Under the Same Sky |Taekook|

By _Rinetta_tk

7.7K 563 309

Pov:Su birikintisiyle oynamayı seven küçük.Mafya liderinin ayakkabısına sıçratmıştı. (YAŞARSAM EĞER DEVAM EDE... More

・✿.。.:1.:。✿*゚
・✿.。.:3.:。✿*゚
・✿.。.:4.:。✿*゚
・✿.。.:.5:。✿*゚
・✿.。.:6:。✿*゚
・✿.。.:7:。✿*゚

・✿.。.:2.:。✿*゚

1.5K 114 43
By _Rinetta_tk

Merhaba yeniden.Yorumlarınız ve oylarınız beni çok mutlu etti.
Ancak yorum olmayıcan mood birazcık düşüyor.Umarım boll bol yorum yaparsınız.
Öpüldünüzzzz.

Jungkook|

Gözlerimi kapattığımda göz yaşlarım yeniden yanaklarımdan süzüldü çeneme kadar.Ayaklarım bedenimi taşımıyordu.Kendimi güçle ayakta tutuyordum.Sonra yüzümde hiss ettiğim nefesle ve tenle irkilerek yutkundum.

"Demek zıplamayı seviyorsun."

Dudaklarımı bir birine bastırdım.Kimsemi yoku şu sokakta.Biraz daha ilerlerse bayılacağıma emindim.Kedicik miyavlamaya başladığında gözlerimi yavaş yavaş araladım.Gözlerim takım elbisesiyle uyumlu olan kravatında durdu.

"Soruma cevap vermedin."

Gözlerimi yavaş yavaş gözlerine çıkarfığımda tek kaşı kalkık bir şekilde bana baktığını gördüm.Yutkunarak dudaklarımı araladım.

"Ş-Şey...E-Evet."

Ellerini ceplerine koyup boynunu kütlettiğinde gözlerimi kırpıştırdım.
Yeniden bana yakınlaşıp sıcak nefesini kulağıma verdi.

"Başka nede zıplamayı seversin?"

Gözlerimi büyütüp yutkunarak konuştum tekrardan.

"A-Anlamadım.."

Kıkırdadığında benden geriye çekildi.Arkadaki korumlaradan biri konuştu.

"Efendim.Bu çocuğun abisini tanırsınız belki.Haberlere de çıkmış.Vatan haini olarak."

Dolu gözlerimi ona doğru çevirip öfkeyle ona yaklaşarak yüzüne yumruk geçirdim.

"DOĞRU BİLMEDİĞİNİZ ŞEYİ KONUŞMAYIN EFENDİM!"

Eliyle yüzünü tuttuğunda öfkeyle bana dönüp yeret sertçe ittiğinde elimdeki sepetle birlikte kedicikte yola düşmüştü.

"Hayır!"

Efendi dedikleri adam korumanın yüzüne yumruk geçirdiğinde koruma yere düştü yüzünü tutarak.

"Öfke gösterisi yapmıyoruz burada.Herkese kaba davranan insanlarla işim olmaz.Belki bir gün ailemden de birini döversin sen.GÖTÜRÜN ŞUNU!"

Öfkeyle konuştuğunda dolu gözlerimi kırpıştırıp bakışlarımı yoldaki sepetime çevirdim.Yağmur arttığında yağmur ve göz yaşlarım görmemi engelliyordu.Küçük kedicik sadece miyavlıyordu çaresizce.Ayağa kalkmak isterken hissettiğim acıyla inledim.

"A-Ah..."

Ayağım burkulmuştu ve ya kırılmıştı.Umrumda değildi.Uzaklaşan adım sesleri yanımdan geçip gittiklerine işaretti.Zolada olsa ayağa kalkıp topallayarak yolu gemek isterken gördüğüm kamyonla başımı hayır anlamında salladım.Adımlarımı hızlandırdığımda.Sepete yaklaşacakken yere düştüm.

"H-Hayır...Hayır hayır."

Elimle kendimi çekerek sepete ulaşmak için çabaladım ancak kamyonun sepeti ezip geçmesiyle nefes alamadım...Durdum sakince.Miyavlama sesleri kesilmişti.Gözlerimi büyütüp etrafa baktım.Zorlada olsa kendimi ayağa kaldırıp sepete doğru yürüdüm.

"K-Kedicik..."

Takılar paralar umrumda değildi.Benim için o küçük can herşeyden önemliydi.
Para şöhret geçiciydi.Ancak bir can ne de olsa sana yoldaş olurdu.Korkarak elimi sepete uzattım.Kolyelerin incileri etrafa saçılmıştı.Sepeti kaldırdığımda gördüğüm manzarayla nutkum tutuldu.

