savage ~ Taekook

By monscherry

266K 26.7K 19.8K

Kendi düğününden kaçan omega jungkook kullandığı teknenin arızalanması sonucu en yakınında ki kara parçasına... More

1
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
....
16
17
18

2

13K 1.5K 1.1K
By monscherry

Selamm

Sonunda şu bölümü yazabildim. Ben eğlenerek yazdım umarım sizde eğlenirsiniz.

Bol bol yorum yaparsanız sevinirim. İlk bölüm kimse bir şey yazmamış :( beğenmediyseniz kaldırırım

Keyifli okumalar.

...

Şöminede yanan odunların hoş çıtırtısı, sıcacık olan ortam ve dışarda yağan yağmurun sesiyle ortam oldukça sessizdi.

Esmer beden şöminenin yanında ki tekli koltuğuna oturmuş birasını içerken yatağına yatırmış olduğu baygın omegaya bakıyor, ağır bakışlarla onu süzüyordu.

Çarpan teknenin sesini duyup oraya gittiğinde teknenin içinde baygınca yatan bir omega görmeyi kesinlikle beklemiyordu.

Onu gördüğü gibi kucağına alıp kendi evine getirmiş, alnında ki kanları silerek başını sargı beziyle sarmıştı. Ve omega bir buçuk saattir ölü gibi uyuyordu öylece.

İlk defa yatağına kendi haricinde başka biri yatıyordu.

Tuttuğu bira bardağını yeniden iri dudaklarına dayayan adam küçük bir yudum daha aldığında omeganın yüzünde gezdirmeye devam etti gözlerini. Jungkook'un tatlı, iç açıcı feromonları odasını doldurmuş ve kendi kokusuyla karışmıştı bile.

Kendini insanlardan soyutlamış biri olarak uzun süre sonra ilk defa bir omega görüyordu.

Kısık gözlerini ondan çekerek ayağa kalktı. Baygın bedenin yanına giderek bir elini yavaşça yüzüne uzatmış, yumuşacık yanağına dokunarak ateşi var mı diye bakmıştı.

Normal olan ten ısısıyla elini geriye çekti.

Yeniden bira almak için mutfağa geçmişti ardından. O odadan çıktığı gibi küçük köpeği odaya girerken küçük boyuna rağmen yatağa atlamıştı. Kuyruğunu sallaya sallaya, sesli nefesleriyle omegaya yaklaşarak onu inceliyordu.

İlk defa sahibi haricinde başka birini görüyordu.

Omeganın güzel feromonları hoşuna gitmiş olmalı ki biraz daha ona yaklaşmış ve uyanması için üstüne çıkmıştı.

İçeriye elinde ki bira şişesiyle giren esmer beden köpeğini omeganın üstünde görmesiyle kalın sesiyle konuşmuştu.

"Rahat dur yeontan"

Ancak köpeği onu dinlememiş, kuyruğunu tatlı tatlı sallayarak omegaya yaklamış ve yüzünü yalamaya başlamıştı.

"Kime diyorum, tan!"

Esmer beden bir kere daha köpeğine seslendiğinde yine dinlenmemişti. Yeontan omegaya anında ısınmış olmalı ki sürekli yüzünü yalıyordu uyanması için.

Saniyeler ardından yeontan büyük esmer avuçlar tarafından kavrandığında sahibi onu kaldırıp burun ucundan öpmüştü.

"Rahat dur oğlum. Birini görünce kendinden geçtin hemen" köpeği bu sefer onun yüzünü yalamaya başladığında yeniden burnundan öpüp yere bıraktı onu. Köpeği bu sefer yatağa çıkmak yerine onu takip ederken koltuğa oturan esmer bedenin ayaklarının yanına oturmuştu.

Böylelikle esmer olanın gözleri yatağında yatan omegadan çekildiğinde burnuna dolan omega feromonları eşliğinde yüzünü yeniden şömineye çevirmişti.

Omeganın aralık kırmızı dudaklarının arasından alıp verdiği nefes seslerini çok net duyuyordu.

Birasını yeniden eline alarak içmeye başladı. Bu sırada yağmur gittikçe şiddetlenmeye başlamış sertçe cama vurmaya başlamıştı.

....

