YASAK +18

By randoma999

35.5K 760 378

*** "Devran," diye fısıldadım, dudaklarımı ıslattım. "Devran bu kapıdan çıkıp gidebilirsin, bu yakınlığı unut... More

Bölüm 1
Bölüm 2

Bölüm 3

13.2K 305 203
By randoma999


Bu bölüm fazlasıyla cinsel içerik barındırmaktadır

Oy ve satır arası yorumlarınızı unutmayınız

bölüm şarkısı; crazy in love

« tutku dolu yanlışlar »

Evime benim yol tariflerimle geldiğimizde arabasını evimin önüne park etti ve indik. Evimiz müstakil bir evdi ve bulunduğumuz site beş müstakil ev içeren bir siteydi. Sakin ve nezihti.

Annemler olmadığı için bu koca evde ben tek kalıyordum ve başlarda korkutucu olsa da artık alışmış sayılırdım. Evimin bahçesine ilerlerken "Evime uzun zamandır bir misafir gelmemişti," diye mırıldandım.

Bahçenin kapısını açtım ve o da önce geçmem için işaret etti. "Sen çok cesur bir kızsın," dedi ben geçerken kulağıma dudaklarını yakınlaştırarak.

"Bir zaman sonra alıştım. Kapıyı açtığımda beni karşılayan biri olmamasına." Evin kapısını anahtarla açıp içeriye girdim ve onu da gülümseyerek içeri davet ettim. "Evime hoş geldin."

Söylediğimin ardından dudakları kıvrıldı ve içeri adımladı. O kendi montunu çıkarıp vestiyere asarken ben de arkamızdan kapıyı kapattım. Paltomu ve atkımı çıkarıp sakin davranmaya çalışarak astım. Evin girişinde durmuş etrafa bakıyordu. Onun yanına gelince bakışlarını bana çevirdi. Aramızdaki boy farkından dolayı kafamı kaldırmıştım. "Kaç aydır burada yalnız yaşıyorsun?" diye sordu.

"Bir yıldır," diye fısıldadıktan sonra hafifçe yutkunarak bakışlarımı kaçırdım ve adımlarımı sol tarafımızda kalan salona yönelttim. "Türkiye'ye on beş yaşında döndüm ben, başlarda dayımla birlikte kaldım ama sonrasında dayım nişanlandı. Onlar şuan kendi evlerinde kalıyorlar. Ben de burada yalnız kaldım yani."

Ben anlatırken ayakta kalmış dinlemişti. Anlatmamı bitirmemle birlikte bana doğru yaklaştı. Sırtımı yasladığım vitrin dolaptan ayrılarak "Ne içmek istersin?" diye sorarak arkamı döndüm ve dolabı açtım.

Elini belimde hissetmemle bedenimi kendisine yaslaması bir oldu. Gözlerim kapanacak gibi olurken kendimi dizginledim. Elim hala dolabın kulpunda duruyordu. Önümüzdeki raflarda bir sürü şişe diziliydi. Elinin biri belimde durmaya devam ederken diğerini dolaptaki elime götürdü ve tutarak ikimizin elini şişelerden birinin önünde durdurdu. "Bunu istiyorum." Fısıltısı nefesinin boynuma vurmasına sebep olurken bu içimi ürpertti.

"Tamam," diye fısıldadım ve o şişeyi alıp çıkardım. Kendisini geriye çektiğinde bedenimde bir boşluk hissettim. Sanki beni bedenine yasladığında tamamlanıyordum.

Üzerime basan sıcakla birlikte yanaklarım ısınırken şişeyi vitrinin üzerine bıraktım ve saniyeler içerisinde açtım. Kenardan bir şarap bardağı alırken kırmızı şarabı içerisine döktüm. "Şarap içmediğini söylemiştin," dedi ona uzattığım bardağı eline alarak.

Ben mutfağa giderken peşimden ilerledi. Bar tezgahın üzerindeki sürahiden kendime bir bardak su doldururken yanımda durmuş ve kalçasını tezgaha yaslamıştı. Suyumu yudumlamadan önce "İçmiyorum zaten," dedim. Sonrasında sudan birkaç yudum alıp bardağı tezgahta ittirdim. "Dayım antika şarap koleksiyonu yapmayı sever yani severdi. Hatta bana söz vermişti, on sekiz yaşıma bastığım zaman ilk şarabımı onunla deneyimleyecektim."

Lafımı bölerek "İlk kez benimle deneyimledin," dediğinde başımı onaylayarak salladım. Bana acımasını istemiyordum. Yalnız olmaktan memnundum, kalabalıktan hiçbir zaman hoşlanmamıştım. Bu evde yalnız yaşamak istemiyorsun Irmak.

