dahlia | haikaveh

By imavictimoflove

131 21 30

kaveh, iyi bir korku filmi izleyerek cadılar bayramı ruhunu kendince yaşatmayı düşündü. ☆one-shot & modern a... More

our love is dahlia.

131 21 30
By imavictimoflove

dinlemek isteyenler için ficin playlisti:
https://spotify.link/wFsqa5iS8Db

☆★

kaveh, ekim ayının sonlarına doğru serin bir gecede cadılar bayramı arifesini güzel bir şekilde kutlaması gerektiğini düşünmüştü. dışarıda cadılar bayramı partisine katılacağı falan yoktu ya da kostüm giyip "şeker mi? şaka mı?" diyerek kapı kapı dolaşamazdı. bu nedenle de iyi bir korku filmi izleyerek cadılar bayramı ruhunu kendince yaşatmayı düşündü. ne yazık ki buradaki en büyük sorun şuydu ki; kaveh korku filmlerinden hiç mi hiç hoşlanmıyordu. filme başladığında da gerektiğinden fazla rahatsız olmuştu ama bir şekilde yarısına kadar izlemeyi başarmıştı. yarısına geldikten sonra ise bitirmesi gerektiğini düşünüp o gece tüm filmi gözünü kırpmadan izlemişti. sonuçta kshahrewar'ın ışığı bir şeyleri yarım bırakmaktan nefret ederdi.

o gece çok sevgili ev arkadaşı alhaitham evde değildi. birkaç saat önceki telefon görüşmelerinde işinin uzadığını ve bu yüzden eve geç geleceğini ona söylemişti. yine de evde tekken korku filmi izlemek onu daha çok tedirginleştirmiş, alhaitham'ın bir an önce eve dönmesini beklemeye başlamıştı.

film bittikten sonra odasına geçtiğinde alhaitham ancak eve gelebilmişti. yatağında gergin bir şekilde uykuya dalmayı beklediği sırada duyduğu kapı açılma sesi onu pek tabii gafil avladı. "alhaitham? sen mi geldin?" odasının aralık kapısından sesinin ev arkadaşına ulaşmasını umarak konuştu. sorusuna cevap beklerken yorganını boynuna kadar çektiğinden dolayı terlemeye başlayınca bir ayağını yorganın dışına doğru uzatmıştı.

birkaç adım sesinin sonucunda alhaitham aralık kapıdan içeri kafasını uzattı. "evet, ben geldim. hâlâ uyumadın mı?" kaveh hafifçe doğrularak alhaitham'a baktı ve kafasını olumsuz anlamda salladı. "uyumaya çalışıyordum." sesi adeta bir fısıltı gibi çıkmıştı.

alhaitham hafifçe tebessüm etti. durduğu yerden bakınca kaveh koskocaman yorganın altında küçücük duruyordu. bu da ortaya sevimli mi sevimli bir manzara çıkarmıştı. birkaç saniye sonra kaveh'i daha fazla uykusuz bırakmanın iyi olmayacağını düşünerek kapı kulpundaki elini kaldırdı. "o zaman iyi uykular, kaveh." sarı saçlı genç başını tekrardan yumuşak yastığa koydu, bakışları hâlâ ev arkadaşındaydı. "iyi geceler, haitham. çıkarken kapıyı kapatabilir misin?"

alhaitham kafasını olumlu anlamda salladı, son kez yorganın altında minicik kalmış kaveh'e baktıktan sonra kapıyı hafifçe kapatarak kendi odasına doğru yol almıştı. kapısının kapanması ile kaveh de gözlerini kapatarak uykuya dalmayı beklemeye başladı. görünüşe göre izlediği korku filmi yüzünden bu gece onun için zorlu geçecekti.

☆★

saatler geçmişti fakat kaveh'in gözüne hâlâ doğru dürüst uyku girmemişti! her uykuya dalacağını düşündüğünde korku filmindeki katil başrolün korkunç yüzü gözünün önüne geliyordu. bir keresinde neredeyse uykuya dalmış sayılırdı fakat bu sefer de katilin öldürdüğü karakterlerden biri olduğu hakkında kısa bir rüya görüp korkarak uyanmıştı. odasında uyumaya çalışma işine daha fazla devam edebileceğini düşünmüyordu. yattığı yerden doğrulup yatağından aşağı ayaklarını sarkıtarak terliklerini bulmaya çalıştı. ayakları soğuk mermere değdiğinde içi ürpermişti. oda o kadar karanlıktı ki hiçbir şey görünmüyordu.

