PARÇALI HAYATLAR SAĞ-SOL...

By onuseviyorum105

42.5K 4K 2.9K

Türkiye'de olduğu gibi, Avrupa'da da başkaldırı yılı olan 1968 yılının gençlik eylemleri, Üniversitedeki boyk... More

Ben Bışar
Ben Zafer
İstanbul'a Yolculuk
Sosyalist Düşünce Derneği
İlk Karşılaşma
Kavga
Veda
ilk temas
Ülkü Ocakları
Ömer'in kıskançlığı
şikayet
Oya Sencer olayı
Zamansız Yumruk
Zafer'in İlgisi
Zafer'in kokusu
Kıskançlık
Beklenmedik Öpücük
Red ediliş
Dertleşmek
Zafer'in Geçmişi
Senden Gidemiyorum
Aşk Acısı
Çatışma
Çıkmaz Yol
Sevgilim Mi?
İlk Sevişme
Bırakma Beni Zafer
Delirmek
İntikam
Turan'ın Öfkesi
Seni Çok Özledim
Baran'a Zorbalık
Sadece Öp Beni
Ruhların Birleşimi ( yarı smut )
Baran'ın Katilleri
Korkuyorum
Şüphe
Kırmak
Z Harfi Kim ?
İçine Kapanmak
Ölümden Bahsetme
Vazgeçirmek
Kanlı Pazar
Kaza
Yaşayan Ölü
Cevabı Bulunmayan Sorular
Üç Fidanın İdamı
FİNAL
Duyuru

Hasretinden Prangalar Eskittim

666 68 15
By onuseviyorum105

Bölümleri atlamadan okuyalım. Yoksa karakterleri tam tanıyamazsınız

Keyifli okumalar ❤️

***

Ara tatilin sonuna gelmiştik. Yarın da sabah erkenden hep beraber İstanbul'a gidecektik. Nedense kendimi artık bu şehire çok yabancı gibi hissetmeye başlamıştım. Bir an önce kurtulursam benim için daha hayırlı olacaktı..

Zaten beş gün sonra Mesut'un nişanı olacaktı. Dün telefonla konuştuğumuzda erkenden gelmemizi ve bizi çok özlediklerini söylemişlerdi. Ramo ile de konuştum. Sesi biraz mesafeliydi eskiye göre yada bana öyle gelmişti belki. bilmiyorum kesin birşeye emin olamıyorum artık! İşte bu en son isteyeceğim şey bile olmazdı. Ramo söylemezdi belki ama dernektekilerden biri Zafer ile yakın arkadaş olduğumuzu duyarsa Baran'ın başına gelen benim de başıma gelirdi.

Neyse amcam ile aramı da düzeltmiştim. Barışmak için amcama sarılmam yetiyordu. Cemal'e de gelmesi için ısrar ettim. O da annesi ile gelecekti bizimle. Hem İstanbul'u da görmüş olurlardı. Şimdi de bavulumu hazırlıyordum. Kardeşimde günlerdir ne giyeceğini bir türlü karar veremiyordu. Bu yüzden Yıldız ile beraber hergün terziye gidip geliyorlardı.

Onlar hazırlık yaparken ben de sigara paketimi alıp, evin arka tarafına geçtim. Elimi cebime iliştirip Zafer'in tesbihini çıkardım. Özlemden burnum sızlayınca da tesbihi kalbimin oraya götürüp bir müddet tek hareket etmeden bekledim. Onun kokusunu çok özlemiştim. İstanbul'a gidersem ilk işim onun yanına uğramak olacaktı.

Tabi Ramo peşimi bırakırsa. Yada Cemal yada Memo...

Hay amına koyayım ya. Ben niye herkese söyledim ki şimdi. Bir yandan da Zafer'e ihanet etmiş gibi hissediyordum. Bana 'Eger birgün birine söylecek olursak, önce birbirimize söyleyelim' demişti. Ama ben ondan habersiz iki kişiye söyleyip, birini de kuşku içerisinde bırakmıştım. Sigaram izmarite yaklaşınca arkamı döndüm. Memo'yu kapıda bana bakarken gördüm. Saat henüz akşam 10'du.

Ağzımdaki dumanı üfürdüm. "Kuzen!!" dedim.

Memo'nun neden bana bu şekil baktığını az çok tahmin edebiliyordum. Gözlerini benden ayırmadan eli cebinde bana doğru ağır ağır yürüdü. Belli ki ilk ona söylemedim diye çok kırılmıştı. Yanıma geldikten sonra kolunu koluma geçirerek beni sokağa çekti.