"Ona kızmıyorum. Hayalindeki kadına aşık oldu ve bir sene sonra nişanlandı. Benim kızdığım nokta," diyip duraksadım. Bunu kendime bile itiraf edememiştim henüz.

"Arayıp sormaması," diyerek tamamladı beni. Boğazıma oturan yumruyla birlikte ona baktım. Kendini kandırıyorsun Irmak.

"Evet," diyebildim sadece. "Kimsenin arayıp sormaması." Anne ve babamın da dahil olduğu kimse canımı yaktı. Bunu şimdiye kadar kimseyle konuşmamıştım. Arayıp sormamalarının canımı yaktığının bile yeni farkına varıyordum. Gözlerime bakarak beni anlaması korkutucu geliyordu. Şimdiye kadar kimse anlamamışken onun bu kadar dikkatli olması farklıydı.

Elindeki şarabı tezgaha bırakıp yan dönerek bana baktı. Şimdi ben karşıya bakıyordum ama onun bakışları üzerimdeydi. "Sesini duyduğum ilk an bende farklı bir yerin olacağını anlamıştım biliyor musun?" dedi kısık bir ses tonuyla. Bununla birlikte kafamı yan çevirip onunla göz göze geldim.

"Nasıl?" diye yanıtladım onu.

Yerinden ayrılarak önümde durdu ve elini çenemin altına yerleştirdi. Bu hareketiyle ona bakmak zorunda kalırken kalbimin hızlandığını hissettim. Aramızdaki boy farkı yine kendini belli ediyordu. Üzerime doğru bir adım atarken kalçam tezgaha çarptı ve gözlerimiz bir an olsun birbirinden ayrılmadı. Kalbim hızlı hızlı atarken heyecanımın o da farkındaydı. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı ve bir elini belimin yanından tezgaha yasladı. Dudaklarımız arasında bir milimlik uzaklık varken nefeslerimiz dudaklarımıza çarpıyordu. Sıcak nefesini dudaklarımda hissederken böyleysem devamını düşünemiyordum.

Gözlerini kapattı ve dayanamıyormuş gibi inledi, "Irmak ne yapıyorsun bana? Kaç yaşında adamım ama sana karşı koyamıyorum. Aklımdan geçen istekleri duyabilsen benden öyle korkardın ki asi kızım." Ellerimi kaldırarak omuzlarına yerleştirdim bu onu daha da çıldırtmıştı.

"Devran," diye fısıldadım dudaklarımı ıslatmadan önce. "Devran. Bu kapıdan çıkıp gidebilirsin, bu yakınlığı unutur ve senin yalnızca öğrencin olmana devam ederim." Kabul edemez gibi başını iki yana salladı ama devam ettim. "Ya da şimdi beni nefesim kesilene kadar öpersin. İlkim olursun, her şeyde..."

Devam edemeden dudaklarım üzerinde yumuşak ıslak dudaklarını hissettim. İlk birkaç saniye hareketsiz kaldı, yer ayaklarımın altından kayacak gibi hissederken beni belimden tuttu ve kendine yasladı. Tüm vücudunun bedenime baskı yaptığını hissediyordum. Dudaklarımı iki dudağı arasına alarak vakumlar gibi öpmeye devam etti ve aynı zamanda beni kucakladı. Bacaklarımı beline dolayarak ona iyice eğildim ve ben de acemice dudaklarımı hareket ettirdim. Beni hemen arkamdaki bar tezgahına oturttu ve kendini bana bastırarak saçımı kavradı. Benim ellerimden biri onun omzunda biri ensesindeki saçlardaydı. Çıldırmış gibi öpüşüyorduk. Bir ara nefesimin kesildiğini hissederek geri çekildim ve alnını alnıma yasladı. "Irmak. Aldım dudaklarının tadını, vazgeçemem. Her ilkinde seninle olacağım bebeğim, bırakmayacağım."

"Ama yanlış..." diye fısıldadım acı çeker gibi. Bunu söylemek bile kalbimin üzerine ağır bir yük binmesine sebep oluyordu ama gerçeklerdi. Dudaklarının dudaklarıma değmesi, kalplerimizin birbirimiz için böylesine çarpması günah değil de neydi? Günahtı günah olmasına ama tutku dolu bir günahtı. Yakıcıydı.

Konuşmasıyla sıcak nefesinin dudaklarıma değmesi bir oldu. Gözlerimi aralayıp içimi eriten bakışlarıyla karşılaşmaktan kaçtım. "Hiçbir zaman doğruyu seçen bir adam olmadım ve inan bana bebek kızım, hiçbir yanlış bu kadar yoğun hissettiremezdi."

