Taehyung hocanın mesajından sonra üzerime salaş tişört ve uzun hırkamı geçirdim altımda ise dizlerimin hemen üstünde olan şortum vardı. Saçlarımla ilgilenmeden direkt yazdığım bir kaç cümlelik "proje" ödevini de alıp odadan çıktım. Spor ayakkabılarımı giyerken annemlere bay Kim'in geldiğini de izah edip kapıyı açtım.
Aşağı indiğimde bay Kim'in arabasını yokladım. Gördüğümde hızlıca ona doğru yürüdüm o ise içeriden kapıyı bana açtığında içeri davet ettiğini anlayarak sıcacık ama mükemmel kokan parfüm kokusu ile dolan arabasına bindim. Tam bir kaç cümleyi okutacağım sırada ise arabayı çalıştırdı.
İkimiz de konuşmuyorduk bay Kim yola odaklanmış ben ise bir elimde tuttuğum ödeve birde bay Kim'e şaşkın bakışlar atıyordum. Tamam yaptığım yanlışlıkla da olsa -ki ben bile yanlışlıkla olduğuna inanmıyorum- caniceydi.
Adam beni Bi köşede sikip atsa okul kapsamı dışında olduğu için kimse sikleyemezdi de. Hoş bende kimseye anlatamazdım. O mükemmel anı anlatıp da neden ikimizin de başını belaya sokiyim ki?
Belki Jimin'lere anlatırım.
Şokumu atlattıktan sonra biraz da yola odaklanmaya başladım. Yol nereye gidiyor bilmiyorum ama bay Kim'in evine doğru gittiği kesindi ki haklıymışım da.
Sessizce geçen 15 dakikalık yolculuğun ardından arabayı durdurup bana baktı.
Yemin ederim o kadar mükemmeldi ki. Arabanın sıcaklığından mıdır nedeni bilinmez ama şakağından dökülen iki ter damlası bile benim hareketlenmeme neden oluyordu.
"Jeon in."
"efendim ama burası sizin eviniz?"
"attığın ödeve evimde bakarız jeon."
"Peki" diyerek arabadan indim. O da tam peşimden arabadan inince yanına doğru ilerledim. Tam o anda bacaklarıma bakışlar attı. "ahh jeon böyle mi dışarı çıktın?"
"evde de kargo pantolonlarımı giyecek değilim ya efendim."
Derin nefes alarak kolumu sıkı ama sakince tutarak kapıya doğru ilerledik. Yemin ederim ne olacağını bilmiyorum ama ne olacaksa gerçekten güzel olacağı kesindi.
İlk defa evinin içi görüyordum. Normalde dış kısmını bilirdim gizlice takiplerinden dolayı ama içi... Evinin içi o kadar düzenliydi ki. Adam benim odamı görse kesinlikle küfürler ederek düzene sokmaya çalışırdı.
O kadar sade salonunu daha seksi gösteren deri siyah koltuğuna doğru ilerleyecekken kolumu biranda tuttu. Tuttuğu anda zaten kolumdan düşmeye niyeti olan hırkam da tuttuğu elin üstüne doğru sakince kendini bıraktı.
Şuan çok tehlikeli görünüyor ve bu da eğer bana bir şey yapmazsa eve gittiğimde kendimi parmaklamama sebep olacak türdendi. "şimdi ödevine bakalım Jeon." sözlerini söylerken elimde zar zor tuttuğum ödevi alarak bir kaç cümlesi olan kağıdı okuyarak koltuğuna doğru ilerledi. Okuduktan sonra ise sehpaya bırakarak hala tuttuğu kolumu kendisine doğru çekerek kucağına doğru oturmamı sağladı.
" Sen akıllı ama bir o kadar yaramaz bir çocuksun. Söyle bana reşit misin ve büyük sırlar tutmayı sever misin?"
O anda yemin ederim ki dilim tutulmuştu ve birkaç mırıltı bırakarak onu sadece onaylayabilmiştim.
"o zaman sana büyük bir sır vereceğim Jeon"
Kesinlikle öpecek.
O anın verdiği etkiyle ağzımı hafif aralayarak gözlerimi kapattım. Önüme düşen tutamlarımı kulağımın arkasına koyduktan sonra dolgun ve mükemmel dudaklarını bana bahşetti.
İstediğimi sonunda almıştım.
O an düşündüğüm tek şey sadece susamış olan dudaklarımın daha fazlasını istemesiydi. Ve Taehyung da bana fazlasıyla veriyordu. Dudakları aralık ağzımdan içeri giriyor ve boşluğu tamamen dolduruyordu.
Dilini de devreye sokmasıyla kendimden tamamen geçerek adeta lolipopmuş gibi emiyordum. O pürüzlü his bana tamamen inlememi sağlıyor ve ben olabilirmişçesine daha çok kendimden geçiyordum. Dillerimizi birbirimizin ağzına götürürken elleri kalçamı fazlasıyla sert sıkmıştı. Bende ondan sonuna kadar etkilendiğimi göstermek adına sürekli ağzının içine doğru inliyor ve hızlarımızın artmasına neden oluyordum.
Aralıksız öpüşlerimizin sonunda ise nefeslerimiz toplamak için geri çekildik. İkimizde dağılmıştık.
Kim Taehyung'un dağılmış hali bile çok yakışıklıydı. Kendine beni daha çok bağlıyor ve ben ise asla korkmadan ona bağlanıyordum.