"Biraz kardeş kardeş yürüyelim" dedi

Yüzüne kısa bir bakış atarak kafamı salladım. Kötü birşey yapmamıştım ben. Kimi sevdiğim önemli değildi. Kiminle mutluysam, kimin yanında huzur buluyorsam o önemliydi benim için. Kimseye hesap vermeyecektim. Beni yargılananlarda bu saatten sonra benle muhattal olmasınlardı...

Kırık ses tonuyla "Neden bana anlatmadın hiç? Niye ben sarhoş bir halde bir erkeği sevdiğini Cemal ile konuşurken duyuyorum?"

"Memo..."

Bir nefes bırakıp "Bırakta ben biraz konuşayım" dediğinde gözlerim dolu bir şekilde yüzüne baktım. Ben ki hayatımda ailem dışında gözleri dolmayan biriyken, şimdi sevgim yüzünden gözlerim olduk olmadık doluyordu. Tek sebebi ise sevdiğim kişinin bir erkek olmasıydı.

"Kuzen oradan bakınca o kadar mı güvensiz duruyorum?" dedi kızarmış gözleriyle

"Yok oğlum olur mu öyle şey! Sadece anlatmaya çekiniyordum. Kendim bile yabancı iken bunu sana nasıl anlatırdım"

Elini yanağıma getirip yüzümü avuçları arasına aldı. "Kimdir peki?" diye sordu.

Islanan yanağımla sessizce yere baktım. İnatçı herif. Öğrenmeden bırakmazdı ki şimdi bu."Tanımazsın dedim ya oğlum. Lütfen ısrar etme...Bavulunu hazırladın mı?"

"Sen geçiştir bakalım. Elbet öğreneceğim" deyip beni kendine çekip sarıldı. Nasıl böyle hemen kabul ediverdi. Hala şaşkındım. Ama daha fazla konuşmak istemiyordum. Herkes kendi seçimlerini yaşardı. Birde doğru zamanımı kimsenin doğrularına göre yaşayıp hayatımı mahvetmelerine müsade etmeyecektim. Bu her kim olursa olsun. Ben buydum. Kabul eden bu şekil kabul edecekti artık beni...

"Haydi Memo gidelim. Yarın erken kalkacağız zaten" dedim ve evlerimize dağıldık. Eve gittiğimde Gülsüm bavulunu hazırlamış benim elbiseleri de bavula koymuş fermuarı çekiyordu. Yanına gittim. Başına öpücük kondurup teşekkür ettim.

"Babaannem nerede, o gelmeyecek mi" diye sorduğumda dudak bükerek "Odasında! Gelmeyeceğim diyor"

"Sebep, tek başına ne yapacak burada?" Dudak büküp omuz kaldırdı.

"Esma Sultan nerede? Ortalıkta görünmüyor!"

"Herşeyini hazırladıktan sonra erkenden uyudu abi"

"Tamam güzelim ben bir nineme bakayım" dedim ve ninemin odasına gittim. Yatakta oturmuş, tesbih çekiyordu. Bir yandan da gözleri yaşlarla dolmuştu. Ona baktığımda benim de gözlerim doldu. Yanına gittim. Çöktüm ve başımı bacağına yasladım. Tesbih çekmeyi bitirdikten sonra dua edip tesbihi kenara koydu. Sonra da başını eğerek alnıma uzun ve kokulu bir öpücük kondurdu.

Elini dudaklarıma getirip öptüm. "Pamuğum, neden hazır değilsin hâlâ?"

Kırışmış çizgilerle "Siz gidin yavrum. Ben burada kalacağım" dedi.

"Sen burada nasıl tek kalacaksın ninem. Eniştem dışında kimse kalmayacak. Oda sabah işe gidecek. Akşam da geç geliyor"

Ninem gözleri dolu bir şekilde sessizce bekledi. Neden gelmek istemediğini çok iyi biliyordum. Ben gidersem ya Mustafa'm gelirde bizi göremese, diye düşünüyordu. Babamın yokluğu onu çok yıkmıştı. En çok da babamın bir mezarının olmaması daha çok yıpratmıştı...

Ama ninemi burada yalnız bırakmazdım. "Pamuğum lütfen! Bak yıllardır kendini yıprattın. Yetmedi mi? Babam şehit oldu. O Allah katında bizi izliyordur. Sen böyle kendini yıprattıkça o ne kadar üzülüyordur şimdi" dediğim an ağlamaları daha da şiddetlendi. Başımı bacağından kaldırdım ve kendime çekerek sıkıca sarıldım.

