RUHUMDAKİ KARANLIK

By merym0Asle1453

155K 8.1K 2.6K

Siz hiç kayboldunuz mu? Ben kayboldum hemde kendi yarattığım karanlıkta... -Mehir AK... More

1.BÖLÜM: BÜYÜK BİR ADIM (düzenlendi)
2.BÖLÜM:ZİFİRİ KARANLIK (düzenlendi)
3.BÖLÜM:PİŞMANLIK (düzenlendi)
4.BÖLÜM: SENİ BIRAKMAYACAĞIM (düzenlendi)
5.BÖLÜM : AY PARÇASI 🌚 (düzenlendi)
6.BÖLÜM: RİCA EDERİM (düzenlendi)
7.BÖLÜM: HAYAL KIRIKLIĞI (düzenlendi)
8.BÖLÜM: BIÇAK (düzenlendi)
9.BÖLÜM: ÖZÜR DİLERİM (düzenlendi)
10.BÖLÜM: YAĞMURLU BİR ŞEHİR (düzenlendi)
11.BÖLÜM: RUHLAR KONUŞSUN (düzenlendi)
12.BÖLÜM: KABUL EDİYOR MUSUN ? (düzenlendi)
14.BÖLÜM: SEVGİLİ KARDEŞİM (düzenlendi)
15.BÖLÜM: KIRIK GÖZLER (düzenlendi)
16.BÖLÜM: ACI (düzenlendi)
17.BÖLÜM: GEÇMİŞİN KALINTILARI (düzenlendi)
18.BÖLÜM: KONUŞMA VAKTİ (düzenlendi)
19.BÖLÜM: KISASA KISAS (düzenlendi)
20.BÖLÜM: SON AKŞAM YEMEĞİ (düzenlendi)
21.BÖLÜM: FELAKET (düzenlendi)
22.BÖLÜM: SÜRPRİZ
23.BÖLÜM: ADALET
24.BÖLÜM: HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK
25. VE 26.BÖLÜM: ACIRSAN ACIMAZLAR.
27. BÖLÜM: SADECE SUSMAK
28.BÖLÜM: ALTÜST OLMUŞUM
29.BÖLÜM: KARANLIĞIN ANOTOMİSİ

13.BÖLÜM: UNUT BENİ (düzenlendi)

6.4K 296 104
By merym0Asle1453

Zaman durmuş ben donmuştum. Belkide hayatımı temelli değiştirecek bir seçim yapıyordum. Fakat zihnim hangisinin iyi hangisinin kötü olduğunu algılamıyordu.

"Ne ?"dedim titreyen gözlerimle Barlas'a bakarak. O ise benden bir cevap beklermişçesine baktı.

"Herşey açık Mehir kabul ediyormusun etmiyor musun ?" Diye tekrar sordu. Yutkundum ne diyecektim bilmiyordum kabul etmezsem peki o zaman ne olacaktı ?

"Barlas ben...." Derin bir nefes aldım.

"Ben senden teklif istemedim." her an hıçkırıklara boğulacak gibi çıkan sesimle, kaşlarını çattı.

"Ben sadece...buradan gitmek istedim. Ama sen bana teklif sunuyorsun. Anlamıyorum, daha 1 hafta önce tanıştığın bir kızı neden bırakmak istemiyorsun tamam anlıyorum her şeyi söyledin ama ben....sana aşık değilim ve asla olmayacağım da bu yüzden lütfen beni hiç görmemişçesine yoluna devam et unut beni." dedim
Barlas sinirlenmiş olacak ki ellerini yumruk yapmıştı korksam bile belli etmemeye çalıştım lakin her an akacak olan gözlerim ve titreyen bedenim buna engel oldu.

Beklemediğim bir anda Barlas alayla güldü fakat asla içtenlikle değildi ben ona anlamayarak baktığım sırada gülüşü soldu tekrar o korkutucu sinirli yüzü gözler önüne serildi.

