benim gençliğim- yeonbin (ome...

By jvaljaen

17.2K 2.2K 978

"Tek başıma, küçük bir koltuğun üzerinde kıvrılmış senin uyumanı beklerken bir kere bile sana dokunmak için o... More

I.
III.
IV.
V.
VI.
VII
VIII
IX
X
XI
XII
XIII
XIV
XV
XVI
XVII
XVIII
XIX
XX
XXI
XXII
XXIII
XXIV
XXV
XXVI
XXVII

II.

921 103 101
By jvaljaen

Choi Soobin.

Diğer alfalarla birlikte okula kayıt yaptıran yeni alfa. Kendisini gizlemiyor. Feromonlarını gizlemiyor. Okulun her yerinde, bahçede, kantinde, sınıfta ve benim arka sıramda. Onu hissedebilmek kolay. Burada olduğunu bilmek, ensemde ve hemen dibimde, bir ölüm gibi beni kovaladığını bilmek ise korkunç.

Kendisini geri çekmiyor. Kimseden korkmuyor. Diğer alfalardan üstün olduğunu belli ederken bizi şüphe içinde bırakıyor. Tecavüz eden alfalardan birisi de Soobin mi? Bu düşünce beni korkutuyor. Ondan kaçıyorum. Her an, her dakika gidebildiğim kadar uzağa gidiyor, feromonlarımı bastırmak için kullandığım ilaçlar ise yaramıyor. Soobin benim kokumu her yerden alıyor.

Sabah okula girerken onu gördüm. Arabasından inerken tek omzuna çantasını umursamazca takmış ve etrafına bile bakmadan bahçeye girmişti. Araba onu bıraktıktan sonra gitti. Benim adımlarım yavaşladı. Arka sıramdaydı. Beni tanıyordu. Kokumu biliyordu. Beni istiyordu. Ama ben onu istemiyordum.
Sabah onun yüzünden derse geç girmiştim. Kafasını masaya koymuş yatıyordu ama o kadar sesin arasında benim sınıfa girmemle kafasını kaldırıp kapıya doğru bakmıştı. Yüzünde uykucu bir ifadenin aksine keskin bakışları vardı. Beni yakaladı. Yerime oturana kadar göz hapsinden çıkarmadı. Hiç konuşmadık. Konuşmak da istemiyordum zaten.

Arkamda oturuyordu. Beni izlemeye devam ettiğini biliyordum. Parmakları ensemdeki saçları okşadı. Titreyecek gibi oldum ama kendimi sıktım. "Kullanma şu ilaçları." dedi emir verir gibi. Kokumu almakta zorlanmıyordu ama yine de kullanmamı istemiyordu. Cevap vermedim. O'da durmadı. Ensemden yaklaştı. Herkesin içinde, utanmadan burnunu enseme sürttü. "Çok güzel kokuyorsun." Kendisinden geçer gibi söylüyordu. Kendimi öne çekmek istedim ama yapamadım. Önünde oturduğum her an bana bunu yapmaya devam edecekti. Soobin kimseyi umursamıyordu. Burnunu yerli yersiz enseme defalarca kez sürtmüştü. Utanmıyordu. O böyleydi. Daha fazlasını da yapardı.

Parmaklarını saçlarımda hissettim. Ensemdeki saçları okşadı. "Çıkışta beni bekle." Sesindeki emiri anladım. İtiraz istemiyordu. İtiraz edemezdim.
Sözünü söyler söylemez geri çekildi. Boşluğa düştüm. Alışmıştım. Soobin sürekli bana yakındı. Beni tuhaf hissettiriyordu.

"Çıkışta beni bekle."

Kalın sesi kulaklarımda yankılanıyordu. Onu beklememi istiyordu. Benden bir şey alacaktı ya da bana bir şey verecekti. Ne olduğunu bilmesem bile ne ile ilgili olduğunu biliyordum. Soobin hep yaptığını yapacaktı. Beni kendisine bağlamaya çalışacaktı.

-

Adımlarım hızlıydı. Bana yetişmesini istemiyordum. Beni takip etmesini, peşimden gelmesini ve köşeye sıkıştırmasını istemiyordum. Gitmem gerekiyordu. Onsuz. O olmadan. Soobin görmeden.