Bu cevabının ardından ensesindeki parmaklarımı sıkılaştırıp onu kendime çektim. Dudakları yakıcı bir yavaşlıkla dudaklarımda gezinirken bu hissi ilk kez deneyimleyen kalbim anın heyecanıyla çarpıyordu. Başını sağa sola eğiyor öpüşmeyi derinleştiriyordu. Dudakları adeta dudaklarımı yerken dilinin dilimi yakalamasıyla boğukça ağzına inledim. Bacaklarımın arasındaki hissedilmeyen baskısını arttırarak iyice dibime girdi. Mahrem bölgeme sürten pantolon kumaşının sertliğiyle dudaklarından ayrıldım.

Alnımı alnına yaslayarak gözlerimi kapattım. "Pantolonun canımı acıttı."

Alnının temasını çekerken bakışlarımı ona çevirdim. Siyah gözleri mümkün gibi daha da koyulaşmıştı. "Canını acıtan şey pantolonum değil," demesiyle kalbim tekledi. Nefes alma ihtiyacıyla dudaklarımı araladım ama bu sadece kısık sesli bir inlemeyi serbest bırakmama neden olmuştu.

Yanaklarım ısınırken "Ne yapacağımı bilmiyorum," diye mırıldandım tüm dürüstlüğümle. Bu bana utandırıcı geliyordu çünkü kendimi fazla bilgisiz hissediyordum. Her zaman sınıfın çalışkan öğrencisi olmuş ve yaşıtlarımın gereksiz sohbetlerinden uzak durmuştum. Elbette bir şeyleri biliyordum ama bu hiç tatmadığım bir yemeğin tadını tahmin etmek gibiydi. Hiç deneyimlemediğim bir şeyi hayal edemiyordum.

Bu cevabım dudaklarının hafifçe kıvrılmasına yol açtı. Hala bar tezgahında oturduğum için gözlerine onunla aynı mesafeden bakabiliyordum ama o bana böylesine derin bakarken işim zordu. "Sadece bana ayak uydur, yemin ederim pişman olmayacaksın güzel kızım." Kaslı koluna sardığım elimi okşar gibi hareket ettirdim. Dudaklarımız tekrardan yavaş ve uzun soluklu bir öpüşme için birleşirken iri eliyle belimden kavrayıp beni kucağına aldı. Kolu ince belimi tamamıyla sarıyordu. Sert ve hızlı adımlarının merdivenlerden yukarı adımlamasıyla bu gecenin sonunu tahmin etmeye başladım.

"Sol koridorda ilk oda," diye fısıldadım saniyelik ayrılarak ve sonra tekrar yöneldim dudaklarına. İri eliyle yanağımı kavramasıyla kafamı yana yatırarak öpmeye devam etmesi bir oldu. Bir yandan adımlarını odamın kapısının önüne getirmişti. İkimiz de birbirimizden zorlukla ayrılırken elini kapı kulpuna attı ve kapıyı açıp odaya girdi.

Nefes alma ihtiyacıyla geri çekildim ve alnımı omzuna yasladım. Boynumun ve yüzümün anın etkisiyle cayır cayır yandığını hissettim. Dudaklarını yanağıma sürterek bedenimi kapının yanındaki duvara yasladı. Beline dolalı bacaklarımı sıkılaştırdım ama bunu yapmamla birlikte kadınlığımdaki sert baskıyı daha net hissetmiştim. Kafamı kaldırıp ona bakmamla simsiyah olmuş gözleriyle karşılaşmam bir oldu. "Hissediyor musun? Senin için nasıl sertleştim görüyor musun asi kızım," diye fısıldadıktan sonra yüzünü boynuma yaklaştırdı. Boynumdaki ıslak dili inlememe neden olurken ellerim ensesindeki saçları buldu.

"Devran," diyerek ilk kez adını inledim ve bu onun boynuma daha sert gömülmesine sebep oldu. Dilini ustaca kullanarak boynumu emerken sıcak dili kendimi ona sürtme isteği uyandırıyordu. Sırtımı duvardan ayırarak bizi yatağa ilerletti. Sırtım yatakla buluştuğunda bedeninin ağırlığını vermeden üzerime çıktı.

"Bir daha inle adımı, ne güzel çıkıyor adım kiraz dudaklarının arasından." Yüzüme yaklaşarak kısık sesle konuşmasıyla dudaklarımı ıslattım. Eli belime giderken kazağı sıyırarak çıplak tenime dokundu. Bununla birlikte adını yeniden inlemiştim.

Sıcak eli çıplak karnımdan yukarı çıkarken elim onu durdurmak için koluna tutundu. Bakışlarını bana çevirerek "Durmamı mı istiyorsun Irmak," diyerek dudaklarını dudaklarıma yönlendirdi ve sürttü. Dudaklarını sürtmesi içimdeki tutkuyu arttırırken utanç kenara çekildi.

