beomgyu
Kang malikanesinde kaldığım odadaki yatağımda doğruldum, bir haftadır buradaydım ve hiç bu kadar rahat uyuduğumu hatırlamıyorum. En son annemin kollarında bu denli huzurla uyandım, tabi bunun tek sebebi o evden çıkmış olmam değildi. Kangların büyük dedesi taehyun'u ben gelir gelmez evden kovmuştu, onun yüzünü görmüyor olmakta bana yaramıştı. Yataktan çıktım ve giyinerek kahvaltıya indim, artık tamamen yerleştiğime göre okula gidebilirim. Sofradakiler beni görür görmez ayaklandılar ve gülümseyerek karşıladılar, onlara biraz şımararak yerime oturdum. Güzelce kahvaltımı yaptıktan sonra çantamı da alarak yeonjun'la beraber okula geçtim, girişte soobin'i gördüm ve koşarak sarıldım. O da bana sıkıca sarıldı, evden ayrıldığımdan beri her gün beni görmeye geldi ve ilgilendi. Bu zamanlarda daha iyi anladım, şu hayattaki tek şansım soobindi.
"ooo kimleri görüyorum?" diyerek yanıma yaklaştı taehyun
"sarhoş musun lan sen sabah sabah" diye önüme geçti soobin
"çık, çocuğumun babasıyla arama girme" dedi taehyun soobin'in arkasındaki bana bakarak
"kes sesini" dedi soobin elini taehyun'un ağzına kapatarak
"yaa beomgyuuu seni görmeyeli uzun zaman oldu, nerelerdesin?" diye yanıma yaklaştı sınıftakilerden biri
"biraz hastaydım" dedim taehyunlardan uzaklaşarak
"haberler doğru mu?" diye fısıldayarak sordu yanındaki başka bir arkadaşı
"DOĞRU, CHOİ BEOMGYU BENDEN HAMİLE" diye bağırdı taehyun sırıtarak
Kızlar şaşırarak birbirlerine baktılar, ardından da bana döndüler
"tebrikler beomgyu, seni destekliyoruz" dediler el sallayarak yanımdan ayrıldılar
"ne anırıp duruyor bu?" diye sordu kapıdan giren kai
"siklik yapıyor" dedi soobin kafasını sinirle sallarken
"müstakbel eşimi insanlara tanıtmak suç mu?" diye sordu bana doğru gelerek
"siktir git evine taehyun" dedi soobin taehyun bana yaklaşmadan iterek
"kardeşin sayesinde bir evim yok artık soobin ama aslında iyi oldu, o eve rahat rahat birilerini atamıyordum. Sana o bunaklarla başarılar beomgyu" dedi ve el sallayarak uzaklaştı
O iğrenç suratını gördükçe içimdeki öldürme arzusu daha da dayanılmaz hale geliyor. Soobin kolunu omzuma attı ve kai ile sohbet ede ede beni kantine götürdüler, bir süre orada lafladıktan sonra sınıfa geçtik. Ders boyu kainin dizlerinde uyudum ve olanları düşündüm. Aklımdaki plan işleyecek mi acaba? Zil çalar çalmaz hava almak için bahçeye indim, taehyun'un eskiden takıldığı birkaç kişi sanki beni bekler gibi yanıma doğru gelirlerken omzuma bir el hissettim. Elin sahibi taehyundu, ben şaşkınlıkla ona bakarken bana doğru gelen grup başka bir tarafa döndü
"bu piçleri gördüğün anda yer değiştir" dedi kolunu omzumdan çekerek
"sözünü dinleyeceğim son kişisin" dedim omuz silkerek
"senin için değil karnında taşıdığın bebek için söylüyorum"
"bebeğimi ben korurum, sen uzak dur yeter"
"aldırmana hala sıcak baksam da o bebek benimde bebeğim, unutma. İçini doldurmasaydım o bebeğe asla sahip olamazdın ufaklık" dedi ve saçlarımı karıştırarak yanımdan uzaklaştı
"ne işi vardı onun?" diye sordu haruto
"saçmaladı" dedim bir tepki vermeyerek
"sorun yoksa ben beden salonuna gidiyorum" dedi
"yok yok, işine bak sen"
Ben de biraz daha dolandıktan sonra sınıfa çıktım, kalan dersleri daha etkin bir biçimde dinledikten sonra çıkışta kai ile birlikte biraz alışveriş yaptım. Sonra da dedemi görmek için eve uğradım, dedem ve üvey annem beni sıcakkanlı bir şekilde karşılarken babam kaşlarını çatmış odasını işaret etti
"canını sıkmasına izin verme" dedi üvey annem sırtımı patpatlayarak
"ben burdayım" dedi kai dedemin yanına oturarak
"gitsene evine sen" diye çıkıştı haruto
Onlara sırıtarak babamın odasına girdim, camın önüne oturmuş kahvesini yudumluyordu.