"Ahh"

Acıyan başını tutan omega gözleri kapalı şekilde inlerken üstünden fil geçmiş gibi hissediyordu.

Beyni zonkluyordu.

Üstünden bir tır geçmiş gibi, litre litre içki içmiş gibi bir sersemlik vardı üstünde.

Aklında dank eden şeyle gözlerini açtı aniden.

Kaza yapmıştı...

Teknesi bir yere çarpmıştı ve ondan sonrasını hatırlamıyordu bile.

Açılan gözlerini ahşap bir tavan karşılarken bulanık görüşünü netleştirmek için ellerini yumruk yaparak gözünü ovuşturdu. Yataktan destek alarak doğruldu yavaşça.

Ahşap bir evin içindeydi.

O tekneden buraya nasıl geldiğini kafasında anlamlandırmaya çalışırken etrafı incelemeye başladı. Yatağın ilerisinde büyük bir şömine, şöminenin önünde tekli bir koltuk ve yatağın sol tarafında yine ahşap olan bir kahverengi büyük bir giysi dolabı vardı.

Gözlerini ince tülü olan cama doğru çevirdi. Çoktan sabah olduğunu görmesiyle stresli bir nefes alarak bakışlarını kendi üstüne çevirmişti.

Elbisesi üstündeydi ve üstü ince bir pikeyle örtülmüştü.

İçinden başına bir şey gelmediği için şükrederken daha fazla yatakta durmak istemediği için bacaklarını dışarı doğru uzatıp yere indi. Yatak yüksek olduğundan dolayı dolayı ayakları sertçe yerle buluşurken sarsak adımlarla yürümeye başlamıştı.

Ağrıyan başını tuta tuta çıktı odadan.
"Kimse yok mu?"

Bir ses gelmemesiyle dış kapıya ilerleyerek çelik kapıyı açtı ve dışarı çıktı. Onu bulan her kimse bir an önce görmek istiyordu çünkü o kişinin omega mı yoksa alfa mı olduğunu anlayamıyordu.

Bulan kişi her kimse feromonları çok ağır ve sertti. Bir omega veya alfa değildi bu kişi.

Bakışlarını önünde ki seyrek ağaçlarda ve elli metre kadar ilerisinde dolandırmaya başladı. Duyduğu seslerle kaşları çatılmış, ağrıyan başını tuta tuta sesin geldiği yere doğru ilerlemişti çıplak ayaklarıyla.

Evin arkasına geçtiğinde üstsüz bir şekilde baltayla odun kesen bir adamı görmesiyle adımları yerinde mıhlandı.

Yirmi metre kadar ilerisinde oldukça uzun, iri cüsseli bir adam kütüğün üstüne koyduğu odunları keskin baltasıyla kesiyordu. Her kolunu kaldırışında iri kollarında ki kaslar daha da belirginleşirken yakışıklı yüzünde en ufak bir yorulma belirtisi bile yoktu.

Adamın terden dolayı parlayan esmer tenini gözleri hızla incelerken arada bir büyük avuçlarının baltayı nasıl kavradığına bakmıştı.

Cennete mi düştüm?

O an adamı izleyen jungkook'un aklında ilk bu soru belirirken cidden ölüp cennete mi gittiğini düşünüyordu.

Karşısında ki adam o kadar yakışıklı, güçlü ve heybetliydi ki gözleri sürekli yakışıklı yüzünde, iri kollarında ve karnında ki dilim dilim kaslarda dolanıyordu.

Jungkook şok olmuşcasına adamı süzerken esmer adam onun geldiğini hissetmiş şekilde gözlerini ona çevirdi. Adamın bakmasıyla omega karnına yumruk yemiş gibi hissederken duyduğu kalın ses ile kulakları okşanmıştı sanki.

"Sonunda uyandın. Bir an öldün sandım"

Adamın avcı bakışları omega da şöyle bir kısaca dolanırken yeniden iri gözlerine dönmüştü hemen. jungkook ise etrafına bakarak merakla konuşmuştu.

"Neredeyiz? Ne oldu bana?"

Gözleri yeniden esmer olana döndüğünde adam elinde ki baltasını kütüğe saplayıp geri çekilmişti. Bayağı odun yarmıştı ve bu jungkook'un boyunu bile geçiyordu neredeyse.

