Ormandaki Avcı 1: Vampir'in A...

Por ladymelkw

200K 13.1K 4.5K

Kitap en baştan düzenleniyordur bu yüzden bölümlerde karışıklık olabilir. Bu yüzden düzenlenmeyen bölümlerin... Mais

Giriş | Doğan Çocuk
1. Bölüm | Veronica
2. Bölüm | Kan Kokusu
3. Bölüm | Güven Bana
0.5 -Beni Kurtaran Adam-
0.6-Yabancıya Veda-
0.7-Cehennem-
0.8-Geçmişin Kadını-
0.9-İlk-
1.0-Mektup-
1.1-Esir Gibi-
1.2-Cehennemin Dibini Görmek-
1.3-Aynı Yaşam Farklı Hayat-
1.4-Harita-
1.5-Yaşam-
1.6-Karahindiba-
1.7-Uçuşan Yapraklar-
1.8-Yara-
1.9-Sevgi Ve Gözyaşı-
2.0-Izdırap-
2.1-Oyun-
2.2-Acı-
2.3-Katil-
2.4-Kurtuluş-
2.5-Vampir Ve Elf-
2.6-Av-
2.7 -Beyaz-
2.9-Kardan Adam-
3.0-Gökyüzü-
3.1-Şeker-
3.2-Dans Edelim Mi?-
3.3-Pasta Ve Yangın-
3.4-Tutsak Ve Tutku-
3.5-Ez Ve Geç-
3.6-Seninle Yanmak-
3.7-Bitti mi?-
3.8-Gece Ve Gündüz-
3.9-Ses-
4.0-Mutlu Yaşamak-
4.1-Şarkı Söyle-
4.2-Güneş Ve Karanlık-
4.3-İşkence-
4.4-Boşluk-
4.5-Veliaht-
4.6-İmkansız-
4.7-Yeşil Gözler-
4.8-Vicdan-
4.9-Altıncık-
5.0-Biz-
5.1-Bana Ait-
5.2-Şefkat-
5.3-Deniz Kokan Menekşe-
5.4-Yanan Yıldızlar-
5.5-Şarap Ve Mum-
5.6-Arkadan Bıçaklayan-
5.7-Derin Tutku-
5.8-Bilinmeyen Kral'a Mektup-
5.9-Kalp Acısı-
6.0-Veronica Honaker-
Duyuru

2.8-Küçük Şövalye-

2.8K 202 47
Por ladymelkw

Ormandaki Avcı'nın yirmi sekizinci bölümüne hoşgeldiniz umarım beğenirsiniz bol bol yorumlarınızı bekliyorum şimdiden iyi okumalar dilerim 💫

Salver benden ayrıldı ve gözlerime bakıp gülümsedi.

"Peki küçük şövalye. Yarından itibaren kendini savunmayı ustasından öğreneceksin."
"Teşekkür ederim Prens Salver. " dedim aynı ses tonuyla. Güldü. Bende güldüm.

Kar taneleri ikimizin de yüzüne düşerken siyah gözlerine baktım. Sadece gözlerine bakılsa bile içimdeki ateş sönerdi. Her şeyiyle mükemmeldi bu adam. Gözleri parlarken kalbimin eridiğini hissettim.

Şiddetli bir rüzgar esince Salver soğuktan kırmızılaşmış dudaklarını araladı.

"İçeri geçelim artık. Epey soğuk oldu. " Başımı iki yana salladım. "Hayır. Biraz daha duralım. " dedim. Kaşlarını kaldırdı.

"Karnında küçük de olsa bıçak yarası dururken, kolun iyileşmiş olsa da ufaktan hasarlıyken nasıl bu kadar enerjik olabiliyorsun?" Sesi hem dalga geçer gibiydi hemde otoriterdi. "Dinlenmen gerekiyor Veronica. " Adım onun dudaklarından çok güzel çıkmıştı. Sanki isim söylemiyordu da ruhları iyileştiren, kalpleri ısıtan bir melodi çıkarıyordu.

Omuz silktim. "Onu bende bilmiyorum ama kar ile biraz daha oynamak istiyorum. "

"Yirmili yaşlarda küçük bir kızsın. " dedi tek kaşını kaldırarak. Ellerimi belime koydum.

"Bunu az önce benimle kar topu savaşı yapan adam mı söylüyor? Pardon yirmili yaşlardaki çocuk!" dedim onu taklit ederek. Gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı.

