PARÇALI HAYATLAR SAĞ-SOL...

By onuseviyorum105

42.3K 4K 2.9K

Türkiye'de olduğu gibi, Avrupa'da da başkaldırı yılı olan 1968 yılının gençlik eylemleri, Üniversitedeki boyk... More

Ben Bışar
Ben Zafer
İstanbul'a Yolculuk
Sosyalist Düşünce Derneği
İlk Karşılaşma
Kavga
Veda
ilk temas
Ülkü Ocakları
Ömer'in kıskançlığı
şikayet
Oya Sencer olayı
Zamansız Yumruk
Zafer'in İlgisi
Zafer'in kokusu
Kıskançlık
Beklenmedik Öpücük
Red ediliş
Dertleşmek
Zafer'in Geçmişi
Senden Gidemiyorum
Aşk Acısı
Çatışma
Çıkmaz Yol
Sevgilim Mi?
İlk Sevişme
Bırakma Beni Zafer
Delirmek
İntikam
Turan'ın Öfkesi
Seni Çok Özledim
Baran'a Zorbalık
Sadece Öp Beni
Ruhların Birleşimi ( yarı smut )
Baran'ın Katilleri
Korkuyorum
Şüphe
Kırmak
Z Harfi Kim ?
Hasretinden Prangalar Eskittim
İçine Kapanmak
Ölümden Bahsetme
Vazgeçirmek
Kanlı Pazar
Yaşayan Ölü
Cevabı Bulunmayan Sorular
Üç Fidanın İdamı
FİNAL
Duyuru

Kaza

457 61 19
By onuseviyorum105

16 Şubat (Kanlı Pazar) devamı

****

Zafer ile göz göze gelmem iyiye işaretti. Yoksa kalabalığın içine girip canım pahasına Zafer'in yanına koşacaktım. En önemlisi de yakamda Türk bayrağı olmadığı için, sağcılar beni yakalarsa kesin hastanelik ederlerdi. Polisler ise kenarda durmuş, müdahale etmemek için bir çaba içindeydiler. Tek yaptıkları şey kimseyi meydana yaklaştırmamalarıydı.

"BU MEYDAN KANLI MEYDAN"

"BU MEYDAN KANLI MEYDAN"

Gibi bağırtılar yükselince Zafer'i gözden kaybettim. Ülkücüler, gittikçe daha çok yaklaştıklarında Cemal kolumdan tutup çekti. Hiç bir yere gitmemek için Cemal'in yakasından tuttum ve diğer tarafa itekledim. Hızla kendini toparlayıp yanıma geldi ve tekrar kolumu tutup "LAN OĞLUM YÜRÜSENE" diye bağırdı.

"CEMAL BENİ BIRAK, SONRA DA SİKTİR OLUP GİT BURADAN"

Dakikalar önce sakinleşmek için elime aldığım taşı hızlıca yere fırlatarak kalabalığa doğru adım atmamla, sopaların havada uçuşması bir oldu. Cemal kolumdan sertçe tutup beni o bölgeden uzaklaştırdı. Aklımı kaybetmiş gibiydim. ttkrar tekrar dönüp onlara bakıyordum. O kadar kalabalıktılar ki önüne geleni indiriyorlardı.

Titreyen çenem ve ellerimle Cemal'in elinden kurtulmaya direniyordum fakat nafileydi. Cemal, en son beni ıssız bir sokağa götürdü. "Burada bekle tamam mı? Ben gidip Ahmet abiye bakayım"

Gözlerimden oluk oluk yaşlr akıyordu. Zangirdayan çenemle kafamı hızlıca iki yana salladım. Cemal ise bir adım geriye gitti. Gitmesiyle kendime gelmem için bana tokat atılması bir oldu. Elimi yanağıma götürdüğümde gelip yakama yapışarak gür bir sesle "BURADA BEKLE LAN!! SANA, BURADA BEKLE DİYORUM"

Gözlerim yuvalarından çıkmıştı sanki. Donuk gözlerimle kafamı tamam anlamında salladım. Bir an önce yalnız kalmak meydana gitmek istiyordum çünkü. İkna olunca kolumdan tutup kapısı açık bir eve koydu. Kapıyı da üstümden kapatarak koşup gözden kayboldu.

