ASKER - TEXTİNG

By nurovski736

534K 19.9K 6.3K

0544*******: güzel taktik kardeşim ama bayatladı bu numaralar başka kapıya. (17.20) 0551*******: ha? (17.20) ... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
18
19
20
21
22
23
24
25
.

17

17.5K 627 938
By nurovski736

İyi okumalar ✨

Beste: güzel anlaşıyoruz anne şuan için gayet normal her şey.

Annemle görüntülü konuşurken bir yandan da sabah Hakan'ı uğurladıktan sonra toplamaya üşendiğim masayı topluyordum.

Aynur(Beste'nin annesi): yine de çocuğun evinde kalıyo olman hiç hoşuma gitmiyo Beste, bunu bil.

Beste: senin bu konuda neler düşündüğünü bilecek kadar tanıyorum zaten seni anne ama sende beni tanıyosun. Asla sınırı geçmem ki zaten bence Hakan'da o tarz biri değil.

Aynur: Daha tanımıyosun çocuğu, nerden bilebilirsin o tarz biri olup olmadığını?

Beste: anne biz aylardır konuşuyoruz ya hani Hakanla?

Aynur: mesajlaşmak ayrı, aynı evde afedersin göt göte olmak farklı kızım. Erkekler bu konularda daha rahat, aklında bulunsun.

Beste: sen onu boşver de, ben sana başka bı şey söylicem.

Aynur: söyle yavrum.

Beste: dün akşam bil bakalım kim yazdı bana.

Aynur: kim yazdı

Beste: Tuna.

Aynur: o hala duruyo mu, hiçte sevmezdim o çocuğu. Ne yazmış?

Beste: ne yazabilir? Hakanla olmam rahatsız etmiş onu, yazıştık baya, ara beni falan dedi. Aramayınca o aradı beni, açmadım.

İç geçirerek duraksadığımda annem lafa daldı .

Aynur: aramadıysan seni böyle sıkan ne o zaman?

Annemin sorduğu soruyla tekrar derin bi nefes alarak konuşmaya başladım.

Beste: Kötü hissediyorum kendimi. Dün onunla konuşunca sanki Hakan'a ihanet etmişim gibi hissettim kendimi. Birde sürekli sordu Hakan "bi sıkıntı mı var, ben mi üzdüm seni" falan diye. Utandım açıkçası.

Aynur: Utan bencede. 2 hatan var. 1 eski sevgilinle hayatında olan insanın yanında yaşarken konuşman, 2 konuştuğun kişinin Tuna olması. Başka eski sevgilinle konuşsan bı nebze seni teselli edicem ama Tuna ne yani! Ya Hakan konuşsaydı senin yanında eski sevgilisiyle?

Beste: hiç yüz vermedim Tuna'ya. Ama kendimi Hakan'ın arkasından iş çevirmiş gibi hissediyorum.

Aynur: valla ben seni tanıyorum kızım. Sen eğer bu durumu açıklığa kavuşturmazsan bu konu senin içinde büyür gider.

Beste: ne yapayım yani?

Aynur: söyle Hakan'a. Anlat böyle böyle, yazdı bana bu it de.

Beste: Hakan ya kızarsa?

Aynur: ne kızması? Anan mı baban mı! Karşılık vermedim diyosun sonuçta, hiçbir şey diyemez. Açıkla çocuğa, için rahatlasın işte.

Beste: öyle mi diyosun?

Aynur: valla ben seni tanıdığım için diyorum kızım. Yalan dolan gizli saklı olmasın aranızda. Net ol çocuğa.

Beste: dimi ya, bencede. Gelince söyleyim ben ona.

Aynur: söyle yavrum. Sana eğer en ufak bi hakaretimsi bı şey derse çek gel.

Beste: ay anne! Hakan öyle biri değil, hakaret etmez. Belki sinirlenir ama hakaret etmez bence.

Aynur: hadi bakalım, görücez onu.

Beste: anne?

Aynur: efendim.

Beste: beğendin ama dimi Hakan'ı?

Aynur: valla ne yalan söyliyim, hoş çocuk. Hayatına aldığın en iyi görünümlü adam. Ama karakter önemli, dua edelim içi fos çıkmasın.

Beste: amin amin

Yüzümde silemediğim bi gülümseme oluşmuşken annem ekranda beni süzüyordu.

