Hüptrik ; Alina

By Heimir

201K 16.1K 4.2K

" İsmim Alina... ve ben deli değilim!" ▪︎Alina Atalar Küfür ve argo bulundurur* Yazım hataları olabilir* Yazı... More

Alina Atalar
0.0
0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9

0.7

8.2K 659 205
By Heimir


(...)

Yankılanan şaplak sesiyle Pars ve Hazar beye döndüm. Pars ensesini tutup yüzünu acıyla buruştururken hazar bey ona çatık kaşlarıyla bakıyordu.

"Seni ağzına ettiğimin eniği! Benimle dalga mı geçiyorsun it oğlu it!"

Pars göz ucuyla bana bakıp dedesine döndü.
"Dede ayıp ol-"

Hazar bey işlemeli bastonunu tehtitkarca kaldırdı.
"Bir de cevap veriyor!"

Gözüm yeniden cama kayarken arabalardan inenlere bakıp yutkundum.

Aslan ve Arslan'ı ilk defa canlı görmemin heyecanıyla olsa gerek kalp atışlarımın hızlandığını hissettim.

Gözlerim diğer arabalardan inenlere kaydı. Hepsi çok...heybetliydi.

Geŕcekten bir kez daha bu ailenin ıllegal olduğunu sadece görünüşlerine bakarak söyleyebilirdim.

Kısaca hepsine bakıp içimden korkuyla saydım.

Aslan ve Arslan Atalar dahil olmak üzere tam tamına 6 Atalar erkeği eve giriyordu.

Pars sonunda acısı geçmiş olmalı ki abilerini karşılamak amacıyla merdivenlere ilerleyip aşağıya indi.

Hazar beyle gözgöze geldik.

"Gerilme Alina." Diye kısık sesle fısıldayıp yaklaştı

"Sen benim arkadaşımin torunusun tamam mı? Korkacak bir şey yok. "

Tebessüm edip başımı salladım. Bu tonton hazar bey cidden beni güvende hissettiriyordu.

"Onlar..." mırıldandım.
"Bi kadar torununuz olduğunu bilmiyordum."

Derin bir nefes alıp beni pencere döndurdu.

Bahcede Parsla selamlaşan adamları tek tek göstermeye başladı.

"Abilerini biliyorsundur tanıtmama gerek yok..." başımı sallayıp büyük abilerime biraz göz gezdirdim.

Brandon yiyorsa şimdi yine bulaşsın bize!

"... Aslan'ın yanında gördüğün Yiğit, babanın bir küçüğu olan küçük amcan Yavuz'un tek çocuğu."

Gözlerim dediği kişiye kayarken dikkatle inceledim. Biraz daha sarıya kaçan saçları vardı. Ve oldukça yakışıklıydı.

Hazar bey tanıtmaya devam ederken ses çıkarmadım.
"Pars'ın yanındakiler Ateş ve Aren. İkizler ve Tuna amcanın oğulları onlar. Söylemiştim."

Başımı salladım yeniden. Ne çok amcam vardı.

"Son olarak arabaya yaslı duran..." gözlerim mat siyah bugatti chiron'a yaslanmış olan siyah saçlı adama değdi.

'... Kuvars. Tamer'in oğlu."

Gözlerin aralanırken bedenimi adrenalinin sardığını hissettim. Hızla Hazar beye dönmemle anlamış gibi hızla konuştu.

"Gerilme Alina. Kuvars babası olacak it gibi değil. " ona güvenmeyi seçip sesimi çıkarmadım.

Bahcedekiler evin kapısından girmeye başlayınca Hazar beye baktım panikle.

"Ben , ben yapamayacagim galiba!"

Dedim tek solukta. Hazar bey gözlerime anlamazca bakarken ellerini omuzlarıma koyup hafif sağa kaydırdı beni. Ben anlamazca ona bakarken konuştu.

"Tekrar konuş bakayım."

"Ne?"

Gülümseyip olduğum yeri gösterdi.
"Demekki buradan çekiyorsun, öğrenmiş olduk."

Dediğini anlamamla güldüm. O da gülmemle rahatlamış olacak ki tekrar konuştu.
"Dizimin dibinden ayrılma küçük fare, haydi gazamız mübarek ola."

(...)

Gözlerimle röntgenini çektiğim odaya kısa bir bakış daha atarken Yiğit olan kişi yanımdaki Hazar bey e baktı.

"Ee dede? Geleli on dakika oldu. Tanıştırmayacak mısın bizi bu hanınefendi ile?"