Cemal ortadan kaybolduğunda vakit kaybetmeden, kapıyı açıp dışarıya sarsak adımlar ata ata oradan uzaklaştım. Meydana yaklaştığımda savaş alanı gibiydi. Bir yandan Polislerin gözünün önünde atılan molotoflar etrafı dumana bürümüştü. Diğer yandan yüzleri kana bulanmış ve etrafa koşan insanlar, yerde ceset gibi yatan bedenler...

Başımı biraz yana kaydırdığımda on beş, yirmi kişilik sağcı grup aralarına aldıkları devrimci iki genci sopalarla öldüresiye dövüyorlardı.

Resmen kana kan, cana can ve intikamın olduğu bir mücadele içindeydiler. Zafer'i bu kalabalık içinde zorda olsa gördüğümde kafasından akan kana rağmen meydanın ortasında iki kişiyle kavgaya tutuşmuştu. Polisler zahmet edip yavaş yavaş olaya dahil oluyordu. Hızlıca Zafer'e doğru koştum.

Öte yandan etrafta amcamı arıyordum ama ondan hiç bir iz yoktu. Zafer'e yetiştiğim gibi kolundan tutup kendime doğru çektim ve az önce geldiğim sokağa doğru çekiştirdim.

Zafer aşırı endişeli bir şekilde derin nefesler alıp beni kontrol ediyordu. Çok geçmeden elindeki sopayı yere fırlatarak omzumdan tuttuğu gibi hızlıca sokağa doğru koştuk.
Tekrar etrafa hızlıca baktığımda, amcamı hala göremiyordum. Arkamızdan da bize doğru koşan adım sesleri kulağıma ilişti. Sokağa tam yetiştiğimizde Zafer arkadan yediği yumrukla duvarın dibine düştü.

"ZAFER!!"

Tanıdık sesi duyduğumda yerimde titreyip arkamı döndüm. Devrim başkanın öfke akan yüzüne baktım. Devrim başkan ise sinirle bir bana bir yerde duran Zafer'e bakıyordu.

"Seninle sonra görüşeceğiz, Hain Bışar!" diye konuşunca bir ürperme geldi bana. Sertçe yutkunarak yerimde kal gelmiş gibi bekliyordum. "Baran'ın başına gelenler senin de başına gelecek! Hiç merak etme sen. Amcan da bu sefer seni elimden alamaz. Hain köpek"

Titreyen sesimle zorda olsa "Hain değilim ben" dediğimde gür bir sesle "KEESS" diye bağırdı.

Bana doğru bağırınca direkt Zafer'e dönüp baktım. Zafer ise ayağa kalkmaya çalıştı. Devrim başkan Zafer'e doğru öfkeyle yaklaşarak elini beline götürüp silahını çıkardı ve havaya doğru iki el ateş açtı.

"Buraya kadar Zafer efendi. Elveda" silahı tam ateşleyecekti ki, hızlıca Zafer'in önüne atladım. Zafer ise yakamdan tutup kenara fırlattı. "VUR LAN" diye bağırdı. Mavi gözlerinde intikamın her duygusu akıyordu.

Devrim başkan ise psikopatlar gibi dişlerini gıcırdatarak yamuk bir ağızla güldü ve elini tetiğe getirip, sinirle gözlerime baktı. "Sevgiline veda et!!" dedi

Daha da zangırdayan bedenimle dumura uğrar bir halde Devrim başkana baktım. "Beni gerizekalı mı sandın Bışar efendi. Kendini bu Zafer'e düzüp inlerken, haberimin olmadığını mı sandın yoksa!!"

O kadar psikopatça söylemişti ki buruşan yüzümle önce Zafer'e, aynı saniyelerde Devrim başkana baktım. Devrim başkan tam tetiğe basıyordu ki arkadan silah sesi geldi. Dönüp en arkaya baktığımda, ülkücülerden biri Devrim başkanı silahla vurduğu gibi ortadan toz oldu.