"Benim adamdasın. Teknen dün gece karaya çarpmış yanına geldiğimde başından kan akıyordu. Ben de seni aldım evime getirdim"

Jungkook yüzünde ki sırıtmaya mani olamayarak adama baktı yeniden.

"Adada mıyız?" Demişti yeniden, tekrar etmesi için. Adam ise konuşmayarak, sadece başını sallayarak onaylamıştı onu.

Sevinçle ellerini birbirine çırparak kahkaha atmaya başladı. "Kurtuldum! Kurtuldum!"

Başka bir ülkeye kaçamasa bile sonuçta hem ailesinden hemde o alfadan kurtulmuştu.

Esmer olan onun bu tavırlarını garipserken bir şey demeyerek yanından geçip evine doğru yürümeye başladı. Jungkook ise hemen arkasından onu takip ediyordu sırıtarak.

"İlgilendiğin için çok teşekkür ederim. Farkında olmadan beni büyük bir beladan kurtardın" demişti minnettar bir sesle. Adamın eve girmesiyle o da eve girerken dış kapıyı kapatmış, yine peşinden ilerliyordu.

Esmer olan ise arkasında bücür bücür konuşan omegayı dinliyordu ciddi ifadesiyle. Arkasından gelen omega eşliğinde odasına girdiğinde dolabını açarak küçük bir havlu almış, yeniden omegaya dönmüştü.

Omega onun yanında kısacık boyuyla küçücük kalırken o küçük kafasını kaldırmış iri parlak gözleriyle tatlı tatlı adama bakıyordu.

"Ne?" Demişti adam omeganın beklenti dolu gözlerine karşılık. Jungkook sevinçle parlayan gözleriyle adama teşekkür edercesine bakıyordu hala. Eğer kurtarmasaydı ölüp gidecekti o tekne de.

"Şey soracağım..." Kısa bir an dudaklarını yalayarak konuştuğunda esmer olan bakışlarını ondan ayırmayarak kaslarının üstünde ki terleri silmeye başladı. Jungkook'un gözleri refleksle karın kaslarına kayarken son anda kendine gelip yeniden gözlerine dönmüştü.

"Eğer tekneni soracaksan gayet iyi durumda. Bir kaç pürüz vardı hallettim onları"

Tekne umrunda falan değildi jungkook'un.

Kafasını iki yana salladı. "O değil, kaç saattir uyuduğumu soracaktım sadece"

"On üç" esmer olan terini silmeyi bırakıp elinde ki havlusuyla odanın içinde ki diğer kapıyı açtı. Oranın bir banyo olduğunu anlayan jungkook adamın duş alacağını anlarken yeniden konuşmuştu.

"Mutfağını kullanabilir miyim?" Adamın evini izinsizce kullanmak istemiyordu bu yüzden sormak istemişti.

Esmer olan ona dönmeden kısa bir şekilde onay verdi. "Yap istediğini"

"Teşekkür ederim"

Kapıyı kapatacağı sırada jungkook'un yeniden konuşmasıyla sinirli bir nefes almıştı.

Bu omega cidden hiç susmuyordu.

"Bu arada yanlış anlamazsan türünün ne olduğunu sorabilir miyim? Feromonların çok ağır çünkü daha önce hiç bu kadar sert kokusu olan bir alfaya rastlamamıştım"

Bu dedikleriyle adamın keskin bakışları ona döndü. Bir kaç metre ilerisinde ki omeganın merak dolu gözlerine bakmıştı.

Jungkook sadece bakışlarıyla bile onu geren adamın karşısında öylece dururken önünde ki büyük, kaslı bedene bakmaya devam etmişti.

"Deltayım. Şimdi soruların bittiyse duş alacağım omega"

Bir cevap beklemeden kapıyı kapattığında jungkook hayretle bir kaç adım gerilemiş ve şaşkınlık dolu nidalar çıkarmıştı.

Elini ağzına çıkardı şok olmuş şekilde. Gele gele koskoca bir deltanın adasına mı gelmişti?

Kimsenin adını dahi bilmediği, en güçlü tür olan ve dünya da başka bir eşi bulunmayan adamın adasına gelmenin farkındalığıyla derin bir nefes çekti içine.

