Annemin Hikayesi

By zeeyneep41

52K 6.4K 2.4K

Kız gördü adamı içi sızladı... Adam gördü kızı yüreği yandı... "Evime hoş geldin hanımağam. Umarım bu bir sü... More

Kapak Tasarımları
Tanıtım
Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39 (Finale bir kala)
Bölüm 40 (Final)
Duyuru

Bölüm 19

999 132 6
By zeeyneep41

Heyooo ben yeni bölümle geldim. 

Sözler ve düğünler, güzel bölümler geliyor.

Satır aralarını yorumlarla doldurmanızı bekliyorum. 

Keyifli okumalar dilerim.

~~~~~~~~~~~~~~~~

Eğer İstanbul'da okuyacaksa da bir senenin sonunda diğer seneye az kalan derslerini ara ara giderek devam ettirebileceğini önermişti. Zeynep ise iki fikre de olumlu bakarken iki sene de okula gidebilirim diye öneride bulunmuştu.

Ömer ağaya iki sene beklemek çok zor gelse de olabileceğini söylemişti. Tüm Mardin bilirken bu kadar uzatmanın zor olacağını biliyordu ama sevdiği bunu isterse de elinden geleni yapacaktı.

                                                                                         ***

Zeynep lavaboya giderek makyajını düzeltirken Ömer ağa sevdiğini izlemeye koyulmuştu. Onun parmağında kendi yüzüğünü görmesi bu kadar güzel olabileceğini düşünmediği bir duyguydu.

Zeynep ve Ömer bunları yaşarken, Berfin ile Savaş'ta konuşmaya başlamışlardı. Savaş sessizliği bozmak isteyerek Berfin'e döndü. Berfin ise Savaş'a bakarken kendisine bakması ile gözlerini çekmek istedi. Savaş derin nefes aldıktan sonra Berfin ile arasındaki sessizliği bozdu.

"Sence çok mu ağır konuştum?" diyerek sorarken sesinde üzüntü ve mahcubiyet vardı. Berfin ise sadece gülümseyerek onun bu halini aklına çizmeye başladı.

"Neden bu kadar katı kuralların var?" diye sorarken hala Savaş'ın yüzündeki ifadeyi izliyordu. Savaş ise Berfin'in sorusuna cevap aramaya koyulurken, Berfin'in yüzü gülümsemişti.

Dergilerde ve magazinde gördüğü adamın, farklı mimiklerini gördüğü için kendisini şanslı hissediyordu. İçinde hissettikleriyle başa çıkamazken, kulağında hala o şarkı çalıyordu.

"Aslında tek ailem olan kardeşimi kaybetmek istemiyorum. Bizim ailemizde kimsemiz kalmadı. Eğer bir gün bende ölürsem..." cümlesini tamamlamak istediği sırada boğazına oturan yumruyu yutkunarak geçirdi

Berfin onun bu haline üzülmüştü. Herkesi kaybettiğini düşünmüştü. Bir an nefesi kesilmiş gibi hissederken bu adam bunları yaşamıştı. Savaş derin nefes alarak konuşmadan Berfin'e döndü.

"Eğer bir gün bende ölürsem, kardeşim kendi ayaklarının üzerinde dursun ve sahip olduklarımızı yönetirken onu kullananlardan uzak kalsın istiyorum" demişti. Berfin'i üzdüğünü düşünürken Berfin'in sözleri ile kendisine geldi.

"Babam bizlere hep okuyun derdi ama âşık olmak okumaya engel değildir. Burası Mardin gezip tozamazsınız ama evlenince de okula devam etmenizi sağlarım demişti. Babam ölünce de okulum bittiğinde ki iki yıllık olduğu için erken bitti. Okul bitince abim bana istediğin varsa çekinme söyle demişti" Berfin bir an mahcup bakarken sözlerine devam etti.

"Benim sevdiğim olmadı ama abimde arkamda olurdu. Eminim ki evlenseler de Zeynep'in okumasını sağlar" diyerek Savaş'ın abisine güvenmesini istemişti. Savaş, Berfin'in sevgilini olmadığını öğrendiği için içi sevinmişti.

"Zeynep'ten ayrılmam benim için çok kolay değil. Belki de bu beni daha çok sinirlendirmiş olabilir. O benim ailemden geriye kalan tek kişi..." diyerek duygularını anlatmaya çalışmıştı.