"benden intikam aldığını mı düşünüyorsun, seni özleyeceğimi falan?"
"hayır, senden öyle insani duygular beklemiyorum" dedim yanına oturarak
"annen de hamileliğinde böyleydi, özellikle soobin'e hamileyken. Sinirliydi hemen hamile kaldığı için çünkü seninle yeterince ilgilenemeyeceki. Tabi bir yandan da beni senden uzak tutmak için çabalıyordu zavallı, beni o dönem uzak tutmasaydı çoktan bir alfa olmuştun"
"saçmalamaya başladın gene" dedim önümüzdeki masayı ayağımla ittirerek
"teyzen ve dayına haber verdin mi?"
"henüz değil, düğüne çağıracağım" dedim gülümseyerek
"söylesene beomgyu, asıl amacın ne?" diye sordu babam ban dönerek
"ikinizin de ölümünü izlemek"
"hah, olanları öğrenince teyzenlerin bizi öldüreceğinden çok eminsin" dedi
"hem teyzem hem de dayım ben izin verseydim ta o zaman yapacakları bunu keşke izin verseydim diyorum bazen. Değişirsin sanmıştım, belki artık bizi seversin sanmıştım" dedim ellerimle oynarken
"sorun siz değilsiniz, anneniz hastaydı" dediğinde az önce elime aldığım kitabı elineki fincana fırlattım
Acıyla bağırırken bana baktı ve dişlerini sıktı
"hızlı olsan iyi edersin beomgyu çünkü deden geberdiği anda iki elim yakanda olacak" dedi
Ayağa kalktım ve masadaki peçeteyi ona uzattım
"ah babacım, yaşlılıktan bir fincanı tutamaz hale geldin ama hala tehdit yağdırıyorsun" dedim ve gülümseyerek odadan çıktım
Ağlayarak merdivenleri indim ve dedemin yanına oturdum
"ne oldu bebeğim?" diye sordu dedem saçlarımı okşarken
"beni öldüreceğini söyledi" dedim gözyaşlarımı akıtarak
"yapacağımı biliyorum ben ona" dedi dedem ve sinirle ayaklansa da hemen oturmak zorunda kaldığı
Hastalığı ilerledikçe ayağa kalkamayacak hale gelmişti, şimdilerde ancak tekerlekli sandalyeyle bir yerlere gidebiliyrodu. Umarım acısı en yakın zamanda son bulur
"ben artık gidiyorum dedeciğim, kendine dikkat et" dedim ve dedemi öperek evden çıktım
Bahçedeki kedilerimle biraz vakit geçirdikten sonra çıkışa yöneldim
"Bir dahakine cenaze için geleceğim" diye söylendim bahçeden çıkmadan
-----------------------------
FİCTEKİ EN TEHLİKELİ KARAKTER DEDE, BEOM YAŞIYORSA TEK SEBEBİ DEDE. BABASI DA BEOM DA BİRBİRLERİNİN YAKASINA YAPIŞMAK İÇİN DEDENİN ÖLMESİNİ BEKLİYORLAR
sonraki bölümlerde daha iyi anlayacaksınız o yüzdne kafanızı çok yormayın, teyze ve dayı olayı da açıklığa kavuşacak