"Seni unutmamı istiyorsun öyle mi ?"dedi kaşlarını havaya kaldırarak sanki her an boğazıma yapışacak gibi duruyordu korkuyu iliklerime kadar hissediyordum.

"Senden sadece 1 ay istedim Mehir sadece 1 ay nesi zor geldi sana?" diye sordu yutkundum. 1 ay da bir hayat değişiyorsa daha büyük şeyler olabilirdi.

"İstemiyorum Barlas sen neden anlamamakta ısrar ediyorsun ?, Yapamam ben nasıl oyun oynarım hata yaparım işine yaramam tam tersi başına dert olurum." dedim titreyen sesimle.

"Mehir... sana ne yapacağını sormadım kabul ediyor musun ?  Etmiyor musun ?" dedi dişlerinin arasından 1 adım bana yaklaştı aramızda 2 adımlık bir mesafe vardı. Yutkundum fakat vereceğim cevap kesindi.

"Etmiyorum...Kabul falan etmiyor-!!-" dememe kalmadan Barlas aramızdaki mesafeyi kapattı omuzlarımın biraz aşağısında kalacak şekilde kollarımdan tuttu gözlerime sinirle baktı bense kafamı kaldırdım. Her şey 1 saniyede olmuştu

"Kes sesini!" diye bağırdığında titredim.

"Kabul edeceksin Mehir Aksöz başka seçeneğin yok eğer kabul etmezsen!" Dedi çenesini sıktı devam etmekte tereddüte kaldı. Artık korksam bile konuşacaktım.

"Ne...Barlas ne naparsın?" dedim soran gözlerle. Gözlerimden akan yaşları önemsemedim. Geçen her bir saniye geleceğin belkide pişmanlık doğuracağı saatleriydi.

"Söyleyemiyorsun..." dedim hayal kırıklığıyla onun ise kendini tuttuğu belliydi.

"Söylesene Barlas ne yaparsın bunca yaptığın yetmedi daha ne yapabilirsin ?!"dedim gözlerimden akan yaşları yine önemsemedim. Hayal kırıklığıyla bakıyordum o ise anlamsız. dilinin ucundakileri söylememek için diretiyordu.

"Söyleyemiyorsun..." dedim son çare yutkudum kendimi toparlamaya çalıştım bana bakmıyordu.

"Ben gidiyorum....sunduğun sözleşme falan umrumda değil ne halin varsa gör! " dedim kararlıkla arkamı döndüm kapıyı açmak için kurpa doğru yöneldim aşağı doğru bastıracağım sırada söylediği şeyler beni durdurdu.

"Eğer gidersen babana haber veririm...kaçtığın hayata kendi ellerinle geri dönersin." dedi dondum yapar mıydı ? Beni kaçtığım cehenneme geri gönderir miydi ?

Barlas'ın bunları nereden bildiği zerre umrumda değildi onca adamı varken bunları düşünmek saçmaydı. Baban değince bile içime gelen korku ve endişe dayanılmazdı. Yutkundum. Seçim sırası artık bendeydi.

Param olmadan evim olmadan buradan gitmem saçmaydı. Gururuma yenik düştüm elimi kurptan çektim ellerimle göz yaşlarımı silip toparlanmaya çalıştım. Arkamı ona döndüm gözlerine bu sefer iğrenir gibi bakıyordum gözlerimin sinirden kırmızı olduğunu ve tüm vücüdumün titrediğine emindim.

Derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım ;

"Pekala...sen kazandın Barlas Devrim."soy adını bastırarak söyledim. Ardından kararlılıkla devam ettim,

"Sözleşmeyi kabul ediyorum fakat şunu bil kimse yanımızda olmadığı zamanlar değil gözlerime yüzüme bile bakmayacaksın, kazandığını zannediyorsun fakat çaresi olmayan bir kıza acımayarak asıl sen kaybettin. 1 ay dolduğunda arkama bile bakmadan bu evden gideceğim bunu bil gittiğim gün umarım senin yaşadıklarımı hafife aldığın gibi beni tehdit ettiğin gibi aynısını yaşarsın. Yaşattığını yaşamadan ölme Barlas, buna ben izin vermem." dedim sözlerim bitmişti. Akan gözyaşlarımda tükenmişti. Artık ağlamak yoktu artık acımak ta yoktu...

