Hüptrik ; Alina

By Heimir

201K 16.1K 4.2K

" İsmim Alina... ve ben deli değilim!" ▪︎Alina Atalar Küfür ve argo bulundurur* Yazım hataları olabilir* Yazı... More

Alina Atalar
0.0
0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9

0.8

8.2K 667 159
By Heimir

-

Kendimi odaya atar atmaz sık nefesler almaya başladım. Kolyeme neden o kadar dikkatli bakmıştı?

Anlamış olamazdı değil mi?

Neden anlasın ki?

Nasıl anlasın?

Odada bir süre volta attıktan sonra yatağa oturdum. Abartıyordum. Evhama kapılmıştım , nereden bilecekti ki o annemin kolyesini?

Derin bir nefes alìp yataģa uzandìm.

Aşağıdaki yüzler aklımda gelince güldüm seslice.

Alinanın abileri bunlardı demek!

Ellerimi gülümseyen dudaklarima bastırdım.

Çok yenilmez duruyorlardı... bir de güven verici.

Aklıma yeniden 'in ve söyle!' Temalı senaryolar gelirken başımı iki yana salladım. Olmaz söyleyemezdim. Hele o Kuvars isimli adam burdayken.

Kapımın açılıp hızla kapanmasıyla yerimde dikleştim.

Kapının tam önünde duran ve bana çatık kaşlaela bakan adama sessizce baktım.

Kuvars Atalar.

Tanrım! Odama mı gelmişti?

Korkuyla yutkunup ayağa kalktım duygularımı belli etmemeye çalışırken.

Tamam korkma Alina. Bir şey olursa çığlik atarsın. Hazar bey korur seni.

Kuvars hızlı adımlarla üzerime yürüyüp gerilememe sebep oldu.

İşaret parmağını bana doğrulturken korkuyla konuşmasını bekledim.

"Kolyeyi çıkar." Dedi keskin sesiyle. Kalbim korkuyla çarparken dudaklarımda yanlızca "Ne?" Nidası çıktı.

"Kolyeyi çıkar dedim sana." Sesi sinirlendiğini belli edercesine boguklaşmıştı.

Başımı iki yana salladım korkuyla. Bağırsa mıydım?

"Kolyeyi çıkarman için 4 saniyen var , küçük yalancı."

Ellerim sweatimin içindeki kolyeme giderken konuştum gücümü toplayıp.

"Yalancı değilim ben!"

"Öylesin!" Dedi sesini hafif yükseltirken.

"Kolyeni gördüm..." dedi devam ederken.

"... dedemi nasıl kandırdın bilmiyorum ama ben o kolyeyi tanıyorum!"

"Nerden tanıyorsun!?" Dedim sesim hafif titrerken.

Aramızdaki 3 adımlık mesafeyi kapadı ve beni kedi yavrusu gibi kapuşonumdan tuttu kaçmamam için.

"Lavin ablanın kolyesinin sende ne işi var?"

Durdum , gözlerimi kırpıştırdım.

Lavin? Bu ismi biliyordum....annemdi.

İçımi bir heyecan kapladı. O biliyot muydu yoksa? Yani kötü değil miydi?

"Sen Larissa'yı tanıyor musun?" Dedim gülümserken.

Şuan açığa çıkmış olmam zerre umurumda değildi. Annemi biliyorlardı! Demekki tamamen gayrimeşru bir çocuk değildim!

Gözlerini önce saçlarımda gezdirdi ardından da elimle ucunu tuttuğum kolyemde.

"Hasiktir..." diye mırıldandı yeşil gözlerime bakarken.

"... adın..." yutkundu.

"...Alina olabilir mi?"

Gözlerim büyüdü. Adımı bile biliyordu! Nasıl olurdu? Annemin Yıldırım beyle ilişkisini biliyorlar mıydı yani?

Annemin bir kaç defa ismini sen daha yokken babanla seçmiştik cümlelleri yankılandı aklımda.

Dudaklarım arasından kaçan hıçkırıkla dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Siktir." Dedi bu sefer. Gözlerinde bir çok duygu hakimdi : dehşet, endişe, şaşkınlık...

"Sen...Lavin'in kızısın."

Bu topun burdan dönmeyeceğini bilerek masumca başımı salladım.

Ellerini kapuşonumdan çekip beni yatağa oturttu ve onümde diz çöktü.

"Annen nerede peki? Lavin , o burada mı?"

Dedi sesindeki heyecanla.

Neden sevinmiş gibiydi?