Hqzar bey de ne diyeceğini bilememiş olmalı ki konuştu. "Hayır.
"

Gülmemek için dudaklarımı bastırıken diğer yandan da gözlerimi yumdum.

Evet Hazar bey. Mükemmel yalancısınız.

Pars Yiğit'e baktı.
"A doğru siz Hüptrik ile tanışmadınız. Tanıştırayım. Dedemin ahiretliğinin torunu Hüptrik. İngiltereden geldi."

Yiğit abi bey derince gülümsedi.
"Hoşgeldin hüp- bir dakika hüptrik mi?"

Diğerleri de anlamazca bakarken Pars yeniden konuştu

"İnada bindirdi ismini söylemiyor dedemle ikisi. Bende böyle bir çözüm buldum."

Aren göz devirdi."Sen sormayı becerememişsindir odun."

Son kelimesine katılıyordum.

Ateş de ikizine katılıyor olmalı ki yerinde biraz dikleşti.
"İsminizi ögrenebilir miyiz acaba güzellik?"

Tanrım... şuan al beni.

"Hayır."
Sesim şaşkınlığımdan dolayı donuk cıkarken pars keyifle gülümsedi.

Hazar bey torunlarına kısaca bakıp konuştu.
"Rahat bırakın kızımı. Kendi aranızda edin işte muhabbetinizi."

Arslan Atalar düz ifadesinden anlık sıyrılıp konuştu.
"Dede? Bu küçük kızı bizden mi koruyorsun sen?"

Sesinde ufak bir alay vardı. Ama sesini olk defa duymamın etkisiyle içim bir tuhaf oldu.

Bir dakika ya

Neden heyecanlanıyordum.

Ben bu yaşıma kadar kardeş eksigi mi hissetmiştim yani?

Hazar bey memnuniyetsizce ona baktı

"Sus babası kıliklı hergele. Torunumu rahat bırakın."

Ded- ne ne ne

Torunum mu?

O da dediği kelimeyi sonradan fark etmiş olmali ki gözgöze geldik.

Hazar dede... ne yaptın?

Aren kaşlarıni çattı.
"Oha , bir de torunum diyor. Biz kimiz dede ya?"

Hazar bey hızla kendini toplayarak ona baktı.
"Ömür törpülerimin dölleri."

Gülmemek için kendimi sıksamda hafif tebessüm etmeme engel olamadım. Pars anında fark edip ben ne olduğunu anlamadan kafama elindeki kırlenti fırlatıverdi.

Kafama çarpan kırlentle hafif diğer yanımda oturan Yiğit abi beye doğru savulurken şaşkınca Pars'a baktın.

Ateş parsa benden önce tepki verdi.
"Oha hayvan. Kafasını koparsaydın kızın!"

Sinirle gözlerimi kapadım. Ardıbdab beklemediği anda kırlenti yeniden ona fırlattım. Tabi sinirle konuşmayı da ihmal etmedim.
"Arabayla öldüremedim bir de bunu mu deneyeyim diyorsun ha!"

Ben onun aksine onu yüzünden vururken sağ çaprazımda oturan ve gece boyunca hiç sesi çıkmadan Aslan Atalardan bir ses geldi.

"Ne demek o?"

Kırleti tutan Pars ile gözgöze geldik anında.

Ben ne olduğunu kavrayamadan konuşurken buldum kendimi.
Aslan Atalar'a dönüp işaret parmağımla Pars'ı gösterdim.

"Şirkete Hazar dedeyi görmeye geldiğimde arabayla çarptı bana! Sonra da bileğimi burktuğum halde yalancı diyip muhabir olmakla itham etti!" Diye sitemle konuşurken buldum kendimi.

Ben...

Az önce...

Küçük abimi büyük abime mi şikayet etmiştim?

Hayır...Alina

Bunu yapmış olamazsın...

Aslanın kaşları önce havalandı ve ardından çatılıp Pars'a döndü.

"Pars?" Dedi sesi aşırı ürkütücüyken

Pars yutkundu.
"Abi?"

"Ne yaptın kıza ne yaptın?"

"Önüme atlayan oydu!" Onunda sitemle bağırmasıyla kaşlarımı çattım.

"Hiçte bile atlamadım! Sen havalı olmak için hızlı geliyordun!"

Pars sinirle bana baktı.
"Çekilseydin!"

"Sen de önüne bakıp frene bassaydın!"

Dedim sesim hafif titrerken.

Ne

Sesim neden titremişti şimdi?

Bir bu eksikti.

Zaten bileğim acıyordu ve annem ölmüştü...

Bir de sesim titremişti işte.

Birden ortamdaki ses kesilirken Pars şaşkınca yüzümü inceledi.