Aynur: şu hallere bak şu hallere.. napacaksin bugün ?

Beste: Hakan'ın yanına giderim.

Aynur: Dikkatli ol oralarda. Hiç içime sinmiyo oralarda olman. Çocuk asker olmasa iyiydi.

Beste: anne iyiyim ben merak etme.

Aynur: şu çocuğun yanında bı arasan mı sen beni? Birde onunla konuşsam nasi biri görsem?

Beste: anne daha erken. Gözünü korkutursun sen şimdi onun.

Aynur: gözünü korkutmak ne canım?

Beste: anne şuan daha yeni yeni yaşıyoruz bir şeyleri. İlk etaptan seni bam diye nası tanıştırayım. Biraz daha zamanı var o işin

Aynur: iyi kızım iyi. Sen devam et böyle. Sonra bana ağlama.

Beste: uf anne ya hemen alınıyosun.

Aynur: Hadi kapatıyorum ben ararım yine.

Beste: tamam görüşürüz.

Aynur: dikkat et

Beste: tamaam.

_______________________

Taksiden inip binaya girmiştim.

iç kısma doğru ilerleyecekken kolumda hissettiğim baskıyla geri çekilmiştim.

"hanımefendi içeri giremezsiniz"

Konuşan üniformalı adamın elini kolumdan kurtarmaya çalıştığımda parmaklarını daha da sıkılaştırmıştı.

Beste: kolumu bırak lütfen. Ben Hakan'ı görmeye geldim. Hakan Karakurt.

Adam cümlemi bitirir bitirmez elini çekip parmaklarıyla girişte bulunan tekli koltuğu gösterdiğinde dik dik ona baktım.

"Oturun lütfen ben haber vereceğim"

Göz devirerek gösterdiği yere geçtim ve elimi çantamın içine atıp aynamı çıkararak kendime baktım. Glossumu çıkartıp dudaklarıma sürerek tekrar çantama attım.

Kombinimde makyajımda güzel gözüküyordu.

(Kombini bu tarz bi şey hayal edin)
(Temsili fotodur)

Biraz zaman sonra görüş alanıma giren Hakan ile ayağa kalkarak parmaklarımla oynamaya başladım.

Onu dışarıda üniformanın içinde görmeyi garipsemiştim.

Tam önümde durup bir elini sırtıma yerleştirerek dudaklarını boynuma bastırdı ve geri çekildi.

Hakan: hoşgeldin yavrum.

Onu yukarıdan aşağı süzüşlerimi fark ederek "hayırdır" dercesine göz kırptığında gülümsedim.

Beste: çok azıcık havalı geldin gözüme.

Hakan gülümsememe karşılık vererek üstten bir bakış attı.

Hakan: Çok azıcık?

Beste: hıhı

Hakan: olsun, o da yeter bana.

Beste: beni alacaklarını söylemiştin, ama içeri sokmadılar üstelik senin adına vermeme rağmen.

Hakan: doğal olarak yavrum. Öyle her adımı vereni içeri alsalardı.. ohoo.

Gelen adım sesleriyle Hakan arkasını döndüğünde iki sivil kıyafetli adam, Hakan'a selam verdikten sonra bakışlarını yüzüme değdirmeden benim üzerimde gezdirmişler ve dışarı çıkmışlardı.

Hakan dışarı çıkan adamlardan gözlerini çekmeden dik dik bakarak öylece kaldığında bende devam ettim.

Beste: ben 7 gün boyunca gelirim senin yanına. Söyle bi dahaki seferlerde böyle yapmasın ordaki adam.

Kaşlarımı çatıp az önce beni buraya yollayan adama ters bakışlar atarken Hakan da tekrar arkasını dönüp adama baktı.

Adamda bana bakıyordu.

Hakan: göz hapsine mi alacaksın çocuğu?

Bakışlarımı adamdan çekip tekrar Hakan'a çevirdiğimde Hakan parmağıyla bluzumun göğüs kısmını çekiştirerek önümü kapatmıştı.

Beste: ne yapıyosun?

Hakan: hiçbir şey.

Hakan kaşlarını havalandırarak kendini masum göstermeye çalışırken şaşkınlığımı gizleyemeyerek bir adım gerilediğimde hiçbir şey söylemeden beni izlemeye devam etti.