Cevap vermemle derin bir nefes aldı.
"Tamam, cevaplamayacaksın. Korkuttum seni farkındayım."

"Ben anneni küçüklüğümden tanıyorum Alina. Ona çok şey borçluyum."

Tamam.... bu iş gittikçe tuhaflasıyor.

Gözlerini bir kaç saniye gözlerimde gezdirdi.
"Dedemin arkadaşının torunu değilsin değil mi? Olamazsın?" Dedi sesini ele geçiren gerginle.

"Hayır,değilim." Dedi sessizce. Ona güvenmeli gibi hissetmiştim.

"O zaman ne isin var burda? Annen nerede? Dedemin yanında nasıl kalıyorsun sen?" Dedi sorularinı sıralayarak.

Elleri hala omuzlarımda ve şevkatli gözleri gözlerimdeydi. Abi gibi hissettirmişti.

"Ben... " dedim ne diyeceğimi bilemeyerek.

"...annem yok. Öldü." Dedim sessizce. Bunu dile getirmek her seferince kalbimi deliyordu.

Ne zamandır dudaklarında olduğunu bilmediğim tebessümü dondu ve ardından silindi.

"Öldü mü?" Başımı salladım.

Bir kac dakika ikimizden de ses çıkmadı. Bu ortam daha ne kadar tuhaflaşabilirdi?

Gözlerini kapadı bir şey demeden.
"O zaman burda olmanın tek bir acıklaması var değil mi?" Dedi gözleri kapalıyken. Duyacaklarından korkuyor gibiydi.

Anlamıştı. Ama benden de duymak istiyordu.

"Ben... Yıldırım bey'in kızıyım."

"Siktir..."

(...)

"Kuvars senelik boşaltımıni yapıyor herhalde tuvalette." Dedi yiğit gözleri büyük ekran televizyondayken.

Aren esnedi.
"Gelir birazdan..."

Hazar beyse torunlarının bir an önce gitmesini bekliyordu. Alina'yı merak etmişti.

Aslan , elindeki çerez tabaginı kurcalayan Pars'a baktı.

"Baştan anlat şu araba meselesini?" Dedi mimiksizce.

Kızın dediklerine canı sıkılmıştı. Eğer bu velet kıza arabayla çarpmışsa bu defa ehliyetini alırdı elinden.

Pars ,abilerine kısa bir bakış attı.

"Şirketin önündeydi. Hava karanlık olduğu için görmedim vurmuş bulundum ama dediği gibi hızlı değildim."

Arslan başını iki yana sallayıp kollarını göğsünde bagladı, Pars bu aralar gerćekten sorumsuzdu.

" sonra da muhabir olduğunu düşündüm işte, malum bu tarz olaylar ilk değil" diyip pişmanlıkla iç çekti.

Olayın devamını da usulca anlatırken abilerinin sinirlendiğinin farkındaydı.

Konuşmasının bitmesiyle Arslan konuştu.
"Pars , arabanın anahtarını bir süre veriyorsun abim." Dedi soğukkanlılıkla. Pars'ı aşırı el bebek gül bebek büyütmüşlerdi.

Pars sesini cıkaramadı. Aslan'a sıra geldiğinden adam kollarinı göğsünde bağladı.

"O ufaklıktan da düzgünce özür dile. Baya canı acımış duruyordu."

Pars yine başinı salladı, o aklındaydı zaten.

Aslan kardeşinin onayı ardından dedesine baktı.
"Ne kadar kalacak burada bu ufaklık?" Dedi ilgiyle.

Dedesi başta olmak üzere ailelerinin uğraştıği işler belliydi ve misafir bile olsa böyle ufak bir çocuğu yanlarında tutmak doğru değildi.

Hazar bey torununa baktı.
"Ne kadar istersem." Dedi ketumca.

Huy bakımından kendinin tıpkısı olan torunuysa yine sordu.
"Kızı yollsan iyi olur dede."

Hazar bey bunun doğru oldugunun bilinciyle iç ćekti. Alina'yı abilerine ve babasına haber vermeden tek basına yanında tutup, koruyamazdı.

"Karışma işime Aslan."

Arslan ikizine kısaca bakıp dedesine döndü
"Aslan haklı dede. "

"Karışmayın dedim size." Dedi sert sesiyle Hazar Atalar.

Araya giren kısa süreli sessizliğin ardıbdan konuşan Hazar bey oldu.

"Yıldırım nerde?" Dedi Aslan ve Arslan'a bakarak.

Arslan elindeki tabletten gözlerini ayırmadan konuştu.