"Hayır," diye fısıldadım. "Devam etmeni istiyorum." Kolundaki elimi omzuna çıkarıp kendime çektim ve dudaklarımı onu öpmek için kullandım. Dudaklarımız yeniden uzun soluklu bir öpüşmeyle buluşurken iki elini de belime götürerek kazağı yukarı sıyırdı. Başımdan çıkarırken sırtımdan destekleyerek bedenimi hafifçe yukarı kaldırması gerekti. Kazak bedenimden sıyrılıp odanın başka bir tarafına atıldığında gözlerimiz yine buluştu.

Yalnızca sütyenle kalırken bakışları oraya kaydı. Bir süre bakmaya devam ederken dudaklarını ıslatarak elini sütyenimin kopçasına götürdü. Bu titrek bir nefes almama sebep olurken bedenim ürperdi. Kopçayı tek eliyle çözerek çıkardığında göğüslerim tamamen ortaya çıkmıştı.

"Devran," diyerek yeniden adını inledim.

Dudaklarını önce gerdanıma bastırıp öpücüklerini göğüslerime indirdi. Sağ göğsümü avcu içine hapseder hapsetmez ensesindeki saçları daha sıkı kavradım. Sol göğüs ucuma önce nefesini vurup alttan bana baktığında tepkilerimi izliyordu. Sol göğsümün ucunu dudaklarının arasına almasıyla sıcak dilini hissetmem bir oldu. İnleyerek başımı geriye atarken Devran göğüs ucumu diliyle ezmeye ve emmeye devam etti.

Bir eliyle sağ göğsümü avuçlayıp sıkarken diğer yanda sol göğsümle ilgileniyordu. Dilini göğsümün her noktasında gezdirerek son kez göğüs ucumu ağzına aldı ve ısırarak bıraktı. Isırması ince bir çığlık atmama neden olurken gözlerimi açmıştım.

"Devam etmemi istediğini söyle," dedi baş parmağıyla sağ göğsümün ucunu okşarken. Dudaklarımı inlemek için araladığımda alt dudağımı ısırarak bu dürtüyü hapsettim.

"İstiyorum." Bunu dememle birlikte dudaklarını bu sefer sol göğsüme yöneltti. Dilini yuvarlak bir hareket çizerek göğüs ucumda gezdirince kısık sesle adını inledim. Mememi diliyle tamamen yalayıp emmesinin ardından geri çekilerek şimdiden kıvranan bedenime baktı.

Dudaklarını bu sefer karnıma yaklaştırarak önce yaladı sonra nefesini vurdu. Bu belimin daha da gerilmesine sebep olurken inlememe engel olamıyordum. Her dokunuşu bana zevk veriyor ve daha önce yaşamadığım bir haz veriyordu.

Üzerindeki kazağı hızlı bir hamleyle çıkardığında kasları gözümün önüne serilmişti. Kol ve karın kaslarını çıplak bir şekilde görmek çok farklıydı. Bu çok yanlıştı. Onunla şuan bu yatakta olmam akıl karı değildi biliyordum ama hiç bir yanlış bu kadar tutku dolu olmamıştı. "Birebir dersimize geçme zamanı," demesiyle tutkunun kapanmaya zorladığı gözlerimi araladım ve şaşkınlıkla ona baktım. Oysa şeytani ama çekici tavrıyla bana bakmayı kesmeden parmaklarını pantolonumun düğmesini çözmek için kullandı.

Düğmeyi açtıktan sonra pantolonumu yavaşça indirmeye başladı. Önünde külotla uzanacak olmak şimdiden yanaklarımı ısıtıyordu. Bakışlarını benden kesmemesi işimi daha da zorlaştırıyordu. "Çok sessizsin asi kızım. Bu sevişmemize özel mi?" Pantolonu indirmesi bitince onu da kenara attı. Dizlerimi kırarak bacaklarımı iki yana açmasıyla geri kapattım.

"Yapma dur," diye mırıldandım. Bunu yapamazdım. Onun önünde tamamen çıplak olmaya hazır hissetmiyordum. Utanç bedenimi tekrardan kaplarken yüzüm resmen yanıyordu.

"Utanma yavrum," dedi kısık bir ses tonuyla. Elini bacağıma sürterek yüzünü yüzümün hizasına getirdi. "Saklanma benden. Utanacak bir şey yok güzelim." Beni sakinleştirmeye çalışırken yüzüme kapattığım ellerimi indirdi ve yanaklarıma dudaklarını bastırdı.

Dudaklarını dudaklarıma yaslamasıyla ensesine sarıldım ve öpmesiyle rahatlamaya çalıştım. Bu esnada eli belimde duruyor baş parmağıyla okşuyordu. Tamamıyla dudaklarına odaklanmışken geri çekildiğinde daha iyi hissediyordum. Gözlerimin en derinine bakarak elini belimden kasıklarıma kaydırdı. Eli külodumun çizgisini es geçerken iç çamaşırım üzerinden ıslanmış kadınlığıma dokundu. Islaklığı hissetmesiyle gözleri mümkünmüş gibi daha da karardı.

