Under the Same Sky |Taekook|

By _Rinetta_tk

7.4K 539 290

Pov:Su birikintisiyle oynamayı seven küçük.Mafya liderinin ayakkabısına sıçratmıştı. (YAŞARSAM EĞER DEVAM EDE... More

・✿.。.:1.:。✿*゚
・✿.。.:2.:。✿*゚
・✿.。.:3.:。✿*゚
・✿.。.:4.:。✿*゚
・✿.。.:6:。✿*゚
・✿.。.:7:。✿*゚

・✿.。.:.5:。✿*゚

773 51 35
By _Rinetta_tk

Merhabalar herkese.Nasılsınız?
Uzun bir zaman sonra yb.
Güzel mesajlarınız için
teşekkür ederim.
Bol bol yorum ve oylarınızı beklerim.


Jungkook|

Kucağında olduğum bedene sıkı sıkı doladım kollarımı.Ama içimde bir huzursuzluk vardı.

"O adamı nereden tanıyorsun?"

Diye sert sesiyle sordu James bana.
Yutkunarak gözlerimi kırpıştırıp bana bakan koyu kahve rengi gözlere bakıp beyaz teni süzdüm.

"B-Ben...T-Tanımıyorum ki..."

Dişlerini sıkıp kucağlnda beni zıplattığında kollarımı sıkı sıkı ona dolayıp başımı boyun girintisine koydum.

"Jungkook...Hyungu'nun birtanesi nasıl oldun?"

Konuşan Hoseok Hyungla omuzlarımı silktim.

"O adamda kimdi öyle.Tutturdu abin de abin."

Aklıma dolanlarla gözlerimi kırpıştırıp kafamı Jamesden ayıracakken Başıyla tekrardan boynuna bastırdığında dudaklarımı bir birine bastırdım.

"Yaralısın zaten.Çok kıpırdama."

Gözlerimi büyütüp burnumu çektim.

"Çokmu acıyo bacağın Kookie?"

Diye Hoseok Hyung ayağımı sıkınca sızıldadım.

"Geri zekalı ayağı ağrıyor sende ne diye sıkıp duruyorsun?"

Diye Jimin hyung kızmıştı ona.Burnumu tekrardan çekip aklıma dolan düşüncelerle gözlerimi kapattım.

"Abinle abim birlikte asker arkadaşı oldular.Abin abimi yaraladı."

Kaşlarımı çattım.

"Senin abin Jeon-"

"Geldik."

Tekrardan sözlerin yarıda bölünmesiyle derin nefes verip kafamı kaldırdım.Kucağında olduğum bedene bakıp derin bir nefes aldım.

"Hyung açın yatağı."

Kimin evine geldiğimi bilmiyordum ama hyunglarıma güveniyordum.Yavaşça sırtım yumuşak yatakla buluşurken yüzümü buruşturdum.

"B-Bacağım."

"Bacağın..."

Diye Jimin hyung beni tekrarladığında dudaklarımı büzdüm.

"A-Acıyo"

Omuzları düşen Jimin hyungla başımı ellerime çevirdim.

"Ben haber verdim doktora geliyor."

Diyen Hoseok Hyungla başımı olumlu anlamda salladım.

"Biz gidip istifa dosyalarımızı inceleyip geleceğiz.James dikkatli olun dikkat edin.Geri döneceğiz."

Başımı hayır anlamında sallayarak dudaklarımı büzdüm.

"Gitmeyin.Benim yüzümden işinizden olmayın yalvarırım.Hem hem ben ayrılacaktım zaten.Yeni iş bulmuştum kendime."

Yalandı.İş felan bulmamıştım.Bana kimdi bu halde iş veren.Sadece benim yüzümden işlerinden olsunlar istemiyorum.

"Ama Kookie..."

"Hyung..Lütfen yapmayın.Benim yüzümden işinizden olursanız çok üzülürüm.Hem hem üzüntüden ölürüm.Şöyle yanaklarım süzülür.Zayıflarım."

Kıkırdayıp saçlarımı okşayan Jimin hyungla gülümsedim.

"Tamam o halde biz eşyalarını getirelim."

"Üff sonra da-"

Hoseok hyung'un kafasına şapalak atan Jimin hyungla kıkırdadım.

"Canımın içi gel sen söyle."

Kapıyı açıp Hoseok hyungun koluna girerek götüren Jimin hyung bana göz kırptı.

"Ne alaka?"

Kaşlarımı çattım.Bir kapıya bir de telefona bakan James'e baktım.Kapıyı birazcık aralı bırakıp parmağıya beni ve Jamesi gösterdikten sonra iki parmağını bir birine sürterken kapıyı açan Hoseok hyung malum haraketi gösterip
(👉👌)baltayı kökünden vurduğunda utanarak yastığı fırlattım.