Tüm insanlığı sadece feromonlarıyla öldürecek, hareketlerini bile engelleyebilecek kadar güçlüydü deltalar. Şimdiye kadar duydukları bundan ibaretti.

Ve bu esmer adam ise delta olduğunu bas bas bağırıyordu resmen.

Ne yapacağını bilemez şekilde gerileyerek az önce delta olduğunu öğrendiği adamın yatağına oturdu. İçinden kendi salaklığına yanıyordu. Feromonların o kadar ağır ve baskın olmasından anlamalıydı onun delta olduğunu. Üstelik bedeni alfaların bedeninden daha uzun ve yapılıyken nasıl anlamadığına hayret ediyordu.

Belki de şu an bir deltayla aynı evi paylaştığı için korkması gerekiyordu ancak aklına deltanın onu kurtarması, evine alıp yardım etmesi geldikçe bu his gidiyordu.

Eğer ondan faydalanacak olsaydı omeganın en savunmasız anında yapardı bunu. Ama bunu yapmak yerine onu kurtarmış, kendi evine alarak başında ki yarayla ilgilenmişti.

Yanisi jungkook sonuç olarak evlenmekten kurtulmuştu!

Banyodan gelen su sesini duymasıyla ayağa kalkarak içi rahat bir şekilde odadan çıktı. Daha sevinmek için erken miydi bilmiyordu ama bir kuş tüyü kadar hafif, bir çocuk gibi mutluydu.

Bu adada ailesi onu hayatta bulamazdı.

Yüzünde ki gülüş eşliğinde sallana sallana evin içinde dolanarak bulduğu mutfağa girmiş, karnını doyurmak için buzdolabını açmıştı hemen.

İçi dopdolu olan dolapta dolandı gözleri kısaca. Canı çok bir şey istemediğinden kendine reçel ve bal alarak yanda ki yuvarlak masaya koymuş, bir bardak da su alarak sandalyeye oturmuştu hemen. Eli anında masanın üstünde ki ekmeğe uzandı. Onu eline aldığı gibi ortadan ikiye bölerken tüm görgü kurallarını unutup reçele banarak yemeye başlamıştı.

....

Çoktan duşunu alıp giyinmiş olan delta banyosundan çıktığında  duyduğu kıkırtı sesleriyle kaşlarını çattı.

Elinde ki havluyu saçına dayayıp bir yandan saçını kurularken sesin geldiği yöne, mutfağa gitmesiyle küçük köpeği yeontan ve omeganın oynadığını görmüştü. Köpeği omeganın kucağına çıkmış sevimlilik yaparken omega onun bu hallerini gülerek, ona uyum sağlayarak onunla oynuyordu.

Delta köpeğinin ilk defa kendi harici biriyle oynamasını gördüğünde sinirli bir nefes alarak bir adım daha atıp içeri girdi. Bu sırada onu fark eden omeganın bakışları ona dönmüş, yüzünde ki gülümsemeyle konuşmuştu.

"Köpeğin çok tatlı. Dakikalardır benimle oynuyor." Demişti şakıyan bir sesle. Delta ise bir şey demeden buzdolabını açmış ve bir şişe su alarak dudaklarına dayamıştı.

Onun bir şey dememesiyle jungkook bakışlarını deltaya dikmiş onu izliyordu. Omeganın da ne kadar feromonları olsa da deltanın ki o kadar yoğundu ki onun kokusunu baya bastırıyordu.

"İsmi ne?"

Omeganın yeniden konuşmasıyla şişeyi dudaklarından çekerek tezgâhın üstüne bırakmış, ona dönmüştü. Omega cidden çok fazla konuşuyordu.

Öyle ki kucağında köpek olmasına rağmen bir eliyle onu çocuğu gibi tutmuşken diğer kolunu masaya dayamış, iri parlak gözleriyle deltaya bakıyordu.

"Yeontan" demişti kısaca. Jungkook ise gülümseyerek köpeğin başını sevmişti yeniden.

Delta gerçekten içten içe sinirleniyordu.

Çocuğu gibi gördüğü köpeğini başka biri kucağına almış, kendi çocuğu gibi seviyordu.

Üstüne üstlük küçük köpeğinin bundan rahatsızlık duyması gerekirken aksine omegaya sokuluyor, sevimlilikler yapıyordu.