Zafer benden soğuk kanlıydı. Elimden tutup, kendisiyle birlikte sürükledi. "Haydi bi tanem. Polisler gelmeden buradan uzaklaşalım yoksa bizden bilecekler"

Korkuyla kafamı salladım ve derman kalmamış bacaklarla Zafer'in adımlarını takip ettim

Bu sefer başka bir tanıdık ses "BIŞAR!!" diye gürledi. Tetikte bekler gibi yerimde durudm ve omzumun üzerinden başımı geriye attım. Amcamın yüzü gözü kanlar içindeydi.

Devrim başkanın yanında durmuş, elini atar damarına atıyordu. Sonra başını kaldırdı ve öfkeyle bizim tarafa bakmaya başladı. Bakışlarımı biraz aşağıya kaydırıp bacaklarına indirdiğimde, amcam bacağından vurulmuştu. Yanında ise Cemal vardı.

Kolunu Cemal'in omzuna atarak öfke kokan sarsak adımlarla bize doğru geliyordu. Dönüp Zafer'e baktım. Titrek çıkan ses tonumla telaşlı bir şekilde "Z-Zafer yardım et. Zafer nolur amcama birşey olmasın. Ben dayanamam" deyip ağlamaya başladım.

Zafer birkaç saniye yüzüme baktı baktı, elini omzuma getirip kafasını salladı. "Amcanı sokağın başına getirmeye çalışın. Bende arabayı alıp getireyim"

Zafer yanımdan rüzgar gibi uzaklaşınca koşarak amcamın yanına gittim. Tam yanına gidip elimi koluna atıyordum ki, amcam elinin tersiyle sert bir tokat attı bana.

"Abi dur sakin, bacağın kanıyor!"

Cemal konuşurken o ara elimi sızlayan yanağıma götürüp korku dolu gözlerle yüzüne baktım. Gözüm tekrar bacağına kaydığında beklemeyip tekrar amcama iki adım atarak koluna girdim. Her ne kadar öfkeyle bana baksa da, yüzüne bakmamaya çalışarak Zafer'in dediği yere götürmeye çalışıyorduk.

Kayadan daha sert çehresiyle kin dolu bakışlarla yüzüme bakmaya devam etti "Nereye kadar saklayacaktınız lan! Allah'sızlar" titreyen bacağımla ısrarla amcamın yüzüne bakmamaya devam ettim. Gücümün yettiğince Cemal'e yardımcı oluyordum.

Bir yandan da ne cevap vereceğini bilemeyen titreyen dudaklarımı dişliyordum. En son dayanamadım. Dehşet korku barındıran gözlerimle amcamın yüzüne baktığımda, gözlerinden ateş çıkıyordu.

Ağzını doldurun yüzüme tükürerek "Devrim'i öldürüp, kaçacaktınız değil mi?"

Yüzüme tükürmesiyle bütün gururum ayaklar altına serildi. Yine de sesimi çıkarmadan ona yardımcı olmaya çalışıyordum. Titreyen dudaklarımla "D-Devrim başkan öl-öldü mü ?" diye sorduğumda, parmaklarını boğazıma sarıp öfkeyle sıkmaya başladı. O kadar sert sıkıyordu ki, nefes alamıyordum. Nefes alamayacak raddeye geldiğimde, elimi kaldırıp eline koydum ve kendimi geriye çekmeye çalıştım. Tekrardan yüzüme tükürerek bir çöp poşeti gibi duvara doğru fırlattı.

Yere çöktüm ve ciğerlerim çıkana kadar öksürmeye başladım. Nefes alamıyor gibiydim.

"Utanmazlar!!"

"Abi nolur yapma!! O senin yeğenin"

"Onun gibi yeğenim yok artık. Ona verdiğim emeklere yazıklar olsun" sonra da arkasını döndü. Cemal'in yardımıyla ilerlemeye yürümeye devam etti. Biraz ilerleyince beni yerin dibine sokmaya doymamış olacak ki tekrardan arkasını döndü. İğrenti dolu bir yüzle

"Sakın eve geleyim deme. Anladın mı lan?...Ha bu arada o ibneye de söyle, ilk fırsatta onu da polislere şikayet edeceğim. Aklı varsa seni de alır buradan siktir olur gider"

Kal gelmiş gibi yerimde duruyordum. Titreyen ellerimi ağzıma götürüp sessiz sessiz hıçkırmaktan başka birşey yapmadım. Amcamın bu ilişkiyi duyunca kızacağını biliyordum ama bu kadar ileri gidebileceğini, tahmin edememiştim