Beste: sen gerçekten çok toksik bi insansın.

Hakan: ne alakası var şimdi beste? Önün açılmış diye kapattım.

Beste: önüm açılmadı Hakan. Önüm zaten öyleydi.

Hakan: sen beni yanlış anlıyosun şuan.

Beste: neyi yanlış anlıyorum? Hani sığ biri değildin sen!

Sesimin ayarsızlığıyla biraz bağırınca Hakan arkasını dönüp üniformalı adama baktığında adam başını eğerek önüne dönmüştü.

Hakan: dışarıda konuşalım.

Tekli koltuktan çantamı alıp dışarı çıkarken ellerimi saçlarıma daldırmıştım.

Hakan: ne şuan tribe giriyosun?

Beste: ne tribi Hakan? En hoşlanmadığım şey kıyafete karışma işi.

Hakan: tek cümle çıkmadı ağzımdan kıyafetinle ilgili.

Beste: kıyafete karışma söylemekle sınırlı değil Hakan. Neydi o hareket? Ordaki adama dönüp baktın, sonra benim önümü kapatmaya çalıştın. Amaç?

Hakan: ne amacı ya! Kafanda kurup durma.

Beste: Kafamda kurmuyorum. Benim üstümde baskı kurmaya çalışıyosun sen!

Hakan: ne baskısı?

Beste: kıyafetime, giyimime.

Hakan: baskı falan kurmuyorum ha memnun değilim giydiklerinden o ayrı.

Beste: Sana mı sorucam Hakan ben ne giyip giymeyeceğimi!

Hakan: abuk subuk şeyler giyiceksen, evet bana sorucaksın!

Beste: annem babam karışmıyo bana. sana ne oluyo tam olarak?

Hakan: şu üstündeki kıyafete bı şey mi dedim ben şimdi? Nerelere çekiyosun mevzuyu?

Beste: şu üstümdeki kıyafette diyecebileceğin hiçbir şey yok ona rağmen çekiştirip duruyorsun.

Hakan: önün açılmıştı kapattım. Ne var bunda?

Beste: kapatma Hakan. Önün açılmış de, yeter!

Hakan kafasını sol tarafa çevirip çenesini sıkarken ikimizde sessizdik.

Hakan: bende buraya beni görmeye geldiğin için seviniyorum. Halbuki sen kavga etmeye gelmişsin.

Beste: kavga etmeye gelmedim.

Hakan: niye geldin öyleyse?

Beste: dün gece için gelmiştim. Sormuştun ya bi şey mi oldu diye.. ne olduğunu anlatıcaktım.

Hakan: ha bi şey oldu yani!

Beste: evet, oldu.

Hakan: dinliyorum.

İkimizinde gergin bakışları birbirimizin üzerindeyken gözlerimi devirip yere baktım.

Beste: akşam konuşuruz sen eve gelince. Şuan ikimizde gerginiz zaten.

Hakan: gergin değilim, söyle.

Beste: akşam konuşalım Hakan. İstemiyorum şuan konuşmak.

Hakan bi süre sonra 'sen bilirsin' dercesine kafasını sallayıp pes ettiğinde ikimizde susmuştuk. Durduk yere canımız sıkılmıştı.

Ona en başından beri kıyafetime karışılmasından hoşlanmadığımı söylememe rağmen bu tarz şeyler yapması doğal olarak zoruma gidiyordu.

İlk gelişimde böyle bi tartışmaya girişeceğimizi düşünseydim hiç gelmezdim buraya.

Beste: gidiyim ben artık.

Hakan: hemen mi?

Kafamı olumlu anlamda salladığımda bi şey demek için dudaklarını, aralamış ama son anda vazgeçip geri kapatmıştı.

Beste: görüşürüz akşam.

Hakan: anahtarın var mı

Beste: var.

Hakan: taksi çağırayım bekle.

Beste: yürümek istiyorum.

Hakan: burdan tek başına yürüyerek gidemezsin. Yoksa gelirken de yürüyerek mi geldin?

Beste: hayır taksiyle.

Hakan başını anlarcasına sallayıp cebinden telefonunu çıkardı ve benden uzaklaştı.

Kollarımı göğsümde birleştirerek ayağımla yerdeki taşlarla oynuyordum.

