Bu sabah yine alarm yüzünden kalktım, gözlerimi zar zor açmıştım gece uyuyamadım çünkü yatağımı aradım. Herkes kendi yatağında yatmak ister sonuçta değil mi?
Zar zorda olsa yataktan kalktım ve odamdaki banyoya ilerledim. Üvey babam zengin bir iş adamıydı dolayısıyla evi de baya lüks 3 katlı bir villaydı.
İlk katta büyük salon mutfak ve yemek odası bulunuyordu 2. Katta ben ve Onur denilen üvey abim olan çocuğun odası ve birde burdada küçük bir mutfak bulunuyordu. En üst kattada annemgilin odası ve üvey babamın çalışma odası vardı.
Banyodan çıktım ve gardıroptan giyeceğim kıyafetleri alıp üstümü giydim saçımıda son kez aynada şekil verip odadan çıktım merdivenlerden inip seslerin olduğu yemek masasına ilerledim herkes uyanmış kahvaltıya inmişti.
İçeri girdiğimde keyifli bir şekilde kahvaltı yapan annem ve uvey babamla oğlunu gördüm. "Günaydın" dedim gayet sevecen bir şekilde. Onlarda bana dönüp aynı şekil karşılık verdiler. Masaya doğru yürüyüp annemin yanındaki sandalyeye oturdum ve kahvaltımı yapmaya başladım.
Masada herkese göz gezdirdim. Onurla göz göze gelince ondan bakışlarımı çekmedim. "Okuyor musun?" Dedi. Bende "evet" dedim. "Hangi okulda okuyorsun?" Dedi. Üvey babam araya girdi "seninle aynı okulda okuyor" dedi. Hemen ona dönüp baktım. "Nasıl kaydimi oraya mi aldınız ben okulumdan memnundum" dedim.
Onur bana bakıp "benim okulda güzel" dedi. Babam araya girdi "onur ardaya sahip çıkman için onun kaydını oraya aldık, kendi okulunda bazı sorunlar yaşadığını öğrendik." Hemen babama dönüp araya girdim "ben okulda sorun yaşamadım, kendi okulumda okumak istiyorum" dedim. Annem araya girdi gülen yüzle şunları söyledi "oğlum en azından onur derslerinde yardımcı olur" dedi.
Karşı çıkmak zorunda kaldım çünkü benim derslerim iyidi! Tembelde değildim. "Benim derslerim çok iyi birisinin yardımına ihtiyacım yok!" Dedim. Sesim fazla çıkmış olabilir ama anlamıyorlardı beni. Babam araya girdi "annenle saygılı konuş" dedi. Hemen şunu söyledim "bana karışmaya hakkın yok" dedim. İleri gitmiş olabilirdim. Annem araya girdi "arda lütfen sorun yaşatma" dedi.
Sinirle çantamı alıp evden çıktım daha fazla burda durmak istemiyordum. Onurda pesimden çıktı yandan bakış attım. "Neden böyle davrandın?" Dedi. Umursamazça "seni ilgilendirmez" dedim. Daha fazla soru sormayıp önden yürümeye başladı okulun yolunu bilmediğimden dolayı mecbur onu takip ettim.
Okula vardigimizda herkes bize bakıyordu. Büyük ihtimalle onur okulun popüler çocuğuydu yada beni ilk kez gördükleri içindi. Yanımıza bir çocuk geldi aslında benim yanıma değilde onurun yanına geldi. "Onur naber kardeşim ya mesajlarıma hiç bakmıyorsun" dedi. "Meşgul biriyim efe biliyorsun babamın şirketi var bir yandan onunla uğraşıyorum" dedi. "Sorun değil knk bende birşey oldu sandim" dedi sonra bana döndü. "Merhaba ben efe" dedi "arda bende memnun oldum" dedim. Sanırım ilk gunden bir arkadaş edindim bu güzel haberdi.
