RUH-U REVAN

By smile_6677

134 55 0

Beklenilmeyen bir aşk... Bilinmeyen gerçekler... Ve yaralı iki aşığın hikayesi... More

1
2
3
4.
5.
6.
7.
8.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

9.

4 3 0
By smile_6677

Eda ile Rıza amcaya gülmekten yanaklarım acımıştı.

"Rıza amca inat etme ! Daha şık duruyor!"

"İstemiyorum! Ben rahat edemedim onunla!" Kravatı Eda bağlıyor Rıza amca çıkarıyordu. Atışmaları o kadar komikti ki misafirleri bile unutmuş kahkahalara boğulmuştum. Misafir diyorum ama hala gelmemişlerdi.

Rıza amcaya iki gün önce sevdiğim birinin olduğunu ve beni istemeye geleceklerini söyledim. Zaten dün Korel ile tanışmıştı. Bugün ise hem aileler tanışacak hem de isteme olacaktı.

Böyle boş şeylerle oyalanmaktan nefret ediyorum ama işte Fatih bey adet diye tutturmuştu bir kere.!

Zilin sesiyle ayağa kalktım.

Hep beraber kapıya ilerledik ve sırayla peş peşe dizilip hazır ola geçtik. Bu duruma gülmek istesem de şimdilik gülmedim. Saçma bir durumun içindeydim...

Kapıyı çok beklemeden açıp kenara çekildim. Önce Efe ardından Fatih bey onun ardından da Korel girdi. Diğerleri hoş geldin faslına daldığı için biz Korel ile arkada kalmıştık.

"Hoş geldin."

"Hoş buldum." Buz kütlesi! Bakışları, sesi, duruşu adeta buz kütlesini anımsatıyordu. Böyle yaparsa kimse bizim aşık olduğumuza inanmazdı.

Korel'e yaklaştım ve topuklularıma rağmen yetişemediğim için biraz daha uzanıp kulağına yetiştim.

"Bakışlarını biraz yumuşatır mısın? Oyunumuzu bozacaksın!" Fısıldarken arada nefes alıp kokusunun ciğerlerime işlemesine izin verdim. Ne yapayım çok güzel kokuyordu. Ben erkek kokularına bayılırım bir kere!

Korel başını eğip bana baktığında yakınlığımızı yeni fark edip bir adım geriye çekildim.

Kabaca elinde ki çiçeği elime bırakıp içeriye geçti. Ya sabır, ya sabır...

Herkes rastgele bir yere oturmuştu. En son içeriye ben girip Yaman'ımın yanına oturdum.

Fatih bey ve Rıza amca sohbete başlamışlardı bile.

Omzumda ki baskıyla başımı sağıma çevirdim. Yaman kulağıma yaklaştı.

"Bak bak babama bak! Ben evlensem bu kadar heyecanlanmaz!" Yaman'ın söylediğine gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

Bende Yaman'ın kulağına uzandım.

"Çünkü beni daha çok seviyor." Sözlerimle kaşlarını çatıp yavaşça beni omzuyla iteledi. Çocuk gibi!

Çaktırmadan Yaman'a sırıtırken bir çift gözün üzerimdeki delici bakışlarını hissettim.

Kaşları her zaman ki gibi çatık bana bakıyordu.

Hayır yani sanki ben bu adamı silah zoruyla evlendirmeye zorlamışım gibi! Surata bak!

"Liya kahveleri hazırla kızım." Filtre kahve mi? Şaka şaka!

Rıza amcayı başımla onaylayıp yerimden kalktım.

"Kahveleri nasıl alırsınız?"

Önce Fatih beye baktım.
"Orta." Bakışlarımı Efe'ye çevirdiğimde sevecenlikle gülümsedi.
"Şekerli." En son Korel'e döndüm. Çatık kaşlarının altında ki keskin bakışları zaten üstümdeydi.

"Sade." Hiç şaşırmadım sade içmesine.

Bizimkilerin nasıl içtiğini bildiğim için mutfağa geçtim. Tabi peşimden Eda fısıldayarak geldi hemen.

"Bu adam bizi öldürecek gibi bakıyor." Korel'den bahsediyor olmalıydı. Sessizce güldüm.

"Kız gerçek olmasa da bu çekilecek gibi değil." Gür bir kahkaha atacakken kendimi son anda tuttum.

"Biri duyacak sessiz ol." Omuz silkip kapıya baktı.