Ben ona bakarken arkasını döndü. Kaşlarımı çattım. "Ne oldu kü- diyordum ki karnıma gelen kar topu ile öylece kaldım. Ateşkes falan kalmamıştı.

Eline daha büyük bir kar topu alırken ondan önce davranıp küçük kar topunu onun tam da yüzüne fırlattım.

Yüzü tamamen karla kaplanınca kahkaha attım. Yüzündeki karları temizlerken toplamda üç tane daha kar topu attım.

"İntikamı ağır olacak biliyorsun değil mi?" dedi gülerek. Omuz silktim.
"Umrumda değil küçük çocuk!" diye bağırdım ve koşmaya başladım. Bahçenin arkasına gelince durdum. Burası çok daha büyük ve güzeldi.

Salver'ın adım seslerini duyunca arkamı dönüp ona baktım. Ancak bana gelen devasa kar topu ile bakmaya devam edemedim. Boynumdan aşağısı olduğu gibi kar olmuştu.

Salver kahkaha atarken pelerinimi silkeledim.

"Sanırım küçük çocuk değilsin. " dedim. Kafasını geriye atıp kahkaha attı. "Ama bende küçük kız falan değilim. Sadece çocuk ruhlu bir elfim. Yani büyüğüm ama çocuk gibi davranıyorum. Yani şey.....çocukça hareketler yapıyorum. Ama bazen. Çok nadir oluyor. Anlayacağın be- demiştim ki omzumdan tutup beni ittirmeye başladı.

"Yürü küçük şövalye artık kaleye girmelisin." dedi yumuşacık ses tonu ile. Ellerimle ağzımı kapatıp kıkırdadım.

"Komik birşey bulamıyorum küçük şövalye. "
"Bende bulamıyorum. "
"O zaman neden gülüyorsun?"
"Bilmiyorum. " Gülmeye başlarken bende güldüm.

Kalenin içine girince sıcacık kale sayesinde ısındım. Üşüdüğümü şimdi farkettim. Burası sıcacıktı. Burnuma mis gibi ateş kokusu gelirken onca zamandan sonra huzurlu hissetmeyi hak etmiştim sanırım.

Esneyince Salver eğilip bana baktı. Yüzünü tatlı bir ifade alırken kaşlarımı çatarak ona baktım. "Ne oldu?"
"Az önce sincapa benziyordun. "
"Esnerken mi?" diye mırıldandım. Başını salladı. Güldüm. "Nerem sincapa benziyor benim ya?" O da güldü. Tekrar esneyince gülümsedi.

"Uykun gelmiş senin. "
"Yani biraz geldi uykum. İyi geceler." dedim.
"İyi geceler. " dedi. Arkamı dönüp yukarı çıktım. Bana ayrılmış odaya girip pelerinimi çıkardım. Duvardaki gaz lambasını yaktım.

Saçlarımda ki tokayı çıkarıp masaya koydum. Camdan görünen yansımama gülümsedim. Mutluydum. Bütün o yaşadıklarımdan sonra bunları hak etmiştim. Aşağıda beni koruyan bir adam vardı. Ve ben o adamı çok seviyordum. Bana karşılıksız bir şekilde yardım etmiş ve  ormanda korumak için elinden geleni yapmıştı.

Olası bir durumda onun için canını verir misin?
Veririm.

Kar yağarken oldukça huzurlu hissediyordum.

Gaz lambasını kapatıp yorganın altına girdim. Anın huzuru ve keyfi ile gözlerimi kapattım.

💫

Issız bir ormanda tek başıma yürüyordum. Hava çok soğuktu. Yağmur yüzüme yağdıkça yağıyordu. Titreyerek yönümü bulmaya çalışıyordum. Bu lanet olası yerde kaybolmuştum.

Arkamdaki adım seslerini duyunca daha hızlı yürümeye başladım. Arkamda biri vardı!

Kalbim deli gibi atarken arkamdaki kişiyi merak ediyordum. Böyle ıssız bir ormanda kim olabilirdi ki?

Bir vampir olamazdı. Vampir olsa çoktan üstüme atılmış ve kanımı almıştı.

Bir cadı olamazdı. Cadı olsa birşeyler yapıp beni kaçırırdı.

Kimdi o zaman?