"Hüptrik?"

"Ne oldu?" Dedim burnumu çekerken.

Ağlamam gelmışti işte.

Gözlerimi etrafta dolaştırırken yanımdaki Yiğit abi bey elini omzuna koydu.

"Hüptrik , bak bakayım bana."

Sessizce ona baktım.
"Neden gözlerin doldu? Bileğin falan mı acıyor yoksa?" Dedi anlamazca.

Ayak bileğimdeki sargıya baktım. Yeniden burnumu çektim.

Şimdi karşılarında çocuk gibi kalmıştım. Hepsi bebek olduğumu düşüneceklerdi.

"Evet... acıyor."

Pars yerinden hızla kalkıp önüme geldi ve eğildi. Kucağımdaki ellerimi ellerine aldı.

"O kadar mı acıyor ? "

"Evet..." dedim gözlerimi kaparken.

Nedense gözlerimin önüne teyzem sandığım annemin cesedi gelmişti.

Niye böyle olmuştu şimdi?

"Bu kadar ağrıyorsa hastaneye götürüp bi ağrı kesici vurduralım." Dedi Aren sessizliği bölüp.

Gözlerimi açıp önce Pars'a baktım. Hüzün ve pişmanlıkla yüzüme bakıyordu.

"Gidelim mi hastaneye Hüptrik? Dede ne diyorsun?"

Hazar bey ise galiba anlamıştı acımın fiziksel olmadığını.

"O ağrı kesici aldı Pars..." dedi bugün ilk defa ona kızmadan konuşurken.

"Odasına çıkip dinlenmek ister belki." Ona minnetle bakarken Pars itiraz edercesibe konuştu.

"Dede gözleri doldu. Çok canı acıyor olmalı."

Dudaklarımi birbirine bastırdım.

Aylardır annem için bir damla gözyaşı dökmemişken neden onların yanında olduğum ilk an gözlerim dolmuştu.

Yoksa içimi dökmek için güvenilir birilerini mi arıyordum?

Iyi de tanimiyordum ki onları daha ben... ama abilerimdi sonuçta.

Aklıma annemin sözleri geldi...

Bence bir çocuğa verilecek en güzel hediye kardeştir Alina'm... ama sana bunu veremediğim için özür dilerim.

Kalkanımı düşürmemek için gözlerimi yumdum.

Onalara her şeyi anlatıp rahalamak istedim. Bunun için gelmemiş miydim?

Belki beni kardeşleri olarak benimserlerdi. Babalarını istemiyordum ama abilerimle iyi olmak isterdim.

Peki beni isterler miydi?

Ağlamamak için ellerimi yumruk yaptım.

Tanrı aşkına onlara bu kadar hızlı ısınmış olamazdım, olmamalıydım!

"Ben...odama gideyim."

Pars abi derin bir nefes aldı.

"Emin misin? Bence hastaneye gidelim."

"Iyiyim, dinleceğim." Onun hafif çekilmesiyle ayağa kalktım. Gözlerim ilk Arslan ... abi  ile birleşirken yitkundum. O ise anlamak ister gibi beni inceliyordu.

Keşke anlasaydı. Ama daha da kötü olanı  merdivenlere gitnek için döndügumde gozgöze geldiğim Kuvars  Atalar'ın gözlerinde gördüm.

Yüzünde bariz bir şaşkinlık vardı. Ama gözleri bende değildi. Sweatimden çıkan annemin kolyesindeydi.

Gözlerini gözlerime çıkardoğı an gözleriyle konuştu sanki.

Yandın Alina... sobeledim seni.

Kolyemi hızla sweatime sokarken o dudaklarını yaladı.

O an anladım.

Artık babası gibi... oģlundan da korkmalıydım.

(...)

Bölüm sonu

Bölüm burada biterr ve Hei kaçıp giderr<3

-Kuzenler hakkında yorumlarınız?

-Kuvars nasıl biri sizce?

-Alina'nın ruh halinin dengesizliği neden??

Yeni bölümde görüşmek üzere muzlu pudinglerim!

Continue Reading

You'll Also Like

6K 855 19
Rüyalarını bir kenara koy. Uyandığında çünkü hiç dönüşü yok.
18.1K 824 29
Alef 12 yaşındayken bir gün içerisinde birden fazla gücü olduğunu öğrenmiş ve 6 yıl boyunca güçlerini geliştirmiştir. 6 yıl sonra kendisi gibi olanla...
281K 13.3K 30
Ailemin karışık olduğunu düşünürken, karışmalarının sebebi benmişim.
25.6M 908K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...