Annemin Hikayesi

By zeeyneep41

51.6K 6.4K 2.4K

Kız gördü adamı içi sızladı... Adam gördü kızı yüreği yandı... "Evime hoş geldin hanımağam. Umarım bu bir sü... More

Kapak Tasarımları
Tanıtım
Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39 (Finale bir kala)
Bölüm 40 (Final)
Duyuru

Bölüm 9

1.2K 216 26
By zeeyneep41

Heyooo yine geldim.

Şekerlerim okunuyor ama oylama gelmiyor. Lütfen ama lütfen o küçük yıldıza basarak oy verin.

Satır aralarını yorumlarla doldurmayı unutmayınız.

Keyifli okumalar dilerim. 🥰

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Uzun bir yolun sonunda çok büyük bir konağın kapısında durmuşlardı. Konağın dışarıdan görünümü bile biz büyük bir aileyiz diyordu. Zeynep açılan kapıdan çıkarken konağa bakmaktan kendisini alamadı. Sahi nereden hatırlıyordu ki bu konağı?

***

Ömer ağa, Murat'ın kendisine açtığı kapıdan inerek Zeynep'inin yanına gelmişti. Gözleri konağa dönük olan kadına baktı kısa bir süre. Zeynep'te üzerindeki bakışları hissettiği için zor da olsa konaktan çektiği gözlerini Ömer'e çevirmişti.

"Evime hoş geldin hanım ağam. Umarım bu bir sürecin başlangıcı olur. Umarım bu evde hep mutlu olursun. Benimle yaşar, yaşlanırsın. Umarım bu konakta seninle çocuklarımızın kahkahalarını dinleriz" diyen Ömer gülümserken Zeynep, kalbinin yerinden çıkmak üzere olduğunu düşünüyordu.

Zeynep daha cevap vermeye fırsat bulmadan kapıda beliren Zişan Hanım konuşmaya başlamıştı. "İnşallah oğul inşallah" diyerek oğlunun mutluluğuna ortak olduğunu belli etmişti. Zişan Hanımın Zeynep'e bakan gözleri yıllar öncesine giderken, Zeynep utanarak olsa da Zişan Hanıma yaklaşarak elini öptü.

"Günaydın efendim" diyerek saygı göstermeye çalışmıştı. İçinde yaşadığı o korkuyu atmak için Ömer'in ailesini dikkatlice izlemesi gerekiyordu. Bugün ya bu evden mutlu ayrılırdı ya da mutsuz. Annesini bile istemeyen şehir bakalım kızını isteyecek miydi?

Zişan Hanım genişçe gülümseyerek "Hoş geldin kızım. Gel, buyur içeri geçelim. Kapıda kalma lütfen" diyerek gelin adayını içeri almıştı. Ömer ağa ise sevdiğini izlerken annesi ile içeri girmesinin ardından onları takip etmişti.

Zeynep içeri girdiğinde kocaman bir avlunun içinde bulmuştu kendisini. Mardin'in genel evleri hep böyle yapılırdı ama Demirhanlı konağı biraz büyük ve gösterişliydi. Bakımlarının düzenli yapıldığı her halinden belli olan konağın, girişinde büyük bir mutfak vardı.

Zeynep'e evi gezdirme görevini Berfin üstlenmişti. Zeynep'in kendisiyle daha da yakınlaşarak, kendisini de rahat hissetmesini sağlamak istiyordu. Çalışanların birlikte kaldığı odanın yanında, annesi Zişan hanımın odası vardı. Diğer bir odada da kardeşi Dicle kalıyordu.

Ömer'in bu kattaki işlerini hallettiği, görüşmelerini ya da toplantılarını yaptığı bir odada diğerlerinin hemen yanında, avluya yakın kısımdaydı. Zeynep ve Berfin üst kata doğru ilerlediklerinde, Evin bireyleri de avludaydı. Ömer ise kendi katına çıkıyordu.

Berfin genel hatlarıyla ikinci katta Ahmet, Fırat ve kendi odasının yerini gösterdikten sonra misafir odalarını da göstermişti. Altı tane odanın üçü misafir için ayrılmıştı. Odaların kendi içinde banyolarının ve misafir için gerekli her şeyinin bulunması da, misafirlere ve rahatlıklarına verdikleri önemi gösteriyordu. Üst kata çıkma sırası geldiğinde, Berfin geride kalmıştı.