"Zeynep ile abim evlenseler de İstanbul'a zaten ara ara gelirler. Zeynep seni çok seviyor. Sürekli seni anlatıyor. Abim zaten onu sana getirir. Sende arada gelir kardeşini görür konağımızda kalırsın" diyerek bahanesine cevap vermişti.

"Yani ona engel olma mı diyorsun?" diyerek Berfin'in tam olarak söylediğini anlamaya çalışıyordu. Berfin ise sadece başı ile onay vermişti.

"Bunu düşüneceğim!" diyerek Berfin'e bakmaya devam etti. Bir süre sessizce bakarken bu sefer sessizliği bozan Berfin oldu. Söylemeye cesaret ettiği şeyle Savaş şaşkına dönmüştü.

"Senin aslında çevren çok geniştir. Yalnız kalmaktan korkmamalısın. Sonuçta her Pazar seni magazinde görüyoruz. Bir sürü güzel kadınla görüntüleniyorsun. Gerçi ekonomi dergisinde ki röportajın çok etkileyiciydi" diyerek gösterdiği cesareti gözlerine bakarak gösterememişti.

"Vay be... Magazini anlarım ama ekonomi dergisi, gerçekten etkileyici. Etrafımda çok kişi olması yalnız kalmamakla alakalı değil. Ayrıca magazin bazen abartır" Savaş aklına gelen bir anı ile gülümserken Berfin'e dönerek anlatmak istedi.

"Bir gün Zeynep on sekiz yaşında benimle gelmek istedi. Bar çıkışı magazin var dediler arkadan çıkacağız ama Zeynep beni duymadan çıkışa gidiyordu. Bende adamları gönderip öne aracı getirttirdim!" biraz gülümsedi.

"Sonra da Zeynep'e yetişerek belinden tuttum. Kardeşim sonuçta ya kulağına da cevap verme sakın dedim. Bana bakarken, arabaya binerken çekilen görüntüler sosyal medyayı sallamıştı. Kardeşim diye açıklama yaptığımda duruldu ortalık" diye gülümsemişti.

Berfin, Savaş'ın Zeynep'i anlatırken gülen ifadesine âşık olmuştu. Dünyanın en güzel gülen adamı olabilirdi. Kemikli yüzü, kirli sakalları ve kendinden emin bakışları ile dünyanın en yakışıklı adamı olduğunu belli ediyordu.

"Onu çok seviyorsun. Gözlerinden belli..." diyerek kardeşine olan sevgisinden bahsetmişti. Savaş ise gülümseyerek onaylamıştı. Bu sırada masaya gelen Ömer ağa ve Zeynep'in içeri girişleri ile Berfin ve Savaş kendisine çeki düzen vermişti.

Yemek masasında bir sessizlik hâkimdi. Ömer ağa ise söze girmek için hafif yalandan öksürmeye başladı.

"Savaş, biz konuştuk ama Zeynep'in bu kararı vermesi daha doğru olacaktır. Okul konusu dert bile değil" Ömer'in konuşmasını çalan telefon bozmuştu. Murat arayarak ağaların toplanmak istediklerini ilettiğini söylemişti. Yarın ikindide toplanmak istediklerini söyledikten sonra telefonu kapatmışlardı.

Ömer ağa düşüncelere dalarak masadan kopmuştu. Zeynep ve Savaş, Ömer'in biraz yalnız kalmasını istedikleri için kalkmak istemişlerdi. Araçlara binerken Ömer ağa ve Zeynep yine aynı aracı tercih ederken Berfin ve Savaş'ta birlikte binmişlerdi.

Berfin ve Savaş konuşurlarken çok mutlulardı. Yol boyu konuşurlarken Savaş aklındaki soruyu sormak istemişti. Ömer ağaya kızdığı konuyu kendisi yapmak istemediği için eline aldığı telefona "Seninle konuşmak istiyorum. Eğer sende istersen abinle konuşmak isterim. Ne düşünüyorsun?" yazarak Berfin'e çevirdi.

Berfin şok olmuş gibi bakarken, Ömer ağanın ne diyeceğini bilmiyordu. Doğrusu nasıl olacağını bile bilmiyordu. Hem bu adam playboy değil miydi? Berfin eline aldığı telefona ne yazacağını bile bilememişti.

"Savaş! Ben ne diyeceğimi bilmiyorum. Hem abim ile kardeşinin arasında bir ilişki varken sana ne diyecek onu da bilmiyorum ben ne diyeceğimi bilmiyorum. Hem senin sevgilin yok muydu? Geçen hafta bir sarışın kadınla görülmüştün?" diyerek eline vermişti.

Savaş ise gülümseyerek telefon da yazan mesajı okudu. Okuduktan sonra ne yazacağını bilemeden biraz Berfin'e baktı. Berfin ise dışarıyı izliyordu ama cama yansıyan görüntüden Savaş'ın kendisine baktığını görüyordu.