"Anladım..."

Delta omeganın karşısında ki sandalyeyi çekip oturduğunda yeontan omeganın kucağından inip içeriye geçmişti. Jungkook ise bir şey demeyerek izin vermişti gitmesine.

Avcı gözlerini omeganın bambi gözlerine dikti. Jungkook'un da bakışları ona dönmüş, deltanın yakışıklı yüzünde göz gezdirmişti kısaca.

Delta kısa kol bir tişört giymiş olduğundan çıplak kaslı kolları omeganın resmen gözüne batarken koca bedeni sandalyeye yaslanmış, alnına düşen nemli saçlarıyla omegaya bakıyordu.

"Neden tek başına yolculuk yapıyordun? Bir şeyden mi kaçıyorsun?" Delta kalın sesiyle konuştuğunda omega aynı onun gibi sandalyesine yaslanarak iç çekti.

Karşısında ki ne kadar bir yabancı bile olsa ona diyecekti.

Kafasını salladı dürüstçe. Yüzü hafifçe düşmüştü konuştuğu sırada. "Evet. Kendi düğünümden kaçtım"

Kaşlarını kaldırdı şaşkınca esmer olan. Kollarını göğsünde birbirine dolamış, merakla dinlemeye devam etmişti.

"Ailem sevmediğim biriyle evlenmemi istiyordu. Ama ben bunu yapacak biri değildim kaçtım o yüzden. Aslında tekneyle başka bir şehire, ordan da fransa uçağına binip ülkeyi terk edecektim ama dün akşam dümendeyken sorun çıktı, onu çeviremedim ve geminin yönü kendi kendine değişti. Sonrasını biliyoruz zaten"

Karşısında ki omeganın tüm bunları yapacak kadar cesaretli olması deltayı şaşırtırken gözlerini yeniden onun bedeninde gezdirmişti.

Böylesine naif bir bedenin bu kadar atılgan olmasını beklemezdi.

"Tekneni düzelttim merak etme. Yeniden yola çıkıp uçağına yetişebilirsin"

Resmen açık açık kovulmasıyla yüz ifadesi değişmişti omeganın. Az önce ona derdini anlattığı halde resmen kovulmuştu!

O da meraklı değildi zaten adada kalmaya ama çoktan bir gün geçmişti bile ve ailesi onun hakkında kayıp ilanı vermiş olabilirdi. Bunları düşünerek hareket etmeliydi. Karaya ayak bastığı an yakalanabilirdi ve bunun sonrası ölüm, yani alfayla evlenmek demekti.

Yüzünü yalvarır bir ifadeye soktu. Geri dönmek istemiyordu, döndüğü an yakalanabilirdi ve hal böyleyken korkmakta haklıydı tabi ki.

Evet o da istemezdi tanımadığı biriyle aynı adada, hatta aynı evde kalmak ama mecburdu.

"Bir ay burada kalıp sonra gitsem? Şu an da benim hakkım da çoktan kayıp ilanı vermişlerdir bile. Karaya bastığım an bulurlar beni"

Omuz silkmişti delta. "Bu benim sorunum değil"

Hayretle bağırdı jungkook. Resmen adam onu sikine bile takmıyordu!

"Sana dönersem beni evlendirecekler diyorum!"

Yüzü sinirden kızarmış şekilde esmer olana bakarken onun da kaşları çatılmış, jungkook'un aksine kalın sesiyle konuşmuştu sert bir şekilde.

"Ben de sana umrumda olmadığını söylüyorum. Ayrıca o sesini düzelt koparırım dilini"

Oldukça ciddi bir şekilde konuşmasıyla jungkook sinirli bir nefes aldı. Bir deltaya kafa tutmuştu, belki de bunu yapan ilk insandı ama mevzu bahis kendi hayatıydı, geri dönmek istemiyordu.

Delta omegayı deli edecek bir rahatlıkla olduğu yere yaslanmışken omeganın sinirden kızarmış yüzüne bakıyordu.

Sakin bir sesle konuşmaya başladı jungkook. Biraz daha bağırırsa başının kopmasından korkmuştu.

