Güneydoğunun tarihi şehrinde can yakan hayat karartan bir kan davası akan her bir kan ile beraber akan her göz yaşına ev sahipliği yapan
KARA MARDİN ŞEHRİ
______________________________________
Güneydoğunun kızıl şehri Mardin'de güneş yeni yeni doğuyordu
DOĞAN HER BİR GÜNEŞ YENİ BİR BAŞLANGIÇ DEMEKTİ
Sabahın ilk ışıkları ile Karahan konağında hareketlilik yeni başlıyordu
Evin yaşlı ağası cihan karahan ve karısı ve hicran xanım damda bulunan yer sofrasında oturmuş kahvaltının hazırlanmasını bekliyordular
Evin hizmetlisi Esma kahvaltılıkları bir bir yer sofrasına getiriyordu
O sırada cihan ağa ve hicran xanım araların da derin bir sohbete dalmış idi cihan ağa hicran xanıma bakıp
" Hicran bu günlerde içimde kötü bir his var her an bir şey olacakmış gibi his ediyorum "
Hicran xanım korku ve anlamamış gözler ile cihan ağaya bakıp
" Öyle düşünme cihan ağa ağzını hayra aç "
O sırada evin tek oğlu karahan aşiretinin genç ve yeni ağası baran karahan damanın kapısından içeri girdi
Anne ve babasına dönüp sevecen bir ses ile
" Günaydın daye gunaydın bav "
Cihan ağa oğluna bakıp
" Günaydın oğul nasılsın iyimisin "
" İyidir bav sağ olasın sen nasılsın iyimisin "
" İyim oğul sağ olasın "
Baran ağa aralarında ki bu kısa muhabeten sonra babasının yanına otuurur
...
Kahvaltı edilmişti baran ağa ve babası cihan ağa salonda oturmuş kahve iciyorlardı
Salonda ki sesizligi bozan şey hicran xanımın söze başlaması olmuştu
" Oğul bugün benle kizları bir çarşıya çıkarı ver "
Baran ağa tam kahvesinden bir yudum alacak iken kafasını kaldırıp şaşkın bir şekilde annesine baktı
" Ana sen ne dersin bugün çarşıya kanlı olduğumuz şehzade aşireti de inecek "
Hicran xanım sert bakışları ile oğluna bakıp
" Bilirim oğul bu sebebten dir ki sana söylerim bizi çıkar diye "
" Ana "
" Ana mana yok oğul ben diyiceğimi dedim bu gün ben ile kızlarım senin himayen altında çarşıya çıkacaz "
Baran ağa bıkın bir ses ile
" Peki ana sen nasil istersen öyle olsun "
Hicran xanım bir süre sert bakışları ile baktıktan sonra kafadını eğip
" Esma kızlara haber et birazdan çarşıya çıkacaz hazır olsunlar "
Esma mutfak kapısından
" Tamam xanım ağam haber ederim "
Esma evin kızlarına haber etmek için mutfaktan cıkıp konağın üst katına çıkmak için merdivenlere doğru yürür
Tam merdivenlerden çıkarken havanın karanlığı dikkatini çekmişti
Kafasını kaldırıp gökyüzüne bakıyordu ki
Arkasından bir kız sesi
" Hayırdır Esma yağmur duası falan mı ediyorsun " dedi naif bir ses sevecen bir ses tonu ile
Ama Esma arkasından duyduğu ses ile irkilmişti arkasına dönüp
" Aman hezal korkutun beni "
" Özür dilerim Esma seni korkutmak istememiştim " dedi üzgün bir ses ile
Esma sevecen ve tatlı bir dil ile
" Ay hezal hemen büzüştürme şu dudaklarını "
Hezal kedi bakışları ile esmaya bakıp
" Napim Esma üzülüyorum "
Esma merdivenlerden cıkıp hezalin yanına gelip elini hezalin omzuna koyup
" Üzülme hezal hem bak bende kafamı bıraktın niye geldiğimi unutuyordum az kalsın "
Esmanın bu sözleri hezalin kıkırdamasına neden olmuştu Esma garip bakışlarla hezale baktıktan sonra
" Ah hezal neyse xanım ağam kızlara soyle hazırlansınlar baran ağa ile çarşıya çıkacakmışsınız "
Hezal içten bir gülümseme ile esmaya bakıp
" Tamam Esma ben ablama haber ederim "