"Ben o kızla birlikte değilim. Ayrıca ben gerçek bir şey arıyorum ve açık konuşmak gerekirse seni görünce farklı hissettim. Bu ilk defa oluyor! Senden ricam bana olur ya da olmaz demen. Zaten İstanbul'da olacağım. İstemezsen de ayrılırsın. O zaman da abinle konuşurum. Şimdi evet mi? Hayır mı?" diye yazarak telefonu Berfin'e gösterdi.

Berfin ise kendisini o an içindeki duyguya bırakarak Savaş'a baktı. Onayla başını sallarken, Savaş'ın yüzü gülmüştü. "Ömer ağa ile en kısa zamanda konuşacağım. Bunları benden duyması daha doğru olur" demişti.

Savaş ve Berfin bunları yaşarken, Ömer ile Zeynep'te arabada aşk yaşıyorlardı. Kalpleri deli gibi atan iki aşığa bakarken bile gülümsenebilirdi. Birbirlerine bakarken farklı bir muhabbetle bakıyorlardı.

Zeynep'in telefonu çalması ikilinin dikkatini dağıtırken, Zeynep telefonu eline almıştı. Bahar'ın aradığını gördüklerinde Zeynep şaşırmıştı. Telefonu açarken karşıda endişeli bir ses hâkimdi.

"Zeynep, hızlıca söyleyip kapatmam lazım. Akşam değil sabah gelin. Kahvaltıya gelmeniz lazım. Konu aşırı önemli ve Ömer ağada gelebilir mi? Sanırım büyük bir olay var" derken Zeynep endişeliydi.

Ömer ağa ise yakın olduğu için duyduğu konuşmadan sonra Zeynep'e bakarak açıklama beklemişti. "Tamam! Sabah geliriz" dediğinde bahar telefonu aceleyle kapatmıştı. Ömer ağaya dönerek açıklama yapmak istedi ama ne diyeceğini bilememişti.

"Bahar bana alışverişten giderken, akşama bize gelin demişti. Yarın için sözleştik ve önemli olduğunu, Hamit amcanın bize bir şeyler anlatacağını söylemişti. Konuyu bilmiyorum. Şimdi ise dediklerini duydun" diyerek açıklamıştı kendisini.

"Allah Allah... Merak ettim şimdi" diyerek düşünmeye başlamıştı. Bugün ağaların toplanmak istemesiyle alakalı olabileceğini düşünürken sevdiğine sarılmıştı. Konağa geldiklerinde Savaş ile konuşmak için arabadan indiler.

Savaş kendisine yaklaşan Ömer ağaya yaklaşarak "Ömer ağa! Seninle konuşmak istediklerim var ama kızlar içeri geçsinler. Eve giderken Berfin'i alırsın. Gel biz seninle biraz uzaklaşalım!" diyerek giderken Zeynep endişe ile abisine seslendi.

"Abi, dur! Ömer'e bir şey yapma!" diyerek Ömer'in önüne kendisini siper etmişti. Ömer, bu küçücük bedenle kendisini korumaya çalışan sevdiğine gülümserken, Savaş'ında dudakları kıvrılmıştı.

"Küçük hanım, bir söz verdim ve bir şey yapmayacağım dedim. Biraz konuşmak istediğim şeyler var ve sabahı beklemek istemiyorum!" derken, Berfin'de Zeynep'i eve götürmek istedi. Zeynep direnirken, Ömer kardeşine sert bir bakışla baktığı için Berfin Zeynep'i bırakmıştı.

"Abi sabah Bahar'lara gidiyoruz. Önemli bir konu varmış. Hamit amca bir şeyler söyleyecekmiş. Konuyu bilmiyoruz" dediğinde, Savaş şaşkın bir şekilde bakmıştı. Ömer'in isteğiyle kızlar eve geçerken korumaların bir kısmı yanlarında ilerlerken geniş bir sokakta yalnız kalarak konuşmaya başlamışlardı.

"Sence Hamit Bey ne konuşacak Ömer?" diye sorarak önce bu konuyu düşündüğünü açıklamıştı. Ömer ise düşünceliydi. Biraz tuhaf bir durumdu ve Samyeli'ler arasındaki adamlara haber saldırmıştı.

"Bir bilgim yok ama burnuma biraz kötü kokular geliyor!" diyerek geçiştirmişti. Konuyu öğrenince de çözümler bulacaktı ve ellerinde şuan bir şey yoktu.

"Ömer, ben senin yemekte dediğin gibi yaparak kardeşime bırakacağım konuyu ama önce bir şey söyleyeceğim. Hayatımda ilk defa yapacağım ama açık olmam lazım" diyerek soluklandı. Ömer ise dikkatle bakarken konunun ne olduğunu az çok anlamıştı.