Merakıma yenik düşüp arkamı döndüm. Karşımdaki adamı tanıyordum. Kanımın çekildiğini hissederken koşmaya başladım. O ise peşimden geliyordu. Ne kadar koştum bilmiyordum ama elimden gelenin en hızlı şekilde koşuyordum.

Tam önümde aniden Justin'in belirmesi ile çığlık attım. Geriye dönüp tekrardan koştum. Karşıma tekrardan çıkan Justin ile ağlamak üzereydim.

Ağaçlardan daire oluşmuştu. Hepsi etrafımı sarmış, gitmemi engelliyordu.

Avazım çıktığı kadar çığlık attım. Justin sürekli yer değiştirip etrafımda dolanıyordu. Varlığı bile beni ürküten bu adamın kahkahalarını duymak canımı acıtıyordu.

"Veronica? Yoksa Salver'ın Altıncığı mı?" Son kısmı vurgulamıştı. Ellerini arkasına bağlamış etrafımda dönüyordu. "Söylesene! Dilin yok mu senin?" diye bağırdı. Korkunç sesi bütün ormanı doldururken ellerimle yüzüme siper yaptım. Titriyor ve ağlıyordum.

Bileğimden tuttu ve yüzüme biraz daha yaklaştı.

"Herşey bitmedi Veronica! Sen benim olana kadar da bitmeyecek! Anla artık sen bana mahkumsun." Çığlık atıp kendimi kurtarmaya çalışsam da yapamadım.

"Her zaman o prens bozuntusunun olacağını mı sanıyorsun?" Korkunç kahkahasını gökyüzüne gönderdi. "Neden o hep yardım etsin ki? O bir yabancı Veronica!"

Bileklerimi bırakıp yüzüme yaklaştı. İşaret parmağını burnumun hizasına getirdi.

"Sakın beni unutma Veronica. Bir gün senin için geleceğim ve o zaman sana sakladığım vicdanım olmayacak."
"Justin...lütfen." diyebildim sadece sesim öyle çok titremişti ki ben bile şaşırdım.

Güçlü bir şimşek çakıp ardından da gök gürüldeyince titreyerek bağırdım. Korkuyordum. Justin'in bana yapacaklarını düşündükçe korkuyordum.

"Veronica!" Salver'ın sesine karışık Justin'in sesini duyunca gözlerimi kısıp hıçkırdım. Adımı söylemesini istemiyordum.

"Veronica!" Birkez daha tekrar etti aynı ses. Justin elini havaya kaldırmıştı.
"Justin!" diye bağırdım ağlamaklı sesimle.

"Veronica uyan!" Salver'ın sesi ile gözlerimi sıçrayarak açtım.

Endişeli bir şekilde beni izliyordu. Elindeki bardağı bana verdi. Yatakta doğrulup suyu içtim. Kalbim hızla çarparken çok fazla terlediğimi farkettim.

"Justin?" diye sordu. Adını duymamla vücuduma titreme geldi.
"O mu sana bunları yapan?" Cevap vermeyip yere baktım. Justin olduğunu söylersem kötü şeyler olabilirdi. Ne yapacaktım? Yalan söylersem anlayabilirdi. Ne yapacağımı bilemez halde yere bakarken çenemden tutup kendi yüzüne çevirdi.

Gözleri tam gözlerimin hizasındaydı. Burnu neredeyse burnuma değecekti. Ne olduğunu bilemediğim koku burnuma gelince kendimden geçmek üzereydim.

"Sana bir soru sordum Veronica." dedi. Bağırmıyordu ama sesi öyle bir çıkmıştı ki bağırsa bu kadar korkunç çıkmazdı. Gözleri ürkütücü duruyordu. Şuan anlamıştım. Salver bazen canavara benziyordu. Çok korkunçtu. Sanki her an beni öldürecekmiş gibi duruyordu.

Dudaklarını tekrar aralamıştı ki başımı salladım. Başka çarem var mıydı? Yoktu. Dudaklarını ısırarak çenemi bıraktı. Yatağımdan kalkıp odada tur attı.

"En büyük düşmanım benim hayatta tek değer verdiğim kadına zarar veriyor ve benim haberim olmuyor." dediği şeye gülümsememek için kendimi zor tutarken yüzüne baktım.
"Neden Veronica? Neden söylemedin bana?"diye sordu.