Bedenim tir tir titrerken sırtımı arkamdaki duvara yaslattım. Dizlerimi kendime çekip kollarımla sarıp alnımı dizlerime koydum. Ve avazım çıktığı kadar boş sokakta bağırdım. Birkaç dakika sonra taşlara basan bir ayak sesi kulağıma geldi. Kafamı kaldırmadan önüme baktım sadece. Ayak sesi daha da yaklaşınca Zafer elini çeneme atıp hafifçe yukarı kaldırdı. Kıpkırmızı olmuş gözlerle ona baktığımda "Bir tanem. Amcan nerede?" diye sordu.

Gözümden akan yaşlarla "Zafer kaç git buradan. Amcam Devrim'i öldürenin sen olduğunu düşünüyor. Şimdi de karakola gidip şikayet edecekmiş seni"

"Nee?"

"Bizi biliyor. Devrim başkan amcama herşeyi anlatmış"

Zafer elini çenemden çekmeden bir süre yüzüme baktı. Tekrar sokağın başına doğru koştu. Arkasından perişan bir halde bakmakla yetindim. Zafer sokaktan kaybolunca kafamı arkamdaki duvara defalarca kez vurup haykırmaya devam ettim.

İki dakika sonra, Zafer arabayla hızlıca yanıma geldi. Yutkunup öylece arabaya baktım. Beni bırakmamıştı. Öyle mutlu olmuştum ki bunu belli edecek halim yoktu. Zafer beklemeden arabadan indi. Yanıma geldi ve kolumdan tutarak arabaya bindirdi. Arabada bir süre sessiz bir şekilde beklediğimizde, konuşmadan elini kontağa atıp çalıştırdı. Başımı ona çevirdiğimde yüzünde kurumuş kanlar vardı. Elimi torpidoya attım. İçinden ıslak mendil çıkardım.

Fısıltı gibi çıkan bir sesle "Z-zafer kafan kanıyor. Arkanı dön temizleyeyim sevgilim" deyip gözümden yaş gelince burnumu çekmek zorunda kaldım.

Zafer yüzüme bakmadan sadece karşıya bakıyordu. Dediğimi yapmadan arabayı çalıştırdı ve hızlıca o meydandan çıkıp kendi evine götürdü bizi.

Zafer tek kelime etmeden arabadan inip, yanıma geldi ve kapıyı açarak beni kolları arasına aldı. Dakikalardır aramızda hüküm süren tek ses, benim durmak bilemeyen hıçkırıklarımdı. Artık kesin birşeyden emin olmuştum. Benim artık Zafer'den başka kimsem yoktu. Olmayacak gibiydi.

Eve girdiğimizde Zafer vakit kaybetmeden, banyoya girdi. Sıcak suyu ayarladı. Sonra da yanıma gelip nazikçe beni banyoya götürdü. Kendi elleriyle soymaya başladı.

"Amcam bir daha eve gelme dedi. Ben ne yapacağım artık?"

Zafer bana eğilip saçlarımdan öperek "Şiştt. Ağlama artık güzelim. Senin yerin artık benim yanım, tamam mı? Bu saatten sonra hiç kimse seni elimden alamaz" buruk gözlerimle Zafer'in mavilerine bakarak başımı salladım.

Hafif gülümseyip "Hadi hızlıca banyomuzu yapalım. Sonra da buradan gideceğiz"

"Nee? nereye gideceğiz?"

Cevap vermeden bir müddet yüzüme bakarak üzgün bir şekilde elini alnına götürüp ofladı.

"Zafer nereye gideceğiz?"

"Bir daha o hapishaneye giremem sevgilim. Eskiden olsa umrumda olmazdı ama şimdi ben sensiz orada yapamam. Onlar beni o hapishanede öldürmezlerse bile. Sana olan hasretimden ben kendimi öldürürüm"

Gözlerim doldu. Daha da birşey söylemeden sadece kafamı salladım. Banyomuzu yaptıktan sonra,l Zafer hızlıca bavulunu çıkardı. Kıyafetlerini içine yerleştirdi. Kendisine dar olan kıyafetleri de benim için koydu.