Hakan: taksi çağırdım gelir 10 dakikaya.

Başımla onu onaylayıp taşlarla oynamaya devam ederken elini elimin üzerine uzatıp tuttu.

Hakan: amacım seni üzmek değil. Üstünde baskı kurmaya falanda çalışmıyorum ama sende beni anla. Sen açık giyinmeyi seviyo olabilirsin giyin öyleyse. Ama gittiğin ortama göre. Buraya gelirken bu kıyafetle gelme.

Beste: ne var bu kıyafette?

Hakan: bütün önün meydanda beste.

Beste: Hakan bu benim en kapalı kıyafetim. Sen buna bile sıkıntı çıkarıyosan biz seninle anlaşamayız zaten.

Hakan'ın öfkesi gözlerinde parlamaya başlamışken elini elimden çekip yüzünü sıvazladı.

Beste: neye öfkeleniyosun şuan? Canını sıkacak hiçbir şey söylemiyorum.

Hakan: adamların sana bakması canımı sıkıyo.

Burnundan soluyarak kurduğu cümleyle gözlerimi kıstım.

Beste: onların bana bakması benim suçum mu hakan? Bu tavrını git bakanlara göster.

Hakan: böyle giyinirsen her erkek bakar.

Beste: ha sen bakıyosun yani milletin oralarına?

Hakan: beste!

Öfkesini sesiyle kustuğunda yerimde titremiştim.

Beste: bağırma bana!

Hakan: senin ağzından çıkanı kulakların duyuyo mu? Öyle biri miyim ben!

Beste: seni son kez uyarıyorum. Bana bağırma. Bir kez daha sesini yükseltirsen eşyalarımı alır defolup giderim.

Aramızda oluşan sessizlikle Hakan geri adım atarak benden uzaklaştı ve yutkundu.

Arkasını dönerek ellerini boynunun arkasına attığında sakinleşmeye çalıştığının farkındaydım.

Öyle geçen birkaç dakika sonrasında gelen korna sesiyle girişe baktığımda taksi olduğunu görerek son kez arkası dönük Hakan'a bakarak hızlı adımlarla taksiye gitmiştim.

Adama adresi verip camdan son kez ona baktığımda sakince beni izliyordu.

______________________________________

Kapının açılma sesiyle bakışlarımı telefona dikerek yutkundum.

Kapı kapanırken gözlerim telefonda ama kulaklarım yaklaşan adım seslerindeydi.

Salona giren Hakan'ın silüetini telefona bakarken görebiliyordum, elindeki çiçekleri de.

Koltukta yanıma oturarak ellerini çiçeğin arkasına gizledi.

Hakan: bırak telefonu konuşalım hadi.

Telefonu kapatıp ona ve elindeki çiçeklere baktım.

Beste: bu ne Hakan? Bi çiçekle kendini affettirebileceğini mi düşündün?

Hakan: Hayır tabikide. Almak istedim sadece.

Çiçekleri masanın üzerine bırakıp tekrar bana döndü.

Hakan: özür dilerim sana bağırdığım için. Sen öyle bi ima yapınca çok sinirlendim.

Beste: sen bana öyle söylersen öyle bi ima yaparım.

Hakan: o söylemeye çalıştığım şey sana yönelik bi cümle değildi ama senin yaptığın ima benim şahsıma yönelikti. "Orasına burasına bakıyo nusun" ne demek?

Beste: "böyle giyinirsen her erkek bakar" benim şahsıma yönelik değilse neye yönelik Hakan? Sen resmen alttan alttan bana ...

Hakan: o cümlenin devamını getirme. ya Allah aşkına sana öyle bi yakıştırma yapar mıyım ben?

Beste: yaptın.

Hakan: yapmadım. Yapmam da. Ben sana başında da dedim zaten istediğin gibi giyin, karışmam diye. Ama gideceğin yere göre giyin. Kaç tane adam var orda haberin var mı?

Beste: ben istediğim yere istediğim gibi giyinip giderim Hakan. Kimse bana karışamaz. Ben hiçbir arkadaşımın yanındaki adama o gözle bakmadım eğer senin yanındaki adamlar benim vücuduma bakıyolarsa o benim kıyafetimin kumaşının eksikliğinden değil onların ahlaklarının eksikliğindendir. Sen bana nerde nasıl giyineceğime dair öğütler vereceğine git o arkadaşlarına bunun hesabını sor.