Yazarın anlatımı
Hezal ablasına haber vermek için esmanın yanından ayrılıp ablasının odasına doğru yürümeye başlar
Kapının yanına geldiğinde derin bir nefes alıp kapıyı üç kez tıklatıp izin ister " gel " kömürü gelince kapıyı açıp odaya girer
Hezalin anlatımı
Gazal sert çıkan sesi ile
" Yine ne oldu hezal xanım "
Tek kaşım havada ablama bakıp
" Bir şey olduğu yok abla annem ve baran ile çarşıya çıkacaz annem sana da haber vermemi istedi "
Sesim sert ve baskın çıkmıştı. Ablam bana iğneliyici bir bakış atıktan sonra
" Tamam hazırlanıp geliyorum , şimdi hemen çık odamdan küçük xanım
" Tamam abla çıkıyorum ". Dedim umursamaz bir ses tonu ile
Ablam hiç bize benzemiyordu ne huy olarak ne de görünüş olarak uzun sarı saçları ve yeşil gözleri hiç bizi çağraştırmıyordu
Görenler bu sizin kızınız mı diye soruyordu. Hem o hemde biz bu sorudan oldukça sıkılmıştık
Bu durum bir süre sonra ailemiz arasında mutsuzluk ve sevgisizlik oluşmasına neden olmuştu
Ablam ne annesi tarafından sevilse de babası tarafından sevilmeyen bir kız konumuna gelmişti
Bu durum karşısında iç çekip hazırlanmak için odama girdim ve hazırlanmak için dolabın kapağını açık boş boş bakmaya başladım
Bir süre sonra gözüme kestirdigim ince beyaz bir bluz siyah deri bir pantolon
Alıp hemen giydim boy aynamdan kendime baktığımda oldukça şık görünüyordum
Ama göz altlarımın gece içimde ki huzursuzluktan dolayı uyumadigim için marardığını gördüm
Bu durum karşısında makyaj yapmak için pufa oturdum sade ve şık bir makyaj yapmaya karar verdim hemen makyaj malzemelerimi çıkartık göz altlarımı kapatıp kirpiklerimi kıvırdım maskaramı sürüp koyu bir ruj ve alığımı da sürüp puftan kalktım
Aynadan baktığım da çok hoş görünüyordum
Odadan çıkıp salona geldiğim de salona geldiğim de evdeki herkesin hazır olduğunu gördüm
Ablam üstüne siyah boğazlı bir kazak ve pantolon giydiğini gördüm
Uzun sarı saçları ve yeşil gozleri guzeligine adeta güzelik kalmıştı
Yazarın anlatımı
Evin salonunda ki hezalin ayağındaki botların sesi bozdu cihan bey kızına sevgi ile bakıyordu cihan bey hiç bir zaman kızı gazala bu sekilde sevgi dolu gözler ile bakmamıştı
Ama hicran xanım cihan bey gibi değildi
Hicran xanım iki kızını da eşit bir şekilde seviyordu
Bunca zaman asla hiç bir cocugu arasında ayrımcılık yapmamış evlatlarına karşı her zaman sevgi dolu bir anne olmuştu
Hicran xanım aynı kocası cihan bey gibi sevgi dolu bakıyordu hezaline
Baran da aynı sevgi ile bakıyordu hezale ama onun için ablası gazal onun için daha önemliydi
Baran hezali seviyor ama gazala daha korumacı davranıyordu çünkü baran babasının vermediği sevgiyi vermek istiyordu ablası gazala
Cihan bey yumuşak çıkardığı sesi ile
" Hezalım hazırmısın kızım " dedi
Gazal babasınin kız kardesiyle böyle konuşmasına hüzün ile bakıyordu
Ama hemen tekrar sert bakmaya başladı kardeşi hezala ve babasına
Hezal babasına karşı konuştu " hazırım baba cikabiliriz " dedi
Yazarın anlatımı
Konağın kapısına geldiklerinden cihan ağa onlardan ayrılıp şirkete gitmek için kendi srabasına binip yola koyuldu
Hicran xanım , gazal , hezal ve baran ağa da kendileri için hazırlatılan arabaya binmek için arabaya binip yola çıktılar
Çarşıya gidene kadar arabada sesizlik hakimdi.