Başından öpüp"Pamuğum. Beni kırma. Yarın bizimle gel olur mu? Zaten sizleri orada çok özlüyorum. Beni daha fazla üzme"

Başını belli belirsiz salladı. "Tamam yavrum, gelirim" dedi sessiz bir tonda. Titreyen dudaklarımı bir kenara bırakıp gülümsedim. "Hadi erkenden uyu. Yol uzundur" beni onayladığında yanağına öpücük kondurup odama çekildim.

Günlerdir Zafer'in kokusuna, sesine, varlığına hasret kalmıştım. Derince oflayarak kalın battaniyemi üstüme çektim. Zafer ile ilişkimiz nasıl olacaktı, inanın hiçbir fikrim yoktu. Ne benim ailem onu kabul ederdi. nede onun ailesi...İstemeyi geç bu ilişkiyi kabul eden bir tane Allah'ın kulu kabul edip saygı duymayacaktı. Bugün kokulu öpücük konduranlar yarın yüzüme tükürmeyecekleri ne malumdu!

****

Amcam, bizim için ön taraftaki koltukları tutmuştu. Bende ninem ile yolculuk yapmak istedim. Zaten zar zor getirmiştim. Birde genelde en çok benimle sohbet ediyordu. Babama benzerliğimden dolayı küçüklükten beri bana hep anılarını anlatırdı. Beni hep ayrı tutardı.

Yaklaşık on dört saatin ardından arabadan indik. Mesut'ta tam bir saattir bizi bekliyormuş. Devrim başkan da gelmişti. Amcam, halam, Memo ve kardeşleri Devrim başkan ile eve giderken, annem kardeşim, Cemal'in annesi ve ninem Mesut ile eve yol aldılar. Bende Cemal ile yürüyerek eve doğru gittim. Zaten çok uzak değildi. On beş dakikalık yoldu. Eve yetiştiğimizde herkes eşyalarını bir kenara koymuştu. Memo'da sobayı yakıp, güğümüde sobanın üzerine yerleştirmişti

Perihan teyze de bizim gelişimize özel olarak yemek hazırlayacaktı. Annem ve halam da yardıma gitti. Ramo ise Ayşe ile beraber yanımıza geldiler. Her ne kadar çekinsemde Ramo'ya sıkı sıkı sarıldım. Cemal'i de Ramo'yla tanıştırdım. Tokalaştılar. Ardından Ayşe'ye de sarıldım. Cemal ile de tanıştırdım. Hoş geldin deyip annesinin yanına gitti.

Cemal, Mesut, Ramo ve Memo sahile gidip turlamak istediler. Bende onlara uyuyacağım deyip odama çekildim.

Aynı dakikalarda amcamda Devrim başkan ile arabayla derneğe gitti. Herkes çıktıktan sonra bende fırsattan istifade edip ülkü ocağına doğru yürüdüm. Ocağa yaklaştığımda, Zafer'in arabası ortalıkta görünmüyordu.

Arabasını görmeyip geri döneceğim vakit, biri benim gözümü tuttu ve köşeye çekti Tam bağıracaktım ki elini ağzıma getirip beni kendine dönerdi.

Sevinçle kısılan gözlerimle "Zafer!" diye hafif bağırdım. Özlemden olacak ki anında burnum sızladı. Benden Hayli uzun olduğu için parmak uçlarımdan hafif uzanarak direkt boynuna sarıldım.

Pürüzsüz esmer boynuna üst üste öpücükler kondurduğumda kıkırdayarak "Yavrum dur sakin. Arabaya geçelim. Yoksa bir gören olacak"

"Hiç kimse umrumda değil. Hem sen geldiğimi nerden öğrendin?" dedim ve ayaklarını yerle buluşturdum tekrardan.

Cevap vermeden elimi tutup arabaya doğru götürdü. Kapıyı açtı. Bindiğimiz gibi gaza basarak ıssız bir yere çekti arabayı. Perdeleri de kapattı ve her zaman olduğu gibi beni arka koltuğa çekti.

Ağzımı açıp konuşacaktım ki bir anda soluğumu keserek dudaklarıma yapıştı, bende karşılık verince şevkatle öpüşmeye başladık. Dakikalarca öpüştükten sonra elini yanağıma getirip alnıma uzun bir öpücük kondurdu

"Az daha kalsaydın hasretinden prangalar eskitecektim sevgilim. İyi ki geldin" diye fısıldadı.

