Under the Same Sky |Taekook|

By _Rinetta_tk

9.8K 699 376

Pov:Su birikintisiyle oynamayı seven küçük.Mafya liderinin ayakkabısına sıçratmıştı. (YAŞARSAM EĞER DEVAM EDE... More

・✿.。.:2.:。✿*゚
・✿.。.:3.:。✿*゚
・✿.。.:4.:。✿*゚
・✿.。.:.5:。✿*゚
・✿.。.:6:。✿*゚
・✿.。.:7:。✿*゚

・✿.。.:1.:。✿*゚

2.9K 203 125
By _Rinetta_tk

Merhaba güzel okurlar.
Nasılınız?Umarım iyisinizdir.
İnstagramdan gördüğüm bir pov'la
Bu fici yazmaya karar verdim.
Umarım beğenirsiniz.


Jungkook|

Abimi kaybedeli kaç yıl oldu hatırlamıyorum bile.Çok özlemiştim onu.Babam hastaydı,annemde abim vatan haini olduğundan beri işinden alınmıştı.Bende Üniversite okumaya,bir yandanda hazırladığım
takıları satmaya, bazen de garson olarak tatlı dükkanında çalışıyordum.Hayat zormuydu?

Zordu...Akıl sağlığın olmadığını düşünüp üzülen.Abimin hain olmasını yüzüme vurarak aşalayanlar da vardı.Ancak sorun değildi.Ben abime güveniyordum.
Bir umut gelir de karşılaşırız diyordum.Ancak kaç yıl geçmişti.Akıl sağlığım yerindeydi.Ancak çocuk gibi davrandığım için herkes beni deli sanıyordu.

Bu gün her zamanki gibi aynı sabaha uyandım.Gözlerimi ovuşturarak ayağa kalkıp perdeleri dans ettiren rüzgarın karşısına geçerek "Badi-seba" yani Sabah rüzgarı anlamına geliyordu.Ancak ben Kasım bey Zakirin bu şiir'ini sevdiğim için böyle söylemeyi seviyordum.Diğer ülkelerin Edebiyyatını da severim.En çok da kitap okumayı yazmayı severim.

Pencereyi kapatıp perdeleri düzelttiğim gibi banyoya ilerleyip elimi yüzümü yıkayıp işlerimi hallettikten sonra üstümü değiştirip aşağı indim.Babam her zamanki gibi kanepede uzanmıştı.
Annemse başında ilaçlarını içiriyordu.

Cebimden bir miktar para çıkarıp masanın üzerine bıraktım.Boğazımı temizleyerek dikkatlerini üzerime çektim.

"Günaydın annem~"

Kollarımı boynuna dolayıp sıkı sıkı sarıldım her zamanki gibi.O da belimi okşayıp yanağımdan öptü.

"Günaydın canım benim"

Kollarımı ondan ayırıp babamın yanına yaklaşıp kollarımı doladım ona.Ancak alamadığım karşılıkla yüzüm düşsede toparlamaya çalıştım kendimi.Hastalığı ilerledikçe bedenini kıpırdatması zorlaşıyordu.Bu da benim daha da üzülmeme sebep oluyordu.

Kollarımı ondan ayırıp masaya doğru ilerleyip oturduğumda anneme doğru konuştum.

"Bu gün geç gele bilirim anne.Siparişleri evlerine teslim ettikten sonra tatlıcıya da gidip yardım ettikten sonra dönerim."

Başımı yavaş yavaş evet anlamında salladığında yanıma oturdu.

"Bir ihtiyacınız varmı?Alıp geleyim hm?"

Başını hayır anlamında salladı gülümseyerek.

"Sen sağ salim eve gel de başka bir şey istemem."

Gülümseyerek elimi elinin üzerine koydum.

"Babam'ın ilaçları bittimi?"

Derin bir nefes verip başını olumlu anlamda salladı.

"Sonumuz nereye gidiyor böyle anlayamıyorum."

Gözleri dolduğunda elimdeki çatalı bırakıp masamı ona yaklaştırarak sarıldım sıkı sıkı.

"Sorun değil anne ağlama ama..."

"Çok zavallı insanım.Elim kolum bağlı nereye iş için gittiysem herkes bir bahane üretip istemiyor."

Saçlarını okşayıp başına öpücük kondurdum.

"Bunlarda geçecek anne.Hem ben çalışıyorum.Buna da şükür etmeliyiz bence değilmi?Üzülme sen hiç olurmu?"

"Ama Üniversiten-"

"Dondururum sorun değil.Yeterki siz iyi olun."

Kollarını benden ayırıp gülümsediğinde öksürük sesleriyle ikimizinde bakışları babama döndü.

"Sen yemeğini bitir ben ilgilenirim."

Başımı olumlu anlamda sallayarak yemeğime devam ettim.Doyduğumda kolumdaki saate bakarak derin nefes verdim.Kapı kenarında asılı olan montumu ve sepetimi alıp ayakkabılarımı giyerek anneme seslendim.

"Ben gidiyorummm!"

"Güle güle oğlum!"