"Bitti mi?" dedi kararlı bi sesle alayla gülmeye çalışsamda olmadı göz yaşlarımı tuttuğum için her tarafı bulanık görüyordum.  Boğazımda olan yumru yüzünden  fazla kalırsam bogulacağımı anladım. Arkamı döndüm kapıyı setçe çarpıp arkama bile bakmadan odama gittim daha doğrusu esir tutulduğum odaya.

Kapıyı kapattım kapıya yaslanıp ellerimle yüzümü kapattım diz çöktüm ağlamaya başladım. Kendimi iğrenç hissediyordum elim kolum bağlı sanki görünmez iplerle bağlanmış gibi koca bir kördüğümün içinde kurtulmaya çalışıyormuş ipleri çözmeye çalışıyormuş gibi imkansızı yapıyordum!

Ben kendi hayatımdan kaçıyordum, her denemeye rağmen pes etmiyor gururlu ayakta durmaya çalışan bir kız oluyordum.

Kendi sonumu gururumla hazırlıyordum....

Barlas'ın anlatımıyla....( ilk defa )

Mehir'e o sözleri söylediğim için kendimi asla affetmiyecektim. Sözleşme hiç bir şey umrumda değildi aile kurduğumu zannettikleri için alacağım işler bile zerre umrumda değildi!

Aşk böyle bir şeydi bazen seni tamamlar bazende acı verip eksik bırakırdı.

Mehir yüzüme kapıyı çarpıp çıktığında ona değil kendime öfkeliydim. Her ne olursa olsun onu babasına vermeyecektim fakat onca söz edip gidiyorum değince kendimi tutamadım. Amacım onu tehdit edip kalbini kırmak değil sözleşmeyi kabul ettirmekti fakat başarılı olmadım.

Sinirimden masada ne varsa yere döktüm sözleşmeyi ellerimde tuttuğumda ellerimden akan kan sözleşmeye bulaştı.

Sinirle yutkundum Kaan'ın kapıyı açmasıyla uyardım.

"Sakın yanıma gelmeyin Kaan yoksa siktiğimin sinirini sizden çıkartırım!" dedim uyarıcı bir sesle Kaan tam ağzını açıcakken geri sustu yanına gidip kapıyı kapattım yere çöktüm. Canım acıyordu, şimdiye kadar kimse beni ağlatmaz benim duygularım yok diyen bir adam, Ufacık bir kızın şu sözüyle canından can gidiyordu,

Sana aşık değilim ve asla olmayacağım...

Sadece bir söz geleceğe dair olan bütün ümitleri tüketir miydi ?

Yazar'ın anlatımıyla...

Barlas ve Mehir ikisininde canı yanıyordu. Kaan Barlas'ın tepkisinden sonra Nisa' yıda alıp evden çıkmıştı. Yanlız kalmalarının iyi geleceğine inanıyordu. Barlas söylediği kelimeleri kendine yediremezken Mehir duyduğu kelimeler yüzünden kendini tüketiyordu. Buradan gideceğine dair olan bütün ümitleri bitmişti fakat kafasına koymuştu bu evden giderken zarar vermeden gitmeyecekti. İkiside kendi odasında,

Farklı farklı odalardan cehennemi yaşıyorlardı...

Mehir Barlas'ın tehdidiyle bir kez daha nefret etmişti ondan. Fakat farklı bir şey daha vardı. Nefretin yanında anlam veremediği bir başka duygu daha vardı... kendi kendine düşündü. Madem bu kadar nefret ediyorum neden hala onu gördüğümde hiç hissetmediğim kadar garip hissediyorum. Barlas kendi içinde yaşadığı duyguya ismini koymuştu. Ona göre aşk, Mehir'e göre kendi kafasında hastalık haline getirdiği bir duyguydu.