Annem ne demişti? Paran yoksa babandan al. Babama gidecektim. Hep yaptığım gibi. Ne kadar içmiş de olsa, evinde kızlar da olsa önüme fırlattığı birkaç kuruş para bile birkaç günümü idare ettiriyordu. En azından ilaçlarım için yeterli oluyordu.

Fakat kimse bunu bilmemeliydi. Özellikle Soobin. Bunu bilmemeliydi. Öğrenmesini istemiyordum. Ondan saklamalıydım.
Fakat hiçbir şey istediğim gibi gitmiyordu. Hiçbir şey hayal ettiğim gibi değildi. Tanrı kaderimi farklı çiziyordu.

"Yeonjun!" Arkamdan ismimi bağırdı. Herkesten önce çıkmıştım sınıftan. Tuvalete gitmek için izin alıp gitmiştim. Kimse yokken boş koridorlarda koşar adımlarla ilerleyip dışarı atmıştım kendimi. Buna rağmen bırakmamıştı beni. Peşimden geliyordu. Kokumu alabildiği her an da peşimde olacaktı, bunu biliyordum.

Tekrardan bağırdı. Dönüp bakmadım. Ellerim sıkıca omuzlarımdakı çantanın kulplarını tutuyor ve bacaklarım titriyordu. İzimi kaybettirmek istedim. Otoparka girdim. Arabaların arasından, ona fark ettirmeden koşmaya başladım. Kahretsin! Daha çok dikkat çekiyordum!

Hemen omzumun üzerinden arkama baktım. Soobin yoktu. Onu göremedim. İzimi kaybettirdiğimi düşündüğüm o dakikalarda daha da hızlanmış ve çıkışı bulmaya çalışmıştım. Büyük duvarın ardından köşeyi dönecekken birisine çarptım. Geriye sendeledim ve düşecekken kolumdan tutup beni kendisine çekti. Kokusunu aldım, kokumu aldı.

Soobin beni yakaladı.

"Nereye gittiğini sanıyorsun?" Kolumu sıkıca tutumuş, beni göğsüne çekerken yukarıdan tehditkar gözleriyle bakıyordu. Göz bebeklerim titredi. "Bırak." Kolumu çekmeye çalıştım ama daha sıkı tuttu.

"Sana çıkışta beni bekle dedim." Sözleri sertti. Onun sözünü dinlemediğim için sinirliydi. Göz bebeklerim titredi. "Sen tuvalete gidiyorum diye benden kaçmaya çalıştın." Sinirliydi. "Benim gibi bir alfayı kandırabileceğini sana düşündüren ne Yeonjun?"

Kafamı iki yana salladım. "Hiçbir şey." Gözlerine bakmaya korkuyordum ama göz temasını da kesmiyordum. Soobin ondan kaçmaya çalıştığım için öfkeliydi. Fakat bu ilk değildi. Her defasında ondan önde yürür, onu beklemez ve arkamdan gelip beni yakalamasına izin verirdim. Fakat otoparka girip izimi kaybettirmek istediğim ilk an bu andı. Bu yüzden daha çok kızgındı.

Birden burnunu boynuma sürttü. "Kokunu almadığımı mı sanıyorsun?" Dudaklarını boynuma sürttü. Titredim. Bacaklarımın arası sızladı. Alfalığını bana hissettirişi farklıydı. Kimseye böyle davranmıyordu. Hepsi bana özeldi.

"Nereye gidersen git Yeonjun," Boynumu öptü. "Seni bulurum." Kolumdaki eli belime indi. Beni kendisine çekti, göğüslerimiz birbirine değdiği an ağzımdan küçük bir inleme çıktı. "Sakin ol," Kazağımın altından çıplak elini geçirdi. Ben parmak uçlarımda yükselmiş, istemeden ona daha çok yardımcı oluyordum. Soobin'in kokusu etrafımı sardı, ağır bastı. Gözlerimi kapattım. Tenime değen dokunuşu hafifti. Beni kendimden geçiren öpüşleri nazikti ama dudaklarının hareketinden öfkesini anlıyordum.

"Soobin," Isırdı. Canımı acıtmadı. "Söyle Yeonjun." Parmaklarını bel boşluğuma bastırdı. "Gitmek istiyorum." Son kez boynumu öpüp durdu. Öylece kaldı, orada bekledi.

"Nereye gideceğini söyle. Seni bırakacağım."