Turan'ın kıyafetleri burada fazladan vardı. Onları bana verdi giymem için. Turan'la aynı kalıpta olduğum için hızla üzerime geçirdim. Giyindiğimizde acil yardım çantasından yara bandı çıkardı. Kafasına yapıştırmamı söyledi. Canı acımasın diye çok nazik bir şekilde yapıştırdım.

Evin kapılarını ve pencerelerini hızlıca tek tek kontrol ettikten sonra arabaya bindik. Zafer'in babasının yanına gittik. Zafer bir yere kıpırdamadan arabada beklememi söyleyerek içeriye koştu. Yarım saat sonra tekrar yanıma geldi.

Kontağı çalıştırmadan bana dönüp "Yurtdışına gidiyoruz bir tanem" deyiverdi.

"Nee? Yurtdışı mı?"

"Evet, başka bir ülkeye gitmek zorundayım. Zorundayız! Seni burada kimselere bırakamam artık"

Kafamı diğer tarafa çevirdiğim bir müddet sessiz sessiz düşündüm. Amcam, bu saatten sonra beni istemezdi ki. Haydi amcamı geç ama benim burada bir ailem vardı. Annem vardı. Kardeşim vardı. Onları habersiz burada bırakamazdım. Annem kahrolurdu..

Birkaç dakika konuşmadan beklediğimizde Zafer elini çeneme getirip hafifçe okşadı "Bir tanem. Babam olayları çözene kadar yurtdışında kalmak zorundayız" dedi ve başımı kendine çevirip alnıma uzun bir öpücük kondurunca, gözlerim dolu bir şekilde kapandı. Kollarımı sevdiğim adamın boynuna sardım ve kulağına seslendim.

"Gidelim. Çünkü ben sensiz nefes almak istemiyorum artık"

Zafer boynumdan öpüp beni kendinden uzaklaştırarak yüzünü avuçları arasına aldı. Gülümsedi. Ardından gaza basarak arabayı havalimanına doğru sürdü. Araba yolda akıp giderken Zafer'in yakışıklı yüzüne bakıyor aklıma kazıyordum. Birde bugünkü olanları düşünüyordum.

"Sana kaç kere oraya gelme dedim" diye hafif kızgın bir ton kullandı.

"Sana birşey olsaydı sensiz yaşayamazdım ki ben. Nasıl benden eli kolu bağlı oturamamı istersin aşkım" son kez aşkım dediğimi nereden bilebilirdim ki...

Yüzüme bakarak elini yanağıma getirdi. Ardından hafifçe okşadı. Tam kafasını direksiyona çeviriyordu ki bir kamyonla kafa kafaya çarpıştık. Araba takla atlama başladı. Bizde içinde savruluyorduk.

Birkaç dakika sonra gözümü zorda olsa açtığımda, Arabanın önüne doğru sıkışmıştım.Kafamdan gözüme doğru kan geliyordu. Başımı çok hafif kaldırdım ve Zafer'e baktım. Zafer'in kafası direksiyonun üzerindeydi.

Za-Zafe..." dahası ağzımdan dökülmeyip, gözlerim karanlığa gömüldü...

****

Var mı tahminimiz?

Continue Reading

You'll Also Like

ZEMHERİ By yudumsucan

General Fiction

119K 5.5K 14
Zemheri babası tarafından zorla evlendirilen bir kızdı. Akay ona yıllarca aşık bir adamdı. Zemheri Akay'ı sevecek mi?
MAVİ (BXB) By ...

General Fiction

70.3K 3.4K 37
[TAMAMLANDI] Kurgu; muhafazakar ve katı kurallara sahip bir ailede büyüyen Diyar'ın, feminen bir erkeğe duyduğu arzuyu anlatmaktadır. Not; cinsellik...
67.6K 5.5K 23
Yıl 1983 İstanbul. Alevi dedesinin torunu Ali Kemal ve fakültenin reisi ülkücü Göktuğ. Talihsiz bir karşılaşma , talihsiz bir birliktelik. Pek çok çı...
ESİR By xdangerxz

Historical Fiction

77.9K 6.3K 85
II Dünya savaşı... Esir düşen Üsteğmen ve onu konuşturmaya çalışan Yüzbaşının hikayesi. Dikkat:Şiddet,küfür içerir.