"Ne kadar ıslanmışsın sen öyle." Ağlamaklı bir inilti çıkararak gözlerimi kapadım. "Kasılıyor değil mi bebek kızım? Rahatlamak istiyor değil mi?" Beni rahatlaması için oturup ağlayabilecek haldeydim. Kadınlığıma dokunmasıyla ne kadar ıslanıp kasıldığımı fark etmiştim.

Bir elimi kaslı koluna sararak "Devran lütfen," diye inledim.

Nefesini çenemde hissettim. "Ağzıma almamı mı istiyorsun bebeğim?" diye fısıldayarak konuştu. Parmakları iç çamaşırımın üzerinden kadınlığıma baskı uyguluyor ve okşuyordu. "Sen de istiyorsun Irmak bunu inkar edemezsin." Edemezdim inkar edemezdim çünkü onu hiç olmadığı kadar arzuluyordum. Bu yatakta bu gece bir günah işlenecekse onunla işlemek istiyordum.

Ağzımdan kaçan boğuk inlemeyle "İstiyorum Devran," dedim. Kadınlığımdan akan sıcak sıvıyı hissediyordum. Bedenim daha fazlasına muhtaçtı. Kadınlığım onun ıslak ağzına muhtaçtı.

Bunu dememle dudaklarıma açlıkla yapışması bir oldu. İkimiz de birbirimizden geçercesine öpüşürken bedenim cayır cayır yanıyordu. Bacaklarımı istemsizce daha fazla ayırdım ve bu bedenini bana rahatça yaslamasını sağladı. Bedenini yaslamasıyla kadınlığıma sürtünen sert baskıyı hissettim. Algılarımla birlikte gözlerim de aralanırken geri çekildim ve ince bir çığlık attım.

"Çok sert."

"Senin için," dedi erotik sesiyle. Tekrardan dudaklarımızı birleştirdi. Sert erkekliği kadınlığımın üzerinde hareket etmeye başlayınca ağzının içine inledim. Kadınlığıma yaslanmış olan erkekliğini sürtmeye devam ederken inlemelerim ağzının içinde kayboluyordu. Nefeslenerek geri çekilince alnını alnıma yasladı ve nefeslerimiz birbirine karıştı.

"Sana sürtünmem daha da ıslanmana neden oluyor değil mi? Sıcak ıslaklığını hissediyorum bebek kızım." Kendini hala bana sürterken kadınlığım artık sızım sızım sızlıyordu. Acı çeker gibi inleyerek başımı geriye attım. Bedenini tekrardan doğrultarak bacaklarımı tuttu ve kadınlığıma yaklaştı. İçime yerleşen dürtüyle elimi saçlarına götürdüm.

Parmağını ıslaklıktan dolayı vajinamın şeklini almış kumaşın üzerine sürttü. Parmağı deliğimi bulurken ağzımdan boğuk bir inleme çıktı. "Çok küçük," dedi kısık sesle. "Nasıl kasılıyor elimin altında." Parmaklarını iç çamaşırımın kenarlarına geçirerek alttan bana baktı. İzin istediğini anlayarak onay verdim ama kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Artık önünde çırılçıplak uzanıyordum ve bu anın gerçekliğine inanmak neredeyse imkansızdı.

Elini vajinama götürüp arada kumaş olmadan dokunmasıyla ince bir çığlık attım. Buradan sonra geri dönüş yoktu. Bana dokunması içimdeki ateşi harlarken daha fazla dokunması isteğine kapıldım. Bu noktadan sonra onu durduramazdım. Durdurmak da istemiyordum. Bunu bilerek beni alıştırmak için yavaş ilerleyen hallerini geride bıraktı.

Bakışları büyük bir dikkatle oradayken iki parmağıyla orayı okşamaya devam etti. "Ne kadar pembe," diye fısıldadı. İlk başta neyi kastettiğini anlamazken anlayınca yanaklarıma daha da sıcak bastı. Elimin birini yukarı çıkarıp tersini dudaklarıma yasladım. İnlemelerimi tutamıyordum. Orayı okşayan parmakları beni zirveye çıkarıyordu.

Bedenini aniden doğrultup yüzünü yüzümün hizasına getirdi ve dudaklarımdaki elime elini kenetleyerek başımın yanına yatağa bastırdı. Bunun ardından dudaklarıma yapışırken ağzına boğuk bir şekilde inledim. Dudaklarımın arasından giren dili ağzımı talan ederken hiç bu kadar açlıkla öpmemişti beni. Hala kadınlığımı okşamaya devam eden eliyle tırnaklarımı kaslarına batırdım.