"Bu gece Nival'e ispanya'dan bir grup iş adamı gelecekmiş.Babam da amcamlar da onlarla beraber."

Hazar bey başinı sallamakla yetindi.

Atalar ailesinin piyasadaki konumu buydu işte.

İstanbul ve kıbrıs başta olmak üzere asya ve avrupadaki kumarhane zincirini yönetiyorlardı.

Onlar bunu illegal olarak görmüyorlardı. Sonuçta kumar oynamak bir tercihti.

İstanbul'daki göz bebekleri Nival, şehrin en kapsamlı kumarhanesiydi. Emniyet kumarhane olduğunu bile bile izin dahilinde olduğu için arada baskın yapmak dışında müdahale edemiyordu.

Hazar bey yerinde dikleşti ve yeniden konuştu.
"Tamer de mi onlarla?"

Arslan yeniden konuştu.
"Hayır,dede. Nerede olduğunu bilmiyoruz."

Hazar bey içinden oğluna bir kaç küfür ederken Aslan'ın sesiyle düşüncelerinden sıyrıldı.

"Dede gergin misin sen?"

Hazar bey başinı iki yana salladı.
"Hayır."

Merdivenden gelen adım sesleriyle oraya döndü hepsi.

Kuvars oldukça mimiksiz bir şekilde önceki oturudğu yerine geçip oturdu.

"Deliğe mi düştün ? Kaç saat oldu be oğlum." Dedi Yiğit Tv'de oynayan derbiye bakarken.

Kuvars cevap vermeden dedesine baktı. Hazar bey de ona bakınca aralarında kısa bır bakışma geçti.

Hazar bey konuşmak için dudaklarını aralamışken Kuvars önce davrandı.

"Lavin abla... nerede biliyor musunuz?"

Ortama ölüm sesizliği çökerken ilk konuşan yerinde rahatsızca kıpırdanan yiğit oldu.

"Nerden çıktı şimdi oğlum?"

Kuvars ise ikizlere bakmaua devam etti

Arslan gözlerini ekrandan çekip Kuvars'a baktı.

"Yerini bulmuş olsak şuan burada olurdu değil mi Kuvars?" Dedi soğuk sesiyle.

Kendileri daha çocukken hayatlarına giren ve 3 senede bir çok seyi değiştiren ingiliz kadını Lavin, bir anda ortadan kaybolmuştu ve babaları başta olmak üzere ona oldukça bağlanan çocuklar da onu aramıştı.

"Belki de ölmüştür." Dedi Kuvars.

"Öyle olsa bilirdik." Dedi Aslan da ikizinden farksız bir soğulukla.

Kuvars kafasını koltuğa yaslayıp tavana bakti.
"Amcamın ondan umudu kesmesi gerek artık." Dedi acımasızca.

Aslan ve Arslan ona bu konuda içten içe hak verdi. 18 yıl olmuştu ama babaları hala tutturmuş bir Lavin gidiyordu.

Hazar beyse konuşmayı gergince dinliyordu sadece. Kuvars'ın durduk yere bu konuyu acması hayır değildi.

Ve kuvars gecenin ilk bombasını patlattı.

"Ben Lavinle ilgili bir şey buldum."

(...)

Kuvars 'ın çiktığı kapıya baktım bir süre sessizce. Ona söylediğim cümleden sonra bir süre yüzüme bakmış ardından cevap vermeden odadan çıkmıştı.

Korkmalı mıydım?

Yani söylemış olsa şuan odamı birileri çoktan basmıştı değil mi?

Gözlerim köşedeki bavuluma kayarken iç çektim.

Buraya onca zorluğu aşıp gelmiştim ve bundan sonra da korkmaya niyetim yoktu. Ne olursa olsundu.

Kuvarsın cümleleri aklıma dolarken dudaklarımı yaladım.

Annemi biliyordu ve galiba tanıyordu. Acaba annem sandığımın aksine gerçekten Yıldırım beyle ciddi bir ilişki mi yaşamıştı?

Ah anne ah!

Nelere bulaşmişsın sen böyle!

Yatakta bir tur yuvarladım panda misali.

Aman! Gerilme Alina!

En fazla her sey sarpa sararsa geri kaçar gidersin İngiletereye!

İngiltere demişken....

Matteo... ne yapıyordu acaba? Unutmuş muydu beni?

Tabi unutmuştur!

Yakışıklı,çapkın, komik ,tatlı pislik!

Yüzümü yastığa gömdüm.

