Ehehehe suprayzz
Nasılsınız babys?
Hadi başlayalımm
Jungkook'tan
Ve kaldı 1 ay... Taehyung 6.ayına girmişti, baya belirgin karnı ve üzerine giyindiği rahat tulumuyla bahçede turlarken kahvemi yudumlayıp onun güzelliğini izliyordum.
"Efendim"
"Ne oldu William?"
"Dışarıda birisi var sizinle görüşmek istiyor"
Taehyung'tan
Jungkook nerede ya? Salona bakıp odaya çıktım, orada da yok? Etrafta deli danalar gibi dolanırken William gülümsedi.
"Prensimizi mi arıyorsunuz?"
"Hmhm"
"Çalışma odasında, arkadaşıyla birlikte"
"Arkadaşı? Kız mı erkek mi?"
"Kız"
Neden bana söylemedi? Çalışma odasının kapısına geldiğimde içeriden duyduğum seslerle durdum.
"Biliyorsun Jungkook, daha önce de oldu bu"
"Ne oldu?"
"Beni itmen, yine yanımda bittin ama?"
Ne bok iş lan bu! Odaya girip karnımı okşayarak esnedim.
"Kook"
"Bebeğim?"
"Ah arkadaşın kim?"
Kız ayağa kalkıp elini uzatarak gülümsedi.
"Ben Minerva, Jungkook'un çocukluk arkadaşıyım"
Gülümseyerek elini sıktım, kin besleme durumu olamazdı alfam bana aitti?
"Memnun oldum"
"Bende, hamile misin?"
"Hmhm"
"N-ne kadarlık?"
"6 ay oldu"
Yüzü düşerken ağrıyan sırtımla tısladığımda Jungkook hemen yanıma gelip beni kendi koltuğuna oturttu.
"Fazla ayakta durma papatyam, belin zaten ağrıyor"
"Bak!"
Elini karnıma koyduğumda kıpırtılarla gülümsedi.
"Güzel bebeğim benim, babasını hissediyor"
Öyleydi, gerçekten de hissediyordu babasını sanki. Kızın önünde duran portakal suyunu görmemle öğürdüm.
"Tanrım.. Vera buraya bak!"
"Buyrun efendim?"
"Sikeyim kaç kere dedim şu siktiğimin yerinde portakallı şeyler kullanmayın diye!"
"B-ben unutmuşum özür dilerim efendim"
Dudak büzdüm duygusallıkla, Vera unutuyordu normaldi bu..
"Büzme dudağını"
Dudaklarıma öpücük bırakıp alt dudağımı emerek ayrıldı.
"İyi misin hm?"
"Hmhm, sadece tatlı istiyorum"
"Ne istiyorsun getirsinler güzel papatyam"
"Iıh sen getir olmaz mı?"
"Söyle bebeğim getiririm"
"Imm tontondan istiyorum, anne yapmıştı sabah"
Dudaklarıma tekrar öpücük bırakıp gittiğinde arkama yaslanarak kıza döndüm, bana bakarak güldü alayla.
"Şuna bak, koskoca prense ne hakla ayak işi yaptırıyorsun?"
"Eşi, omegası ve çocuğunun babası olma hakkıyla yaptırıyorum. Peki sen ne hakla benim karşımda böyle konuşuyorsun?"
Ağzı açık kalırken kıkırdadım ve karnımı severek konuşmaya devam ettim.
"Unutma ki karşında prens duruyor"
"Hah"
"Ne dedin canım?"
"Hiç"
Bağırmaya gerek bile yoktu? Kendimi de bebeğimi de durduk yere strese sokamazdım, Jungkook elinde tabak dolusu tontonla geldiğinde öğürdüm ve odadan koşarcasına tuvalete gittim. Kusarken omzumda hissettiğim elle ağlamaya başladım, nefret ediyordum kusmaktan!
"Ştt tamam bebeğim, kus rahatla. Ağlama"
"İ-istemi-"
Tekrar.. Kusmam bittiğinde tuvaleti temizledi ve yüzümle ağzımı yıkadı, ağlamamı durduramıyordum!
"Ağlama omegam tamam"
Sakin okyanus kokusu tuvalete yayılırken papatya kokumu yaydım istemsizce, eşimin boynuna sokulmaya çalışıp duruyordum. Anlamışçasına elimi tutup odaya götürdü, uzandırıp yanıma uzandığı gibi hemen boynuna sokuldum. Belimi sevdi bir süre, saçlarıma çıkan eli yavaş yavaş okşarken mırıldandım.
"Sanırım artık tonton yiyemeyeceğim.."
"Olsun güzel papatyam, sen iyi ol yeter"
"Neden söylemedin?"
"Hm?"
"Eskiden o kızla birlikte olduğunu neden bana söylemedin?"
"Ha?! Sikeyim hayır hayır birtanem yok öyle birşey, ben senden önce kimseyle olmadım. O sadece arkadaşım"
"E neden bana geri döndün yanımda bittin mevzusu yaptı?"
"Ha o mu, o hep öyle burnu büyük ve kendini beğenmiştir. Yanına gittiğimde yanında bittiğimde yok yani. Güven bana tamam mı?"
"Güveniyorum"
Dudaklarımı boynuna bastırdım ve yaladım.
"Benim alfamsın"
Sustu, susmasını istemiyordum! Boynuna dişlerimi geçirip emerek iz bıraktım büyükçe.