Dudaklarından koparak başımı geriye attığımda dudakları boynuma yöneldi. "Devran," diye derinden inledim. Bu onun başını kaldırıp simsiyah olmuş gözleriyle bana bakmasına neden oldu.

"Söyle güzelim." Bir parmağını oradaki belli bir noktaya bastırıp sertçe okşamasıyla ince bir çığlık attım. Dilini çenemde hissettim orayı ıslatarak göğüslerime indi ve meme ucumu bir kez daha emdi. O noktada hareketini sürdüren parmağı gözlerimi doldururken yeniden adını inledim. Artık inlemiyor bağırıyordum.

"Devran!" Tüm kelimelerim tükenmiş gibi adını sesleniyordum. Bacaklarıma bir titreme geldiğinde bunun ne olduğunu anlamadım. Kasıklarımda dalgalanan ve dışarı taşmak isteyen bir şeyler vardı içimde.

"Orgazm oluyorsun bebeğim sakin ol," dedi kısık sesiyle. Yoğunluk bir an olsun azalmazken hala boşalmamıştım. Son kez meme ucumu emerek aşağı indi ve kadınlığımın hizasına gitti. Nefesini üflemesiyle bir kez daha kasıldım. Bunu o da görürken dudaklarının baskısını orada hissetmek çok ani olmuştu.

Dudaklarını hareket ettirerek orayı ağzının içine alırken gözümden bir damla yaş aktı. İnlemelerim yerini ince çığlıklarıma bırakmıştı. Elim saçlarını kavrarken Devran dilini o noktada hareket ettirmeye devam etti. Sıcak dili parmağından daha çok zevk veriyordu. Bu his beni zevkten ağlatacak kadar kuvvetliydi. Kemikli parmakları karnımdan yukarı çıkarıp mememi sıktı. Bunu yaparken hala orayı emiyordu ve gözlerini bir an olsun benden ayırmıyordu.

Gözlerini kapatarak orayı yer gibi emmesiyle çığlıklarım arttı. "Devran ahhh..."

Kasıklarımdaki dalgalanma artarken bacaklarım titremeye başladı ve bununla birlikte boşalmam bir oldu. Sularım akarken dudaklarını ayırmadan içti. Bu ağlamaklı bir ifadeyle adını inlememe sebep olmuştu. Bu adam beni delirtiyordu. Geri çekildiğinde dudakları ıslaklığımdan dolayı parlıyordu. Hiç vakit kaybetmeden yukarı çıktı ve dudaklarındaki tadımı dudaklarıma bulaştırdı. Beni öpmeye başlamasıyla tadımı ondan alırken bu tat hoşuma gitmişti.

"Çok lezzetliydi, bana bu izni vermemen gerekirdi güzel kızım. Artık senin tadından başkasına yasak dudaklarım." Dedikleriyle birlikte yutkundum. Son kez gözlerime baktıktan sonra doğruldu ve yataktan kalkarak önümde durdu. Önünde bacaklarımın iki yana ayrılmış olması utandırıcı bir pozisyondu. Bu yüzden bacaklarımı birbirine bastırarak kapattım. Pantolonunu aşağı indirdi. Heyecanla inip kalkan çıplak göğüslerime bir bakış atıp sırıttı.

"Korkuyor musun yoksa sadece heyecandan mı?" Boxerına kısa bir bakış atarken yüzümün yandığını hissediyordum. Siyah boxerı kalçalarını sıkıca sarmıştı ve ince kumaştan aleti fazlasıyla belli oluyordu. Yine de bakışlarımı kaçırdım ve yeniden gözlerine baktım.

"İkisi de," diye mırıldandım açık olarak.

"Sana korkmamanı söylemek isterdim," bunu söylemesinin ardından boxerını indirdi. Dudaklarım anbean şaşkınlıkla aralanırken istemsizce kadınlığımın kasıldığını hissettim. O kocamandı. Kocamandı ve dimdik olmuştu.

Ne ara olduğunu anlamadan yüzümün hizasına geldi ve gözlerimin içine bakarak "Takılıyorum sadece," dedi kısık bir tonda. "Korkmuyorsun değil mi yavrum? Çok zevk alacaksın biliyorsun bunu." Ne diyeceğimi bilemezken titrek bir nefes verdim ve başımla onayladım. Elimi ensesine sarıp onu kendime çekerken nedensizce sarılmak istemiştim. Yüzünün boynuma yaklaşmasıyla oraya bir öpücük bıraktı. Boynuna kolumu dolamış bir halde ona sarıldım ve bunu garip karşılamadı.

Sarılmasıyla birlikte sert aletini kasıklarımda hissettim. Kasılıyor ve buna engel olamıyordum. İçimde gittikçe artan bir istek vardı. Hem korkuyor hem heyecanlanıyordum. Ona sarılmak birkaç dakika bile olsa beni rahatlattı. Geri çekilince tebessüm etti ve bu içimi daha fazla eritti.