"Ne oldu?"

Telefondan kafasını kaldırıp bir bana bir de hızla kapanan kapıya baktı.

"Bir sorunmu var?"

"Y-Yok"

Sesim götümden çıkıyordu sanki.Boğazımı temizleyerek yutkundum.

"Ee?"

"Hm?"

Telefonu kapatıp dirseklerini dizlerine yaslayarak bana baktığında gözlerimi kırpıştırdım.

"Burası kimin evi?"

"Benim"

Gözlerimi büyüttüm.

"O-Oh iyiymiş"

Tek kaşını kaldırıp bana baktığında boğazımı temizledim.

"N-Neden böyle bakıyorsun?"

"Nasıl?"

"Öldürecekmiş gibi."

"Aşıkmışım gibi baktığımı sanıyordum."

Gözlerimi büyütüp dudaklarımı araladım.

"Hm?"

Arkasına yaslanıp bana baktı.

"Sence de artık yorulmadık mı?"

Kaşlarımı çatıp sırtımı daha da yasladım yatak başlığına.

"N-Neden?"

Yarımağız gülümseyip masaya uzanarak sigara paketini aldı eline.

"Bir birimize aşık olduğumuzu belli etmekden."

"N-Nerden çıkarıyorsun?"

"Gözler yalan söylemez."

"Gözlerim hiç bir şey söylemiyor."

Dudaklarının arasına bıraktığı sigarasını çakmağıyla yaktıktan sonra bacak bacak üstüne atarak konuştu.

"Ama bana senin benim olduğunu söylüyor."

Yutkunup bakışlarımı ondan kaçırarak derin derin nefes aldım.Hayır...Hayır.
Titreyen bedenime ellerimi sardım.

"Şimdi değil...Şimdi değil..."

Diye fısıldayarak kafamı kaldırdım.

"Güzelsin,zarif,sanki melek gibisin.Beyaz teninle uyumlu"

Ayağa kalkıp bana doğru ilerlediğinde bacaklarımı kendime çekip etrafına sarıldım.

"H-Hayır..."

Titremelerim daha da arttığında yüzüme dokunan ellerle kendimi geri çektim.
Yanaklarımdan tutarak dudaklarıma dokunduğunda gözlerimden bir yaş yanağıma doğru süzüldü.

"Teninle uyumlu kırmızı dudakların,ahu gözlerin,benlerin,yara izin,göz yaşların."

Göz yaşlarımı silerek yara izime dokundu.

"Tapılası güzellik."

|Kore Kışlası|

"Hey!Hey!"

Sarsılan bedenimle gözlerimi araladım.Karanlıkta bir şey göremediğim için elimi yanımdaki bıçağa attım.

"Sakin ol benim..."

Diye fısıldadı tanıdık ses.Derin nefes vererek tekrardan kafamı yastığa yasladım.

"Sikeyim...Korktum."

"Korkma korkma.Kalk"

Gözlerimi ovuşturup oturur pozisyona geldim.Sonra yanan mumla yüzünü aydın gördüm.

"Kim...Senden başka güvenecek kimsem yok.Garip bir duygu var içimde.Bunu seninle bölüşmek istedim.Hem sana tanıtmak istediklerim var."

Başımı olumlu anlamda salladım.
Mumu bana uzatıp tutmamı istediğinde hızla tutup ona baktım.Göğsüne sakladığı fotoraf albümünü çıkarıp yatağa bıraktı.

"Bak...Şu annem"

Bakışlarım ilk sayfadaki kadına yöneldi.

"Çok güzel...İsmi ne?"

Bakışlarını etrafta gezdirip bana döndü.

"İsmini söyleyemem bizi gözetleyen filan olur."

Başımı olumlu anlamda salladım.

"Şu babam."

Bakışlarım annesinin yanındaki erkeğe döndü.

"Vayy...Baban ne çalışıyordu?"

"Doktordu kendisi.Emekli şimdi."

"Hmmm."

Bakışlarımı indan albüme çevirdim tekrardan.

"Şu da benim küçük kardeşim."

Bakışlarım zayıf süt tenli bedene döndüğünde gözlerimi kırpıştırdım.

"Şu an sınava hazırlanıyor.Çok çalışkan.El yapımı şeyler hazırlamayı seviyor."

"İsmi ne?"

Bakışlarını etrafta gezdirip kulağıma yaklaşarak fısıldadı.

"Jeon Jungkook..."

"Jungkook.."

Diye onu tekrar ettim.Bakışlarımı tekrardan albüme çevirdim.Gözlerimi alamadım.Çok güzeldi.

"Tapılası güzellik."

"JUNGKOOK!"