"Benimsin demi alfam?"
"Seninim, her kesimim sana ait. Göğüsüm, gülüşüm"
Azgınlıkla dudaklarımı yaladım, hamilelik beni çok zorluyor..
"Penisinde"
"Penisimde"
Dudaklarıma bakarak kapandı hemen, bense inleyerek alt dudağını ısırdım hoyratça. Kapı tıklandığında ayrılıp dudak büzdüm.
"Jungkook"
"Geliyorum baba"
Bana dönerek kıkırdadı.
"Geleceğim bebeğim"
Karnımı sevdim bende bir süre, bebeğim daha yeni 6.ayına girmişti. Son 1 ay.. Heyecanlıydım! Karnıma ardı ardına tekmeler atarken kıkırdadım.
"Bebeğim benim, yakında doğacaksın"
Gelen uykumla yorgana sarılıp esneyerek gözlerimi kapattım, tekrar gözlerimi açtığımda boş bir odada yatıyordum.
Etrafıma bakındım şaşkınca, ne oluyor? Bir adam gelerek güldü.
"Demek sensin Kim Taehyung? Tanrım hamile misin hm?"
"S-sen kimsin?!"
Jungkook'tan
"Kapatın çenenizi ve siktiğimin ülkesindeki her deliğe bakın derhal!"
Delirecek gibi hissediyordum, nasıl olur bu?!
"Tamam oğlum bulacağız-"
"Sikeyim nasıl evimizin içinden götürürler, nasıl kimse görmez!"
Vera burnunu çekip dururken sıkıntıyla nefes verdim.
"Efendim kapıdaki k-korumalarda görmemişler, Taehyung iyi olur değil mi?"
"İyi olacak Vera, kötü düşünmeyin"
William heyecanla salona daldı.
"Prensim bulduk!"
"Ne nerede?"
"Nuis köyündeymiş"
"Derhal hazırlayın herkesi, gidiyoruz!"
Ve köye geldiğimizde herkes şaşkınca bakarken ailesinin kapısına dayandım.
"Nerede söyleyin!"
"Kim nerede, ben anlamadım-"
"Bana bak sikik alfa bozuntusu, Taehyung nerede dedim!"
Omuz silktiğinde siktir çektim, bu piçlerin parmağı var! William kulağıma fısıldadı.
"Yapan kişi babanızın korumalığını yapan salakmış efendim"
"Onu sakın kimseye vermeyin, kendim ilgileneceğim"
Bütün evleri aradık tek tek, sona kalan büyük eve girdiğimizde birkaç adam önümüzde durdu.
"Buyrun?"
"Siktir git önümden, bu sinirle hepinizin kafasını keseceğim yoksa! William alın şunları!"
Kapıyı çaldığımızda açan kadının yanından geçip eve daldım, alfanın teki önümde durup gülümsedi.
"Hoşgeldiniz prensim, buyrun?"
"Odalarınızı arayacaklar"
"Pek tabi buyrun efendim"
Askerler odaları ararken burnuma dolan papatya kokusuyla ilerlemeye başladım, alt kat merdivenlerini indiğimde kilitli bir kapıyla karşılaştım. Kurdum delirircesine hırlayarak kapıyı açmamı isterken adam gülümsedi.
"Burası eşyaların olduğu bir oda-"
"Kapıyı aç"
"Anahtar yok efendim, oda çok eski"
Yakasından kendime çekerek hırladım.
"Kapıyı aç alfa, yoksa evinle birlikte seni de yakarım"
Gülümseyerek kapıyı açtığında boş bir oda görmek beni hayal kırıklığına uğratırken duyduğum hıçkırık sesiyle o yöne baktım.
"Taehyung!"
"J-Jungkook!"
Yere eğilip sarıldım hemen bedenine, korkuyla hıçkırıklara burunuyordu. Feromonumu yayarak sakinleştirdiğimde William adamı yere çöktürüp vurdu.
"Tamam bebeğim, William al sen Taehyung'u arabaya götür. Geleceğim ben"
"Peki efendim, buyrun prensim"
Benden ayrılmak istemediğini, korktuğunu biliyordum. Gittiğinde kontrolü kurduma vererek boynunu parçaladım alfanın, geri kalmayıp bütün organlarını söken kurdum rahatlayamıyordu bir türlü. Üstümdeki kanlı kıyafetleri çıkarıp yenilerini giyinerek arabaya gittiğimde Taehyung uyuyordu, saraya vardığımızda onu odamıza götürüp yatırdım ve aşağıya inerek güldüm.
"Söyle neden yaptın!"
"Özür dilerim efendim! Alfa çok istiyordu prensimizi görmeyi, bana teklif etti ve tehdit etti-"
"Asın bunu"
"Ne hayır efendim-"
"Ya da William"
"Buyrun prensim?"
Yandan bir gülümseme sundum.
"Hatırlıyor musun ihanet edenlere ne yaptığımızı?"
"Evet efendim"
"Bunu pirinç kazana koyun"
Sarayın biraz uzağında yakılan ateşle adamı bağlayarak pirinç kazana koydular, yavaş yavaş can çekişirken kadehimi yudumlayarak yayıldım yerime.
"Piç, bunu hakettin."
Soft Jeon or Hot Jeon?
Diğer bölümde görüşmek dileğiyle <3<3<3