"Buradan yukarı ben çıkamam. Abim orada. Sana orayı kendisi göstersin!" diyerek aşağı inmişti. Zeynep ise şaşkınlık içinde Berfin'e bakarken, Berfin'in peşinden gitmeyi düşünmüştü. Arkadan Ömer'in yalancı öksürük sesi geldiğinde arkasını dönmüş ve Ömer'i yanında bulmuştu.

"Gel sana yukarıyı göstereyim. Seni tanıştırmak istediğim birileri var" diyerek Zeynep'in peşinden gelmesi için yukarı doğru ilerledi. Zeynep ise kararsızdı. Alt katta herkes onları bekliyordu ve bu durum Zeynep'in utanmasına neden oluyordu.

"Orada daha ne kadar duracaksın!" Ömer'in arkasını bile dönmeden söylediği bu cümleyle Zeynep şaşkına dönmüştü. Arkası dönükken kendisini nasıl görmüştü? Zeynep utana sıkıla adım atmaya başlamış ve hızlıca üst katı da gezmek için Ömer'in peşine takılmıştı.

Üst katta beş tane oda vardı ve kimse buraya çıkamıyordu. Ömer'in çalışma odası, yatak odası ve üç tane boş oda vardı. Ayrıca bu kattan Mardin ayağının altında gibi görünüyordu. Zeynep manzaraya bakarken, Ömer onu çalışma odasına davet etmişti.

"Seni kızım ve oğlumla tanıştırmak istiyorum"

Ömer'in söylediği bu cümle ile Zeynep dona kalmıştı. Kızı ve oğlu olan bir adamla mı görüşüyordu? Zeynep ne diyeceğini bilmeden bakarken, Ömer Zeynep'in kolundan tutarak odanın içine götürmüştü.

Zeynep gayri ihtiyari bir şekilde etrafta çocuk ararken, Ömer onu bir kafesin yanına getirmişti. İçinde mavi ve sarı iki muhabbet kuşu vardı. Ömer'in gizli gizli konuştuğu, her gece ilgilendiği tek aktivitesiydi.

"Kızım! Oğlum! Bakın size kimi getirdim. Hoş geldin diyelim bakalım." Ömer'in kimsenin görmediği bir anda, Zeynep'e bu kadar açık olmasına Zeynep şaşırsa da onu dikkatlice izliyordu. Durumu yanlış anlamasına kızarken Ömer'in bu iki kuşa olan düşkünlüğü gözlerini yaşartmıştı.

Zaten duygusal bir kadın olan Zeynep, Ömer'in bu haliyle daha da duygulanmıştı. Kocaman bir aşireti yönetirken, üstüne Mardin'i de yöneten, güneydoğu ve doğu bölgesindeki tüm aşiretlerin üstünlüğünü kabul eden adam, yalnızdı.

Konuşacak, sevgisini gösteremeyecek kadar güçlü olmalıydı. Ailesine, arkadaşlarına ve sevdiklerine sergilediği o normal hali bile yorucu olabilirdi. Zeynep onun içindeki o sevgi açlığını hissediyordu. Saklamak zorunda kaldığı, kabuklar ördüğü o duvarın arkasına geçmişti.

Ömer Zeynep'in ruh halindeki o değişimi anlamış ve sessizce sarılmıştı. Nedenini bile bilmeden onu kırabileceğini düşünerek kendine Kızan Ömer, Zeynep'i sardığı o güçlü kollarıyla saçlarını da okşuyordu.

Zeynep kendisini derin nefesler alarak toparlamış ve Ömer'e dönmüştü. Gözlerine baktığı bu adamın bu güne kadar gördüğü adam arasındaki farkı hissedebiliyordu. Bu kata geldiğinde, onun korkutucu halleri bile yok olmuştu.

Bu katta gürültülü gürültülü gezmiyor, kaşları çatık durmuyordu. Elindeki teşbihi artık cebinde duruyordu. Bakışları daha yumuşak ama temkinlilik hep üzerindeydi. Ne kadar uzaklaşmak istese de, çalışmak ve sorunlarla uğraşmak zorunda olduğunu biliyordu ama Ömer sanki bu katta sıradan biriydi.