Diye nefes nefese yataktan kalkan beden terler içinde kalmıştı.İlk defa böyle bir rüya görüyordu.Dili tutulmuştu.Hızla yutkunup telefonunu eline alarak saate baktı.Derin nefes alıp gözlerini kapattı.

"Ne gördüm ben böyle."

Başını hayır anlamında sallayarak üzerindeki örtüyü kaldırıp ayağa kalktı.
Banyoya ilerleyip üzerindeki pijamalarını çıkarıp kapıyı kapattı.Kirli sepetine attığı pijamaları umursamadan duşakabini aralayıp suyu açtı sonuna kadar.

İstediği sıcaklığa ulaştığında su damlalarının bedeninde dans etmesine izin verdi.Gözlerini kapatıp gördeğü rüyayı düşünüyordu.Ne görmüştü öyle?
Eski arkadaşını ve ailesini...

"Jungkook..."

Aklına dolan görütülerle gözlerini hızla açtı.

"Sen...Yıllar sonra...SİKTİR!!"

Ellerini duvara vurup kafasını tuttu.

"Nasıl anlamadım.Sikeyim!"

Hızlıca kısa duşunu aldıktan sonra saçlarını kurulayıp siyah bornozu'nu giyerek dışarı çıktı.Adımlarını yatağına yöneltip karşısında durdu.Dizlerini yere yaslayıp yatağının altındaki kilitli kutuyu kucağına alıp yatağa oturdu.

Yıllar sonra tekrardan bu kutuyu açmak zorunda kalmıştı.Gergindi.Anılar vardı.
Yüzleşecekleri vardı.

Boynundaki kolyeyi çıkarıp ucundaki anahtarla kilidi açtı.Kutudakileri karıştırıp bulduğu resimlerle durdu.


"Kahve..."

Kahve dökülmüştü.Döken kişiyi öldüresiye dövmüştü.Hatırlıyordu.Abisine gönderdiği resimlerine el koyuyordu.Ama yıllar geçmişti üstünden.Amerikaya gitmeden önceydi.


Bu resimlere bakarak kaç kez kendinden geçtiğini,Amerikada içkili halde onu aradığını.Hatırlıyordu.Kadınlardan tiksiniyor.Ruh eşini istiyordu.Hatta resimlere bakarak takıntı yapmıştı,ilk seksini onun için saklıyordu.Kaç kez onun resmine bakarak boşaldığını hatırlamıyordu bile.

"Siktir ben ne yapmışım."


Her resmin arkasına sözler yazardı askerdeyken.İlk görüşte aşk bu demekmiş.Ama yaş farkı?Ama yaş farkı önemlimiydi aşk için?Sevmek yaşa bakarmıydı?Bakardı tabikide ancak 10 yaş farkı kötü değildi.Annem ve babamda öyle evledi evet.Diyerek kendini kandırırdı.

(Yazar:Yaş sadece rakamdır.Her şey hiss ettiklerimizdedir.Her zaman rakam değildir.Her yaşın kendine göre bilgisi olgunluğu vardır.Eğer çok aşıksan deli gibi canından geçer gibi seversen rakamdır.Ancak seveyim olsun dersen burada durmalısın.Aşkın yaşa bakmadığı ve baktığı ilişkiler için örnek vermek isterim.Gerçek hayattan gördüklerimden tabikide.Ancak ilerleyen zamanlarda bunu söylemek isterim.)

~Bu günlük bu kadar umarım beğenirsiniz.Yorumlarınızı ve oylarınızı beklerim.💞

Continue Reading

You'll Also Like

haunt. By berhywq

Fanfiction

4.5K 405 14
Jeon Jungkook, arkadaşlarıyla birlikte eğlence amaçlı ruh çağırmak istemişlerdi ancak çağırdıkları ruhun asırlar sonra uyanan bir şeytan olduğunu bil...
225K 9.4K 38
ʜᴇʀ şᴇʏ ꜱᴀʟᴀᴋ ᴋᴀʀᴅᴇşɪᴍɪɴ ʏᴀʟᴀɴıʏʟᴀ ʙᴀşʟᴀᴅı... ꜱɪᴢ: ᴅᴇʟɪᴋᴀɴʟıʏꜱᴀɴ ᴋᴏɴᴜᴍ ᴀᴛᴀʀꜱıɴ!
95.2K 3.8K 31
Yabani evrenindeki çiftimiz Asi ve Alaz'ın hayatları farklı bir şekilde kesişeydi, mesela Asi, Soysalan Üniversitesi'ne bomba gibi düşseydi, nasıl ol...
8.4K 450 10
Taehyung sevgilisinin abarttığını düşünüyordu, fakat Jungkook onu korumaya çalışıyordu *çerezlik fic* "Bugün arkadaşlarım ile kafeye gidebilir miyim...