Hakan: konuyu bambaşka yerlere getirme. Sanki seni kısıtlıyomuşum gibi davranıyosun.

Beste: kısıtlıyosun çünkü Hakan.

Hakan: kısıtlamıyorum. Ben sana yeterince anlayış gösteriyorum ve senden de bana anlayış göstermeni bekliyorum sadece. İkimizin de birbirimizden farkli doğruları var ve ben orta yolu bulmaya çalışıyorum. Bana göre yanlış olan şey senin doğrun. Ben buna saygı duyuyorum ama alışık değilim o yüzden gösterdiğim tepkileri yanlış algılıyosun.

Beste: senin doğrun ne hakan?

Hakan: bana göre bu kadar açıklık hayatındaki kişiye özel olmalı. Herkesin her detayı görmesi beni rahatsız ediyo. Öyle olunca seni kendime ait hissetmiyorum.

Beste: sana ait değilim Hakan. Kimseye ait değilim. Biz seninle sevgili bile değiliz.

Hakan: ama seni seviyorum beste. Sevgili değiliz ama hayatımdaki kadın sensin. Senin hayatındaki adam da benim. Aitlik dediğim bu. Sana malım gözüyle bakmıyorum yanlış anlama hemen.

Susup devam etmesini beklediğimde elini yanağıma götürüp yüzünü yanağıma yaklaştırdı.

Hakan: seni kırmak istemedim. Özür dilerim bağırdığım için.

Dudakları yanağıma değince gözlerim istemsizce kapanmıştı. Geri çekilerek ondan uzaklaştım.

Beste: beni kırmadın Hakan. Sinirlendirdin. Kimse bana bağıramaz. Ben bana bağırılan bi ortamda yetiştirilmedim. Alışık değilim. Sesin zaten yeterince kalın. Bağırmasan da bağırıyomuş gibi çıkıyor ve sesini yükselttiğinde bağırıyo gibi değil gürlüyor gibi oluyosun. Hoşlanmadım.

Hakan: Özür dilerim bi daha yapmam. Ama lütfen anlaşalım. Bundan sonra ben sana yanlış anlayacağın yönde bi cümle kurmayacağım ama sende bana öyle imalar yapma.

Beste: yapmam.

Hakan: anlaştık yani?

Beste: seni hala affetmedim hakan çünkü hala sinirliyim ama evet, o bahsettiğin konuda anlaştık. Ha bu istediğim gibi giyinneyeceğim anlamına gelmiyo onu da bil.

Hakan: tamam giyin istediğin gibi ama dozunda.

Beste: dozunda veya değil. İstediğim gibi?

Hakan derin bir nefes alarak dudağını yaladı.

Hakan: dozunda.

Beste: yok, anlaşamıyoruz. İmkanı yok.

Hakan: inat ediyosun çünkü.

Beste: sen inat ediyosun toksiklij yapıyosun.

Hakan: yavrum neyin toksikliği? Gözünü seviyim bi kere alttan al beni.

Beste: ben zaten dozunda giyiniyorum.

Hakan: ben göğüs açıklığı sevmiyorum.

Beste: ben seviyorum. Konu kapandı.

Hakan ellerini havaya kaldırıp kaşlarını havalandırdı.

Hakan: yok, imkanı yok senin inadınla baş edemiyorum. Pes ediyorum tamam mı?

Beste: tamam bak o zaman şöyle anlaşalım. Ben bundan sonra yine istediğim gibi giyinicem ama bazen seni de düşünerek. Ama en çok kendim istediğim gibi.

Hakan: tamam kabul.

Beste: tamam.

Hakan'ın bakışları gözlerimden kayıp dudaklarıma giderken ellerini belime yerleştirip beni kendine çekti.

Hakan: Çok hoşlanıyorum senden.

Yutkunup bakışlarımı, dudaklarıma bakan gözlerinde dolaştırdım.

Başını bana yaklaştırırken dudakları dudaklarıma yönelmeye başladığında belimi saran ellerinden kurtulup geri çekildim ve ayağa kalktım.

Beste: beni öpmeyi hakedecek hareketler sergilemedin bugün.