birkaç saniye sonra terliklerini giymiş ve komodinin üstündeki su sişesinden bir yudum da su içmişti. ince parmaklarıyla gözlerindeki çapakları silme çabasından sonra ayağa kalkarak yastığını bir kolunun arasına alıp, diğer kolunun arasına da yorganını alarak salona doğru ilerledi. bu gece divanda yatacaktı. en azından ortam değişikliğinden ötürü de olsa birkaç saat rahatça uyuyabileceğini düşünüyordu.

yorganı çok büyük olduğundan ötürü her ne kadar kolunun altına almış olsa da yerde sürükleniyordu. bu nedenle yavaş adımlarla alhaitham'ı uyandırmamayı umarak yorganını sürükleye sürükleye salona gitti. divanın üstündeki koca yastıkları yere dizdikten sonra kendi yastığını ve yorganını koydu. bakışları alhaitham'ın odasının kapalı kapısına kaydığında içeriden hiç ses gelmemesinden ötürü alhaitham'ın hâlâ daha uyuyor olduğunu düşünmüştü. kendisi de rahat divana uzanıp yorganını tekrardan boynuna kadar çektiğinde artık rahat bir uyku çekmesi gerekiyordu.

geniş salonları kendi odasına nazaran daha serin olduğundan koca yorganı onu güzelce ısıtıyor, bu sefer hiç terletmiyordu. kendine uyumak için rahat bir pozisyon da bulduktan sonra bir elini yastığının altına koydu. gözlerini de yavaşça kapattığında fazla zaman geçmeden uykunun narin kolları bedenini güzelce ele geçirmişti bile.

kaveh'in uykuya dalmasının ardından odasında uyumakta olan alhaitham'ın gözleri aralanmıştı. hissettiği sussuzluk ve boğazındaki kuruluk onu uykusu sırasında çokça rahatsız ettiğinden uyanma ihtiyacı duymuştu. yatağından kalkarak gözleriyle komodini ile çalışma masasında su şişesini aradı ama su sişesinin odasında olmadığını fark etti. muhtemelen mutfakta unutmuştu.

ayaklanarak yavaşça kapalı kapısını araladı ve mutfağa doğru adımladı. kaveh'i uyandırmamak adına büyük bir çaba sarf ediyordu. birkaç saniye sonra tam mutfağa gireceği sırada gözüne salondaki divanda uyuyan bir silüet çarpmıştı. bu yüzden mutfağa gitmeyi es geçip adımlarını salona doğru yönlendirdi. salona girdiğinde divanda uyuyan kişinin kaveh olduğunu fark edince sessizce güldü. neden salonda hatta divanda uyuyordu ki? kötü bir rüya görmüş olabilir miydi?

alhaitham ve kaveh oldukça küçük yaşlardan beri tanışıyorlardı, bir nevi çocukluk arkadaşı sayılırlardı. kaveh küçük yaşta babasını kaybettikten birkaç sene sonra annesi de fontaine'e giderek onu sumeru'da yalnız bıraktığında sık sık kabus görmeye başlamıştı. gördüğü kabusların içeriğini pek alhaitham'a ya da diğer yakın arkadaşlarına anlatmazdı ama o dönem boyunca gördüğü rüyalar yüzünden geceleri hiç uyuyamadığını hep söylemişti. uzun bir sürenin ardından bu kötü dönemi atlattıktan yıllar sonra üniversite zamanında alhaitham ile birlikte eve çıktıkları ilk zamanlarda bu durum tekrardan yaşanmaya başlamıştı.

alhaitham o geceleri çok net bir şekilde hatırlıyordu. o kötü gecelerde kaveh'in aralık kapısından ağlama sesleri ve korku dolu sessiz inlemeler dışarı taşıyordu. o sıralar ikisinin de arasında garip bir soğukluk olduğundan ötürü alhaitham'ın içi endişeyle dolsa bile kaveh'in yanına gidip iyi olduğuna bakmamak için kendini zor tutuyordu. kaveh'in onu yanlış anlayıp daha çok korkmasını hiç mi hiç istemiyordu çünkü. sessizce odasında duyduklarının kesilmesini bekliyor, kesildikten beş veya on dakika sonra odasından çıkarak sessizce kaveh'i kontrol etmeye gidiyordu. kaveh'i kontrol etmeye gittiği çoğu zaman da kaveh'in salona taşınarak divanda uyumaya devam ettiğini görüyordu.