Peki ya sizce aşk neydi?

Mehir banyoya doğru ilerlediğinde kendinde değildi başı inanılmaz derecede ağrıyordu. Başının dönmesiyle hiç bir sesi duymaz oldu, gözleri net görmez oldu.

Kendine aynadan baktı yaşadığı her bir an gözleri önüne serildi.
Babasının vurduğu her bir darbe, küçük düşürüldüğü her saniye, acı çekip ağladığı her bir ân ve yaşama lanet ettiği her bir dakika
Her biri ne kadarda ağırdı. 4 yaşından beri cehennemi yaşayan ufacık bir kızdı Mehir ilk dayağını o zaman yemişti, babası annesini döverken önüne geçip küçücük bedeniyle

"Dokunma anneme." demesiydi babası ilk o zaman Mehir'e tokat atmıştı küçücük bedeni yere düşmüş gözleri dolmuştu.

O günden bu yana kesilmemişti. Çektiği acılar bedeni artık kaldıramıyordu. Aynaya baktı baktı baktı....

Ona göre artık yaşam saçmaydı eliyle aynaya sert bir şekilde yumruk attı cam parçaları yere ve lavabonun içine düştü.

Hzla en büyüğünü aldı koluna çizikler attı sadece böyle sakinleşiyordu , canı acısa bile kendinde değildi belki biraz farkında olsaydı yapmazdı fakat Mehir için artık yaşadıkları sınırı aşmıştı. Göz yaşları aktıkça daha fazla hırslanıyor, daha büyük nefret duyuyordu bedenine.

Kollarına sayısız derecede kan fışkırtacak kadar derin çizikler attıktan sonra sıra ayaklarına geldi. Aynı hırs ve öfke ile bedenine dayanılmaz acı veren çizikler attı. Aniden durdu. Onu durduran şey ayak bileğine oldukça derin bir çizik atıp kan fışkıran kanının her yere ve yüzüne sıçramasıydı.

Mehir acı içinde kan fışkıran yeri tuttu onu kendine getiren hamle bu oldu yaptıklarının farkına vardı. Her yeri kanıyordu. Ayağa kalkmaya çalıştı amacı yardım istemekti, bilinci yerine tam geldiğinde şiddetle ağlamaya başladı kanlar içinde kapıyı açıp sürünmeye başladı. Odanın içinden sürünerek kapıya kadar geldi midesi bulunmaya başı dönmeye başlamıştı kapıyı açtı ve hidettle bağırdı.

"Yardım edin!" bu ses onu daha çok tüketmişti gözleri artık hiç bir şeyi görmez oldu zihni hiç bir sesi duymaz oldu.

Gözleri kapandı başı yere düştü gördüğü son şey ona doğru hızla gelen bir çift siyah ayakkabıydı.

Barlas'ın anlatımıyla....

Odamda gözlerim kapalı yerde beklerken bir ses duydum. Mehir'in sesiydi...

"Yardım edin!" diye bağırmıştı. Gözlerimi hızla açtım ayağa kalkıp kapıyı açtım. Hızla merdivenleri çıktım, Mehir'in kafasını birazını gördüm hızla yanına gittiğimde gözleri kapalı elbisesi elleri ayakları her yeri kanlar içindeydi. Vücüdüm titremeye başladı. Aklımdaki tek düşünce Mehir'i kaybetme düşüncesiydi...

Titreyen ellerimle Mehir'i hızla kucağıma aldım kucağımda kanlar içinde olan Mehir'e baktım. Hızla merdivenleri indim kapıya doğru koştum bağırdım.

"Kapıyı açın!" korkuyordum hemde deli gibi. Korumalar anında kapıyı açtılar. Hepsi bana şaşkın şaşkın bakarken onlara aldırış etmedim hızla yürüdüm ve arkamdan seslendim.