"Bilmiyorum. Yani ben hani Justin senin düşmanın ya sırf bu yüzden ona gidersin yada bir şekilde zarar görürsün diye. Ne bilim senin için söylemedim!" diye bağırdım. Salver'ın yüzünü sıcak bir gülümseme alırken yüzüne süt dökmüş kedi gibi baktım.

"Bak Veronica. " diye başladı. "Ben hayatımda sayılı kişiye değer veririm. Değer verdiğim kişilerin benden birşey saklamasını istemiyorum. Lütfen benden birşey saklama." dedi. Gülümsedim. Bu adamı hak edecek ne yapmıştım ben?

"Justin sana tam olarak ne yaptı?" diye sordu yatağımın kenarına otururken.

Yutkundum. Ona yaşadığım herşeyi anlattım. Justin'in ilk gittiğim günden beri bana nasıl davrandığını, beni kandırıp zindana kapatmasını, orada kan kusana kadar dövmesini, teyzemle işbirliği yapıp beni tuzağa çekmesini...

Hepsini anlattım. Sözümü bölmeden bitirmemi bekledi. Ben konuşurken dikkatle mimiklerimi inceliyordu. Ona doğru olan herşeyi anlattım. Ben onun değer verdiği tek kadındım. Annesi yok muydu? Yada annesini sevmiyor muydu? Kız kardeşi falan da mı yoktu acaba?

Bunları ne kadar merak etsem de şuan konusu bunlar değildi.

"Demek öyle." dedi çenesini ovuşturarak. "Justin tam bir pislikti. Bu yaptıklarının bedelini ödemeden ölmeyecek. Buna izin vermeyeceğim. Senin yaşadıklarının daha kötüsünü yaşayacak. Bana ölmesi için yalvaracak. " Şuan Justin bu odada olsa onun için hiç iyi olmazdı. Salver onu parçalara ayırırdı.

"Lütfen Salver. Ben artık ondan kurtuldum. Bir daha yüzünü dahi görmek istemiyorum. Artık Justin diye biri yok. Ortada ödenmesi gereken bir bedel varsa bile kalsın. Benim için. En azından benim için. " dedim. Ya elf ülkesine giderse? Ya orada ona zarar gelirse? O zaman çok kötü olurdum.

Gülümsedi. "Hadi uyu artık. Yarın erken kalkacaksın. İyi uykular küçük şövalye. " dedi ve yatağımdan kalktı. Gaz lambasını söndürürken "İyi uykular." dedim. Son kez bana bakıp göz kırptı ve kapıyı kapatıp odadan çıktı. Başımı yastığa koyup yorganla üstümü örttüm. Gözlerimi kapatıp onu düşündüm. Kokusu hala bu odadaydı. Sanki hala bu odada, yanımdaydı. Kokusunun verdiği huzur çok güzeldi.

Salver'ı gün geçtikçe daha çok tanıyordum. Sinirlendiğinde korkunç biriydi. Normal zamanlarında da korkunç bir görüntüsü vardı ama sinirlenince olan görüntüsünü görmek istemiyordum. Neşeli olduğu zamanlar en güzel zamanlardı. Çok güzel gülerdi.

İyiki tanımıştım Salver'ı. İyiki. İyiki. İyiki!

<><><><><><><><><><><><><><><><>

Selammm yeni bölüm ile geldimmm 🙃

Sizce bölüm nasıldı???

Gelecek bölüm tahminlerniz?

Salver karakteri sizce nasıl biri?

Veronica karakteri sizce nasıl biri?

Sizi seviyorum iyiki varsınız iyi okumalar dilerim 💫

Continuar a ler

Também vai Gostar

1.9K 61 5
Ateş Kuşları; Barbaros ve Gülayşe hakkında bir birinden bağımsız tek bölüm/sahnelik karakalem kurgusu :)
23.6M 1.4M 78
Doğum gününden sonra, kardeşiyle eğlenmek için konsere giden bir genç kız... Fırtına yüzünden iptal olan konserden eve dönmeye çalışırken, kendini bi...
162K 7.1K 15
"MARDİN'DE AŞK" Birbirlerine olan aşklarını ifade etmek için konuşmaya gerek yok . Belki de sessizlik, kalplerinin birbirine daha da yakınlaşmasına...
750K 17.3K 56
"Madem çok ısrar ettiniz, o zaman artık bey diyebilirim." deyip gülümsedim, bandı yapıştırdıktan sonra yutkundu. "Boşver beyi." deyip dudaklarıma yap...