Kapıyı açıp dışarı çıktığımda son baharın o güzel kokusunu içime çektim.
Yağmur yağmıştı hava çokta soğuk değildi.Gülümseyerek sokağa çıktım.
Gördüğüm tanıdık bedenle gülümseyerek el salladım.

"Sophia!"

"Jungkook abi!"

Hızlıca kollarını bacaklarıma doladığında kıkırdadım.Kucağıma alıp yanaklarını sıktım.

"Nasılsın abisinin birtanesi"

"İyiyim abi.Yinemi takı satmaya gidiyosun?"

"Evet böceğim!"

"Ben böcek değilim gülüm birkere!"

Dediğinde kıkırdayarak onu yere bıraktım.

"Abi bana takıları göstersene.Bak bende çok para var ben almak istiyorum."

"Ama abisinin gülü ben senden para alamam ki."

"Hadi ama Jungkook abi!"

"Tamam tamam."

Gülümseyerek sepeti açıp elimle teker teker çıkardım.

"Abi şu çok güzelmiş almak istiyorum."

"Hediyem olsun birtanem!"

"Hayır abi parası neyse veririm"

"Ama Sophia-"

"Sophia!!"

Diye seslenen kadınla bakışlarımızı o tarafa çevirdik.

"Sophia!"

Yanımıza gelerek beni itip Sophianı yanına çekti.

"İyimisin birtanem?"

"İyiyim de ama anne Jung-"

Kadın bana dönerek parmağını salladı.

"Kızımdan uzak dur.Sizi şikayet edip attırmadığımıza dua et.Sizden çok şey beklenir abin neyse seninde ondan farkın yok.Aynı kandan gelmiş aynı anne sütü emmiş çocuklarsınız.Sizden hayır gelmez."

Gözlerim dolduğunda elimle kendime destek vererek ayağa kalktım.Yutkunarak konuştum.

"A-Abim vatan haini değil.B-Ben abime güveniyorum.H-Hem ne zaman size ya da Sophia ya zarar verdim ki?Ya da ne hayırsızlığımı gördünüz?"

Cevap vermeyerek baştan aşağı beni süzdüğünde gözlerini devirip Sophianın elini tutarak konuştu.

"Ben diyeceğimi dedim.Kızımdan uzak dur."

Onlar evlerine doğru ilerlediğinde göz yaşlarım yanaklarımdan süzülmeye başlamıştı bile.Omuzlarımı silkip yerdeki sepetimi alıp yolun diğer tarafına geçtim.Ellerimle yüzümü silerek özel paketleri evlerine yetiştirmeye başladım.

İlk kapıyı çaldığımda her zamanki gibi güzel gülümsemesiyle beni karşılayan yaşlı teyze oldu.

"Oh!Jungkook yavrum nasılsın?Annenler nasıl?"

"İyiyim Alice teyze."

"Sanırım siparişleri getirdin.Dur dur paranı getireyim."

Kapıyı kapattığında sepetteki kutuyu çıkardım.O sırada kapı açıldığında Ailce teyze parayı uzattığında bende kutuyu uzattım.

"Teşekkür ederim yavrum."

"Bir şey değil teyze!"

El sallayarak uzaklaştığımda elimdeki elisteden bir kişinin ismini silerek diğer siparişlere odaklandım.Yavaş yavaş onları da dağıtarak yoluma devam ettim.Sonra yolda duyduğum miavlama sesiyle etrafıma baktım.Sonra ayağıma tutunmaya çalışan yavru kediyi gördüğümde gülümsedim.

"Ayayay!Sen ne kadar datlusunnn!"

Elimi uzattığımda hızla tutunan kedicikle kıkırdadım.Ellerimin arasına alarak tüylerini okşadım.

"Ayyyiiiii!Isırıcam seni sus sus!"

Sepetimin içine koyduğumda elleriyle sepetin kenarlarını tutarak miavlıyordu.
Parmağımla başını okşayarak son siparişi de sahibine teslim ettiğimde listedeki sonuncu kişiyi de sildim.

"Evet bir sonraki yerimiz tatlı dükkanı yeyyy!"

Hızlı adımlarla zıplayarak etrafıma baktım herkes bana bakıyordu ancak ben umursamadım bile.Kedicik miavlamasını sürdürürken aç olduğu için hızlı hızlı yürüdüm.Dükkana vardığımda arka taraftan geçerek garsonların olduğu tarafa girdim.

"JimJim!"

Sesimi duyar duymaz bana dönen Jimin hyungla kıkırdadım.

"Baaak!"

Sepetteki kediyi gösterdiğimde gözlerini büyüttü.

"Baak kediy!"

"Ama ben bunu yerim yerim!"

Dediğinde kıkırdadım.İçeri giren bedenle gülümseyerek başımı kediye taraf çevirdim.

"Selam"

Dediğinde bakışlarımı gözlerine çıkardım.

"Selam James"

Diye Jimin onu selamladığında ona gülümseyerek bakışlarını bana döndürdü.