Çarşıya vardıklarında arabadan indiler bazı kişiler kendi aralarında fısıltılı bir şekilde konuşurken bazıları ağa olan barana ve hala daha xanım ağa olan hicran xanıma başı ile selam veriyordular
Hezalin anlatımı
Saatlerdir çarşıda annemler ile dolaşıyorduk bir süre sonra dayanamayıp annemlerden ayrıldım
İleride ki kalabalık dikkatimi çekmişti yanımda ki kızların kalabalığa bakıp kendi aralarında bir şeyler konuştuklarını gördüm
Onların yanlarına gittiğimde sustular ve kaşlarını çatıp bana bakmaya devam ettiler bende onlara bakarak konuştum
" Bu kalabalığın sebebi nedir "
Diye sordum
Beni baştan aşağı süzdükten sonra konuşmaya başladıklar
" 2 yıldır yurt dışın da yaşayan şehzade aşiretinin yeni ağası Hazal şehzade ve kardeşi özgür şehzade çarşıya ziyarete geldiler "
Dedi siyah saçlı olan kız bir süre sonra
Kumral saçlı kız hayran hayran konuşmaya başladı
" Hazar ağanın yakışıklılığı tüm kizları adeta büyüledi "
Duyduğum cumleler karşısında başımdan aşağı kaynak sular dökülmüştü
Düşman aşiretimizin ağası Hazar şehzade mi buradaydı
HAZAR ŞEHZADENİN ANLATIMI
Hasret kaldığım mardinime kavuşmuştum taşına toprağına özlem ateşi ile yandığım memleketim
Geldiğim gibi hemen kendimi kardeşim özgür ile çarşıya atmıştım
Çarşıda ki insanlar bize selam vermek adına yanımıza geliyordular etrafımızda ki kalabalık oldukça büyümüştü
Kalabalığa göz gezdirirken o sırada kalabalığın içinde kumral kahve gözlü bir kız dikkatimi çekmişti
Kimlerden olduğunu oldukça merak etmiştim
O kıza göz gezdirirken o sırada karşıdan gelen karahan aşiretinin veliahtı baran karahanın bize doğru geldiğini gördüm
Baran karahan kalabalığın arasından gelip
" Hoş gelmişsin Hazar ağa " dedi
" Hoş bulduk baran ağa "
O sırada özgür yanıma doğru gelip etraftaki insanların tuhaf bakışlar ile bize kaltıklarını söyledi
Bu söylediklerinu umursamayıp kalabalığın arasında duran kumral kıza doğru yürümeye başladım
Konuşmak için tam söze başlicakken bir elin omuzumu tutuğunu his ettim arkamı dönüp baktığımda baran ağa olduğunu gördüm
Sert bakışlarım ile ona bakıp
" Hayırdır baran ağa " dedim
Baran ağa çatık kaşları ile " asıl sana hayırdır Hazar ağa ablamın yanına niye geldin "
" Ablan mı "
Bu durum karşısında şaşkınlığımı gizliyemedim
" Evet ablam beğenmedin mi Hazar ağa " dedi alaylı konuşmasıyla
Çapkın bir gulumseme ile
" konuşmalarına dikkat et baran ağa bu sozlerini gençliğine veriyorum " dedim
Baran ağa sert dedi ile
" Hazar ağa ablamın yanına gelip konuşmak isteyen sensin şimdi durmuş ne dersin "
Sert ve yüksek çıkan sesine karşılık yüksek ve sert sesim ile
" Bana sesini yükseltme baran ağa canına susamadın her halde " diyip silahımı çektim
Kimse bana karşı yüksek sesle konuşamazdı
Benim silahımı çektiğimi gören baran ağa da hemen dılahını çekip bana doğruldu
O anda buttun silahlar cekilmişti
Karahan ve şehzade aşiretleri karşı karşıya gelmişti
Yanında duran ablası araya girmeye çalışsa bile ona dönüp
" Sen karışma lan " dedim
İşte tam o anda bir silah sesi
Helo canların yeni bölüm nasıldı yorumlarını bekliyorum
Yildızı patlatmayi unutmayın
Bu ara da MANOLYA_928 hesabı yeni bir aşiret kıtabi yazacaktır destek beklemiyordur