"Doğruları söylüyorum." Diye savundu hemen. Ah canım arkadaşım biliyorum, biliyorum ama elden ne gelir bir kez girdik işin içine.

Kahveleri hazırlayıp tepsiyi elime aldım. İçeriye girdiğimde telefonuma gelen bildirim sesleri ile herkes sustu. Çünkü bir değil iki değil kaç kez bildirim sesim duyulmuştu. Kaşlarımı çattım. Önce kahveleri verip bir elimde tepsi ile Yaman'ın yanına bıraktığım telefonumu alıp mutfağa geçtim.

Tepsiyi bırakıp telefonun ekranını açtım.


054*****:
Kokunun sindiği yatağındayım. Bir gün kokun tenimede sinecek ve ben o günleri sabırsızlıkla bekliyorum.

Birçok mesaj vardı ama gördüğüm fotoğrafla en sondaki mesajı okumuştum. Okuduğum mesajla sinirden deliye dönmüştüm. Şerefsiz Sancak evime girmiş hatta odama girmişti.

Hemen arama tuşuna basıp kulağıma tuttum. Arkamı dönüp biri var mı diye kontrol ettim ve balkona çıktım. İlk çalışta açtı pislik.

"Evime nasıl girersin!?"

"Kokuna ihtiyacım vardı." Sesimi kontrollü tutarak kızgınlığımı belli ettim.

"Eğer evimden çıkmazsan, koklayacak bir burnun olmayacak!" Gülme sesiyle yüzüm buruştu.

"Sinirlenince yırtıcı bir aslana benziyorsun ve bu seni daha da çekici yapıyor." Ben ne diyorum bu ne diyor!

"Liya?" Korel'in sesiyle hızla arkamı döndüm. Kulağımda ki telefondan hışırtı sesleri geldi ve az önce ki eğlenen sesin yerini öfkeli bir ses aldı.

"O piçin yanında ne işin var senin?" İşte bu sefer gülen ben oldum.

"Öncelikle müstakbel kocam hakkında düzgün konuş zaten senin saçmalıkların yüzünden tuzlu kahve kısmını kaçırdım. Şimdi gidip yüzükleri takacağız."

"Hayır! Sakın! Liya böyle bir şey yapmayacaksın!" Tam ağzının payını verecekken telefon elimden çekilince mal gibi kaldım.

"Kes lan sesini! Bir daha Liya'yı ararsan o parmaklarını jiletle keser sana yediririm!!" Korel telefonu kapattı ve ekrana uzun uzun baktı.

"Sürekli arıyor mu böyle?" Başımla onayladım.

"Suyu ısınıyor. Az kaldı." Dedi ve telefonumla bir şeyler yapıp balkonda bulunan pufun üstüne attı.

"Herkes seni soruyor içeriye geç." Dedi ve balkon kapısından geldiği gibi içeriye girdi. Bende küçük adımlarla peşinden ilerledim. .

Fatih bey ve Rıza amca gülerek sohbet ediyorlardı. Çok iyi anlaşmış gibiler. Buna gülümseyerek gittim ve Yaman'ın yanına oturdum.

Kısa süre daha sohbet edip sonunda Fatih bey gelme amaçlarını söylemek üzere ciddileşti.

"Eee gelelim sebebi ziyaretimize.."
"Allah'ın emri Peygamber efendimizin kavliyle kızınız Liya'yı oğlumuz Korel'e istiyoruz." Rıza amca uzun bir süre gözlerime bakıp derince gülümsedi.

"Görmüş beğenmiş gençler birbirini bana da evet demek düşer." Diyen Rıza amcaya içimden tabi tabi desem de dışımdan mutlu rolü oynuyordum.

Birden herkes ayaklandı eller öpüldü yüzükler getirildi takıldı derken ben sadece izlemiş neyin içine girdiğimi düşünüyordum. Ama az önce yaşananları düşününce Sancak bana daha fazla bela olmadan ondan kurtulmam daha doğru gibiydi. Bilmiyorum. Çıkmazda gibi hissediyorum.

Herkesin ardından dış kapıya doğru ilerlerken kolumdan tutulmamla durmak zorunda kaldım.

"Burada mı kalacaksın?"

"Hayır evime geçerim." Dedim Korel'in karameli andıran gözlerine bakarak. Eda burada kalacağı için ben tek dönecektim.

"Tamam ben seni bırakırım." Dedi ve evden çıktı. Kaşlarımı çatıp peşinden gittim. Ne bu emrivaki tavırlar. Ben kendim gidemiyor muyum?