"Saat geç oldu. Ödevini tamamladığında bana atarsın. Şimdilik seni evine bırakırım."
Bu kadar mıydı?
Yani daha fazlasını istiyordum...
Ama olsun sonuçta öpüşmüştük bu da bir başarı değil mi?
"tamam efendim."
"Maître." diyerek tekrardan alt dudağını emmiş ve geri çekilmişti.
Ayağı kalkıp sehpaya bıraktığı ödevimi de tekrar ellerime alarak kapıya doğru yöneldim. Çok geçmeden kendimizi araba da bulduğumuzda yeniden ortam sessizleşmişti. Sanki bir kaç dakika önce hunharca öpüşmemişiz gibi yüzüne bakmaya utanıyordum.
Sessiz geçen yolculuğun ardından evimin önünde arabayı durdurdu. Kapıya doğru yöneleceğim sırada ise eliyle çenemden tutarak yüzüne bakmamı sağlamıştı. Gözleri sürekli dudaklarımdayken yeniden kalın sesini bana bahşetti.
"dudakların... Şaheserim... Benim şaheseri olan dudaklarında ki yaralar... Ailen görmeden direkt odana git" eli torpidoyu açarak oradan çıkardığı lipbalmın kapağını tek eliyle açarak bana doğru yaklaştı. Dudaklarıma lipbalmı sürerek konuşmaya devam etti.
"her ne kadar saklamak istemesemde, şaheserimi bir tek ben görmek istiyorum."
Artık çekingendim. Konuşmak istesem de çok fazla sessiz kaldığımdan dolayı sesimin pürüzlü ve kötü çıkacağını düşündüğümden dolayı Konuşamıyordum bile, o da benden bir cevap da beklemiyordu.
Sürme işini bitirdiğinde taşırdığını hissettiğim yerleri parmağımla silmeye çalışırken lipbalmı tuttuğu eliyle elimi tutarak yapmaya çalıştığım şeyi engelledi ve dudaklarını tekrardan dudaklarıma birleştirerek fazla olanını kendi dudaklarına yapışmasını sağladı. Son olarak elimi tuttuğu eliyle de dudaklarımdaki taşmış yerleri, sert otoritesini kaybetmeden özenle sildi.
Ben hala daha bugünün şokunu atlamadan bu adam bana üst üste şok etkisi vermeye devam ediyordu ve bu da benim kalbimde kelebeklerin uçmasını sağlıyordu.
Arabadan bir kaç dakika daha inmezse kelebek kusacağıma emindim.
Tekrardan sırtını koltuğa verdiği sırada hafifçe öksürerek "iyi geceler efendim" diyerek bu sefer kapıyı açmayı başarabilmiştim.
Tam kapatacağım sırada "geceler seninle daha iyi oldu Jeongguk." dedi.
Evet şimdi içeri girecek, koşarak odama geçecek, ve uçarak kendimi yatağa atıp yastığı da kafama bastırarak bağıracaktım.
Lipbalm...
Evet yastığı bastırmasam daha iyi olur.
Sabaha kadar bu tadın gitmesini istemiyordum hatta ölene kadar yemek yemeyip dişlerimi de fırçalamazsam veya bunlara benzer işler yapmazsam asla öpücük izleri ve Lipbalm silinmezdi değil mi?
Bu arada böğürtlen aromalı lipbalmların tadı bu kadar güzel miydi?
Odama girdiğim anda dediklerimin hiçbirini yapamamış aksine kapıyı kapatır kapatmaz hızlı hızlı soluklanarak elimi kalbime doğru götürmüştüm.
Elimde olsa şuan kalbimi içimden çekip çıkarıp kalbim sakinleşene kadar da tekrar yerine yerleştirmezdim.
Bu heyecan bana biraz fazla.
Ahh bu arada Bay Kim bana yabancı bir kelime söylemişti. Sahi o neydi?
En iyisi bunu kocama sorsam iyi olacak
Bay KTH - Jeongguk
Jeongguk
Bay kim eve vardınız mı?
Şey ben meraklı bir insanım da ondan şey yaptım.
Bir de son kez bir kelime demiştiniz yabancı dil sanırım bu da merakımdan dolayı
Acaba neydi
Bay KTH
Maître
Eve vardım Jeongguk.
Hemen uyu yarın ders var unuttun mu?
Jeongguk
Akıl mı bıraktın! |
Tamam efendim iyi geceler tekrardan
Mesaja ❤️ ifadesini bıraktı.
.......
Gram uyku yok yani şuan kalpten gittim gidicem adam hala ders diyor neyse.
Maître ne demekmiş hemen Google'a yazdığımda çıkan "efendi" yazısıyla bi irkilmedim değil.
Bu adamın gerçekten de böyle fantezisi mi vardı...
Ah Kim Taehyung sen ayrı bir boyutsun.
Rehberimden "Bay KTH" yazısını silip hemen ve hemen onun dilinden efendim olarak kaydettim.
Artık telefonu komodinin üzerine bırakıp kendimi ilk önce bugün yaşanan olayların hayaline ve ardından uykuya verebilirdim.
Jin'lere yarın da anlatabilirim bu olayı...
Herkese iyi geceler.
Bana ise geceler Taehyung sayesinde daha iyi oldu.
KT4EHYUNG
Brillant à lèvres voiture et mûre
Jeongguksh1
Hayatımın en güzel günlerini not alıyım yaşlanınca torunlarıma anlatıcam ehehehehe