Elimi ağzıma bastırıp durdum bir kaç dakika.Nefes alamadım.Ne yapacağımı bilemedim.Birden ağzımdan kopan o feryat geceyi titretti.Sonra duyduğum tanıdık sesle başımı hayır anlamında salladım.

"JUNGKOOK!!"

Ellerimle yüzümü kapatmış yolun ortasında öylece duruyordum.Bulutlarda ağlıyordu.Artık ne yapacağımı bilmiyordum.Sadece durmuş ağlıyordum.Sonra havalandığımı hissettiğimde gözlerimi aralayıp çırpınmaya başladım.

"B-BIRAK!"

Haykırarak söylediğimde beni dinlemeden yolun kenarına geçtiğimizde beni yağmursuz bir alanda yere bırakıp öfkeyle konuştu.

"TANRIM...Deliricem deliricem.Delirdinmi sen?!Ya araba çarpsaydı!Kendi canını neden hiçe sayıyorsun?!O kolyeler geri-"

"P-PROBELM KOLYELER DEĞİL TAMAMMI?!O-ORADA BİR CAN BENİM YÜZÜMDEN ÖLDÜ!ÖLDÜ!"

"N-Ne?"

Kaşlarını çatıp önümde diz çöktüğünde elimi tutmak isterken ellerini itip sırtımı duvara yaslayarak ellerimi bacaklarıma sararak sesli sesli ağladım.

"Bıktım James...Bıktım!A-Abim gelsin artık!Gelsin yalvarırım...Güçlü olduğumu sandım...Yaparım sandım.Aileme bakarım sandım...B-Ben abimsiz bir hiçim James...A-abim gittiğinden beri herkes beni aşalıyor."

"K-Kim yapıyorsana bunu?!Göster yüzünü dağıtayım!"

"Anlamıyorsun.Hain olunca herkes hain sanar.Ama abim hain değil.Uydurma şeylere inanıyorlar.Abim bu kadar alçak biri değil.Beni onu tanıyorum.Neden anlamak istemiyorlar ki..."

"Jungkook...Her şey istediğimiz gibi olmaz.Zaman zaman düşeriz."

Yere oturup sırtını benim önümde olan duvara yasladı.Öksürerek sözüne devam etti.

"Zaman zaman kalkarız.Anlıyorum.Evin bütün yükü senin üzerinde.Genç,toysun daha 19 yaşındaki çocuk birden bire hiç bilmediği bir işe başlar.Tüm yük sendedir.Eve bir şeyler götürmeli ailene detek olmalısın.Bunu bende yaşadım.Ben annemi babamı trafik kazasında kayb ettim.Bana dayımlar sahip çıktı.Yengem iyi kadındı.Ancak yük olmak istemediğim için çalıştım."

Derin nefes alıp vererek bakışlarını gök yüzüne çıkardı.Gözlerini yumup konuşmaya devam etti.

"Kim bilir belki de bizim kaderimizi bizimle aynı gök yüzü altında yaşayanların kaçında var.Bunu bilemeyiz.Her zorlukta bir güzellik vardır.Bak...Hem belki de o kedinin iyiliği için böyle olmalıydı?Bilemezdin ki-"

"Olmamalıydı James.Benim sorumsuzluğum.Salaklıöım yüzünden oldu.Boşuna deli demiyorlar.Belki de hastaneye yat-"

"Şşşh...Böyle söyleme."

"Ama neden?Neden haklı değillermi?Deli gibi görünmüyormuyum?"

Başını hayır anlamında sallayıp gülümsedi.

"Aksine çok tatlı görünüyorsun.Tıpkı bir zıp zıp tavşan gibi."

Ayağa kalkıp zıpladığında kıkırdadım.
Elini bana uzatıp gülümsediğinde dudaklarımı büzüp bakışlarımı yola çevirdim.

"Heykel oldum ama.Hem götün donmadımı kalk gidelim.Ben yalan söylemicem benimki dondu."

Sözleriyle kıkırdadığımda o da kıkırdadı.Elini tutup ayağa kalktığımda o da çantasını alarak yerden kalktı.

"Hasta olacaksın kesin.Bak demedi deme."

Omuzlarımı silktim.Şemsiyeyi açıp bana uzattığında alarak tuttum.

"İlaç almaya gidecekmisin?"

Bakışlarımı ona çevirip gözlerimi kapatıp derin nefes verdim.

"Evet...Şey...James.Yarın gelmezsem bizimkilere endişelenmemelerini iyi olduğumu söylersin."