Okulun içine girdiğimizde sınıfımı aramaya başladım. Efe bana döndüğünde şunu söyler "sınıfını aramakla yardımcı olabilirim" dedim. "Olur aslında bulamadım" dedim. "Bana deseydin hemen buluruz şimdi" dedi. Sınıfımı bulduk hemen yerime geçtim hocayı beklemeye başladım.
3 dakika sonra hoca sınıfa girdi "günaydın gençler" dedi. Sınıfta gözlerini gezdirince beni buldu. "Yeni arkadasimiz gelmiş sanırım kalk bakalım tanıt kendini" dedi. Hemen ayağa kalkıp tanıttım kendimi "adım arda 21 yaşındayım grafit okuyorum" dedim. Sınıfta bazı kişiler fisildaşmaya başladı hoca bana döndü. "Bende Fırat matematik hocasıyım" dedi. Hocamız kiloluydu kumral saçları vardı boyuda çok uzundu. Anlaşılan iyi birine benziyordu ama hocaların hiçbiri iyi birisine benzemez. "Otur yerine, herkes defterlerine başlasın!" Dedi herkes duysun diye sesini yükseltmişti.
Hoca soru çözmem için beni tahtaya çağırdı ayağa kalkıp soruyu çözmeye başladım. Konuyu anlatarak cozuyordum sınıf dikkatlice beni dinliyordu. Hocama döndüm "çözdüm hocam" dedim. Hoca bana şaşkınlıkla bakiyordu ne var bunda alt tarafı soru çözdüm. "Aferim sonunda sınıfımızda akıllı birisi çıktı"dedi. Demek ki herkes gerizekalıydı sınıftan memnun olmayan fısıltılar çıkmaya başladı. "Sessiz olun! Sende yerine gec" dedi. Başımı sallayıp yerime geçtim. Not almaya başladım sonra zil çaldı etrafa bakinir sınıftan çıktım. Kantine girdim kantin tıklım tıklım doluydu zar zor alacaklarımi alıp sınıfına yürüdüm. Arkadan bir kız adımı seslenip yanıma koştu.
Ona döndüğümde kim olduğunu gördüm ezgiydi benim en iyi arkadaşlarımın arasında. "Arda ssni burda gördüğüme çok sevindim!" Dedi. "Bende öyle, nasılsın?" Dedim. Oda hemen "seni gördüm daha iyi oldum" dedi. Ezgi gay olduğumu biliyordu bu yüzden sorun çıkarmıyordu.
Koridorda dolaşırken bir grubun kavga ettigini gördük hemen oraya koştuk. "Paramı ver lan!" Dedi birisi. "Paran bende değil ayrıca ben almadım" dedi. Büyük ihtimalle hırsız vakası yedi yada gerçekten parasını aldı. "Neler oluyor?" Dedim yanımdaki çocuğa oda bana dönüp "bilmiyoruz birden kavga etmeye başladılar" dedi. Aklıma bir plan gelmisti çocuğu kurtarmak için araya girdim. "Kaç liran kayboldu?" Dedim hemen bana döndü "50" dedi. Ne yani sırf 50 TL için mi çocuğu köşeye sıkıştırdı?
Aşırı saçma bir kavgaydi. "Yemin ederim ben almadım parasını" dedi çocuk korkmuş gozlerle bana bakıyordu. Çocuğa cebimdeki harcligimdan uzattım tam 50 TL vardı. "Al bunu çocuğuda rahat bırak" dedim. Çocuk bana birden gülmeye başladı kaşlarımı çattım hala ona parayı uzatıyordum. "Zengin misin lan?" Dedi birden "yok abi ne zengini sadece çocuğu rahat bırak al parayı" dedim.
"İstemez paranı" dedi kaşlarım iyice çatılı neredeyse ağlayacak olan çocuğa döndüm. "Tenefüste kantindeydim ben sonra beni duvara sıkıştırdılar" dedi ahlak bir sesle. Uzaktan gelen onuru gormemle sirittim "Onur!" Diye bağırdım hemen sesin sahibine döndü "efendim!" Dedi. Olayı görünce yanıma koştu. Efe'de onla birlikte koşuyordu.