"Çabuk arabayı hazırlayın eğer ona bir şey olursa ben sizi gebertmeden kendinizi asın! "

Korumalar hızla arabayı getirdiler. kucağımda Mehir ile arabaya bindim. Ellerim hala titriyordu. Kaybedemezdim onu.

Eğer ona bir şey olursa hiç düşünmeden yanına giderdim. Ben Mehir'siz yapamazdım. Onu daha yeni bulmuşken kaybedemezdim. Gözümden korku dolu bir yaş aktığında. İşte şimdi gerçekten korkuyordum.

Yazar'ın anlatımıyla...

Kaybetme korkusu... Barlas bu duyguyu yıllar önce yaşamıştı. annesi gözlerinin önünde zehirlendiği zaman...Barlas'ın elleri titredi ilk kez o zaman yaşadı kaybetme korkusunu Şimdi ise kollarında sevdiği kadın kaybetme korkusunu yaşatıyordu ona. Mehir'in kan fışkıran yarasına baktı ayak bileğinde titreyen parmaklarıyla kapattı. Daha fazla kan akmasın diye...

Araba hastanenin önünde durduğunda korumalar kapıyı açtı. Barlas kucağında Mehir'le hastaneye doğru koştu. Sesi bütün hastanede yankılandı.

"Yardım edin!" Barlas'ın sesiyle herkes korksada az bir süre içinde  sedyeyle beraber hemşire ve doktor geldi. Barlas Mehir'i sedyeye yatırdı. Doktor Mehir'in kalbini kontrol etti nabzına baktı

"Nabzı çok yavaş iç kanama geçiriyor olabilir ameliyathaneyi hazırlayın! "diye hemşirelere bağırdı

Barlas daha ne olduğunu anlamadan kendini ameliyathanenin önünde buldu elleri gömleği kanlar içindeydi Mehir'in kanıyla...

2 saat sonra...

Mehir'i ameliyathaneye almalarının üstünden tam 2 saat geçmişti 120 dakika 7.200 saniye...

Barlas için 2 yıl gibiydi yutkunamıyordu kocaman bir koridorda tek başınaydı. Bütün korumlar koridorun başında ve sonundaydı. Hiç biri Barlas'ın yanına gitme cesaretini bulamıyordu.

Acı içinde konuştu, "Benim yüzümden benim yüzümden Acı çekiyor!" dedi kendini ne kadar suçlasa yetmezdi kendini affetmeye. Zira kendini affetmenin yolu yoktu...

Doktorlar ameliyathanenin içinden çıktılar Barlas hızla oturduğu koltuktan kalktı.

"N-Nasıl iyi mi Mehir'im ?"

"Hastanın nesi oluyorsunuz ?" Nesi oluyordu ki ?

"A-Arkadaşıyım." dedi Barlas.

"Hastayı getirdiğinizde iç kanama geçiriyordu, zorda olsa kanamaları durdurduk fakat fazla kan kaybetmiş 0 RH-  kana ihtiyacımız var fakat hastanede yok bulabilir misiniz ?" Diye sordu Doktor telaş içinde.

"B-Benim pozitif olmaz mı ?"

"Maalesef bey efendi olmaz." dedi doktor.

Barlas derin bir nefes aldı.

"Bulacağım."dedi ve hastaneden çıktı arabaya bindi hızla sürdü telefonundan Kaan'ı aradı

"Efendim abi."dedi

"Kaan bizde 0RH- Kana sahip olan var mı acil bul bana." dedi

"Niye abi kim için ?"Barlas derin bir nefes aldı

"Mehir için..."dedi Acı içinde Mehir'in kanlarıyla içinde oluğu anlar aklına gelince istemsiz gözleri doluyordu.

"Ne! Abi noldu Mehir'e?" dedi Kaan şaşkınlıkla sesini yükselterek

"Soru sorma Kaan bana hemen o kanı bul."dedi ve telefonu kapattı. Şuan ise adamlarının olduğu depoya gidiyordu.