"O kadar ıslaksın ki içine anında girebilirim," dedi hırlar gibi. Kendine hakim olmaya çalışıyordu. Kasıklarımdaki aletini eliyle yönlendirerek girişime sürtünce boğuk bir inleme bıraktım dudaklarım arasından. Kendini bana sürtmeye devam ettikçe daha da ıslanıyordum ve bunun o da farkındaydı. Elinin birini yanağıma getirip dudaklarını dudaklarımla buluşturdu.

Beni öpmeye devam ederken aletini hala sürtüyordu. Beni daha da ıslatacak ve daha kolay içime girebilecekti. Düşünceli tavırları içten içe hoşuma giderken geri çekildi. "Prezervatif yok yanımda."

Kaşlarım çatılacak gibi olurken "Bu sevişemeyeceğiz mi demek oluyor?" diye sordum aniden. O şekilde söylemesinden bu anlamı çıkarmıştım ve bunu ona sormaktan geri kalmamıştım. Devran bu dediğime karşılık burnundan hafifçe güldü.

"Hayır yavrum. Sadece korunman gerekecek." Başımı hızlıca salladım. Artık içime girmesini istiyordum. Bana sürtünen aleti gitgide sertleşiyordu. Altında kıvranırken bu halime mest olmuş gibi baktı.

"Gir artık," diye homurdandım en sonunda. İster istemez kasılıyordum ama bu onun içime girmesine engel olmamalıydı. Elimle sırtını boydan boya okşadım ve omzuna getirdim.

"Çok sabırsızsın güzelim." Eliyle tuttuğu aletini girişime yaslayınca yutkundum ve bakışlarımı oradan ayırıp gözlerine çevirdim. "Kasma kendini canının acımasını istemiyorum," dedi kısık bir tonlamayla. İstemsizce kasılıyordum ama bunu onu açıklayamadan içime yavaşça girdi. Nefesim boğazıma takılırken başımı geriye attım ve derinden bir inleme bıraktım. Yatakta kenetli ellerimizi sıkıp adını seslendim.

"Az kaldı sakin ol," diyerek dudaklarını yanağıma sürttü ve alnını yasladı. Kirpiklerinin hareketini yanağımda hissediyordum. Kalçasını ittirip tamamen içime girmesiyle kocaman bir çığlık attım. Tırnaklarım sırtında boylu boyunca kayarken rahatlamam için bir şeyler fısıldıyordu ama asla anlamıyordum. Diğer elini getirip yanağımı kavradı ve dudaklarımı öpmeye başladı. İçimde hareketsizce beklerken dudaklarına odaklanıp içimdeki varlığına alışmaya çalıştım.

Dakikalar sonra ayrılınca öpüşmekten dudaklarımın sızladığını hissettim. Dudaklarından sızan nefes çeneme çarpıyorken "Devam edeyim mi?" dedi zorlanan sesiyle. İçimde hareketsizce beklemek onun için zor oluyordu sanırım. Aleti rahim duvarlarımı zorluyor ve sertleşiyordu.

"Devam et," diye fısıldamamla ellerimizi yatağa daha sıkı bastırdı ve içimde hareket etmeye başladı. Kendini geri çekip bir daha girmesiyle boğuk bir inleme bıraktım. Başlarda acı yerini korurken gözlerimde yaşlar birikti. Dudaklarını bastırıp gözyaşlarımı yok etti. Sonrasında aldığım zevk acının önüne geçti ve zevkle inlemeye başladım.

"Ahhh." İnce çığlıklarımın yanı sıra inlemelerim de durmazken Devran kendini kaybetmiş gibi içime sertçe girmeye devam etti. Gitgide hızlanan hareketleriyle neredeyse zevkten ağlayacaktım. Dudakları dudaklarımla buluşurken dudaklarımı neredeyse parçalıyordu. Omuzlarına sarılıp onu kendime çekmemle ellerinin bedenimde dolaşması bir oldu. Memelerimi bulup sıktığında ağzının içine inleyerek ayrıldım.

"Ahhh Devran."

"Altımda adımı zevkle inledikçe seni daha sert sikmek istiyorum Irmak," dedi hızlıca. Bu sözleri beni korkutmak yerine daha da azdırırken gözlerim tekrardan doldu ama bu sefer zevktendi. İçimdeki hareketleri hızlandı ve bir elini bacaklarıma götürüp beline sardı. Ne ara olduğunu anlayamadan yatakta oturur pozisyona geçerek beni kucağına oturttu ve bu onu içimde tamamen hissetmeme neden oldu.