Panikledim. "Hayır!" Babamı öğrenmesini istemiyordum. Hakkımda hiçbir şey bilmesini istemiyordum. Ne kadar çok bilgi o kadar çok koz demekti. Beni, beni tanıdığı kadar tehdit edebilirdi. İstemiyordum. Onun tehditleri ve emirleri altında yaşamak istemiyordum.

"Arabam burada. Seni bırakacağım dedim."

Gözlerime bakıyordu. Eli hala belimde, beni okşamaya devam ederken pes ederek omuzlarımı düşürdüm. Gözlerim dolmak üzereydi. Kendimi tuttum. "Eve," Alt dudağımı ısırdım. Babama bugün gidemeyecektim. Zamanım daralıyordu. Bir an önce ilaç paramı biriktirmem ve yenilerini almam gerekiyordu. Elimde kalanlar çok azdı ve beni kızışma dönemime kadar götürmezdi.

Soobin elini kazağımın altından çekti. Yanağımı avucunun içine aldı. "Arabama bin." Gözleri, sözleri keskin. İtiraz istemiyordu. "Seni evine bırakacağım."

Soobin evimi biliyordum İlk değildi. Daha önce de yapmıştı. Beni evime bırakmıştı. Hiçbir şey yaşamadan. Sadece onun yanında olmam bile onun için yeterliydi. Kendisi de böyle söylemişti. Bileğimden yakaladı. Arabasının yanına götürdü beni. Resmen onun arabasına binmek için buraya kadar gelmiş gibiydim.

"Benden kaçma." dedi arabaya binerken. Gözlerimi kaçırdım. Beni ön koltuğa oturtturup üzerime eğildi. "Benden kaçtığın her an sana daha çok yaklaşıyorum." Kafasını 'ne yazık' dercesine iki yana salladı. "Hâla fark edemedin." Parmağıyla alnımı geriye ittirdi. "Aptalsın Yeonjun."

Kapıyı kapattı. Kendisi de şoför koltuğuna geçerken onu izledim. Ellerimi önümde birleştirmiş, utanarak onlarla oynuyordum. Çekiniyordum. Yanımda bir alfa oturuyordu. Benim yanımdan asla ayrılmayan bir alfa. Soobin böyleydi. Okula geldiği ilk günden beri bana takıktı. Asla anlamadığım bir şekilde sürekli benimleydi.

Eve gidene kadar konuşmadık. Yol kısaydı. Soobin beni kapının önünde indirdi. Ona teşekkür edip arabadan inecekken beni kolumdan kendisine çekti. Şaşkınlıkla yüzüne bakakaldım.

"Bana yalan söylediğini anlıyorum Yeonjun. Benden saklamaya çalıştığın her şeyi fark ediyorum, biliyorum. Ben bir alfayım. Ulaşamadığına ulaşır, yapamadığını yaparım. İstediğin kadar bana yalan söyle, bugün eve gitmeyeceğini bana bağlanmak istediğini bildiğim kadar iyi biliyorum."

-

merhaba.

ben valjie.

kızlar günlerdir açıp açıp yazmaya çalışıyorum asla yazamadım ama şimdi bi oturdum bitirip kalktım resmen.

psikolojik olarak çok yoğunum. derslerim çok ağır, çok yoğun. her gelen hoca blok ders işliyor beynim duruyor. sadece bu da değil sınıfta eski flortüm var oausowks twitterdan takip edenler neyden bahsettigimi biliyorlar 😔😔 ayrica new crush'im da varr 😋😋 amaaann boyle seyler iste kizlarrr^^

kendinize iyi bakınnn^^

sizi seviyorummmm <333

Continue Reading

You'll Also Like

1.2M 84.9K 59
Çilek Alança Yıldırım mı demeliyim yoksa sen mi gerçek ismini açıklamak istersin Çilek Alança Saruhan? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek...
YUVA By _twclr

Teen Fiction

828K 40.3K 50
Amelya 20 yıl sonra aslında ailesinin gerçek olmadığını intikam için bebeklerin karıştırılmasına nasıl bir tepki verecek gelin hep birlikte okuyup öğ...
162K 8.1K 20
Staj yaptığım hastanede karışan o kız çocuğu bensem?
132K 8.1K 23
17 yıl sonra doğumda karıştığını öğrenen Peri... Abilerine ve üçüzlerine alışabilecek mi ? Babam gülümseyip "Aksine iyi bir şey oldu. Peri doğumda k...