Ömer, Savaş'ın ve Berfin'in bakışlarını fark etmişti. Kendisine gelip anlatmazsa andı vardı vurabilirim demişti ama Zeynep'e kıyamadığı için vurmayacaktı. Otelde tekrar yanlarına geldiklerinde ikisinde de gülümseme vardı ve saklamaya çalışmışlardı. Ömer ağa aptal değildi ama Savaş gibi yapmayacaktı.

"Ömer ağa, iznin olursa kardeşinle görüşmek isterim!" demişti. Savaş'ın bu hamlesine şaşırmıştı Ömer. Kendisi ile oynayan Savaş'a biraz da ben oynayayım diyerek biraz düşündü.

"Savaş Bey! Benim kardeşim yemek ve temizlik bilmez. Konakta elini sıcak sudan soğuk suya sokmadık. Bu senin için sorun mudur?" dediğinde Savaş gülümsemişti. Ömer'le birbirine biraz gülümsedikten sonra Ömer ciddi bir ifadeye büründü.

"Sorun değildir ağam, sonuçta çalışanlarımız vardır!" diyerek ciddi bir ifade ile bakmıştı.

"Benim kardeşimin tek bir isteği vardır mimarlık okumak Savaş. İki senedir sınavlara giriyor ama istediği bölüme giremedi. Senden ricam olurda evlenirseniz onun okumasına izin ver. Senden başka bir şey istemem" dedikten sonra aklına gelen şeyle tekrar Savaş'a döndü.

"Birde burası Mardin. Fazla uzun süre gezmek yoktur! Kısa zamanda evlilik bekleriz!" diyerek akıl vermişti. Kardeşinin namusu için konuşulmamasını istediğini belirtmiş olmuştu.

Savaş ve Ömer birbirine sarılarak teşekkür etmişlerdi. Karşısındaki adamın yüce gönlünün farkına varan Savaş, artık Ömer'e farklı gözle bakıyordu. Konağa doğru ilerlemeye başlarken biraz daha Yarınki meseleyi konuşmuşlardı.

Konağa geldiğinde Zeynep ikisinin yüzünü gülerek gördüğü için sakinleşmişti. Berfin ve Ömer arabaya binerek ilerlerken Savaş'ın konuşma teklifi üzerinde konuşmuşlardı. Berfin abisi ile açık açık konuşarak ona korkularını dile getirmişti.

Ömer ağa kardeşini dinlerken Savaş hakkında duyduklarını değerlendirmişti. Onunla bu konuyu konuşacağını kafasına not ederek Demirhanlı konağına geldiler. Zeynep ile Savaş'ta konakta konuşmaları gereken konuları konuşarak birbirleriyle barışmıştı.

İki aşığın ve iki yeni aşığın sevdikleri ile telefonda konuşması başlamıştı. Birbirleri ile konuşurken kalpleri aynı anda attan dört kalbin geceyi sonlandırma zamanı geldiğinde ise kendilerini uykunun tatlı kollarına bırakmışlardı.

****

Gün sabaha dönerken Zeynep yatağından bağırarak uyanmıştı. Savaş hızla kardeşinin yanına gelerek, kardeşine sıkı sıkı sarıldı. Gözlerinden akan yaşları silerken, Zeynep'i tekrar sardı kolları. Saçlarını öperek sevdiği kardeşinin ağzından tek bir cümle döküldü.

"Yine o günü gördüm abi!"

Yine o günü görmüştü. Elinde olsa Savaş siler atardı o günü kardeşinin aklından. Kardeşi küçücük bir bedendeyken ne çok şey yaşamıştı. Zaten bu yüzden de bazen kâbuslar görüyordu. Dünyanın en zor şeyi travmalardan kurtulmaktı.

"Geçti güzelim! Geçti! Ben yanındayım korkma!" diyerek kardeşini teselli etti. 


Bölüm Sonu

Oy ve yorum ile destek olmayı unutmayınız.

Continue Reading

You'll Also Like

7.5K 501 41
İki kalp vardı birbiri için atan. Ayrı yerlerde birbirlerini arayan iki insan. Defne ve Kuzey birbirlerini bulunca ne oldu peki? Neden her zaman mutl...
4K 307 9
ASKER&GERÇEK AİLEM KURGUSUDUR... ... ... ... Bir kadın düşünün, ailesi tarafından sevilmeyen, ailesi tarafından şiddete maruz kalan, ailesi tarafınd...
225K 12.2K 41
Ajan bir kadın küçükken hastanede karışırsa 25 yıl sonra birbirlerini bulurlarsa ne olur... Kadın inanmadı onun Ailesi olmamıştı Anne, Baba, abi, ka...
124K 4.2K 27
Biten bir Aşk hikayesi...