk kısmı oğlum Kim Jihoo'ya ve kalan %80'lik kısmı kızım Kim Jisoo'ya bıra-" 

"NASIL BÖYLE BİR ŞEY OLUYOR?" diyerek masaya vurdu Jihee. Avukat Wen hızlıca videoyu durdurdu.

"Bayan Kim sakin olun ve oturun. Vasiyetin devamını okumama izin verin" dedi.

"Kızımın hayatta olmadığını bildiğim için kızımın malvarlığı Kang Yeosang'a bırakıyorum. Merhum eşim Cha Jihyo'nun bana bıraktığı son mektup üzerine tüm Cha malvarlığını da torunum Kang Yeosang'a bırakıyorum. Eğer itiraz edecek biri olursa eşimin bıraktığı mektubu okumanızı isterim. 

Kang Yeosang. Özür dilerim evladım. Anneni dışladığım için çok özür dilerim senden. Sizi dışarıda bıraktığım için özür dilerim. Sana daha erken ulaşamadığım için de özür dilerim. Bundan sonra Cha'ların tek varisi ve sahibi sensin. Kim'lerin %80'lik hissedarı da sensin. Her şey için özür dilerim.

Jihoo ve Jihee annenize kızamazsınız. O size her zaman mükemmel ve iyi davransa bile siz onun çocuğu değildiniz. Siz aslında tam bir hataydınız. Küçük bir kaçamak sonucu olmuştunuz. Asıl annenizin kim olduğunu bilmiyorum, hatırlamıyorum. Sizi bizim kapımıza bırakarak kaçıp gitmişti. 

Her şey için teşekkürler avukat Wen" demesiyle video bitmişti. Yeosang olan bitenleri tartmaya çalışıyordu. Daha on dakika önce ayın sonunu nasıl getireceğine düşünen bir genç iken şu an da aşırı zengin biriydi. Kenarda kavga edip bağıran ikili umurunda bile değildi.

"YETER!" diye bağıran avukat Wen ile sıçradı Yeosang.

"Bay Kim videosunu izlediniz. Konu kapandı. Bay Kang mirasları kabul ediyor musunuz?" diye sordu. Yeosang'ın aklına direk evde onu bekleyen San geldi. Düşündü eğer bu mirası alırsa onu iyileştirebileceğini düşündü. 

"Kabul ediyorum bay Wen" 

Bölüm sonuuu! 

Herkesin hayatına böyle bir mirasın girmesine ihtiyacı var diye düşünüyorum. Biraz atlıyorum farkındayım.

Neysem oldu galiba. Diğer bölüm görüşürüzzz🩵👋

Continue Reading

You'll Also Like

3.7K 268 29
Love Triangle 》L.T Kitapta bolca woosan,woosang,sanhwa,yeohwa shipleri var
1.1M 37.1K 63
𝐒𝐓𝐀𝐑𝐆𝐈𝐑𝐋 ──── ❝i just wanna see you shine, 'cause i know you are a stargirl!❞ 𝐈𝐍 𝐖𝐇𝐈𝐂𝐇 jude bellingham finally manages to shoot...
1.5K 99 17
You are starting your internship at UA High in hopes of acheiving your dreams of becoming a hero educator. That's the role you've been assinged to p...
1.3M 57.5K 104
Maddison Sloan starts her residency at Seattle Grace Hospital and runs into old faces and new friends. "Ugh, men are idiots." OC x OC