"Biraz empati yap. En azından bir kaç hafta burada kalayım. Karaya ayak bastığım gibi yeniden nikah masasına oturtulmak istemiyorum"

Olumlu bir cevap beklercesine deltaya bakarken delta yavaşça masaya, ona doğru eğildi. Omeganın güzel yüzünde kısa bir göz gezdirmişti.

"Biliyor musun? Umrumda değil"

Gözlerini yumdu jungkook. Ters bir laf etmemek için kendini sıkıyordu.

Bir deltayla aynı evde, aynı adada yalnızdı.

Eğer onu sinirlendirirse kendini deltadan kurtaran kimse olmayacaktı bu yüzden sakinleşmeye çalışıyordu.

"Arkadaş olabiliriz hem sen de yalnızsın istemez misin?"

Delta kalın sesiyle cık'layarak reddetti onu. Jungkook öyle bir bakıyordu ki, kırmızı küçük dudakları telaştan hafifçe büzülmüş, o küçük kafasıyla oturduğu yerden deltaya bakıyordu.

"Bir deltayla bir omega mı?"

Kaşlarını kaldırdı jungkook. "Neden olmasın? İki dost gibi güzelce geçinebiliriz"

"İstemiyorum, ihtiyacım yok buna. Tüm eşyaların teknede binip gidebilirsin"

Delta oldukça umursamaz bir sesle konuştuğunda jungkook tavırlı bir ifadeyle kollarını göğsünde birbirine dolamıştı aynı onun gibi.

"Gitmeyeceğim"

"Anlamadım?"

Omuz silkti jungkook. "Ne anlarsan o. Ben canımı sokakta bulmadım aileme yakalanıp o alfayla beni evlendirmelerine hayatta izin vermem"

"Bela mısın sen!" Delta baskınca sesini yükselttiğinde jungkook korksa bile bunu belli etmemiş, yutkunarak konuşmaya devam etmişti.

Delta çok kötü bakıyordu.

Bakışları jungkook'un süt beyazı gerdanında dolanırken büyük ihtimalle kafasını koparmaya düşünüyor olmalıydı.

"Çaresiz bir omegayım sadece! Ayrıca neden omega düşmanı gibi konuşuyorsun?"

"Omega düşmanı olsam seni evime alır mıydım?"

"Ama resmen beni kovuyorsun. Sadece bir ay diyorum ömür boyu yanında kalacak değilim ya. Seni rahatsız etmem, yemeğini yaparım temizliğe yardım ederim hiç zorluk çıkarmam."

Ardından aklına gelen deste deste paralarıyla gülümserken yeniden konuşmuştu heyecanlı şekilde.

"Teknemde deste deste para var. Eğer teklifimi kabul edersen yarısını sana veririm ne dersin?" Demişti işaret parmağını ona uzatarak. Deltanın teklifi kabul edeceğini sanıyordu.

"İstemiyorum. Paralarını da al ve defol"

Delta soğuk sesiyle kalkıp onu yanıtladığında karşısında ki omeganın kendine göre bir hayli küçük olan bedenine baktı. Omega o küçük kafasını kaldırmış sinirli şekilde deltaya bakarken kızgın boğa gibi nefesler alıp veriyordu.

Delta daha bir şey demeden mutfaktan çıktığında jungkook elini sinirle mutfak masasına vurarak tepindi olduğu yerde.

Bu deltayı insan sanmıştı ama bu adam değil insan, hayvan bile olamazdı.

"Gitmeyeceğim tamam mı? Gitmeyeceğim!"

....

Diğer bölüm jungkook öyle bir şey yapacak ki taehyung kovalayacak jungkook kaçacak wkckskdk

Sizce nasıldı bölüm?

Hadi muahh 💋

Continue Reading

You'll Also Like

159K 17.9K 39
jeon jungkook en yakın arkadaşının amcasına aşık olmuştu.
17.7K 1.1K 34
Jungkook; Dolabımın şifresini değiştirip üstüne bir de içini prezervatiflerle dolduran orospu çocuğu sendin değil mi? Jungkook hoşlandığı kıza çok ya...
95.4K 6K 35
Malfoy ve Black iki ezeli rakip ve birbirlerinden nefret eden iki küçük çocuktur. Black'in 4. Sınıfta Harry'nin yerine arayıcı olmasından sonra Malfo...
368K 33.9K 32
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...