Hakan gözlerini kapatıp başını önüne eğdiğinde içinde hissettiği yoğunluğu durdurmaya çalıştığını farketmiştim.

Bir süre sonra o da ayağa kalkarak önümde durdu.

Hakan: sen bana ne söyleyecektin? Dün geceyle ilgili.

Derin bir nefes alarak dudaklarımı yaladım.

Şuan gerçekten sırası mıydı bilmiyordum ama söylemem gerekiyordu artık.

Söylemezsem bu konu benim içimde uzayacaktı.

Beste: dün arabadayken bana mesaj atan derya değildi.

Hakan: kimmiş?

Beste: ama bak rica ediyorum yine gerilmeyelim tamam mı?

Hakan yorgunlukla alt dudağını dişlerinin arasına aldı.

Hakan: gerileceğim bi şey olduysa gerilirim. Kim mesaj attı?

Bakışlarımı onun yüzünden çekerek etrafta dolaştırarak ağzımın içinden "eski sevgilim" dediğimde Hakan anlayamayarak bakışlarını kıstı.

Hakan: kim?

Beste: eski sevgilim.

Hakan duyduğu şeyle yüzündeki mimikleri salarak öylece yüzüme bakmayı sürdürdü.

Hakan: eski sevgilin.

Başımı olumlu anlamda sallayıp devam ettim.

Beste: Seninle attığımız fotoğrafı görmüş yani takipleşmiyorz onunla ama biri ona fotoğrafı yollamış galiba.

Hakan: ne yazmış?

Koltuğun üstüne bıraktığım telefondan mesajlaşmaları açıp en üste çıktım ve telefonu ona uzattım.

Hakan telefonu elimden alarak sessizce okumaya başladığında bitirmesini bekledim.

Hakan: aradın mı?

Beste: hayır. O aradı.

Hakan: açtın mı?

Beste: hayır.

Hakan telefonu uzatarak "keşke bana söyleseydin dün kendini bunun için bu kadar üzmene değmezdi. Beni bağlayan bi şey yok bu mesajlarda. Saygı duyuyorum."

Telefonu alıp Tuna'nın numarasını engelledim.

Beste: yinede bilmen gerektiğini düşündüm. Arkandan iş çevirmiş gibi olmak istemedim.

Hakan yanağımı okşayıp gülümsedi.

Hakan: aç mısın?

Beste: biraz.

Hakan: ben kurt gibi açım. Yemek yapalım.

Beste: birlikte mi?

Hakan: e herhalde. Öyle "yemek yapmayı bilmiyorum" diyerek kurtulabileceğini mi sandın? Öğrenirsin.

Beste: tamam o zaman ben çiçeği suya koyayım.

Hakan: bende üstümü değiştireyim.

Beste: vazo var mı?

Hakan eliyle arkayı işaret ettiğinde arkamı döndüm. Boş bir vazo vardı.

Beste: ha tamam.

Hakan gülümseyerek döndü ve odasına gitti.

______________________________________

DİPNOT!! GİYİMİNİZE KARIŞTIRTMAYIN NE İSTİYOSANIZ ONU GİYİN. KIYAFETE KARIŞAN ERKEK ÖZGÜVEN EKSİKLİĞİ YAŞIYODUR.

Nasıldı bölüm?? <33

Continue Reading

You'll Also Like

2.9M 101K 63
"Hiç boşuna çabalama sen benimsin!" diye tıslayınca utanmasam oturup ağlayacaktım. Neden bu bana aşık oldu ve başıma bela oldu. "İstemiyorum anlamıy...
1.1M 44K 63
"Oo küçük hanım iki gündür sizin peşinizdeyiz." "Siz de kimsiniz niye peşimdesiniz ne istiyorsunuz?" " sakin küçük kız" "Kimsiniz dedim" " babanın öd...
734K 39.3K 52
En candan gördüğün insanlar en çok canını yakanlardır...🥀🍂 -Mübrem ●●●Ferman Miroğlu ve Jiyan Miroğlu'nun hikayesine hoş geldiniz:)●●● Çoğu sahne...
408K 21.8K 69
Anneannesini görmek için gittiği şehirde üsteğmen Göktürk ile karşılaşan Efsun hiç beklemediği gerçeklerle de karşılaşır ___ " sen benim hayatımda h...