Dışarıda herkes birbiriyle vedalaşırken Korel otoriter sesiyle herkesin konuşmasını böldü.

"Dede siz Efe ile gidin ben Liya'yı bırakacağım."

Fatih bey torununu onaylayıp korumalar eşliğinde arabaya binip hızla gözden kayboldular.

"Müsaadenizle bizde artık gidelim."

"Müsaade sizin. Kızıma dikkat et." Rıza amca kollarını açıp bana döndü. Beklemeden koşarak gittim ve sımsıkı sarıldım. Yanağına da sulu bir öpücük kondurup kollarının arasından çıktım.

Hızla içeriye girip çantamı ve telefonumu aldım. Eda'ya ve Yaman'a da sarılıp Korel'in arabasına bindim. Emniyet kemerimi de takıp arkama yaslandım. Çok yorucu bir gün olmuştu. Başımı koltuğa yaslayıp gözlerimi kapattım. Bir kaç dakika bile anca olmuştu ki telefonumun bildirim sesiyle gözlerimi açtım. Telefonumu elime alıp mesajı açtım.

YAMAN'IM:

:Arabana çok iyi bakacağız bebeğim.!

Yazmıştı araba ve motor delisi olduğumu bildiği için beni çıldırtmak istiyordu. Tekrar bildirim geldiğinde arabamın fotoğrafı olduğunu görünce bıkkın bir nefes bıraktım. Özenle silip temizlemiştim kesin mahvedecekti.


Canım arabam!

YAMAN'IM KİŞİSİNE:
Sakın arabamı mahvetme Yaman seni öldürürüm!"

Yazıp gönderdim ama dakika bile geçmeden Yaman gülen emojisiyle beni çıldırtmıştı.

Yeni aldığım için kıyamıyordum göz bebeğime!

"Eve mi gideceksin?" Korel'in saçma sorusuyla başımı telefondan kaldırdım.

"Evet." Ev demişken Sancak umarım evimden çııkmıştır. Birde kilit sorunum vardı! O aptal kesin anahtar yaptırmıştır.

"Bu saatte açık çilingir bulabilir miyiz?" Korel bu soruyu beklemiyor olacak ki sorgulayan bakışları gözlerimi buldu.

"Anahtarını mı kaybettin?"

"Hayır. Sancak evime girmiş!" Korel kaşlarını çatıp bana öfkeyle baktı. Sanki suç benim! Ne bakıyor böyle?

"Ve sende o piçin elini kolunu sallaya sallaya girdiği eve gidecek rahat rahat uyuyacaksın öyle mi?" Amma abarttı!

"Çilingiri çay içmeye çağırmıyorum her halde? Kilidi değiştireceğim!"

"Bugün bende kal yarın kapının icabına bakarız." Evlenmeden mi? İçimden düşündüğüme kendi kendime sırıttım. Sahi evleniyordum değil mi?

"Halledemeyeceğim bir konu değil. Evimde kalacağım!"

"Bana gidiyoruz!" Sinir yavaş yavaş bedenimi ele geçirmeye başladı. Bu ne inat bir adam!

"Hayır diyorum Korel neyini anlamıyorsun?" Korel aniden fren yapınca öne doğru savruldum.

Korel başını koltuğa yaslayıp gözlerini kapattı. Kısa bir süre öylece bekledi ve gözlerini açıp gözlerimin içine baktı.


(KOREL ÇİROĞLU )

Öyle bir bakıyordu ki yutkunma hissiyle sertçe yutkundum.

Hakkını yemek olmaz taş gibiydi. Kusursuz bir yüze sahipti. Neden yalnız? Neden sevdiği veya sevgilisi yok? Bu soruların cevabını deli gibi merak ediyordum.

"Bu gece sende kalıyorum Liya." Gözlerimi kırpıştırıp aval aval yüzüne baktım.

"Peki." Diyebildim sadece. Korel de hiçbir şey demeden arabayı çalıştırıp sürdü.

Continue Reading

You'll Also Like

1.1M 80.8K 58
Çilek Alança Yıldırım mı demeliyim yoksa sen mi gerçek ismini açıklamak istersin Çilek Alança Saruhan? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek...
307K 19.9K 22
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...
318K 11.7K 47
"Oo küçük hanım iki gündür sizin peşinizdeyiz." "Siz de kimsiniz niye peşimdesiniz ne istiyorsunuz?" " sakin küçük kız" "Kimsiniz dedim" " babanın öd...
984K 33.6K 57
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!