Zeynep hiçbir şey demeden kuşları sevmiş ve biraz daha kendine gelmişti. Ömer ise sessizce kuşlarını ve Zeynep'i izliyordu. Zeynep artık biraz olsun gülümsemeye başladığında kendisine bakan Ömer'e döndü.

"Kuşların isimleri neden oğlum ve kızım?" diye sormuştu. Zeynep kuşları kafese bırakarak kapısını kapatmıştı. Ömer'den sorunun cevabını almak için döndüğünde, gülümseyerek kendisini izlediğini görmüştü.

"Aslında Berfin ilk gördüğünde, sarışın ve maviş demişti. Bende onu kırmamak için isimleri değiştirmedim ama oğlum ve kızım demek daha doğru geliyor. Bir canlıyı dış görünüşü, rengi ve ırkıyla isimlendirmekten pek hoşlanmıyorum."

Bir süre sonra Ömer'le aşağı inmişlerdi. Avluda onu bekleyen kocaman bir aile vardı. Zeynep bir an "Geri mi dönsem acaba?" diye geçirse de artık çok geçti. Bir bir aile bireyleri ile tanışan Zeynep, içlerinden tanıdığı Berfin'in yanına oturmuştu. Diğer yanına oturan Ömer ağaya bakmaya çekiniyordu.

Ömer ağanın dört kardeşi vardı. Ömer evin en büyüğüydü ve babası vefat edince, tüm görevleri kendisine kalmıştı. Ömer'in kendinden küçük kardeşlerinin sırasıyla isimleri; Berfin, Ahmet, Fırat ve Dicle'ydi.

Herkesle muhabbet ederken Zeynep, sanki yıllardır bu evin içindeymiş gibi hissetmişti. Sonunda masaya geçtiklerinde Zeynep, nereye oturacağını bilmediği için adımlarını ağırdan almıştı. Ömer ise Zeynep'in neden geride kaldığını tahmin ettiği için kolunu beline sararak oturması gereken yere yürümesine yardım etmişti.

Masanın başında oturan Ömer ağa yanına eşi olmasını istediği ceylan gözlüsünü yanına oturtturmuştu. Karşısında Zişan Hanım oturuyordu ve Zeynep biraz utanmıştı. Kahvaltı yapamayan Zeynep, kendisi için hazırlanan kahvaltılıkların tadına bakmaya çalışıyordu ama çok zorlanıyordu. Yudum yudum yudumladığı çayı bitirince isteyemeyeceğini anladığı için biraz yemekleri çiğnemekle oyalandı.

Ömer ağa sevdiğini izlerken "Neden bu kadar zorlanıyor? Kahvaltı ile ne derdi olabilir ki?" diye geçirmişti içinden. Öğrenecekti Ömer ağa, öğrenecekti ve kahrolacaktı. İnsan yediği helal lokmadan utanır mı?

Utanacaktı...

Canından can kopacaktı ama susacaktı. Sevdiği için susarken, susmanın ne kadar zor olduğunu görecekti. Bunca yıl görmediği hayatları sorgulayacaktı. Mardin'de birçok şey değişecekti ve Ömer ağa sevdiğinin yaşadığını kimse yaşamasın diye çabalayacaktı.

Yaralarını da sarmaya çalışacaktı sevdiğinin ama önce öğrenecekti. Zeynep'in neden kahvaltı yapmadığını, neden güne kahve ile başladığını, neden az yemek yediğini ve hatta neden ona bağırıldığında sesinin titreyerek ağlamaya başladığını öğrenecekti ama bu gerçeklerle nasıl yaşanırdı bilemeyecekti.

Zişan Hanım ise bu süreçte gelini olmasını hayal ettiği biraz sitemle bakıyordu. Yemek yememesi onu üzmüştü çünkü utandığını düşünüyordu. Ağzını açarak birkaç kelam etmek istemişti ama Ömer ağa annesine hayır anlamında baktığı için Zişan Hanım hemen önüne dönmüştü.

Bu evde Ömer'in sözü herkesin üzerindeydi. Annesinin sözüne söyleyecek bir şeyi yoktu ama Zeynep sevdiği kadındı ve annesinin ona bir şey söylemesine izin vermeyecekti. Kahvaltı yapamamasının nedenini öğrenmeden kimsenin ona birkaç kelam dahi etmesine asla izin vermeyecekti.