"Yok ya.Hatta Amerikada derim.Bu halde iyi olduğunu nasıl söylerim?"

Omuzunu pat patlayıp konuştum.

"Sen yaparsın."

Göz kırpıp içeri girdiğimde gözlerini devirdi.

"Neyse ne çabuk ol."

Eczacıya girdiğimde cüzdanımdan paraları çıkarıp reçeteyle birlikte uzattım.

"1dakika bekleyin getiriyorum."

Yaşlı kadın elindeki reçeteye bakıp ilaçları bulup önüme bıraktığında teşekkür ederek reçeteyi cüzdanıma yerleştirdim.Kapıda bekleyen Jamesle gülümseyip kapını çalıp çıktım.

"Hadi gidelim."

Başımı olumlu anlamda sallayıp derin nefes çektim içime.Yavaş yavaş üşümeye başlamıştım.Burnumu çekip gözlerimi kapattım.

"Pist Hoşt!"

Diyen Jamesle ona baktım.Kediyi kovalamaya çalışınca gülümsedim.

"Yapma boş ver."

"Belki görmek istemezsin diye şey ettim."

Omuzlarını silkip yürümeye başladı.Yorgun hissediyordum.Önde giden bedenin koluna kolumu geçirip kafamı omzuna yasladım.O da adımlarını yavaşlattığında gülümsedim.
Elini yüzüme koyduğunda şaşkınca konuştu.

"Ateşin var!"

Omuzlarımı silkip elimle önemli değil haraketi yaptığımda oflayıp durdu.

"Bana şöyle haraketler yapma.Ateşin var diyorum zen naz yapıyosun."

Bacaklarımda tuttuğu gibi kaldırdığında çırpıntım.

"Beni bi sal ya ama!"

Hızlıca koşarak gittiğimiz yerden farklı bir yere götürdüğünde kaşlarımı çattım.

"Nereye?"

"Bizim mekana"

"Sizin mekan derken?"

"Şimdi bak saf çocuk çok konuşma gidince görcen.Sus şimdi."

Taehyung|

Duyduğum bağırma sesiyle bakışlarımı o tarafa çevirdim.

"Sorun nedir?"

"Boş verin efendim.O biraz kafadan hasta."

Kaşlarımı çatarak ona baktım.Arabanın kapısını açtığında içeri geçip oturdum.

"Şu çocuktan biraz bahsetsene."

"Bende çok şey bilmiyorum efendim.Abisi komutanını ve bir kaç askeri öldürerek önemli dosyaları alarak Kuzey Koreye kaçtığını duymuştum.Babası da bunu duyduktan sonra hastalanmış.Annesi de okul müdürüymüş.Ancak okuldan atılmış.Hiç bir yerde çalışması için izin vermiyorlarmış.Bu da zavallı akıldan hasta olmuş.Garip garip davranıyormuş.
Her zaman takılar hazırlayıp satar ya da tatlı dükkanında garson çalışırmış."

Başımla onlaylayarak elimdeki telefona baktım.

"Peki kaç yaşı var?"

"18 yaşı olmalı.Tam bilmiyorum efendim."

Başımla onu onaylayıp burnumu çekerek aradığım numarayla telefonu kulağıma götürdüm.

"Alo?"

"Görüşmeyeli uzun zaman oldu güzellik."

"Özledinmi beni o kadar çok?"

"Hmhm"

"O zaman görüşelim yakışıklı."

"Tamam.Ne zaman?"

"Yarın akşam olurmu?Saat 7 8 gibi."

"Tamamdır."

"Bay bay.Muah"

Gözlerini devirerek telefonu kapattığında pencereden dışarı baktı.

"Efendim arkadaşınızdamı oradaydı?"

"Bilmiyorum.Ancak ben verdiğim sözü ölsem bile tutmak zorundayım."

~Umarım yeni bölümü seversiniz.Bol bol yorum ve oy beklerim güzellerim.
Yazı hatam varsa özür dilerim 💞💕

Continue Reading

You'll Also Like

2.3K 132 5
"müdürden uzun zamandır hoşlanıyorum. gizli olsun." "gelip yüzüme söylemekten niye bu kadar çekindin? merak etme, ısırmam."
497K 57.2K 33
alfa jungkook, en yakın arkadaşının kardeşi olan omega taehyung'a deliler gibi aşıktı.
232K 17.9K 28
Jungkook bütün alfalardan nefret eden bir omegaydı. Bir gün ruh eşini bulmayı hiç beklemiyordu. !omegaverse! -text- /Argo-Küfür içerir./ #1 hayrankur...
887K 71K 14
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...