"Selam Jungkook"

"Selam"

Gülümsediğinde bende ona gülümsedim.
James'le yeni tanışmıyorduk Üniversitede görmüştüm onu.Burada da çalışmaya başlayınca daha da yakınlaştık.Bir birimize karşı bir şeyler hiss ettiğimizden emin değildim ancak Jimnin dediğine göre benden hoşlanıyormuş.

"Hadi ama geciktiniz ben size- AYYY KEDİİİ!"

Diyerek içeri giren Hoseok hyungla güldük.

"Hyung ama bu aç."

Dudaklarımı büzdüğümde Jimin hyung Jamesin kafasından vurduğunda James acıyla inledi.

"Aow Neden ama?!"

"Süt getir."

"Ben nereden bulayım sütü."

"Boşunamı antremana gidiyosun şu göğüsler ne ha!"

Diye Hoseok hyung James'in göğsüne vurduğunda hepimiz güldük.

"Haha komik."

"Hadi koş süt bul."

Bir kaç dakika sonra elinde sütle dönen Jamesle Jimin hyung kediyi alarak sütle dolu olan tabağın önüne koydu.

"Hadi işe dağılalım.Patron kızacak sonra"

Başımı evet anlamında sallayıp önlüğümü giydiğim gibi işe koyuldum.
Tatlılar servis edildi.Paketlendi.Müşteriyi memnun etmek için her yolu denedik.

"Kıçımı açıp yolun kenarında dursam daha çok etki edecekse yaparım."

Diye Hoseok hyung trip attığında James konuştu.

"Aç şimdi aç aç aç!"

"Bu da dünden hevesli"

Jimin hyungun dediğiyle haykırdık.

"İşler bittiğine göre dağılalım o zaman."

Her kes önlüklerini yerine asıp kıyafetlerini çantalarını alarak dışarı çıktı.

"Yarın görüşürüzzz!"

Yorulmuştum.Saat 8 olmuştu bile.Hava kararmıştı.Ancak biraz aydınlık olduğu için rahat ilerliyordum.Yağmur da yavaş başlamıştı

"Doydunmu kedicik?"

Uyuyan bedene baktığımda kıkırdadım.
Yolda gördüğüm su birikintileriyle ellerimi bir birine çarptım.İlk birikintiye zıplayarak etrafa su sıçarmasıyla kıkırdadım.

"Bu iki!"

İkinciye zıpladığımda pantalonum su olmuştu azacık.

"Bu üç!"

Gözlerimi kapatıp zıpladığımda duyduğum sesle irkildim.

"Hey sen ne yaptığını zannediyorsun?!"

Gözlerimi açtığımda benden kat kat büyük olan bedenlere baktım.

"Patron'un ayakkabısını kirlettin.Bunun bedelini ödeyeceksin."

Korkuyla konuşan bedene baktığıma diğeri silahını çıkararak bana doğrulttu.

"Patron deşiyimmi bunu?"

Patron dedikleri adama baktım korkarak.Gözlerim dolduğunda yutkunarak konuşmaya çalıştım.

"B-Bayım ç-çok özür dilerim i-isteyerek olmadı..."

Şemsiyenin altında duran dev kadar kocaman bedenle yuktundum.Koruma şemsiyeyi geriye çektiğinde şapkalı Jilet gibi ütülenmiş siyah takımlı esmer teni.Boyu benden çook uzun tahminen 1.85 boylarındaydı.Yüzünün yarısını kaplayan siyah atkısıyla gözlerine odaklandım.Kaşları çatıktı.


"Efendinin ayakkabıları böyle pis kalamaz.Ayakkabılarını yala!"

Duyduğum sözlerle kalbim 1000 parçaya bölünmüştü.Göz yaşlarım firar ederken yutkunarak başımı hayır anlamında salladım.

"B-Bayım....C-Cidden b-bilerek y-yapmadım ki...B-Ben s-su birikintisine zıplamayı s-severim.G-Gözlerim k-kapalı olduğu için s-sizi g-görmedim ki ben."

Korumalar gülmeye başladığında.Korkarak bir adım geriye attım.

"Ke-kekelemeden düzgün konuşamıyormusun?"

Hıçkırarak yutkundum.Gözlerimi tekrar siyah gözlere çevirdim.Elini havaya kaldırdığında korumlar sustu.Bir kaç adım bana doğru attığında gözlerimi kapattım.

Tanrım...Ne yapmıştım ben böyle.

~Umarım beğenirsiniz.Bol bol yorum ve oylarınızı beklerim.Yazı hatam varsa çok özür dilerim.💞💕

Jeon Jungkook


Kim Taehyung

Continue Reading

You'll Also Like

529K 47.4K 36
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
113K 7.7K 39
"Bir bilsen ne kadar zamandır şunun hayalini kurduğumu." Şakağıma doğru bir öpücük daha kondurdu. "Seni doyasıya öpüp koklamayı." Ardından yanağıma i...
10.5K 752 15
"Çocuklar ikinizi de üzmek istemem ama ev sahibi sadece evli çift arıyor üzgünüm."
55K 6K 21
Taehyung bir katildir ve hapishaneden kurtulmak için taklit yaparak akıl hastanesine girer. O sırada orada hasta yatan Jungkook ile karşılaşır ve Jun...