Özlemle yüzümün her yerini izliyordu. Bende elimi boynundaki saçlara attım ve hasretle yavaş yavaş okşadım. "Seni çok özledim aşkım" dedim

Uzun zamandır söylemek istediğim kelimeleri söylemek istedim. Bir süre hasretle birbirimizin gözlerine baktık, ardından. "Geleceğimi, nerden biliyordun?" diye sordum .

Karşılık olarak "Ramazan söyledi" diye yanıt verdi.

Ağzım açık hayret edercesine kaşlarım havalandı. Biliyordum bunların konuşacağını. Ramo'nun götünde kurt durmazdı çünkü. Meraklı herif!

"Ramazan mı?" Onaylarcasına başını salladı. Çekinceli bir ifadeyle "Bizi biliyor. Yani sizin gittiğiniz gün otogarda yanıma geldi. Hesap sorunca, sinirle yakasına yapıştım. İşte o arada da söyleyi verdim"

Elimi çekinceli yüzüne atarak parmağımla okşadım. Er yada geç öğrenecekler zaten. Artık korkmuyordum ama yinede dikkat etmek gerekti.

Mavilerini benden almadan "Kızdın mı?" diye sorunca başımı iki yana salladım. Çünkü bende aynı hatayı yapmıştım. "Cemal bizi biliyor" dedim bende.

Aynı şekil şaşırdı. "Cemal?" deyip gözünü kıstı. Sonra tanıdık ismi duyunca kaşlarını havalandırdı. Merakla yüzüme bakınca devam ettim. "Yani bende boş bulunup söyledim. Asıl sen beni affet. Ramo zaten şüphelenmişti"

Yüzüme telaşla baktı. "Sana birşey yapmadılar değil mi? Bak saçının teline bile zarar verirlerse amcan da buna dahil herkesi yakarım" diye konuştu.

Tebessüm ederek uzanıp yanağından öptüm. "Dur sakin ol, kimse birşey yapmadı. Cemal dışında kimse sen olduğunu bilmiyor. birde ben Cemal ile konuşurken, kuzenim duymuş ama sen olduğunu bilmiyor. Sadece bir erkek ile ilişkim olduğunu duydu"

Yüzü gittikçe daha çok şaşırmış gibi olunca, beni göğsüne çekerek art arda saçlarıma öpücükler kondurdu. Kendinden emin bir sesle "Er yada geç öğrenecekler zaten sevgilim. Biz onlardan korktukça daha çok hata yapacağız. Bu yüzden bana güven, sevgime güven. Seni asla yarı yolda bırakmayacağım" dedi. Kaşlarımı çattım. Ona güvenmesem İstanbul'a ayak basar basmaz ona gelir miydim! Kafamı kaldıracaktım ki, izin vermedi. "Hemen dellenme, elbette bana güvendiğini biliyorum. Sana zarar gelsin istemediğimden söylüyorum" diye devam etti.

Bir süre bu şekil oturduk. Artık eve gitmem gerekiyordu. Birazdan yemekler de hazır olacaktı. "Ailem gidene kadar fazla görüşemeyeceğiz. Yani bir hafta dişimizi sıkalım olur mu?"

Alnını alnıma koyup elini boynuma getirdi ve yumuşakça sıktı. "Seni bir ömür beklerim. Yeter ki birbirimize olan heyecanımız bitmesin" alnımı çektim ve dudaklarına kısa ama tutkulu bir öpücük kondurup beni götürmesini söyledim.

***

Daha fazla Mersin'de kalsın istemedim.

Bence iyi ki geldiler...🌜🌛

Continue Reading

You'll Also Like

128K 5K 38
Ağlamak çözüm değil ama ağlamadan da yapamıyor insanoğlu.. Dışlamadan, reddetmekten, yoksaymaktan... Kısacası nefret etmeden de yapamıyor.. Farklılı...
958K 56.7K 73
"Hiç bir aile karesinde yerim yokmuş ki benim" Ben Buse. Buse Yalın olarak doğmuştum ve şimdi Buse Gamzeli olarak ölecektim. Bu ruhu ölmüş, bedeni ya...
1M 55.9K 42
Evin ise yediği tokatın şiddetiyle yere düşmüştü. Dudağının kenarı yeni bir darbe alırkende Kazım Ağa saçlarından koparırcasına tutup Evin'i kaldırmı...
180K 10.3K 99
İlgi duyulmayan ve sevilmeyen bir genç,ilgi ve sevgiyi hissedebilmek için yalan söyleyerek okulun içinde kendisinin gay olduğunu açıklar. Ve amacına...