alhaitham aklına doluşan eski anılarla birlikte sertçe yutkundu. o zamanların tekrardan yaşanmaya başlamasını istemiyordu. pekâlâ, şu an çoğu şey o zamandan daha farklı olabilirdi. aralarındaki o garip soğukluk ortadan kalkmıştı. ama alhaitham, kaveh'i tekrardan o halde görmek istemiyordu. ona göre mutlu ve neşeli olmak herkesten çok kaveh'e yakışıyordu, kötü olan hiçbir şey yanından bile geçmemeliydi. kaveh dünyadaki güzel olan her şeyi hak ediyordu çünkü sarışın gencin bir insana ait olmayacak kadar naif bir kalbi vardı. yalnızca alhaitham değil, sumeru'daki herkes de bunun farkındaydı.

yutkunmasına rağmen boğazındaki kuruluk geçmemiş hatta dudakları da hafifçe sızlamaya başlamıştı, bu yüzden alhaitham adımlarını tekrardan mutfağa doğru yönlendirip bir bardak su içti. su şişesinin tezgahın üstünde olduğunu fark edince su şişesini alarak odasına doğru adımladı. yatağının üstündeki yastıklardan birini de aynı şekilde alıp salona geri döndü. içeri girdiği gibi bakışları mışıl mışıl uyuyan kaveh'i bulmuştu. gördüğü rüyadan olacak ki kaşları hafifçe çatılmıştı. alhaitham gülümsedi ve yavaşça kaveh'in yattığı divanın karşısındaki divana ilerledi.

elindeki odasından getirmiş olduğu yastığı divanın üstüne bıraktıktan sonra su şişesini de yere bıraktı ve divana uzandı. birkaç saniye sonra kaveh'in olduğu tarafa dönerek sarışın genci izlemeye başlamıştı. az önce çatık olan kaşları normal haline dönmüş rahat uykusuna kaldığı yerden devam ediyordu. alhaitham'ın ise yüzündeki gülümsemesi hâlâ olduğu yerini koruyordu. tam o anda alhaitham çocukça da olsa kötü uyku perilerinin artık kaveh'i yalnız bırakacağını düşündü. sonuçta kaveh yalnız değildi. başına kötü bir şey gelmemesi için alhaitham yanında bekliyordu.

belki de kaveh'in yalnız olmadığını, alhaitham'ın onun başucunda olduğunu görünce kötü uyku perileri ikilinin arasındaki güçlü bağı ve güveni hissederek kötü kabuslarının tozlarını kaveh'in üstüne serpiştirmekten vazgeçerek kaçarlardı. kim bilebilirdi ki?

☆★

kaveh duyduğu nefis kokularla birlikte gözlerini araladı. odasındaki uyumaya çalışma işine salonda devam ettiğinde gayet başarılı bir iş çıkarmış, birkaç saatliğine de olsa rahat bir uyku çekmişti. perdelerin açık olmasından ötürü içeri sızan güneş ışınlarının aydınlığına alışması biraz zaman alsa da çok geçmeden tam olarak uyanabilmişti. yattığı divandan doğruldu ve bakışlarını mutfak kapısına çevirdi. içeriden sesler geliyordu.

terliklerini ayaklarına geçirerek uyuşuk adımlarla mutfağa doğru ilerledi. mutfağa yaklaştıkça duyduğu nefis kokular artmaya devam ediyordu. içeri girdiğinde kahvaltı hazırlamakta olan bir alhaitham görmeyi tabii ki de beklemiyordu. gri saçlı genç meyve suyu sıkma işine o kadar çok odaklanmıştı ki kaveh'in geldiğini birkaç dakika sonra fark edebilmişti. arkasına dönüp kapının önünde bekleyen kaveh'i gördüğünde gülümsedi. "günaydın."

kaveh de aynı şekilde gülümsedi. "günaydın." adımlarını bu sefer mutfaktaki masaya doğru yönlendirdi, alhaitham'ın ne hazırladığını merak ediyordu. gri saçlı genç meyve suyu sıkma işi bittikten sonra taze sıvıyı bardağa dökerken konuştu. "taze meyve suyu sıktım ama kahveyi de yeni demlemiştim. hangisini istersin?" kaveh bakışlarını masanın üstündeki oldukça lezzetli duran tostlardan çekerek alhaitham'a yönlendirdi. "meyve suyu. teşekkür ederim."