"Sorun ne?" Dedi hemen bildiğim şekilde olayı anlattım oda anlamış olucak ki çocuğa uzattigim parayı bana doğru çekti. "Verme paranı hallederim ben" dedi. Çocuğun kulagina birkaç şey fısıldar sonra çocuk arkadaşlarına dönüp uzaklaştılar. "Hırsız damgası mı yedin?" Dedim çocuğa bakıp "bilmiyorum ama parasını ben almadım" dedi. "Anlıyorum seni merak etme" dedim hemen teselli edercesine. Efe cocuga döndü "bu çocuklara dikkat et okulun zorbalıları az önce paranı almaya çalıştılar eminim kendi paralarını çalan olmadı" dedi şaşkınca ona döndüm. "Ne yani sırf çocuğun parasını almak için yalan mı soylediler?" Dedim şaşırdım her halimden belliydi.
Efe bana bakıp bunu söyledi. "Evet daha bir çok şeyler yaptılar bu daha azı" dedi hemen çocuğa döndüm onu bir suzdum çok zayıftı yemek yemiyor muydu acaba? Yada yapısı öyleydi anladığım kadarıyla çekingen tavrı vardı. "Adım mert" dedi. "Arda benim" dedim hemen "aynı siniftayiz!" Heyecanla konuşunca gülümsedim. "Evet aynı siniftayiz istersen yanıma oturabilirsin" dedim bana bakıp şunu söyledi "rahatsız olmaz misin?" Dedi ben ilk afallandim çünkü genellikle beni rahatsız edenler olmuştu.
Ama bu çocuk beni hiç rahatsız etmeyecek şekilde tatlıydı. Büyük ihtimalle benim gibi oda zorba goruyordu. Hemen başımı iki yana salladım. "Rahatsız olmam gel sınıfa gidelim" dedim onurun yanından geçip sınıfa doğru yürüdük.
Kolumdaki saate baktım zile 5 dakika kalmıştı. Mertte esyalarini toplayıp yanıma yerleşti. O sıra zilde çaldı. Birkac dersin ardindan nihayet çıkış zili çalıp herkes evlere dağıldı. Onurla birlikte eve doğru yürüyorduk.
Onur bana döndü. "Okulun ilk günü nasıl geçti?" Dedi hemen onu cevaplamak için ona döndüm. "Güzel geçti bir kaç arkadaş edindim" dedim hemen başını sallayıp yola devam ettik.
Eve geldik çok şükür yorulmuştum baya ayaklarımı hissettigimi sanmiyordum. Hemen çantamı odama fırlattım duş almak için kıyafetlerimi çıkardım annemler yoktu sanırım işe gittiler. Bu benim için güzel bir avantajdı.
Duşa girdim sıcak suyla yıkanmayı çok seviyordum. Özellikle suyu seviyordum banyoda uzun süre durdum kapımim çalmasıyla irkildim. "Arda işin bitmedi mi? Ben gircem" dedi onurmuş çalan kişi hemen cevapladım "çıkmak üzereyim azıcık daha bekle" dedim suyu kapattım havlumuda giyip ayaklandim. "Tamam ecele et" dedi beklesen ölür müydün? Kendi kendime göz devirdim kapıyı açtım ona bakış atıp odama doğru ilerledim.
Hemen üstümü giyindim giyindikten sonra aşağı indim umarım bu evde kaybolmazdim çünkü çok buyuk. Sonunda mutfağı bulup annemin dünden hazırladığı yemeklerde tabağa koyup isittim onları yemeğe başladım. Çok acikmistim gerçekten onurda aşağı iniyordu oda kendine yemek koyar onları yemeğe baslar.
İşim bitince odama koştum odevlerimi yapıp hemen yatağıma yattım çok yorgunum çünkü. Heryerim agrimiş günün yorgunluğu ile anında uyudum.
Günün sonu..