Özlemiştim işte! Belki biraz da pişmandım. Beraber gelseydik... Hazar beyin kucagına düşmezdim muhtemelen.

Sence Matteo'nun kucagı daha mı güvenli ?

Aklıma gelen edepsiz düşüncelerle hızla doğrulup saçlarımı karıştırdım.

Matt ile bubca zaman geçirince onun edepsiz huylarını almıştım işte!

(...)

Pars hızla yerinden dikleşti.
"Ne buldun? Kuvars abi, dalga gećmiyorsun değil mi?" Dedi ciddice.

Kuvars kısaca Pars'a baktı.
"Bu konuda dalga geçmem Pars. Lavin'in en büyük yardımı banaydı unutma."

Aslan sıkılmiş şekilde konuştu.
"Ne buldun Kuvars?"

Kuvars Aslan'a baktı ve derin bir nefes aldı.

"Lavin ölmüş."

Pars hızla ayağa kalkarken diğerleri bu haberi şokla karşıladı.

Hazar bey ise uç buçuk atıyordu.

"Ne ölmesi Kuvars abi?  Saćmalama! Şuan 39-40 yaşlarında olmalı! Neden ölsün?"

Kuvars iç çekti. Bu kismı daha sonra Alina'dan öğrenecekti ama kızın biraz sindirmesi lazımdı olanları.

"O kadarıni şuan bilmiyorum Pars ama 1- 1.5 sene önce cenazesi londra'da bir mezarlığa defnedilmiş."

Arslan gözlerini kapayıp ensesini kaşıďı. Bu iyi olmamıştı. Babası duyunca hiç hiç iyi olmayacaktı hele ki.

Aslan da ikiziyle aynı düşünceleri paylaşırken saçlarını geriye attı. Gömleğinin ilk iki düğmesini çözüp derin bir nefes aldı.

"Nasıl olmuş peki? Ailesi , arkadaşı falan yok muymuş? Oğrenemedik mi kimseden?" Dedi Ateş bir yandan şokla Kuvars'ı izleyen Pars'ın sırtına destek amaçlı vururken.

Kuvars soğuk kanlılıkla başıni iki yana salladı.

Aklından çok şey gećiyordu ve bunlardan ilki Alinaydı.

Kesinlikle kendisi açıklamamalıydı onlardan olduğunu. Çünkü o zaman Aslan ve Arslan başta olmak üzere diğer aile üyeleri soğukça ve çekingence yaklaşırdı kıza. Bu da sağlıksız ilişkiler için temel atardı.

Ama kendileri kardeşlerinden haberdar olup ararlarsa bu süreçte onu kabullenmeleri daha hızlı olurdu.

Babasıyla zıt yönde planlar yapan Kuvars yeniden dudaklarını araladı.

Alina bunu yaptığı için belki ona kızacak ve başından onunla uzak olacaktı ama babasını azcık tanıyorsa haberi olmasa bile yakında Alina'yı öğrenir ve saldırırdı.

Kuvars'ın Hazan'dan sonra babasına verecek başka bir kurbanı yoktu.

"Asıl olay bu değil beyler."

Dedi aklında diyeceklerini ölçüp tartarken. Hazar beyse deli torununun yapacağını anlamış ve ses çıkarmamıştı.

Küçük yaşta olgunlaşmış bir çocuktu Kuvars.

"Ne peki?" Dedi Pars hala aldığı ilk haberi aşamamışken.

Kuvar Yıldırım Atalar'ın oğullarında tek tek göz gezdirdi ve gecenin ikinci bombasını patlattı.

"Lavin'in... 18 yaşına basacak bir kızı var. Ve tahmin edin bu ufaklık kim?"

(...)

Bölüm sonuuu

-yorumlarınız?

-Matt'i özledik mi?

-Alina'yı seviyor muyuz?

Bölüm burada biter ve hei kaçıp giderr

Oy ve yorum muzlu pudinglerim!!!


•Pars Atalar ( insta @davidevavala )

Continue Reading

You'll Also Like

2.2K 58 12
Motorcu olan Alara Rüzgar çaylak olan motorcu kızın numarasını alıt fakat çaylak kız, Alarayı asker olan abisine çok yakıştırır ve abisinin numarası...
281K 13.3K 30
Ailemin karışık olduğunu düşünürken, karışmalarının sebebi benmişim.
25.6M 909K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...
1.1M 57.7K 50
Merhaba! Ben loya. Loya Sert. Üçüzlerim ve abilerimle olan bu kitabıma bir göz atmak istemez misin? Not: Beğenmiyorsan okuma.