Kahvaltı bittiğinde Ömer telefon ile görüşme yapacağını belirterek en üst kata çıkmıştı. Zişan Hanım masanın toplanılması için kızlara Berfin'in yardım etmesini söylemişti. Ahmet ve Fırat dışarı çıkmak için izin istedikleri için Ömer ağa onları göndermişti. Dicle ise arkadaşına gitmişti.

Zeynep bu duruma çok sevinmişti ama Zişan Hanımla yalnız kalınca korku hissetmişti. Sonuçta annesi kendisine göre daha güzel bir kadındı ama babaannesi onu istememişti. "Üst kata çıkalım kızım gel. Hem biraz konuşuruz. Baş başa!" söylediği sözler ne kadar güzel çıksa da ağzından Zeynep biraz tedirgindi.

"Mizgin bize kahve yap. Zeynep kızımla kahvelerimizi içerken muhabbet ederiz" diyerek üst kata çıkmaya başladı. Zeynep ise Zişan Hanımın peşinden giderken içinden dualar ediyordu. Zişan Hanım ile Zeynep üst avluya çıktıklarında sessizce oturdular. Ömer ağa ise annesini ve sevdiğini izliyordu. Onları bilerek yalnız bırakmıştı. Birbirlerine karşı tutumlarını görmek istemişti.

"Sen Mehmet ağanın İstanbul'daki eşinin kızı mısın?" Zişan Hanım bildiği halde sorduğu sorunun cevabı ile emin olmak istemişti. Sonuçta Havva'nın kızı yoktu ama emin olmak istiyordu. Acaba yıllar önce ettiği dua kabul olmuş muydu?

"Evet efendim!" Zeynep kısa ve öz konuşmuştu ama ne diyeceğini de bilmiyordu. "Acaba annemi tanıyor muydu?" diye içinden geçirirken sormaya çekinmişti. Kendisi anlatması için dua etmek istemişti ama buna gerek kalmadan Zişan Hanım, annesini tanıdığını dile dökmüştü.

"Annen çok güzel kadındı. Maşaallah sende annene çok benziyorsun" diyerek gözlerindeki beğeniyi Zeynep'e sunmuştu. Zeynep ise iyi mi kötü mü olmadığı bu olayların ışığında Zişan Hanıma bakıyordu. Zişan Hanım "Bu kız oğlum ile evlenirse dualarım kabul olmuş olur" diye içinden geçirmiş ama Zeynep'i utandırmamak için susmuştu.

"Annemi tanıyor musunuz?" diye sordu bir cesaretle Zeynep. Ömer ağa ise öldüğünü öğrendiği annesini sorduğu için yanında olmak istemişti sevdiğinin. Yavaşça yanlarına inerken iki kadının gözleri de yanlarına gelen Ömer'e dönmüştü. Bu sırada kahveleri getiren Mizgin'in kahveleri verişini izledi Zeynep. Ömer ağanın kahvesinin yanındaki iki küçük çikolataya takıldı gözleri.

Bu sırada Ömer ağa da oturmuş ve annesine dönmüştü. "Evet, anne Zeynep bir soru sordu. Bende merak ettim doğrusu. Sen Zeynep'in annesini tanıyor musun?" diye sormuştu. Zeynep minnet duymuştu Ömer ağaya. Çünkü bir şeyler duymak istemişti. Bildiği hikâyenin başkaları ne kadarını biliyordu bilmek istemişti.

Bölüm Sonu

Oy ve yorum yaparak destek olabilirsiniz.

Continue Reading

You'll Also Like

51.6K 6.4K 43
Kız gördü adamı içi sızladı... Adam gördü kızı yüreği yandı... "Evime hoş geldin hanımağam. Umarım bu bir sürecin başlangıcı olur. Umarım bu evde he...
24.8K 828 55
Ela korkutma göster hadi. Dedim ve bana telefonunda bir video açtı. Bu video keremle o kızın videosuydu. Ne ! Kerem mı? Nasıl ama...... görüntüleri g...
7.5K 501 41
İki kalp vardı birbiri için atan. Ayrı yerlerde birbirlerini arayan iki insan. Defne ve Kuzey birbirlerini bulunca ne oldu peki? Neden her zaman mutl...
123K 4.2K 27
Biten bir Aşk hikayesi...