Araba 10 dakika içinde durdu. Arabadan inip deponun içine girdi. Adamlar hemen ayağa kalktı Barlas direktmen konuştu,

"Aranızda 0RH negatif kan gurubu Olan varmı?" dedi adamlar birbirlerine baktı. Hiç bir istediği kan gurubunda değildi. Barlas sinirden ve korkudan kıpkırmızı olmuştu,

Depodan çıktı arabaya binip Kaan'ı aradı.

"Varmı bir haber." diye sordu

"Hayır abi hiç kimse o kan gurubunda değil artık dışarıya sormamız gerekiyor, neredesin yanına geleyim "

"Bana o kanı bulmadan kimse yanıma gelmesin Kaan."

"Tamam bulacağım abi Mehir iyi mi nasıl oldu aklım almıyor."

"Hızlı Kaan hızlı Mehir'e bir şey olursa heryeri kan gölüne çeviririm!" dedi Barlas telefonu kapattı. Sorusunu cevapsız bırakmıştı. Ne diyecekti? Benim yüzümden mi?

Tekrar hastaneye doğru sürdü arabasını.

Başı ağrıyordu düşüncelerden korkudan ve öfkeden. Tek dileği tek istediği sevdiği kadının, Mehir'in gözlerini açmasıydı.

Barlas'ın arabası hastanenin önünde durdu, hızla arabadan inip hastanenin içine girdi. Ameliyathanenin önünde durdu doktor hemen yanına geldi

"Buldunuzmu kanı ?"diye sordu hızla Barlas kafasını iki yana salladı.

"Hayır..." dedi ameliyathanenin kapısı açıldı bir hemşire hızla doktorun yanına geldi.

"Hocam hasta tekrardan iç kanama geçiriyor , kana ihtiyacımız var aksi takdirde kaybederiz!" dedi Barlas'ın bu cümleleri duyması gözlerinin kızarması ellerini yumruk yapmasına yetti.

"Ne diyorsunuz lan siz !"diyerek doktorun üstüne yürüdü fakat doktor hızla ameliyathanenin içine girdi.

Kapı kapandı ardında ise yıkılmış bir Barlas bıraktı Barlas'ın telefonu çaldı arayan üvey abisiydi...

Barlas Kim olduğuna bakmadan telefonu açtı "Ne var!?" dedi sinirle kendi korkusu ona yetiyordu.

"Aaaa abicim ben sana edep nedir öğretemedim mi?" dedi abisi Barlas bu cümleyi duyar duymaz telefonu kapattı fakat abisi tekrar aradı bu sefer açtı ona sövmek için.

"Ne var Allah'ın bela-"

"Kanı buldum."Barlas'ı susturan şey abisinin söylediği cümleydi.

"Ne?" dedi.

"Duydun işte abicim, fakat bulduğum kanı sana öyle beleşe vereceğimi mı zannettin!" dedi alaycı bir sesle.

"Bana bak seninle uğraşacak zamanım yok göndereceksen gönder!" dedi dişlerinin arasından.

"Pekala hesabımı sonra alırım ben." diyip telefonu kapattı hemen ardından ise koridorun başına bir hemşire elinde kanla ameliyathanenin içine girdi kapı kapanmadan önce hemşirenin sesini duydu Barlas,

"Hocam kanı bulduk ! "

Barlas'ın dudakları hafif yukarı kıvrıldı.

"Buldular...."dedi göz yaşları içinde tekrardan koltuğa oturdu göz yaşlarını tutmak istemedi kendi içinden bırak Barlas aksınlar dedi.

Mehir'in anlatımıyla...

Gözlerimi açtığımda kendimi başka bir odada buldum Hatırladığım en son şey bana doğru gelen 1 çift ayakkabıydı kafamı zorlukla kaldırdığımda hemen karşımda olan saati gördüm.