"Devran," diyerek adını bağırdım ve saçlarına asıldım. Alnımı omzuna yaslarken o kalçalarımdan tutup beni ileri geri hareket ettirmeye başladı. İlk başta yavaş ilerlerken sonrasında hızlanarak bana çığlık attırdı. Aldığım zevkin tarifi yoktu. Saatlerce onunla sevişebilirdim ve yorulmak umrumda bile olmazdı. Tırnaklarımı kaslarına sürterek inlerken hızını kaybetmeden aletini içime çarpıyordu. Odada yankılanan tenlerimizin çarpışma sesi erotik bir an oluşturuyordu.

"Devran," diyerek sessizce konuştuğumda gelmek üzereydim.

"Güzel kızım benim, yarın ayağa kalkamayacaksın biliyorsun değil mi?"

Gözlerine tutkuyla bakıp alt dudağımı ısırdım. "Daha sert ol o zaman. Daha hızlı gir içime." Bunu dememle birlikte elinin birini klitorisime götürüp okşadı. Bu daha hızlı boşalmama neden olmuştu. O hala boşalmamışken beni yatağa yatırdı ve bacaklarımı elleriyle tutarak havaya kaldırdı. İçime hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde girerken bağırıyordum. Çok geçmeden içimden çıkarak aletini sıvazladı ve menilerinin karnıma dökülmesine neden oldu. Boşalması biter bitmez bedenimi yanıma bıraktı ve sırtımı göğsüne çekerek aletini girişime sürttü.

"Bittiğini mi sanmıştın yavrum?" demesiyle tekrardan içime girmesi bir oldu. Elimi arkaya götürüp karın kaslarına tırnaklarımı batırınca elimi tutup hareketini engelledi. Elinin birini popoma atıp sıkarken içime girmeye devam etti. Gecenin sonuna kadar ikimiz de inlemelerimizi tutmadan kendimizi zevkin kollarına bıraktık.

Kaçıncı turun sonuna geldik hatırlamıyorum yorgunlukla karnına sarılıp gözlerimi kapattım. "Teşekkür ederim," diye mırıldandım. Bunu neden dediğimi bilmiyordum ama bu gece benim için özeldi. Aramızda duygusal bir şey olmasını istemiyordum. Sadece bana yaşattığı zevkten dolayı ona teşekkür ediyordum.

"Uyu hadi Irmak," adımı söyleme şeklini seviyordum. Yine de uyumadan önce söylemek istediklerim vardı. Belki sonra pişman olacaktım belki olmayacaktım ama bilmeli ve buna göre hareket etmeliydi.

"Duygulara yer yok, kendimi sana kaptırmak istemiyorum Devran," dedim sessizce. Kapalı gözlerim uykumu iyice getirirken saçlarımı okşayan eli duraksadı.

"Ben canavar değilim," diye yanıtladığında yutkunmak istedim. "Neden bu kadar korkuyorsun aramızda bir şey olmasından?" Korktuğum aramızda bir şey olmasından ziyade hayal kırıklığına uğramaktı. Bu duyguyu onlarca kez deneyimlemiş biri olarak daha fazlasını kaldıramazdım. Yapamazdım çünkü ben bu kadar güçlü değildim. Dışarıdan bakıldığında sert bir kabuğa sahiptim belki ama içim paramparçaydı. Bu gece ona kendimi açmam bile başlı başına bir hataydı.

İnsanlar en çok zayıf noktalarınızı bildiğinde canınızı yakardı.

Ne ben cevap verdim ne o daha fazla soru sordu. Duraksayan eli yeniden saçlarımı okşarken alnıma varla yok arası bir öpücük kondurdu. Bense ilk defa bana iyi hissettiren bir yabancının kollarında uykuya daldım.

Bölüm sonu

Bölüm hakkındaki yorumunuz?

Bu gecenin böyle bitmesini bekliyor muydunuz

Bir sonraki bölümde sizce araları nasıl olacak

Yeni bölüm sınırı 100 oy 100 yorum

Continue Reading

You'll Also Like

107K 2K 44
En yakın arkadaşımın abisi mi? Beni gerçekten seviyor muydu? Peki ben ona karşı birşeyler hissediyor muydum? Uyarı: küfürlü ve +18 sahneler vardır.
6.8M 453K 81
Efsun Zorlu; atandığı Urfa'da mecburi hizmetini yapan tıp fakültesinden yeni mezun, çiçeği burnunda bir hekimdir. Daha mesleğinin ilk günlerinde, hen...
200K 8.6K 24
İnsanların çoğunluğunu gıcık eden şey ebeveynlerin çocuklarının hayatlarına burunlarını soklarıydı. Avbanu'da bu durumdan gıcık alan insanlardan biri...
ZEMHERİ By yudumsucan

General Fiction

122K 5.6K 14
Zemheri babası tarafından zorla evlendirilen bir kızdı. Akay ona yıllarca aşık bir adamdı. Zemheri Akay'ı sevecek mi?