alhaitham meyve suyu bardağını kaveh'in tost tabağının olduğu yerin yanına koydu. sandalyenin arkasındaki havluya da ellerini silmeyi unutmamıştı. "hazırladım ama birlikte kahvaltı etmek ister misin? yarım saat sonra çıkmam gerekecek." kaveh duyduklarıyla saatin kaç olduğuna bakmayı unuttuğunu fark ederek telaşlandı. bakışlarını bu sefer duvardaki saate çevirmişti. henüz işe geç kalmamıştı. bu durum rahat bir nefes almasına neden oldu ama bu gidişle her an geç kalabilirdi. "neden olmasın? sonuçta bunca şeyi boşuna hazırlamadın değil mi?" alhaitham duyduklarıyla tekrardan hafifçe gülümsedi.

birkaç dakika içinde kaveh tuvalete giderek elini ve yüzünü yıkamış, mutfağa geri döndüğünde ise alhaitham ile karşılıklı mutfak masasına oturarak kahvaltılarını yapmaya başlamışlardı. sarışın genç ev arkadaşının yaptığı tostların lezzetli olmadığını söylerse büyük bir yalan söylemiş olurdu. uzun süredir böylesine güzel bir kahvaltı yaptığını hatırlamıyordu. bir anlığına da olsa yaptığı her işte başarılı olduğu için alhaitham'a hayranlıkla karışık bir kıskançlık duymadan edemedi.

yanakları hafifçe kızarmaya başlamıştı. alhaitham'ın bakışlarını bir süredir kendi üzerinde hissedebiliyordu. büyük ihtimalle kaveh'in tostu beğenip beğenmediğini mimiklerinden anlamaya çalışıyordu. kaveh taze sıkılmış meyve suyundan bir yudum aldıktan sonra aynı şekilde bakışlarını alhaitham'a çevirdi. "lezzetli olmuş." alhaitham duyduğu iltifatla kendine engel olamadan gülümsemiş sonrasında ise kaveh'in iltifatına hazırlıksız yakalandığını fark edip utanarak gülümsemeyi bırakmıştı.

bu sırada aynı şekilde alhaitham'ın da yanaklarının kızarmaya başlaması kaveh'in gözünden kaçmamıştı.

alhaitham, kaveh'in dediklerine cevap olarak "önemli değil." anlamında omuzlarını silkti. tostundan bir ısırık aldıktan sonra bakışları tekrar kaveh'deydi. alhaitham'ın aksine kaveh sürekli alhaitham'ın bakışlarıyla birebir yüzleşmekten kaçınıyordu. birkaç saniyelik de olsa bakışlarının kesişmesiyle birlikte alhaitham onun ne hissettiğini veya düşündüğünü anlayabilirdi. yıllardır tanışıyor olmalarının dezavantajlarından biri buydu, hissettiği ve düşündüğü şeyleri asla alhaitham'dan gizleyemiyordu.

"dün kötü bir gece geçirdin sanırım. divanda uyumaya devam ettiğine göre durum ciddi olmalı. anlatmak ister misin, kaveh?" sarışın genç duyduklarıyla birlikte elindeki yarısı yenmiş tost dilimini masadaki tabağa düşürdü ve şaşkınlıkla bakışlarını alhaitham'a çevirdi. sevgili ev arkadaşı kalp ritimlerinin değişmesini sağlayan gülümsemesiyle ondan bir cevap bekliyordu.

Continue Reading

You'll Also Like

1.2K 77 5
Akaza Kanae ölünce onun yerine gelen yeni hashiradır Douma ise üst ay 2 Akaza'nın yine dövmeleri var Akaza:Sende kimsin Douma:Üst ay 2 hmm sende kana...
515 73 4
1834 yılında eşcinsel olduğu için idam edilen Akutagawa ve Atsushi reankarne hâlleriyle birbirlerini tanıyabilecekler miydi? Öhm bu arada bu ilk fa...
64.1K 4.8K 29
jungkook kendisine takıntılı eski kız arkadaşından kurtulmanın tek yolunu eşcinsel olduğunu ileri sürmekte görüyordu ve bunun için taehyung'tan yardı...
440K 36K 27
Melez Kaplan Taehyung, Melez Tavşan Jungkook ile sevgili olmak istiyordu Ha birde onu altında inletmeyi... [texting+düz yazı] #3 - taekook [13.08.202...