Gece 5 ti kafamı hemen yana çevirmemle koltukta başını geriye doğru yaslamış oturur bir pozisyonda uyuyan bir Barlas gördüm.

Olanlar bir bir aklıma geldi amacım kendime zarar vermek değildi Bilincim yaptıklarımım farkında değildi.

Bacağımda hissettiğim acıyla yüzümü buluşturdum kollarımdan yardım almak için hafif yatağa bastırdığımda bedenimde hissettiğin acıyla ufak bir çığlık attım.

"Ahhhhh!!" acıyla yüzümü buruşturdum. Hemen yanımda Barlas'ın sesini duydum,

"Mehir!"gelip yanıma ellerimi tuttu beni tekrar yatağa yatırdı acıdan Gözlerim hala kapalıydı. Barlas'ın hemen yanıma oturduğunu sandalyenin sesinden anlamıştım. Gözlerimi açtım biraz sakinleştikten sonra derin bir nefes aldım. Hemen yanıma baktığımda ise ufak bir şok yaşadım.

Barlas'ın gözleri kıpkırmızı altları mosmor sert halinden eser kalmamıştı. Kilo verdiği belliydi yüzü çökmüştü. Oda bana bakıyordu 1 gün içinde nasıl olurdu ki? Barlas ayağa kalktı, "Ben  doktorları çağırayım." dedi

Odadan çıktığında,mgözlerimi açmakta çok zorlanıyordum. Çok geçmeden doktorlar ve arkalarında Barlas içeri girdi.

"Geçmiş olsun Mehir hanım." dedi biraz yaşlı bir doktor başımı güçlükle salladım.

"Sağ olun." dedim sesiz cılız çıkan sesimle. Konuşmaya gayretim yoktu.

"Öncelikle bir daha böyle bir şey yapmayacağınızı ümit ediyoruz kendinizde açtığınız yaralar iç kanama geçirmenize sebep oldu iç kanama sebebinizin en büyüğü ise penetran travma geçirmiş olmanız, yani kısacası bu konuda sizi suçlamıyoruz tamamen zihin oyunu yaşadıklarınız yani bilinçsiz." doktor konuşurken ilk başlarda anlasam bile sonrasında tıp diline bağladığı için hiç bir şey anlamamıştım sadece kolumda dikiş atılmış yaralarıma bakıyordum.

En son cümlesi ise şu oldu "Yaklaşık 4 gündür uyuyorsunuz."

Ben ise şaşkınlıkla "Ne?!" dedim.

Dırırırırım herkese selammm sınavlar başlıyor ıh 😑

Her neyse nasıl bir bölümdü sizce ???? buraya düşüncelerinizi yazmayı unutmuyoruzzzz.

Oy verip yorum yapalım lütfennn

Her bir oy benim için çok değerli ( tıpkı okuyucularım gibi (;

O zaman instagram hesaplarımızıda vereyim

@mmeryem_altinay
@wattpad.yazarim takip etmeyi unutmayalım.

BİR SONRAKİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE HOŞÇAKALIN

AY PARÇALARIM (;

Continue Reading

You'll Also Like

795K 57.9K 89
Two brothers handling the Malhotra Empire.. One of them doesn't want any assistant.. Other one change his assistant like tissue.. what will happen wh...
1.2M 52.2K 46
~TAMAMLANDI~ 0545* Sizi "MAFYA" adlı gruba ekledi #Romantizm kategorisinde 1.Sıra✨ #3Ay kategorisinde 1.Sıra✨ #Siyah kategorisinde 1.Sıra✨ #Esir kate...
615K 12K 21
༺༻ Bütün hakları saklıdır "Ben geldim" Gülümseyerek ve son harfi uzatarak kurduğum cümle ile o da gülümsedi. Sandalyesini biraz masadan geri çekti...
5.4M 289K 30
!Acemi bir dille yazılmıştır! Sarhoş olduğu gece bir adamla birlikte olan Kayra, sabah uyandığında kendini tanımadığı bir adamla bulur. Evden apar t...